23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 Anhk 1975 murlar flçer rnaa? nlsbettnd» borç pars «Iabllecekler. 4) Köylünün avans taksitlen bemen istenmeyecek. 5) Memur terfilerinin daha çabuk yapüması sağlanıyor. Ah bu memurlar. ab bu köylüler! Nedense bütün üıtiyaçlarını biriktirirler, aksi gibi tam seçim zamanına getirirler de, insanın ikl ayağını bir pabuca sokarlar!» ürkçe Sözlük, . klâsik. sözcüğünü şöyle tanımlıyor: «Üzerinden çok zaman geçtigi halde degerinden kaybetmeyen yapıt ya da sanatçı.» Rahmetli Dogan Nadi'nin «Bir Dakika. fıkralarını (Çagdaş Yayınlan. ikinci bası, Istanbul 1975) okurken bu sözcük geldi aklıma. T OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Aziz Nesin 60 Yaşında irkaç fün önce ba kSsenin altında TürkİTe T»«arüu Sendikası'nın bir duyurtuu yayımlandi: «Aziz Nesin'in «O'ıncı ysş günü Harbiye Yapı ve Bndüstri Merkezi Tiyatro Salonunda (Birlik Sahnesinde) kutlanacaktır. Düzenlediğimiz törende Yaşar Kemal, Fazıl Hüsnü Dağlarca ve diğer bazı sanatçılar konuşmalar yapacaklardır. Herkes katılabilir.ı Kutlamaya çok istediğira halde katılamadım. Ama gidenler anlattılar. Içtenlikll ve güzel bir toplantı olmuş. Varlığıyla ülkemizin övünecefl bir yazardır Aziz Nesin; maşaallah «• yaşına «rirmiş; ama ben kendislnl ilk gördüğümde nasılsa, şimdiki jçörünümü de öyle... Yalnız saçlanna biraz teoeşir toıu mu sürüyor ne? Başka blr değişiklik yok. Demek ki. bizim siyasal iktidarlar pek yetersiz. ya da yeteneksiz çıktılar. Tek partl yönetlmlnde CHP. Aziı'l benzetmek istedi: ardından geien DP yemek istedi; AP'nin polisi gözaltına aldı: 12 Mart. fırsatı kaçırmadı. Aziz'e anlaşılan hapishaneler yaramış ki. gençliğini sürdürüyor; kendi»! ikl ayağinm iistünde, kalemi de ikl pannağının arasında. 1956 yılında Dolmu? adında bir mizah dergisi çıkanyordnk. O dönemin genç çlzgiciler ve yazarlar kusafı toplanmıştık bir arays... Derfinin ilk sayısındakl başyazıda övünmüstök ba nedenle; ve demiştik ki: Bu derçirun ana kadrosunu Cumhuriyet çoctüüan oluşturur» Aziz Nesin o sırada C7 Eylül olaylan nedeniyle Harbiye'de mahpustu. Derginin yazarlan arasında Ulunay'ın da bulundugunu (örünce içerlemiş; ve içerden blr mektup yolladı bana: llhancığım, derginin yazarlan arasında Ulunay'ı da görünce saşırdım. Herhalde Refı Cevad Ulunay ana kadrodan değil, baba kadrodan olacak... Türkiye o dönemde bugünkünden bin kez dahs kapalıydı dünyaya.. Bu nedenle ttalya'da Bordlphfra kentinde 1956'da yapılan bir mizah yarışmasında Aziz Nesin birinciliği alınca sevinçten deliye dönmüştük. Ben sabahın köründe gazetede haberi okuyunca hemen sokağa fırladun. O zaman Aziz, Harbiye'nin Dolapdere'ye inen karanlık sokaklanndan blrinde ve kuytu bir apartımanm ait katında otnruyordu. Sanırun saat 6 olmns olmamıştı. Kapıyı çaldım. Mnjdeyi verdlm. Hepimiz Aztein esl Meral birllkte ortalıkta dönüyoruz. Sonradan Aziz, üstüste arnıağanlar kazanmaya başlayınca, ba işin de tadı kaçtı; alışkanlık oldu fittf... .Nice anüar arasından en yakın birini, 12 Mart'a değgta bir olayı da Aziz'in altnıışıncı yas günü adına anlatmak istiyorum bugün... 12 Mart 1971'den blr süre sonra 28 nisanda ilân edilen Sıkıyönetimde aydınlan toplamaya başlamışlardı. Bu arada Aziz'i unutmak dofruso ayıp, olurdu. Bir resmi clp, Sıkıvönetimin civdrll bir gününde Aziz Nesin'in evlnin önünde durmuş, bir tefrnen: Sayın Nesin, demlş. emlr rar, tizl «{Stüreceflı.: Ve yolda anlatırmıs teğtnen: A«fı Bey, ben sizin öykölerintzf çok severlm, hep okornm; kusura bakmaytn bu görevi bana verdiler. Biz o »ıra Maltepe Askeri Tutukevlnde bir kofnsta ylrml kişi yatıyorduk. Blr sabahın köründe ranzada uynklarken, Hapishane Müdürnnün sesl kulağıma çalındı: İlhan Selçuk da burada yatıyor; istersenlz bursda kalın!... Ne oluyor diye uyandım; baktım Aziz Nesln'l getirmlşler. Kofıısta senlik başladı. Bdyle tanıdık biri geldi ml. herkes neşeleniyor. Ama koğuşu pislik ıjötiirmekte .. Masalann üs> ründe kirll çay bardaklan, knllüklerde Izmaritler, ortalıkta çöpler. Aziz daha merhabalasmadan bu uörünüme bakıp kas lannı çattı; içimizde bulunan Nîhat Sargin'a dönerek yüksek sesle: Bu ne pfslik yahuf dedj, böyle hapishanecillk ml olur? Sen bu işte tecrâbelisin, ayıp degil mi? Koğuştaki gençler Aziz Nesin'in çevıesini aldılar. Çay üstüne çay derken, üç saat sonra rötürdfiler Aziz'i... Bizim koğuş tutuklular içinmiş, oysa Aziz fözaltına ahnmi9. Hapishane Müdürüne daha sonra sordum: Ne yaptınız Aziz Nesin'i? Yukandaki barakaya eötördüm; önüne de brr tomar kâğıtla bir kalem koydum; sakinleşti: yazmava başladı. tyi mi; sank) «»hıra kapadım keratayı, önüne otunu kojdum» dercesine konusurordu Sıkiyönetim pörevllsi... Sanınm üçdört giin sonra Aziz'i salıverdfler. 12 Mart firtınası ds böyle geçti. Geldik 1975e ve Aıia Nesm bü'ına jirmls . Seıı çok yasıı eml Bir «şimşek» ki... Biliyorum, Shakespeare gibi, Goethe gibi, Moliere gibi, her çağda. her yerde insana özgü yüce duygulan, aşınmaz düşünlen, ya da duzelmez gülünçlükleri, çelişkileri dile getirmiyor «Bir Dakika. da. Toplunı düzer>imizın her alanda aksaklık lannı, akıl almazhklarını., politikacıianmızı, yö nencilerimizi serıyor gozler önüne, 1946'dan 1909a dek. Son otuz yılın hangi döneminde yazüdıkları da önemli değil: Bugün degeçerli, bugün de taze, günce! çofu. Doğan Nadi'yi övmek mi gerek, top lumumuz adına yerînmek. acınmak mı gerek. gülmeli mi, ağlamalı mı kestiremiyor insan. Kitaba Öıısöz yazan sayın llhan Selçuk, bu fık ra türiinü, Doğan N'adi'nirj İkinci Düzıya Savaşı sonunda yarattığını belirtiyor. «Çoğu ülke gibi Türkiye'yı dalgalandıran iki sözcükten birı barış, öteki demokrasi» o sıralarda. Bugün de öyle değil mi? Banş bir dış sorun değil yalnız, bir ıç so run da. Tek partili bir dönemden çıkış gerilerde kalmış olsa da. tek partili bir düzene dönüş özlemleri kol gezer ortalıkta. Sayın Selçuk'un dedigi gibi Dogan Nadi fıkralanyla bir yenilik getırdi gi sıralarda, •Köprünün tam ortasındadır Türkiye... Acaba karşı yakaya geçebilecek mi? Yoksa gcriye mi dönülecek?. Bugün de olup bitenlere bakanlann kafasında aynı soru yok mu? Dogan Nadi'nin yazdığı günlerde, çoğumuz, her sabah gazeteyi ele alışımıztia, ilkin «Bir Dakika.yı okurduk. Kerkesin akhndan geçip de öy lesine söyliyemediğini, akreple yelkovanı ahnmış bir saat gibi tik tak edişlerimızi. .bir dakika. içinde sererdi gozler önüne. Bilgiçlik taslamadan, iri iri lâflar. etmeden, saçmalıklara karşı sağdu yur.un şasması vardı o yazılarda. O giinleri yaşamamışlar için, nereden kalkıp nereye varamadıgınıızı da anlatıyor bu kitap. Sayın Selçuk, haklı olarak, bakın ne diyor: •Tek sütun üzerine sekiz on satırük bir fıkra türü... Bazan onbeş, hattâ yirrni satıra da çıkabihr. Ama ne kadar kısa olursa o kadar iyi. Doğan Nadi'nin küçük fıkralarının adı «Blr Dakika>dır. Ne var ki bir dakika sürrnez. Bir yağmur degil. şimşektir... Sigarayı yakmak için kibriti çakmak... Bir anda gerçeğin ışıldaması... Şchır Hatları vapurlanndan birinin projektöriinün denizde bir ONUNLA "BİR DAKİKA,, Seha L. MERAY kayıŞt aydınlatmssı... Kalsbalık arasında tanıdık birini bırdenbire görmenız... Kapalı perdeler arasından bir ışınm loş odaya birden sızıvermesi... Ya da tabancanın tetiğini çeker gibi patlayan bir kahkaha, bırnükte, bir yergl.... Basın özgürlüğünün (!) şöylesine olduğu bir dönemde yazmaya başlar Dofan Nadi (kimilerinin bugün de özlediği bir dönemde): «Efendim, ıspanak sınhata fevkalâde faydalı, aynı zamanda ucuz bir sebzedir. Pişırmesi de kolaydır. Etli pişer, etsiz pişer, Pirinçli pişer, pirinç siz pişer. İçinde yüzdesi yüksek demir vardır ki vücuda başü başına kuvvet verir. Müleyyin hassası vardır ki mideyi ve barsaklan hiç yormaz: Üstelik memleketimizde bol bol çıkan ıspanafı millî sıhhat namına boî bol yemek ve yedirmek vazifedir. Not: Hukuk müşavirimiz bugünlük yalnız bu fıkranm neşrini münasıp buldu.» uz gittik; Demokrasi düz gittik» deyip, •Fesubhanallah' Ü» çekıyor. Meclis'de, milletvekillerınin 1966 nisanındaki tutumu bugünkünden farklı değil. Meclis'ı çalıştırmamak için başvurduKlan çe şitli taktiklere değiniyor «Bir Dakika.. En son bul dukları şu: Meclis'e geliyorlar, ama toplantı salo nuna girmiyorlar. «Bu yüzden de onbeş yirml günden berı Meclis, yok gibi bir şey.. Şöyle bir sonuç çıkarıyor Dogan Nadi: «Zaten biz bu demokrasiyı evire çevire kuşa benzettik. Anlaşılan, şimdı bir de «Meclissiz demokrasi. denemesi yapılıyor. Hele Bir süre gitsin, bakalım, ne netice verecek. Belki daha pratik bir demokrasi şekli çıkar ortaya.. Ya kimi partilerimizin durumu? Sanki 1946'lar için degil de. bugünler için anlatıyor şu fıkrayı: • Çingenenin biri ölmüş. Kansı hüngür nüngür ağlar ve ikide bir: «Ah. benim kadife şalvarlı kocacığım. dermış. Biri dayanamamış: «Ayol senin kocan fakir bir çingeneydi. Kadife şalvan filân yoktu ki...' Kadın yine ağlayarak cevap vermiş: • Bilirim, bilirim, yoktu ama zavallı pek özenirdi.. Partiler arasında mekik olanlar ıçm, 1949 da anlattığı bir deli fikrası var: «Delınin biri, caddede bir kaldırımdan ötekine geçer. Rastgel diği ilk polis memuruna: «Af'edersiniz der. kar şı kaldınm nerede?» Memur şaşırıp ve öreki kaldırımı göstererek cevap verir: «Işte orada!» Beriki bir türlü inanamaz: «Kime r.ıtturuyorsun? Daha şimdi orada sordum; burasını gösterdiler i Seçim öncesi dönemler için 1954de yazdıklan, 1975'de geçerli değil mi? «Son haberler: 1) Memurlara birer maaş ikramiye verildi. 2) Köylüye daha fazla toprak dağıtıhyor. 3) Me Gerilere doğru... «Zamane adamı» başlıklı yazınm ne » m a n yazıldığı önemli mi? Güncelliğinden ne yitinniî ki: « Nereye gidiyorsunuz?» « Hastayım tedaviye.» « Tam heyetli rapor olmayınca döviz veremeyiz.» • Öleceğim. Filân ilâçtan bana bulun.» « Imkânı yok, döviz müsaadesi vermiyorlar.» « Mektebe yazıldım. Doktoramı verip gidecegim.» « Mümkün değil, Devlet izta vermiyor.» « Hacca gidiyorum.» « Ohhhh... Buyrun efendim. Yolunuz açık olsun. Doviz mi? Ne kelime, müsaade edin elinizi öpeyim. Uğurlar oia!» Çanakkalenin Yenice'sinde 1952'de bir deprem olur, herşey yıkılır. iki sey dışuıda: Bu ev, bir de Atatürk'ün heykeli. Bakın nasıl yorumluyor olayı Dogan Nadi: «O müthi? sannntıda Bü joik Ata'nın heykelinin nasıl olup da nnlmadıgı na şaşanlar var. Ben şaşmıyorum. Çfinkü. gerçi zelzele korkunç bir âfettir ama, nihayet onun da ınsafı var. Yobaz rm bu?» 1969'da, bu konuya bir başka açıdan bakacak: yobazlığa verilen ödünlerden örnekJeı verecek; bu arada, folklor takımlarında Kadın oyun culara «Seriat adma» karşı çıkanlardan söz ederek, şöyle bağlayacak konuyu: «Ama yocwzhk böyledır. Elini verirsen, kolunu kurtaramazsın. Bizim siyasiler ise. kör olası oy toplama pahasına, senelerdir ellerini verdiler. Anlaşılan. şimdi sıra kollanna geldi. Bu yakınlarda ve bu gıdişle. kafalanna da geleceg:ne şüphe yok. Neredeyse. ortaojunu ve oradaki zenne (Kadıfi kılılıfa bürünmüş erkek) devrıne dönecegiz Ama n'apmalı? Ne ekersen onu biçersın, demışler. Boş lâf değil.» B «Fesubhanallah!» Demokrasi çabalanmız ya da çabalamalarımız, ayn bir .maden o kartal gozler için. BaKin biri 1949'da. birı 1953de, birı de 1966'da yazdığı «Bir Dakika>Iara Senede yüzbinlerce lira alan bir turizm bürosu var Turist yok! Yüzbinlerce lira vergi verecek müessese var. Vergı veren yok! Dev let, millet diye barbar bağınyoruz Aldıran yok! îş o hale geldi ki, memlekette, •demokrasi kurduk» diyoruz, fakat gelgelelim: Inanan yok.. Daha sonra, 1953de. partilerin birbirlerini aynı suçlayışlarla karalamalanna bakıp, «Az gittik, Kime uygun? Daha neler var Bir Dakika'da! «KÎBSik» sözcüğünün. Türkçe Sözlük'de bir ikıncı anlarru da şu: «Eskiden kalma olup gelenek durumunu almış.» Rahmetli Doğan Nadi'nin «Bır Dakik«»lan için yazının başmda «klâsik» demiştım. Yoksa, toplumumuzu yönetenlerin tutumuna mı uygun düşüyor bu »ıfat? Kim Basıyor 0 Düğmeye? OKTAY AKBAL Evet Hayır KANUNA KARŞI HILE asal korunmayı isteyen kişi, yasanın gerçek amacına uymak zorunâadır. Yasadan, onun koydugu düzeni bozmalt için koruma beklenemez. Kişı, yasanm kendisine sağladıgı koruma aianınuı sımrlannı aşaraK daha fazla faydalanmak is;edıgı takdirde. ondan koruma göremez. (Dr. Hamide Topçuoglu, Kanuna karşı hile, îzmit, 1950, sh. 12). Kanuna karşı hile kavramı, herşeyden evvel, kanun koyanm düşünmemiş olduğu bir kavramdır. (Topçuoğiu, a.g.e. sh. 13). Bir başka deyişle, bu kavrama, yasalarda özel bir yer ayrılmamıstır. Ancak hukuk düzeni yasalardan ibaret olmadığı gibi, yasaların her soruna deginmeleri de kabil değildir. Bu itibarla, yasanın erisemediği konularda, diğer hukuk kurallan, Htilcüki alanda düzeni sağlarlar. Kanuna karşı hilede, belirli bir hak sahibine yönelme yoktur. Yani burada ana gaye, hak sahiplerinin çıkarlarım baltalamak değildir. Bazı kanuna karşı hile hallerinde, yasanın koruma çerçevesi içinde olan kişiler, dolaylı bır zarar görebilir. Lakin bazen, bundan zarar gören bir tek kişi de olmayabilir. Kısaca, kanuna karşı hileden ve dolayısı ile bu hale bir hukuki ceza uygulanıasından bahsedebilmpk için, 3. kişilerın bundan zarar görmeleri şart değildir. Kanuna karşı hile. eski hukuk sistemlerinden bu yana, hukukçulan üzerinde düşündürmüş ve çeşitli tanımlamalan yapılmış bır kavramdır. Bütün bu tanımlamalarda, iki ortak ögenin yer aldığı görülmektedir. 1 Kanuna karşı hile sayılan islemlerin, yasaların sözcükJerine tam olarak uygun oluşu. yani Bıçimsel Hukuk Açısından Kusursuzlugu, Y V asili Vassillkosia 19fi!Tda Uniîtım. Mpnlondaki PKN kongreninde Ayni otelde kaljvorduk' Sabahları erkenden deniz kıyi5inda doUşırdı eşiyle birlikte. Denize. de girerlerdi fünrşli havalarda. Tombul bir kadındı eşi. Vassilikos ise ince. uzun bir fenç adatn. Yurdundan uzakta yaşayan «ölümsüz Z» yazarı konçrenin en ilgi çekicl kişisiydi. Sfviınli, cana yakın . «Siirfönde yaşamak insanı daha çok millivelçj yapıyor. Ben köklerinden kopmuş uluslararası bir yazar olmak istemfm, yurdum içimde yaşıyor» riemiştl bir konuşmasında. Z'yt yazdığı ırünlerdeki lutumunu da o günlerde bir gazeteye yazdifi yaxida ^öyle açıklsmıştı: <O romanı şimdi ycniden yazacak olsam o denli kesinlemelere girişmezdim. O cünlerde çok ivimser kanıtanm vardı. Yunani«4tan'da •sol»un bu işten zarara u^ramadan çıkmasuu istemistim. Tcrtemiz, bembeyaz, t>orumsuz olmasını » KANUNA KARŞI HiLE KAVRAMI HER 5fYDEN ÖNCE KANUK KOYANIN DÜŞÜNMEMiŞ OLDUĞU BiR KAVRAMDIR. BU KONUDAKi TANIMIANMALARA GÖRE GERÇEKLEJTiRiLEN DURUM. BiÇiMSEL HUKUK AÇISINDAN KUSURSUZ, FAKAT YASANIN RUH V f AMAÇLARINA AYKIRIDIR. Ünal SOMUNCUOCLU 2 Bu işlemle vanlmak istenen amacın, saglanan ekonomik ve hukuki sonucun, yasalann run ve amaçlarına aykın oluşu. •olO'u ve ° «25*1 ile smırlamakla iki amaç gütmüştür. 1 Banka kredilerinin, belirli bir gerçek veya tüzel kışinin. ya da sermaye grubunun tekeline Konumuz. sadece kanuna karşı değil. geniş kıtlelerın isüfadesıne hile olmadığı için, buraya kadar sunulması, yapılan açıklama ile yetiniyor ve 2 Banka kaynaklarının beyazımızm diğer bolümüne geçılirli kişilere veya gruplara tahyoruz. sis •diimftsinden doğacak sgkıncalan orfftdar, kaldırmak veya Sjptarimi} oranlar asgari ''• w9OMt Tndirmek. S». . *.ı; r Gerçekten, kredilerinin belirli 7129 sayılı Bankalar Kanunu^, nun 38. maddesine göre, bir ban bir zümrenin istifadesine stınulka, gerçek ve tüzel kişilere, doğ ması, bankanın kredi limitlerinin rudan, doğruya veya dolaylı ola bu kişiler yaranna dolması ve rak, nakit, mal, kefalet ve temı yurt ekonomisine katkıda bulunat şekil ve niteliginde veya her nabilecek diğer girişimlerin, kredi yokluğu veya yetersizliği sehangi bir şekil ve suretle, kendi bebiyle gerçekleştirmemesi soödenmiş veya Türkiye'ye fiilen tahsis edilmış sermayesi ile ye nucunu yaratabilir. Beri >andan, kredilerinden sıdek akçeleri toplamımn "•10'un bir bankanın belirli dan fazla kredi veremez, kefalet nırsız istifade sağlayan lerini kabul edemez veya tahvil kişilere ait girişimler, yönetim hatası, ekonomik kriz veya herlerini satuı alamaz. Ancak, sana iflas yi, madencilik, enerji, bayındır hangi bir başka nedenle ya da benzeri duruma düsseler lık hizmetleri, taşıma ve ihracat işlerinde kullanılmak üzere açılan kaynaklannı bu kişilere bağlamış bankayı da aynı sonuca uğve fiilen bu işlerde kullanıldıfı belgelendirilen kredilerde, bu rataeakları şüphesizdir. Bunun sınırın °«25'e çıkanlması caizdir. ömekleri, gerçekte de yok degilKanur, koyucu, anılan yasanın 38. dir. maddesinın 1. ve 2. fıkralarmda Böyle bir durumun ise, yurt öngördüğü şekilde, bir gerçek veekonomisine, gelişmekte oian ya tüzel kişiye, bir bankaca venTürk bankacılığına olumsuz etldlebilecek kredi haddini bu banleri asla küçümseneme^. kanın ödenmiş veya Türkiye'ye Prensip, banka kredilerinin yu fiilen tahsis olunmuş sermayesi karıda açıkladığımız s.mr.sı iile yedek akçeleri toplamının çerisinde verilmesı olrr.akla be Uıun yıllannı Fransa'da geçlrdl Vassilikos. Albaylar cuntasınm nftriinde zararli bir kişiydi. Belki de bir öraür boyu vurduna dönempTrcrkH. İçinde yıırduna duyduğu özlemi tatşıyarak Paris kaldınmlarında dolaşacak, ronıanlar yazacak, frzecek. tozacak, konuşacaktı. Yalnız o mu? Bcsteci Teodoralds de, sinema sanatçısı Meliha Merkuri de. lıatta Yunanistan'tn pski Basbakanı Karamanlis de, demokratik solun lideri Papandreu da... Şimdi bütün bu solcular. bütün raşizme, cunta yönetimine karşı kimseler Yunanistan'da yaşıyorlar. Yunanistana özjürliik geldi de ondan .. Geri döndüler büyük törcnlerle, coşkulu alkışlarla... Tülarca Paris (e bir apartıman dairesinde sürfpin yaşamı süren Karamanlis bugün Yuııanistan'ııı önderi... Cunta yıkıldı, faşist özenticileri temizlendi. hatta diktr.törlük re.jiminden yana olanlar «içerde», diktatör Papadnpulos, «Beni kurşuna dizin» diyor bu bitmez tükenmez utançtan kurtulmak için... Nasd oldu bu î?? Bir tek olayıtı sonucunda... Türk ordusu Kıbns'a çıktı, Faşist EOKA'cıları, onlarla birlikte Yunaınıstan cuntacılanm devirdi. Bunu bütün dünya kabul etmiştir. Yine de karşı koyanlar var, Yunan cuntasını Türkler devirmedi, kendilerlnden devrlldi diye direnenler de. Böylelerini İsveç'te de tanıdım. başka yerlerde de Oysa g.rçck vadsınmaz bir biçimde ortadadır. Türkiye'nin Kıbrıs'a askcr çıkarmak. Kıbrıs' taki faşist yönetlmin devrilmesi, onlan destekleyen Yunan cuntasının da yıkılmasına yol açmıştır .. Türkiye'de Ecevit başkanlıpnda bir hükümet olmasaydı Kıbrıs'a asker çıkarabilir mivdik? Siz ne dersiniz bilmem, ama ben bu işte Ecevit> en önde yer veririm. Ecevit'in kararlı, sağ'.am, inandıncı davraruşıdır bu başarılı sonucıı yaratan. Dünya kamuoyu Ecevit'in kararını alkışladı, destekledl. O {Tünlerde iktidarda bir MC. bir Demirel hükümeti bulunsaydı Ecevit'in rerdiği kararı ve o hızlı ııyjulamayı yapamazdı. yapınszdı. Datıa önce de Demirel hükümetinin eline böyle bir fırsat Rfçmişti, 1969'da savaşın eşiğine seldik. ama AP iktidan ABD'nin dümen suyundan gitmekten ayrılmanuştı. Demek istediğim şu. 1974 aeustosıında Kıbrıs zaferimizi önce Türk askerine. komutanlanna. sonra da CHP lideri Ecevit'e borçluyuz. Bu zaferin dünya kamuoyıınca benimsenmesinde, doğru rörulmesinde en büyük pay l»e yalnız Ecevit'lndir... Bakın Yunan yazan Vassilikos ne diyor: «Yunanistan'a ISTI'tcn sonra Ftevit'in sayesinde dnndüm, decliğim zaman küpiere biniyorlar. Oysa doğru. Ecevifin girişimi olmasaydı nr Karamanlis, ne de ötekiler kimhilir daha ne kadar zaman dışarda kalacaktık?» Bu sözleri bizim MC'ciler de dikkatle dinlesinler. Kıbrıs zaferinde en büyük pay kime ait, apaçık ortatla iştp.'.. Yalnız Kıbrıs Türklerfni kurtaran değil, yalnız Kıbrıs'taki faşist yönetimi ortadan kaldıran değil, Yunanistau'daki diktatörlii^e de son veren Ecevit'in kararü davranışı, atılınudır. Ne yazık fci Vassilikos'un sözlertne öteld eski sârpiinler katılmak islerniyorlar. Bestecl Teodorakis, sanatçı Merkuri, politikacı Karamanlis ve Papandreu geleneksel Türk düsmanlığında birleşmişlerdir. Birblrine ne denli karşıt siyasal fikirler besleseler de... Oysa Yassikos gibi gcrçekçi bir yazar. tıpkı Ecevit gibi, iki komşu ülke arasında dostluk kurulmasından. Türk ve Yunan uluslarının birbirlerini anlamalarından yanadır. «Egenin iki kıvısına baktiğın zaman bir tahteravalli sörürsün. Kâh Yunanistan diktatörlüğe batıp Türkiye demokratik düzeylere çıkarken. kâh tersi oluyor. Acaba bu tahteravalli bir oyuncak mı? Düğmesi de Atlantik ötesinde mi diye alıyor benî bir düşünce. Türkiye cuntalardan kurtulduğu zaman demokratik düzen ortamına giriyor. O sırada ise Yunanistan diktatörlük tüneline girmiş oluyor...» Vassilikos'un sözleri düşündürücü, uyancıdır. TörkJye ve Yunanistan üzerinde hangi büyük niyetler, hesaplar bfr takım «oyun»lar çevirmekteler? Bunu herşeyden önce kendilerinl ilerlci, solcu sayan aydınlar, sanatçılar düşünüp bulmamalı mı, bu bağnazlık çıkmazından iki ülkeyl, iki ulusu önce sağduyu sahipleri çıkarmamalı mı? İşte Vassilikos sağduyunun öncülüğünü yapıyor, ona kim katılacak? Banştan, dostluktan, in•«anlıktan. halk yaranna işlerden. atılımlardan yana olan herkeı. hepimiz. hepiniz. . Ama uzaklarda bir düğme var, hanel kötü el basıyor ona. bastığt anda kıyamet kopuyor. ne dostluk kalıyor. ne insanlık Bütün iş o düğıncyi ortadan kaldırmakta, dostu düşmanı anlamakta, ayırt etmekte... raber, bu yasal prensihln, 38. maddede sayılan diğerUrinın vanı sıra, yazımıza konu "lar bir ayncalıği vardır. Baninîar konuları sanayi. madeno:Uk, bayındırlık hizmetleri, taşıma ve ihracat işleri olan ve tendi'erinin °b 25 sermayesine sahip nu lunduklan girişimlere. vuA*r,da belirtilen sınırların üz^niiJe kre di verebilirler. Daha acık bir deyişle, anılan maddede belirtilen şartlara uymak kaydı ite ban kaların bu gibi girişunlere sağ layacakları kredimn •nnın voktur. Ancak, derhal belıılelim kl bu ayrıcalık, kanun kjyucunun evvelce açıkladığımız ge r çex ama cının ortadan kaldınlmasına yeşil ışik yakmış değildir. Yani bu ayrıcalık, bir banka ıcredüerLnın, belirli kişilerin yararına «ruUamlmasma neden olama? Uysa bugün, bazı bankalardaki u,fula ma tamamen aksi yöndelır. UrguUma Bu nasıl olmaktadır? Bazı kişiler ya da sermaye pnrp ları (Holdmgler) ya bır r««nka kurmuş veya bir bantsjıuı nısselerini satın alarak y>nei.onıni ele geçirmışlerdir. Bu suretıe ev velce banka müştensı OıJ>rak, kredi yönünden yasal sjıırlar içerisinde sıkışmış buun?n bu holdingler, bu kerre oankanın sahibi, mutlak hâkimi dunar.u na geçmişlerdir. BankAiın yöretimini ele alan bu hold'ngler ikinci etapta, bankayı kendj özel girişimlerine en az •'. 25 r.isbe tinde katılmaya sevketmişlrr ve yasanın bam başka neden'.orie koydugu ayrtcalığı, Kendi vsrar larına kullanarak, bovlece sınırsız kredi olanağına saiı:p clrauîlardır. Hatta diyeb'iırız ki, bazı bankalar, bu yoila, bazı bol dinglerın, özel finansnıa» m'Jesseseleri haline gelmış:ır. Yaaımızın başmda, kanuna karş) hile kavramı hakkında yvpüjr.jnız açıklamaları gözönüne gei;rdıgımizde, bu kavramın Düıun oge4 lerinın, bu olayiarda en t pık şekilde var olduğunu yörUr!is. $imdi, sorunumuzun en önemli noktasına gelelim. Yasalarda tanımı ve belirli bir müeyyidesi (cezası) olmayan bu fiilin. genei hukuk düzenindeki müeyyidesi nedir? Bir başka şekilde ifade etmek gerekirse, kanuna karsı hile kavramına. yasalar belirli bir müeyyide tayin etmemısse. olanlara seyirci mi kalmacaktır? Elbette hayır. îşte doktrinde, biz den çok önce aynı cevabı verenler. sübiektivistler ve obiektivistler olmak üzere ikl grupta toplanıyor. Bu konudaki çıkış noktaları biraz farklı olmakla beraber, ki, bunlann açıklamasına sütunlanrnız yeterli değildir, her iki görüş sahipleri bir düsüncede birleşiyorlar ve diyorlar ki, kanuna karşı hile teşkil eden işlemler Mutlak Butlanla Maluldur. Yani, bu işlemler hiç doğmamış sayıiır, hukuk alanında geçersizdirler. Bu sonucu, somut olayımıza uygularsak diy»ceğiz fci, bankalann yönetimine sahip olup, bur.lan kendi özel girişimlerine katılmaya yönelten ve bu suretle kendilerine sınırı belirsiz kredi sağlayan holdınglerın, ki bunlar genellikle aile şirketleridir, kanuna karşı hile olan bu işlemleri nedeniyle, banka ile kendi holdingleri kapsamında olan girişimleri arasmdaki kredi sözleşmelcri geçersizdır. Bu noktada yargı organlannı çok önemli görevier beklemektedır. Kanuna karşı hile kavramının, Alman ve İsviçre Federal Mahkemelerinde sayısız uygulamal an vardır. Yakın bir gelecekte, bakmaları mutlak olan bu tip davalarda, kanun koyucunun gerçek isteğine uymakla görevli ve bunu basannış Türk yargı organlannın. söz konusu kredl sözlesmelerinin geçersizliğine ve bu şekilde verilen kredilerin, bankaya iadesine hükmetmeleri gerekir. Beri yand8n, zaman. zaman sözü edilen yeni Fankalar Kanunu tasarısı sebebiyle, yasama organınm bu konudaki uyanlan dlkkate alması ve bu kez yasaya kesin engeiler koyması icabetmektedlr. İLAN 1. Genellrurmay Ba$kanlıgi Karargâhı ve Bağlı Blrliklerinde ıstihdam edilmek üzere 19; 35 yaşlan araiicda Pairülte. Yükseit Okuı Lıse ve Lise Dengı Okul mezunlarından. askerlığinl yapmış (141) Erkek Memur Göreve Alınacaktır 2. SS7 Sayılı Devlet Memurlan Kanununun 4S'ind maduesınde vazılı sartlan flaiz olaniardan göreve girmeğe ısteklilenn; kısa nâl tercümeiertnı oeürten dılekçelen vs bır adet vesıkalık fotograflan tle birlikte, Geneikurmay Merkes Dairesi Personel Şubesine (ANKARA) müracaat etmeleri gerekmektedir. (Basın: 28279/10273) CAGDAS YAYINLARI ORTADOÛU TEKNİK ÜNiVERSiTESi GAZiANTEP MÜHENDiSüK FAKÜLTESi DEKANLlClNDAN: Elektrik Mühendisliği bölümü içîn ÇIKTI Alamanya Beyleri •t . . • Bilgisayar Asistanı Alınacaktır Fakültemizin Elektrik Mühendislîği Bolümüne Bilgi sayar asıstanları alınacaktır. Adayiarın «Ü.D.I.Ü. Gaziantep Kampusu. Personei {Jefliğı. P.K. :«KJ GAZÎANTEP.» veya OD.T.Ü Personel Müdüriügü, ANKARA» adresınden bizzat, veya yazı ile ısteyeceklen miiracaat tormtınu doidurarak en geç 17.1.1978 tanhıne Kadar O.D T Ü Gaziantep Kampusu, Personel Şeflığının eline fjeçmesmı saglamalan gereiunektedır. Aaayiara Personel Seflıgı taraîından mülâkat ve smav yen ile (rtinü sonra oilüiniecektır. ARANILAİ* ÖZELLtKLER: B.S. veya M.3. veya esdeger bir derece tle Elektrik Mühendisliği BUgı Savaı branşından mezun olmaK. b) Açılacak vazılı ve sözlü sınavda başanlı olmaK. c) İyı düzeyae Ingıuzce Dil'ı bılmeK. Kabul edilenlere sosyai durumuna uygtın bir lojman verilecek ve ek ödeme yapılacaktır. a) Portekiz'in Bahçeleri 4n; r Nevzat üstön'ün gczi notfan (Basm: 28300/1U284) FITATI: 15 UIA îsteme adresi: ÇAGDAŞ YAYİNLARİ / Cağaloğlu Halkevi Sok. no: 3941 İSTANBUL Atatürk Universitesi Kektörlüğiinden Üniversilemiz Tıp Paküi'.eslnin Genel Cerrah! ve Çocuk, Sağlıgı ve Hastalıklan Bölümlerınde oıreı adet ProfesörlüK kadrosu açılmıstır. îsteklılenn I7.su Sayılı Kanun ve Cniversiteier 0§retim Uyelennın sevimlen tle Protesrtriüge vUkseüilmeien nakkındakı rüriik uvannr«ı 25 J2.1H75 tarıiiıne kadar ReKtörlügümüze müraeaarian duyurulur. (Ba«ınj26340/10285) KARA VE DENiZi ANCAK GÖKLER TAMAMLAR. HAVA KTJVVETLERlNt GÜÇLENDtRME VAKTl l
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle