28 Mart 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
"TÜRKİYEDEK 1973 TOPRAK REFORMU KANUNU BÜYUKMÜLKIYETİ KORUYOR,, • «1961 YIUHMN BERi m \ m GELEN HER HÜKÜMEÎ KENDi REFORMUHU DAN HAZIRUMMI TOPRAK BiR GÖ• 1 BAT1LI ÜLKELERİN P E I K U L ı ^ AZALTMASI OPEC'Î GÜÇ DURUMA SOKTU TÜKEliMiN AIALMASINA EK OIARAK DOIARIK DEĞEft KAYBETMESi YÜIÜMDEN OPEC UlKELERiHiN PETROL GEURlERı % 2 0 DÜJTO. AYRICA BATtDAKi EHFIASYOH: ARAPIAR1N İTHAL EÎTıKLERi MADOELERiM FiYAIlNDA % 2 5 ARIİ5A YOIAÇÎI. CEZAYiR YATIRIMIARINI YAVAJLATIRKEH; liBYA 4 0 0 MıLYOH DOIAR ICREDi SAĞLAMAYA ÇALI5IY0R. IRAK'IN ARADIĞI KREDi MiKTARl iSE 5 0 0 MiLYOH DOIAR genel bir düşme olması sayesinde saglanmı?tır. Buna karşıuk OPEC ülkeleri de üretimi yüzde VI oranında düşürmüştür. Dolann deger kaybetmesi nedem ile petrol tireten Ülkeler, sagladığı gelirin yüzde 20'sini kavbetmiştir. Arap ülkelerinin ithal ettığı maddelerın fiyatı da Batılı ülkelerdeki enfc lasyon yüîünden yuzde 25 oranmda artrmştiT. 19Î3 Ortadogu savaşmdan sonra petrol tiyatlarını dört misüne çıkarmak suretıyle kendi ülkelerindekı fcalkınma planlanm gerçekleştırmek ve dış ülkelerde de yatınma gıtmek isteyen petrol üretıcı Ulkeleı için bütün bunlar büyük bir darbe olmuştur. Artık mUyarların Valst bitmişHr. 1975 yüında OPEC ülkelerimn dış ödemeler aengesindeki fazlalıgı 15,7 milyar dolara düşmüştür. Oysa bir y ü evvel ayni sayı 58 milyar dolardır. Hatta bu ülkeler içinde: Cezajir. Ekvator, Endonezya ve Libya 1975 yılını açıkla kapatmıslardır. Cezayir petrol fiyatlannı devamlı olarak artırılmasını önermesme karşm. sonuçta gelirlerini ancak 19Î1 yılı düzeymde tutmayı başarrmştır. Petrol gehrlerinm ücte birini gıda maddeleri ithalatına ayıran Cezayir bu nedenle geçtıgimız hazıran ayından itibaren yatınmlarını yava^latmak sorunda kalmıs* tır. Libya müttefiklerinden 400 milyon dolar kredl sağlamaya çalı$maktadiT. irakı'n aradığı kredi miktarı 590 milyon dolar, Endonezya'nınki ise SJ3 milyon dolardır. Bütün bunlar Batılılann merakla bekiedikleri geri dönüş işaretleri midir? Geçtiğimiz eylül ayında Viyana'da yapılan OPEC toplantısmd» beklenilenin aksine petrol fiyatlannda •%. 10 gibl düşük bir arttırma ile vetinilrmştir. lran ve Cezayir bu toplantıda petrol fıyatlarım ithal ettlkleri sanayi Urünierindeki fiyat artıslartna göTe ayarlanmasıru teklif etmiştir. Ancak petro! fiyatlanmn ulasabilecegi bir tavam da vardır. Eger petrol fiyatlart onun yerinl alabilecek enerîi kaynaklanmn riyatmı asarsa artık kullanılması için biT neden kalmartus olmaktadır. örneğin kömür ve atom enerjisinin sirndiye kadar kullanılmamıs otmasımn nedeni üretimlerinin pahalı olmasıdır. Petrol fiyatlan bu enerjilerin maliyetini bu nedenle asamıyacaktır. OPEC'te bu gerçeği kabullenmek zorunda ktlmıştır. Ancak bazı Batılılann kehaneti de «JORTU çıkmamış ve OPEC çökmemistir. Bu gerçek OPEC'in çökmesi için v<terll olmamıstır. ÇünkU artık ucuza enerii saglanan o eski dönemlere geri dönülmeyecektir. Alaska ve kuzey deniîlerind» bulunan petrolün elde edilmesi çok pahalıya Relmektedir. Petrolün verine geeecek olan diger enerjl kaynaklan ise pek çok teknik güçlUklerla karşılasmaktadır. örnefrtn atom enerjisinin yatan bir gelecekte yaygın bir blçlmde kuUanılacaftı söyleneraeı. (Dış Haberier Serrisl) REV SAYMIJ, AMCAK BU TASARILARHiÇ BiRi SOHRA YfcSAU^MAMiyiR. SORUH YENiDEN 197VDEH GLNCELLE5Mİ5, BiR TOPRAK REFORMU MÜSTE5ARIİ6I KURUIMUJ VE ÇOK IUMU BiR YASA KÂBUl EDiLMiJTiR» Bağımlılık ekonomisine uydurulmuş toprak reformu Toprak reformu pilot bölgesl seçilen Urfada küylüler Bir düş kmklığı daha. • PARİS Aylık «Le Monde Diplomatique» gazetesının ocak sayısında Cezayir tJniversıtesinde gorevli îransız oğretim üyesi Patrick Veülerot, «Bağımulık ekonomısıne uydurulmuş toprak retoırout başüklı yazısında Türkıye'deki topnüc relormu denemelerlnl eleştirmektedir. Patrick VEİLLEROT Cesayir Üniversitesl öğr. Üy. '. ARACI 193T'de Atatürk Türkiye'sinde toprak relonnu »orununun köylüyü ulusal pazara sokmak ve iktidarın layikleştirme politikasını başanya ulaştırmak için bir axaç olarak gündeme alındığını yasan Patrich Veülerot, 1945 yıündan bu yana, yapılan girişimîerden sonra bir toprak reformu kanununun ancak 1973'te kabul edildiğini eklemektedir. Yazara göre, üretimi artırataüecek ve yatırımlann verimini sağlayabilecek bu kanunun uygulanması büyük toprak sahiplennin muhalefetme bağU kalmaktadır. SONRA «1950'de Batı ile askersel ittifak karşüıgında sağlanan Marshall planı kredileri sayesinde Türk ckonomisi. Batı Avrupa'nın kaltanmasında gerekli, duşük fiyatü gıda maddeleri ile ham roaddeler uretimine yöneltilmiştlr» diyen Veülerot, Türkiye'nm Avrupa ve ABD'den galen ithal mallanna açıldıgını da ekleyerek öretle şunları beürtmektedir: «Türkiye*ye yardun konsorsiyomunun koordinasyonu ile projeler ve vatınm programları yolundan giren dış yaTdımlar yabancı firmalann yerleşmesine ve iktisadi devlet teşekküllerinin kontrol edilmesine yardım ederken, yirmi y ü vadeli borçları karşılamak isteyen Türk hükümeti planh kalkınma poîitikasjna da ayak uydurmak xorunda kalmıstır. Ancak. uzun vadeli kredilerin kullamlması ne borçlanmayı, ne de dış ticaret açığının büyümesine engel olamayaçaktı.» 1950'DEN Petrol konusunda son «amanlarda üginç gelişimler olmakta OPEC ülkeleriyle Batı dünyası arasmda ufukta yenı sürtüşmeler görülmektedır. Nitekim lran Şahı, geçen hafta Patı ülkelerinin kasıtlı olarak îran'dan aldıklan petrol mıktannı azalttıklanra söylemiş ve bu durumda petrol fiyatlaruun tekrar yükseleceğirü belirtmıştir. Gerçekten, petrol alanmda çok şey değişti. Tüketimin azalması ve doların düşmesi petrol üreten zengin ülkeleri guç dummlara düşurdü. Batüılar da kendi topraklannda da petrol bulundugunu keşfetttter. Ama ne olursa olsun ucuz enerji elde etme dönemi geçmiştır. 1973 yılı Batılılar için korkulu bir yıl olmuştur. Petrol dolarlannın istilâsı ve fiyat artışlan ile karşı karşıya kaian Batuı ülkeler Arabistan' dan gelen bu güçlü fırtına yüzunden sallanmaya başlamıştır. 1974 ise Batılıların intikam aldığı bir yıl olmuştur. Batı dünyası hemen karşı saldmya geçmiş ve tepkisi de çok sert olmuştur. Ufukta, dört bir yanda atom santrallan boy »tmıştır. üykuya dalmış olan eski kral kömür, uyandırılmıştır. Boylece dogulu hükümdarlara, tanrmm ganbınm yakında üzerlerine geleceğini kanıtlamak istemişlerdir. 1975 ise akla uyulan bir yıl olmuştur. Beklenen felâketler hıçbir taraîın üzerine yagmamıştır. Petrol b&lâ degerini korumaktadır ve biz bu durumun daha uzun yıllar devam edecefini biliyoni2. Ne var ki petrol üreten ülkeler de, bütün kudretin kendi eUertode olduğu rüyasırun, gerçekten bir rüya olduğunu anlamıştır. Perçem düşmuş kel göıunmüştür. TÜKETiMi K1STI Once devamh olarak ilerliyeceği sanılan Batt dünyası tüketüruni kısmayı basardı. 1973 yümda gunde 21,8 mılyon varil olan günlük tüketim 1974 yuında 20,6; 1975 yüında da 20,5 müyona düsmüstür. Bu inanılmaz btr sayıdır, çünkü 1973 yümda yapılan tahmınlere göre ithalatm yüzde 11 artması beklenmekteydi. Ancak bu sonuç biraz da endüstri taaliyetinde TARIM POliTiKASI İ 1970'te AET'rün, TUrkiye'de Vnsa zamanda top rak reformu uygulamasına geçümesini önerdigini hatırlatan yazar, tanmm giderek ihraca'a ybneltildigini ve Ziraat Bankası'mn krediîeri ile ihracatın gellştirilmesinı sağlayacak modertı gereçlörın satın alındığııu, ancak tahü ekim ve üretimının yetersiz kaldığını belirterek şöyle demektedır. «1974'te iç tüketim gereksinmelerinl V.&rsılamak ıçin ABD'den peşin parayla binlerce ton buğday ithal edilmıştır. Amerikalüar da, 1967 yüında yüksek randımanlı buğday üretimi progranv.nı uygulamaya başlarruşlardı. Böylece iç tüket.iıdekl açığı kapatmak amacı güdülmüştü. Ancak uluslararası alanda parasal durumlannı düzeltmek istedıklerinden, 1972'de her tUrlü buğday scvkıyatmı durdurarak yardırm dogrudan dogruya rancabilize ederken, Türkiye'dekı resmi Amerifcan enfrastrüktürünü de giderek çekmeye başlamışlardır. «Yeşıl devrim» Amerikan yapısı John Deere maltemesi, gubresi ve kimyasal ürünleri satışı ile Amerikan (Agrobusiness) tarım işletrnelerının yerlestirümesi «nacını giMeeektir. Tartm» »ytılmış hüfcd n e t kredUerinin serbest bırakiimasından sonra Anadolu yaylası tatul Uretiminın ozel kurumlar taratından geliştırilmesi içın girişılen lncelemo çalış malanna sahne olacaktır. Buna rağmen buğday •üretvmi 1969'dan b e n anınamıştır. 1974 yüında, 1950 uretiminın alunda bulunuyoTdu..» A.nkara ( Ankara Ankara Ankara A.nkara Yugoslavya'dan bir konuk Anka ) Devlet Balesi ve Tokyo'da bir yanşma Önümuıdeki gunlerde Devtet Balesinden Meriç Siimen ve Oytun Turianda Tokyo'ya gldiyorlar. Ama konuk sanatçt olarak değil, bir yarı;mayit katılacaklar. Bu konu yazıldı ve tadiMİdı, ama sonuç değişmedi. Tokyo elçimiı emekli amiral Celâl Eyicioğlu Türk Japon dostluk derneğinin düzenlediği bir gecede dcrnek ba^kanının eşine söz vermiş. Oernek Başkanı da Maliye Bakanıntn eşiymiş. Türkiye ve Japonya arasmdaki ekonomik ilişkiler gclişmesinin Istendiöl de biliniyor. HaHa MC hukümetinin Başbakanı Demirel dördüncü demir çelik tesisini Japonların kurmasmı istiyor, eh, bu kadar bneml! konular aratında, bir balt yart^masına ancak bal«rlnler giderdeğil mi? Oysa b«le yarışması genç yan>macıUr arasınd. Dcvlet Balesinin yıldızları Meriç Sümen ve Oytun Turfanda 0 yarışmacılar arasmda yaşlı kalır. Ayrıca yarı^mayı kazanamayabilirler. O zaman ne o(ac»k? Sovyetler BHiği'nde bolsoy balesınde dans «den Meriç Svimen. ya da «Pembe Kadını balesinin koreografı Otun Turfanda Türkiye'ye yenik sanatçılar olarak donecekler değil mi? Milliyetçi Ccphe hukumetinin j»nat anlayı^ı belli ama bu anlayışa Mithat Fenmen'tn katılması, Dışişleri Kulttir Dairesinin direnmeıi, sanalçılarda lepki ve üzüntü yaralıyor. Çankaya Köşkü'nün yolunda diplomatlar Bajkent yollan karla örtülü. Cumhurbajkanı Korutürk ve «şinin yabancı mijyon şefleri için duzenledikleri resmi kabul* giderken Çankaya yolunda patinaj yaptı arabalar. Gana elçiil Du resmİ kabul için Ankara'ya flelmi», ama Çankaya'ya Iırmanmayı ba^aramamı^tı. Federat Almanya Elçiıl Sonenhol d» ba>kenlln sıfırın altına düş*n ısısına dayanamamı? ate^ler içinde yatıyormus., Korulürk'O »elamlamaya «fire yalnız geldi. Sovyet elçls! Radianov'un yokluğu da gSze çarptı. Rodianov Ankara'da değil. Gerçi Motkova'da da Türk «Içitı h«nüz yok, Namık Y«tga *^4eeek, ar»a agremanı gclmedi henüz. Kosigin gcUiğt zaman sözlii «greman vermiştl, yazılmnı unutlu mu yoksa... Yeni İsveç Danimarka elçlleri Ankara'nın joğuğundan çok hoşlanmı^lar, Çankaya köskünde neşeliydiler. Afrikatılar ise Htresiyordu... Asya ve Afrikalı diplomatlar vc ejleri ulusal giysileriyle renklı bir demettiler, Yün takkealyle upuzun boylu Nijerya elçisi ile Zaire ve Zambia elçilerine bakanlar kara Afrika'yı en çok hangiıi simgeliyor, diy« düfünüyorlardı. Japon sefiresinin güzel kimonajına, Hindlilerin renklt sarilerine, Libyalmın maşlahına karjılık ba\\\\ sefireler «iyah • beyaz bir lablo çiıiyorlardı. Siyah elbiselerinl beyaz çiçekler ve sapkalarla avdınlatmışlardı. Ev sahibesl bayan Karutiîrk ise griler giymisii. Kimi diplomatlar siyasal yorumlar yaptı grt üzerine. Ba^kentte her^eyln biraz griles,tigini söylediler. Bazı milletvekillerinin kuUkları çınladı mı acaba? Kimi diplomatlar da protokol Genel Müdtirü Yalçın Kurtbay'a lakılıyordu. Agremanı geldi, Helsinki yotu açıldı artık. Başkentin soğuk ve karlı günlerinden sonra Kuzty ikllmini yadırgamayacakları »öylenlyor. Finlandtya'nın Ankara elçisi bir ameliyat geçirmiş, resmi kabulde yeni e^'.en maslahatgüzar vardı, Baltık kıyılarından Akdrnlı kıy.'larına diplomaside zarif bir ders, diye yorimlanıyor bu otay. Çok kişi Çankaya «alonlarırj dar buluyor bu tür toplantılar için. Protokol listeii giderek genişiiyor çünkü Çankaya köşküne yeni salonlar öngb'rulüyor. Koşk yapıldığı zaman en kalabalık resmi kabut yüz kişiyi gcçmezmiş, oysa $imdi en tenhası o kadar... Yabancı elçiler bu arada protokol müdürünü de merak ediyor. Biraz da Papa'tvn temsilclsinden sözedelim. Kordiplomatığın ytni duayeni, elçl başı »enyor d'Asta çok heyecanlrydı aksam. Çok dekoratif bir görüntiisü vardı. Vjtikan'dan bir uzantt AnV.ara'ya. Oiplomatik gele'ıeğe uvarak, Sicilya aksanıyla Türkçe konusması da c>>'< hoştu... «Kırsal bölgelerin sosyal yapısı dogrudan doğruya toprak dağıtunındakı eşitsizliğe baglıdır. 1972'dekı toprak ışletmelerinin durumu gözönünde tutulursa, »,060,36'sının üç bektarlık venmli toprakları bulunöugu, oysa on hektan gecenlen n yüzde yirmıyi meydana getirdiifi, bunun da verimli arazinin %70'ini topladığuu görürüz. Bu durum 1858 Tanzimat Kanunlarına uygun olarak devlet topraklaıının özel mülkıyete devredilmesınin bür sonucudur. Feodal ağaîar ile eşraf, kendüerine üretimin en az yüzde ellisini, çogunlukla mal olarak ödeyen ortakçı, yarıcüarla yaptıklan işbirlıgi sonucunda geniş topraklara sahip olmuşlardır. İhracat uretiminın getinlmesı ve eski üretım biçimleruıln kaldınlması ıse köylülen. yıkmış, kendüerini gızli işsızlige, ya da göçe zorlamıştır, Tarım geürierinin büyük bir bölümü ise şehirlerde oturup köyde toprak sahipligı edenlerin eline gitmektedır. Adana'dakl pamuk tarlalarmın yarısı ikibin sekızyüz toprak sahibi tarafından ekılmektedir, gerisı yüzellibın aıle arasmda paylaşümaktadır.» Yakınan anneler ve kadın dernekleri Bajkentin karı kana bulanıyor her gun. Analarbabalar kuşkulu, akşam jaaileri çocukiarı eve don«cek mî, kara bir haber mi gelecek bilemiyorlar. Tarıfsiz kederler icinde bekleşiyorlar. Kanlı olayları durdurmak hiç değilse anaların sesini duyurmak için Başbakanlığa bir kadmlar yürüyüîü yapmak isliyorlar. Valilik izin vermiyormu?... Bir çok kadın dert yanıyor, kadın dernekleri nerede, kadmlar birliği nerede? Günseli Özkaya'yı arıyorlar, bulamıyorlar. Telefonu cevap vermiyor. Kadmlar Birliği Baskam, ba^vuranlara olumlu cevap veremediği için telefonunu değişiirmi? meğer, Bafkentli kadmlar yakınıyor: Bu dermkler yalnız çay mı verir, balo ve gals mı düzenler, bahar dallarında açmadan solan çocuklarımıza da seyırci mi kalır? Hani kadmlar birliği, hani çocuk sevenler, hani çocuk dostları, norcdeler? Sanat çevreleri Kemal Seyfullah'ı Fazıl Hüsnü Dağlarca'daıı tanıyorlar, üntü ozanımtz Struga'da duzenlenen sTır yarışmasmda altın çelenk aldığı zaman Ujküp'de Kemal Seytutlah'ın evinde bir bayram »evinciyle kutlanmtş bu başarı. Kemal Bey de nefis bir Afrika heykeli sunmus. Dağıarca'ya, Mlmar, Ozan Cengiz Bektaj o geceyi ve Usküp milletvekilinin restm koleksiyonunu anUta anlata bitiretniyor. Meclis lokanlasmda CHP Kars Milletvekilt Davut AKSU bir yemek verdi Makcdonyalı Milletveklli cnuruna, An Türkçesi, renkli konuşmasıyl» herkesl etkU ledi Kemal Seyfullah, Hasan Esat Isık, «Dağarcıklı Ad*m» diye niteled) onu, Meclisteki sohbet bir tayda uzayınca kişilertn yaşammda bîrikimin önemini hlssettı çok kişi. Kemal Seyfuliah yirmi ikl yastnda miltetvekili olmus, sonra hakanlığı va>, Maliye ve Sanayi Bakanı, sonra Usküp Belediye Başkanı, dört yıl Zambia'da Elçi, *imdi de Federal Meclis Oyesi, Baskentte kişisel özel nedenlerle gelmiş ama siyasal çevrede gbrmediği kişi kalmadı. CHP Genel Başkanı Ecevit ile konustu, Demirel ile konustu, trbakan ile konuştu. Yugoslavya'daki özyönetiml anlattı CHPTılere. Dinlemeğe değer yanları var gerçekten. Altı günde altı Türk gazetesi okuyor bu Makedonyalı. Ruhi Su'nun Koroğlu plağını büyük bir zevkl« dintedi. Sonra da şöyle dedi: Zambia'da ekiykcn Ruhi Su pikabımda çalardt. Zambia elçiliğine dönük anılan çok renkli, bakır kompleksleri yabancı sirketler ve Zambia Devlet Başkanı Kaunda'nın kaygutarım anlatırken Afrika'dakl ye nl sömürgeciliği somutlaştırdv gözlerde. Btr gerçeği da ha saptadı dinleyenler, elçilik yapmak için de yalnız diplomatlık yetmiyor, bu görev de belli bir birikim istiyor. Lusaka'daki tarafsızlar konferansının hazırlıklarını yapan Yugoslav elçlsin! dinlerken çok kişi Afrtka'yı bir türgün gibt düşunen Türk diptomattarını hatırladı... Psikiyatri alanmda bilgisayar kullanılarak daha tutarlı teşhisler yapıldığı bildîritiyor PARİS Pransa'daM Sainte Anne hasUuıesl nin psikiatrt bölümünde çok ilgı çekici bir mak: ne kullanıldığı bildirilmektedir. Psikiyatride »u lanılmak üzere ötel ol&rak haarlanmıs olao tn bilgısayardan yeryüzünde birl Londra, digert d Birleşik Amertka'daki Harvard Üniversitesl'nd olmak Uzera yalnızca ikl tsn* «taD*, bulamMüıt dar Hasta bir tnasanın üıcrtne monte edilmiş lan bu bilgisayarm karsısına oturmakta ve mal nenin kendisine sorduğu sorulara, hayır, evet bılmiyorum anlamına gelen dügmelere basaı cevap vermektedir. Makine doktorlann çok nemli bulduğu sorulan nastalara sormak üw planlamış bulunmaktadır. Bilgisayann soıdu 36 soru, hastamn geçmisi, «üe durumu, yasam çimi ile Hgili bulunmaktadır. tlk bata$ta sorular alelade şeyler gözükmesine rağmen doktorun sağbkü V\x ks vermest için titizlikle seçilmis olduJdan beli mefctedir. Bu sorulann cevabı bilgisayar ars ğıyle alınmadıgı takdirde doktor taastas üe rudan bir Uiski kurmak zorunda kalmakta doktorhasta Uişkisı ise bara olumsuzluklar ( mektedir. Doktoruna hoş görünmek tsteşren y utanan hasta genellikle gerçeğe tıymayan o lar verebilmektedir. Doktorlar ise baa sorulan sormaktan 1 maktadırlar. örnegin 60 yaşuu geçmiş bir k cinsel tatrrun derecesini sormak cesaretini î doktor gosterebilir. Makine ise tarafsızdır ve çekinecegl şey yoistur. Programlamrken de gereksiz soru sontt lenmiştir. örneğin hasta erkekse, makine kadınlara sorulması gereken sorulan atiıya! tedir. Bilgisayann zamandan tasamıf: sagl dan başka bir özelligi de eüvenüir olmasıd' torlann zayıt bir vönlerinin de, ilk SOP edindikleri izlenimlerle, sezgilert ile vs sonuçlara ulaşabılecek sorulara vönelmele ğu önfl sürülmektedir. Bilgisayar ise bv rulan sistemli vt> eksiksiz bir biçimde için teşhis daha sağlıklı olmaktadır. (Dıs Haberier Seı Gurcuyefin yaşam öyküsü filme almacak Unlü Ingiliz yöneticisi Peter Brook, Türkiye'ye gellyor önümüzdeki gunlerde. Gürcüyef'in yaşam öyküsünü filme alacak. Turirm Bakanlığı Müsteşarı Mukadder Sezgin çağrıyı yapmış, ama biraz efkârlı: Claude Lelouche'un fîlmi için scylenmedik jty kalmadı, bakalım bu kez neler söylenecek diyor. SPtKÜlÂSYOH 1963'ten sonraki uygulamalara da değinen Patrick Veillerot, uretım artikları olayma dayanan orta kapıtalist işletmecüiğinın toprak geUrine bağlı oldugunu ve gerek ıç tüketim, gerekse ihracat içm üretımin ıkı sektörünün baiımlılık ekonomısıni meydana getirdığini eklemektedır. «İhracat sayesinde işletmelerini modern makinelerle donaülmış uretım birimlenne çeviren büyuk toprak sahipleri gelirlennl ancak ücretleruı ve ıç pıyasa fiyatlarmın çok dUşuk tutulması hahnde artırabılmektedirler. Tahü ürünlerinl ekenler ıse ortaklık veya yancılıkla geçınerek, çıftçi gunlük ihtıyaçlan için borçlanmaya devam etmektedir. Bu da spekülasyonun, büyük toprak sahipleri lehınde önemli boyutlara çıktıgııu gbstermektedir.» Çünkü çağdaş uretım araç ve gereçlerine yatınm yaparak ekonomik ve sosyal durumlarınv guçlendirebılen yalnız buruardır» dıyen yazar şunları da eklemektedır. HAZIRLAYAN: Müşenef HEKöIOĞLU Çokuluslu tekeller ve sosyal demokrat iktidarlar: Avustralya örneğ İngiltere Mektubu LOKDRA Çokuluslu tekellerin siyasal etkiıı liklen her geçen gün yenı örneklerle beigelerüyor. 0 Toplam sermayelerınin ,o 65'i ABD kaynakn olan bu dev şırketlenn «az gelişmiş» diye tanımıanan bırçofc Afrika, Asy» ve Güney Amerika üukesinde çevirdikleri dolaplar giderek açığa çıkıyor. Çokuîuslu tekellerin. özellikle siyasal örgütlennıe «e bilinç düzeyi göreceli olarak geri bulunan teplum larda, rüşvetten cınayete kadar her türlü yönteme başvurarak etkin siyasal roller oynayabüdiklerı ve çıkarlanna uygun iktidarlan işbaşına getırmek için hükümet darbelerine bile katkıda buıundukları artık herkesce bilinen gerçeklerden. Bu mek tubumda söz konusu tekellerin siyasal etkıruikle rınin «az gelişmiş» ülkelere smırlı kaimadıgıru gosteren iki taze örneğe deginmek istiyoram. Birınci ömek Avustralya'dan. Hatırlanacafı gibi Avustralya'mn İşçı Partili Başbakam Gouşh Whıtlacn, 11 kasım 1915 günü Kraliçe Eüzabeth'ıtı Avustralya'daki temsilcisi Genel Vali Sır John Kerr taratından görevinden ahnmış ve her Uu meclis de teshedilerek yeni seçimlere dek Üikev: yönetme görevi muhalefet liderı Malcolm Fraser'e verümişti. Senaryonun bundan sonrak' böiümv kusursuz uygulanmış, sagcı Liben L Partı'nin aaıi yoner başkanı Fraser, dört müyoner Artadaşmu, tekelinde bulunan tüm basm ve yayın organlarını seçun kampanyasmda seferber ederek, kapuansı dunyadaki genel bunaîımın Avustralya'ya yansıma smdan doğan issizlik ve enflasyon sorunlancı tşçı Partisi iktidanna maletmeyi başarmıştır. 13 ara bk'ta yapılan seçtmler sonucunda îşçi Partisi heı ıkı meclis'te de çoğunluğu büyük farila ıs çevre lerinin çıkarlannı savunan Lıberal Partı ile büyük tarım i'iarlannı temsıl eden Memleket PartUı'mi adaylanna kaptırmıştır. Böylece 1949"dan 1^2' t kadar 23 yıl aralıksız ıktidarda kalmış bulunan sağcı partiler koalisyonu, üç yülık Işçı Fartisi Ktıdarını olağanüstü yöntemlerle devirerek vönetımi yenıden ele geçirmiştir. " 1 » ™ Rzellikle ABD'ne bağım kazanan Avustralya tşçi Partisi 1972 bu geleneği yıkarak iktidara gelmıştir. Sağcı partılerin .sınırsız kapitalizm» ve «Batı'va kayıts« şartsız bağhlık» ilkeierine karşı çıkan tşçı Partisi ülke kaynaklannı ülke yaranna degerlendir«cegını, ekonomik gelışmeye paralel olarak sosyal refahı da arttırarak özgür ve adil bir topluma »eçışı sağlayacağım ve uluslararası siyaset sahnçsmde Isveç'mkine benzer bağımsi2 bir tutum ızlevece gıni vadederek seçîmı kazanmıştır. Seçım'.».rden hemen sonra söz konusu programm uygutartması na geçilmiş, kamu harcamalan büyük ölçüde ar tarken eğitime ayrılan fonlar dört katına ıjısartü mış, çok geniş kapsamlı bir sağlık sıgortası uygu laması başlamış, işçi ücretlerinin tîyaüaîla bırlik te otomatik artışı onaylamış, ülkenin yerli t.ülu suna yem sosyal ve demokratik haklar tanınmı» ve üçüncü dünya ülkelerine sempatızan vcm" biı dış politikanın temelleri atılmıştır. Bu <ırada Ulke nin zengin kömür, demir, peUol, aliminyum. uran ram v.b. gibi yeraltı kaynaklanmn °/o bO'mın ya bancı sermayeli teitellenn denetımmde ılk kez kamuoyuna duyurulmuş ve s a ğ n rm iktidan düşurme çabalan «ülkemızi lardan geri alalım» slogamyla yenılgıye g tır. îşçi Partisi 1974 yüında yenilenen •seçimlerder. özellikle bu slogam işleyerek bir kez daha «alu, çıkmış ancak federal devletl oluşturan al*ı eyal* tın, nüfus yoğunluklanna bakılmaksızın eşit savı da üye yolladıklan Senatoda çoğunluğu sagıay» aıamıştır. Seçmenin onarmı alan Whitlam ülkenin yeraltı kaynaklarıru millileşürmek ve Avustralya'yi dünyamn önde gelen enerjı ıhracatçılarmdan bırı haline getırmek ıçın çabalanm yogunlaşürmıştır. Söz konusu kaynakların denetiminde büyiiK pay sahibi olan çokuluslu tekellerı tazmınat kariilığında mıllılestirmek ıçin bzellıkle Arap Ulkelerının elinde toplanan petrodolarlardan yararlanabileceginı sanan Whitlam, petrodolarlann büyuk ölçüde çokuluslu tinans çevrelerinin denetıio huinnduSunu unutarak acemice bir hata den sözde aracılann tuzaklanna düşen h Bakanlar, hıç bır zaman ger^«kle?meye] zarlıklar sonucunda lsçi Partisi'nin pre mesine yol açmışlardır. Öte yandan dünya sıstemiyle bütünleşmış bulunan ya ekonomisi. sıstemin «reçirmekte old bunalımm etklsi altına gırmiş, alışılmıı çıkan tiyat artışlan ve genellikle emek ülkede ilk kez o'o4.5 oranına varan tş Partisi'm oylarıyla destekVemis olan b dırgın etmeye başlamıştır. Sağcı muhalefet lşte bu ortamdan rak kozlannı oynamaya karar vermıştı tısı'nın bütçe kanunu. ülkenin sıyasa ilk kez, Temsilcüer Meclısı'nden geç Senato'da engellenmiştır. Bazı devlet run maaşlarmı bıle ödeyemez duruma kümet bu çıkmaza bir çözüm volu keı Kraliçe Ellzabeth'in temsilcisi Kerr, Başbakam görevden alma ve feshetme yetkısinı gene tannte Uk lanarak Whıtlam'ı Başbakanlıktan 1 ve seçimlere gıdılmesvne karar vermı kamzmanın harekete geçinltnesın< parmağı oldugu; Amerikan, tngıliz v mayesı başta olrnak üzere çokuluslu hat nefes aldıran ve dış politikada ^ aın dumen suyuna ajirecegını açıkca çekinmeyen sagcı iktidan başa get darbenm nerede ve nasıl planlandıg landığı strada tıyatroda oldugu one leste Kraliçe hazretlennm, genel gıyla bu oyuna nasü alet edilebild rıntılı olarek büinmiyor. Ancak Av ğinden çıkan dersler açık: Kapi bunalım dönemmrie. bu sısteme dat ulkede seçimle işbaşma gelen sı bir iktidarm yaşama sansı sıturlıdı narsa her türlti vöntemden. hatta ti nı bılme7» ve cok"'usln tekellerin liçenin sömürgerilik döneminden rınden de yararlaruıarak. alasaği ° MODERN «Gerçek kapitalist anlamda tanmm modernleştınlmesı gerı kalmış işletme biçsmlenni ortadan kaldıracak hir toprak retormuna başvumlmasım gereklı kılıyordu. 1945'ten beri bir düzine kanu ntasansı ortaya çıkmış, ancak yasama ve yurutme organlarının kabul edebilecekleri bir reforma gidılememıştır. «Ülkenin sosyal düzenine aykırı sayılan» 1945 Kanununun bir maddesi de mılletvekUleri tarafmdan reddedilmişti. Bunun yerine, devlete aıt topraklann ve kooperatiflere aıt tarlalann da£ıtımına başvurulmustur. 1961 yı. lından beri ışbaşır.a geien her hükümtt kendi toprak reformunu hazırlamayı bir görev saymıstır, ancak burvlardan hıç biri yr^alaşamamıştır. 1971'de anayasada yapılan degişlklikten sonra sorun yenıden guncellesmiş ve Başbakanlığa bagh bir toprak reformu müsteşarhğı da kurulmuştur. «Bugun yururlükte olan 1973 TopraK Retormu Kanunu ıse çok ılunhdır. Atnacı buyük toprak isletmecılığinı koruyarak bir tezminat sistemi ile toprak işletmecüığıru koruyarak bir tazminat sıs. temı ile toprak sermayesirü sanayi sektorüne kaydırmaktır.» ECEViT DÖNEMi Ecevit'm, başbakan olduktan sonra topır.k reformu uygulamass ıçın ürfa'yı pilot Oölgfi seçm©smı anlatan Veillerot, bu kanunu ilenci bir vonde '• »v,,ior(>5ini umdugunu, eVJedikten sonra. ÎGDiREH BİR (OK m\w. \mm HÜ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle