28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
İKt eklmin dlUmhnde In^anlan yadırgatan blr çelişki vurdır. Yaşamını, insanların ölümü ' ycnnıesı içtn veren hekimln ölümünde, ınsanlar, kr»ndılenni etklleyen bır yenılgı duyar gibldtr. Bu duyguyu. hastalıklarım sırasmda, hastalanmda görmUştUm. îyilpştiğım zaman, hayretle sorardı hastalarım «Doktor hasta olur mu?». Onlara gbre. liastahklan ıvıleştıren heklm, hasta olmamanın sırrını da bılırdı Ama, hekiın de, hekım olmayanlar gitai, hastalanır, blr gıin de filür. însanlar. ölümkalım savaşında yasam sınıgesl olmıış hekimın blUmünde işte bu simgeyl bozan bır yenılgı bulur, ayn bir durgunluğa bürünürler Bu yıl Celâl Ökerlerl, Hazım Bumlnlerl yıtırriik Ba7isı uluslararası üne ertşmiş, bazısı ulusça tanmmış, bazısı çevrelennde bllinmi» meslekdaşlarımız yasamın sonu olan ölümle »ramızdan ayrıldılar. Hasta yatağı başında, lftboratuarlarda, amellyat salonlannda geoen yıllardan sonra, gerıde beyaz gomlekler ve anılar kaldı Ama, hastalar gene var, ıyıleşenlerln yerim yenl lıastalar alıyor, yetışen hekımler bu ölümkalım sava^ına kaMlıyorlnr, yaşam surüyor. 1 OIMHUP.lYiT 23 İKİH 1976 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER HEKÎMÎN ÖLÜMti Dr. Erdal ATABEK başında olan bu kuşağa duyduğu saygı çok bü yuktılr Heklmlığin belırll bır donemldlr bu. Bu do nemde bıreyci hekimlik anlayışı ağırlık taşır. Bu donem hekımleri de hastayı bırey olarak on plana almışlardır. Hastanm hastalıgından kurtarılması ıçin yapılması gerekenler en iyl blçlmde vapılır Ama, hastalıkların toplumsal nedenlen uzerinde duranlar azdır. Hekımin topluma yak laşımı, muayenehanede parası olmayanaan Ucret almamak, dahası ılâcını da vermek olçUlerinde fiır. Hekimın yaşamı hastanemuayenehane çızg. sınde sürer. Sabahın erken saatlerinde haatanede başlayan çalışma, gecenin geç saatlerine kadar muayenehanede sürüp gıder. Bu dönem nekimle rinin topluma ilgısız oldukları sanılmamalıdır. Tersıne, bu donem hekimlen, geniş kültürlU, çevrelerıne yaygın ilgiye ı sahıp, üstellk çok etkılı kışıhklerin sahıbidırler. Topluma katkılarını. duydukları giiçlü ılgıyi, kışiseı davranışlarıyla belırlerler. Bu dönemde topluma duyulan ttgl, bı rey sınınnı aşıp toplum boyutlanna varmamıstır. nayileşme hızının duşuklUğU, ulaşımın, h&berleşmenln bugünku kadar bile olmadığı bıı toplum yapısında, sağlık kuruluşlannın sayıca az lıgı, hekım savısının gerekenden çok eksık ol ması sağlık hızmetlerındekı toplumsallaşma sürecini geciktirmlştir. Bugün, gene toplumsal koşullann bir gereğl olarak Ucretle çalışan hekımlerln aayısı gıderek artmaktadır. Hekımler, önceden Uzerinde bıle durmadıkları, boyle blr gereklılik görmediklerı Ucretlerine karşı artan bır duyarlılık içlne girmışlerdlr Kamu sektoru hekimliğı, başlıbaşına koşullar oluşturan blr ölçüye ulaşmıştır. Asırı sayıda hasta muayene etmek zonında kalan, lş yukü günden gune artan, buna Karşın birlnci derece maaşla bıle geçlm sıkıntısı çeken, her gün bıraz daha sıkıntılann arttığmı goren hekim, bugün bıreyci anlayış aşarnaMndan toplumcu dü *ünre aşamasına geçış noktasındadır. Artık değıl kendt başının çareslne bakmanın, bir meslek ola rak bıle grup haklarının sağlanamadığını bllmenın etkısı ıçındedır. Böylece bır yandan artan hlzmet ölçülerl ıçınde. kışisel lyillklerin çok »ınırlı kalması, diğer yandan doftrudan ucretlı çalışma durumuna geçllmesı, hekimlerın toplumla iMşkllennl değlştirmıştır. C§1A1 öker'de belirlenen dUşünce bu değışi ml yansıtıyordu. CeUl öker hoca, kamu sektoi'l hekımlerınin (Tıp Fakültelen dahil) tam süre (,a lışmalan gereğlne inanıyordu. Ne var ki, bu ka musal çalışmanın devleti ybnetenlerce desteklen memesı nedenıyle muayenehane açmak zorunda kalmıştı. Muayenehanesini açarken bıınu da be lirtmıştı. Kuşkusuz kazancı da iyi oldufiu halde Celftl öker'ın bu çelişkiden rahat olduğunu sar mamışımdır. Hekımlerdeki bu değışim, toplum koşullarının değışımine bağlı olarak meslek kuruluşumuzu da etkılemiştlr SAGIN MANTJĞl ktır moktııplarım açı\urdum ıltın; Mudanya'dan hir oj;retınenlıı volladıgı fıkraya takıldını k^ldım. Aasadif(iını/ dımemde ogrelmenln adım açıklamak tchllkeli; ama fıkramnı hiraz değiftirerek size aktarmak Uthnı ııııı. Kski 7anıanda uzak blr ulkede vaşavan l'^n(,o, kilinpnln önünden geçerken baknııs kl zangoç blr cenaze Için çan çalıyor. Meraklannıış, ıımılca yanına sokulup zangoça çan ça>manın ya da çaldırmanın koşullannı sornııış. Kangoç yanuiamı^: Cok para verlrler»e çok, az para verlrlerse az çalartm. Ben uuıa çok para veraem çok çalar ınısın? Tabil çalarıın. Pdnço paraları sokulmuş, zangnç çana asılınış: çalar ha çalar, çalar ha çalar. Herkes telaşlanmış. Bnkmışlar kl olaİ;an(lslü blr durum var Yrtlşmlşlrr. Zangnçla Panço'vu apartopar kilİNenın papazına çıkarmiflar. Papaz olayı duyunca Panço'v.ı bozıılmuş: Ne halt ettln ulan? I'anço. Sizln killsede hak hukıık blmü«, kiltüenin çanları para için çalıyor; hrrkrse duyurmak için bu işı japtuıı, deınis. O Hekimin Yeri TUrk Tabıpleri Blrllğinde hekimin toplurada tasıması gereken ağırlık, toplum sorunlaruıa dujrulan ilgl giderek artmakta, hekimlerın toplumla bUtünleşme çabaları yojunluk kazanmak tadır. Bırlığın ilk Başkanı olan Ahmet Rasmı Onat, Ustad hekimler kuşağırun özlemlerini, Türk hekimliğınin yurt içi ve dışında değerllııginl tanıtma çalı^malarını yansıtır. Celftl Öker'ın Bırlik Başkanlığıyla olan değişim, TUrk heklmının toplum içlndeki yeni yerlni belirleme, değişen toplumdaki haklar dengesinl yenı gbrüşlere açı larak kurma isteklerıni yansıtır Bugun Tüık Tabipleri Bırllği, heklml toplumda blr emekçı olarak tanımlayan, toplumdaki sosyal konumunu netleştlren, heklmlerln haklannı olsun, halKın sağlık sorunlarını olsun, bırbirinden ayrılmayan, toplum sorunlarından aoyutlanmayan blr yapının bblümleri olarak gören toplumcu anlayışı yansıtmaktadır. Celâl öker'in ayn bir özellığı, toplumdakt cleğlşmeleri sUrekli izlemesl, daha llerda olma çabasından hlç uzak kalmamasıydı, 14 mart 1976 da başlayan Safclık Haftasında birlikte yaptığımız çahsmalar, bu ozelliğinln blzde hep yaşayacak dejerll anılarıdır. Değişen toplumla birlikte çok şey değışiyor. Ama, insanın ÖlUmkalım «avasında, toplumun bütUn güçlüklerini gören hekimin, yaşamı boyunca süren uğraşı, olümle bltmeyecek, yenl kuşaklarla daha genis, daha yogun, daha etkin blçlmde sürecektir. Değişen Hekimlik.. Değişen toplumla birlıkte hekimlik de degışıyor Geleneksel ustaçırak ilişkısi, yerını, moüern teknolojiden de yararlanan bır ekip çalışmasına bırakıyor. Hazım Bumın'ln üstad kışıliğı, aralarında hocalanm olan Necmeddın Hakkı Izmlrlı, Muin Memduh Tayanç gibı ustalann da bulunduğu bır kuşağı belırler. Hekimlik sanatı nm butün ıncehklerım genış açılı zekftlan, yorulmak bilmeycn çalışkanlıklan, kesln çalışma disıplınlerı, yıllar boyu stiren zengın deneylerlyle gerçek bır ustalığa erlştıren bu kuşak, kendınden sonrakı pek çok heklm kuşağını yetıştirmıştır. Hekimlik uygulamalarında kişillkleri çok belirgin olan bu ustalar kuş.ağının devlet hastanelerinde, Beledıye hastanelerinde, aslstan yetlştlren dığer hastanelerde yaptıklan çalışmalar, özellıklerl blrbırıne benzeyen bır okul gibıdır. Hastaya gündUzgece azalmayan bir llgl, yenılıklrıl stlreklı ızleyen blr okuma tutkusu, servislerlrıe evlnden çok bağlı olma. Klmlsini yltlrdiğimiz, kımlsl emekll olmuş, kimisı başladıgı hızla işinın Toplumsal Koşullar Bu dönemın özellikleri rastlantı degıldtr, bu Bzellikler toplumsal koşulların sonucudur. Sa Arad'jn Sergisin de... OKTAY AKBAL Evet Hayır MC'NÎN EDEBlYAT KlTABI Sayın Mllll Eğitim Bakanı'nın, «kendıni kamuoyuna lcabul «ttlrnnş bılim adamlarına yazdırıldı» ftını bildlrdiğı ders kıtapları, ortaya çıkmaya başladı. îlgl alammız dolayısiyle önce, «Llse I Edebıyat» (1) kıtabını aldık. Kitap Mehmet Kaplan tarafmdan yazıl mış. tlk olarak karsımıza önsöz mü, Kİriş mı, sunus mu, ne olduğu anlaşüamayan başlıksız bır yazı çıktı. Kltapta yer almaslyle ve «ulub u beyannıyle (deyiş bıçımıyle) sahibinin ruh ve kafa yapısmı dışa vuran bu yazı, M.C. Talım ve Terblye Başkanı'nın ımzasını taşımaktadr. Sayın Mehmet Kaplan, kitabına bır «Ünsozole girlyor. Bu onsüzde bğretmenlere. döne döne önerılen yontem, «czbervdlr. Eveı, ezber Bu bnaöze göre, ögMnci, kitapta verıien bilglleri e»berwmelidir, srtzcüklerl ezberlemelidir, metinleri ezberlemelldlr. Kitabın I, yanl «Edebiyata Giriş» bolumU, tam otuz iki sayfa tutmaktadır. Burada, edebiyat Uzerine, yazı «çeşltleri», «nevlnle ri (tUrlerl değil) uzerine, Türk edeblyatının «devirlerl» Urerlne bırtakım dllzeyUstU, kuru, daglnık, tıkız, sıstemsiz bllgiler verll mektedır Bu hazır bllgUerin ezberlenip ezberlenmediğinl denetlemek ıçin de bölumun sonunda birtakım sorular sorulmağa özen gösterilmiştir. Bu «Oiriş» bölümtlnden başka, kitapta, çoğu me tinlerden önce «Açıklamalar», me tinlerden sonra «Açıklamalar ve Sorular» başlığını uu^ıyan bölUmlerde ezberlenmek Uzere bol bnl bilgı verılmektedir. Kitapta hazır bilgiye verilen ağırlık, y>>klasık, % 40 oramndadır. TANZIMAT YAZARUII Kitapta, ° « 50 oranında blr yer de, metinlere ayrılmıştır. îslimlıktan önceki TUrk Edebiyatı, % 15; Islâml Devir, «h 35, Avrupai Devir ise % 15 oranında tem sıl edilmiştır Hemen söyleyelim kı, Avrupai Devir, büyük bır bölumu, Tanzimat yazarlanna ayrılarak Sait Faik ve Orhan Velı' yle sona erdirllmlstır. Buna kar şılık, kitapta. Aşık Pasa'dan (2) Bırgıvi Mehmet Efendl'ye dek birçok yazarlar, yer almaktadır. Lıse bırinci sınıf ıçin, kltapta döne mlere ayrılan bu yer oranı, isabetsızdır. Konulanna göre, metinlerin, yaklaşık, l/5'l, doğmdan doğruya dinsel niteltktedir. Bu metinler arasında, Budizm ve Maniheizm" le ilgıli olanlar bıle vardır v» bu dinler Uzerine bol bol bilgi verilmpktedir (4345, 147151, 263264) (3). Bunda amaç, eskl TUrkler' in dini konusunda bilgl vermekse, en yaygın ve izleri gUnüınUze değın gelen Şamanlık'tan niçın soz edilmedığıni anlamak, guçtür. Dinsel metlnlerden blrkaçı şunlardır: Budist Uygurlara *nt bir hlkâye, Geyikli Baba, Hamza' nm Atı, Padişahm RUyası, Seklz Yükmek, Uygur Şilrlnden ömtıkler. Dindışı metinlerin de hemen hepsl, ya dinsel telkinlere açık ya da öğrencılerln ilgi duymayacakları dllzey Ustü metinlerdir. Bursada Zaman, Bâki, Yol gibl. Metinlerin uzunlukları da, tutarsızdır. Altı dizelik (181), yedl satırlık metinler bulundugu gibı, 23 derste işlenemeyecek uzunlukta metinler de vardır (5566, 7686). Kitaptaki metlnlerda yer yer eğitsel olmayan satırlar da var dır Sozgellml, Dirse Han'm, oğlu Boğaç'ı öldUrmek istemesi, hıç de eğitsel değildir. Şu tür tümcelere bile rastlanmaktadır. « Bu buıun ve dudaklar, aşk yaparken galiba fena olmayacaktı.» (124), « Bu kıza kürtaj yapılmış . » (248), « KUrtajla alınan çocuğun babasının rla kim olduğu şüphelldlr» (250). Metinlerin, «sınıflarda hlç de glizel olmayan konulara yol açmayacaku, hele «Gençlik heyecanlarını uyandırmayacak» nitelikte olmasına özen gbstermek gerekırdi. Metinlerin dlll. kısaca söyleyelim, 61U sozcılklerle dopdoludur. Orneğin, klml metinlerde, 32 satırda 35 (270271). 47 satırda 60 (5051) anlamı bılinmeyen sözcük bulunmaktadır. Bu sözcüklerden kimisinin anlamı. kitabın sonundakı Sbzlük'te de yoktur. örneğın, blr metlndekl 30 anlamı bllınmeyen sözciikten 10'u Sbzlük' te yer almamıştır. (173). Yazar, «kellmelerln mSnâlarının bulunmaauıı blzzat bğrencılerden» iste Satı ERiŞEN mekte ve bu )şi «öğrend için bll mece çözer gibı zevklı bır ış» say maktadır. (önsoz). 60 kez sozluğe bakarak okunacak bir metmden çocugun zevk alabileceğıni duşünebilmek ve bunu bir «öğre tım metodu» olarak kabul etmek (önsöz), ne mantıkla, ne ınsafla, ne eğitimle bağdasmaz sanırız. Yazar, sbzcüklerin, yalnız anlamlanyla değıl, «seslerlyle» de «bellenmesıne» (önsbz) onem verdiğl Için olacak, yabancı sozrüklerde uzun okunan unlülerı, hemze ve ayınları, TUrkçe'mizde yumuşayan süreksiz sert ünsü/leri, aslına uygun olarak okutmaya çalısan btr yazım yöntemi uygulamak istemistlr. örneğın, «îtibaren», «teftiş», «za'fı», «men' eden», «meş'um», «vazife» «mânâ», «viran» gibl yazımlara çok rastlanmaktadır. Ne var ki. kitabın kendlsi bile, bu yazımda basanlı olamamış, tam bır kargaşa içıne düşmuştUr. Nitekım, aynı sayfada. aynı tümcede hem «itıbaren», hem «macera» (33); hem «gazl», hem «gazi» (4749), (4) hem «zavlye», hem «zâviye» (49); hem «mimârî», hem «mımari» (205); hem «Zihni», hem «Zihnî» (170) vb., vb. biçimlerine sık sık rastlanmaktadır. Hele bzel adlann yazılısı, çok şaşırtıcıdır: Hem «Ahmed», hem «Ahmet»; hem «Hallde», hem «Hâlide»; hem «HAlid», hem «Cahit»; hem «Alımed Hâşlm», hem «Ahmed Haşim», hem de «Ahmet Haşim» (tçindekller, 11. 114, 117, 118, 119, 177, 188, 194, 201 vb , vb.) Uzerinde uzatma lml bulunan UnlUleri uzun okutmayı öğreteceğimlM gö re, çocuk. elbette Uzerınde bu im (işaret) bulunmayan UnlUleri de kısa okuyacaktır. Buna göre, öğrenci, sözgellmı, «mukayese», «eşya», «beraber», «mUstesna» (99), «Halız Nvırı» (129), «şaır» (165), hele «mesaisı» (118) vb. sozcUklen nasıl okuyacaktır? Bu ornekler, kitapta. sayılamayacak kertede çoktur. Bu gibl sözcükleri, imlere gbre okumaya kalkışan bır çocuk, ortaojrununda Yahudı'ye, ya da Ermeni'ye çıkmış oyuncuya dönmeyecek mıdır? Hele b'r de bu sbyleyişı benımserse, ağzı (şivesı) neye benzeyecektir? Bu gereksiz ve başarısız gırişlm, çocuğa lııçbir dısiplin kazandıranıa yacaktır. SORU TEKNİul Kitabın, kımi metinlerin sonunda bulunan, öğrenciye yönelık soruları da, soru tekniğırıe aykm blçlmde dlızenlenmiştır. Yazar, klmi yerde sorulucevaplı «tslftmın şartı kaçtır? Beştlr» tttrttnden) ılmihal ybnteml uygulanmıştır. (37, 67, 129) Sorular, e7bere dayanan (32), tek sözcükle yanıtlanacak basıt ye da mınanıkı (III), metin dışına götürücü, dıkkati dağıtıcı, ancak kompozısyon konusu olabilecek türden (38, 111, 118, vb. vb.) yanıtlanması öğrenclnin gücünu aşan (111), yanıtı lçinde yada hemen verilmiş (228, 235), metinde yanıtı bulunmayan (155) soruladır. Soruların sayısı da. tutarsızdır. Kimı metinlerin sonunda tek (98), ya da Uç (227) soru bulunmasına karşın, kiml metinlerin sonunda öğrenciyl bunaltacak ölçüde çok soru; sözgeliml, iç içe 27 (39), 30 (228) soru sorulmustur. Çoğu sorular ise, kitabın felsefesine uygun olarak, buldurmaya değll; «dini telkinnlere açıktır. Sık sık şu biçim sorularla karşı laşmaktayız «tstanbul'un fethlnde gaziler kadar velilerln de rölü olmus mudur?» (51), «Tanrı tek olmasa kainatta nizam olur muy du?» (154), «Din Insanı yükseltır » sözU Ustunde dUşUnünUz » (264). Sorulann çoğu, gerek dinsel, gerekse dUştinsel yönden günlük politlkayı sınıla getirici, lstenmeyen tartışmalara yol açıcı niteliktedir. Yazar, verdiğl hazır bllgilerde ya da metin incelemelerlnde de «metni fırsat bilerek» bol bol «telkinatı dinlyyeode bulunmaktadır. Sözgeliml, metindeki «şahadet» sözcUğünU fırsat bilerek «kellmeyı şahadet»i bütUnüyle yazmakta ve bunun yorumuna girişmektedir (191). Böylece, çoğu zaman, edebiyat dersi, zorunlu din derglne dönUştürUle rek sakıncalı durumlara açık blr tutum içlne girmektedir, SONUÇ Kıtap, seçtlği metinlerle, verdiğl bllgilerle, sorduğu sorularla oğrencılere, düşünsel hiçblr çaba harcamadan verlleni oldugu gibl alıp kabul eden, yazgıcı; dolayısıyla, çağdışı bir ruh ve Kafa yapısı kazandırmaya yönellkt'.r. «Budızm'de beş yasak vardır. Bunlar. I) Zina etmemek . 5. Sarhoş olmamaktır» (43) tUrUnden satırlar ise kitabı acıgülünç bır duruma düşUrmektedir Bu durum, tutulan yanlıs yolun sonucudur. Korktuğumuz başımıza gelmiştir.(5) Bir ders kitabı, yazarı ile Millt Eğitim Bakanlığı'nın, dolayısıyla, hUkümetin ort»k bur Urünüdür. Bunun içindir ki, bu yazımızı yukardaki baslığı koy muş bulunuyoruz. aşamın Içlndedlr Arnd, yafamm orta yerlnde . İnsanların Oostıulıır. Ona en yakışan deylm budur; insanların dostıı olnıak Salt Falk blr yazısında «cln frlbl bakıylarından» söz eder. Ivilikseverliğinden, özverlll yaratılışından Dostlarının her Işini yapmak, clinden srlen yardımı esirgememek Blr zamanlar Babıâll'de bir yayınevlnde çalışırdı bir koşede reslm yapar, kapak çlıerdi. 1940ların nlce şllr. oykü, ronıaıılannın kapaklan onun ellnden cıkıniîtır. Edcblyatla, edebıyatçıyla, gazeteciyle Arad kadar Içlçe yaşayan, kajnaıjan başka blr sanatçı yoktur drrnem, inanın . Ben otuzotuz b*5 yıldır tanırım onu Blrlikte çalışlık gazptelerde . 1940'dan bu yana tek basına açtığı, katıldığı tiim sergilerlnl Irledim. Onun uatalıga doğru nasıl adım adım ılerlediğlni gorenlerden blriyim. Hem değlştl, hem «kendl» kalmayi blldl. Blr sanatçı Içln bu çok (Uç. çok onemli bir şe)dlr, kendl kalmak tnaan, Arad'ın otıız yıl öncc yaptığı bir tabloyla bugün yaptığı bir tabloyu yanyana koysa Udsl arasında büyıik hlr aynm bulamaz. Arad «konu.yu öne alır hep. Konu lae, hep Insandır Arad içln Banat, lnsan Içlndlr, tnsanı anlatmak, çlzmfk, vermek, duyurmalrtır, Innanı lngana tanıtmaktır. tnsanı kendinc tanıtmaktır. Baska bir görevl %ar nıı aanatın? Arad istene en lııce sanatçı oyunlarına da girişebllirdl. madalara ayak uydurabtllrdt, daha çok beğenilmenin, daha çok alkışlanmanın vollannı bulablllrdl. Bunları yapmaması, kendlnce blr çocuksu, saf, temlz, aydınlık »anat anlayışını, blr çcşlt «naif»ll|l seçmesl en övgtiye deger yanidır. Bunu bilınçll olarak mı yaptı? Sanatçımn sergisl onun blllnci değll mldlr? Arad da sanatçı ltllişl, duyusu Ue başardı bu kırk yıllık sanat yaşanunda hep «kendl» kalmayi Bugün yerd blr reslm sergisi açılıyor Agop Arad'ın . Tarabya Otell'nln bir salonunda. Tertemls blr IççUigl görecekslnlz bakar bakmaz. Dlyecekslnlr bu sanatçı, lçldıçı blr insan, erdemll bir Innan. tnsanlan sevlyor, onlan anlatıyor. Ama hangilerini? Emeğl ile, alın terlyle geçlnenleri . Iste bu kırkıncı serglslnde yer alan insanlar, boyacı, karpıızcu, «Imitçl, çiçekçi, balıkçı, mldyecl. kemancı, baloncu, çUekçl v.b. Yaşamın her çünkü insanları. Toplumun çllell kişlleri. Hem bu İnsanlar gerçek yaşamda vardırlar, hem de Arad'ın gündellk yaşamınıla yerlerini almışlardır. Ararsak bulablUriz onları, Tarabya'nın kıyısında, Yenlkoy'ün blr kahveslnde, Klreçburnu'nun, Sarıyer'in balıkçıları arasında... Artık hepsl Arad'ın tablolarında konusacaklar, dertlerinl, çllelerlnl duyuracaklar, kendüerini seyreden gözlere, bakıslara... Ben reRmi severlm, resim sergllerlnl dolaşmak, ressam arkadaşlarla konuşmak, onların »onınlarına, dttnyalanna glrmek Bugflne dek gerçek anlamda blr reslm eleştirlül yapıldı mı? Yeni yenl belkl . Eskiden reslm eleştlrlsl yapanlar, daha doğrusu reslm sergilerl konusunda yazı yazanlar hep şıılrler, yacarlardı. Oysa edeblyatçının bakışıyla, anlayıslylu yazılmamalı reslm elesUrilerl . Her sanatın kendinc vergi kuralları vardır. Blr öyküye, blr romana, blr tabloya, bir heykele bakıldığı jjlhl bakılamaz Hr%lm elentlrisl yazmak da helll bir sanat kultUrünün, befcenislnln ürünüdür. Bu yllzden ben çi/glındcn dışarı çıkmak Istemem. Blr seylrcl olarak, resml seven, aıılamaya. duymava çalısan blr Iman olarak Kİderlm serglleıc Ressaıınlar \e sergileri konuhunda konuçurkeıı. yazarken olçüm, kendl beiJenlnı, kendl anlayısımdır . Arad'ın reslmlrrini jormenlzl t«t«rlm. Büytik »a\ları olmayan, sanatU yenl yollar açmayan, «en iyl«i, en büvöftu» benlm demeyen reaimler .. Insanı, sanatçımn çevre<ıindekı, gundellk yasara kavgası yapaıı İnsanları. alınterlerlyle geçlnen insanları göreceksinlz o tablolarda O park kanapeslnde dalıp gitmlş dede ile torun, bir nıor bulutun ttstünde keman çalan adam, ağustos sıcagında arabasını bir yana çekmiş karpuzcu, çocuklara mutluluk dağıtan baloncu . Eski blr yazımda, Sait Faik'ln ovküde yaptıklannı Arad tablolarıyla Kerçekleştirlyor demlştlm. Bu, Insana eftilmek demektir, Insanı »evmek, anlamak, sevdlrmeye çalışmak demektir .. Arad'ın kırkıncı reslm serglslnde de bu güzel «zleml, lsteiji, arayışı, sunu«u bııldıım. Sanntçı, kafasıntlakl dünyayı slze ulaştırablllrie basarıya ulaşmış olur. Arad bunu yapmış . öyleyse yenl sergilere, yenl yülara, yeni çalısmalara . Y Bu kitap, metinleriyle de, dlliyle de, yazımıyıa da ıçeriğlyle de, yontemıyle de, değıl yararlı, za rarlı olacak nltelıktedlr. Bu ı*rar, yalnız sanata. edebıyata, eg1tlme, yurdun geleceğıne değıl; doğ rudan doğruya hazırlayıcıların ülkusüne yöneliktlr. Bir öğrenci, 60 kez sözlüğe bakarak okuyacağı zevksiz bir metinle, ne din sahi bı olur, ne iman. Yarık oldu, «4000.000» Türk çocuğuna. (1) Mehmet Kaplan, Llse I Edebiyat, Devlet KİUplan, TUrk Tarih Kurumu Basımevl, Ankara, 1976. (2) Bu ad, Aşıkpaşazade olacak. Asık Pasa, tarlhçl degU; «alrdlr. Tarlh sahlbl olan, Aşık Paşa'nın torıınun oğlu Aşıkpaşazade'dlr. Bu yanlış, kitap ta verilen bllgller konusunda da blzi kuşkuya düşfimektcdur. (3) Ayraç Içlndekl nunıaralar, kitaptaki navfa numaralannı gbstermektedlr. (4) Bu suzcük, madem öyle. nlçln «gazi» blçlmlnde yazılmamış? Yoksa, hlldiğlmlz «gaz»e «yayı nlsbf»ml eklenmlş s^yıl maktadır. (5) Satı Erişen, Mllll Egltlm Bakanhğmın Çafdışı blr Tutumu, Cumhuryet, 23 EylUl 1976, 2.1.. 2. stttun Bu kilçiık rtykü ban.ı kbhne Babıâli'vl anımsattı. Blzlm Vokuş'lu çanlar çoğu zaman para içln çalar. öyleslne zangoçlar var ki aramızda, kalemlrri p.ıııı babaları ıçin çalışır. Meslek ne yazık ki o hale Kclmiş; ne hak kaygısı kalmif, ne hukuk, \e ne de mantık. Son günlerde tnplum şirazeslnden çıktığı için mantık deneıı şeyi gupegunduz eide fener arasan zaten bulamazsın. Blrkaç gündur .>ağcı gazetelerde blr kıyamettir kopuyor: DtSK Genel Başkanı apartıman yaptırıyor. Kemal TUrkler'ln yarını mliyonluk arıası var. Sendlka lidcri bllmem kaç dalrell Inşaat yapıyor. İyi, gütel. Blzlm amacımız Kemal TUrkleri savurunak deftl. Söylenenlerl yanıtlamak kendisine ve DİSK'e diişer. Ama sol başında blr suskunluk, s a | başında bir gürülttt . Blrlsl çıkıp dese kl: Yahu efendller! su Ulkede apartıman, han, araa iahlbl olmak ne zamandan berl suç oldu? Suç değll, ama... Ne aması? DİSK Genel Baakanı hem müHdyet aleyhinde, hem rattlk sahlbl. DİSK mttlklyet aleyhinde değildir. Işverenden lsçlnln haklam almak Içln kurulmus örgüttür. Mülklretl kaldırmalt değll, yayfinlaştırmaktır amacı... Bu adam lnançsız, bu adam tçtenlikli değil... Ha, şimdi lş değlştl. Sol sendlka llderinin lnançsız, Içtenlikslz, olduğunu emekçl keaimlne sağcı basın lspatlıyacak öyle ml? Çanlar kimln Içln çalıyor? Parayı kim baatırdı yine? Sol baaın DtSK Genel Baskanını eleştlrse bir dlyeceğlm yok. Sağ basın canlara asıldı mı, düşilıımek gereklr. Hem biz bu gaze> telerl blllriz canım. Cephenln Basbakam Için ortaya atılan yolsuzluk Iddialannı hasıraltı etmek Içln bunlar ellerlnden gelenl yapmadılar mı? Demlrel ailesinin delilll Ispath olayları karşısında ne yaptınî Hayali MobUya yolsuzlukların» dayandın mı; sus... Susmakla da kalma, Demlrel'l savun: Biraderierlnden yeğenlerlnden Basbakana ne? D(SK Genel Baskanına geldl ml: Blraderlyle birlikte apartıman yaptınyorl Suç mu apartıman yapmak? Hayır. Hayali MobUya Ihracatı yapmak, gflmrflkte kaçakçılık yaptırmak, bankalardan usulsüz kredi almak, nüfuz tlcaretlne ybnelmek, bu yöntemlerle Devlet Hazlnesinden yirml nıllyon almak? Suç. Demek M lş sermaye sınıfı temstlclslne geldl ml, yasalara göre suç olan olayları drtbaa ctmeye çalışacaksm; ama işçl sınıfı temsllcinlne dayandı mı, yasalara uygun ls> lemler bile suç sayılacak, manşctlere çıkacak, cayırtı koparılacak. Babıâlt'de sermaye sınıfı gaceteslnln yasam budur. Emekçlye dönük ba^ının yasaiı da gerçeklerl arayıp bul< mak, okuru aydınlatmaklır. Sanırım şlmdl lş o noktada... Ada Yayınlarmdar kitapseverlere dörtyeni kitap: Salah Birselj Kuşlan Örtünmek,(Günldk 197275) Kendine iş olarak yazmayı ve okumayı seçmiş usta bir yazann, sanat, edebiyat ve toplum iistüne, güncelliği a^an düşünceleri. (40 Lira) CemalSüreya/Şapkam DoluÇiçekle ( Ataç'dan Suud Kemal'e, Tcvfik Fikret'ten Nazım'a, Ahmet AriJf'c,Bülcnt Eccvit'c/Turhan'a uzanan onyedi yazar ve s?natçı üstünc geniş bir sanat kültürünün ürünü yirmi L kuz deneme. (40 Lira) I I 30.FASİKÜLLE TAMAMLANDI GinsbergFerlinghetti/Amerıka (Çevireriler: Orhan DuruFerit Edgü) Beat Generation'm iki büyük ozamnın Amerika'yı kusan şiirleri. (25 Lira) Üçüncü Haf ta Spor Toto Ikramiyesi Kazananların Nazarı Dikkatine üçUncü hafta Spor Toto lkramlyesl ödemelerine devam edilmek» olup, basbayilığımlze bağlı bayllerden oynayanların ikramlyelerıni almalan ıçin bir ay ?^rfında Şubemız gişelerlne mürcaat ederek ikramiyelerlnl almalan rıca olunur. Taşra bayilerinden oynayanların ikramiyelerı PTT ve Ziraat Bankası vasıtasıyla adreslerine gbnderilmiştir. TÜRKİYE EMLAK KREDt BANKASI A.O. ISTANBUL ŞUBELERt (Basın 25486) 11936 ANSIKLOPEDISI 2Xilt Cilt kapaklan,ekleriyle 40. Llra, LUks ciltli her cilt 200 Llra Karadeniz AşkTUıküleri (Derleyen: Î.Z. Eyüboğlu) Karadeniz insanının, aşkı dile getiren, dipdiri, insancıl ve aşkta da özgür bir liavayı soluyan türkülerinden seçmeler. (30 Lira) Ada Yaymları'nda daha önce çıkan kitaplar: arkırı kitabevi ISTANBUL llincıhk: 8277 11M7 Ilhan BerkAî\as (Şüricr) (40 Lira.) bbkuı cad 475/479 Kat3 * e n t ^ ^ " K i m s e (Roman) (40 Lira.) Beyoglulstanbul Her kitap bîrinci hamur kâğıda belli bir sayıda, Tel 45 90 08 özenle basılmıs ve tümü numaralanmıstır. TÜRK DtL KURUMU BAŞKANLlGlNDAN : İLAN 1.538 125 99 TL keşlt bedelll Bayrampasa Sub« ve Işhanı blnası ıkmaJ tnşaatının kapaiı zarl uıulU tie i7.lu.197B çarşamba gunü saat 16.00'da Kızılaj Genai Merkes Binasında ihalesl yapılacaktır. tsteklilerin dosyayı lncelemek ve bilgl almak Ucera Ankara Yenişehir, Karanfll sok. No: 7/rdekl Pen Işlerl M U durlUgümüze Daşvurmalan. (Cumhurlyet: 11940) GÖREVLiLER ALINACAK Kurumumuzun bilımsel lşlerinde çalıştmlmak Usere öncellkle dil ve yazın öğrentmı RörmUs, yüksek öğrenimli. TUrkçeyl ve Batı dillerinden bırini çok İyi bllen ve dil çalışmalanna yatkınlığı bulunanlar arasından sınavla görevUler alınacaktır. îsteklilerln, özgeçmlşlerinl içeren blr dllekçe ve diplomalannın onaylı blr ömeğl ya da fotokopislyle 11 kasım 1976 günU saat !7'>e degın kurum yönetmenllçlne baş v\ırmaları ve sınava girlş koşullannı öğrenmeleri du>"urulur. Sınav cünü saatl ve ycrl: 16 kasım 1H76, saat 9, Türk DU Kunımu, Atatürk Bulvarı 217, Kavaklıdere ANKARA (CumurSyst: 11939) Data: 306/11949
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle