Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SORUNLAR Canlılar Için Güvence Yok! Peter Jackson Yaban Doğayı Koruma Vakfı Üyesi irçok doğal varhgın yokolma tehhkesi içınde olcluğu herkesçe biHnir. «Uluslarara&ı Dogayı ve Doğal Kaynaklan Koruma Birliği» (IUCN) tarafından hanrianan raporlaıda nesli tükenme tehlikesi içinde olan canlı turlerinın ne kadar azaldığım ve şımdıki tehlıkelı duruma nasıl gelındığinı gormekteyiz. Öte yanda hâlâ bir çok canlı türü bol mıktarda bııhınmaktadır, ve bunların sayısı milyonlan bulmaktadır. Bunlann telılikede obnadıgını düsunmek hoştur, fakat acaba bu gerçek midir? Insanoğlunun bugüne kadar yaptıgı kıyıma bakarsak, hıç de gönül rahatlığı duyamayız. Insan, sadece «lli yıl içınde mılyonlarca hayvanı yok ederelc ya da yok olma sınırına getirerek ne denli korkunç bır imha kabıliyetine sahip olduğunu ortaya koymuştur. Bunun en belirgin ömeği Amerikan yaban sığın (bizon) ve gezgin güvercindir. Her ikisinin de sayılan Kuzey Amerika'da, daha Uri yüz yıl evvel milyonlan bulurdu. Sonra. tayırn başladı. Yaban sığın güçtukle yokolmaktan kurtuldu, fakat en son gezgin güvercin 1913te bir bayvanat babçesinde öldü. Bu kıyımın tek sorurnlusu modem insan degildir. Kuzey Amerika'da ele geçen buluntulara göre, Taş Devri tasanlan da pek çok büyük yaban hsyvanı yok etmiştir. Bunlann armanda mastadon re mamut, aynca kanatlannın arası 5 metreyi bulan bir kuş da vardı. Tükenen yaban sığırmm 8 ayn turü varth ki bunlar simdi yaaayan türlerden daha büyüktü. On sekizinci yüzyılda Kuzey Amerika'da altmış mılyon yaban sığın bulunuyordu. O zamanlar yalnız avcılar bunlan kendi metodlan ile avlıyorlardı. Fakat, 1850lerde başlayan ticarl kesünte otus yıl gıbi kısa bır süre içinde sığırlann sayısı birkaç yute düstü. Bereket versin, toplumun bilınci zamanında uyandı ve bu kesim durduruldu. Kalaclar milli parklarda korundu ve Uretildi, ancak bu koruma sayesınde bu heybetli hayvanı bugün hâlâ görmek olanagını buluyonız. Gezgin güvercini ise yazık ki Wneginde doldurulmuş olarak gSrebilirsiniz. Adı Martha'ydı ve 13 yıldır neslinin son temsllcisi olarak yaşayan bu kuş 1913te CincınnaU Uayvanat Bahçesinde öldü. Oysa elü yıl önce Kuzey Amerika goklerini gezgin güvercinlerin dev sürüleri karartryordu. Uzmanlar bunlann 3 mllyon oldugunu saptamışlanh ki, bu sayı, Amerika'daki kuş nüfuBunun % 25 ilâ 40'mı teşkil eder. Gezgin güvercinleri zararlı olduklan için değil, yalnızca eğlence ve yemek için biiyük bir kınma kurban gitmişlerdi. Kısa zaman da sayılarının azaldığı dikkati çektiğinden koruma tedbirleri alınması önerildl. Fakat o anda çok sayıda güvercın oldugundan, bu önerileri alay konusu oldu ve öldürme sürdürüldü. Bazı hayvanlar, belirli bir sayının altına düşünce, nesıllerinin tükenmesi önlenemez. Gezgin guvercinin kıyıma uğraması sonucu bu seviyenin altına düsürdü ve 1900 yılında tek kalan güvercin Marha'ydı. B Bugün nesli tükenme yolunda olanlardan blri de Puerto Riko papağanıdır. Bunlar büyük surüler halinde ada üzennde gezerlerdı, fakat insanoflu onnanlan yok etmeye başlayınca pap Janlann sayılan da süratle azaldı. Bunlar 'arım ıçın zararlı hayvanlar gıbı avlandı; yemek ve spor maksadıyla vuruldu. Insan beraberinde fareyi de getirmıştı ve fareler papağanlarm yumurta ve yavrulannı yediler. 19ü:rierden bu yana Puerto Riko papağanı yalnızca Sıerra Luquülo'da 28.000 hektarlık son bakır kalan ormanlık bölgede toplandı 1950'lerın başlarında 200 papağan kalmışn. Sayılarındakı bu düşuş devam etti ve geçen yıl 15'ten az papağan kaldığı tespit edildı. Dunya Doğayı Koruma Vafkı (W.W.F.) tarafından çalışmalan desteklenen Amerikalı bilım adamı Dr. Cameron B. Kepler, • Puerto Riko papağinı yaban bır tür olarak yok olmaya mahkumdur, ve gelecek on yıl içinde büyük bır olasılıkla nesli tükenecektir, demektir. Amerikan Bizonu, Seyyah güvercin ve Puerto Riko papaganının öyküleri bıze göstermiştir ki, insanoğlu yaşayan her tür ıle yakından ılgılenmell, onlann guvenli bır sayıda olduklannı düsunerek ihmal etmemelidir. Onları belli bir yerde toplayarak üremesuıi sağlamak da yeterli değildir • bulaşıcı bir hastalık, veya baska bir sebepten ötürü bır nüfus tükenmesi onlan dönüşü imkânsız bir çizgiye getlrir. Amerikan Yaban sıgırınuı bir çesidi olan orman sığın çesitli defalar sürüleri tehdit eden hastelıklardan neslinin korunması amacıyle birkaç bağımsız sürü halinde birbirinden cografık olarak aynlmıştır. Dogal kaynaklan koruma gereginin giderek kabul edilmesine karsın, şımdiki neslin atalarunıza kıyasla yaban hayvanlanna daha ıyi davrandıklannı hiç söyleyemeyiz. Yüksek Andlann zarif küçük Vicuna'sı 1950 ile 1970 yıllan arasmda iyi cins yünü için gereksız bir kıyıma tabi tutulmu$ ve 20 yüda sayısı 400.000 den 10. 15.0O0'e düşmüştür. Aslında bu yün, hayvanlan öldürmeden koyun gibi yünü kırpılarak da elde edilebılır. Dunva Dogayı Koruma Vakfı (W.W.F.> acil tedbirler alarak Vıcuna nüfusundakı bu düşüsu durdurmuştur ve sımdi Vicuna'nın gelecegı daha umitli gorünmektedır. Fakat maalesef buyuk balınalann durumu h*lâ ciddiyetmı korumaktadır. tkır.cı Dünya Sa\f«sınc'Ti bu vnna. dtinyariaki memelilerin en büyüğü olarak bilinen Mavi Balina avı1 :mes ne ramak kaln"^nr Balma av!nn r'"'!eUerin basında gelen Rusya ve Japorrya tükenen bütün balina türleri için yapılan gerçeklı koruma tekhnerine karşı direnmekle devam etmektedırler. Scolerimizi sbyle bıtırebılıra Bu dünyada hiç bır sev güven altmda degildır bızler bile bu sebepten uyanık olup, her tür hayatın korunması Te devamını sağlamahyız. Doğu ve Güneydoğu bolgesinde de, bındokuzyuzellilerden bu yana. makınalı tarımla dağ bayır sü rülmektedır. Hay\anların gıdalan dıklan yaylaklar da gün gün azal maktadır, yaylaklar sürülere yetmemektedir. Goçerler bu nedenlerle de o yaylaktan bu yaylaga kalkıp göçmekte. giderek azalan sürülerini besleyebilmek sava?ı ıçındedir. Kımi göçerler il içi, iu mıleri de iller arası devamlı hate ket halindedir. tl içi göçerler, çogunluk Tunceli ve Diyarbakır'd!» gorülür, ömeğın Savak aşireu Tunceli sınırları içinde dolaşır. Tunceli ve Pertek arasında Şavak aşiretinın çadırlan sökülür, kunılur. Alikan ve Beritan aşıretleri Uler arası göçüp konarlar. Alikan aşireti kışlaruıı Siirt, Dıyarbakır, Mardin illerinin sımrlan içinde geçirir. Batman, Garzan, Cizre, İdil, Beşiri ve Silvan yörelerinda kara çadırlar kurulur, kısa hazır lanır binlerce insan... Sonra bahar patlar... Çadırlar sökulür, hay vanlara vüklenir çok az olan eşya lan.. Bitlıs'in Nemnıt dagı Süphanian bu binlerce insanı 'âç dört ay için bağrına basar va hayvanlan... Beritanlüar da yükler kaplan, kacaklannı ve çocuklannı.. Bingol ve Şerafettin dağlanna dogru yola düserler.. Urfa, Diyarba kır. Ergani, Maden, Palu, Karakoçan, Sancak, Başköy yayla sı. Karlıova yoluyla vanrlar yay laklanna.. Kimileri de Diyarba. kır, Lice, Genç köprüsunden Bin göl'e vanrlar, ya Karlıova üzerinden, ya da Solhan'dan.. Şerafettin dağlanna gelintr bin bır çileyle.. Ama yaratıktır, esleşecektir tüm yaratıklar gibi.. tnsandır, kadm çekecektir canı, ekmek gibi, su gıbi, hava gibi... Vazgeçilmez.. •Birkaç kişi, salipeM alır, bir de altın.. Şalipeki'ne şalpa da denir, sal yani ipekten gibi.. Va nrlar kızın babasına, derler, bir vakınlık kuralım AUahın iztü Peygamberin kaviiyle, kızını Istemeye geldik.. Kabul mu edildi. bunlar altını takarlar, salipe kiyi verirler. Bir fatiha okunur, birer şerbet içilir. Orda gün vcnyorlar, falan gün gel, kına yak tıralun.. Adamlar kendi aralannda toplanıp atlara atlıyorlaı, kaval çalıyorlar. türkü çagınyor lar.. On onıki de filan. kızı dışa nva çıkanyorlar. oturacak bır yerin üzenne, bir se>nn üzerine mınden koyuyorlar yani çadırm icmde. kızın vüzünü kıbleye çe vırıyor'.ar. başına ince kırmızı bir örtü kovuyorlar Kına kanli yor tasta, kınanın ortasına bo^ alrı mum yakıvorlar, bır tepsi içmde bu dolaştırılıyor, herkes Beritan Aşiretinın Dılekçesı Röportaj: Fikret OTYAM "4 yaşındaki Hatun'un cenazesini gömmemize bile izin vermediler,, gönlünden kopanı atıyor.. Nlşan konduktan sonra damat artık kızı göremez, ta gerdege girinceye kadar... Derken yemek yerler, sabah olunca çekip giderler. Beş on gün sonra damat kızın babasına haber salar, su gün geliyoruz dıye, yani tedbirli olsunlar. Atlara binıp gıderler. . Biz berbu deriz. kızın yamna yalnız bunlar yaklaşır. Birkaç berbu kızın yanma yaklaşır, bun lar kızın eline kına falan yakarlar, bunlar mahrama gıyerler .. Kızın ıhtiyacı neyım sorarlar, kız sadece bunlara söyler söyleyeceğini. O gece orada kalınır, oyunlar oynanır, yemekler yenir... Mumlan topaç yapıp kınanın içine koyarlar, kavallar çalınır, türkuler soylenır, gene orada bulunanlar gönlünden kopanı atıvor bır tepsı ıçıne Sonra bır ortü serılir yere, sabah olur kızın çeyizı konur buna Bır bilen, malın dejferinı bılen bu çeyızı tek tek deferlendırır, fıyat b;çer yani .. Gelının yatağını kızın babası verir, sade yundür ve buna ikı bin lira değer biçilir. Yorgan yastık, dyle . Ukul nıu? U da nedir? Göçerlerin çocuklan okuyamaz tnm isleklerine rağmen rür.. Sonra ağabeyının, büyuklerın ellerini öper, dolaşıp... Bır ıkı ay geçmce kızın anası gelır, kızını alıp götürür. Orda bır ay falan kalır kız, damat gelemez. Kızın anası babası kızlanna mükftfat verirler, bir fistandır, bır ayakkabıdır falan, yahut bır altındır gibilerine .. Durumlanna göre yani .. Damat tarafı bir ay sonra gidip kızı alır .. Dört beş ay sonra kız tarafı damadı çağırır, orda dort beş gün kalır, kendısine bır takım elbiselik verilir, durumlanna göre tabü, yahut bır saattir, bır tabancadır, bır radyodur falan, durumlanna göre tabü, bir mükâfat .. Gelin kırk yaşma da varsa kendisinden büyüğünün yanında konuşamaz, ne kaynanası, ne kendi kocasınm akrabasının yanmda kimseyle yemek yıyemez. . Bak şu kadın var ya. yooo yoo o değıl, şu yaşlısı, ışte o, ışte o var ya, altmıs yaşma gelmiştır bızim vanımızda yemek yememistır Erkek de babasının yanmda karısı ya da çocuklan ile konuşamaz, bak şuna, kocaman kız olmuş, babasına adını bile soylemez...» Kıza fiyat biçiliyor Sonra mı? Sonra baba başlık fiyatını bıldirir . Yoksa ne yapsm? Berikiler der, benim hatırım için su kadar kes... Beriki der benim de hatınm var, benim için de şu kadar kes... Neyse sonunda bir yere vanlır... Başlık parasnu kızın babasına verirler, kızı alırlar, tüfekler sıkılır naralar atılır, yola çıkıhr . Gecedir, damat bir arkadaşmın çadınndadır, beklenir el ayak çekllsin, sonra damadın bir arkadaşı alır çadıra göttirUr, gerdege sokar... C^lan muradına erince bir kurşun sıkar. annesi yahut kaynanasma duyurmak için . Damat üç gece frerdekte kalır. sabahm eruıde cıkar, gece dnner çadıra Günduz de ortalıkta görunmez, arkada«ınm evınde yshut ç^dınnda kahr Dorduncu gunün sabahı. arkadaşı gelır. onune duşer babasının, anasır.ın ehnı opturmeye g<îtü Sonra Sonra kadın doğumluk olur... Dıyelim ki adı Melek idi. Melek atın üzerinde... Göçerler yollardadır... Hava rezllliktir, göçerlerin göçmesi rezilliğin ta kendisidır zaten!.. « Sene yetmış idi.. Diyarbekır'den ürfa'ya giderdik. Karacadağ'dan .. Biz orada bir köye konakladık. Kdyün etrafı hep ekindı.. Yağmur jağıyordı. Allah gostermesin bizim dort yaşında bir çocık öldi, bırakmadılar biz orada gömmege.. Bizi kaldurdılar, dediler, imkânı yoktir burada gömmege.. Sız burada kalamazsınız, gıdıyorsuniz.. Yagrnir yagır.. Biz de cenazeyi aldık, yatağın içıne koydık, atın üzerine bağladık. Anası ağlıyere, herkes ağlıyere, toprakları çektik, bırakmıyerler, rıcalar ettık bırakmiyerler.. Geren otu vardir, bilirsen, gerenden başka bır ot bulamazsın. Kar da yağmaya başİEdı. Mecburen iki günlük yolu, bir gün devam ediyoruz.. Ah, ah, aaaaah... Yağır, fırtına flinmez.. Biz ölüyü gömemedik. Ertesi gunü oldu, etraf taşlık, ıorla birkaç tane taşı kaldırdüar, azıcık kazdık, gömdük çociği, üzerıni ae taşla kapattik. Ne hakeret!. Ne hakeret!. Yol boyu, Urfa'dan Diyarbekir'e hep hep ha keret, zulum . Zülfi idi babasının adı. annesi Hamayi.. Kendisininkı Hatun..» Melek atın üzerindedir. Kafile Diyarbekir tOprağından çıktl, Bingol toprağına gırdı. «Orda bizım bir kadın dogum yapti, at üzerinde.. Biz de köyun mezrasuıa geldik. Bırakmadılar bızı. Dedik, yahu kadindir, yaziktır kadma bırakın doğim yapsın, burada bir iki gece kalak, ondan sonra yükleyip gideriz. Yağmir yağıyordu. Yağmir dizbayın.. Ne yaptık, bırakmadılar. Şıllı dibari, yani hava yağişli, yağmur yağiyordi. Kadıncağız atın üzerinde, sıkıştı falan, çocik sıkıştı içinde, çocık içensinde öldı. Birkaç saat yol geldik kadın da öldü. Adı Melek, yermibeş yaşmdaydı. Ilk çociği idi. Gömdüler onnanlığa, kurdular çadırları, sonra bırakıp geldıler..» DtSK Genel Başkanı, referandum hakları yokedılmek îstenıyoı„ dedı DISK Genel Başkanı Kemal Türkler, dün dırenişte bulunan Hilton Oteli işçileriyle. grevdeKi Çuıar Oteli işçilerine hitaben yaptıgı konuşmada, «Işçilerin referandum haklarının yokedılmek ıstendığini» soylemiştir. Türkler. şöyle demiştir: «Son ^ınlerde özellikle isçinın kendi sendikasını kendisinin özgürce seçmesi demek olan referandum uygulamasmın tıkandığı günden bu yana dırenmelerin birdenbire yoğunlaşması da bunu kanıtlıvor. Sermaye sınıfı, işyerlenndeki sandıklardan çıkan oylann DISK'e akmasından, ışçi'enn kendi çıkarlan dogruıtusundaki sendıkadan koparak DISK ıle bütünleşmesınden son derece huzursuzdur.» Turkler daha sonra çok uluslu somüru sırketlerinden biri olan Hilton Otelınde sürdürülen dırenısm özunde yatan gerçeğin, işçılenn ozgürce sendika seçme haklannın ortadan kaldınlmak ıstenmesı ve Hilton ışverenının bu konuda bılınçlı bir çaba sarfettığını dne sürmüştür. OKUYUCU MEKTÜPLARI Kan ile kazandığimızı Jâfla vermeyelim Vıyana'da yapılan Oçüncü Kıbns gorüşmeleri dış göninüşde Sayın Denktas için bir başan gıbi görunmektedır. Rum keslminde mahsur kalan 9 bın Türk'ün, Türk kesimine geçmesini saglamışür. Ancak, buna karşılık: 1 Türk kesiminde yaşayan 10 bin Rum'un serbest hareket edebilmesi hakkı tanınacak. 2 Güney'e kaçan bölünmüş ailelerin birleştinlmesıne izin verüecek, yanl kaçan Rumların yeniden aüeleri ile bırleşmek üzere Turk sektörüne girtnelerine izin verüecek. 3 Güney'e, aüeleri İle bırlikte topluca kaçan Rumlann da kuzeye geçmelerine İzin verilecektir. Bunlann sayılannın 180 ilâ 200 bin arasında olduğu belirtilmektedir. Sayın Denktaş ise bunlann sayısının 800 cıvarında olacağını söylemış. Bir yanlışlık olmasın 180 bin ıle 800 arasında çot büyük bır rakam farkı var. Diğer taraftan Klendes, «Güneydeki Türklerin kuzeye geçmelen konusunda neden fıkır defiştirdiniz» şeklindeki bir soruya sadece «Çünkü Hkir değiştirdim, uıun nedenleri vardır » demiş. Herhalde güneyde kalan Türklerfc acıdığından ve merhamet ettlğınden olmasa gerek. Denktas İse 850900 civannda ya da daha fazla sayıda yapılacak bir müracaat karsısında «Bu lnsancü konuya yaklaşımız gayet makul olacaktır» demiş. Devletler Hukukunda cMuslihanehulul» (peaceful • penetration) denen bir deyim kullanılır. Kuvvetle elde edilemiyen gayenin daha değişik, dolambaçlı yollardan, ömegin para gücü, teknik güç, insan gücü, diplomasi gücü gibi araçlardan faydalanarak uzun vadede elde edılmesidir. Diplomatik olaylarda merhamet veya insancıl davranışlann yeri yoktur. Tarih boyunca Türkler bu insancıl davramşların acılanra çok çekmışlerdir. Unutmayalım ki, Türk'ün dostu daima Türk olmuştur. Batı da diplomatik İlişkiler menfaat birliği veya aynlıgıdır. Bunun ne eksiği ne de fazlası vardır. Dostluk, merhamet veya sevgi diye bir şey yoktur. Bu bakımdan diplomaside en anndan ön sezi. basiret, ve ıleriye bağlı görüş gücü gerekir. Bir kere daha kan ile kazanılanı laf ile kayıp etmeyelim ne olur. Rıfat ATAMER Kınltoprak İSTANBUL Çeşitli işyerlerindeki işçi direnişleri devam edi/or Istanbul'da Cmar Oteli'ndeki grevle Hilton Oteli. Sungurlar Kazan ve Bereç Pıl Fabrikalarındaki işçı direnişleri dün de sürdurülmuş. Erenköy Sanatoryumu'nda ise Devrimci Saglık Işçilen Sendıkası ile Verem Savaş Dernegı arasmda toplu ış sözleşmesının imzalanmasıyla üç gundür devam eden direnise son verilmiştir. HİLTON T A ÎŞVERENE AİT UÇ ODAYA SERVİS YAJ PILMIYOR. BEREÇ VE SUNGURLAR IŞÇÎLERI DIRENtŞl SÜRDÜRÜYOR PANTERDE 50 IŞÇI DİRENIŞE GEÇTI. açıklanmayan bazı nedenlerle kader bırligı yaptıgı azmhk sendıkası Oleyıs'i korumakta olduğu öne sürülmüştür. Engin Ünsal'm da bizzat işyerıne gelerek işve rene destek oldugunu iddıa eden işçiler, önceki gün CHP İl Başkanı Aytekın Kotil ve diğer yetkililerın gelerek, Ünsal'ın bu tu tumunun tamamen kişisel oldugunu ve hakkında gereken ışlemin yapılacağını kendılerine bıl dirdiklerini belirtmişlerdir. öte yandan Oleyis Sendikası'na mensup ışçiler ve sendika yo neticileri ise, dün düzenlediklen toplantıda. ışvereni suçlamışlar ve direnişte bulunan isçilere önculük eden beş yoneticiyi otele sokmayacaklanm bildirmişlerdir. Oleyis Sendikası yetkılileri, otelın başında bulunan bir takım müdürlerin, daha çok Isviçre Bankalarma döviz kaçırma düşün cesuıde olduklan seklinde bır iddıa ortaya atılarak, tBu oyunu tezgâhlayanlar, bunu yaparlarken, bir yandaş aramışlar ve Turizmlş adındaki san sendıkayı bulmuşlardır» dıye konuşmuşlardır. Hilton Oteli Muhasebe Müdürü Nihat Ebrem de, müdüriyetin yöneticileri arasında görüş farkı bulundugunu, bır kısun müdürlerin post kavgası yüzünden işçiyi kanunsuz hareketlere teşvik ettığini ıleri sürmuş, bu müdürleri «Görevlerını bırakmayan Ole yisçi işçilerle, müesseseyi ayakta tutmakta direnen yöneticileri tah np etme çabasmda olmakla» suç lamıstır. Cumhurbaşkanına açık mektup Sayın Cumhurbaşkanım. Benden daha iyi aklınız ere. Hıikümetin başındaki ve çevresindekı bellek kutulan uçak endüstnsi kurayım derken yanlış bir adırn atıyorlar. Herkes sanır ki, bilginlerin her davranışı dogrudur. Ünlü kişiler yanılgıda öulunmaz. Nasıl uygarlıkta en önde giden batıran her sözü ayet degilse büg<nlerin yöneticilerin her düşünceleri de doğru degildir. Uçak tabrikalannı Eskişehır, Konya, Ankara üçgenin de kurmava yargı veriyorlar. Oralar açık topraktır. Düşmanlann ilk saldıracağı yerlerdir. Katı iklimlidir. Yazan çok sıcat, kışın çok sofuktur. Askeri korunumu sıfırdır. Ben ün almamıs gerçek bir Atatürkçü olarak öneriyorum ta, fabrikalann Van yöresinde gerekirse daglann içine tünel açarak yapılmalıdır Dağlar arasında savunma daha iyi yapüır. Bomba degil atom bıle zor ışler. Düşman kolay kolay göremez. Dogumuz dafük oldugundan tank gibi düşman araçlan işlemez. Demir ve diger gerekli madenler fabrikanın yakınında olacağından üretim malîyetleri dilşük olur. tran ve Pakıstan'la işbirligi yapılacaV/w bu ülkelere de daha yakın ol'ir. Dogumuz ve GüneydoğumuAia kaçakçılık kalkar, halk refaha kavuşur. Yılmaı Katıt Uuyankurt Etemefendi Cad. Fınn S. 25 Erenköy ISTANBLL Hilton'da Hilton Oteh'nde Turızmtşe bağh isçilerin direnişi, dokuzuncu gününü doldurmuştur. Turızmtş yöneticileri otelde çal:şan 640 ışçıden 526'sının kendi sendikalarma bağlı oldugunu ve dırenişlerim sürdürmekte kararlı bulunduklarmı belırtirken, Oleyıs Sendikası yöneticileri ise, çoğunlugun Oleyıs üyesi oldugunu öne surmüşler, Hilton Oteli sözleşme sınin yıl başında sona erdığini. bu nedenle hükümetten bir on yıllık mukavele daha koparmak gayretinde olan işverenlenn, emirlerindeki bazı mudürler ara cılıgıyla işçüeri direnise geçirttiklerini söylemişlerdir. Turizmtş'e baglı ışçiler tarafından yapılan açıklamada, işverenin bütun haklarını kabul etmış görünmekle birlikte, kesin Servisleri durduruldu Bu arada dun saat 17.30'da işveren durumunda olan uç kişinın odalanna servisler ke^ilmıştır. Verılen bılgıye göre, Hilton Otelleri Uzak ve Ortadogu Müdürü Mr. Clegg, Balkanlar ve Ortadoğu Kısunları Müdürü Mr. Pıquet ve Uluslararası Hilton Otelleri Hukuk Müşavıri Ali Nur Bozcalı'nın dairelerindeki telefon, elektrık ve su tesisleri kapatılmıs ve klima cıhazlan durdurulmuştur. Ahmet Demirkapı anlatıyor «Ben kazadayaım.. Solhan kazasında, guzündü. Bızım Beritan a^ireti aşagı doğru gıdıyordu, ata binmiş geliyoıdım. Baktun Beritan aşıreü ! idın kız, çoluk çocuk aün sırtında aşağı inıyor Baktıra, köyun içinde bır topianü hali vdroı, AzaU köyiınde. Ben de dedim, nedır bu toplu hal? Hele giüem, dur ne var burda acep? Gıttün, gıttira orda, dedim ne var? Koylülere bır kaç kışiye sordum. Dediler, Eeritan aşıretinden bır kan doğumundan ölmüş, bızım koy ile şu yaylanın arasma çadırlan ge tinp oraya kurmuslar, kan ölmiş, kan doktora getirmek iste mışler. Doktora kavuşamamıs, burda köyun arkasuıda ölmış.. E, ne oldu? Bu nasjl alacak? E, vallahi dedıler ölnıüştur, kunselen yoktır. Dedıler, sen buraya hazır bulunmuşun sen gıtmeyeceksin, orda Kaldım. D<>ctırn kı, yahu sız ne edecaksınız? Dedıier kı, biz mezan sazak, ora &en de gıtüm, koylulen gasırdı, dedim, hıç olmazsa gelın Bentarlüann kadınlanndan Dinsi ölmış, sız de yardım adin, bu kanyı gömehm. Köylüler geldı toplandı, mezar kazmaya oaşladı, baktım ki kannın kocası ııe tardaşı baıabar yukardan a^agı doğru gehyordu. Nerdeydın dedim, dedi, biz gıtmısiz daiann yajıına, habanmız yoktır. Karım.rtoğjmönündeydi. Biz buraya gelmışız, başka uşaklar getırmişız köye, köylülerle oarabar. Köye doğru götırsın doktora, doktora kavuşamamışlar, ıtavusamarruşlar da olmış. Bız de daha yenı gelıyoruz.. Pefci, dedııa. YCnj j ^ g e hyorsunuz? Evet dedılpr, De dım, keten taîan getirmişiniz? Hayu, dedı Bızde bır şey yoktır!.. Hazırlığumz yoktir!. Nazilli'de komandolar halkı tedirgin ediyor NAZtLLt, (ANKA) Aydın'ın Nazilli ilçesinde bır grup komandonun gece geç saatlerde sokaklarda .yaptıkları gösteriler, halkm huzurunu bozmuştur. CHP Nazilli tlçe Başkanı Tuncay Kurtoğlu, bu konuda bir açıklama yapmış ve «Polis teşkila'mın uluorta gösten yapan bu gençlere karşı tedbir slması zorunludur. Gerekli mercılert uyarmış bulunuyoruz» demiştir. Kendilerine «komando» adı veren gençler, gece geç vakıt, plakasız otolarla sokaklarda gruplar hahnde dolasmakta, •Kaatil Ecevit yaşasın Başbug» diye bağırmaktadırlar. Bereç'te Bereç Pıl fabnkasında. bır arkadaşlannın işten atıldığı ve işverenin kendilenne baskı yaptıgı gerekçesiyle direnise geçen 825'ı kadın, 1360 işçinin direnişi ise, üçüncü gününü doldurmuştur. Önceki gun işveren tarafından fabrikada üretimin Pazartesi gününe değın durdurulması ve çağrılan toplum polisinin müdahalesiyle fabrikadan çıkarılan işçiler. bütün çabalara rağmen dağıl mamışlar ve fabrikanın yakınmdaki bir arsada toplanarak direnişlerini sürdürme karan almıslardır. Bu arada, önceki günkü olaylar sırasında gözaltına alman üç işçi de dün serbest bırakılmış ve direnişte bulunan arkadaşları na kstılmışlardır. BANKER ZEKİ 22 66 86275213 BANKEK ZKKİ: 23 « W 27 52 13 lzmln 38 221. BANKtR ZEKt HJSSB SENLIUtRİNtN AUM VE SAT1MINDA EN 7ÜKSEK BOKSA KURONU ÜYGOLAÎAN TEK FtRMA. HANKKR i E A l B* Bİ)y0H OKliANlZASYONLARUA BAŞAKILI NETiCETt VEREN YEIiANB KURULUS BANKER ZKKİ AŞAÛ1DA KJYMFTLEKÎ PtYASADAN TARKİJ rtYATLA TAUÎP ETMEKTEYÎM SAFMAK tSTEYENLEHlN BANA MÜRACAAI ETMELERİNİ KlCA KDERÎM KflRlfMA FAR1M /%I SANTRAL HİSSE SENEDİ VE TAHVİLİLÂNLAR1 SATIŞA HAZIR KIYMtTLERl tLAN Kl>tY«»RIM; KORUMA TARIM 50 adet »c35 temettü verecek kupon üzennde KAV Orman Sanayi 30 bin liralık. Istikbal ıçın yatınm GARANTİ BANKAS1 50 Oin lıralık • 11 temettü verdi • ' AKÇIMENTO 50 ftın Uralık •/o20 temetttl verdl. RABAK 100 adet % 40 temettü ödedi. UASSA LASTIK SANAYİ 100 bın Uralık istikbal ıçın yatınm. YAPI Te KREDİ BANKAS1 namiline 67 adet. VİNKU KtK^UN 10 O1D DraU» nomlnalln altında Uyatia satıyorum. ÇUKUROVA MAKİNE 50 bin Uralık % & temorO Touyor k 1974 temettü Supoou Uzerlnde. CKMTAS Çehk Doküm Sanayı SU bin Uraltk A Grubu. Normal llstelerden fazla temeftü venvor tstıkbaJ ıçın • BATl ANAUOLU Çimento 10 btn Uralık 1H74 temettü *uoonu üzennde aynca sermaye artınmı yapacak. • UNİROYAİ 25 adet. • StFAŞ 25 adeı • 25 temettü * verdi. • ASLAN ÇİMENTO 100 adet be her cusseye 126 üra temettü verdi. • NOBEL ILAÇ oamlllne 50 bin Uralık • ÇUhLKOVA BLKKTKIK 150 bıo UraUk orjümu>rtt>lü yıl yuksek temettö fermesi oeklenryor • OANTKAl HOLD1Nİ. \M bin Uralık • DEVSAN 50 bin un.HK Nomioaıio aitiDda Ovaiı^ *nnwrum. • ALTAS el aletlrıi: •* mr ralık önUrotedekı tpu nmeırü verroe tbtlroall r»t • KAKADKNt'/ BAKIHI AKI ı UK Dtt> UraJıt • BÜRSA ÇIMKNTO 12u adet H V) nu nu Uzertnde 30 teı PLASTİFAÎ 80 ad. cnetrt) Oöeoı • MKTAŞ nıssesi 15ü oın üraLUI H £> teme'ftl »enyot. 1 » metrO tevza oaslacu. ' e t l . A PKI K« İL 10 adei Vt Z2,b temeTtü verecek suponu üzerirıde Hui YI.KN 100 adet H » t» BASTAŞ ÇİMENTO 200 bin 11raiık vuzde U dvbnnda temettu verecefc flnümüîdeiu rıl («• tnpTfinHn rlnha vüksek olaeagı «övtenlyor HKKlrt i iralık vlizde »} temctiJ w ı^eıt Kuponu üzertoos. MKNSUtlAT SANTRAt m»8» st 7P Dtn liralık yuzde 39 t» metttl verdi. odtımiş hisse senedi 40.000 liralık yüzde 12,5 temettü verdi IAM HAVAI «HMJKIA KU Rlıctı IC adet KfMA!$ l(«j ou> Uralık flrıfl mdzrtela nu vtizae M enrıeır'j BAHAR: Tasarruf bonosu alı; tıyatlanm. 1965: % 80 19H6: •/. 60 1967: % 63 1969: Vt 45 19TO: H 43 • SAT1SA ARZETTtr.îMlZ 1971: * 4 0 1 AHVll l.KR: 197% V* 40 • tLTAŞ tahvili «i 15 faizli ö BAHAR: rasarrut oonosu kupon nümüzdeki yıl itfaya gırıyor. aiış Üyatiarım. lüü bm liralık. 1000 lırası 870 1976: % 89 liradan. 1977: V, 75 BANKER £EKt: BaflçeKapl. 197& V» 63 4 Vafal Han &sms &at No; 1979: V, 52 an. 198ü: • . 43 / 1981: % 35 BVNKER ZERt: Izmlı trUbat 1963: % 30 Bürosu 853 Sokak No T7, B4>eo U Hanı Ksr ı No: İU. • 5flO.O0O llrahlc 1972 iaraçU ku Kemeraltı tZMtR. Donsuz özel bonoyu 150.000 • 500.000 liralık 1971 ihraçü ku Tel.: 3» Î21 Gecelert: *S 0 « Donsuz özel bonoyu 175.000 AHMK1 BAHAR: 4, V a ö l Har Asma Kat. N a 28 Sirkeâ Tel: 27 64 68 27 11 16 Erenköy sanatoryumu'nda Devrimci Saglık İsçileri Sendikası ile Erenköy Sanatoryumu işvereni olan Istanbul Verem Savaş Demeği arasında süren ve üç günlük bir direnişe yolaçan toplu iş sözleşmesi görüşmeleri önceki gün sona errniş ve anlasma imzalanmıştır. Bir yıl süreli anlasmava göre, işçi ücretlerine vüzde 60 oranmda zam yapılmıştır. Panter'de Topkapı'daki Panter Kollektif Sirketi'ne ait işyerinde çalısan S0 işçi, arkadaşlanndan 8'inin isten atılması üzerine, önceki gün direniie geçmişlerdir. Panter işverinde calısan 50 işci. bır süre önce DtSK'e ba*lı Lâstik İş Sendfkası'na geçmişler. bı a'ada 8 işçi işveren tarsfındar işten BAHAR TICARET 27T116 27646f ALTIN Cumhnrlyet Resat Hamit Aziz Napolyot tnKilis 24 ııır 585 833 625 54» 6WI 8W 865 635 575 700 810 • YAfl VE KRKPİ KANKASI • IS KANKASI Rl'RUCO f RAHAK İAHAR: Devlet ve şirket tahvil Ierıni7in hısse senetl» Köylüler orda toplandı, bu kari burda ölmıştır, bu mtzan taz kazıyonz, oıa sencii nayrimıza bız bunu gömdtlreceğiz (gömeceğiz), bız yıkanacağız (/ıkayacağız) biz Seten getıreceJİT Getır dıler.. Keten, Jau.ndur Mezan kazdılar, orda ^ömıenı, köylüler barabar oenımle, artrpdasıyla, ko casıyla. karoaşıyla eve götürdtiSungurlar'da ler, yemek oıze .erduet, ondan Sungurlar'da isçilerin direnisı sonra dua OKundu dua da oKun dün de sürmüştür îşçiler dün duktan sonra herkes tnalına, dayaptıkları açıklamaaa. uzun sü i vanna saiııp olsun denclı, kalkredir işçi sınıfı üzerinde sürdütık. » rülmekte olaı sendikal baskıla*f » O t %T. t i . l . l 1T 1 .