27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DftT CUKHURİYH 29 Ocak 1976 MEKO ABDOLCMBAZ VATAN DEDILER Taîip APAYDIN ^•54Blrden hnsa fcalktüar. Yayvan tepeye yukan hızla tırmanmaya başladılar. Tepeyı çıkınca Manmut saga sola baktı. Bozkır düzlugunun ıçınde pıyade bırlıklerı, suvarı boluıclerı koyu renklı tırtıllar gıbı ılerlıyorlardı. Arada dort nala atlar gehp gıdıyordu. Koşulu toplar, bırlıklerı geııden koguşturuyorlardı. Ta uzakta ıyı gorünmeyen başka bırlıkler vardı. Onlar mevzılere gırmışlerdı. Durmadan sıper kazıj orlardı. Toprak kostebek yuvaları gıbı delık deşıktı. Uçuncll tabur akşama doğru önculer, yancüar çıkardı. Yurüyüş gece yansına kadar süıdu. Gece küçük bır koyun camısınde üç saat kadar dınlendıler. Atlan uşutmemek ıçm koy evlertmn ahırlarma çektıler. Evler ahırlar yarı yanya boştu. Halk ıçenlere goçmustu. Yıldızlı bır geceydı. Hava soğuktu. Şafak zamanı top seslerıyle uyandılar. Toplar kulaklarımn dibınde atılıyordu sankı. Oyle guı iüyorlardı. Çabuk fırla! Herkes atırnn başına! Beş dakkada atlara bındıler. Sessız yuruyun' Atları kışnetmeyin' Karşıdakı tepelerden şımşek çakar gıbl inc« bır ışık parlıjor, arkasından gok gurler gıbı bır gumburtü yukselıyordu. Gun ağarmaya yuz tutunca pıyade tüfeklennın, makınelılerın takırtısı başladı. Yunanluarın taarruza geçtığı anlaşılıyordu. Bızımkıler karşılık verıjorlardı. Uçuncü suvari taburu once bır kâğnı yolunu koğuşturarak, sonra tarlalara saparak genış bır yarım daıre çızerek ilerledı. Bır dereye gırdiler. Önculer gorunmez oldu. Yancılar ikide bır ışaret verıyorlardı. Gun dogmak uzereydı. Tepeyi arkadan dolandılar. 1lerde başka bır suvan taburu göründu Genış bır cepheye dagılmışlar, hızla ılerhjorlardı, Onların soluna gelecek şeiulde dbrtnala yol almağa başladılar. Tepelerın üstü göz alabildığıne askerle dolmuştu Molla Mahmut, yanı başında Kaceli, daha gerlde Kâzım, Çopur Hamdı Aşır . atları habıre tekmıklıyorlardı. Ha doru oğlan, gun bu gun dâh oğlum! Atların ağa köpük içınde kabnıştı. Gözlen'at«$ saçıyordu. Uçuncu boluk sola, dagııl1 Dağıldüar Ilerıde ansızın bır takırtı başladı. Atlar ürktıi. Klmısı genye yekındı. Düşenler oldu. ' Yajııl' Durma, ılerı marş! Bıraz sonra yenı bır emır duyuldu, Ateeş' Duyanlar duymayanlar içın tekrarlıyorlardı Molla Mahmut mavzen omuzundan çıkardı, hem at surujor, hem ılenye bakıyordu. Gozlerını kısmıştı gene. Alnındakı damar delı dell atıyordu. Kayalık tepenın bbğrundekı karaltılardan bırını nışanlayıp bır kurşun sıktı. Uçuncu bolük sola açııl1 Kuşatacağız' Dere>e ındıler Çıplak soğut ağaçları vardı. Dallar yuzlerıne çarpmasm dıye atların üstune ıyıce kapaklandılar. Tufek seslerı yan tarafta kalmıştı. Ikı taraf da durmadan ateş edıjordu. ısır patlaması gıbı «taktak»lar bırbırıne karışmıştı. Tamam1 Sağa donun şımdı, bırden çıkınl Atıar yamacı jan yana tırmandılar. Ateeş1 Peşpeşe ıkışer uçer mermı yaktılar. Ilerdekı Yunan bırlığı ne edeceğını şaşırdı Pu taraftan hıç beklemıyordu. Nerdeyse kuşatılmıştı Tepenın dogusunda bır makınelı tuieklerı vardı. Ama burası gbruş açısı dışında kalıyordu. Hücum' Ateeş' . Hem at sunıyor, hem ateş edıyorlardı Birkaç yuvarlandı. Vurulanlar oldu. Fakat Yunan bırlığı fena sıkıştı Çogu gerı kaçmaga başladı. Bazılan, sılahlarını atıp ellerını havaya kaldırdı. Onları çevırıp ortalarıııa aldılar. Sılahı eluıde hala ateş edenlere ybneldıler. Kunısını kurşunla, kunısinl sütgüyle, işlermı bıtırdller. Bınncı boluk tepeye, çabuk! Molla Mahmut işi anladı: Atlan burada bırakalım komutanım, dıje bağırdı. Bırakm Verın arkadaşlarınıza' Tüfek elmde aşağı atladı. Atın dızgınlerınl bırıne verdl, tepeje yukarı koşmağa başladı Öburlen kendısıni koguşturdular. Bırbırlerıne lşaret vere vere Herlemege başladılar. Gerıdeiu tepeden sılahlar atıhyor, bu taraftan karşılık verıhjordu Kazım onundekı kayanın ne tarafına saklanacagını büemedl. Yuzu kıpkırmızıydı. Ter içınde kEÜmışU. Molla Mahmut bagırdı: Bu tarafa geç ulen,makıneli bızi göremez. Yokuş tarafına geçıp yattı. Kurşunlar arkamızdan gelıyor îyı ya, nıye o tarafta duruyorsunî Hıram, doğru. Şaşırdım. Gerı donup baktı, atlan dereye lndirmışlerdl «îyi akıl» lleride fırlayabılecegı bir yer aradı. «Çabuk gitmellyiz, çekilebüirler » Teğmen neredC Burdayım, görmuyor musun' Sıçra bakım, ben senl korurum Mahmut sıçradı Çahlann taşlann ustunden atlayıp uygun bır yere yattı Teker teker ılerlıyorlardı Pıre gıbı canlıydı hepsı ae Fakat sağdan başlarının ustunde cı\v . cıvv kurşunlar geçıyordu Mahmut başını kaldırmadan sağa sola baktı. Ulen ne oluyor yavu, bızı korumuyorlar'' Dur, dedı tegmen, koruyacaklar Ikıncı bolük vanaşıvor. Mahmut gerıde olup bitenlerı gormek için başını kaldıramıyordu. Bır aralık HaceU'yı aradı. Hacelır.. (DEVAMI VAR) ittETEN 8UMLA&N UftPlfc ( D SÛ^tTE CuMHOjftf/tTL€(iıNPEH İTHM SuMLAfclN . BUNLAHIKIVUZÛNPCM Z.'NA AWMlŞ, İ)İLCUCİL£|Î. Ç ALMIJ VÜHÛ ;/ VÛU«NP£N Zt'UfcLf ÛUYOd, îR., E5NAF SlilJÛMDO4 2A YÎhuUDE|4 Y1LANI ÖLDÜRSELER YAŞAR KEMAL Desenler: ABiDiN DiNO GECE HASAN KARMAKÂRIŞ DÜŞLER GÖRDU. BiRDEN BABASI YILAN OLUVERiYORDU GÖZLERiNiN ONÜNDE. YILAN DA ÖYLE SAPLANMIŞ KALIYORDU BABATAKLIGIN ÇÂMURUNDA BA TAKLIGA. DEBELENDiKÇE SAPLANIYORDU TAKLIGA, KOCAMAN GOZLU BAYKUŞ OLUYORDU VE HASAN EVDEN KAÇIYOR... Hasan sevinçli bir sesle: «Haydı gıdelım bızım eve de Dursun enımı anam sana bır kahve yapsın, ıstersen anam sana yemek de yapar » «Hajdı gıdelım,» dıve yere ellerıyle bastı Dursun kalkamadı, birkaç kere da\randl kalkamadı. Sonunda Hasan vardı onu elınden tutup kaldırdı. Yola duşup eve geldıler. Hasanla Dursunu goren koyluler buna bır anlam \eremedıler Içlenne bir kurt duşmuş olacak ki, Dursuna da, Hasana da duyuracak bıçımde beddualar ettıler. £sme Dursunu sevınçle karşıladı. öğleydı, ona yemek yeyıp yemedığmı sordu, Dursun yok dejınce, hemen sofıajı kurdu çardagın altına Kujunun ustunu, çardagın gunbatıdan yanım ulu bır salkımsogtıt gölgelıyordu. Dursun eUerıyle kaşlannı tatup kaldırmış, Esmeye bakıyor. «Çok şükür, çok şükür, çok şukur, bu gunflme, bu halime çok şukur,» dıye dualar mırıldanıj or du. «Vasuphanallah, vasuphanallah, süphanallah'» hayranlıgını dıle getırıyordu. \emek uzun surdu Dışsız ağzıyla çıgnıvemıyordu kı Dursan. Bır de Esmeye bakmaktan ağzına lokma koymaya fırsat bulanu yordu kı O gun Dursun gun batıncaya kadar Esmelerde kaldı. Gun bafıncadır kr «Benl götur evıme Hasan,» dedı Hasan onun koluna gırdı, yola düştuler. Yolda hıç konuşmadılar Gece Hasan karmakanş çok duşler gordu Duşunde babasuıı gordu Sazlığa, sazlıkta batakhğa gırmış, saplanmış. bır turlu kendını kıırtaramıyordu Bırden babası yılan oluverıyordu gozlennın önunde, yılan da oyle saplanmış kalıyordu bataklıga. Bataklıgm çamurunda debelendıkçe saplamyordu çamura, boynuna kadar gınyordu batağa. Kertenkele, turbağa, kocaman gözlü bavkus oluyordu Kertenkele, kurbağa b8tağın ıçinde yıtıp gı Kürt lokantacıda "Sen sen , ananı öldürmeha, oyle dünya güzelinikim öldürürse öldürsün ıf lah olmaz,, dedi dirorlar, baykuş olâraktan Mr bogıirtlenin içinden çıkıyorlardı. Tuylerı çamura bulanmı?, yolunmuş, ıslak . Sonra ak kefenll, kefeni çamura bulanmış, gözleri portleyıp dışan uğramış babası oluyorlardı. Her bir yanı ıslsk. Sonra kocaman kocaman bir çıft baykuş gozu oluyordu herkes, her şey. Baykuş ıslanmış, büzülmüş, tüylerı domur domur olmuş, gıttıkçe gdzlerl pörtleyen . Hasan gün doğmadan uyandı tufegını aldı Anası saçlannı yastığın üstüne sermiş uyuyorou. Saçları uzundu, kırk örgüluydli, örgülerlnde gümüş, altın, mercan işlemler vardı. Saçlarının tnltnnâa. Dartunun dedigınden d* daha füıeldi anası. Bir aure durdu böyU hayran. anasının güMlhgine baktı. Akşamdan, b«lki de birkaç gün bneeden anasına belli etmeden bir heybe hanrlamıstı, lçı yıyecek doluydu. Fara da bulmu?tu, daha dogrusu bir yıgın da parası rardı, parasını koynuna, koltugunun altına sardı. En gtlzel giyitlerinl giyındi. Elınde tüfegi aşagı indi. Ahır karanlıktı daha. El yordamıyle tayını buldu, dışanya çıkardı üstune atladı konagın avlusunu çıktı. Avlunun kapıaında bir an durdu anmının uyudugu odanın pmceresine daldı bir sflre, sonra atını usulca sürdü yola çıktı. Doguya, Koıana doğru bır süre usul usul surdu, sonra da birden doldurdu. Kozana kadar atının basını çekmedı ögle oldu, atını bır agaca bağlayıp bır l o kantaya girdi. Kılim heybesi omuzlanndaydı. îçı ekmek, yıyecek doluydu. Masaya oturup yufka çıkardı heybesinden. Bu arada lokantacı geldi: «Buyur Aga,> ded). Hasan daha önce lokantalara gelmışti. •Bir kap et getlr.» dlye emir verdl. Lokantaa: ded!. Lokantacı, ueua sıvn bıyıkh bir KUrttü. Hasan onu Unıdı. Kurt: <Aga,> dedi, «çok guzel d» tatlı varmı$tır latersen getıreyım » Hasan ona güldü: «Getır,» dedı. «Ben seni tanıyorum Ağa,» demeyı de unutmadı. Kürt tttlıvı getirdıkten sonra: «Sen. beni nereden tanıyor«un'« dıye sordu. Hasan: «Sen Lokantacı KUrt Sülosun,» dedı «öyle defil ml'» «Öyleyse sen kimsen?» dlye sordu SUlo. Hasan: «Ben de Halilin ofluyunı, hani Abbas rar ya, onu vurdu ya..» Kürt: •Bildim,* dedi, «blldim, sen Hasansın değıl mi? Bildim aeni. Anan nasıl ıyi mi? Duydum kl anası emicelenn öldurmek ısüyorlarmış da sen izın vermiyormussun. Baban yiğıt bir adamdı Hasan oğlum. Ben senin boyle koskocaman, büsbüyük bir erkek olduğunu bilmıyordum. Babanı anan öldürtmüş diyorlar ama inanma, her güzelın arkasın dan söylenır. Anan soylu bır evdendir. Anan gıbi soylu insanlar kocalarmı Abbasa öldürtmezler. Oldürme ananı olur mu? Anasmı öldürenler bu dünyada hıç rahat yu«ü görmezler Hasan Ağa, öteki dünyada da onları zebaniler rahat bırakmazlar. Benl ıyi dinle ben senın babanı canım kadar severdlm. Baban benim ıçkl arkadaşımdı, kumar arkadaşundı, oyle arkadaşundı .. Ben babanla Adanaya gıdıp ikı kışı tek başımıza kaç kere bar kapamıştık. Baban kartal gibıydi. Abbas gibi gözü kanlı bırısı olmasaydı senın baban Haiili bu Çukurova ülkesınds oldUrecek, ona tetık basacak bır tek adam çıkmazdı Benı ıyi dıole arkadaşımın oğlu, ananı oldürme. Ben biliyorum, emicelenn ananı sana dldürtecekler. Çunkü onlar senın dayıla nndan korkuyorlar. Dayılanndan korkmasalar ananı çoktan öldur muşlerdı. Onlar ıçın adam öldur mek, hele bır kadını öldürmefc ne kı, onlar senın dayılanndan korkuyorlar. Dayılann çok, çok zen gınler onlar, çok yiğıtler öhlar, çok kan ıçıcidırler onlar, çook. Sızmkıler ışte onlardan korkuyorlar. Onlar bılırler kl, kızkardeşlerini oldürmuşler senin emıceler, geleler öldüreler, sülâleleriru keseler kl hıç bir tane adam kalmaya soylarından. Halbukı sen oldürürsen anam dayıların senı öldürecek degıller ya..» Hasan çabuk çabuk yemegınl yemiş bitırmlşti Kürt konuştuğu surece. llk olaraktan şaşkınlık *çınde konuştu. «Dayılarım beni SldUrmezler mı9» «öldürmezler» dedi Kürt. «öldurmezler va sen gene ananı b\ durme. Ananın kanlısı olmak ölunceye kadar ateşten gomlek giy rr.esut Uernır oiKenlı gorrueK ölünceye kadar her gun her pun sırtından kızgın demırlen dağ lanmak demektir Sen sen ol, ne yaparlarsa yapsıniar, sen sen ol, ne derlerse desınler, ananı oldiır ne, olur mu?» Hasan bir daha yüreidendi: «Dayılanmm yeri neresi, evleri neresi, ben onlara gıtsem buıabılır miyün?» «Bılmem,» dedi Kürt, «bılmem. Baban söylUyordu ama, bılemıvorum Aklımda kalmamış. Baban anana vurulup da kaçırınca, ardına duşmuşler babanın.. Tekmıl Çukurova Beyleri araya duşmuşler de babanı öldürmedıler onlar. Yoksaaaa Aman ananı öldurme ha.. Onlar, belll olmaz, seni de öldururier..» Hasan, nakışlı, pullu, lpek kesesınden bır ellılik: çıkardı. Kurtün önüne koydu, Kurt parayı aldı kosarak kasaya göturdü bozdu geldi. Hasan parayı aldı kesesine koy du, ayağa kalktu «Sağlıcakla fcal KUrt Lokantacı,» dedı. «Ben gıdıyonım » KUrt onu fcapıya kadar uğur ladı, arkasından duyulur duyul maz bır sesle:: «Sen sen ol, ananı öldurme ha.» dedl. «Oyle dunya guzelını kun öldürürse öldürsün lilâh olmaz,» diye ekledi. 1 ARI *: YILAH VE HASAN GARTH Vfc TORÛ'Yl B U ANA PiAVJETlM(2£ OÖN6 DiŞİ BOND caâız
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle