Katalog

Sadi Irmak hükümeti zam değil, fiyat ayarlaması yapıyor Irmak hükümetinde bir garip durum var. Zam demıyor da «Fıyat aiarlaması» deniliyor. Gümrük ve Tekcl Bakanı, tekel maddelerine zam yapılmay«K'ağını sc.y ledikten birkaç gün M>nra, «fiyat ayarlaması» denilerek çaydan b.15 ladı, rakıdan çıktı. Sıgma kilji.t bırakmsdı. Sonta T:t<.ret Bakoiu aynı tür bir uyg\ılanid>a girı»îi. Buğday için fiyat ayarlaııiiiM yap tı. «Zam mı?» diyenlcıe kuıynidu, «hayır, bu zam u'ur mu?» diyordu. «Bız sadece faıkı birleşliriyor, birkaç kuıujta au«Ime <,r tırması yapıyoruz» derken. biitçe plan komisyonunda «Uia}.nma Bakanlığmda za:ıı >apılmavi»ciiki diyen Ulaştırma Bakam, Senuto' da devlet demir yollaıına liıiıı >a pılma^ı zorunlulıığundan balısede rek, yapılacak z.dinla hazıneye gırecek paıanın toplammı bıle vtıciı. İşler bu düzeydc suıüp gıdeıken, basm mensuplaıı zam ytıine «fiyat ayarldmalarına iyıce alışMİar. Derken. Senato'da Maliye Bakanlıgı butçe.»i gü:ü;Ulu:ken Ubiı senatur Suphi Karaman, Gürsoy'a bir ^oru surdu: « • îç ve dış koşullar bakımından çekere. demir yoliarına, elektnge ve komure zam yapılması gerekiyor. Bu yönde çaiıjmalar yapıhyor mu'> Maliye Bakanı cev»p verdi: « Şeker, demir yolları, elektrik ve kömürde fiyat ayarlaması yapılması geıekir. Çahşmalar yapılı >or. Ama bunlara v*lı$ma da üen mez.B:r:ki gazeteci bu i?i «Bakar. zammı ayiKiadı» dıye verdı. Digerierı banttan yenıden cünlctlıler Bakanın konu^.nasını. Tamamdı, zaııı anlammdaydı. Vui'ku Gursoy da «:ı>a: uyaıianıaiaı: yapmak gerekır» diyordu. Sonıa gazetecılerin yanhş anlanıasim önlemek aınacıyla telâşla yanlan na kostu, «Bu bir sıyasi tercıh meselesidir» dedi. «Bu ı«ler; yapmak büyük önem arzedı>or, ama guvenoyu almış b:r hukumet mi, almamış bir hükumet mı yapnıalı? Yapmalı ınıyız, yapnmnınh mıyız? Şekerde gırdılerle çıktılar arasında büyük tlensesızhk var. Pancar maliyeti arttı, bu bir gırdidir. Emek Iıyatı »rtu bu da *ırdidır.» Ve devam ettl: « Bu konular dülaylı veya do. laysıı olarak Maliye Bakmlığını ılgüendınr. Malıyecıhk ıkı denge demektir. Denge sagianmalıdır ve sağlanması için .. Ancak. yani, siz da bilirsiniz kl, bu bir siyast tercih meselesıd:r. Biz yapmah mıyız, yapmamalı mıyızV» Bir gazeteci cevapiadı bu aorulan: « Vallahl hocam bu işi yap•anız da, gelecek iktidar . » Gürsoy tanıamladı: «Gelecek lktidar kurtulsun değil mi?» Gürsoy gene devam etti: « Bu konularda ilgüi baianlıklarda ve bizimle devamh çalifmalar yapılır. Şeker için 1974 yılında mahyeye dolaylı da olsa 1 mılyar lira yük binmiştır. Maliyecüik denge sağlamak oldugundan, bu devam etmeli mi, etmemeli mi?» Maliye Bakanının Işl ıor. Hele bazı bakanlar üorunltıda olsa zam lstemıyorsa... Hele heîe çogu bakanlar zam yapmayı kaçınılma» gördügll halde Fey7Îoglu rktldarını gerçekleşf.ren i CGPİı bakan zam kararnameierini imzaiamıyorlarsa... înönü'nün kın özden Toker, Çankaya'daki Pembe Kdşkte kalabalık bir pamyle eviiüğmin yirmmci yılını kutladı. Metin To ker, Atina'dan heniu dönmüştü, Karamanlıs ıle Ecevit'ın bulıifmasını sa'.iınuyordu, Irıonii'nun büyük bir portrcsi onıuıue yüz kişilık partiniu kunu>:Iarı arasıııda her çevrtKien tammııış kişiler vardı. Salonlardan birinde Dışişleri Kıbns uzu^anı Ecmcl Barııtçu, Yunan Buyiikeiçısi KOSMUKIÜ pulos ile hararetli künujıualar yapıyordıı. Baska bir kü^eüe Ucled:ye Başkanı \rdat Dalukay başkentte yesıl alan kalmadı^ından sı/lananlara b:r elçiliğin arsasını yeçil park yapacijjırıı a:ılaııyordu. Tahraıı'dan heni.z diınen Dışişlerı Bakdiıiıgı Vüksek Müşaviri Nannk Yülga. CHP'der. eskı Savıınnıa Bakanı Hasan Lsut Işık ile Eee Deniziyle il.aili tartışmalar japıyorriu. Hasan Işık. ulusa! çıkarın ulııslaraiüi hukuk örgüUerinde çözurr.e ulaşamayacagını söyiüyordu büyük bır içtenlikle. 1 Mart d'inemınin bakanlarından ^rnaıl Aıaı'a mılli%e!çı cephe Ü2e::ne rsp.rılrr yapıyorlardı. Ankaxa Ankara Ankara Ankara Anka Tokerlerin evlenme yıldönümünde ABD Elçisine müzikal protesto yapıldı Pernbe Koşkun salon'arı În3iıU'.'iu.'ı gençlık resimleıı, yakın tarihimijden fotograliarla herkds te ayrı bır anı canlandırıyor. ara Sıra şu soru *=kıurlanıy<ırdu: Penıbe küşkten kimler geldi, kimler gcçti:.. 20 yıl or.cekı nıkâh törenınde bLilunanlardan çoğu yoktu y.ldöiu.raii parti^inde. Turtjut Gole. İnonu'min damadı için sciyledıkleınıi anlatıyordu. CHP'liler daii:idT. dergısinde aleyhlenne ya zıl£r çıkıyor. diye içerlrr, İnönü bir.iik bır terinkanlıbkla «adanı karıyerini yapı;.or« dermiş;. Den;ükrt;tlk Partiden Necdet Evliyapil ıle AP'den Kamuran Inan da koşkun yeni gedıklilen okırak go/.e rarpıyordu. Anıerıkan Biiviıkelçisi Macümber hayli ^cç geldl. Cumhurıyet Senatosuncla Dışi^leri Bufçei ü.'ırüşühı.vordu o gün. Başkan Tekin Aııburun Senatonun te^^^ufleıini bildıren bir mekîup vyl.tımıştı Ameıikan Elçisine, o ja herııtn \Va>hington'a ulaşiır:nn.. Pemhe Kö<kün telefonlaıı Maconber iciıı çaltiı gece !>n; ıu.<a. Pıkapîaki bazı plâklar ıid cır.un ı<;in çaldı den»bilir. B:r Kım düşünür orada KONTENJAN GRUBU bütçe VE EKONOMİSTLER açığını M:!I: Birlik Grubıı üyeleri 27 Mayıs l*iO'dan bu yana politikaria o!srunl!"=til!>r. yurt sorunlarına derinlenıe'ine egihyor. kendilerinl e*'t:yorlar. Gn:n adına bütçeyi elestıren S'lâhattin Özgür'ü Muhsin Batıır hararctle kııtlarken şöyle divordu: Bu ksdar rakamı verebilmek için pkononust olmalı. Milli Birlik Grıbuyla C'jmhurbaşkanl:*ı sırasır.da ters düşen Cevdet Sıınay da Konren'an Senatortl Bahrıye Üçok'a ŞÖVIP. diyordu: Bunlar cin gıbi çocuklar. kendüerini iyi vetiştirdiler. Ama bütiln parlamenterler için a\Tiı sev söyleniyor. Kürsüde çok garİD konusma'ar da vapılıyor. Kâmil Karavelıoğlu Konîenıan Senatörliigü üzprine konusurken Cıımhurb?<;kanına saygılı bir uyanda buhındu. Koru'iırk'ün de Kontenian Gnıbundan geldiğini ve bu şrruptan kişilere oevlef cörevi vprd:*:ıı belırterek Kontenian Gnıbıınun Anayasnmızda veralmasının c;rrel:çesipp defındı. Anayasa gerekresinde «Meclis'de eksıklıgine ihliyaç duyulan kişilerin seçimindenn söz pdılm'.sti. Karaveliogl'.ı soruyor: Bu Ihtıyaç duyjian kı^:ler. uzmar.Iar kimler olabiHr? Dikkatinlze sunuyorum. omaçta ortak yarar, toplumsal fayda ön alanda îurulmuştur. önerimiz sudıır" Gür.ümüzde ekonomi artan bir hızla önem kazandı. ToDİurr.lar devletler ekor.omiye öncelik verd'.ler. Devl»* Ba^kanlan ekonomik komılir ıcin b'iKısuyor. Böyle bır ortaında ekonomistleıin mpclıslere knzandırılması isabetli olaraktır. Sndece i:nvan sahibi degil. seçkin hizmetli. dıınya ve Turk ekonomi^inin seyrıni, ihtiyarlarını görebılen. teşhıs koyabilen çözüm öneren. ekonominin fiim spktörler:nden rpnrısyen ve uygulayıcı (ılarak uzmanlssn::; ki^ilen de hizmpt yansına öneriyoruz. K!.ravelıoi51u bu konufnıayı j'aptıktan sonra kuliste kolunda tutan rutana. CHP'liler bu pVonomıst'erin adreslerıni istıyordu Karavelioğlu'dan. Ba?ka birı de soruvo'dıı: Eski plâncılf.n Senato'da, cegız «P'efek dönemde? konrenjan sıralannda mı go'reCumhuriyet Senatosiı B Tekin Anburun'un Parlamento binasmda hafta içinde verdi£i yemek. AP Senatörü eski Dışisleri Bakanı CağlavanRİl'in dıllere rlestan ziyafe^inden hiç de asa»ı kalmadı... Hatta onu fersah fersah geçti... Büfelerde bir kııs sütü eksikti. ama «Ekose etekli levrekler», «Asp:das soslt] dana pirzolaları». «Bernardet soslu karidesler» eksik de»ildi... Yorgun ar?ın bütçe miİ7akerelerinden çıkmış senatörlerimi7, soltıfu bu muhîeşem açık büfelerde ahp. ekose e^ekli lpvrekleri viskiye meze ettiler, adamakıllı nefis körlettiler. Hanl. hepsl o an İçin şu kadar milyar lira açık veren bii*çenin encammı, memleketin «mall durumv.»mın «hal1 pürmelalini» düşünmeyi bir yana koydıılar... Felekten bir gere çaldılar kl. olursa o kadar olsun... Hele Senato Başkanı Tekin Anburun'un esiyle yaptıgı Viyana va'.slerl bir harikavdı. H°rkes. Anburun Pasanın vals varyas'onlannı a*zı bir kans açık, havranhk içinde sevrettiler. Viyana valslerinden sonra ortalık da\tı). zııma sesleriy'.e çınladı... Gelsin Erzurum barlan, çayda çıralar. horon tepmeler... Ve'.hasıl. tüm partilerın bütç« açıgının sonımlulufunu birbirine \üklediSl. birbirini memlek»ti batırmakla suçladıfı parlamenronun çatısı altmda Byle bir gece geçirildl ki, binbir gece masallarının geceleri yanmd» solda sıîır kalır. Tabii ertesi gün, Senato G«nel Kurulundaki bütçe müzak»relerine pek az Uyr katılabildi.Eeee, kolay değil... Onca ekos» etekli levrek, «Aspidas soslu dana» yenmiş... Kolay hazmolur mu?... arallk ?arkılarda müzikal bir ^rotesto havası esti. Camlı salı.nda «Olmaz böyle şey» şarKi>ını sbyledı bırçok kişi. Macomber önce hiçbir sev anlamadı, o da tekrarlariı şarkıyı. Oimaz bııyle sey... Otnıaz böyle şey, bu bir rüya mı? Sarkının sfizlerl In^ilizceve t,"'j\MÎdi sonra. Macomber mii/ıkaî orotestnya ^uHimsıyerek karsıl:k verdı. Oîmaz böyle sey. iiye Tıirkçe mirriinn.1i sarkıvı. Dip!nmatik k l a y mtskk de ğil her zaır.ar,, Yunan Büs'ükelç:si gece boyunca gözü Macom* ber'de, hele telefor.lar çaldıkça dudaklarıtıdaki gülüş donüveriycrdu. O gecenln en llîinç olayır.ı Romeo yafattı kor.uklara, Amerikan elçisi bir knçede otururktn pemhe köşkür. sevgiü^i, kahverengl, uzun kulakll köpek. Rnmne kuvrugıınu sa'Aiyarjk s:.lona dalriı. dans «•den'erin am.Mndan ee7tl, Macnmr.ı=r':n vanına Etti. HcıUt". te!?siar.ıiı. «ya ısırırsa» cii'.e ki'itılar ama ev sahl bi zarif espirilerie bu ksrsyı onledi.. Amerıkan sefıresı Hasan Işık'la dans ediyordu bu ara .ık. Heyecanlı sahneyı o da EÜlums'.verek seyretti B'J gülümseyislerl pe'.ecek için ivim=erl:k belirtisi dıye yoruoılujor bazı çevreler. Bilabedel hizmet Ada'et Partisi bir araştırrr.a blirosu kurdu. Bu büronun amacı halkın tekrar Adalet Partısine uy vererek Demirel'i ıktidara gef:rmesinin nasıl miımkün olacağını saptamak... Demirel bu çalışmalara çok önem veriyor ve sık sık büroya ugruyormuş. Eski CHP'li bakanlardan Nuri Kodamanoğlu bu büronun direktörü olsrak gorevlendırilmiş. Ancak Kodamanoğlu'nun araştırma işlerınin mi yoksa büronun idari işlerinm mi direktörlüğünü yaptığı konusu müphem kalıyor. AP içinde ıfade edildiğine göre büronun asıl beyni Sabahattin Alpat imış. . Ancak Alpat halen başkanlık müşaviri olduğundan resmen gnrevlendirilmesi mUm kün değil. Bu nedenle Aipat vakt:nin önemli bir kısmını Adalet Partisınin araştırma işleri için değerlendirmesine rağmen geri planda kalıyor. Bu arada Alpat'ın bu bürod?. görevlendirildiği habeıierıni tepki ile karşıladı: «Ben memurum, resmen görev yapamam» dedıği naklediliyor. Bizım tespit etıığimize gore, Alpat Adalet Partisinden bır ücret almıvor. Eğer b,r kp.tkısı oluyorsa bunu partinın ve memleket:n yüksek menfaatlen içın «bilabedel» yapıyor. Sabahattin Alpat'ın Sadi Irmak'a yol gösterıp göstermediği, acul başbakan:mız:n Alpat'ın raüşaveresınden yararlanıp yararlanmadığı ise bilinmiyor. Hem Demirei'e, hem Irmak'a yol göstermek pek kolay da değil zaten .. Kuti£l>E,AM££ıKA POKJJİM KANLA&Ü \ \ TtLEV.ZYONDAKİ EMİN'tütNZEDıui ."Hı3AR.I Dedi mi demedi mi ? Bir soru soruluyor kuüslerde: t Dedi mi, demedi mi?» Söz konusu olan Sadi hocamız, merak edilen söz ise «lök gib:pm» şekünde övıinmesı degil. Irmak o sözü ettiği gün bir başka konuşma daha yapmış. lleride kimlerın Başbakan olamayacaklarını anlatmış ve nakledenler yanılmıyorsa bazı seyler söylemiş. Biz şimdi soruyoruz: « Hocam, bir meslek kuruluşunun başkanıyle sohbet ederken, Cumhurbaşkanmın size tekrar görev vermeyeceğini, sizin yıpranmanızı istemediğini dediniz mi, demediniz mi?» Sualimız burada bitmıyor. Sohbetten sonra dostunuzdan ayrılmışken, geri dönüp, müzip müzip gülerek: « lien olnı&yacağıra ama Demirel de olmayaca.k» dediniz mi, demediniz mi? Amerikan kongresine Atatürk'ün nutkunu yollayacağız.: Senatoda Dışişleri bütçesi görüşülürken Millî Birlik Grubundan Suphi Karaman şöyla d»dı: Bir devletin ulusal çıkarlarmı savunmak iradesine baska b r devlet ambargo koyamaz. Bu tür davranış sömürgecilık anlayışının yeniden tescilidır. Türk halkı ulusal kurtuluş savaşıyla ülkesine dönük emperyalizmı 1922 yıluıda, Dumlupınar'da me/ara gömdü. Atatürk'ün bü>ük nutku ulusal kurtuluş savaşımızuı temeı ılkelerini büfon görkem:yle kapsar, Amerikan kamuoyunun ulusal kurtuluş savaşımızdan haberi olmadığı anlaşıhyor. Türkiye'ye karşı ulusumuzun savunma ırad»sine karşı Amerıkan Kongresın:n kararı nedeniyle, Amerikan Kongresi üyelerine Atatürk'ün büyiık nutkundan birer adet gönderilmesi düşünülmekte mıdir? Dışişlerinin genç teknisyenleri gülümseyerek izledı bu !conuşmayı. Bakan Melıh Esenbel de şöyle cevap verdı: Atatürk'ün büyük nutkunun İngilizcesinin senatolardı dağıtıiması her zaman düşünülebilır Sakmcası yoktur, tersır.e faydal:d:r. Ama önce Senatonun teessüflerinin telgrafla Amerıka' ya yollanmasında büyük fayda görüyorum. Teessüf telgTafır.ın bl r etkisi o'ıdu mu belli değil. Suphi Karaman'a göre, Dışişler.nm Atatürk'ün nutkunu da gpcıkmeden postalaması gerekecek... "Başbu#ğ Kımız içiyordur,, Cuma günlerl Mılliyetçl Purti liderleri Meolıs mescidınde bir araya gelmeye başladı. Bunu daha önee de yazmı^tık. Erbakan imam, Demirel mümin mübarek cuma namazı «cumbürcemaat» eda ediliyordu. Önceki gun, namaz sonrası, nıeıdivenlerden önce MSPli Hüseyiıı Abbas ve üç arkadaşı kulise çıktı. Taıu merdiven üstüne rastlayan balkonum su yerde ise CHP Burdur miiletvekili Ali Sanlı, Erzıncan nıilletvekili Hasan Çetinkava oturuyor lardı. Milliyetçı cephe liderlennin cuma nanıazım bırlikte kıldıgını farkeden Ali şstnh pür dık kat gözlüyordu nıerdıvenlerden çıkar.lan. MSP'li dört üye CHP'lilerin oturduğu bölümün yanındaki masaya oturmuş, düble ıhl&murlarını ısmarlamışlardı. Berken Silleyman bey gerdanını Itıra kıra çıktı, merdivenin tam karş.sındaki AP'li senatör ve nıiiletvekillerine yöneldu Kl sıkışıldı.. O arada iş tak:bine gelen joırttaşlar da saygıy:a «dıni bütün Sılleyman beye.in yarana yaklaşıp el" sıkıştılar. Ali Şanh patladı: . Cephe bıırada da ortak. Ama Necmettin hoca zater turunda» dedi. Şanh bir ara Hüseyin Abbas'la sohbere başiadı. i,'e tinkaya da diniiyordu. ^anlı sor du: « say.n Abbas, bak sisln Mıl li Gazete Demirel doktrinıne Iena çatmı? be..» « Haa.. O profesör yaı mış onları. Ben o yazıları da okudurn. Göklere çıkarmı? Demirel'i. Sanki görüşü varmı? da, Türkiye için doktrini kusur kalmış..» Sohbetin bu anında, eski «haşmetlüler»den Ferit Melen merdivenden çıktı. Çetinkaya'ya: « Ferit Melen bey de cephe yüztinden mescide mı girdi nedir?» dıve sordu. Ali Şanh hemen ceıapladı: • Sayın Melen bölünmediklerini sösıerivor olabüir. Ama Başbuğ nerede d^iMniz? Basbug oısa olsa otagda lunui ıçiyor 1 HİYAİT r f^ / • • : . r : " T V * Şemsiye ticareti AP'den Kâmııran înan, CHP'den Cahit Karakaş, bağımsız senatör Özer Derbil, DP'den Özer Ölçmen, DP'den Turgut Cebe, CHP'den Selâhattin Cizrelioğlu oturmuş dış polıtika tartışmalart yapıyorlardı kuliste. Ozer Ölçmen Çiftehavuzlar'da Bayar'ın yanında yapılan görüşmeden mi söz edıyor diye merak edenler masaya yaklaşıyor. Konuyu dışa dönük bulunca ıızaklaşıyorlardı. Bir araİık Sadettın Bilgiç de yaklaştı. masada soğuk bir hava estı, Bilgiç uzakla?tı, hararetli tartışma sürdü yeniden. Konu modern silâhlar, özer Derbil ve Kâmuran înan sismolojik ve meteorolojık silâhların özelhğin: anlatıyorlar. Sovyetler ve Amerika yanş halinde. Savaş alanmda deprem yaratan sılâhlar yapıyorlar. Denizde, karada depremler olacak, savaş gıicü azalacak. Bir de yağmur sisteml var. Savaş bölgesl yağmur altında bırakılacak. Özer Ölçmen güldü: Bize de şemsiye satarlar o raman. Çünkü Türkiye uzırn süre savaş bölgesinde kaiacağa benzer. "Kadar'ın kaderi?? Bir «kadar» kelimesi inçanların kaderini nasıl da kederlendirir? Iste Yugoslavya'd^n gelen göçmenlerin hikâyeâinde bu (kadar) kelimesinm kederi vardır. Yugoslavya ile yapılan bîr anlaşma gereğince 1965 yılmda ödenen tazminat tutar: 3ö milyon liradır. Bj para, kurulan bir «takdir ve tevzi komisjonu» tarafından bankaya yatırılmıştır. Komısyon Başkanı neden bu parayı ödemez? Yoksa banksya \atırıp da kazanç vesi'.esi mi yapar? Bütün bu sorular, bu hak sahiplerine p.iralan ödenmedığ" müddetçe akla gelmistir. Son alman kararcia. «hak sahiplerine yüzrie 80 avans verili» cümlesi yer alacak denildiği talde, «hak sahiplerine yüzrie 80'e kadar avans ödenir> diye yazdınlmtjtır. Başvuranlara da «yiizde seksene kadar» cevabı verilmiş, 'kadari kelimesi ii'Hine başa baş tekıarlann'istır. Tabii bu (kadar> nedeniyle yüzde cn avans vermek istemişler, kimse itiraz edememiştir. Bu paralarm çahiplerine ödensbilmesi için hazırlanan kanun tck lıfinin göruşülmesi için, Irmak hükümeti tarafından gerekli yazı Meclıs Başkanlıeına yazılmısîır. Dışişleri komısyomı önümüzdeki lıaf'a içinde «kariar» kelime'inin açtığı «kadpr» varas'kederini dındirmekte ilk sdımı ataraktır. Runca yıldır artan hyat pahslılı>ı. iMisnın üfğer kayhtimo»!, hak slajnanıa ızdırabının hesabuu kimia veıecegı ut Mahkemesinde değişiklik: Anayasa Mahkerr.esi Başkanı Muhıttin Taylan 13 temmuzda emel:live aynlıyor. Siyasal kunılııslarda daha şimdiden kulisler ba^!adı. Anayasa Mahkemesinin venı başkar.mj araştınyorlar. Muhıttin Tavlan bir aralık Cumhırhaskanlıgına aday gösterilmce tepk; gösterenler. Sıkıyönptim Kanununun bazı maddel»r:nir Anavq?aya ayk'.n bulunma«Tr'an telâ^a kamlanlar kıılısl»nnı havü hızlandırmış görünüvor. pŞilimiprine uygun bir ba?kan ıstiyorlar. DIPLOMATIK BAGAJ... • Sovyet elçisi itimatnamesini sundu... rıne uyarak, fraklı değil, kasket liydı bu toren'e. Godıanov. el!: yaşnıda. Daha önce Pakistan ve B:rnıanya'da bulunmus. Görevıne il.cinç bır dor.pmde basiadığını söylüyor oteki dıolonıatlar. Hele Kıbrıs Türk Cumhun yet:nin ilânından sonra Türk • merak edenler hiıyiık bır dikk'.t 1« ızüyor yeni Sovyet Elçısim. # VVashington'a kim gidecek? Melıh E«e:ıbel Flçı atanmalarının Irmak Hükümerınden bek lenmemesmı Biitçe Komisvonunda sdvledı. Ama, dıs olaylar yeni atanıalan kacınılma7 duruma ton'a da üu elçj yollajıacajın Yeni Sovyet Elçisi Llexi Godianov, hafta ortasında Cıımhurb&şkanı Korutürk> ifimatnamesuu sundu. ülicesişiıt geleaeki» »ptırrii HıkTipt O?kFin'ın Lıhva' iIya atdi»*ı;" :cian sunıa \V3"^in£ dan söz ediiivor. Türk Amerıkan ılısküeı :nın gtrKinleştıgı bır dönemde. Ankara'da Macomber Dısıslerı ı'.e elçilık arasında mek;k dokurken Washıngton'a kım eîçı sider sorusu da avrı bır merak konusu. Orhan Eralp'ın Rrtı geçıvor ama o zaman da NATO elC!İ:§ı bos kalacak. «Pu donemde NATO da Wa«hn?tr>n kadar <İ43enıii degıl raı?» dıye soranlar VKI.