06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Batıdaki en ileri tekelleşme Isveç'te STOCKHOLM 19 eylül 1976'da genel ve Smahallı seçımler yapıldı 1932'den berı başka partılerle hırlıkte, 1957'den bu yarıa tek başma iktldarda bulunan îsveç Sosyal Demokrat Partı.l Seçimleri kaybettl Sosyal Demokrat Partınin »4 yıl iktidarda kaldıktan sonra bu venllgiyle kar?ılaşması, bırçok ulkelerde olduğıı gıbı Ulkemızde de ılgı uvandıran bir olaydır Bu olayin vonım lantnası, İsveç'tekl iktısadı, sosyal ve sıyasl vapı nm bir değerlendirmpsını gerekli kılmaktadır. îsveç'te sanayı kapitalızmırun gelışmesi 1 * 1 yüzvılın ortalanndan itıbaren hız kazanır 1910 'ara kadar devam eden genışleme ve yayılma donemlnde serbest rekabet şartları geneilıkle hâkım aır 1850'lerde patlak veren sanayileşme, buhanı testere makmasının uvgulanmaya başlamasıvla once orman Urünlerı sanayiınde görüldu Ddha *oııra, demiryollarının yaygınla^masıyla demirçenıc sanayiınde ılerleme oldu Alman sanayll içın naya ti önem taşıyan Isveç demır madenlennin işle'iı mesl büyUk bir hızla geliştı. Sanavidekl gpllşmeyi, güçlü bir sermaye bırıkimı ızlpdı Sanayı bırıktmı ıçın gereklı huHıkı koşullar 1840'ların sonunda çıkanlan bankilar ve anonım şırketler vasalanyla çlzilmlsti İlk onemli bankalar ve anonım şırkptler 1860'larda kuruld ı. Bugün de îsveç ekonomısınde önemlı yerlerı o n n VP birçok lılkelerde faaliyet gbsteren LM Ericsson, Bofors, Cementa gıbt şırketler; bugün tsveç PKOnomisinl büyilk olçüde denetımi altında bulundulan ıki btiyük banka (Rkandinavtska Enskilda Banken ve Handelsbank) o yıllarda kuruldu. 1900'Ierin başmdan İtıbaren sigorta şirketlerl de ••frmaye bırikımınde önemli bir rol oynamaya bas ladı Gerek bankaların, gerekse anonim şlrketlenn sayılfirı 1910 lara kadar gelen donemdP glderek arttı. örneğin 1880 yılında 1800 adet anonim şırket varken, bu sayı 1908'de 2500'p ulaştı. 1908'de oaııkaların sayısj da 84 u bulmuştu 20 yüzyılırı başından itibaren îsvrç kapıta..zmi yeni bir dönerne girdi. Büyük sanayi sprmayesıvle banka sermayesınin kavnaşmasıyla fınans kapital doğdu. Fınans kapıtalın hâkım olduğu oanka ve şırketler. küçük bankaları ve şirketleri vutarak gıttıkçe bliyüdtller ve güçlendiler Serbest rp kabct sartlan ortadan kalktı ve tekelcl kapıtalızm donemıne gpçıldı Ekonominın çeşıtli dallarında birkaç büyük şlrket üretlmin büyük bölümünli denetler hale geldi îsveç ekonomisine ve siyasetlne o tarihten itıbaren büyük etkılen olarak Saı avıciler Bırlıği (Industriförbundet) 1910 yılında kuruldu 1911'den 'tıbaren Isveç sermaye lhraç etmeve başladı. Bırinci DUnya Savaşmın sonundan baş. Iayarak îsveç şırketlert fAlfaLaval, AGA, [M Ericsson, SKF, dalıa sonraları Atlas Copco, Electrolus v b ) uluslararası karteller kurmaya ba$ adılar 20 yüzyıhn başından itıbaren Isveç ekonomt sinde tekelleşme sürekli olmuşsa da, belll başlı uç onemli bırıkım doneml gözlemlenmcktedır tU dbnem 1910'Iar, ikmci donem büyuk buhranı 17leyen 1930'lar ve Uçüncü donem de 1960 yıllandır. 1930 buhranı küçuk şirketleri ıflasa sürukledı Sanayide hızlı bir bırikım oldu 1960'larda ise büvük bankalar ve şırketler arasında bırleşmeler büyüıc bir artış kaydettı örnegin bUtün l'Wlerde ı>!5 bırleşme kaydedilmişken, 1960'larda 2543 bırleşme oldu. 1960'lann son vıllarından İtıbaren başlahiin lesmî bir araştırma (Koncentratlonsutrednltıı;) [sveç'te tekelci kapltalizmin bugün ulaşmış oldu ğu düzeyı ortaya koydu Araştırmaya göre, en büyük 100 o?p| şırkctın Salıştırdığı işçi sayısının Ulkedekı toplam işçı ^ayısına oranı yıllar içinde şöyle bir artış göstennıştır. 1942'de % 21, 1960'da % 24, 1964'de % 27. Bu YENİ DÖNEM EŞIĞİNDE İSVEC Mehmet ÇAĞ lara varmıstır 20 bın kı?i (ya da toplam hısse senedi schipleıinın '« 1(1 u) toplam hısse senodı sermayesının "1, 75 ıne. 2 000 kışı (% 1) »o 50'sıne, nıhayet 200 kısi («ı 0 1) °> ^5'ine sahıptır Olaftan üstü sayıda çok hısse senedi sah bı olan. uluslar arası tıne sahıp VOLVO sırketınde hisse seneai sa h'pltnnln % 78,5'ı ortalama I'ı hısseve sahlpken, hısse senedi sahıplennın S 0 iM'iı yanı tam olarak 22 kış: ortalama 48 bin hlsseye sihıptir (Bu sayı lar 1968 yılına aıttır ) î'veç'teki tekelleşmenln vardığı nokta, diğ'îr tPkPİcı kapitalfst ulkelerle yapılan karşılaştırma laıla dahp lyı gorUlmektedır Aşagıdakı tablodj 'îtKl'ün üzerinde işçl çalıştıran şirketlerae çalı^an ışçıların ulkpdekı toplam ışçl sayısma oranı çesıtlı ülkeler ıtıbarıyle verilmektedır 1971 1172 l%fi "YALNIZ YAŞADIĞIM ÇAĞA VE TOPLUMA KARŞI SORUMLUYUM ır D oç. Dr. Server Tanlllı'nln İstanbul Devlet Güvpnllk Mahkemesindeki Tarplanması seçtlilmlz vılın aralık ayında basiadı. 12 Mart sonran Sıkıvonetlm Mabkemelerinde de Rrirrv yapmıs olan DGM ankerl savcısı btnbası Tavlan Erimez, Iddianamesiade, Server Tanllli'nln «UvRarlık Tarihi» adlı kitabında «komünlzm propacandası» yaptığı gerekçe»lyle, 20 yıl hapslnl lstrmektedlr. Doç. Tanillinin, DGM'de yarırüanmaRina kadar varan Rellsme. Sivanal Blllmler Yüksek ükulıındakl drrslrrindp «Beethoven'ın Rus millı marsını ögrpnclleı» dlnlpttlgi» ve komünİJim propafandası vaptlğı iddlasıyla baalamıstt tddia sahlplerinin komandn oldukları vp Tanllli'nln sınırında örrencl olmadılcUrı laptsodı. lsUnbul Üniversitesl rektor lURÜnün açtırdiRi soru»turmavı yüruten Prof. Nurullah Kunter, Tanilli alevhine hazırladığı raporun bir kopyaatnı da Intanhul Dcviet Guvenllk Mahkemesine f6nderdl ve adli soruşturma açıldı. Doç. Tanllll'nln avukatları clıırusmalarda davaya DGM'nin bakamavacaRinı hclırttller Be? ögretim iıveıl. kitapta «uç uniııru bıılıınmadıgına dalr bir rapor sundular. Oeçtlelmlz 30 evlülde vapılan durusmada. avııkatlann sa\"unmalarından »onra Tanllll de savıınmasını vaptı VP durıışma karar İçin 2 kasın» bırakıldı A?a*ıda. Doç. Hr Servpr Tanllli'nln Istanhul D&M karsuunda yaptığı »avunnıanıa tam metnlnl sunuyonıs. 20 YUZYILIN BAŞLARINDAN ÎTÎBAREN î ? VFÇ EKONOMlStNDE TEKELLEŞME SÜRfcKLt OLMlJİjSA DA, BELLİ BAŞLI ÜÇ ONEMLİ BÎRtKÎM DÖNEMİ GÖZLENtT ti K DÖNEM 1910'LAR İKİNCİ DÜNEM RUYUK BUHKANI I7LEYEN 1930'LAR, ÜÇÜNCÜ DÖNEM DE 1960 YILLAR1DIR. 1%7 1!) 3 7 Italya Japonva Fransa ABD ÎSVPÇ Illkp 1 117(1 2\2 24 2 2fiO 33.6 41 1 Sanavıde bırıkım srasıyla Isveç B Almanva ve ABD'dp on ılprı safhadadır Bu ulkelerı Italya, Japonya ve Fransa İ7İemektedır Asagıdakı tsbloda da çeşıtli ıııkelerdPkı şırketler. oıtdHına buyuklük ve ülkenin topHm üretı mıntle.kı payları olnrak, ABD >ııke(lorıvle karşılaştırılmaktadır (Verılpr 19(>7 yılına aıttır ) Urtaiama tMke sirket bııyuklu^ıı ABD 10O lngıllere 78 Tranra 39 Japonja r>4 Italya 2» tsveç 13 Sirketin toplam urethndeki paj 1 100 1.51 139 109 123 SM SAVUNMA Istanbul Devlet GflvcnHk Mahkeme«l Baakanlıfına. D«(iya No 975/44 Savın Baıjkan, Sayın Üyeler, 18 aralık 1975 tarıhınden başlayarak, bu saıon da, çok onemli bır davaya bakıldı «Çok onemli» dedim, gerçekten. daha şımdıden, bu dava Turk kültür tarıhının malı olmuştur 1lerde. Ulkemızın kültür tarihini yazacak olanlar, bu davadan da bahsedeceklerdlr, ama mutlaka bahsedeceklerdır Şimdi sizlerin kararınıza ıktıran eönedon önce. degerll avukat Brkadaslarımın savunma sadedınde soyledıklerlne benım ılave edereğım pek bır şey kalmamış gıbldir Yine de. çok genel planda da olsa. önemli buldugum bir iki noktaya deginmek isterım Biliyoraunuz. «sosyal bır sınıfın difter sosval suııflar üzerinde tahakkümünU tesis etmeye manıf propaganda» yapmakla ıtham edıhyorum Sayın Savcı, bu ıthama gerekçe olarak. «Uygarlık Tan hı» adlı kıtabımı. tarafsız bır bılım adamı gözü ile değıl marksıst gorüşle vazdığımı. marksizm l'nı nızmi ovdüğümU. ona karşı olan gorüşlerı kotuiedığunı. kultürün her dalmın komünizm propagan dası yapması gerektıglni telkin ettıgımi bılımset tarafsızlığa uymadıgım için de «llseden kopup E" len öğrencileri tek vbnlu şartlandırdıgımı» ileri sürmektedir. Bütün bu iddia ve gerekçeler. başta birtaıîim kavram kargasasmdan doğan son derece yanlış go rüs ve degerlendırmelerın sonucudur Bu kavram kargaşası, bnce «bilımde obiektıflik» konusunda görülmektedır. Açıklamalarıma da bu nok'adan baslayavım 1. BlUmde «objektiflik» ne demektir? Bizde, bilımde objektıflık konusunda yanlış b'r görüs savunulur ve «objektiflik»le «taraf tutmn ma» birblrine karıştırıhr Bu karısıklık. yalnız sav cılık iddıanamelennde değıl, politık çevrelsırle, hatta akademlk çevrelerde de sıkça görulen bır olaydır. Ne demektir bllimde «objektıflık»? Bilımsel obtektifhk, gerçekliğı (realıteyi), «ol duğu gıbı», «subjektif önyargıların etkıslnde ^al madan» tesbıt etmektlr «Taraf tutmak» İse baş^a şeydır Hemen sövleyellm. Bilım taraf tutar, bı lım adamı taraf tutar. Ama kımin tarafını? Geı çeğin, dogruların tarafını BUtUn bilim tarıhl. yer çeklerin, dogrulann tesbıt edılmesi ve kabul ettı rılmpsı, yanlışların giderilm«s,1 çabasının, bu ugur da verilen mücadelelerin tarıhidir Bu mücadelede, bilım adam lan, gerçeklarden. doğrulardan ya na olmayan guçlerle karsı karşıya gelmişler. za man zaman korkunç ve igrerç başkılara ıığramıs lardır Galile'nın Katolik kılıse^ı ile çatışması bu nun herkesçe bilinen bir omeğıdır Toplumlara baktığımızda toplumsal gerçefill gin (realltenın) kendisınde «taıaf»lar vardır Bilımseı. objektıf metodla bu gerçekliği lnceleyip 'es yan güçlerin bilerek vpya bılmeverek oyuneftgı olur. gerçeklenn dogruların ortsva çıkmasından yana olan güçlere. gıderek halka karşı bir duruma düser Bılım adamının mahketnplere karsı sorumlum gu var mıdır' Hayır Bılim adamı bılimsel gorevinı yerme getırırken, mahkemelere karşı hesap vermer Böv M bir yol tutulursa « toplumda hem bılım ıler leyemez hem de tarıhte çok acı örneklerıni gör dügümüz büyilk yanlışlıklar yapılmamış olur mahkemelerce. gıderek adalet ağır yaralar alır Bir bılım adamı olarak beni bu genel tariht ve sosyal doğrular açısından oldugu gıbı, Türkiye' de bugün efter kalmıssa demokrast ilkelerl ve hukıık açısından da suçlandıımuk gıderek ceza landırmak imkansızdır Gerçekten, TUrkiye'de, ideal sayılan ve gerçekleştırilmek istenen demokrası, «Batılı» tıpte bir rîemokrasıdtr Pekıy, nedir Batı Demokrasısüıin başta gel«n ozelligı' Batı demokrasislnin o demokrasi tipine taraftar olanlann ısrarla lşaret ettiklerl en buyuk ozelllği toplumda değişik gorüşlerın varlıgını ve yasama hakkını tanımasıdır Degışık sosyal çıkarlann banş İçinde mücadele edpbılmesı, tlr taraf ıçın <<zararlı» gozükenin otpki taraf için tam tersıne «vararıır olabılecegı gerçeğinin kabulüdur Batı demokrasisi. Bu demokrasıde, hıç bir doktnnin imtiyazı joktur Hur riyete saygılı oldukça, her düşunce serbesttir Ser hest açıklanır, serbestçe teşkılatlanır eerbestçe varışır. Ve her düsüncenm sıyasi iktidara gelme hakkı vardır. Düşünceler serbestçe açıklanacak, serbestçe teşkilâtlanacak ve serbestçe yanşacaktır Ancak, demokrası, kendinl korumayacak demek midir bu" Hayır Ker rejlm gıbı, demokratık rejttn de varlığına yönelecek tehlıkeler karşısında kendtni koıııma hakkma sahlptır Ne zaman vardır o tehlikeler? O tehllıceler, Batı demokrasisine taraftar olanların belırttıkleri gıbı düşüncelerın •şıddet hareketlen. halıni aldığı anda vardır. Devlete kar şı girişılmiş şıddet eylemlerı, sabotajlar. sGahlı çatışmalar vb Bunlar maddi olaylardır, suçtur ve cezalandınltrlar. Ne var kl, o maddal oiaylara llham veren düşünceler yasaklanama? ve cezalandınlamaz ÇUnkü, Batı demokras,isıne gore, «Düsünce suçu olmaz> Örnegin «anarşık. tlpte olaylar cezaUndınlacaK; ama «anarşızm» hakkındaki görüşler ve eserler yasaklanamayarak ve cezalandırılamavcaktır Bu noktayi daha da aydınlıga çıkartmak amacı İle. hpm de Fransız Devlet Guvenlik Mahkemesınde bırkaç \\l öncekı duruşmalardan bırinde, mahkemenin başkanı Romeiro'nun söyledıği sözle ri hatırlatmak isterim Çeşltlı sabotaj hareketlen Isveç'te 15 aile, ülkenin en büyük 30 şirketinden 29'una sahıp gün bu oranın »o so clvannda olduğu tahmin edilmektedır ">00'den fazla ışçı çalıştıran şırketlerın endüstrl nın temel dallarındukı hâklmıycü şöyledır Maden çıkarımı Metal sanavıl i lektronık sanayıi Kâğıt vo selüloz sanayii • « 100 % 98 °o 89 • » 87 fablodan gorUldügü gibi l»veçteki sanayi »irkPtlerinın ortalama buyuklüğü ABD'dem şırketlerın ortalama buyuklugumın sadece ytizde İYU cıva rında oldufıı halde, İsveç'tPkı ortalama şır,;etin üretundekı payı, ortalama ABD çırketının payının iki katından fazledır (% 234) En buyük îsveç şir kotlerı, en buyük ABD şirketleri yanında (mutlak sermaye büyüklUgu olarak) çok 7avıf kalmakla beraber, üıke ekonomısınde oynadıkları ıol çok daht büyüktür Şdyle kı, örnegin, 1958 yılında ABD aekı en bıiyuk 8 şırket sanayi Uretımınin % 60 ını karşı larken isveç'tekl en büyük 4 şırk»t uretımın % 7r> inı karşılamaktaydı Bugün îsveç te bankd sermayesinin °o 80 ı ıki buyuk bankanm elindedır Sonuç olarak, îs\'<>ç'te tekellesmenın bütun dlger ulkPleroen daha ılerıde olduÇu gorülmektedır. Tekelleşmc sürecinın hwı, yapılan istatistik değerlendırmeleri süratle eskıtmektedır Yukarıdi değınildığı gıb* Isveç 1911 vılından berı sermaye 'hraç e'mektedu Sermaye ıhracı 1960'lardan itıbaren büvük oır hız kazanmıştır. 1S60 1965 arasında ulke dışında vatınlmıs ser mayp ». 80 oranında, baska ülkPterdekı Isveç fırmHİarında çalışan ışçı sayısı "« 50 oranında bir artış gostermıştır 1960 yılında 290 mılyon krorı cıva rırda olan »oplam dış vatmmlar, !969'da 1,7 milvar kron olarak hesaplanmıştır 1970 yılında yapılan bir ıstatıstiğp gort, başka ulketerdeki îsveç fırmalnrında çalışanlann sayısı 400 nm cıvarındajdı (Ül ke ıçındoki sanayi ışvılerının sayısı 1,3 milyon civa rındrtdır ) 1%5 vıl.nda yapılon bir hesaba gore ül ke dışındakı yatırımların "0 fiCI 20 büyük sırkpte aıttı 1970'lerden ıtıbarer dış vatırım'ar ulkj eko nomisını etk,ıleyecek boyutlara ulasmıştır Yritırımlarıu çogu nütusu kalabalık ve satm alma gücü yüksek Ortaknazar ulkelor nrtedır A\ıra Güney Amenka'da çeşıtli Ulkelerde (baslıca Bıezilyada) ve Gunpv Afrıka'da onemli vatuımlar vaıdır Bugün, büyük fırmaUrın çoğunun esas buyümelerı yurt dışındj olmaktaöir Ornegın 1961 de STAB f.rmasınm îstılıdam ettıflı toplam ışçı savısımn c/o 72sı (22 000) ışçı vabanrı ulkeleıdekı ış letmelert.e çalısıyordu. Atla^ Copco toplam üretımuıııı «0 77'sıni ülke dışında gerçekleştırdl Yukarıda, belkl de fazlaca ayrmtıya glrerek serçı'emeye çaüştıgımız tekelleşme süret • 1 > 11ledn meydana g*Ien bir fınans oligarsisıni Isveç e konomisine hnkim kılmıştır îsim'erı bütün Isveç lialktnea tek tek tanınan bu 15 aıle (VV^Uenberg, So derbsrg, Bonni«r, Ahkrs, Sachç, Kempe vö ) tsveç'ın en büyuk 30 şirketinden 29'una haklmdır. 1963 yılında yapılan bıı hesaba gore borsayi ka yıtlı anonim şırketlerın "0 72 5'ınde bu aıleler hiss« ienetlerinın çogunluguna sahıptıler En buyuk sermaye grubunu meydana getlren VVallenberg aılesı îsveç'ın pn buyuk 10 şırketının 7'smde ve en btiyük bankada hisse senetlerının toğunluğuna sahıptır. Ara>tıınıaya 301e sermaye bınkımi şu bovııt [Ankara .»> Antara Anlcara . . . Ankara Anlca Sovyetler'den izlenimler Muşerref HEKÎMOĞLU Eyliılun son Iki haftasııu Sovyetler Rirllğinde geçirdlm. Donüste herkes soruyor. Sovvetler Bırllginl nasıl bııldun, İZIPnlmlerin dedir? Ren de KÜlııvoruın, Sov\et ler Birllflnl Kordbm. diyeblllr mlyim araba' DPV hlr ulkede iki hafta geılrnıpk ancak genel bir Izlenim veriyor. Bir yarRiya varmak, bir ^eyier frörriu^tinü sövlemck ^ok guç. Aynca çclişik duv'KUİara saplanıyor ınsan. üınpjfin ynl arkadasınızın davraııışlarııula burokraslnin kötü bir slmgeslnl (çörüyor. bu çark nasıl donuyor, dlye şaşırı\orsnnu/., ama sonra bir başka olay çarkın rionü.şunu, hızını, Sovyetlcr liirlifelnln dev bovutlarını yansıtıyor RIZC. Bir bilim adamının savunması Doç. Dr. Server TANtLLi Moskova'dan ea>ıi VoİRaprad ve I^enlnCrad'a da çittlm. Volgaırrud cskl StalinRrad. öjküstlnii gazetemlzde oltnyaraıjını/ kuşatmaM yaşa>an kent. VoİR.iErad, devince guklere ulaşan bir anıt canlanıyor RÖnlmde şımdı. Hir pazar labahı, Sovvct halklanndan olıışan buyıık bir kalabalıkla tırmandığım bir tepo Kıırşıda Volfta, biraz dfkell akıyor grimavi sularını köpbrtcrek. Blnlerce Insan, yaşlıUr, kadınlaı, çnruklar, askcrler. ellprindp renk renk çiçekler Mamavev'e tırmanıvorlar. Bu tırmanışta, savasla iılpnlcrp briyleslnc çlçplıll, RavRilı uzanısta Snvyet halkinın banş ozlemini, sava^a tcpklslnl lıNsedlvor Insan Aradan kaç yıl geçmıs. savaş anıtında adeta dlnsel bir hava var, çiçekler. vazılar. esM savaş türkulprl, telli duvaklı gclinlpr, bctoıı anıtta vazılar: «Gelccecimizi ilze borçluvuz » Mamyev anıtına tırmanan kalabalıktan başka bir insan spllnp. daldım Leningrad'da. Oiobüsler, otellrr, lokantalar, havaalanları yabuncı turistlprle riolıı. Runcadan çok tngillzcc, Fransızca, Almanca duvuyorsunuz ncrpdevsc. Rcslmler çekili\or fllmter çekllivor, Matrıışkalar, plalclar, votkalnr, havynrlar, kalpaklar alınıvor. Opera, bale, slrk blletlerl içln Uııvruklar olusuyor, kpnt Içl, kent dışı geziler duzenlenlyor. tntourist'dc görevll euzel Sovvft kızlan her dilden bllgl verlyorlar bu turlst kalahaliRina: Burası Smolnv, »ovln eenç kızlar Içln rapılmı? ilkokul çarlar donemlnde 25 ekim 1917'de Lenln devrlmln zaferlnl sdvlcdl. Burada. Barış ve toprak vasaları burada onaylandı. Smolnv partl mprkezl şlmdl, hır ogleden sonra devrimln ilk günlerine ılondum bu çatımn altında. Lenin'In yasamından çi7RİIer goıdtım. Tarıhin akışını degiştiren kisllerln yaçantısı, kltapları. belpeleri insanı çok etkılıvor. ortak ci/gilrr de Raptanıyor zaman zaman Ndzım Hlkmet hahçenln bir ka^ak yerindp. toprağı ta/p çi t eklprle örtulü Moskovava İlk kar yagdığı RUII. Brn Kkher Babavrf \e Ilısaıı Mustafa^cv Hp birllkte gittlm Nizım Hikmet'i gornıpsp Mpzarbaşmda kalabahk bir grup, BPnç bir adam «büvuk bir ozan» dl» j e so7Pdhor Nâzım'dan. Ruzgâra karşı giden adam, dlvor. Mr7.tr taşı da hıı blcml veriyor ilk an da llcrlye dogru yurü^en bir Nazim llik met'ln kitaplarını abone kitaplar dlrlsinde basmağa karar vcımlşler Bbvlece ba^kı «ayısı ıııilvnnlaıı bulacak Brn Yazarlar Birliğlne Kittigim zaman Sımonov Turkiyp tatllindpn donmemısti heniız Leningrad döııüsU Türkoloj \cra Feonoua'dan hır mrsaj bııldum, o akşam ustıı Simonov ile çorıı^ecektlk. Vpra'yı ilk kez Ankara'da grirmüştüm. Dlllmlzl, sllrimlzi i\l bllcn rok tatlı. sade bir Sovvet kadını, Slmonnv a Rİderkpn ortak dostların kıılaklarını çınlattık. Slmenuv'un evinde de Türkhrılen çizgilcr gtfrdum Uııvarıla Abidln 1)1iKi nıın, Balahan'ın reslmlcrl. Dlno IIP yakın dost unlu Sovvet romancısı. Ertesl ırtiniı l'aris p jfideceKİnl. Abidln'l RÖreccel için çok nıutlu nldugunu soyluyordu. St. Germain'de dülasacaklarını anlatıvordu hana. Sovvctlcr Bırllglnp glderkcn Turkive'de Nazım lllkmpt ile ilgıli (artısmalar vapüjyor du Unlu saırin \aşamıvla llglli gcrpkniı avrıntilann vanlmasındun tedlrırtn olanlar. tepki gosterenlpr \ardı Belkl de o tartısmaların etklsivle Simonov'a bordum Bir sanatçının va^amının tüm avrıntılarıvla vdzılmasıııı doğru buluyor musunu7>> Sıınonov'un ajaklarında İstanbul'un tozu \ardı lıaU. Nazım ile llglll tartışmaları o da clıı\mu^tıı, yuz çizgilerl gcrildl biraz. Soyut konuşacağun, dedi. Ben Mayakovrsky'ı destckllvorum bu konuda «Ben $airim. şllrlmle llglncim» der Mayakow«ky. Yaratırılığı rtkileyen avrıntılar vazılabilir örnegın Tolstoy'un eslyle çok guç bir yasamı \ardı. Ama hen Tolstov'un «Savaş ve Barıt» ını scvcrinı Kıı kitabı olcumayınca o guç yasam ÜRİnç değil. Simonov Mıllere dc, AntiMıtlpre dp karsı oldugunu soyllverek kapadı bu konuyu. SOSYAL YAPI Tekelcl kapltalıst gelışme Isveç toplumuna nasıl bir biçım verdj' Ulkedeki politlk gelışmelerın anlaşılabılmesi baKimından, bu sorunun da kısaca cevaplandınlması gerekır. Aşagıda, lsveçlı bir toplıımbıhcmının yapmıij olduğu ıncelemeüea genlş olçüde yararlanarak toplumsal yapıyı açıklamaya çalışacagız (Göran Therborn, «Det Svenska Klassamhallet» Zenit. ayrı bası, Şubat 1973.) Söz konusu yazann kimı kavram ve tahlıllen tartışılır nıteliktedır Ancak Îsveç'ın çok zengin istatistik kaynaklarına dayanarak yaptığı çalışma sorumuza derlı toplu bır cevap getlrmektedlr Göran Therborn'un hesaplarına gore îsveç'te faal nüfusun çeşitli toplum katları arasında dağılımı aşağıdaki tabloda gosterılrruştır Burjuvazi Burjuvaziye bağh Özel kesimler Kuçük burjuvazi Orta tabakalar Genış anlamda ışçl sınıfı 1930 % 2 % 31 •o 10 % 55 1965 '» 1 * •0 2 •'« 14 •'0 28 • 0 65 bit ettlğimlzde, bu «tarafnlar ve onların arasında ki gerçek ilişkiler. bu Uiskıierın nasıl ıtledıgı ortaya çıkar, Şimdı, bu tesbitın kendisl, hiçoır yorum yapjlmasa bile, lster lstemez bır taraf tutma anlamını tasır. ÇUnkU, bu objeklıl tesbit, ujp lumda bir tarafın ısine gelir öbur urafın lsm« gelmez Nıçin? Çünkü, taraflardan birl gerçegın, doğrulann ortaya çıkmasından, bılınmesinden ya nadır. otekl degildır. Böylece, bılim adamı ıstemese, uzak, durmaya çalışsa da, toplumda taraflar arasında objektıl bir durumdan doğan anlaşmazhğa çekinmeye, mücadcleve dolaylı olaıak katılmış olur. Kaldı ki bılim adamı, bilimsel çılısmalanndan çıkan sonuçları kabullenmek ve ona göre bır tavır almak durumundadır da. Fıkır dUrUstlüğU, bilimsel cesaret bunu gerektirır. Şimdi, iddianamesınde, beni •tarafsızlıga hıçbır şekilde nayet etmemek bır ıllm adamından çok bır görüşün İnsanı olarak öğrencilerlne t^k vonlü bir ogretım yapmakla» (îddianame, a 4) itham eden Sayın Savcıya, yukandaki açüclamalanmın ışıgmda hemen cevabımı vereyimKıtabımı yazarken, tçinde yasadıgımız çağa ve topluma, bır bılım adamı gözüyle, yanı obtektıf olarak baktım. Öyle olduğu ıçın de taralsız kalmadım, kalamazdım Evet, bir görüşün tnsamyım. Bir bilim adamı olarak zaten bbyle btr gorüş sahibl olmam «erokır GbrüsUm, bütün açıklığı ile şudur. Kapitalist dünya, sosyalıst dünya, gertkalm.ş ülkeler dünyası dıye Uç ayrı gerçeklıgin yaşandıgı bıı dünyada, ben, genkalmıs bir toplumun aydrnıyım Ülkemi, emperyalist kapitalizm, lçerdekl ortakları ile işbirlığl halinde sbmürmektedir. Bu sömüru, ona karşı çıkanlara, zaman zaman ızor»a başvurarak sılrdürülmektedir Boyleslne aeı bir gerçekliği yaşayan bır toplumun aydını olaıa* .Emperyalızmoe ve «faşızm»e karşıyım fam bağimsız ve gerçekten demokratık bır Türkıye'den yanayun, «Kapıtallzm»e karşıyım lnsanlann tnsanlıklarını bütün boyutlarıyla duyarak ve tadaıalc vaşayacakları. somürüsü, nıhayet yabancüasmasi olmayan bır düzenden yanayım, BugUnkü «gerl ve bağımlı» bir kapıtalınntn devamında yarar gören güçlere karşıyım Tam bagımsız, gerçekten demokratık, somürüsü olmayan, ileri ve uygar bir TUrkiye'yı varatacat olan guçlerden yanayım Tarlhe, içinde yaşadıgımız çaga ve topluma hu gorüş açısınaan bakıyorum. Bbyle bir götüşe sahıp olduğum ıçın de, ogrencilerıme vaptığım ogre tım «tek yonlü» değıl, «çok yönlündür. 11. Kime karsı aorumiuyum? Doğrudur veya yanlıştır, taraftar olunur veya olunmaz, bir bilim adamı olarak kabul ettığim me tod, goruş ve düsüncelerimden dolayı kime karsı sorumluyum? Yaşadıgım çaga ve topluma karsı. Ya Mahkemelere? Asla. Bilım adamı, seçtıği metoddan dolayı, basta çağma karşı sorumludur. Bir bilim adamı, motodunu seçerken, cagınm metod konusundaki gel.smelerıni çok iyl bilecektir Çağının terkettiğı, nı hayet mahkUm ettiği bir metodu seçmemekle jükümlüdür. Aksı takdirde, yanlışlar yapar, gidereK bılim adamı nitelığıru yıtirebıleceğl gibl, çaftına ve kendl halkına karşı zararlı bir klsl olur. Bilim adamı seçtıği metoddan dolayı yasadı ftı topluma karşı da sorumludur Toplumda, «akad'mik çevreler»den başlayarak, halk kitlelenne varıncaya dek çeşıtli kesimlerle yüzyüzedir Yanlış bir metod seçmişse, bu kesımlerın eleştlrisine ugrar. Yanlış bır metod seçmişse, toplumda gerçeklerin, doğrularm ortaya çıkmasından yana olma SAÇLARI SAMAN SARISI, KIRP1KIER1 MAVi BİR KADIN... Moskova'da son iki cunıımıi de Vera Hlkmpt ile geçlrdim. Bir gun oğle uzeri buiustıık, gece varısma kadar konuştuk, ertesı gun oğle yemeğine «.auırılı beni. Yıllarca Nazım Hiknıel ılp hlrlikte yasadıgı evde, ortak anıiaıını dınliyerek, rebinalı \otkalar Içerck venick ^edik, rcslmler çcktik. son RÜn havaalanına da geldi Vera. Ben durmadan sorular >aKdırdım, o bu soruları Içtenliklc vanıtladı. Onıı IIIKC sllrlerdc tanımıştım, saçları «anıan sarısı, kirpıklerl mavı bir kadındı havalimde, Mosko\ a'du bu hayulın gfrçeRtni eordum Na/'m'ın siiriprinr yansımiR, yıüarca \a^anıına ortak olınuş, bir vok ozlemini dindlrmls ve yeşertmls bir kadın benim Içln Vera. O ır/ıın sıtvlpı^ıden sunı 1 n slirlerl daha ıvl nnladım. Bana «Nazım İle Sovleşller» ad!ı kit.ılıııuıan holuınlpr utoıdu, kitapta yer almavaıı aııılar aktardı Sozun kısası, saçları aanıan sariM, kirpiklcri mavi bir kadınla nlların otpslnr ıızandık hu >olculukta Nazım'dan oRrendiğl Türkçe sözleri blraraya tetirerek soruvor bana Turkiyp'ye Kdlrspm vabancıbk hlssedpr mlyıın bılmem «sekerlm»? Nazım nllarca anlattı bana doğduğu toprakları. Hep sevtfvle Uonuşurdıı Turkive'de hir çok vapıta, ağaçlnra, Insanlara parmaklarımla dokundufumu lıissederdım onu dinlcrken .. RLZOARA KARŞI GiDEN ADAM... Yukandaki tabloda kullanılan sınıflamalar açıklamayı gerektırmektedir • Burjıuazi En sz 5 İşçi çalıştıran şırket sahıplerı ve üst kademe şirket yonetıcileri. • Burjuvaziye bağlı ozel kesimler: Teknık ekonomık üst kademe yöneticıleri, üst kademe devlet yonetıcileri, yüksek rütbeli subaylar, polıs yetkilılerı ve \argı organları uyelerı ve oğretim va kıtle haberleşmesı oıgütleri üst kademe ydnetıcilerı • Küçük burjuvazi: Hıç işçl çalıştırmayan ya da en fazla bırkaç İşçi çalıştıran kuçük ışletmo sahıplerı • Orta tabakalar Artı • dpğer jHratmınan ve artı değere PI koymayan, ucretlerınl yaratılan toplam artı • değer kıtlesınden alan devlet, beledıye ve o?el sektor kuçuk memur ve gorevlılerı • (>enis anlamda işçl sınıfı: Sanayi, ulaştırına, dolaşım ve hizmetlerde çalışan işçıler. Yukarıdakı tabloda çok belirgm bır şekılde gorulen ıki temel gelişme süreci. küçük burluvazınin gıderek yoksullaşarak proleterleşmesı ve çeşitli sektorlerdeki memur ve gorevhlerden meydana gelen orta tabakaların gıttıkçe şişmesidır. l')10 1965 arasında küçük burjuvazi toplumdaki verıni yan yarıja yitlrmiştır Orta tabakalar ISP hpmen hemen üç katına çıkmıştır. 19bO yılında devlet, beledıye ve özel sektörde çalışan memur \e gorevlıler toplam olarak hlll) bln kışıydt Bu sayı 1965'te 980 bıne çıkarak faal nüfusun üçte bırıne tekabül edıyordu Sadece sanayıde işçı başına düşen memur sayısında gorülen artıs, bu hızlı gelışmemn somut bır tfadesıdir •40 1930 Sanayide 100 işçı başına düsen memur sayısı 11 15 '50 '60 '«5 '08 Mnskova'da büyttk ozan Na7im Hlkmet'in mpzarına da Rlttlm Kızlar manastırı dcnen yerde RUZPI hlr park bu mczarlık \e ınüthış kalabahk. Gençler. yaşlılar, çocuklar, askeıler hir dost bahçpslnde dolaşır fdbl. bıitun mc7arlarda taze çlçekler, ovsa çlçck havlı pahalı Moskovn'dn Ama Sovyct halkt dlulerinp say pı içinrie hır ripmct kasımpatı. hlrkaı, «ul \» da ncrris alarak cellyor mezirh|j.ı Çiçek yok^a baska bir sev hırakivorlar mezar tasın.ı. Blzim dc gençllîîlmlze renk vpren unlu Sovyet yazarlarının. Çekov'lann Pusklnlerin. Ma vakou'skv'lerin mezatlannda çlçpkten gavri kfıçük Izcllcrln kırmırı esarplarını da Rordtim. Bu merarlık hlr doit bahccsl gerçfkten Kıtaplıgımi7da vanvana dlzlll Sovvpt Yazarlarını «elamlıyorsıınu7 adım basmda Krutchev'in mezan da burada. Giıleç vözuvlp bakı vor Tİyarrtçllerlnc. mez»nn ba^ ha\ll kalabaHk, Sovvet halkı da çlçeW#r ye saksılarla seISmlıyor cüleç devlet ad&mını. 22 28 İ3 36 1965'ten bu yanaki gelişme dc avnı dognıltu yıı ızlemiştir Küçuk burjuvazının erıyışı devam edeıken, orta tabakaların büyümesi, çok önemli başka yeni bir faktörun, etkisıyle hızlanmıştır. Pu venı etkcn 1%11'ların ıkıncl yari6indan ttibaren î s veç'e ıthal edilen yabancı Işçılerdır Bugun sayı laıı toplam 650 bın cıvannda olan yabancı ışçı ler, (Vellıkle en ağır sanayi ve ınşaat lşlerini, sosval statüsü düşük «pls ve kötü» işleri devralarak, yer li işçi sınıfmın onemli bir kesımınln orıa tabakalara «yukselmesme> olanak saglamıştır Yabancı işçiler, emek ar?ını arttırarak Ucret duzeylerınin düşUk kalmasını saglavarak büyük sermaveye büyük karlar getırmekle kalmamış, en az> bu kadar onemli sosyal ve siyasal etkllere yol açmışlarcür. Bu etkılere ılerıde tekıar döneceğız. ne girlşen, blnalan kundaklayıp kamyonları havaya uçuran bir grup ınsanın duruşması baslarken, mahkemenin başkanı Romelro, savcıya ve »anıklara su önemli noktayı hatırlatmaktadır: «Fransız Hukukunda duşünce suçu diye bir şey yoktur. Burada yargılayacağımız nıaddı olaylardır, yoksa bu oiaylara ilham veren fıkirler değıldir. » (Le Monde 6 X 1972 ı. Anarştst olaylar karşısında tavrı bu olan Ba« tı demokraslsinin bılim adamları karşısındakl t a v rının ne olabileceğinl ayrıca belirtmeye bılmiyorum gerek var mı? Benım, bir bılim adamı olarak, hukukl açıdan, TUrkiye'de bugün yürürlükte bulunan Anayasa ve kanunlar açısından da suçlandırılmam, giderek cezalandınlmam İmkansızdır. Babta Anayasa, bir raaddeslnde, «Herkes, dıl, ırk, cınsıyet, sıyasi düşunce, felsefi inanç, din ve mezhep Bjrrımı gözetilmeksizin kanun önünde eşlttir» (m. 12/1) derken, bır başka maddesinde «Hetkes, düşünce ve kanaaı hürrıyetine sahpıtır, düşunce ve kanaatlerlnı, söz, yazı, resım tle veya baska yollarla tek başına veya toplu olarak açıklayabilir ve yayabılır» (.m .!0> demektedır. Böylesina mutlak ve sınırsn; Dir düşünce hürriyetinın doğal bir uzantısı olarak, bir başka maddesinde de söyle demektedir «Herkes, bilım ve sanatı aerbestçe oğrenme ve oğretme, açıklama, yayma ve bu alanlarda her türlil arastııma hakkma sahiptlr» (10. 21/1) Sayın Savcının nakkımda uygulanmaaım tstedığı 142 maddenin öngorduğü unsurlar ozellıkl» «cebir» unsuruna da ne yazııarımda, ne de söülerımde rastlamaya lmkân voktur Burada, Anayasa Mahkemelenn, 141 ve 142 maddeler hakkında verdığı Unlü karannda, •bılim ve sanat çalışmaları serb,esttır» dıyerek. bu maddelerin bu tür çalışmalara uygulanamayacağı yolundaki gorüşünü de hatırlatmak isterım. Sayın Başkan, Sayın Uyeler, Çağına ve toplumuna karşı gdrevini yerlne getırmıs bir hocanın huzuru içlndeyım su anda Yazdıklarım. vazüması gereken şeylerdir. Bugün yazmaya kalksam, en azından gene aynı şeylerl yazardım. Hiçblri hakkında en ufak bir pış manlık duymuyorum Kalemımden çıkmış ner cumlenin cümle ne demek her keltmenın ve hecenın altında, entellektüel şeref ve haysıvetlm vatmaktadır. lnsanım, hayatta dönebıleceğim ş^yler olabilır Ama entellektüel şeref ve haysıyetim den, oltım bahasına da olsa dönemem AUİla ÎI han'ın, o yenı ve unutulmaz şlirlerinden birinin son mısralan gelivor aklıma dolu bir tabanca gibl O sözler kl. kalblmizin üstünde olup ölesiye tasırız O sözler kl, btr kez çıkmıştır ağzımızdan ugrunda asılınz. Ben içinde yaşadıgım çağa ve topluma karsı, bır bılım adamı olarak soruınlulugumu verine ge tirdim. Şlmdi sorumluluk sırası sizde. Yalnır, unutmayınız kt sız nc çağını/u ve topluma karşı sorumlusunuz ÇUnk'J, her mahkerre karan onu verenlerin valnız hayatlnn boyunca degll, onu ve renler hayattan çekildikten »sonra da anılır: tyi anı lır, kötü anüır, ama anılır İsterim ki, slztn kara nnız, ılerae kültür tarıhinın mutlaka banssdecegi bu dava dolayıslyle ıyı anılsın, takdirle •ınıl sın. Slzlert tarihin huzurunda. toplumun huzurun da sorumluluklarınızla basbaşa bırakıyorum. Hosça kal nız. 30 eylül 197a Servet TANÎLLt YARIN: İ5VEÇ1E DEVLETİN ROLU
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle