09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
tef Görünmez Bir El anld görünmez bir el var. Bu goritnrnez A sankı ufuklardan ufuklara yayılan Dev bir vampınn eli. Bu vampır, o uğursuz agırlığını, sankı gun geçtikçe, bütün Tatan topraklanna yayjyor. Ve görünmez bir el, arkamızdan bızi, içınde nelerle karşüaşacağımız büınmeyen karanlık bir mağaraya doğru, durmadan ıtıyor. Mağaranın kapısuu kesenler ve bızl oraya surUkleyenler, hıç de inandırıcı, guven venci değıl. Herbıri, bir başka türlü araçla, bir başka makamdnn çalıyorlar Ama durmadan da haykırıyorlar: Korkmayın gelin, lçende nurlu ufuklar, mutlu, refahlı 7 gunler var. Ama inff^Tnnir zor înanamıyoruz kı Hem bu nurlu ufuklarla, mutlu, refahlı gunlen nıçın bu fc«raniıir yollarda arayalım7 Sonra bu haykıranlar Hm' Ya onlann gblgesıne sığınan ortaçağ sılâhşorları nıçın o kadar başıboş ve niçin o kadar saldırgan7.. Yoksa bu satırlan yazarken, bız mi çok kotumsenz' Onümuzu kaplayan karanlıgın karşısında, bıztm de mı gttzlenmız karanyor da, onümüze senlen nurlu yarrnlan goremıyoruz7 Yanı yurdumuzda her şey, gulluk, güUstanhk da, bız mi bunlan goremiyoruz7 Ama kdtümserlık, bizım kuşağımızuı sozlüğunde olmayan, bümedığımız, anlamadığımız bir kavramdır. Çunku hayatıraızın evrelerınde ve aşamalannda oyle çetın, oyle çozulmez duğumlerden orülmüş oyle kader tayın edıcı çaresızlık sınavlanndan geçmis ve bunlardan, oyle tecrubelerle çıkmışızdır kı, hamurumuzda olmayan, bızde anlamı bulunmayan kotumserlığe, şundı kendımızı nasıl kaptırabılıriz7 .. CUMHURÎYET 7 Temmuz 1975 S OLAYLAR VE GÖRÜŞLER emekliji, kasaca kırlara açümak lsteyen herkesi, kırlara yayabilmenın, hem heyecamnı hem planı nı hazırlamalıyız. Vatanın yeniden fethi ve korunması üe beraber, yeniden yerlesme seferberhği, hemen harekete geçebüir. Bunu vapan ve vatan topraklarmda sahıplık, topraga ddnüşte güven ve gurur yaratan ülkeler vardır Ama Ikinci meşruüyette bır aralık «Halka doğru harekeö» şeklınde, bu fantazi olarak kalan akım şımdl gerçekten bir ıs ve lnşa seferberlıği şeklinde plânlanabüır Bu hamle bizde, moral ve güç tazeleyicl bir canlanma olacaktır. Moral ve güç kazandıncı hamlelere de cıdden ıhtıyacımız var Ve bugunun memlekete gıttikçe yerlesen kaygu ve endıselerden halk tabakalannı kurtarmaya, devletm gerçek sorumlulan fle, bu vapıya musallat olan sorumsuz parazitlert, nerede tünemiş olurlarsa olsunlar etkısız talmaya, hakıkaten ihtıyaç vardır. Kara Mağaraya Doğru!... Şevket Süreyya AYDEMîR gözle gorülür TB elle tutulur olusumlanns, bir kaç satırla, pekalâ değınehüinz Orneğın bunlardan >ifiitp»ıi şbyle ozetleyebılırız: 1 THrklye, kavramlan arük çağm gerisJnde kalmıs ve olçuleri savunanlarca da belırsiz, aksıyon alanına geçemeyecek olan bir manevıyat bunalımı içınde değüdır Gerçekte, çağdaş değer ölçülennin, bu değer olçülenni koruyacak olan kuruluşlann, toplum ıçındeki çelışkıleri, toplum yaranna yonetecek sosyal otontenın, kunüamayışı, yahut bozuluşu ve itıbarsızlaşması bunalımı ıçındedır. 2 Türkiye, sınıfsal bir değişim Içindedir. Zaten aslında ve orneğın onuncu yü marşımızda formulunü bulan «îmtıyazsız, Einıfsız, kaynaşmış bir kıtleyız» sloganı bizde hiçblr zaman, devletçe benimsenmemıştir. Ülkemiz, bunun Millî Ideolojısinı, yani bıze ozgü böyle, bir devlet yapısını verememistır. Bunun tçin, ister istemez kapitalist bir nızam ve gelışme içinde yer almmıstır. Kapitalızm ise, sınıflı bir sosyo ekonomık rejimdır. Bu rejımde sınıflar, ya üıtüâld nnıf mücadeleleri, ya evnmsel sınıf anlaşmalan ıçmde gelışmelerinı surdürürler. Topluma ihtılâlcı sınıf kavgaları egemen olursa, sonunda dıyalektık yapı değışıklığı, sıçramalar, paüamalar seklınde olur. Topluma evnmsel kanunlar egemen olursa, sosyal devlete yonelik, ama sıçramalar, patlamalar şeklinde olmayan iç anlaamalar ve hak protokollen, kanun yollarından yürur Çağımızda bu akunlann her ıkısının de, yer leşmış ıktıdarlan vardır, Omeğın, komünizme yonelik Sovyetler Bırlıği ile, tlerici Sosval Demokrasıye yonelik Batı Almanya gîM... Eğer bir savaşa ve hele bir dünya barbine gidilmezse, Turldye, sanıyorum ki, fldnd yolda talıhinl denejebüır. 3 O nalde Türkiye'de değer olçulerınm ve dokunulmaz denüehilecek fcuruluşların bozuluşu ve itıbarlannı kaybedişlerinden gelen bunalımlar vanında, bır de, Sosyo Ekonomık rejımımizi gereğınce tayın edememekten gelen derln ve tehlıkelı çehşmeler var. Bu arada ozellıkle, tnemlekette sıyasetm, bir sıyasî sefalet halinı alışını, halkın ve bele aydm zümrelerin, sıyasî partılere karşı mutlak güvensızlığı, ılgisızlıği, sıyaset denılen seyın sokağa duşuşunu, onemle oelırtmelıyıs. Tanhımizde orneği olmadığı halde, bır takım sorumsuz baskı saldın kuvvetleri ıle, işkence usullerinın, devletçe desteklenır gorunuşu de aynca önemlidir. Gerçeği Gömemezsîn! SADUN TANJU Dunyayı lstedığin renge boyayabillr misinT Akışı durdurabılır mısın? Olaylan kendı yonunden ve gerçegınden saptırabilır mısm? însanoğlu böyle somlara cevap ararken, feuşkusuz, Mşısel ve çıkarsal gücün zayıflamakta olduğunu düsünecektir Aralannda dnyıpj ve düşünce köprüleri knrnhous 4 milvar insanın raşadıçi blr dunvad», aldatmak, ranıltmak. kör> leştirtnek yöntemleıi boşunadır. Başan kazanamazsm demem, ama kazancının fceyfınl çıkaracak kadar zamanı bulamazsın. Gerçeği gomemezsın mezarcı! Gerçegi (çomreek lsteyenler vardır. Başan kazanmalan şüpneli olsa da Olurnlu ıle olumsuzun, yalanla doğrunun, çağdışHıkla bu^ünMn savaşı eizli kalamryor artık Her şey açık. Bn açıklıkta çağ dışı niyetler ışığm lçindeki bocekler gibl çırpmıvorlar Sıze bu tıafta eerçeği gömmek isteyenlenn basınından so2 etmek lstıvorura. Sonu Karanlık Yol Kısacası, memleketımi2de her gun biraz daha yoğunlasan, değerlenn bozuluşu, kuruluşların itıbarsızJaşması, sıyasetm sokak kavgası haline getınhşi, partl doruklanndaki mnçlı kendinden geçisler. Snümüze yeni tehlike bulutlan yıgmaktadır Bu bulutlar, mutlaka dağılmalıdır. Vatana gerçekten sahlp olmak, ulkeye yeniden verlesmek, îs ve lnşa seferberlıği, halka doğru ve kır lara dogru açılış basanlmalıdır Çunkü başanla bılir Devlet ve kamu yapısı, parazitlerden temizlen melıdır Buralan saran gorev güvensizlıği, atamalardaki çırkın haksızlıklar, sokak pohtikacılannuı devlet ve kamu daırelerinde cînt atışlan, artık sosyal otonte yolu ile önlenmelıdlr. Sorum suz guçlerin ve Srgutlerin, sorumsuz korumalar la memleketl sürüklediklerl btiyuk kavga haarUklan onleamezse. Turkıve, içende ve dıçanda çok şeyler kHybedecektir Bunun için. btltün bunlara «Dur» dıyecek sosval otonte, artık sahıpsızlığın, ümıtstzhğin yenni almalıdır. Bu sosval otorite de elbette ki, sonımsuzluk ve kanunsuzluğun yerini cıddi devlet nlzamının ve onun dayandıgı kanunlann alması ile olacaktır. Cünkü bnümüzde, ağzını açmıs bır karanlık mağarava, milletçe itflebîlmemız artık her zaman mumkun gorülmektedır. Gerçi bu mağaranm ağ zını kesen ve herbırl başka bır araçla başka maka*nlardan çalan bır takım insanlar da var. Onlar davranıslan, tertiplerl fle durmadan' Korkmaym, gelın, içende sıze nurlu ufuklar hazırladık, dıye havkınyorlar. Ama, gorünen koy kılavuz istemea ki7 » KÖKLERi HALK'A DEĞMEYEN... Bueun dunvamn her verinde gbrevlerl özel çıkarian savunmak olan bır tür basın vardır Bunlar. sivasal tktldarlann halkçı ve toplnmcu politikalarla çatıstıklan Olkelerde bir mantar jrlbl flTerler Tarıh^el akıçı ve sosyal oMşu görecek gözleri yoktur Teonve dösmandırlar. pratige bnem verirler. En büyük beslevıcirm halk o'duftu akıllanna bıle gelmez, halkt somüren grupların ve polıtlkalann sofrasma çBreklenıvenrler Bıj çoreMenîş, demokratık havatm ba>ından beri basnımızda en acık secık örnegint vermektpdr Çıcarcı ffnıplar ve ıktıdarlar tarafından beslenen vığınla gazete ve derRi ıterçeH eömmek pBrevini sadakatla yerine eetirmektedır. Tarihsel akıs ve sosyal gelişme onlan bu»ün öyle gOlöne bir hale Eertrmiştir ki beslpnmalerinde bİT kneur lslermpdıgi halde bltip eıtmektedırler Dııv?u ve ehısünce köklerini balka azatmamış olanlar kurtuiamazlar, öleceklerdır. Ana Sorunlar Bu Sosyo Ekonomık etkenler, memleketm yaşamına, elbette ki, olumsuz damgalarmı vurujorlar. Halkm büyült çoğunluğu, bu durumdan tedırgindır Sanıyorum ki, ülkemızin bu bakımdan bütunlenmesmi ve guçlenmesıni sağlamak içın, bir Mülî Yerlesme Seferberhğı hemen duzenleneMHr. Yani tilkemızl biz, yenıden fethetmelıvız Ulkemızın doğusunda, batısmda, günejinde, kuzeyinde, kıyısında, ortasında, bu kadar farklı bır yerlesme ve ona bağlı yasam düzenl varken, bu ulkeye bır butun ve bu haika, kederde ve sennçte birlık bır varlık demek çok güctur Kısacası toprağımıza yeniden sahıp olmalıyız Dağlarda, yamaçlarda erozyonu, ormanlarda tukenışı, meralarda so%suzlaşmayı, kıyılarda yağmayı, gollerde denızlerde kirtenmeyl ve son balık nesıllermın kutle halınde olümunü onlemehyız. Bunun için, bınlerce hatta Unıversıte işsızlenni, ve bınlerce muhendısi, uzmanı, emınsuyu. Değerlerin Değersizleşmesi Hayır, bız kotumser olamayız Çıktığımız hayat jolculuğunun bugunku aşamasında da, arkada bıraktığımız yollarda olduğu gıbi, kendımizl kajbetmeden çokuntüleri, çözulüşleri ve tehllkelen olduğu gıbı goruyoruz Daha ilerismi gormeve çalışıyoruz Daha iyısıni ısteraek ve eğer toplumun ayağı kayıyorsa, eğer toplum, olumsuz, yıpratıcı bir çelişkıler bataklığına sürüklenıyorsa ona «Dur> dıyemezsek bıle bu sürüklenişın anatomısıni açıklamaya çalışmak, sanıyorum kı gorevımızdır. Şımdi burada, bu toplum yapısının şu hızlı toplumsal değışmelenndekl anatomık ozellıklen ve muhtemel geleceğı, bu dar sutunlarda ıslemeve haydl gınşmej elım. Ama, bu yapının değer olçuleri bakımından bir şeyler ifade eden bazı DONKiŞOT'ÇA... Halka eağdas vaşam isteğinl unuttu'^bilmel' icln kendilerine bula bula mıllivetçi • mukaddesatçı ıdpalinl vakıştıran bu rerçeh fömâcüler, bütün Ideoloii düşmanlıklanna rağmen, dünya dısı bır vaşamın özlemleriyle dolu bir felsefeyi halka aşılampktan eert durmazlar Do£an ve ymsmyan her tnsanın ömrö Iclnde mntln dovrun ve OTp r bir havate hakta olamazmı? tribl. cagdas dü«ıfinrelere ve polltikalars donMsntça galdınrlar Aslında düşmanhklan halkadır. Bunu vaparken halk dostu gorünmeğe çalışmalan ise en tratl komik taraflandır. Güncelliğini Yitirmemelidir Cevat AKGÖNÜL Türkiye Yazarlar Sendikası HUKIJK DAN1ŞMANI Dil ve Ona Ters Düşenler skıler «Üslubl Beyân Aynen însan» (1) derlerdi. Sanınm ki gençleriraizin çoğu bunu bllmez. Doğrusu bilmelenne de pek gerek yok Yeni dıl akımunız günün birlnde, bunun da bir karşıhğını elbette bulacaktır. Çünkü tecvıtli Arapça'nın koyusunu isteyen bu ozdeyışteki gerçek, yabana atılamaz. Osmanlı «Üslubl Beyan» derken yalnıa konuşma yeteneğme değü, yan konusuna da değinmekteydi Bir ffisanın anadilıyle konusmasını lzleyıniz. Sözcüklerinde, tümcelerinde, bunlann bırbirleriyle bağlantılannda, onun kişüiğınin aynntılı yapısıru görürsünüz. Yeter kl siz o diü çok lyl bilip, üstelik dıkkatU olastnıa. DJyeUm ki bu insan Türkçe konusmaktadır. Sözlerinin akısında ardarda yinelemelere gitmekte, «TürİU, Çeşitli» Brneğinde olduğu gibl, Arlstoteles (t Ö 384322) mantıjjmın, (Analitik) cTautologique» (Bir içeriği özdeş anlamda sözcüklerle bellrtme) saçmahklarına ybnelmekte, arada bir Parsça, Arapca, Batı dülennden sözcükler kullanarak türdeşlikten uzaklaşmaktadır. Gene sdzlerinin akısında diyelek bozukluklartvle, kekelemeler, peltekleşmeler. surç melerden (Lapsus Unguae) dıhni kurtaramamakta, birtakım sozcüklerin harflerini yutarak «Vaasa vaa demektir. Yoksa yok demektir» gîbi ktılak tırmalavıcı, kısır dongüj'e (Cırculus Vitıosus) davanan mantıksal yanügılara duşmektedir. Aynca onun sözlerinın tumüne şoyle bir bakışta, bır «Lâf Salatasııtnın (Salade de Mots) ızlenunı abnmaktadır. Durum bövle olunca, konusmacımn kişfliğinde eksiklıklerın, bozukluklann bulundugu nu kabul ettnek gerekir. Bu soyledflderim yaa alanında da geçerlıdır. Ama orada dıveleğın, kekelığm pelteklığin, surçmele rm yerlerini yazın (ünlft) yan lışlariyle tümce bozukraklan ahr Kısaca belırtilirse, sozlerle yazılarla anlabmlar, bir ınsa nın eğıtımini. ogrenıminl, uzman lığını, doğduğu tlkevi. giderek (Hatta) akhnın sağlıklı lşlemesini, düsüneelerının doğnıluğu nu, bir sözcükle «Kisilik» olarak tınsel (Manevî) varlıSım acıkla yan şaşmaz blçütlerdır E D enetlenmeyen bır sıyasal otonte, en ileri düzeydekı demokrasılerde bıle kamu yarari amacından saparak yozlaşma eğılımı gosttrebılır Bu sonuç ne denli dogalsa, gerçek demokrasilerde otonteyi kontrolünde tutan duyarh bir kamuoyunun oluşması da o denli zorunludur. Ideal demokrasüerin sırrını yonetenlerin erdemınden çok, yönetilenlerin uyanıklığında aramaüdır. Sıyasal otoritenin en etkın kontrolu, kuşkusuz yargı denetimi; yani yurutme orgamnm ışlem ve eylemlerme gerektiğinde anayasa doğrultusunda hukuksal smırlar çızen Danıştay ile gerçekleşır. Ne var kı, «Cem Olayı»nda gözlendığı gıbi, bir siyasal otonte yargısal denetimle gucune suıır çızılmesine karşı çıkarsa, bu kez onu «luzaya get^rme» yukümlülüğü kamuoyunun, jani o gucun gerçek sahibınindlr. Demokrasilerde, bu nedpnle duyarh bır kamuoyu, ve bu duyarlı kamuoyunun olusup eUunleşmesi içın, bu nedenle özgürltik zoruoluduT. Turkiye'de gerek temel, gerek taplumsal ve siyasal haklar bugune dek o kadar sık ve kolay çignenmış ve çiğnenmekte; ote yandan bu saldınlan bnlemek içın zorunlu, düşUnceleri açıklama, ınanç, bılım, sanat ve basın özgürlUkleri öylesine kısıtlanmış ve kısıtlanmaktadır ki, otuz yıldrr göstermelik demokrasi çabamıza karşm Türk toplumunda demokrasmm en zorunlu oğesi olan, sosrtmü ettığtaüa duyarlı ve etkın bir kamuoyu oluşamamıştır. Olusamadığı içta de, sozde bir hukuk devletinın Başbakanı çıkıp, sozlennın ekmeğe yapılan zam kadar tepkt yaratmayacağmdan emin olarak: «Ben Danıstay'jn karannı uygulmayacağım», yanı, «Ben hukuka karşı çıkıyorum» öiyebılmektedir. İşte «Cem Olayı», kendısini hukuk devletuıin temsücısi Olarak tanımlayan bır sıyasal guçun hukuk karşısındakı belırguı tutumunu sımgelemesi açısından ozel bır onem taşımaktad» Kanımızca bu sorun, oncelıkle çozum bekleyen bır ana sorundur, ve ne Kıbns'ın geleceği, ne Gerede, ne Diyarbakır olaylan gıbt yan sorunlar, bır «Cem Olayı» kadar Turk toplunıu içm daha guncel ve daha onemlı sayılamazlar, sayılmamahdırlkı. Türkıye'de, ıktidan hıza>a getırmek içın zorunlu tepkisel bır kamuoyunun oluşamamasının nedenını, salt gelmış geçmış hukumetleruı hak ve ozgurlukler karşısındakı tutumlanna bağlamak da dogru değıldır. Çünkü gerçek anlamdakı ozgürlukler kamuoyunun oluşması için gereklıdır ama, yeterü değüdır Aynca yonetılenlenn, haklara saldın karşısmda, kısıtlı ya da kı sıtsız, var olan tüm özgürlüklerden yararlanarak otonte f\ uyarmalan gerekır. Bu gorev, özellikle sokaktakı adama aegıl, toplumun aydın kesunine dtişmektedır. Çunku sokaktakı yalıa yurttaş kendı kişısel ve guncel haklannı kovuşturmada zaten bezgın, umutsuz ve hukuka karşı kuskundur. Çunkü her geri kalmış toplumda olduğu gıbi, Türkıye'de de hakka ulaşan \ollar rüşvet, çıkarcıUk, adam kayırma, bılgısızlık, tembellik. sonımsuzluk gıbı çeşıtlı engellerle örtuludur. Bozuk ve kokuşmuş bir düzemn yuz kızartıcı ürunlen olan bu engfllerı bır bu: aşıp hakka ulaşmak hem özel bır yeteneğı, hem parasal gücü ve hem de bır peygamber sabrını zorunlu kumaktadır Bu nedenlerle, üstelık kendı küçuk çıkarlannm dar çembennl kınp sosyal bilince ulaşmamamı$, hukuka karşı guvencpmni jitırmis yalm yurttaştan, Danıştay karannm uygulanmamasj gıbı onca teonk bır haksızlığa Kaışi tepkı beklemek, yurdumu zun koşullan altında belfci iyımserlık olur Ne var kı, toolurnumuzun baskı gruplan ve genellilüe kışısel çıkarlardan bir blçüde annmış varsayılan, her türlü nsk ve olumsuz koşullara karşın o duyarü kamuoyunu oluşturmakla gdrevlı aydın kesımlnıa. böylesıne çarpıca bır olay karşısmda gosterdıği çeKimserlık anlaşılır gıbi değıldır. Hak ve hukuk kuramcısı bilım adamlanmız, bılım ozguriü ğü adına savaş veren ünıversıtelenmız, yaşam boyu adaleıı savgın kılmağa yeminli hukukçularla dolup taşan barolanmız, de»rımcı mesle^ kuruluşlanmız, sendıkalarımız nerededırlâr aca1 ba' Ve nıçın susarlar' Nerede Turk Hukuk Kurumumu7 ' Turk basım nerede' Unutmamau ki, tum bu kışı ve kurumlar ve Turkıye'dekl aydınlar, sıyasal otontenın anayasaya soruııısuzca düşurduğu bu kara lPke sılınınceve dek kendılerınden beklenen o bümçh, yasal ve uygar tepkıyi gostermecuklerı, otonteyı, gucünun varuk nedenı ve gerçek sahıbı olan kamunun yaran doğrultusunda hukukun rayına oturtmak ıçm elbırlı*ı PImedıklen surece, onuma bırUkte, Türk demokrasısine karşı ay nı suçun ortak sorumlulan olarak kalacaklardır . Evet, «Cem Olayı», otuz yıldır bzletnini cektiğimız gerçek demokrası aduıa güncelliğini yıtırmemeli, hukukun dedığı oluncaya; demokratık rejımlerde sınırsız hıç bır güç olmayacagj anlaşılıncaya dek, kronıkleşse büe surttp gıtmelıdır. GÜNÜMÜZDE TÜRK DİLİNıN ARITILMASININ KARŞISINA BİLEREK, BiDMEYEREK ÇIKANLAR, ATATÜRK'ÜN «ULUSÇULUK'» İLKESİNİN KARŞISINA ÇIKMAKTADIRLAR. Bu iki anlatımı okuyan sağduyu lu bır kişı kımm yüzunün «Kızar ması» gerektığıni çok iyl anlar. H S Tannover de aramızdan goç tuğunden arkasından konuşmaya Sayın H V Velıdedeoğlu nu her Turk aydını tanır Onun konuşma lannı dinlevınız yazılannı okuyu nuz an Turkçenm en guzel ornek lerini bulursunuz Neden7 Cunkü bılgm yaşhlığına Daha çok yaşasm karşm, çağının gerislnde, dışında değü ilerisındedir. Sağcılı ğın karşısında sağduyunun içersındedır. Bundan dolayı ozü sozüne uyar, düı Osmanhcadan olabıldı ğıne uzaktır. O Atatürk devnmle rmın hepsme candan bağlıdır. Ama «Yurttaşlık Yasası»nın fMede nı Kanun) getınlmesınl btekilerden btrax üstün tutar. Ben de onun bu görüşüne Atatürk*ün dıl devrimıyle tanh goruşündeki ginsımlerini katmak isterbn. Ataturk tslâm ümmetçüığıni yıkıp, bunun yenne somut bir gerçek olan «Ulusçuluk»u getiren adam dır. Halkımızı ayakta tutabllecek olan sadece bu kavramdır. GönJU müz hıç istemez ama gün gelir or dumuz çok çok güçlü bır saldırganın karşısında yenılgıye uğraya bılır ülkeyi ydnetenler «Aymaz lık» fGaflet), «Sapıklık» (Dalalet) •Ve Giderek Hayınlık» (Ve Hattâ Kiyânet) içensınde bulunabiUrler. Bunlann hepsı geçmişte oldu G« lecekte de olabılır. Ama «Ulusçuluk» varsa tasalanmava yer yoktur. Yurdu ellenne geçırmeye kal kışanlar Mustafa Kemal Pasa'mn devimiyle « Geldikleri gıbi glderler» •ülusçuluk» kavrammm dayanaklanndan en önemlısi dildır. Turk Dıl Kurumu'nun varoluşunun temelınde bu beht (aksıyom) bulunmaktadır. GERÇEK BASÎN Hafta lçînde, bu gaze*elerden bfrl, Tflrk ba>îinında falsolu ses çıkaran gazetelerin savısının bır elın parmaklanyla sayılabilecefcml. gerive kalan bütOn gazetelertr «H»k yolunda» olduklannı yazıvordu Kuşkusuz o bır elin parmaklanyla sayılabılen eazetelerin asıl Turk Basmı oldu gunu, geriye kalan onlarcasmın, kalabalık görünümlerina rağmen suni yaşayan pazeteler toplulu&u anlamı taşıdığını söyiivemivor, bu gerçeği de gommeğe çalışıyordu. Gerçek şudur. Bugün ülkede flçü sol, üçü orta ve biri sağ polıtik görüsle çıkan 7 gazete dışında kalanlar, siyasal Iktidarlann devlet kesesınden dagıttıklan resmi ilânreklâm yatraası olmasa. vaşıyamazlar. Turfc toplumunun bupunkü olusumunu ellerınden ge'se gerive çevirme5e hazır aşm safcı 12 gazetenin toplam tırajlan Cumhuriyet'teo azâır TJB^7 gazetenın tirajlantua jiizde 6'sıdır. Doç. Dr. Sırrı AKINCI nun içersınden Türkçeyi kurtar maya çahşanlar olmuştur. Orneğın Şınâsi, Ahmet Mithat, Şemsettin Sami, Necip Asım, tkdaru' cı Ahmet Cevdet vb. gibi. Ama Ulusal Kurtulus Savaşımız sırasında Istanbul'da yayımlanan «Peyamı Sabah» gazetesinde, M. Kemal Pasayı her gun kotüleyen yaalar yazan Ali Kemal gibi Arapçadan Farsçadan yoksun bır Türkçe olamıyacağıru ileri sürenler de vardı. O, Paristen gönderdiği mektuplann başına «An Beldei NurEfşân (Işıklar Saçan Kentten) yazmak tan bıle kendısini alamazdı Bunu bır yana bırakalım. Turk dılinin Atatürkçü bır görüşle antılmasına karşı topluca ılk saldın 1952'de oldu. O yü Demokrat Partı'nin Istanbul milletvekllı P Koprülü (1890 1966) partılı 203 yandaşryla bırlikte TBMM Başkanlığma bır onerge verdi. Amaç o sırada yürürlükte bulunan Anayasamızdaki Türkçe sözcuklerin tümünü çıkartıp, yerlerıne Arapça, Farsça kökenli sbz cukleri koydurmaktı. Uzun gdruşmelerden sonra önerge 24 aralıkta oylamaya konuldu. Z2 karşı koyar, 9 çeklmser oya kar şı 342 oyla kabul edıldi. Kaiul oviannı Demokrat Partill millet vekülerl vermişti. mül defü, genye doğru blr teklmül olmuştur. Bu tesırlerin en ba şmda münevverlerin ilmî vicdan dan, milli şuurdan yoksun olduk lannı söyleınek yaaüş deglldir. demiştır. Gene bu konusmanm sonunda Ataturk'e övgüler sırala mış, onun getırdiği yeni dıl akımı nı candan alkıslamıştır. Bir insanın yirml yıl lçersinde kendi düşünceleriyle bu denli ters düşmesine bundan güzel brnek olmaz. F. Köprülü'nün blümunde «Gufrânı llâhî Ona Ser Menzıl1 Ukbâ> (Tann'nın affı onun obür dünyada konakladıgı en başta yer olsun^ bıçımınde bır tanh duşurülmuştur. Arapça sayı lacak bu dıze gomut taşında yazı lıdır Bildığime gbre Tann bir sb zü bir sözünü tutmayanlan pek sevmezmıs Ama ben bu dizeye gene de •Oyle Olsun'» (Âmm ) ui ye karşüık verecegım Aslmda ko nuşacak çok şey var ama F. Köp rülü aramızda yok. Ya ünlü H S Tannover'e 08861966) ne diyelim' 1952'de o da Demokrat Parti'nin bağunsız mil letvekılıdır Anayasamızın dil bakımından çiftnendıği bu orurumda hemen soz alarak döktürdüğü şu incüere bir bakınız « Arkadaşlar bir ricam var. Llsâmmızdaki Arapca kelimelerl kendl fceh meleriniz addedıniz. Bunlan çakar mak istedmız mı fDevlet) kalmaz, fMeclis) kalmaz. Bu lş çok tehli kelidlr. fMaliye) kalmaz, (Hazine) kalmaz, fKanun) kalmaz. Ara bın medenıyeti blzün medeniyeti mizdir » NE İDEAL! "*» * ^ i J Bu oran, Türklye'de aşın sağ gavretkesliğl Içlnde get^ çek gomücalüğfi yapan sosyal ve sıyasal yapının ne Clçtide güçsüı olduğunu da ortaya çıkarmaktadiT. Hergün gazetelenne kocaman manşetler çekerek halkj çaŞdaş dUzeydeö fikir ve polıtikalann tmhası için clhstla çajhnn bu betv leme basın, geçen yü Cumhunyetin aldığı 1€ noilyon liralık resml Üan ve reklamın 11 misll ile odüHendinlmlş ve 17 6 mılyon Urahk devlet destefıne lâyık görülmüştur. Oysa bu basın, Atatürk'un bıraktıgı ve Zi Mavıs Anayasaanın ç*j(daş hak ve ozırürluklerle donattıği Devleft, eeçmişın karanlıklanna surüklemek ve toplnm olarak heplmize %exi ve dayanılmaz bir yaşamı snnmak ldeallnm hiameiindedir. SAĞIN ETKi ALANI En kabadayısmm tirajınm 10 binlr üzerine sor çıktığı bu eazeteler ve onlann oluşturduğu aşın sag basın, Türk toplumunun bugünkü siyasal ve sosya! gelişmesinde m m v k bafı olacak bir güçte değildlr. Olsaydı, o zamaD demokrasıden de, çağdaş hak ve fizgürlıiklerden de urcudu kesen karamsaTlıklara hak vermek pereMrdi. Durum, bugünkO Türk Basmının yapısına baktığımz zaman bütün kanuasar düşüncelerl uzaklastıracak kadar açıktır Gazete okuyanlano vflzde 751 AtatBrkçö. devrimci cafdas dflşöncelerle lllşki kvrabllmpkte, ssdece v&zde 25 oranınds okn> yncD s a | ve asın saf dedifimiı tntnca, gerid statühoca, de^işimden ürken ve mevcut çıkarian kornyan dıişüncelertn etld alanında kabnaktadır. ÇOK ACELE 1 0 İL 2 5 0 MILYON'A KADAR, 510 faENELİK VADELÎ, DÜŞUK FAIZLÎ YURT DIŞINDAN KREDiLER SACLANIR (Yetkılımn şahsen teşrıflerı rlca olanur Aracı kibul edılmez ) ADiL ARASLI BEYOOLU TOKATLIYAN 1ŞHANI 2'2 (Beklâmcüık: 797/5381) Majt Scheler'e (18741928) gbre «Kışılıkli» tnsanda «Güçluluk». «Tutarlılık», «Sorumluluk», «Bağımsızhk» olmak Ozere dort ozel lık vardır. «Dıl Kişılık» ılışkı'e n €Tutarlılık»a gırmektedır. Yazı ya da konuşma bıçımınde olaun dılın onemı hıç kuçum senemez. Tannın surgıt akışmda bu ulusun devleti bakarsınız yıkılabıhr. Bayrağı paramparça edılebüır. Topraklan yağmalanabılır. Anıtlan tuz buz o labılır. Bır dıne, mezhebe, tanka ta sıyasal goruse baglılığı vasakla nabüır. Bunlar şundıye dek gorulmemış olaylar değıldır. Ama hıçbıri o ulusun kalımüuğı bakımından önem taşımaz. Ne zaman kı o ulusun dill yok edılmeye başlanır, ışte o zaman olum saati gerçekten çalnuştır. O ulus artık yavas yavaş ortadan kalkacaktır. Daha doğrusu kendısıne benımsetilecek yeni di lın iyesı (sahıp) olan ulusa tonuşecektlr. Konfuçvus (IÖ. 5514"9) bunu bılmekteydı Ona «Bır halkı yonetmeye çağnlsaydınız 7 < | ılk ışınız ne olurdu » dive «)rduklannda büvük büge, «îlkın 1 dılı düzeltirdmı» dedıkten sonra, «Dü kusurlu olursa duşunceler iyı anlatılamaz Bu durum odevlenn tam yapümasına engel olur. ödevlerin yapüamadığı İ 7 TEMMUZ 1975 PAZARTESİ GÜNÜNDEN tTÎBAREN § ulkede gıtgıde toreyle kultür voz 1 ÎÇ ve DIŞ SEYAHATLERİNİZ tÇtN HÎZMETİNÎZDEDÎP.. § laşır. Yozlaşmanın olduğu yerde adalet dağıtımı da bozulur. İ SAYG1 tUE OUYÜRORÜZ. | Iş buraya vannca halk ya başkaldım va da başka bir toplu TELErON: 25 78 81 | luğun vetkesme (sulta) gırerek 1 sılınır gıder» demiştır. ADRES: Mustafa Kemal Paşa Caddesı, No 35 AKSARAÎ ş Konfüçyus bu zincırleme ta 1 sunda (kıyâsı müselsel) dılın £ (Emnryet Âmirliği Bıtışıgi) | onemlni açıkça ortaya koymek tadır. fİıııııımıııııııııııııııtııııııııııııııııııııııııııımıııııııııııııımıııııııııııııııınııınııııııiHiııııııııımıımıııııııııir Yakm geçmi'fe «Konlüçvüs ! (Basın: 18e<8/. i370) katasuyl& Osmanlıcaya egüip o> | Türk Hava Yolları'nm | | Duyurusu | Gunumuzde Turk dılınm antılmasmın karşısına bilerek, bılmeyerek çıkanlar, Atattlrk'ün «Ülusçuluk» Ukesının karsısma Oysa bu çok körü işe öncUlük çıkmaktadırlar Bu tutumun »eden F Köprülü, 26 eylül 1932'de teki adlan «Saltanatçılık», «HılsAtatürk*un de katüdığı, Dolmafetçüık»tir. Bu arada Atarürkçü bahçe Sarayıtıoaki 1. Türk Dil dil akımmın pek tekin olmadıKurultay*mda «Dülmiz kendl tağuiJ da sövlemeliyim. A. Menbıî tekâmülünü takip edıyor, biz deres'm, «Siz lstersente hilâfeti bunun üzermde müessır olamablle getinrsmiz'» dedıği «A«flanvız, yalmz bu tekâmülün neücele Oysa gene bu konuşmaeı 23 ey lan», «Hilâfeti» getıremedıler. nnl ortaya koyahm» savmı 1leri lül 1912'de Selânik'te yayımlanan Hiç blr eaman da getlremezîersuren tlnlü blr Türk yazanna var «Genç Kalemler. dergisinln bir so di Ama o Rüzekm dil aknmnın rusuna verdıği karşüıkta batanız gucüyle karşı çıkmıs, onu «Deter canına okuman başardüar Sonmmist. (Gerekirci) defü, «Fata neler söylemekteydi* « Yalmz ra ne oldu? Olan $u: Atatürklıst» (Kaderci^ olarak nıtelemiş, Türk Hsanlan arasmda değil, beçülük ruhunu taşıyan bir «27 sonra da «Türk dilinin tekâmülü nim icın arzm üstünde konusuMayıa» geldl. Dil akımmı henü yani degişrpelerini on asırdan lan bütün llsanlann arasında en men eskl yörflnfeslno otnrttu. beri pek lyi takıp ediyoruz. Ve güzeli, en ahenklisi olan bedelsiz Anayasamn dnce dilltd bozup, sonra da kendisinl çlğnevenlerl gorüyonız ki bu tekâmül muay lisânımızı, Arapçanın, Farsçanm oyle blr carpa ki.. ven bir zamandan sonra, îslâm tesırlerinden kurtarmak İçin, cld di teşebbüslenmizin bu kadar ge medenlyetinin türlö tesirlerinden cıkmış olması yüzlenmizi kızart Yeni <Jfl aknnınîizın eşdeylmle otürü düin zenginliğt, isbkbali ba Atatürkçü dıl görüşünün karsıkımından flerlye doğru blr tekâ sa, bızleri bedbaht etse sezâdır.» sma art düşünceden uzak olarak çıkanlara bÜBİsizliklerlnden ötüııııııııııııai'inııııııııııııııııııııııııtiMiıııiıııııınınııııııınııtııııııııııııımııııııııııııııııııııııııııııııınıııııımıt rü acımak gerek. Ama bundan boyle duşmanhkla çıkacak olanlar varsa, bunlann biraz akıllan varsa, «Hafızâ1 Beser Nısvân île Maluldür» (İnsanın belleŞ'nde unutma sakatlığı vardır) demeyıp, hıç olmazsa arada bır geçmışteki olaylan da arumsamalan gerek. ÇAĞDIŞI KAFALAR Sevindlrld olan şu ö , bo alan da gitttkçe daralmaktadır. Sağ düsünce ve politıkalan çağdaş uygarhk düzeyinde koruma yanlısı blr büyük gazete dışında diğerlerl zaten bu yüzde 25'in ıçınde de bır önem taşımamaktadırlar. Ama savılanna bakılacak olursa Mr cepheymis gibl gorOnmektedirler. Günlük baskilan 3 bto fle 15 bto ara> «ıpda değisen ve her biri kendi etrahnda. havata sırtını dnntnöş fanatik bir erup varatmata çalısan bn gazeteler, büvnk nyanışın ve siyasal olnşumun vsrattığı veni toplamda kendl adaciklanni karavamıvaoaklardır Yasara bugün her haliyle daha zensln ve çekicidir ve lnsanlan bu ö» lemden koparmak, çag • dışı kafalann harcı değüdlr. CUMHURİYET VE SiZ Bu arada, bir olaya daha değinmek lsöyomm. Aşsn sağ basın kendi kalabalık guçsüzluğü lçınde erirkpn, Coınhnrlyet hızlı bir gelişme dönemmi yastyor ve sadece bu olay büe toplumsal vönelişin tytmserlik varatıcı nlteliginl ortaya koyuyor Bn vılın basindan beri SOD alb avda Cnmhnrivetin oknvnca savtsı vüzde 20 artmıştır Türk basınmda lktidarcı polltikalan körükörüno savunma geleneğinden tarafsızlıga hatta çağdaş defter varKüanna yönelme taraflıhgma dönüşüm sürectnin vaşandığı btr dönemde, Cumhuriyet'in dlğer nlç bir gazetede görülmeven hızlı bir gelislm tçine gtrmesi ilgi çeldcidir. Cnmhtnivet bnenn 135 bınlık tirajı ile, öteden beri bilinen kamnovu yapıa etösınin güçlendlğinl söyleyebılmektedir. Bu yöndekl güelenlş, Ulkede, çağdaş fıkir oluşutnu üe aşm sağ fikirler arasmdakl oranm olumsuz yönde bozulmasından kuşku duyanlaB. terahlık verecektir. OumhuriyetTn gelişmesl bu yönden blr güvencedir. 1 1 | Sayın Yolcularımız, | Türk Hava Yolları MUAMMER AKSOT'UN AÇIKLAMASI (1) tnsanın dil azlnğnnun (belâ cat) anlatun blçimterindeld (bevân) nslup kişiliğine özdestir. Aksaray Satış Bürosu VEFAT Merhum Hıdayet Toğan'ın kıymetli eşı, Hılkat Gumüşaym çok sevgılı annesı, Mehmet Gümuşay'm kayınvaldesi, Mehtap ve Hıdayet'ın sevgüi anneannesl, Cumartesi günkü «Içten bu uyan» başlıklı yazanın aslı çok uzun olduğundan, Feyzioğlu'ndan yaptığım bazı nakiller özetlenerek basılmış; bu arada kaynak olarak Feyzıoğlu'nun «Danıştay kararlan ve yürütmenin durdurulması» adh yapıtmdan söz edıl mışür. Ojsa bu Kltap, bır çok hukukçunun «Yürütmenin durdurulması» alanındakı vazı ve sözl»rini toplayan ve Türk Hukuk Kurumu tarafından 1966 da yayınlanan btr yapıttır Feyzıoglu" nun sozleri de bu kıtabın içıadedir HtLMİYE TOĞAN lanımetendi 6 temmuz 1975 pazar gunÜ 1115'df Hakkın raimetme kavuşmuştur Cenazesi 7 temmuz 1975 pazartest aunü fbugun) Oengelköy Kertme Hatun Camnnden Bğle namazını müteakip kaldınlarak Çengelköy mezarlığına defnedılecektir. Allah ganl ganl rahmet eylesin. AtLESt
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle