Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
DÖKT CUMHURİYET 14 Mayıs 1975 PtfkjDA.^^" V ,'IÂHİ MÎlÇTAHİrt!,,. MEDİHBu YAHü?1.! YMıiAf* ç(jcı talfVEMÎ MA^/Û X>EPı&(N I TfUHDE " bijtl KlODAfıLAKANlA .. OLMAl RAZÎYE Yazan: Melih Cevdet ANDAY Olaylı Yıllar ve Gençlik Harun KARADENİZ ÖZET Başından Rcçen b!r aşk övküsijmi anlatacafıni sovleven çcııç adam. açıkça bildirmedijri bir nedenden otürü Istanbui'dan. annesinin \anından avrüıp, (runev kıvılarındaki hir kovde oturmakta oldujunu ancak mfktuplanndan bildiği, annestnin davmının fvınp kontık çelmektedır Ne stire kalacaipnı bılmivor orada. Zamamnı rrsım rapmakla gfçirmevi kurmor. Ilk kez rorriuını bu kovr, kasabadan minibusle gelmiştir. Zeytin ve çam ağaçlarının arasında. drnlz kiMsındaki cve doçru mnırkcn. sıcak ve v<<Ü7.lik en hs«ta dikkatini çekmi<rtir. Kovun dihinde olan evi görünct, bir aiacın altına oturup rörnnumu ıneelıvor. Koye ücyiız metrc uzaklıktaki ev gelfp c<*ç?nı haktıracak bir acalplıktedır. Tepe^inde kirmızılı kara bir hamık asılıdır. Genç adanı burada diinva bajpnın sadece dayısı olacagını dfişunuvor. tki katlı evin bahçrsinde, odun \armakta olan sakallı yaslı davn fle karsılastvor. Grnç rerçi habersiz çelmiştir, ama davısının onıı beklrdtt* anlasılmaktadır. Geli* nedcni uzrrinde cene durulmaz. Ama penç adam. dan^ina orada kalmasında bir sakınca olup olmadığını sorar. Dansı buna kızar. «Utanmıvor musun"» der ona. Vetmış üç vaşlarında, ama puçlu kuv\etli bir adamdır Gerçekt*' a*ıt davısı drtHl, anneannrsının ana baba bir oitnavan karrirMdir. Dayı, vetenine, onun bnrava zafivet peçjrdtji için dinienmcve Reldipini sövleveceklerini trmbih edrr tklsl eve firfrlerkrn pıerditrn başmda çok jenç \ç çok RUZCI bir kız gnnımir. Davı olan «kızım» dive tamftınr, M»nra da >efenine onu evlât edinmlş olduğunu anlatır . Yemefcten once balkonda otunırlar. Siyasal iktidarı Ata'ya ve halka şikayet yürüyüşü 30 ekim 1968'de Samsun'da basladı, Mamak'ta dağıldı 1068 /ılmın onemh ogrenrı cv lemlennden bırı de Samsun Ankars yurüyustidiır Bu yuruyus ozellıkle amacı açısındao onemle u?ennde durulması ge. eken bir eylemdfr 30 ekım 1968'de Samsun Va turk anıtmın önünde baslsvnn yurui'usun 10 kasım 1968'de Anıt Kabır'de bıtırılmesı kara' laştınlmıştı. Yuruyüsun açıklanan amacı yol bojimdaki ıl \s ılcelerde Mustafa Kemal ıdealk1 nnı anlatmak boylece Ata vı .Di namık Dir şekılde anmak» ve bır de «Sıvasi ıktıdan Ata'va ve haı ka şıkavetan Yurüvuş ancak R kasım tarıhıne kadar surdu 8 kasımda Ma ma< vakmlannda vuruyuşçu>r arasmda anlssmaTİık çıktı B J çatışmada tarafiardan bırı de Kadrı Kaplan dı Catışmsnın konusu ıse Ankara içmde vurj vusun nasıl devam edeceğı \e hangı sloganlann kııllanılıp, kul lanılmayacagı ıdı Ank;>ra ıçı.ıde sadece «Knhrolsun Demırel» s'.o ?fnı kullanılsın ıstenıvordu Ve ozellıkle «Kahrolsun Amrıka» denAferftesı • ı*VrffvoAlu Tar tısma t«aeb ve vnr»tvu«v>n o'ar'^ dağılması uygun bıılundu VM'TIvuşun bu bıçımde bıtırumesı J a ha da «Gunün ^prtlsnndakı <\urum gereğı» olarak sçıklanacaktı Bır süre sonra bu yuruyüş b:zzat yurüyenler tarafından da s'»z konusu edılmeyeeek ve sankı boyle bır ış olmamış gıbı hir ta vır takınılacîiktı Bıı TorOvuş esa«ta Dev Guç tarafm''nn d i7m lenmış ve başta ılk «AIDDocıler dıyebılecefimiz DÖB'luler obna': ıızere DEVGENÇ tarsfınd^n gerçeklestınlmıştır Dev Guç'un kurulusundai vmra bız «NATO'ya Havır» lıaîf. ,ı du/enlemıştık Butun hafta bovunca Dev^înç'den ses ç'knıamıştı. DevGuç'un eylem çiz^1c=i 27 Mayıs ve Atatürk ılkelerı ıdı ve son tahlılde 27 Mayıs benz^n bır darbeyle iktıdara el koynı&ktı 27 Mavns 1961 Anavasasır.ı getirmekle ıleri bir eylem >aomıştı, fakat Türkıye'yı sosya'zme goturecek yol, Dev Guç faraftarlarının ıddıa ettıklerı gıoi 27 Mavıs benzen bır darbeden değıl, gcniş kıtlelenn deste^ınden geçıvordu Samsun • Ankara yuruyuşJ de DevGuç tarafından bır cunta çağnsı olarak planlanmıştı Fakat tutmadt dagıldı Bu taııhten sonra ıse artık Dev Ot^'Un ortalardan sılındıgını goruvoruz Daha dogrusu artık pek bır \ar lık gosteremeyecek, onun veıre Dev Genç duruma hâkım olarak ben?er bır çızgı ızlevecek+ı Beşincl senfomnin sonu gelmlşti, biz yuka rıva vardıgımızda Çepe çevre dıreklı taraçanın yer tahtaları ar once gıcır gıcır yıkanmıştı, ver ver ıslaklıklar goz« çarpıyordu Merdıvenın kar şısına duşen odanın o anda kaç oda olduğuna bılemezdım evde genış ve nerdeyse yerle bir psncerelennde renklı perdeler vardı Içensının de taraça doşemesı gıbı tertemız oldugu IIK ba taşta anıaşılıyordu Duvarlarda resımler go?e çarpıvordu ama eşya bakımından nerdevse bir şey yok gıbij'dı Tahta dolduruyordu gozü hep. Dayım merdıven başında ayakkabılannı çı kannca ben de oyle yaptım Tahtalara ccanla basmak hoşuma gıtü. Balkonda pencere onlerıne yer mınderlen doşenmıştı. Bunlann u^tle rı renkil örtulerle kapuydı. Doğrusu peraeler dekı, dıreklerdeKi ve bu ortulerdefcı fenk «>kluğü, alacabulacalık bens ılk başıa yadırgatnıadı defcıl Gkjzlerı yonıcu bir gorunumdü bu He le bunların ıçınde kırmızınm çokluğu, buraaa kı keskın aydınhkla bırleşınce ınsanda gozl°rı nı kapamak ısteğını uyandıryordu (Oysa ben sonraları yaptıgım resımierde de kullandım \ır mızıyı bol bol ı Butun bu renkler bır herraı menekşe tarhı gıbı sadece oyalayıcı \e gerçek te geçıcı bır ızlenım bırakıyordu. Dayım Şuracıkta oturuverelım . dıverek penceTe onundekı mındere çoktü elıvle yanındakı vere vurarak benı çağırdı Boya kutu mu ayakkabılarımm yanına bırakarak dayımm gosterdığı yere oturdum, sırtıım tahta duvara dayadım. Dajim: Çıkar ceketınl, burası sıcaktır, dedi Dedığını yaptım, ceketımı yanıma bıraktım. O hep oyle çıplaktı. Denn denn soluyordu bur nundan ve bana hıç balonıyordu, sıcagı ufleyerek dağıtmak ıstıyordu sankı Gerçefi aranırsa, burada oturan bınnln, önünde serilı duran gorünumü bırakarak yanm daM ile ılgılenmesı olacak ışlerden değüdı Bır yanda, kızıi çam ormamnın ıçınde, denızden ha îıf bır bayırla yukselen tepede, ormancılann yapılan görünuyor, ote yandan yoğun portakal, lımon nar bahçelerinm arasında ıkl katU, ahşap, balkonlu koy evlennın damlan yükselıvor du Korfezın karşısındakı dağ, kuluçka bır tavuk gıbı yatmıştı bu görünumün ustüne, rahat sız edılmek ıstemıyordu. Sessızlıjhn boylesıne canlısım, ınsanı içıne kapajan değıl, dışarı alanını, onu tek ıken bır ÇOK edenmı ve yanı başımda oturan dayımm sa kallarındakı ter damlalannı kurutan sıcak cıbı, bır mtebkten başka nıtelığe geçırenını bılmezdım hıç. Ikısı de, sessızlık ve sıcak, bır asa cın gormuş geçiTnıshgını jaşlanmak ve vasa mak >okmuşçasır>a msan kanmın denn koklenr.e aşılıjordu Yenılığı ve eskılığı yok edıvor du Ve da>nm sıcaktan ve nerdıvenden ve balt* ıle agaç varmaktan geldığı besbellı, fakat <;e ruvenler ıçınde geçmış yaşamının hızlı temposunu hep canlı tutmak ıstermışçesıne solujup dumvordu Gün bo^una jTiksehrken taraçanın golgelı bolumu de onumuzden ılen kaııyordu. Dayım Kızım, dıve seslendı ıçerl Ve ba$k3 bır şey soylemedı. îlerleven jolge ile bırlıkte bız ds avak'anmızı uzatmıstık Ne kadar çabuk1 Davımm kıza cnumuzcle alçak bır masa. onun ustune de bi1" tepsı ko\du Tepvde bır şışe şarap, ıkı bardak. ıkı kaşık ve tepeleme nar tanesı dolu bır tabak vardı Dayım şarabı bardaklarımua doldurdu, kendı barda ğını alıp° Hadı hoş geldın dedı ve ıçtı. Ben de Hoş bulduK, dedım, ıçtım. Beyaz şarap soğuktu Dayımm kızı ıçerl gıtmıstı yıne ve ben onun adını nasıl olup da unuttuğumu ve nıçm bılmedığımı çunku çok eskıden bıldığımı düşunüp şaşıyordum. GerçeTcte «İayımın benım adımı bıhp bılmedıgı de gftı Uır TtoflOydu Onda anlamını yıtınmş kavramlardı ınsana yakmlık gostermek ya da u zak durmak, dıyelım kı bana ojle gelıyordu. onun bende uyandırdığı kanı bu Karşılaması ve yanımda oturup soluması ne yakınlığın, ne de urak duruşun ışaretlerlydı. Annemı bıle sormamıştı pek sadece buraya geldıgımden haben olup olmadığını merak etmıştı Bi7lerı gormedıği uzun sure içmde neler geçtığını bğrenmevı gerekseıtuyordu, çunkü o bılırdı, ogrenecegı bır şey yoktu. Bana ojle gehvordu ki, o gun, belkı de o an beyaz şarabı bıtırdıkten sonra kalkıp gıdebdır ve benı damı bayraklı, taraça dıreklerı çeşıt çeşıt renklı, kırmızı or^ulerın sınır bozucu bolluğu ıçındeki bu alt katı açık e\de . evlat edındıgl kızla bırakırdı Sonra kım oılır ne zaman sonra karsılaştıgımızda ıse ne e\ı sorardı, ne kızı. Ya da bana oyle gelıyordu. Dayım aklımdan geçenlert sezmiş, ya da aklımdan mutlaka kızının adının ne oldugu geçmesi gerekrmş gıbı: Adı n e ' diye sordu Ben o sırada şarabunı içiyordum bardağımı agzımdan çekıp: Kımın' dedim. Dayım . Kiınin olacak, kızın, dedi Sankı benı sınıımıyormuş da gerçekten onun adını oğrenmek ıstıyor. Sonra kendı soyledı Vedıa, dedi. Ve ben ona ınanmamışım da, bu yuzden onu kızdırmışun gıbı hışımla yuztıme bakarak: 0 Ne o, dedı, inanmadın mı Bılmıjor mujdun'' Havır davı, dedun, neden inanmaya1 vım" Bıîıyorum elbet Bılıyorum da . Evet, aradan zaman geçtığı içın, dıye ke^tı benırn sozumu aradan raman geçtığı ıçın unutmuç olabılırsın. (DEVA.MI VAKJ Arabası yakılan ABD Elçisi geri almıyor DOLMABAHÇE RIHTIMINDA BAZl AMERiKALILAR DENiZE ATILMIŞ. BU ARADA MERKEZ KOMUTANI OMUZLARA ALINARAK ORDU LEHiNE GÖSTERi YAPILMIŞTI. lanılacaktı B K ıse daha onceden bır oudınm yaparak Gumuşsu yundan Dolmabahçe ye ve Dolma bahçe den Taksım'e bır yurujnjş pıanlamıştık Fakat Valılık Dol mabahçe'ye ınmemızı yasakladı ve Dolmabahçeye ınmemız halınde Dolıs zoruyla dsğıtılacağımız bıldırıMı Yurt baskınından sonra o^ten^uerde oellı bır yılgınlık go ruyorduk Bu nedenle venı bır çatışma olsun ıstemıyorduk. Çunku çatışma çıkınca Fılo Olayı ortadan sınnıvor ve gerıje sadece çau?m« naoerlert kaiıyordu. Istanbul Unuersıtesınde etkın olan DOB'lu arkadaşlar ve dıger «MDD» cılerle ılk deta Dolmabah çe yuruyuşunde tam ayıı duştuk. Bu arnadaşıar ıle bızım farkımız şu noktada belirıyorclu Onlar bır potansıyel bulaular mı derhal en seıt ejlerae jonelıvorlardı, bız ıse hareketı olçulu yapalım ıstıyorduk Onlar, her potansıjelı bır çatısmaya surukleyerek kullanıjorlar \e bunun sonucu olarak zaman zaman ogrencıden buyuK des tek gordüklen halde zaman zaman vapayalnız kalıyorlardı Bız ıse potansıyele gore değıl, genel pl u na gore çatışmava jonelık olmayan bır bıçımde eylem planlıvorduk ve bunun sonucu lutle ıle bağımız süreklı ıdı. Onlann çatışmava yonelık tavırıarının en onemlı kaynagı ıse ıcDevrımcı bır cunta» (') umudu oluvordu Onlara gore her fırsatta polısle çatışma çıkacak ve «as ker, sıul, aydın zumre» iktıdara el kojacaktı. Nıtekım 27 ma>ıs ta boyle oımuştu Bız ıse sureklı olarak cuntayı ve cuntacılığı reddedıyorduk Işte butun bunlar, Dolmabahçe joırüyuşu sırasında ters duşraemızı getirdı. Yurujoış yapılacagj gun, Gumüş suvu jurdu onunae toplandiK. Kalabalıgımız Yedıyuz ıle bın arasında. Bız çatışma çıisın iste mıyoruz, onlar her zamankı gıbı çatışmadan yanalar Kalabalıgın çogu ITU'lu oldugu ıçın onlar pek bıza bır kenara atıp yuruyemıvo'lir Yoksa Mustafa Gurkan Iıları surekU aiıtasyon yapıyor ve üeınen vjrumnesını ıstıyor Bız ıse vuruyuşü bekletıyoruz. Bütun amacımız ogrencılerın ezılecefı yenı bır çatışma çıkmasın. Çunku bır çatışma çıkar ve ogrencüer ezılır, bır kaç kışi olürse bızım örgutler çevresınde pek kımse kalmaz Çunku çevremızde sosya» lıst bır partının profesyonel mılitanlan yok. Çevremızdekoler sol üuşuiıcevı beıumsemış, son tahlu de kuçuk burjuva gençler. Var olan potansıvelı bir anda harcamak kolay Fakat bu ısın sonrası da var. Bız yuruyuşu gecıktırirken çatışmayı ooıemesı ıçın Merkez Komutanına başvurduk. Polısm tutamunu gordukten sonra, çatışma onlensın dıye aklımıza gelen her yola baş vuruyoruz. Merkez Komutanıvla bızzat ben konuştum Öğrencı Bırlığı çok dolu olau^u ıçn Mersez Komutanıyla goı uşmemızı Asevıntn telefonundan yapıyorduk Bır gnıp ar.<a cıas oraaa durumu değerlendın vor \e bır jandan da Merkez Komutanından telefon beklıyorduk. Bııaz zaman geçmıştı kı, bır haber geldı. «Hevecan çok arttı Mustafa fılan da sureklı ajıtasyon yapıjor. Artık kalabalıgı durdurmak unkânsız > Bır oneri geldı ortaya. «önce Taksım e yuruvelım, laman kazanırız » Ben kalktım ve topluVuğun önune geçerek Taksım'e yurunece ğını soyledım Ve Taksim'a yurudük. Taksım ^nıtında vanılan konuşmalardan sonra ben ve bır kaç arkadaş daba toplantımn bıt tıgını vurda donuleceğını sovledık Bu toptantıda FKF adma Osman S Arolat ve FKF genel yorıetiro kurulu üyesi ve Orman Fakultesl Talebe Cemiyeti Başkanı Faiıri Arai konusmuştu. Kalabalık kitle geri dbndu ve Gumiışsuyu yurdu onüne gelındı. Bız orgıit yonetıcileri aşaşı inılmemesını belırterek el ele tutuşarak toplulugun vurda gırmesını ıstedık Ve «Bız orgut temsılcılerı olarak aşağı inılmemesını ıstijoruz. dedık Bız bır grup yuruyup yurda gırdık, riıger gnıp ıse aşagı dog ru yurudu ABD BUyükelçıhgine Kommer tayın edıldı O yıllarda Amerıka'nm Vıetnam'dakı durumu pek ıyi ye gnmiyordu. Amerıka'nın Vıetnam'dan çekilmesi soz konusu oluyordu Dıinjra üzennde ıse Vıetnam'dan sonra en hareketiı bolge Ortadogu ıdı Amenka'nm Vıetnam'dan çekilmesi halınde sılah tuketımım heneı alanrta vapa cağı sorulduğunda, venlen cevap kiye'deki 1960 sonrası fıkir akımlarına .gençlıgm geUşımıne paralel olarak sola kaymış ve ABD alevhıne tavır almıştı. Öğrencı orgutlennm büyuk çogunluğunun vonetımınde ozellıkle son yıllarda sosvalıstler vardı Kommer'ın ünıversıteye gelişı protesto gostenlerıne neden oldu. Gosterıler sırasında Kommer'ın arabası yakıldı Bu araba yakma olayı sert bır protesto blçımı oiması açKindan onemlıdır. 1960 sonrası ögrencı protestolannın en serti yunalama bıçımındeyken bu olayda elçının arabasını vakmaya varmıştır . Kommer'ın Istanbul'a geleceği habennl duvmamız iızerıne bız de derhal harekete geçtık ve 17 ocak 1919 gunU Maçka Teknık Okulunda bır basın toplantısı du zenledık. Kommer'ın elçl gonderılmesını sert bır dılle protp<;to ettikten başka, gerı alınmasmı talep ettık. Bu toplantımn sonuna<i kalabalık bır ogrencı gnıbu tarafından daha onceden orgut başkanlarının bılgısı dahıhnde hazırlanan bır Amenkan bajragı ve Kommer'ın resmi üzerıne gaz dokulerek yakıldı. Ankara'da araba yakmak ve Istanbul'da bayrak yakma olayı basında genış olçüde yansıdı Maçka'da vakılan Amenkan bayragı. Turkıye'de yakılan ilk Amenkan bayragıdır. Bu olaydan sonra bır çok olayda ABD bayragı yakılacaktı. Kommer'e karşı protestolar bir sure daha devam ettı ve Kommer elçıükten (jeri alındı ve protestolar bıttı Bu protestolarla ügıli her olay içın dâva açıldı ve takıbat yapıldı fakat Kommer gen aUndığı ıçın protestolar etkılı olmuştu. • 6 FÎLONUN GELÎŞÎNÎ PROTESTO NEDENÎYLE DÜZENLEDÎĞtMÎZ YÜRÜYÜŞTE DOLMABAHÇEYE ÎNÎLMESÎNÎ VÎLÂYET YASAKLAMIŞTI. 1960 SONRASI ÖĞRENCİ PROTESTOLARI YUHALAMA BİÇIMÎNDEYKEN BÜYÜKELÇİNÎN ARABASININ YAKILI ŞI, EN SERT PROTESTO OLDU. • Ben Dolmabahçe've Inmedim. Orada olanları sonraden bğrendım. Bızımle telefon goruşmesi vapan merkez komutanı kalkıp b\77at Dolmabahçe'ye gelmış Va U ıle konuşmuş mu, konuşmamış mı 7 Halen bılmıyorum Ancak o gun polıs olaya mudahale etmıyor ve ogrencı arkadaşlarda bazı Amenkalıları tartalclıyorlar, bır arabayı ve ban Amenkan er lerinı denıze atıyorlar ve orada duruma haklm oluyorlar bır sure ve sonra dağılıyorlar. Bu arada merkez komutanmı omuzlara alıyor ve ordu lehıne gosten yapıyorlar. Dolmabahçe'de bızım tahmın et tığımız sert çatışma olnıamıştı. Ustelık Amenkan erleri denıze atılmışö. Sonuçtan bız de tnem nundult. Fakat bu sonuç merkez komutanı oraya geldığı için dog tnuştu O gunden sonra özellikle ben cMDD>cılenn boy hedefı olmuştum. 23 temmuz'da çıkan 36 sayiti «Turk Solu»ndan başlamak uzere, yukarkı olay nedenıyle sureklı saldıracaklardı. Gerçekte sebep yukarki olay değıldı. Cun ta getinci çatışmalara karşı çıkış ve sonu cuntaya yönelık olarak ortaya çıkan «MDD»ye evet demeyışım surekli saldınlann ger çek nedenıydı. Yoksa yıllar yılı jTiruyen ve teendınce bırşeyler j apmak uzere çabalayan bana kar şı sadece yukarkı olaydan oturu «Oportunıst pasıfıst» denmezdı. lar arasında Ortadogu başta gelıyordu. îste boyle bır donemde eskiden Vıetnam'da gorev almış ve «pasıfıkasyon uzmanı» olarak tanınan Kommer Turkıye've Buyük elçı olarak atanıyordu Kommer' ın gelışıvle olaylar başladı Amenkan yardımıyla kurulan ve Amenkan sıstemıne gore oğre tım vapan ODTU Kommer'ın ılk zıyaret ettıgı yerlerden bın oldu. Her ne kadar Amenkan yardımı ve Amenkan sıstemıyle, Amenkan taraftarı bır gençlık yetıştınlmek istenmışse de bu sağlana mamıstı ODTÜ ogrencılerı Tur ÎARIN: Kanlı Pazar önccsi Dolmabahçe olaylan 6 Fılo gelmeden bız bır grup arkadaş Dolmabahçeye ınmış ve oıadakı bayrak dırefme yanya kadar bır bayrak çekerek gerı dorunaştuk Dolmabançe nhtımı Amerıkan erlennın çıkışı ıçuı kul Türk Otomotiv Endüstrileri İDARE MECLİSİ BAŞKANLIGINDAN 5 mayıs 1975 tarıhınde Istanbul / Fındıkiı, FındıkJı Han Kat: 3'dekı Sırket Merkezinde fevkalâde olarak toplanan Umuml Heyetımız Şırket sermavesınin 85 milyoD TL'dan 150 mılyon TL'na çıkanlmasına karar vermıstır Umumi heyetımızın bu karan uzertne 5 mayıs 1975 tarıhınde toplanan Idare Meclısımız, sermaye artınmında psv alacak ortakların ruçhan haklannı fcullanıp kuüanmayacaklanru en geç 31 mayıs 1975 tanhlne kadar şırketımıze bıldırmelenru. ruçhan haklannı kullanacaklann eerekli taahhutnameyı doldurarak en geç 31 rnavıs 1975 tartiune kadar şirketımize gondermeiennl karar altına almıştır ürtaklarımızdan sermayenın artınmına KatılmaK üzere taahhUtname dolduranlann, taahhut ettıklen nıssenın % 25"inı asağıda adlan VP&U bankalardaki hesaoianmıra yatırarak Ticaret Bakanlığı adına bloke etmelert ve alacaKlan makbuzun bır ömeğınj şırketımlze gondermelen eerekmektedır Idare Meclısımlzin avnı karan gereğınce ortaklanmıac« taahhut edılen mssenın bakı\e CT» 75'ının de en geç iO hazıran 1975 tanhıne kadar ödenmesı ıcap etmektedır Kevfivet, ortaklanmızın adreslerıne avnra meKtupla bıldırılmış ve taahhutname örneklen meknıoa eklı olarak gondenlmıştır. Butun ortaklanmi7a sava^ De dumrulur. T ls Bankası (.alata ijubesl Hesap No: 4042 TC. Ziraat Bankası Karakby Şubesi Hesap No: 3029 DiŞi BOND ÖSTÜfJ "5/LE. M f ? BU WAYtUTVAPIM fc SE, NEDEN MO Vedat öliiyor 6 filo gıttıkten iki gun kadar sonraydı. Vedat DEMIRCÎOĞLU oldu (23 temmuz 1968). Bıs ÎTÜ olarak gıdip vılâyete kara çelenk koyduk. Alt; arkadaş tutuklandı Çoğu DÖB'lü olan Istanbul Unıversıteh arkadaşlar da vilâye te j'urudıi ve tkatıller» dıye bağırdüar. Çatışma çıktı, çok savı da oğrencı goturuldu Vedat De mırcıoğlu 1960 sonrasımn ılk dev nm şehıdı olmuştu. Bız ıse. Vedat'ın ölumünden sonra emperyalızmm Türkiye'deki boyutlan hakkında yenl bilgılere »anyorduk. Vedat Demırcioğlu'nu. 28 temmuz 1968'de, Atalay Savaş, 16 şubat 1%9'da, M Turgut Aytaç, Du ran Erdoğan, 19 evhıl 1969'da Mefımet Cantekm 23 eylul l"Mj9' da Tavlan özgtır, 9 aralık 1969'da Mehmet Büyüksevınç, 15 aralık 1969'da. Battal Mehetoğlu ızleve cek ve bu kayıplar artarak dev am edecekti. GARTH CİVJ57 Kommer olaylan 18G3 yıij başında Turluje'nin (Kral R, 3817)