25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Kissinger: 'NATO Zirvesinde tezimiz kabul edildi, İsveç'te işsizlik kâbus olmaktan çok, özlenen "Son birşey iki yıl haline geldi içinde Ortadoğu'da asıl biz güçlendik (Dıa Haberler Servisi) «U.S. News and World Report» dergisinin ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger ile yaptığı ilginç bir görüştaeyi okurlanmıza özetle sunuyoruz: SORU Bir yıl öncesine kadar. tüm dünva ABD nin dış poiltikasının çok başarüı olduçunu söylüyordu. Şimdi ise. her alanda bir çözülme var. Ne oldu? • «Yeni bir dünyaya doğru gidiyoruz» diyen ABD Dışişleri Bakanı: «Müttefiklerimiz sırtlarını her zaman ABD'ye yaslayamayacaklarını anladılar» r • KİSSİNGER Ben ilk olarak dış politikada her alanda çözülme olduguna inanmıyorum. Bana göre, dış politikamız etkili ve güçlüdür. Japonya ve Batı Avrupa ile ilişkılerimiz çok düzelmiştir. Sovyetler ve Çin'le ilişküerimiz de âhenk içindedir. Son zamanlarda OECD (Iktisadi İşbirligi ve Kalkınma Örgütü) ve Uluslararası Enerji Ajansı aracılıgı ile üçüncü dünya ile de diyalog kurduk. Ortadoğuda geçici bir başansızlığa uğradık. Uzakdogudaki gelişimler ise hem başansızlık, hem de trajedidir kanımca. SORU Peki tüm dünyada ABD politikası neden eleştiriliyor? «Vietnam ve Porteldz'deki olaylar bu ülkelerin kendi İÇ dinamikleriniı sonucudur; Sovyetler sorumlu değildir.» Her işsize îsveç't» 450 gün sü reyle ücretinin yüzde 90'ını kapsayan bir miktar ödenlyor; aynca, devlet başka ek olanaklar da sağlıyor Petrol fiyatlarına yapılan zamlarla başlıyan ve bütün Batı dünyasını etkiliyen iktisadî bunalımın yarattığı işsizlik, dünyada üzerinde en çok durulan konularm başında geliyor. Batıh ülkelerin hemen hepsinde issizligı önlemek için tedbir üstüne tedbır alınıyor. Bu konuda hedefe ulaşıldığım söylemek gene de olanaksız. Yayınlanan istatistikler kapitalist ülkelerin hepsınde, değışik oranlarda olmakla bırükte, işsizliğin bulundugunu gosteriyor. AMERİKA: Ülkenın her eyaletinde işsizlere değişık yardımlar yapılmaktadır. Buna karşüık ortalama olarak Amerika'da bır işsiz haftada 117 dolar işsizlik tazminatı almaktadır. JAPONYA: Işsiz kalan Japonlar, çalıştıklan zaman aldıklan ücretin yüzde 80'ine yakın bır kısmını, 300 gün süreyle almaga devam ederler. HOLLANDA: îşsiz kalan işçiler altı ay süreyle ücretlerının yüzde 80'ini iki yıl süreyle de yüzde 75'ini alırlar. Bir işçi bu dönemden sonra da iş bulamazsa devlet kendisine ayda 575 doları bulan bir ayhk baglar. Bunu ödemenin bir süresi de yoktur. ÎSVEÇ: Her işsize 450 gün süreyle ücretinin yüzde 90'ını kapsıyan bir miktar ödenir. Işsiz kalanlara devlet tarafından saglanan diğer olanaklar da vardır. Bu nedenle îsveç'te bir çok kişi için işsizlik bir kâbus olmaktan çıkmış, neredeyse arzu edilir bir şey durumuna gelmiştir. FtNLANDtYA: Devlet bekâr işsizlere günde 6 dolar. evli olan işsizlere ise 8 dolar öder. İşçi kendine yeni bir iş buluncaya kadar bu yardım devam eder. BATI ALMANYA: İşsiz kalan işçilere odenen aylıklar için 1200 dolarlık bir tavan saptanmıştır. Taban olarak ise, işsizlik tazminatı bir işçinin ücretinin yüzde 68'inden azı olamaz. İşsiz kalanlara yapılan bu yardım 12 ay süreyle devam eder. • KfSSİNGER Bana kalırsa bu eleştiriler bizim iç dunımumuzdaki huzursuzlugu yansıtıyor. Her zaman söyledim: Otorite olmadan dış politika olmaz. Devletin otoritesi ülke içinde sarsılsa. bu oluşum ergeç dış politikaya da yansır. Nitekim Watergate olayından sonra Şili, Vietnam ve Türkiye gibi konularda yönetime sert hücumlar yapılmaya başlandı. Sanırım Vietnam sorununun bitmesinden sonra Kongre'nin Başkana karşı davranışında bir yumuşama olır.uştur. Son haftalarda, Başkanın durumu adamakıllı güçlenmiştir. Ve ABD dış politika sında bilindiği gibi. kuvvet mer kezi Başkandır. Bu bakımdan dış politikamızın da simdi daha saflıkh temele orurdugu söylenebilir. SORU Gün*» Vietnam'da Dietn rejimlnin çökmesl, Kongrenin tutumunu neden deglstirdl? • KtSSİNGER Çünkü. artık domino teorisini hiç kimse inkâr edemez. Gerçekten Kambodya, Vietnam ve Laos dominolar gibi düştüler. Aynca, Vietnam 'ı terketmemiz dünyada şok etkisi yarattı. Ve nihayet Amerikan halkı, ABD'nin güçsüz bir derlet gibi göriinmesinden hoş lanmaz. Oysa Vietnam'dan çekildikten sonra, herkes bizim gücümüzden şüphe etmeye başladı. İşte bu nedenlerden örürü Kongre, Başkana karşı tutumunu yumuşatmıştır. SORU Vietnam'ın düşmesi dünyada ne gibi etldler yarattı? • KİSSİNGER Vietnam'ın düşmesiyle birçok ülke ABD'nin rolü ve politikası konusunda kuşkuya kapıldı. Aslında Brüksel'de yapılan NATO Zirvesinde, bizim 1975 yılında istediğimiz şey ler gerçekleşmiştir. Biz 1973'te. güvenlik sorunlan ile siyasal ve iktisadî sorunlann birlikte gö c Ankara Ankara Ankara ... Ankara knka. Vali Omer N. Bozkurt'un Ankara'sında tatsız olaylar yaşanmaya başladı mı? Pazartesi gtinU, bazı ögreneiler ellerinde üniversiteye gi riş smavı sorulannın cevaplanyla bazı gazet« bürolannı dolaşmaya başladılar. İddiaya göre, sorular yeniden çalınmış ve bazı öğrencilere dağıtılmıştı. Bütün yurttan Ankara'ya gelen ögrencileri huzursuzluk dalgası alrüst et ti. Sınavlar bu havada başladı. Ankara Yüksek Ögrenci Birligi de sıkı yönetimden izin alarak bir bildiri dağıtmaya çalışıyordu. Bildlride, eğitim adaletsizliğinden söz ediliyor ve bu adaletsizliğin ancak düzen değişikliğiyle düzeleceği anlatıhyordu. Tabil bu gibi sözler, bazı polis yetkililerinin hiç hoşuna gitmezdi. Üstelik Ankara Valiliğine Ömer Naci Bozkurt gelip oturuvermişti. Bozkurt gelir gelmez direktifini verdi. Siyasal polis de Nazmi îyibil adında bu işlerde tecrübeli müdürün emri altındaydı. Toplum polisleri Siyasal Bilgiler ve Hukuk Fakültesi önlerine getirildi. Panzerler, Hazırlayanlar: M. HEKİMOĞLU U. MUMCÜ I. SOLAK makineli tüfeklerle donatılmış polisler siperlere yerleştiler... Hukuk Fakültesinde geçen hafta bazı tatsız olaylar da çıkmıştı. Gerede'deki isyanın patladığı günün gecesi, Kurtuluş meydam yakmındaki Niğde yurdundan «Başbuğ Türkeşin •emniyet kuvvetlerine yardımcı oldukları» açık lanan kuvvetleri, Hukuk ve Siyasal Bilgiler Fakültesine saldırmışlardı. Gece, bütun Cebeci halkı silâh sesleriyle uyanmıştı. Ertesi gün Hukuk Fakültesinde smavlar vardı. Ögren il The New York Times: Polonya'lı yetkililer kapitalizme sanıldığından çokhoşgörülü davranıyorlar, ciler sınavda, gece Xiğde yur dundan gelip Siyasal Bilgiler ve Hukuk Fakülteleri >Tirduna saldıranlan «teşhis» ettiler. Sınav bitince Fakülte ko ridorlannda bir koşuşmadır başladı. Sağcı ögrencilerin ikisi profesörler odasına girerek, kendilerini ko\ralayanların ellerinden kurtuldular. Aralanndan bir tanesi yukan koridorlarda çay ocagının yanında yakalandı.. Polis de ertesi gün yakalanan ögrenciji dövenleri yakalamak için fakülteye gelince. kızılca kıyamet koptu. Po lisin gözaltına almak istediği öğrenci, kaçmaya başladı. Po lis memuru «kanun hatorciyetini» sağlamak için olacak tabancasma davramnca, öğrenci yurdundan polislerin Uzerine taşlar atümaya başladı... İşte bu olayların heyecanıyla iyice gerginleşen sinirler, üniversite giriş sınavlarıyla patlama noktasına geldi. Bildiri dagıtan birkaç ög renci tartaklarunca, yurtlardanatıJan taşlar. polislere ka dar geliyordu. Vali Bozkurt sinirliydi, fakat Şube Müdürü Nazmi îyibil. mümkün olduğu kadar sâkin davranmaya çalışıyordu. Fakat bir süre sonra iş çığırından çıktı. Karşüıklı taşlardan sonra da kurşunlar sıkılmaya başladı. Hukuk Fa kültesi Dekanı Prof. Tuğrul Ansay, atılan kurşunlardan sakınmak için telefon başında ancak çömelerek konuşabi liyordu. Yeniden 12 Mart öncesi gün leri yaşanmaktaydı. Bu arada bazı <kışkırtıcı ajanlar» da görev yaptılar mı bilinmez. Fakat, Bozkurt'un Vali oldugu Ankara'da daha boyle tatsız olaylar yaşanacak galıba?.. İDI AMIN, YAŞAMINA İNGİLİZLERİN SÖMÜRGE ORDUSUNDA AŞÇI OLARAK BAŞLAMIŞTI DÜNYA KAM17OYUNDA SON GÜNLERDE ADIVDAN YtNE ÇOKÇA SÖZ EDİLMETE BAŞLANAN VGANDA DEVLET BAŞKANI İDİ AMİNİ İNGİ1.İZ «SUNDAY TİMES» G.\ZETESİ ÖZETLE ŞÖYLE ANLATIYOR: Bir darbeyle iktidara geçtigi ilk günlerden beri Idi Amin hafife alınmış ve kendisine akıl dengesi bozuk biri gözüyle bakılmıştır. Kendısini yakmdan tanıyanlar ise bu hatalı görüşleri degiştirmenin zamanının geldiğini söylüyor ve îdi Amin'ın deli olmadığım, tam tersine son derecede kurnaz bir lider oldugunu iddia ediyorlar. 1928 dogumlu olan TJganda Devlet Başkanı Kakwa lcabilesindendir. Bu kabile Uganda'da hiç bir zaman büyük güç sahibi olmamış ve ülke yönetimine katılmamıştır. Bu durum Îdi Amin'in iktidara gelişiyle değişmiştir tabii.. Kakwa kabilesinin siyasi güç sahibi olamayışında, nüfusunun yüzde 50'sinin hıristiyan oldugu bir ulkede nüfusun yüzde 10'nu meydana getiren müslüman azın New York Times gazetesi bir Polonyalı şoförün yasantısını şöyle anlatıyor: «Kim ne derse desin, Polonyaü yetkililer kapitelizme sanıldığından da fazla hoşgörülü davramyorlar. Bunun en iyi örneklerinden biri, hayatını şoförlükle kazanan Jerzy. Jerzy, kullanmakta oldugu Polonya yapısı Fiat otomobilini üç yıl önec 1600 dolara almış. Arabanın bedelini de kendi dolar hesabmdan ödemiş. Belki garip görünecek ama Polonyalılar istedikleri takdirde dolar hesabına da sahip olabiliyorlar. Jerzy'nin üç yıl önce 1600 dolara satın aldığı Fiat bugiin 2000 dolar ediyor. «Elinizde dolar bulunursa hayat çok daha rahat geçer Polonya'da» diyor Jerzy. Daha önce de belirtildigi gibi Polonyalılann dolar kazanmağa ve bankalarda dolar hesabı açtırmağa hakları var. Devlet bundan yararlandiğı için bazı kanunsuzluklara bile göz yumuyor. Her Polonyalı gibi Jerzy'nin de istediği zaman yurt dışına çıkmaga ve dilediği ülkeye gitmege hakkı var. Halen 35 yaşında olan Jerzy dolarlaruu Chicago'da kazanmış. Jerzy, Amerika'daki yasam koşuUanrun iyi oldugunu söyledikten sonra şunlan ekliyor: «Amerikalı işçi daha çok kazanıyor ve lüks tüketimde bulunabiliyor. Buna karşüık Polonya'da da durum fena degil. Bir defa burada işsizlik yok. Evet. ortalama olarak bir kol işçisi ayda 1500 lira kadar para kazamyor ama, hiçbir Polonyalı işçi işsiz kalacagı kaygısını da içinde taşımıyor.» Jerzy'nin yaşadığı Gdan»k ken bnde 2000 taksi var. Bunların sadece 200'ü devlete ait, digerleri ise kişilere. Özel taksi sahibi şoförler kazançlaruu, vergiler çıktıktan sonra, diledikleri gibi harcayabiliyorlar. Örneğin içlerinde birçogu ev sahibi. Bunlar, kendilerine ait bu evieri miras yoluyla çocuklarına veya yakın akrabalanna bırakabiliyorlar. İçlerinde biraz da açgözlü olanlar ise, ufak tefek ticaretle de meşgiıl oluyor ve kendilerine ek gelirler saglıyorlar.» iKi KEMAL'LER AP YOLUNDA MI?.. Saglık Bakanı Kemal Demir ile 12 Mart döneminin Başbakan Yardımcısı Kemal Satır, son zamanlarda AP'lilerle büyük yaklaşım içindeler. Kemal Demir'in 12 Mart dönemi sona ererken Bakan, arkadaşlanna hep birlikte AP'ye geçmeyi önerdiği söyleniyor. O söylentiden sonra bu yakınlık çok doğal. Kemal Satır'ın davramşına da kimse şaşmıyor. Feyzioğlu'nun AP Genel Sekreteri olacağı söylenirken Kemal Satır'ın AP dışında kalması beklenemez degil mi? Cumartesi gecesi Çankaya'da bir toplantıda bu yaklaşım daha somutlaştı. DEMİREL ÇEKÎLSE VALLAHİ BERAAT EDER!., Son olaylar öaellikle CHP ve AP'li parlamenterleri üzdü. Meclis'te biribirlerinin üzerine yürüdüler ama, kuliste «bu iş çok feci bir yöne itildi» diye dertleşiyorlar. CHP Balıkesir milletvekili Sadullah Usumi, yanındakı iki AP'li ile dertleşiyordu: «Sayın Demirel şu an çekil se, hepimiz onu savunurus... Vallahi beraat eder.» «Ama bunların Süleyman beyle ilgısi yok kl...» «Nasıl yok kardeşim. Dahü önce de bu tür şeyleri yaşa dık. Menderes ist a etseydi. 27 Mayısa vanlrr zdı, diye hâlâ söylenir. Hani Vatan Cehpesi hikâyesinin sonuçla n bakımından...» «Vallahi nereye varmak is tiyor anlamıyoruz. Çünlr1. her gün kendisine MSPTiler için yığınla şikâyet yapüıyor.» Bu konuşma sürüp giderken, Genel Kurulda toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanun tasarısı konuşuluyordu. Hükümet komiserlerine geniş yetki veren madde oylanmadan önce, CHP Içel Milletvekiu Hikmet Balöglu söz almış, «Başımızda bulunan menîaat cephesi » diye söze başlamıştı. AP'liler sıra kapaklarmı vurarak protesto ediyorlardı. Deniz Baykal fırladı yerin den: «Eli kanlı cephe» diyt öagırdı... Oturum Başkanı Ethem Kı lıçoğlu, «Ne alâkası var efendim?» diye sorunca, Baykal cevapladı: «İki ölü var sayın Başkan, iki kişi öldü. .» AP Bolu Milletvekili Çakmak neden ipi tercih etti ? Gerede olayları hakkında bir basm toplantısı düzenleyen Meclis Başkanvekili ve Bolu AP Milletvekili Ahmet Çakmak, olaylan kendisinin düzenlediği kanıtlanırsa kendi ipini kendisinin çekeceğıni resmen açıkladı. Intihar için akia havagazı da gelebilir. Fakat, Çakmak Ankara'nm havagazına pek güven olmadıgı için ille de ipi tercih etmektedır... Hapla da intihar mümkün amma, şımdı insanları gözünün içine baka baka uyutan lar çıktıgı için. uyku napları na da son zamanlarda pek gii ven olmuyor. İyisi mi, Çakmak kendisiır yüksek bir yerden aşağı atma İıdır. örneğin, Meclis kürsüsünden aşağıya... BAŞKENT KARMASI • Eski Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Faruk Gürler İsveç'den döndü. Çankaya'daki evinde kitap okuyarak geçıriyor günlerini. Faruk Gürler tarihsel kitaplardan çok hoşlamyor, anılarını yazması nı önerenleri de gülümseyerek dinliyor. Oysa çok ilginç anılan var. Yalnız adayhk hı kâyesinı, ya da bu adaylığı önleyen olayları yazsa yeter .. • Komutanların av mera kını biliyor musunuz? Eski Hava Kuvvetleri Komutanı Muhsin Batur kara avına da, deniz avına da çok meraklıydı. Çulluk ve yaban ördeğınde rekor kırardı bir zamanlar. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Semih Sancar ıse balık avından hoşlanıyor. ller de emekli olunca Edremıt körfezinde Artur'dakı yazlık evinde balık avlayacağı gün leri hayâl ediyor şimdl. • Moskova Bü\ükelçisi 11 ter Turkmen'in gene! sekre terliğ'; gelişiyle ilgili söylentı ler geriledi biraz. oysa bazı diplomatlar buna göre hesap lar yapıyordu. İDİ AMİN Kraliçenin ordusundan devlet başkanlığına lığa ait oluşu önemli bir etken rolü oynamıştır kuşkusuz. İdi Amin'in askerlik hajatı. İngiltere'nin sömürge ordusuna girmesiyle başlar. Kendisi başlangıcta «Kraliçenin Afrika Savaşçıları» isimli birliğe aşçı olarak girmiş, ancak kısa bir süre içinde sevimliliği, güçlü ku\Tetli oluşu ve şakacılığı ile çavuşluğa yükselmiştir. Kendisini o günlerinden tanıyan bir Ingiliz subayı hakkında şunlan anlatıyor: «İdi Amin'de lıderlik nitelikleri ve yükselme isteği vardı ama, egitimi kendisine güçlükler çıkanyordu. Assubay olmak istediği zaman Ingilizce sınavında büyük güçlükler çekmişti. Ancak komutanlan böylesine sevimli birine şans tanımamayı haksızlık sayıyorlardı. Sonunda kendisine iltimas yaparak yükselmesini sağladılar.» İdi Amin, bütün askerlik hayatı boyunca İngilizceyi öğrenemedi. İngiliz ordusunda assubay olarak görev gördüğii halde. •Günaydın komutanım» demekten başka bir şey söyliyemiyordu. Buna rağmen bulunduğu birliğin en sevilen Afrikalı üyesiydi ve yardımseverliği ile ün yapmıştı. İngilizler Uganda'ya bağımsızlık vermeğe karar verdikleri zaman, bazı Ugandalılan subay olarak yetiştirmek gerektigini anladılar. Bunlar ülkenin ordusunu kuracak ve genç subaylan egiteceklerdi. îdi Amin böylece İngilizler tarafından subaylığa terfi ettirildi ve bir birliğin başına getirildi. Bir diğer birliğin başında da. İdi Amin'in hayatta belki de en çok nefret ettigi Şabani Opoloto isimli bir Afrikalı bulunuyordu. Uganda bağımsızlığına kavuştuğu zaman Opoloto. ordu komutanlığma, İdi Amin de kendisinin vardımcılığına atandı. İki Afrikalı subay uzun zaman geçinemediler Sonunda Upolo to, devrik başkan Milton übote'ye başvurtıp tdi Amin »ibi .kokııs muş biri» ile çahsamıyacağım bildirdi. Milton übote bu ıkisımn a>nı çatı altında çalışmalarının olanaksızhgını anlayınca. her iki sini de ayırdı. Buna karşılık İdi Amin'i tuttugunu da bellî ediyor ve ona daha çok güvendiğini açık açık söylüyordu. Milton (Jbote dana sonra bu guvendiği ve sevdi&i tdi Amin tarafır.dan aörevınden uzaklaştırıla cak ve Uganda 'dan kaçmak zorunda kalacakü. rüşülmesl gerektigini ifade etmiştik. Bu sorunlann görüşülmesine Atlantik İttifakı ve Japonya katılacaktı. Müttefiklerimiz o zaman bizim bu tezimizi kabul etmediler. Fakat bu yıl Mayıs ayında yapılan Brüksel Zirvesinde Kanada Başbakanı Trudeau aynı fikri ortaya atınca, tüm ortaklar bunu hemen kabul ettiler. SORU Bu gelisimin tnüttefiklerimiz üzerinde ne gibi etkileri olabilir? •KİSSİNGER Önce müttefiklerimiz Amerika'ya her zaman sırtlannı yaslayamıyacaklarını anladılar. Bir noktadan son ra, ABD daha infiratçı (yalnızlık) politikaya dönebilir. Aynca Brüksel'de müttefiklerimiz, ABD'nin banş konusunda ovnayabileeeği önemli rolü de kabul ettiler. SORU Gelecekte ABD için ne förüyorsunuz? • KİSStNGER Yeni bir dünyaya doğru yol alıyoruz. İkin ci Dünya Savaşından sonra ortaya çıkan dünya, 1960ların son lannda sahneden kaybolmaya başladı. Bizim görevimiz, bu yeni dünyada ABD'nin rolünü sap tamaktır. Bugünün dünyası, çok kutuplu bir dünyadır. Komünist blok bölünmüş, Avrupa ile Japonya gelismiş ve azgelişmiş ülkeler ise bilinçlenmiştir. Politik alanda bu kutuplaşmaya kar şı, iktisadî alanda ise işbirligi yapma zonınlugu ortaya çıkmıştır. Yani bir çelişki vardır. Örneği geliştirebilirim. İdeolojik alanda düşmanlık devam etmek tedir. Ama nükleer alanda Sovyetler Birüği ile işbirligi yapmak zonınlu olmuştur. SORU Biraz da detent* (yumuşama) palitikasuıdan söj edelirn. Detente'in aslında Sov. yetler Birliğine yaradığı Iddia ediliyor. Ne dersiniz? • KİSSİNGER Eminim Iri, Moskora'daJU şahinler de ayru şeyi söylüyorlardır. Şu gerçegi unutmayahm: Amerikan halki savaş degil, barış, komunizm degil, anti komünizrn ister. Şimdi sorun, burada dengeyi bulibilmektedir. Dötente aslında kolay olmamıştır. SovyeUer Birliği ile yaptığıınız anlaşmalar iki taraf için de yararlı olmuştur. Detente, Sovyetler Birligi ila bir çatışmayı kontrol edecek araçlardan biridir. Yoksa de"tente güçlü olmamızı ve hareketa geçmemizi engeUemez. SORU Yani detente kurallanna göre bir tarat mahalli biı buhranı istismar edip, kendisine avantaj sağlsyabilir mi? • KİSSİNGER TabU ki hayır. Benim söylemek istediğim şu: Detente'in ilk hedefi iki süper devlet arasjnda bir nükleer savaş tehlikesini ortadan kaldırmaktır. Bunu şimdiye değin başardık. Detente'in diğer bir hedefi de, Orta Avrupa gibi nayati bölgelerde iki süper devlet arasında dolaysız bir çatışma çıkmasım önlemektir. Biz bunu da başardık. Üçüncü hedef, ılımlı bir atmosfere yol açacak bağlar kurmaktır. Dördüncü hedef ise, kusak böl gelerde gerginligi azaltmaktır. Kabul etmeli ki, bu alanda pek olumlu gelişme sağiayamadık. SORU Moskova'nın \ ietnam, Ortadoğu ve Portekiz'deki tutıımu ile detente'i nası] bağdaşttrıyorsunuz? • KÎSSINGER Bu sorunlan ayn ayn inceleyelim. Önce Vietnam buhranını Rusya yaratmadı. Vietnam'ın kendine özgü dinamiği vardı. Ayrıca Sovyetlerin Vietnam'a yaptığı yardım büyük değişiklikler göstermedi. Portekiz'deki olaylar da Moskova'nın yüzünden çıkmadı. Portekiz'in iç dinamiği sonucu çıktı. SORU Ya Ortadoğu? • KİSSİNGER Ben Ortadoğu'da son iki yıl içinde Sovyetler Birliğinin dunununu bizim aieyhimize olarak guçlendirdiğinı sanmıyorum. Bana kalırsa, Ortadoğu'da son iki yıl içinde asıl bizim durumumuz sağlamlaştı. SORU Sovyetler 1972 yılında imzatanan SALT1 (Stnılejık silâhların sınırlandınlması) anlaş nvısına sadık kalıyorlar mı? • KISSİVOKR Bıı o Kadar {armaşıfc Oır konjdnr fcı, anlaşruziıkisnn çıkması Kaçmılmaz(ır. Sovyeller bazı aiani.ırda bizi îaygıiandırtiılar. Bu sorunları jrtak ABD Sovyet Komısyoauna (ıovale ettik. Sooetlerden •ildığımız son cevaplar gerçi tam olarak tatmin ediri defil ama, gene de olumlu yönde.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle