Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
DOİT CUPftUtlm 6 KASIM 1978 AM* MuN liflA 1 ÜKüM AMi :M YE5İİ E£l£ft JAtlAMAKrAM 4tKİNI^ 2 D İ »>• ı KuNirWOLLINKA 6İ 1* • î İS£ tiLİMENtâZ GifcAPAMj*. A(BA^ ( l/\ Jr / T1 Stalingrad n Son Kurşuna Kadar,, Ç« H r e n ! N. DİZDAROĞLÜ 33 DEĞlŞEN TOPLUM ABD 1960'LARA KADAR DEVAM EDEN SÜREÇ iÇiNDE AMERiKALILARIN ORNEK ALDIKLARI KURUMLAR, KÜLTÜR VE DÜŞÜNME KALIPLARI TNGiLTERE'DEN KAYNAKLANIYORDU. ABD, GENiŞLEYEN EKONOMiK HEGEMONYA DiLEKLERiNi GERÇEKLEŞTiREBiLMEK iÇiN, TOPLUMDAKi ETNiK VE MEZHEP GRUPLARINA AYRI YÖNETiM BiÇiMLERi UYGULAMA iHTIYACINI DUYDU. Prof. Dr. Nermin ABADAN • UNAT Y a z a n : HEÎNZ SCHRÖTER •";• • • • * KTZÎLLARTN OPERATîr YÖNETtMt Kendilerine karşı yöneltilen dusman baskısını hiç olmazsa durdurabümek içın Şir ıl« Tsimlyanskaja kuzeyinde bjr cephe kurabildikleri ttkdirde, kınl komutanlıgın tlk planda elindeki kuvvetlerle buradaki durumu surdünneye ve basansını daha faz la gemşletmemeye dıkkat ederek bu harek*t için asıl hedef olarak gösterilen Don ile Volga arasmdaki Alman kuvvetlerinın kuşatılarak şok edilmesi görevini inatla yerine getirmeye çah$acagını kestirmek guç bir şey degildi. Olayların gidişi temel alınacak olursa, Sovyet Yüksek Komutanlığının, 1943 yılj Ukbahanna kadar gerçeklestirmeye çahştıgı büyük harekâtta üç hedef öngordügu ve bu arada Almanların güçsilz yandaşları Romen. Macar ve îtalyan ordulannı degil gerçek yönetim sanatının çok gizli bir sım olarak hasmı Adolf Hitler'in beklenilen tepkisini doğru hesaplsdıgı görtUüyordu. Bunun için de, seçtikleri büyük hedef, Dinyeper hattmı kazanmak sureüyle Kafkaslara sıkıstmlmıs olan «A» ordular grubunu yalnız bırakmaktı. lUc asama Alman ordusunun yok edilmesi olup bunun gerçekleşmesi için en duyarlı yer, Romenlerin Don cephesi seçilmişti. îkinci aşama; dayanma gücünün düsüklügü yüzünden 8inci îtalyan ordusu üzerinden Don'un deniz« döküldügü yeri hedef tutuyordu ki, bunun elde edilmesi ile Kaflcaslardaki Alman kuvvetlerinin geri çekilme olanagı sadece Kerç Boğazına bırakilmıs olacaktı. Üçüncü asamanın amacı ise. Korotoyak'ın iki tarafındaki Macarlan yok ederek Dınyepere giden yolu açmak olacaktı. Bütün bu tasarlamalar, nereden alındıği büinmeyen, fakat Alman kuvvetlerinin durumunu çok dogru ölçtüklerinı gösteren bilgilere dayanıyordu. Hıtler'in 1941/42 harekâtını üıerine aldıgı, bu nedenle de öt«ki cephelerdeki Alman tümenlerinı tutmanın pek güç olmayacagı Moskora'da biliniyordu. Ayrıca Almanların çok büyük ikmal giiçlükleri içinde savaşacakları, iistelik çok yüklü olan demıryollanndan Alman kuvvetlerinin tehlikeli gördükleri cephelere kaydınlması işinin kendi hareketlerinden daha çok Bamana ıteıyaç gösterecegini de saptamışlardı. Son olarak, bu konuda kendil«rinin ugrayacaklan güolüklert tle" îyf «1" çıip biçmişler, genış alanlı bir hareketten kaçınmı»lar, ömegin Voroneş bölgesinde yapacaklan bir yarma harekâtı ile Harkof üzerinden DinyeperPetrovsk'a inmek varken bunu yapmamışlar, kendileriru başarı için aynı hedefe götürecek parça parça vuruşlarla yetınmişlerdi. ALMAN TÜKSEK KOîkTOTANLlGlNIN TÖVETİMt Savaşın gidişi Rusların, Hıtier'in yönetim sanatını iyi değerlendirdiklerı gerçegini ortaya koyrmıştu. Şunu da belirtmek gerekır kı, dogu harekâtının başlangıcından berı Hitler'in komutayı ele alarak orduların operatif yönetimini üstlendigi günden bu yana Almanlar kötülemiş, Rusların operatif sava? yönetimi ise aynı oranda dürelmiştir. Hitler, her türlil gerileme hareketinin savaş morahnı yıkacagı üzerinde ısrarla duruyordu. Yine Hitler'in, düşman farafından zorla kabul ettirilecek bir çekilme, kendi gixi$unimizle yapacagımız bir gen çekilmeden çok daha kabredicidir, düşüncesine kesinlikle bagiı kalması. tümenlerle kolorduların bu saraşlarda çok kayıp vermesine neden olmuçtur. Arazi ve prestijin yitirilmesi konusunda ponik biçimindeki korkusu da Fransa'daki Alman ordulannı etkilerru?, eldeki silâh tekniği üstUnlügu müttefiklere kaptırılmı?tı. «NC1 ORDU ÇIKIŞ HAREKETtNE HAZIRLAMTOR. ll'inci kolordu komutanı jeneral Von Seydlitz, komutayı ele alarak kolordu kurmayba?kanı ile birlikte ordunun güney batıya çıkış hareketmde bulunmasını öngören bir tasarı üzerinde çalışmaya başlamıştı. Seydilitz daha da ileri giderek yaptıgı girişimler sonunda, durum konuşması için IV'üncü kolordudan general Jaemcke, VlII'incı kolordudan general Heitz, XI'ıncı kolordudan general Strecker ile XIV'üncü zırhlı kolordudan general Hube'nın 22 kasımda Gumark'ta toplanmaları içın emır verdirdi. Sonuç olarak bu generaller eldeki büttin kuv\etleri harekâta sokarak kuşatmayı yanp çılanaktan başka verilecek bir karann bulunmadığını saptadılar. 6'ncı ordu başkomutanı ile kurmaybaşkaru da generallerin bu kararına bütünüyle katılıyorlardı. Durum açıkça ortadaydı, bu şekilde hareket etmek zorunluydu. Çıkış hareketinin şans oranı 10/1. kayıplar 1/3'tü. Bundan tam 28 yıl önce. 23 kasım 1944te de general Litzmann «Löve von Brzezıny = Frzeziny aslanı» StalingTadiılara çıltı? hareketinin bir örneğinı gostermişti. Çıkış hareketüv.n 2ö kasımda yapılması saptanmış, «B» ordular grubujia anlaşarak ters gruplanma ıçm gereken emir verılmişti. Ordular başkomutanhğı ile bu konuda anlaşmaya varılacagı doğal kabu] edıliyordu. Bundan sonra ordu, bekienilen (Çiçek emrıni) çıkardı. Burada ber çıcek, vanhnası gereken bir stratejik hattı gosteriyordu. Birınci aşamada kuzeyde. Konnoja 137 tepeleriyle Gumark Goroditşe hattındakı tümenlerın geri çekilmesi öngörülmuştü. Kuzey cephesi güçsüz bırakılacaktı. îkinci günü ise bunu, Alejrijevski Dubininski Pitomnik. Jelşanka hattındaki birlıklerin gen çekilmesi izliyecekti. Uçüncü günü de çıkıs böigesinde toplanan birliklertn gücü, yanp geçme hareketmi yoğun bir biçimde yapacak düzej'e çıkartılmış olacaktı. Akaryakıt kaybını önlemek için zırhlı bırliklerin bü>ük bir bölümü daha önceden Marinovka • Kapovka bölgesinde bırakılmıştı. Bu yoldaki hazırhklar o kadzr iierlemişti ki. pratık bakımdan uygulanması sadece ordular başkomutanlığının vereceği emre baglı kalmıştı. Ön sırada bulunan 130 tankın arkasında 3. ile 29. motorize tümenlerın zırhlı kesiî ve savaş arabalan grupîan hazırhk mevzilerindeki yerlerini almışlardı. îlk dalga olarak onyedi bin. ikinci dalga olarak da kırkbin saraş grubu hazır durumda bekliyordu. Ordunun buna ılişkin verdiği emırde: «Çıkış hareketı kuzeyle batıya karsı alınacak tank güvenliği ile \oirütulecektır. Pıyade tümenlerinin büyük bölümü ateş hazırlığı yapmadan önde gıden tank kamasına bağlanacaktır.» deruyordu. Kuşatmada gergınlik en yüksek noktasına ulasmıştı. Parola «özgürlük.tü. Çok akılhca seçılmiş olan bu sörcük, içlerindeki tehlike vs bilinmezligi bir anda umutla gürene çevirm*ye yeUyordu. «Yanp kurtulacagız» sozü gönüllen bir noktada topluyor, tchlikenin geçtığini gösteriyor, sanki kuşatmadakı insanlann küçük bir eankurtaran sandalı içinde çıkttklan yolculukt» göklerin maviliğınde kaybolup gitmeyecekleri duygusunu veriyordu. 24 kasını günü saat 15'te, 6. ordu başkomutanı Hitler'e yeni bir teleks yazısı daba gönderdi. M«tnı şöyle idi: cFührerım'. 22 kasım akşamı gönderdiginiz teleks yazınızdan sonra (Hitler bu teleks yazısında 6. ordunun bulundugu yerde kirpüenerek, kurtuluşunu dıştan yapılacak bir yarma hareketinden beklemesini istıyordu) durum daha da kötü sekilde gelişmiş, batı ile güneybatıdaki deliklerın kapatılması başarılamamıştır. Bu nedenle düşman yarmasının buralardan yapüacagı olasılığı bellı olmuştur. Cephane ile akaryakıt tükenmek üzeredir. Bırçok ba*arya ile tanksavar silâhı kendi birlikleri tarafından tahrip edılmıştir. Tam ramanında ve yeterli bir ikmalin yapılması olanağı yoknır. Taarruz eden duşmana öldürücü bir mruş yapılmadığı takdırde ordu. kısa bir sürede yok edilecekIr. (DEVAMl VAB) çı oldugu sanma da kapümamalı dır. Nitekim zenciler arasında ev rımci bir oluşumla yetinmek istemeyen gruplar Black Panther gibi tedhisçı örgütler kurmakta, Black Moslem'ler ise kendi bas lannda federasyondan kopmuş bir eyaletle «Müslüman Siyâh B. Amerika»yı sürdurme düeguıdedırler. Bu yeni oluşumlar karşısında WASPl«r tüm kudretlerinl yıtir dıkleri zannına mı kapümalıdır? Hayır, yalnız rolleri eskisinden çok farklı. Geleneksel kurulu dü zeni cEstablishment) slmgeleyen iş ve kamu sektörünün bellibasli organlan: Bankalann yonetım Kurulu Başkanlıklan, bilyük sirketlerin mUdürlüklen, Ba k»nlıklar, Parlamentodaki önemli Komısyon Başkaıüıklarımn çogubüyük ölçüde yine onların tekelin dedir. Düne kadar New York Eyaletinin Valisi, eski Cumhurbaa kanı YBrdımcısı Nelson Rockfeller, CÎA'nın eski başsorumlusu Colby, eski Savunma Bakanı Schlesinger, bunlar hepsi katıksız birer WASP sayılır. Fakat Amerika'nın yeni çogulcu felsefesl nın geregi olarak, bir zamanlar fethedilmez sanılan kalelere dün« kadar yabancı sayılanlar da sızmasını bssarmışlardır. Bu oluşumun sürati de belli kararlarda kendini göstermektedir. ABD' nın en tutucu sayılan partisi, Cumhurlyetçiler, daha 1972'de Rum asıllı Spiro Agropopoulo» y*ni Agnew'yu aday göstermişlerdJ. Ayni politikacmın kansmıs oldugu kirli islerden ötürü Watergate reaaletine kanşmıj ' olan eski Cumhurbaskanı Nison tarafmdan istifay» zarhmntıs olması önemli degildir. Rum azınlık grupları daha 1970lerin basında siyasal pazarlık güçlerini bu adaylıkla belirlemislerdi. 1975'te Brandemas ve arkadaslan Türkiye'ye uygulanan ambargonun kal dırılmasında gösterdikleri başan nın meyvelerini toplamakta gecik meveceklerdir... Bütün bu oluşumlarda unutulmaması gereken örtemli nokta şudur: Amerikan toplumunun benimsemiş oldugu yeni çoğulculuk anlayışı çesitli kanun simsarlann, baskı grupla nnın üstünlügünü göstermez. Bu yeni felsefe sadece evrensel ekonomik egemenliğı kuvvetlendirmege çalışan görünmeyen güçlerin sistematik çabalannı perdeleyen ara faaliyetleridir. Amerikan kamuoyu bu aynntılı grup mücadelelerin boyutu ile ilgilendıgi sürece çokuluslu şirketlerle yardımcılan elektronik bilgisayarları yardımı ile dünyamızı «evren sel bir laboratuvar» olarak kullanmafa devam edecekler. tartıs ma ve denetimde uzak kararlar oluşturmavı sürdüreceklerdir. Bes kıtadan gelme çe*iUl uhıa larıo göçmeninden ola>mus bulunan Amerikaiılar, «Uluslafm»» süreci boyunca açık seçik bir ulu sal «kişüige» sahip olmağa öteden beri büyük dnem vermişlerdi. Bu özen büyük ölçüde tas» tarihsel geçrnişlerine üstün bir değer vermekten ileri gehnekt*dır. Dolayısiyla degisık çevrel«nn protesto, direnis ya da basluya karsı koyma sonucunda ortaya çıkmıs olan Birlesik Amerik* Cumhuriyeti uzun süre ilk göçmenlerin çogunlufunun getaııs oldugu tngıltere'ye kargı akıl dısı, duygusal bir hayrtnlık be«lemefe devam etmistir. Sankl İn giliz kralının otokratik yönetimi ne karsı gelmek, tngiltere'nin h* zınesıne yenı gelirler saghyacak olan vergilen ödememelc içın Boston açıklannd» denize çayla n döktüren aynı göçmenler de gıhnişçeane. tngiliz • adalanna bir çeşıt ana vatan gözü ile bakjimaga devam edilmi9tlr. Bu duygusal bağlanmanın sosyo ekonomik somıçlan ise ortaya çıkmakta gecikmedi. tngiltere'nm soylu seçkmlenni en çok andıran, ust tabakaya mensup Ameri kalılar, iki >üzyıla yakın bir süre dır Yeni Dünyanın ekonomık, sı yasal ve sosyal h»yatın luht mev kilerinı işgâl etmekte devam etmişlerdir. Amerikan demokrasisi, etnik ve dinsel farklara dayalı 'kontenjanlı demokrasi,, olma yolunda Amerikan toplnmnfldaki etnik azınlıklaruı, ortak potsda 'rimelcrt mrtık lstcnıniyor. leştiriciler, romancüar, sairler, iojyıl kuramalar, Amerıica'aııı kurumlarMnc Cft«t«ni(i Jjepsi WASPTtı.HemiAgway, Steinbeck. Fitzgerald, Dewey, H. S. Commager. hepsı Angiosaison kbkenın d«n gelme Protestaniardı. Yahudı asıllı prodüktörlerin egemen bulundugu Hollywood'da dahi kahramanların çogu Amerika'nın çoğulcu yapısını yansıtan z«n cı. katolik, Yahudi, Chicanoiu ya da Kızılderılı degildi. Kurulu düzenin sahipleri, askeri sınai büjrük şirketlerin yöneticileri, Va kıf ve Üniversitelerin mütevellı heyetmde görev »lanlar, tioaret ve endüstri odalannm üst kademesinde bulunanlar, hepsi WASP tı. Onların benimsediği deger yar gılan, fazilet ölçülerı bağlajncı sayılıyordu. Aradıkları erdemlerın başında durup dinlenmeden çahsmak, direnmek, kendine guvenmek. misyonerlik ruhu tasımak, bırikim yapmak geliyordu. Marx'ın felsefesini elestirmek üzere ekonomik süreçlerden baska fikirlerin de tek basına toplumsal değişmeye neden olabileceğmi ileri süren Alman sosyolo gu Max Weber çok isabetli bir tahlille Amerilca'da protestan eti gı (ahlâkı) ile kapitaiızm arasın daki ilintileri ortaya koymuştur, Neden sonuç iliskisini bir tarafa bıraktığımız takdirde Amerika*nın ekonomik gelişme sürecin de püritanizmin kuvretli etkisini bulmak mümkündür. Hemen hemen iki yüı yıla yalcın bir süre ile etkln bir aanlık olarak «susan çogunlugu> böylece tercihlerini, zevklerini, emel ve dıleklerini kabul ettirmiç olan bu küçüit azınlıgın bas'ıgı toprak 1960'dan bu yana hızla kaymala başlamıştır. Bu olusumun baslıc« nedenlen nedir? nomik g ç f f j i j , zarlara susamı?, israf temelioe ^rçekleştırebiffireSr" içın* "çofu!cu dayalı dev ekonomısı ile bır yapnını oiuştarmn m*W HuıHiıı» çesit «ulusal fikir birligi. anlalerine, yani Zenci. Yahudi,, ka mına gelebilecek «toplunasal bütolik. Irlanda, İtalyan, Alman, tünleşme» (integratıon) ilkesini Puerto Ricolu, C3ıicacolu, Meksi terketmış durumdadır. Dünya ekalı, Rum, Ermeni, vs. asıllı et gemenliginı sürdürebilmek içın nik ve mezhep gruplarına degi kendi toplırmundaki çeuşldlenni şik yönetim biçimlerı uygulama etnik ve kültürel çoğulculuic yönihtiyacını duydu. Dışta başanlı temi ile gidermeye, unutturmaya, bir ekonomik emperyalizm poli denetim altma almaya kararlıdır. tıkası yürütebilmek için içte Düne kadar telkin, geçmişı ufarklı etnik gTuplar arasında belli nutup, tek tip bır Amerikalı olbır denge kurmak geıekiyordu. maktı. Bugün hedef farklılaşma, Bır bakıma bılmçlı olarak yürii çeşitlilik içinde önce etnik bir tülen bu politikanm ^oııucu oîabenlik kazanmak ve o yoldan rak «Enme potası» felsefesı tor dünya egemenligıni sürdürmek. kedıldı. Yenı gelenlere geldiklen Bu yüzdendir ki Ford ve Rockyerı unutmaları. geçmışien üzefeller gıbi güçlü kültür kurutnnne sünger çekmeğı öğütlenecek lan her çeşıt etnik gruplarla dıyerde tam tersıne telianler ya ğer toplumsal azınlıklara •kendi pılmaya baslandı. Günümüzde benliklerinl, varlıklarım. bulmaüniversıteler, basın ve kitle ha lan için cömert yardımda bultınberlesme araçların tümU usan maktadır. Örneğin düne Itariar madan şu fikirlen yaymaya ça horlanan, ezüen zencılere >AIrıhşıyorlar: «200 milyon kusurluk ka Etütlerı adı altında arastırbir kıtada yabancılasmamak içın ma merkezleri kapılarmı açmakkültürel hazinenizı .îoruyunuz, ta, erkeklerle eşit isühdam va yaşatınız Geçmişinizle ılijkı yükselme olanaklanna sanıp olnizi koparmayınız, onunla Övünü mayan militan kadm örgutlenne nüz Atalarınız Afrika dan gel«Women Lib» hareketinin fikırdıgıne gore benliğinizı Afrika'lerinı yayabilmeleri içın çenış suı kültüründe arayımz Siyah bdenekler ayrılmakta, hatta harolmak güzel olmak demektir.> ta homoseksüellerin bir insan O tarıhe kadar genç kuşaklara hakkı olarak nitelendirilen cinsel örnek oluşturmuş olan modelleilişkıler alamnda «farklı olmann yennl yeniler aldı. Amerikan nın» geçerliliginı savunabümeletoplumu birdenbire zencilennı ri içın TV'deki tüm ekranlar hapsetmiş olduğu sıyah ghetto' açıhnaktadır. larmı merak etmege basladı. Hindu guıuianna özenenler, Zen TOPIUMSAL PARÇAIİMMâ felsefesini benimsiyenler. Asya' daki Krishna mezhebine özenıp kafalarım kazıtıp portakal renkli Şu kadar ki bu yön degiştırme giysılere bürtinüp dilenenler, Ka hiç de kolay olmamaktadır. Kül tolisizmde radikalizmi arayanlar, türel üstünlük ashnda topîumu birbirinden taban tabana zıt tip denetim altında bulunduraa eko ler de farklı dozajda da olsa A nomik güçlerin bir yandaş unsu merikan kamuoyunu etkilemefe ru sayılır. WASP kültürü yerını basladı. birbirinden farklı etnik gruplann kültürleri ile birlikte pavlaş Günümü* Amerikan toplumu, ma durumuna gelmce, bu ktildurroadan genisleyen ve yeni pa türü düne kadar taşımış olan eski egemen grup yogun bir nîu cadeleye girişmege basladı. Artcak yetıl sivrilen, güçlerinl venı kesfetmis olan gruplır da bu mücadelede çetin direniste bulu nan karşıtlar olmaktadırlar. Kül türel alanda kazanılan bir zafer kısa bir süre sonra siyasal pazarlık konusu haline gelmejct«dır. Yahudilerm, zencilerin, kadınların, son zamanlarda Ruto ve Ermenilerin Amerikan toplum hayatmdaki belirleyici, engelleyıcı rollenni bu açıdan değerlendirmek gerekir. Zencı'.ere esit muamele yapılmasmı öneren felsefenin somuî ürünlerı örne gın apartmanlarda belli oranda zencı kiracı alma zorunlugunu getiren yasaları oluşturmaktadır. Amerıka dıs egemenligıni güçien dırmek içın sürdürmekte oldugu yeni çogulcu politikasının önemli bir sonucu toplumsal parçalanmarun (disintegration) istenilir bir durum olduğunu belirie mesidir. Dolayısıyl» birlik yerine çok merkezcilik içinde dvnge almaktadır. Baska bir deyim'e Amerikan demokrasisi artan olçüde etnik ve dinsel farklılasına lara daralı «kontenjanlı bir demokrasi» olma yolunda dır. Bu kültur mücadelesinin barıs «VİSP'IAR Ne« York lımanına gırip t« Ö« gurluk meşalesinı elinde bulundu ran kocaman heykelın bulundugu adamn karşısındaki Ellis adası karantinasına alman her göçmene şu telkinlerde bulunuluyordu: • Burası sınır tanımayan fırsatların ülkesidır. Burada kimse mıl liyetini sormaz. Amerikalı dediğin insan kocaman bir erıme po tasmdan çıkma bır yaratıktır, ona tüm olanaklar açık, burada sadece eşitlik vardır.» Oysa gerçek durum hıç bır zaman boyle olmamıştır. Gerçı Amerıka jelenekse! bir tarım toplulugundan sıynlıp hızh bir endüstnleşrneye geçtıfi sırada gırışımcilik yeten« ğıne sahip her tabakadan insan tasavvurlannı gerçekleştirme fırsatma kaıuşmuştu. Pakat beili mevkiler, belli kurumlar, bellı kuruluslar, hattâ belli kiliseler VVASP diye adlandınlan ve bera berinde eski dünyanın birikmiş bılgı, deney ve görgüsünü aktarmıs olan dar çemberli bır azınlığın tekelinde kalmaga devam edi yordu. 1960'lara kadar devam eden bu süreç geregi Amerikalılann örnek a'dıkları kurumlar, kültür ve düşünme kalıplannm tümü Ingiltere'den kaynak alıyordu. Amerikalılar» ilham veren mns fikirleri gelı$tiren düşünürler, e YİRIH: TENİ BİR DEMOKRAS! CUMHURiYET'in SANTRAl TEIEFON NUMARALARININ BiR SÜREDENBERi 28 97 03 (5 hat) YENI YÖNTEM ABD İkinci Dünya Sarmfins girmekle birlikte genisleyen eko OLARAK DE6i$Ti6iNi. OKURLARIMIZA HATIRLATIRIZ. BULM ACA TiFFANY Tas, maden gibi seylerden y*pıl tnıg küçük yuvarlak. TUKARIDAN AŞA&ITA: 1 Eski bir tslâm devletinin adı 2 İki maden parçayı o:r j birine yapıştırmak için kullanı' lan bir yöntem Tersi çok 3 Bir buyruk Sinirli 4 Ad 5 İstanbul'da bir semt 6 Bir bit ki Belirli bir ücret karşıhgı i bir şeyı ıyelik altuıda bulundurma isı 7 Herhangi bir ölçü bı riminın bölündügıl eşit parçaîar dan herbiri Tersi ortasma sesli bir harf getirilirse bir emir olur 8 Tersi kunl 9 Çerren, go« erimi Kalay'ın simgesi. DÜNKt BLTJVIACAMN ÇÖZÜMÜ: SOLDAN SAGA: 1 Onursal 2 Turs Rlze 3 Okaliptüs 4 nunaK Otn 5 Otuz asrA S S«T füK 7 îs kA Ett S Aç Zar 9 Aforoı Pe. rUKARIDAN AŞAGtTA: 1 Otonomi 2 Nukut s*F 3 Ur»nus Ço 4 ralazaK S İK Vazo < Ar»pAz 7 Lıtosfer 8 Zumrüt S Tet Aüde. , JB BU TUB yEsiı' "i DEN DO&UŞ, M.KEN DE A 123456789 SOLDAN SAGA: 1 Güneydogu'da blr ilçemiz 2 Topraklanmıza en yakın Yu nan adası ile aramızdaki ^frf»*^ oluşturdugu Bcgaz'ın ismi Ter si Stronsiyum cisminin simgesi 3 Büirkişi (eski dil) 4 Ter si basına. sessiz bir harf getirihr se silâhlann namlularındaki çızıklere verilen isim belirir ücu halkalı civata 5 Dolayıayla anlatma Esi oUnayan, bir:cık 6 Sebep, neden 7 Bır gö2 rengl Tersi kendini göste remeyen, dikkati çekemeyen .ıım selere söylenır soz 8 Tersi N"4 de'nıa bir ücesi Bır ısım 9 DiŞi BOND