28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
nam tatart*» hayatındayken ve BldOkten sonr« hayasızca sövenler oldu. Anu bunlar sövgülerini imza bile atmadan kapaJı zarflarla •ağa sola yolluyorlardı. Şimdi ömeğini vereceğim alçakça sövgü bir günlülc gazetede çıkmışbr. 11 kasım 1976 pazar günkü Cumhuriyet'ta Sayın Oktay Akbal'm köşesinde «Hezeyan Deyip Geçmeyelim» başlıklı fıkrada, Türkİüğü yüeelten büyük lnsana bu sövgücü klşinin yazısından şunlar aktarılıyor: «Memleket bütün kültürüyle, medenlyet ve anlayıslyle ve yerli frenkler ellylo gâvurlstan hayataıa teslim edüirken, aynı feryadı çıkarmamışız da; tarihte emsali görülmemiş bir soytanlıkla bir takım mumyalann arkasından ağlatılmaya zorlanıyoruz.» •Olümünün üzerinden kırk yıla yakın bır zaman geçen bir ldnısenin arkasmdan zorla, baskjylo sürdürülen ve iptida! devirlerin tapınma törenlerini andıran bu resmi zorlamalar da ne oluyor?» «Büyük bir milletin tarihl lçinde, kendisiue rorlama yollarla lâyik olmadığı bir yer aynlmak istenen bir kişinin ölüm gününü, daha dıin lmiscesine, her yıl bir ağlama günü veya bütün milleti bir ağlayıcılar takırm haline mi getirellm?. «Ecelleriyle ölen diktatörlerin bu dUnyada hesap vermeden gitmeleri beşeriyet tarihi açı«ından esef edilecek bir husus değil midir?» A OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Düşmanlığın Böylesi.. Uluğ İĞDEMiR tnsanl* bu gerefcs!nmeyl duymaktadır. Daha dün Lübnan Sosyalist Partisi Başkanı Kemal Canpolat bunu içtenlikle söyledi. Mısır Devlet Başkanı Enver Sedat, 26 aralık 1975'te televizyonda yaptığı konuşmada babasmın evincle ne kralın ne de başkasınm resmı bulunmadığı halde Atatürk'ün resminin bulunduğunu. bütün Müslüman ülkelerin ondan ılham aldığtm, onu büyük bir lider tanıdığını. Atatürk'ün kendisine de ömek olduğunu söyledi. Atatürk'ün ölümünden sonra dünya basmında çıkan yüzlerce yazıdan birkaç ömek vere yim: İngilizlerin ünlü Tımes gazetesinın 12 fcasım 1938 tarihli bas yazısında: «Kemal Atatürk'ün, Yeni Türkiye'nin kurucusu ve yapıcısı olan o meşhur Mustafa Kemal Paşaıun şahsında büyük Mker. büyük devlet adamı ve büyük şef ölmüstür. 1919'dan beri Türkiye'nin tarihi, O'nun hayatının tarihi oldu. Cesaretl ve vatanperverliği O'nu ümitsiz görünen bir teşebbüsün başır.a, küçük, bitkin ve muzaffer kuvvetlerin kahir ıstekleri önünde bütünlüğünü kaybetmış bir mületin mukavemetinin başına koydu. O'nun ruh ve kuvvetı, azim ve iradesi, kım olursa oîsun diğer herhangi bir şefi sarsabiiecek olan zorluklarj yenmesine yardım etti» 11 kasım 1938 tanhli ünlü Fransız gazetesi Petit Parisien'den: «Eütün Türkiye'de matem hüküm sürmektedlr. Büyük bir devlet reisinin şahsiyeti ne derece yüksek ve ne derece muhterem olursa olsun, hiç kimse. aman vermez bir hastalıktan sonra yaşlı sayılmayan bir çağda ölen bu muzaffer General, bu yılmaî ıslahatçı, bu ınsan kahramanı, bu çok popüler adam kadar bütün balkın kalbine yakın olmamıştır.» Aynı tarihli Jour Echo de Paris çazetesınden: «Bu kanşıklarla dolu zamanımızda belIıı Atatürk'ün şöhreti kadar büyük şöhretler vardır. Fakat hiç bir zaman bir tek muvaffakjyetsızlık bıle kaydetmemiş tek şöhret, O'nun şöhretıdir. Atatürk ölürken serbest, müstakil, modern ve saglam bir ordu tarafından ıyı muhafaza edilen bir Türkıye bırakmıştır. Borsen Zeitung adlı Alman Gazetesuıden: «Milletinin mevcudiyetini kendısine borçlu bulunduğu en büyük Türk ölmüştür. Halefleri onun mırasını koruyacaklardır.» Italyanca Corriera Delîa Sera Gazetesinden: «20 yüda Türkiye'de yeni bir nhniyet yaratmış olan bir adam ölmüştür.» Macaristan'ın «Pesterloyd» adlı Gazetesinden: «Şurasını objektif bir surette tesbit etmek icap eder ki, ezilmiş ve yıkılmış bir milletten şuurlu bir kütle, istilâ görmüş memleketten bağunsız bir hükümet ve köhne Osmanlı tmparatorluğundan genç bir uygarlık yaratmıştır. Dünya bu savas ve banş kahramanı büyük adamın olümü ile yoksul düşmüştür.» Yunanhlann «Messager d'Athenes» Gazetesinden: «însanlan sevk ve idare eden büyük çshreler arasınöa yeni Türkiye'nin kurucusu Atatürk'unkü, kendisine özgü çizgüerle aynlmaktadır. Çok, pek çok devrimciler görüldü. Fakat hiçbiri Atatürk'ün cesaret ettiği ve muvaffak olduğu şeyi yapamadı.» Amerlka"naı Onlu Congress Kltaplıgımn, Cumhuriyetin 50. yüı dolayısiyle düzenledigi kitap sergısina koyduğu, Atatürk hakkında ve Türkçe dışında bütün dünya dillerinde çıkmış kltaplann sayısı 1338'dir. Dünyada ilk kez UNESCO'nun önerisiyl» Atatürk'ün 25. ölüm yüı törenlerle anıünıştır. Günün Birinde.. Bütün dünyanın övdügü ve arkasından içtenlikle matem tuttugu bir ınsana mı lâyık olmadığı bır yeri vermek ıstıyorsunuz? Bu insan mı dünyadan hesap vermeden göçmüştür? Bu ıftırayı yapmak için bir insanm ne kadar Türklük duygularından uzak olması gerektiğini düşünün. Ama bu iftırayı yapanlar günün birinde s e bür yuk Türk miHetinin önünde hesap vermeye çağrüacaklardır Erzurum Atatürk Oniversıtesinin yayınladıgı «Halk Şiirlerinde Atatürk» adlı yapıtta 82 halk şüri, halk destanı, halk agıtı vardır. Bu değerlçndirme yoksulu msana sunu hatırlatmak gerekir: Eğer Atatürk olmasaydı sen buglin bu juzel topraklar uzerinde özgiır yaşama olanağını bulabilecek miydın? Bugünkü smırlar içinde 40 müyonluk özgür bir Türkiye dogabilir miydi? Şu sözleri söyleyen bir insan yalnız kendl ulusunun (1w»ü bütün insanlann sevgih'sidir: «Insanları mesut edeceSim diye. onları bırblrine boğazlatmak gayri insani ve son derece teessüfe şayan blr sıstemdır. Iıısanlan mesut edecek tek vasıta onlan birbirlerine yaklaştıran, onlan birbirine sevdiren, karsılıklı maddî ve manevi ihtiyaçlannı temine yarayan hareket ve enerjidir.* «Eğer devamlı banş isteniyorsa, insan kütlelenni'' vaziyetlerini iyileştirecek uluslararası tedbirler alınmalıdır. Insanlığm heyeti umumiyesınin refahı, açiık ve tazyiicin yerıne geçmelidir. Dünya V3tandaşları, haseı, açgözlülük ve kınden uzaklaşacak şekilde terbıye edılmelidır.» Bütün dünyanın özlediği, Birleşmis Milletlprin bir türlü gerçekleştiremediği bu özlem) ÜK kez duyan bir ınsan için yaptıklanmız azdır. O'nu her gün, her saat hatırlamak, O'nun ilkelerinı içtenlikle benimseyerek uygulamak zorundayız. Bizi kurtaracak, bizl mutluluğa götürecek ilke yalnız O'nun ilkeleridiî. Sezuan'ın îyi Insanı SADUN TANJU BzIerimi dlktim Eceviti seyrediyorum. Neler düşündüğunü, nasıl duygular içinde oldugunu bulma oyununu oynuyorum kendi kendıme. Parti örgütü iklye aynlmış, halat çeker gibi ha babam ha asılıyorlar ipe. Ecevit, sinırlerın de gerilip koptu kopacak hale geldığı böyle bir anda, hile yapılmasm diye olanca dikkatinı vermış, tüm hareketlerı kolluyor. Içınden kim büir ne €of»lar çekiyordur. Her taraf insan duvan. Kurultayın yapüdığı spor salonunun sadece ışıklı tavanı boş. Sanki siyasal bir kongre değil, bir spor karşılaşması yapılıyor. Tarailardan biri öbürünü alt etsin ki bu kalabalık coşsun, «seyrine deydi. de&in. Ecevit acaba takım tutuyor mu? «Tutuyor. dıyor bazıları. Kimine göre bir hakemin titizliği var onda, oyunu hilesız kavgasız oynatmaktan başka bir şey düşünmüyor. Oysa görüyorum ışte, O, bu çekişenlerin tümü ile gireceğı kavgayı aklından çıkafamaz. Ona bütünün gücü gerekh.. Zaten öyle demiyor mu? «Sonuçtan sadece biz sorumluyut. Basaramazsak suç bizim.» G Hezeyandır Bu bir hezeyan değildir, bu, düpedüs nankörlük ve Türk milletine hakarettlr. Bunu yaısn hiç kuşkusuz Atatürk'ün bu yurdu hangi koşullar içinde devraldığıru, Türk mUletinl nasıl ve ne güç durumlardan kurtararak Cumhuriyeti kurduğunu bilmez değildir. Buna karşın böyle çırkin bir yazıyı yazabilmek için nasıl bır lnsan olmak gerekir, düşünülmeli. Atatürk'ün ölümüne yalnız Türk milleti değil, bütün dünya ağlamıştır, şimdi de ağlamaktadır. Eğer bugün dünyada Atatürk gibi düşünen, cnun kadar evrensel ve insancıl olan bir kaç devlet adamı olsa, lnsanlar çok daha mutlu olur, insanlık bugünkü bunalıma düsmezdi. Ölümünden 38 yıl geçmiş olmasma karşın blz hâlâ onun ilkelerine ve engın dünya görüşüne gereksicme duymaktayus. Yalnız bls değil, TEPEDE OLUNCA Ecevit'in kürsüdeki hareketlerinl lzliyonım. Her seyi dujTnak istıyor. Ker şeyı görmek istiyor. Yanlış yapılacak diye ödü kopuyor. Duyamadığı cevabı kaç kez tekrarlatıyor. Kimin hangı tarafta oldugunu iyıce görmek istiyor. Sıralı sırasız «Halkçı Ecevit» diye bağıranlar ona bağlılıklannı mı belirtıyorlar yoksa «Sen kenarda dur, senin dışında bu hesaplaşma» mı demek istiyorlar. Nasü kanşmaz? Nasü kenarda durabilir? Güya Kurultay Başkanlığı için bir oylama yapılıyor. Ne yapılır böyle «demokratik> oylamalarda? Taraflar birbırlerine «uygar» davranışlar içine girerler. Bekliyorum başkan adaylarının oy belırtme sıralarını. İki aday da kendılerıns oy veriyorlar. Aman tek oy ziyan olmasın. İsmet Atalay • Günay. demediği için, Ertuğrul Günay da «Atalay» demedıği için Ecevit kahrolmuştur. En ufak inceliğin kaybolduğu noktaya sürüklenmek elbette düsUndürücUdür. Hele, delege olmadığı halde, bir adaydan yana oy verip hilesi meydana çıkan gencin, kalabalık tribünlerden »ılie tokat indırilişindeki şiddet de onu ta içinden urpertmiştir. önemsiz nedenlerle meydana gelen parlamalar, psikolojik durumlaruı nasü benzin buhranına dönüştüğuniln belirtisidirler. Her «yuh» sesiyle lrkiliyor Ecevit. Kalabalığın denetimini elınde tutmak isüyor. Onu böyle ktir•Ude gepgergin gormekten UzUlüyorum. Tepede olnncs yalnızaınıı. Herke» sizde ol8g»mustü güç jösterileri bekliyor. Yardım yok. Tannlar bilici ve sffedicidirler. Hiç bir kul Tannyı atfetmez. Cehennemler Çogahyor! OKTAY AKBAL Evet Hayır ÇÖZÜM ARARKEN Orkiye, çoğu ülkerdn içinde bulunduğu toplumsal, ekonomüt ve politik sıkıntılar içersinde yasamaktadır. Toplum ÎSTANBUL ÎKTtSADÎ T« TİCARÎ İLİMLER AKADEMİSÎ varoldükça da bu ttir sıkıntılaÖĞRETtM GÖREVLISI rm şu veya bu şekilde ve değişık duzeylerde devam etmesine kimsenin engel olabileceğini sanD. Böylece, Türkiye, teknlk » m a n saygı ve heyecanla yasanmıyorum. Çünkü, toplumun dibilgi ve yeteneğe gereğince sahip mış, bağlayıcı ve bütünieştirici namik karakterı onu devamlı olmayan fakat politik güce sahip etkisi büyük olan «askerlik» kubir arayış içersinde daha iyiyi unsurlann genellikle etkili olarumu askerlik süresi ile ilgili uyaramaya zorlayacak ve bu yolda bildiği bir Ulke durumuna gelgulamalar eşitlik ilkesini bozdoğması kaçınılmaz fikir ayrımiştır, muştur. lıklan ile de sıkıntılar sürüp gıE. Deviet kesüninde halen çaD. Toplumun «asgari müştedecektir. lışabilen teknokratlar ise politik rek»l olarak nitelendirilen ve her kiskaç içersinde esasen etkisizzaman tartışma ve tasarruf dışı Ancak, Türkiye'nin içinde budirler. bırakılan ordu eleştırilebılmekte lunduğu koşullar pek bu kadar ve uzerinde tasarrufta bulunma III. Topluma kişılik veren, iyimserlikle yorumlanabilecek lddiaları görülmektedir. toplum içersindeki bireyleri birnitelikte değildir. Çünkü Türkibirlerine toplum şuuru içersinde E. Cumhuriyet Türkiye'sinin ye henüz, daha iyiye yönelmek bağlayan unsurlar gün gectikçe en yüce manevi varlıgı olarak her için gerekli arayışa elverecek tezayıflamaktadır: Şöyle ki: Türk'ün benliğinin bir parçası mel altyapı sorunlannı çözetneolarak kabul edilen Atatürk, düşA. Din politikaya girmis, dinlmiştir. Şöyle ki: manlığa kadar varabılen bir elesne bağh olanlar politika yapar I. Aydınlarm yetismesini sağ tıri konusu haline getirilmiş, görünmemek için ibadet ve ifaiayacak koşullar yetersizdir: Türk yakm tarihinin baştan yadelerinde adeta daha sessiz olA. Okullar yetersiadir, zılması gerektiği tartışılmaya maya itilmişlerdir, başlanmıstır, B. Dini inançlan zaten pek B. öğretmen yetersizdir, kuvvetli olmayıp belki de bir F. Bilinen ekonomik sıkıntıarayış içersinde olanlar ise bu lar bireyleri maddi kaygılarla uygulaması yetersizdir, yönde ters tepki içine düşuruldoldurmuş ve bencilliğe >raran ç . Yapılabüen ögrenim • U e ' muslerdir, bireyciliğe itmiştir. ulusal ve tarafsız niteliğini yitirC. Yeni ulusçuluk yönündeki IV. Toplumu duzenleyici, remis ve politik hareketlerin bir gelismeieri toplum için sararü faha yönelticl ve özgürlüğü koaracı durumuna gelmiştir, görenler TUrk'e has ulusçuluk, ruyucu en yüce araç olan yasaheyecan ve gururunu daha sessiz lara saygı azalmıştır: Şöyle ki: D. Disiplinsizlik nedeniyle ove daha etkisiz şekilde yorumlaA. Parlamenterlerin tutumlan kullarda öğrenime devam etmek maya İtilmişlerdir, yasa koyucu parlamentoya güveolanaksızdır. nl ve saygıyı zayıflatmıstır. Ç. «Vatani görev» olarak her II. Yetismis aydınlarm toplum içersinde karar verici noktalara gelebilmeleri ve bu noktalarda kalabümeleri çok zor, hatta olanaksızdır. Şöyle ki: T R. Sıtkı KARAHAN «BB aabah yine AlurainTnm teslslerlnde fabrika sahasında, beton yoUarda işçl kardeslerimizin oluk gibi akan kanlanna bM» basa iş başı yaptık» dlye baslamış Seydlsehlrli emekçi okur mektubuna . Birkaç ay önce Seydlşehir'in fasist baskılar, zorlnlar, yasalara aldmş etmeyen kişiler eliyle nasıl bir eehenneme döndürüidüğiinii .vazmıstım. Bir mektubu olduğu flbi yayınlamıştım bıırda. Şimdi aynı emekçi okurum uzun bir mektup daha rollamıs. Bu kez son çünlerdeki kanlı olaylan anlatıyor. Hani sağcı basında, sağcı politikacılsrın dilinde CHP'nin taskırtmasıyla halk, sağcı partilerln, örgütlerin lokallerine saidırdı diye haberler çıktı ya, işin gerçek yüziinü Körüyorsunuz bu mcktupta . Sizi, Seydisehir Aluminyum tesislerinde sörevli bu emekçiyie basbass bırakayım en iyisl: «Blr lnsandan bu kadar kan akar mıynııs? Yerlerde öbek Sbek kan golieri, can havliyle kaçmak isteyen fakat elU kisinln derair »opalar, iri taşiarla yere dfisürdfiklerl Işçiler veya boynundan olnk jibi kanlar aka aka kaçmaya çalısanlara aç knrtlar gibi, kana doymamışların üldüresiye taş ve demirlerle nıruşlan... YukardakJ tablodan daha acısı bin'.crce işçinin ve askerUflnl komando olarak yaprnıs giiçlii kuvvetli yüzlerce bekçinln seyirci kaldıgı, kapUaruıdan kus bile uçartulmavan fsbrika dahilinde oluyor bunlar. Zavallılann yalvarmalarına aldıns bile edilmiyor,, Içimiz parça parça biz binlerce işçi. «yapmayın günahtır» demek nerde, AiHintümüzü, acınuzı bile fısıldayamıyor, belli edemiyoruz.' Bekçiyi, pollsi, sej1rcl"lşçlyT Kyıplamayuuz, ekmek kapısı, Irnrtarmak isfedfği kiınsenln akibetine aynı ında uğrar, aynı giinde ekmefinden olnr. Tam bir ytldır bu zalfim deram ediyor.» Anayasal haklara sahlp, demokrasi, hak, hukuk laflan edilen, Danıştayların, Yargitaylaru, Anayasa Mahkemesi'nin, uiusnn yüzde kırkından çoğunnn oyunu almıs bir CHP'nin, elll üç yülık Atatürkçü potansiyelin bulundugu bir Olke burası!.. Yer yer zorbalann eline geçmls yurt parçalan, yasasız bir yönetim kurulmuş, ölen öldürülüyor, kimse ses çıkaramıyor, blr yere gidip şikâyet edemtyor. Diyeceksiniz, nerde muhalefet mllletvekilleri, senatörleri, yazarlar, gazeteciler, sendikacılar, özgürlük. bak, hukuk diyenler? Hepsi yerli yerinde!.. Ama Seydisehir cebenneminde değil!. «Bir yıldır sayısız işçi korkunç durumlara sokuidu. Kimse sormadı, kimdir, suçu nedir? Çoğunlnğu koma halinde Konya hastanelerine taşındı, haftalarca oksijen çadırında ölümle pençeleşti, (akat lıiç biıi kimseden şikâyetçi oltnadı, bir hak aramadı. Ona kardeşi dahi tanık olamaı. Oysa bir yıldır zulmün maşalan bep aynı kişiler. Sekiz bin işçi bunlan ber defasında görüyor, tanıyor. Fakat kimse ağzını açamıyor. Ekmekten olmak bir şey değil. Seydisehir bir kuyudur. buradan sağ kurtuiup kaçmak çok zor. Sendlka ve işyeri buniann cllnde, bunların onayı olmadan adam alınmıyor, tstemedikleri adam işten atıhyor, çeşitü yara ve larıklar, dikişlerle caıunı kurtaran, sağ kaldığma şükredip çoluk çocuğunu kamyona doldurarak bir İş bulmadan, nereye gideceğini kestfnnedeo kaçıyor. Bu terör maşalanndan, profesyonellerin dısındakiler, çok daha insafsızdırlar, ama bunlara kızmayalun bu kişiler ekmek parası için yapıyorlsr bunu, tıpkı kazma kszmak, çekiç saliamak gibi... Komaya sokmadan işleri bitmis olmuyor! Ooğduklanndan beri yoklukla ezilen bu zavallılar ilk defa işe girmişler, ayrıca din sömürüsü otuz yıldır o hale Ketirtlmis ki, din deyince İnsanlık yok olmaktadırj SeydisehirU İşçi okurun seslenişi acı, umut kıncı, soluk kesici... Koskoca kent üçbeş zorbanın eline ml geçmistir? Ne zaman bu <isgal> yok edilecektir? Seçimlerde de bu zorbalar egemen olurlarsa ne olacak? Ya, kanlar oluk oluk akacak, ya da, zorbalık üstün çıkacak her yerde! Bugün Seydisehir, yann daha başka kentler, kasabalar... CHP iç çekişmeler, tartısmalan bir yana bırakıp tüm yurtta kanlı bir efemenlih kurmak isteyen zorbalarla kesin bir savaşıma geçmelidir. Zaman geçerse, savaşun, savaş hallni alacaktır. Atatürk Cumhuriyetinden Atatürk devrimlnden yana olan ilericilerle, Vahdettin'in, Damat Ferit'in, 31 Martcıiarın yolundan çidenler arasındaki böyle bir savaşta elbette ki çajdışı kalaniar eztleceklerdir. Bundan kimse fcuşku duymaz. Ama bugün, yurdun orasmda burasında kurulan gerilik ve zorbalık <üs»lerinin fünden güne etkisini arttırdıgı da bir gerçektir. Seydişehirü emekçi okurun seslenişini tüm milletvekilleri. senatörler, aydmlar, emekçiler, Atatürk devriminden yana ilericl, ortacı aydınlar, büinçli halk yığmları dinlemelidirler, bu gerçeği iyice {örmelidlrler: «Zavalb Mehmet Emin, astığı Atatürk fotoğrafı tartışmalara yol açmıştı. Böyle bir eylem günü Atatürk resminin altında komaya sokuidu. Konya Sigorta Hastanesinde yalnız kafa derisine tam altı diJdş abldığını duyduk. bir daha Seydişehir'e dönmedi. Basks biri, Ne olur lftara on dakika kaldı orucıımu bozayım da sonra dövün» diye yalvardı. İnce dal gibi genç bir kan, koca fabrikanın laboratuar bölümünde çaüsıyorlardı. Birbirlerine o kadar »okulurlardı ki işe gldip geürken tek bir viicut gibiydiler. 30 kasım saat 8'de fabrika kapısında kansmın kolondan alıp kan revan içinde perisan ettiler. Yapmayın dese, kadın da aynı akıbete ugrardı. Tabii onlar da burayı terkettiler vb, vb..j Okur mektubunun sonunda llerlcl aydınlars, örgütlere, yazarlarm sesleniyor: «GSrflnen köy küavuz lstemez, çok sürmeyecek sıra size de l k B. Anayas« Mahkemesl, 7argıtay ve Danıştay gıbı kurumların yüriitme organlannca zaman zaman etkisiz duruma getirümesı, yasalardan çok, politik ve yürütme kuvvetinin geçerli olduğu izlenimini vermektedir, C. Devlet'in en alt kademelerinden en Ust kademelerine kadar her kurumda rüsvet yoluyla her şeyin yapılabileceği inana yayguılasmış, toplumun hayatl konuları ancak rüşvetle çözümlenebilir duruma gelmiştir. Özellıkle. günluk yaşam boyuncs bireylere, yasalara olan saygısızlıklarrını pekiştirme olanagı sağlayfen Devlet memurlannın yetenek vp adalet anlayısı halkı Devlet' tcıı ve yasalardan soğutsn temel bir unsur olarak dikkat çekmektedir. tşte kendislni böylesine sahlpslz ve terkedilmis gören bireylerden oluşan bugünkü toplumu «gemisini kurtaran kaptan» felsefesine uygun tam bir maddi manevi yagma içersinde görüyoruz. Eğer Devlet aydınlan kamu gorevi yüklenmeye özendiremez, topluma kişüik veren değerlerle oynanmasını engelleyemez ve yasalara saygınlık kazandıracak önlemleri alamazsa, doğan otorite boşluğunu kaba kuvvet ve rüşvetin doldurduğu günümüzün Türkiye'si için tarih herhalde en talihsiz gUnlerinl yasadı diyecektir. YILDIZIN PARLADIĞI AN Insan nerelere sürükleniyor yaşam lçinde? Ecevitie biz, işin başmda beraber gezilere çıkardık. En ufak şey etkilerdl onu. Bu sair yaradılışla politika yapılmaz diye düşünürdüm. Ne zaman bırakacaktı bakalım. beklerdim. Bırakmadı hayret. Şimdi tepede ve artık sona kadar orada kalacak. Kalacak, çünkü bırakmazlar onu. «Umudumuı Ecevit» •logmnına tutsak oldu artık. Toplumlar umutlarmı yıtirmek lstemezler. Ecevitie bir yerlere gidilecek ve tüm özlemlerin giderılmesı ondan istenecek. Bilıyor bunu Ecevit. Partıyı degıştlrmek, bütunleştirmek, güçlendirmeiı ondan beklenıyor. Bugün içine duşülmüş bunalımlann tümünden sıynlmak formülleri ondadır. fanatik solcu gruplar bile onu gıttiği her yerde izliyorlar ve daha şımdiden, erışılmemiş haklann ve özgurlüklerın asıl rorumlusu gıbı görüyorlar. Tüm umuüarın odak noktasında, tüm saldınlann da hedefisiniz. Gerçekten isıedi mi bunu Ecevit, yoksa sürüklendi mi, bUemıyorum. Ama, Stefan Zweig'in dediği gibi, «Yıldızın parladığı ansdır bu. Herkes ona bakarak yolunu bulacalc Onun ise yolu yok, orada öyle duracak. BiRi YANACAK Ki.. Ne kadar ağır bir yükün altına gtrdl dlye düşünüyorum. Nâzım'ın «Sen yanmasan, ben yanmasam» diye baslayan bir dizesi vardı. Biri yanacak fc, ısık olsun, karaniih ay. dınlansuı, yol görünsün.. «Yandın kardeşim Bülentl» diye geçirıyorum içimden. O ise çıkmış kürsüye konuşuyor: «Halkın iktidannı kuracağız.», «Köylüsü, isçisi, esnafı, M^ natkân, ttim çalışanlânyla halkı devletin yönetimine ve denetimina getıreceğiz!» Kalabalık, «Halkçı Ecevit» diye tempo tutuyor. O sürdürüyor konusmasını: «Iktidan, büyük oteUerin lobUerinde, özel kişilere açık kulüplerin salonlannda, işadamlannın yazıhanelerinde ve toprak ağaiannın konaklannda oluşturanlar elbette halk iktidarının anlamını büemezler.» Kalabalık coşuyor: «Demokratik iktidar!», «Devrimci iktidar!» COŞKUNUN UĞULTUSU >v 1001 Temel Eser 93 No.lu Kitabı iftiharla suna A. Aydın, Önce iyi bir teknokrattır. Koşullar elverirse bu alaadaki yeteneğinl yönetim ve politika alanlarında uygulayabilir. Türkiye'de yönetim ve politika birbirine karışmış, teknokratlar ise bu alanlarda etkili olamadan ya saf dışı bırakılmıslar, ya hiç yaklaştınlmamıslardır, B. Yeni yetişen aydınlar ise kendilerinden önceki ömeklere bakıp aktif olmakta tutuk kalmakta, sistem bu kişileri caydıncı bir etki yapmaktadır, C. Aydın, fikir özgürlüğü içer. »inde ifadesini bulur. Türkiye' nin içinde bulunduğu hassas koşullarda fikrini açıkça ortaya koy manın sakıncalan yıldıncıdır. Ç. Türkiye bu nedenlerle ortaya çıkamayan gizli bir aydınlar ordusuna sahiptir. Bu kisilerin önemli bir kısmı yeteneklerini ancak yurt dışında ortaya koyabılecekleri inancı ile yurt dışında çalısmayı seçmektedirler, BİR ŞAHESER DAHA TAMAMLANDI BAŞIMIZA GELENLER BAŞIMIZA GELENLER 3.CİLT BASIMIZA GELENLER Bakıyorum. Nasıl da yakalanuş özlemleri, nasıl da biliyor kitleleri duygulandırmasmı, şekillendirmesinı, iktidan, siz çalışanlar kurmalısınız diyor. Yaşamınızı değiştirmek, guzelleştirmek. istiyorsanız devletin tum gücü ellerinizde olmalıdır diyor. Kimseye vurgun, sömürme, haksızlık, zulum olacağı tanımamalısmız diyor. «Üniversiteler açılacak, ama orada okuyanlann kafalan açılmayacak, bu olmaz» diyor. «Fabrikalar kurulsun, ama işçüer örgütlenmesin, güçlenmesin istiyorlar» diyor. «Tüketim kamçılansm, ücretler artmasın istiyorlar» diyor. «Köylü üretsrin ama kooperatif kurmasın, malının değenni aram&sın diye çırpınıyorlar» diyor. Salonda alkışın, coşkunun uğultusu insana ürperti veriyor. «Halkçı Ecevit», «Halkçı Ecevit!» ŞEHİRDE NE VAR? Ecevitin bütün bu tepküerden nasü etkilendiğinl gorüyorum. Suleyman Bey de kalabalıkların önüne çıkıyor. Tslevizyonda seyrediyoruz, «Şehirde ne varsa köyde de olacak» diyor. Kumazlık yapıyor. Şehirde ne var ki? İste Ecevit söylüyor şehirde olanlan. İşsizlik var, pahalılık var, üniversite kapılannda, sokaklarda adam vurmak var, faşist yasalaruı, uygulamalann şıddeti, dehşeti var, sömürU var, baskı \ar, bugunden yanndan kusku v&r ve «bütün bunlan ortadan kaldıracağız, lnsanca uygar demokratik bir yaşam kuracağız» dediği Eaman Eoevit, yer yerinden oynuyor. Bakıyorum, aldığı tepkllerle mutl&nıyor Ecevit. Bllindn yolunu sozlerle aydınlatmanın kıvancını duyuyor, kendi sözlerinin »teşi içinde görüyorum onu. Alevler arasında. •a 1.CİLT 4RENKUŞAHANE PIRILPIRIL KAPAKLAR İÇİNDE 2.CİLT 3 CİLT BIRDEN 30 LİRA Genel Dagıt * w hmM # ••••»»•»••••••••••••• GAYEMİZ KÂR DEĞİLDİR I T Strasbourg ünlversıtes» J + mezunu bayan Öğretmen ta < » • rafından Kadıköy vakasında • 5 oturan öğrencilere Fransızca J 4 ders verilir.. • • rEL:«IW9« • FRANSIZCA l BATE (Cumauriyet: 13180) Rakjpsiz kalite.. görülmemis f iat! » »» • • » »» • •• •»• • ••»• • » metalurji mühendisi arıyoruz Biz, büyük bir sanayi kuruiuşuyuz. sk InglHzceyl çok ly! bHlyorMnız * Zaman zaman sayahattan hoşlanıyorsanız * Oto «hlly«tlnlz varsa * Döküm stajı yapmif ya da bu konuda dcnsylrysenbe * Ymşmtt otuzu aymamısM * Asksrilkl* Uifklnls kalmamifM * Izmlr Bölgeslnd* oturmayı da Szslllkle Ittlyoraantt ayrıntılarıyla özgeçmişinizi, istediğiniz ücreti, açık adresinizi ve varsa telefon numaranızı belirten bir mektupla aşağıdaki adrese yazın, her halde birlikte çahşabileceğiz: METALURJİ P.K. 694 Karakiy • Istanbul HALKIMIZA Van ve yöreslndekl deprem lelâketzedeleri İçin para ve eşya bağışlannızı TÖBDER Genel Merkezine iletmenlzi bekliyoruz. TÖBDER ADRES: G. Mustafa Kemal Bulvan M/l ANKARA. (Cumhuriyet 13183) 8 Hanetl yğ yaş gö'atorg» va 6 i»l«m. Otomotik sabit sayı va yüzds hssapları. adat kalem pfti vaya adaptor ıl» çalıaır. 14 RD GDKSEIM ÜNİVERSİTEYE GİRİ? FEN SINİFLARİ LİSE SON 2D 27 katıffl 1 . 11 18 aralık MTUIT / DERSAINJESI NIIM DUYURU BEYOĞLU MUVAKKAT GAZ ÎŞLETMESİNDEN 8.12.1976 çarşamba günü saat 9.00*da Kağıthane Pollgon Havagazi Fabrikasmda yapılacak müsabaka lmtihanı ile S,m'at ünstitüsü, Meslek Lisesi mezunlanndan (Toma, Teslljz, Motor ve Elektrik) eleman alınacaktır. tstçklilerin lmtihan gününden evvel Taksim lpek Sokak No. 2'deki merkez bina Personel Servisine müracaatları rica olunur. (Basın: 28705) 13174 Rockwell ...v»difiw fvvkalada cep ve meea heaap maklnalorı TEKNOSAN K«:t*6r, Voyvod. C«) 52. Itunbul Tot: 49 1766444881 Ulut M«vd>fli,KofakHin T 4 2 4 2100 BURLA A*. Ankarad* S»tı» Y«i: ...ve bayllerdtt (Ilâncüık: 8476) 13172 (Cuml:uriyet 13163) CRepro: 1235) 1 1. 3"
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle