Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
tKÎ CUMHUHÎYET 17 Mayıs 1975 ESARET, sözlüklerda «Güç ya da tehlikeli bir ıse girişmede kişinin kendinde bulundugu guven, yureklilık, göz peklıgi» diye tanımlanıyor. Bu tammlamadan yola çıkarak, son altı yedı yılın, şu çok partill demokrasi denememizdeki gozüpeklikten, daha dogrusu gozü görmezlikten gelen ataklık, isterseniz, saldırganhk olaylarına bir göz atakm. 12 mart öncesi dönemde başlayan, o döneml yaratan, yaratmakta bir araç olarak kullanılan, faşızme elverişli yönetimlerde geml azıya alan bır komando cesareti, daha dogrusu saldırganhğı var ki, bugün çtvlll sopalan, ruhsatsız tabancalan, sustaü bıçaklanyla, gözle goriinür, elle tutulur, polisçe kaynlır, bazı iktidarlarca sırtı sıvazlarur bir varlık olarak toplumsal hayatımızı etkileraektedir. Nerden geliyor bu komando cesareö? Daha dogrusu c«saret nerden gelir? Bir cesaret vardır, umutsuzluktan gelir. Umutsuzluk, yıkılmışlık, son bir atılımla, her şeyi altüst etmeye gbtürebilır insanı. Bel bağladığınız, dünya çdktü çoküyor di yelim. Herşeyini yitinnektesiniz. Ybnetıminiz, yöntemlerinia eskîmiş, kohnemlştır. Ağalık, beylık, paşalılc düzeninde, çalmalar çırpmaların sağladığı nımetlerin sonu gelmektedır, diyelim. Yeru bir dünya, yenl bir düzen sökün etmiştir, ufuktan, yakından. Belirtileri günden güne daha bir artmaktadır. SÖmürü düzeninizin sonu gelmektedir. Halk uyanmaktaâır. H&k hukuk istekleri sarmakta, sarsmaktadır dört bir yanınızı. Bir umutsuzluk bulutu çokmüştur tepenize. Soluk aldırmıyordur size. Bir cesaret gelir size, daha dogrusu bir cesaret aşılarlar size. Vur kır, yak yık, öldür gebert derler, birer pıyon olarak kullanırlar sızi. Yıkıp yakarsınız. Kimin adına, kimin hesabına? Ağâlann, beylerin, para babalarının hesabına. Yağmalanmn sonu geldiğini, ayaklannın altında yerin sarsıldığmı duyan, korkular yılgüar içinde çırpınan, umut C OLAYLAR VE GORUŞLER CESARET DEDIĞIMİZ VedatGÜNYOL suzluğun ölürn soluğunu enselerinde duyanlar hesabına. Size, sız genç yaşlı, okumamış; okunıu.>sa da çarpık okumuş, aldatılmış kandırümış, midesıyle sımsıkı bağlanmış insanlara, haydi yürü derler, kendüerinde olmayan, olamayan bir cesaret dürtüsüyle. Bir korkaklık, bir kalleşlik, bır hayınlık, bir yılgınlık cesaretidir onlann size asıladıklan. Ve siz saldınrsınız, siz gençecik insanlar, sizler gibi gençecik kardeşlerinize, ananızı babanızı, dostunuzu arkadasınızı düşnıan belleyerek. Sizin cesaretinizin temelinde bir korkaklık yattığını nerden bilebüeceksiniz! Yurt gerçeklerine serin kanla, bılinçle bakmasmı, kurdu kuzuyu birbirtnden dürüstçe ayırdetmeslni ögrenmenize fırsat vermemişler, vermezler ki size! Sizin saldırganlığınızın, o umutlannı yitirmış, hinoglu hinlerın umutsuzluklanyla beslendiğini nasıl anlatmalı size? Bir başka cesaret de var ki, umuttan doğar. Güzel yannlara, emeğin, »lın terinin kutsallığına. tasada sevinçte, omuz omuza kardeşçe dostça insanca birbirine kenetlı yaşamamn erdemıne ınanımşların cesaretidir bu. Bu cesaret vurucu Kırıcı, yıkıcı öldürucü degildır. Kımi zaman, bır serin kanlı, bır ortakça direniştır, bır sessiz başkaldırmadır. Gandhi'nin pasıf direnişinde olduğu gıbı. Koca bir sömürgeci gucü, sessiz dırenişıyle dize getiren bir cesarettır bu. Klml zaman, sesli söylevli, mıtingli boykotlu, aklın buyrugunda, bilimin lzlnde, sağduyunun yolunda, çıkarsız, art nıyetsiz, sılâhsız, sopasız bıçaksız bir direniş cesareüdlr bu. Ama nereye kadar gldebilir bu banşçı, bu sessiz direniş cesareti, Silâhlı sopalı bır gozıi dönmüşler sürüsü karşısında? Yakın bır geçmişte, bu umut cesaretini, bır ara yozlaştırdılar, bir sürii satilık kışkırtıcüarla dostlugu, arkadaşlığı, ülküdaşlığı, alttan alta, sınsıce, espıyonca, rezilce kotüye kullanarak! Türkiye, bır süre, umutsuzluktan gelen saldırganlıkla, umuttan doğan cesaret arasında, kanlı çarpışmalara sahne oldu. Görünürde umutsuz luğun saldırısı kazandı savaşı Bu sahte zaîerir sarhoşluğu ıçınde, yenı yeru olaylara pnm verı lıyor nâlâ, adına komando cesareti dıyebıleceğımız bır yılgınlık cesareti üe. Asıl cesaret, kişinın kendinde bulduğu güvene dayanır. Komando cesareti ise neye dayanıyor? Klşinin kendinde değıl, arkasındakı dayınra özel çıkarına dönük durtüsüne. Bır vurkaç, bır saldırkaç, bır sınsıce kaçkaç oyunudur surüyor, sırtlarını devlet guçlerine dayayan, onlardan yuz bulan, buldukça sımaran, aslında zavallı, kimsesız gençlere oynatılan. Bır ucuz cesaret, ceza gbrmeme güvencesinden gelen bir hayınca, bir akılsızca, bır robotça atılganlık kı bu, sormayın! Tannnm günü saldırıyorlar. Devlet, polıs, güvenlık guçlen yok sankı. Yoneticiler gbrmuyorlar, dujTnuyorlar bunları. Yanlış j'oldalar oysa Bu mutsuzluk cesaretının ardında, düşünce karşısına tabancayla. bıçakla çıkanlann, dışa baglı holdınglerle moldınglenn elı kulağındaiu yeni düzenlennden ımlyonluk dıs kıralan alacaklarmı umanların, halka joıkarıdan. hattâ hattâ duşmanca bakan, bakabıler. çırkın politıkacılann, fırsat eldeyken son bır vurgun vurma hevesı, iştâiu yatıyor. Bu heves, bu ıştâh ugruna değıl mi, bır düsman dünyası yaratarak, kardeşi kardese vurdurtan? • tnsan ancak bir insan dünyası yaratarak insanlaşır. diyor H. Lefebvre. Oysa komando cesaretının ardındakilerin dünyası, insanı lnsanlaşmaktan uzaklaştıran, bir düşman dünyasıdır Voltaıre, bir yazısında şoyle den «Tannya ettiğım dua pek kısadır: Tannm düşmanlanmı gülunç duruma düşür.» Bızim şu komando atılganlığı ve düşmanlıgı yaratanlan gözümün önüne getınyorum da, Voltaıre'ın duası sankı onlarda bulmuş etkınlijıni diyesim geliyor. Öylesine gulünç durumdalar çünkü. 11H 3L Lî • Sorumsuzluklar... G ecenlerde televizyonda çocuklarla, büyükler arasmda Wr iorum düzenlenmişti. KUçüklerin çeşltll sornnlan ele alındı, ve bir «r» aornldu; An» baba veya öğratmen, çocuklan dövmeli mi? Bir küçük soruyu yanıtlarken: Dayak, dedl. dayak atanın gfi^özlüfflnü kamtlar. Gerçekten öyledir, ama; bizim toplnmds gflçsuzler pek çok olmah ki Iıer yerde dayağa nfbet edilir. Okul sırabuından başlar bu i?, barakollara dek uzanır. Sıradan yurtt»?larımız, fcSvlülerimiz, işçilerimiz, candarma • polls dayağından sıksık yakınırlar. Arada • sırada gazetelerde ve par> lamentoda ele alınır bu konu .. tnsan haklanndan, demokrasirlen. bukuktan sözaçüır. Ve sonra yine bir unutkanlık sarar her vanı .. Vıllanmı; karakolların tademll komiserleri de babacan bir ttıtum ve umnrsamazhk içinde: Kardeşim, diye dert yanarlar, banca itin uğursuznn ortalığı sardığı bir zamanda, üçbeş pollsle ffivenllği nasü saftlarsm? Dayaği kaldırsan sokakta kimse Btzitn toplnaıda öteden berl geçertldir, dayak, kavga, dalaş, hırlasma. kabadayılık .. Son yıllarda bütün dünyayı da bir şiddet dalgası sardı. Sinemalara baksan. tekvando, karate, \UT, kır .. Komandolar her vana saldınnakta... Parlamentoda kıran kırana çatışmalart az mı sevrettik! Dayaği, sürekli bir işkence sanatı bicimine dönflsttirüp, dzel asullerle ve uzmanlar elivle, gözleri bafflı. elleri ayaklan zınrirli avdıtılara, yazarlara, hilim adamlarına u>gulamak 12 Mart'tan sonra dofal sayıldı. Ve iste bu ortamda Basbakanlıea dek tırmandı saldır.canlık Hasta kafalının biri, Sülevman Beyin bnrun kemlpini kırdı. Olayın çok çirkin olriueunda hiç kuşkıı yok. Kaba kunet insanhğa aykırı bir vöntemdir. Herkes bu noktada birleşip Süleyman Beye reva görülen saldır;anlıçn kınadı; demokruiye, özçürlüğe, insan sevgisine dönük sözler soylendi. Yalnız bu arada bizin dikkatimizl çeken blrkaç nnkta var. Süleyman Beye saldırao akıl hastası şencin babası, devlete kırk yıl hizmet etmiş öğretmen demiş ki: « Ben olayı radyodan ö£rendim, nere nğradı.sımı şaşırdım! Aslında ben Demirel'i çok severim. Ona \umruk atan oğlumdan adalet hesap soracak. Peki. oelumu Ba$bakanlıkta tekmeyle döven Bakanlar'dan kitn hesap soracak? Milleti >öneten ve temsil eden kişilerin bu hareketlni biz kime şikâyet edelim?» Gerçekten de Süieyman Beye saldıran akıl hastası eencin Başbakanlıkta kıvasıv» dinüldüçimü, kasıklarına vurulan tekmelerle perişan edildiğini ve bu işi Bakanların >aptıçını gazetelerde okuduk. Kuskusuz böyle zamanlarda insanlar dengelerini yitirebilirler, öfkeye kapılırlar. Ama kırk milyonluk bir toplumu yönetmekle görevli kişilerden en zor dakikalarda biie soğukkanlılıklarını korumaları beklenir. iann, öbürgün; degil bövle olavlarda; savaş ve banş önünde müvonlarca kişinin yaşamını ilçilendirecek kararları bu Bakanlar verecektir Şimdi bazı kişiler diyebilirler ki: Canım bunun sırası mi? ÜlkeW bfrbiıine katacak bir çirkin saldrrıyı yapan dengesizin canı cehenneme .. Hayır! Bu konuda önemli olan, saldırganın kişiliçi decil'lir. Bundan bir süre önce Inçiliz Basbakanı bir «enç kız tarafından tokatlanmıstı. Soğukkanlılıçını hiç bozmadı. Ve kız adalete teslim edildi. Bizimkiler ise bir yandan saldır(taııı tekmelerle çiğnediler; bir yandan CHP'ye saldırmak için olayı sömürdüler. Ülkede kaba knvvet kol eezerken, ışkencc \e saldın her yanda yoeunlasırkrn sesi çıkmamıs bir sürü kuruluşun >öneticisi de, Süieyman Demirel saldırıya ujravınca, hukuk, hak, demokrasi, insan sevgisi adına konuşnıaya başladılar. Blz de Demlrel'e «jçeçmiş olsıın» dlyonız. Dtlfyelim kl bu çirkin olay bir dönüm noktası olur; ve şiddet, zorbalık, kaba kuvvet karşısında bütün toplum çüçlfri blrleşir, iç barış ve kardcşliğin tohnmlan atılır. Ne yazık ki, ban çevreler böyle davranacaklanna Sülc\man Beye yapıian saldınyı fırsat bilip topluma yeni düşmanlıklann tohumlarııu serpmek için yarışa çıkıyorlar. Nereye dek vanr bu Işin sonu bilinemez. Bilinen, siyasal iktidar çevrelerine mamış kişilerin yuvalandığıdır. sorumlulokla tanış EŞİTLÎK OLMAYINCA.. OKTAY AKBAL Evet Hayır GÜNÜN KÎTAPLARI «Barış özgürlük, kardeşlik Istiyoruz diyorlar, ama eşitlık istiyoruz diyen yok. dedi o esmer çocuk TV'deki forumu seyrederken irkildim birden. Arkası gelecekti bu sözlerin, on beş on altı yaşlanndakl öğrenci bu sözlerle ne demek istedığlni açıklayacaktı. <Burda, mutlu azmhktan genç arkadaşlar . » diye başlamıştı. Ybnetici kesti, «Bu konular görüşüldü, siz dlnlemediniz gahba» gibilerden bir şeyler soyledı. Hep boyledir zaten, o kadar eleştirilen, yerilen TV programlannda gerçekler hiç bir zaman «Tam. olarak dile getırilemez. Tam konuya parmak basılır, tam yara deşilir, tam sorun orta ya çıkar, tam çözüm yollannın ne oldugu üzerinde durulur, yönetici her kimse, sbzü keser, ya da başka soru sorar. Kaç kez boyle oldu. Sonra, Bakın solcular da geldi, konustu. sağcüar da« denilir. Oysa solcu dedikleri kişıler hıç bir zaman aözlerini geregı glbi söyleyememişlerdir! Banş iyi bir şey, hep istenir. KardeşUk, o da öyle. Özgürlük hepsinden degerli. Birbirini tamamlar bunlar. Bir de eşitlik var. Nasıl şey o peki? Nıye kimse ona yaklaşmak istemiyor? Kardeşiz, bans içindeyız, özgurüz, ama eşıt degilsek bunlann hiç bıri yoktur! Hayır, belkı vardır, ama bır azınlık için vardır bütün bu özellikler. Eşitlik, yasalar karşısında ayrıcalıksız olmak diye tanımlanabılir. Yasa önünde Çöpçü de birdir, fabrikat^r de, çöpçünıln oğlu da fabnkatdrün oğlu da . Öyle midır? Kâğıt üzerinde öyledır. Ya gerçekte? Eşitlik herşeyden önce bir iktısat sorunudur. Zenginle yoksul arasmda eşitlik yoktur, hiç bir zaman da olamaz. J.J. Rousseau da, eşitlik olmadan özgürlügun var olmayacağı kanısındadır. tktisadi eşitligin kurulmadığı ülkelerde ozgurlügun varlığı gbrecedir, bir aldatmacadır. Bu yüzden Eşıtlık» hep özlemi çekilen, ama bir türlü tam olarak gerçekleştirilemeyen bır kavramdır. Düş dememek için, kavram dıyorum. Bir toplumda yaşayan tüm insanlann yaşama koşulları az çok birbirine uygun duruma getirilmeli, butün çocuklar okuma, yetişme olanaklarına kavuşturulmah, herkes yarınmdan güvenli olmalı, yepyeni bir insanlık anlayışı eğemen olmah, ki iktisadi eşitlik, yani yemede, içmede, barınmada, giyimde kusamda, dünyanın tadlarını duymada, eşitlik geregi gibi var olabilsin.. Herkes biliyor ki boyle bir durum dunyanın ister kapitalist, ister marksiat ülkelerinde özlendigi gibi, düşlendigi gibi yoktur... Gustave Thibon «Sınıf sorunu ve eşitligi» adlı yapıtında ?öyle diyor: «Kardeşlıktir eşitligin baş düşmanı». Bu sSzl» TV forumuna katılan o gencin söyledikleri, daha doğrusu söylemeye çalıştıklan birbirine yakındır. Havada kalan bir sözdur kardeşlik. «Gel kardeşim elini ver bana» diye şarkılar söylemekle eşitlik kurulamıyor. Hepimiz kardeşiz diye nice bagırsak da! Kardeşiz, özgurüz, banş içindeyiz, ama sen kendi çevrendesin, kendi dünyandasın, kendi yoksullugunla başbaşasın! öğrenim görmek için Avrupalara gıdemezsin, özel okullarda okuyamazsm, parah kurslarda eğitilemezsin, iş ararken yüzüne kapüar kapatuır, aym değerde, yetenekte kişilerden biri daha çok kazanır, biri daha az. Bütün bunlar sıntfsal sorunlardır. Ecevit bunun için «Ne ezen ne ezilen» diyordu seçim konuşmalarında. Bir yanda ezip üste çıkanlar, bir yanda ezilip altta kalanlar oldukça, bir toplum da, daha açıgı bir dünyada, ne barış, ne kardeşlik, ne özgürlük vardır. Belirli toplum katlan, belirli kişiler yararlanırlar bunlardan. Bencilce mutluluklarmı sürdürürler, herkese eşit olarak dağıtılmayan bir mutluluktan yalnız onlar alırlar paylanm... Forum'da konuşmak isteyen onbeş onaltı yaşlanndaki genç öğrenci için özgürlük, eşitlik, banş eşitliktir, kardeşlik eşitliktir. Saçını uzatmış, bıyık bırakmış, sakalını kesmemiş, geceleri kızlarla dolasma hakkı kazanmış gençler bu toplumun içinde bir mutlu azınlıktır! Ama karnını doyurmak, okuyabilmek, bir İş sahibi olmak, bu yaşamdan azıcık da olsa mutluluk payım elde etmek çabasmdaki gençler İse milyonlarla... Çok kısa konuştu o genç, konusturulmadı, susturuldu. «Eşitlik istiyoruz» diyen cyok» demişti. Ahlâb ahlâk diye tartışanlann, ahlâkı dinde, ya da din dışı bir takım felsefe ilkelerinde arayanlann duymadiklan, duymak istemedikleri bir sözdU, bir istekdi bu; eşitlik .. Yaşamada, yetişmede, mutluluk payım elde etmede eşit ohnak... «Ateş» adlı romaniyle ün kazanmış Fransız toplumcu yazan Henri Barbusse'ün bir sözü herşeyi anlatıyor açık açık: «Özgürlük ve kardeşim birer sozcüktür, oysa eşitlik elle tutulur bır şeydir » NAZIM 1 «YOksefc geriHmtJMOkemmef T Edebıyat çevremızın bekledıği kıtap AHMET HAMDİ TANPINAR'm BASIM adlı esen ilk defa yayınlandı Fi.\atı: 20. TL. Butun kıtapçılarda Isteme adresi: Ünıversıteli'er Kıtabe\1 Bozdogan Kemer Cad. 43/A Bevazıt tstanbui MAHUR BESTE Mahmut Goloğlu Devrimler İomatizmavef jve Tepkilerij [ireçlenmeden W Turhan Kitabevi Kocabeyoğlu pasajı Kızılay Ankara KOgA Dr BHenninger ^gİDr.SAdter KURTULUN # DOKTORUNUZUN SÖYLEYECEĞlHERŞEt' BU KITAPTA! Plr83fi...DoQBotes..^KTI!... Genel Dağıtım BATE5 TÜRKİYE İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI SUNAR TLYFİK FİKREÎ guney ^•yayınları GÜNCYPkMVAYINLAm •atunj'ct w*.2 B»y»9>utSTAWUL CE.DA UtanbHİ'.itmtr Bütün Mtapçılarda ve îş Bankası Şubelerinde. Genel Dağıtım:' ATEŞ Bayilik Teşhilâft A. Ş., Cagaloyl îst. HAVA KOMPRESÖRÜ SATIN ALINACAKTIR Müessesemizin Dıtiyacı için bir adet dizel motorlu seyyar hava. kompresörü satın alınacaktır. Kompresöriin iki adet tabanca çalıştıracak kapasitede ve 6 atü hava basınçlı olması ve hava soğutmalı tertibatının bulunması tercih sebebi olacaktır. Taliplerin kapalı teklif fijatlannı kataloğlarile birlikte 23.5.1975 gününe kadar Müessesemize göndermeleri gerekmektedir. Müessesemiz bahis konusu hava kompresörünü satın alıp, almamakta veya dilediginden almakta serbesttir. mUGZELR Ruh çagırmarHipnotizma Parapsikolojî,Telepati ve Falcılıçjın karanlık dünyasına girmek için gerekli TEK KİTAP! WERNER*KELLER • E YAYINLARI, GENEL DiZi: 125, ROMAN,30 LİRA. Orhan Hançerlioğlu SÜMERBANK BOZÜYÜK SERAÖIİK SANAYÖ MÜESSESESİ (Basın: 1565S3893) ADALET BAKANLIĞINDAN MÜNHAL NOTERLİK 1974 yılı gayrisafl geliri 134.001 lira 14 kurus olan üçuncü smıf Susurluk Noterligi münhaldir. 1512 Sayüı Noterlik Kanununun 22 ve müteakip maddeleri gereğince Üçüncü Sınıf Noterlerden veya noterlik belgesı sahıplerinden, bu noterliğe atanmaya istekli olanların ılân Urihinden itibaren bir ay içinde Bakanlıgımıza veya bulunduklan yer Cumhuriyet Savcılıklarına baş\oırmaları lâzundır. Posta ile doğrudan doğruya Bakanlığa gönderilmiş olan dilekçeler, başvurma süresi içinde Bakanlığa gelmediği takdirde atama işleminde nazara alınmaz. Ilân olunur. (Basın: 15860/3896) DinlerMezheplerTarikatlerEfsâneler Bttyttk Fikir Kitapları Dizisi Fiyatı 75 lira REMZİ KİTABEVİ c = INANC SOZLUGU GÖRÜŞLERİNÎN ELEŞTİRÎSİ F.V.IQW«TANTINOV M.I.SLADKOVSKI •MAO'CU FELSEFENtN ÖZÜ »PBOLETER ENTERNASYONALtZMİ MASKESİ ALTINDA BÜYÜK HAN ŞOVENİZMİ VE HEGEMONYACILIK»PKOLETER DEVRİMİ.SAVAŞ VE BARIŞ SORÜNLARINDAMARKSÇI VE MAO'CU GORUŞLER ARASINDAKİ ZITLIK«MARKSÇILIĞIN VE M.\O'CULUGUN DEVLET VE PROLETARYA İKTİDARISORyNLARI KARŞIı SINDAKİTAVIRLARI^MAO'CUGÖRÜŞE GORE SOSYAL ı YAPININVE SINIF MÜCADELESİNIN E\TIEMİ »MAO'CULUĞUN TEORİ VE PRATİĞİNDE POLITİKA VE EKONOMİİLİŞKİSt»"BÜYÜKPROLETER KÜLTÜR ' DEVRİMİ" YA DA DÜNYA KÜLTÜRÜNE SALDIRI KOZA yılın şiir kitabı HİLMİ YAVUZ BEDREDDİN ÜZERİNE şflRLER KONUK YAYINLARI PK749İS1ANBUL