18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 13 Aralık 1975 Kitap Fiyatları Bir arkadaşırmn kızı Eğıtım Enstıtusunde okuyor Şunlan şanlan alıp okuvacaksınız demış oğretmenler Gordum, ufacık bır pakettı Ikı vuz lıraya vaıtındı verdığı Kendım çıkıp K tap aldım oncekı gun Bır a kadar da ben \erdun Sekerek falan degıl uçarak ılenıvor fıvatlar Sadece kıtaplarmk degıl Avvanın kı'osu pevnınn kılosu kaça' Bır gıvsılık kumaş şu dıtaş bu ram b j çımen'o bu Motorlar, makıneler daha pahalı Bır kasap var okurlardan, o^eygun «Et altmış 1 olacak » dıvorau Gerıp dolaşırken okurlarla gonişurken sık sık açılıyor bu «Madem kulturce de gen bırakılmış bır ülke» ız madem okumarun jaran buyuk bıraz ın^afh koyun kıtaplarmızın 1 fıvatlannı > «Keşkı biz koysak kıraplarımızm Ijaını » demevecegım. Gerçeklik ve Romancı ATiLLÂ ÖZKIRIIMLI 12 Mart'tan aonra özgtlrlüklert kısıtlayan, glderek dUştircp ozgurlugılnu sok etmeyi amaçlayan baskı yöntemlen, yazarı sıyasal bir seçme yapmaya zorlamış: Uretim llışkilerındeki çelışkllenn somutiaştıfı buriuva demokrasısınin bile ışlerlıgini Yitirdıgı bır dönero güncell, yaşanan gerçegi 6n plana çıkarmıştır. Slyasal tavrın sanat anlayışını belirledigi bu gellsirn, ozellıkle hıkâye ve romanda etklsini gösterir. Okur. tarihsel gelisımin belirledıği kamaşık bır toplumsal olgunun, ıçinde bulundugu gerçekhfın boyutlarının anlatılmasmı ister yazardan Ya da okurun siyasal içerlkll yapıtlara oncelık tanıması, vazan bu yolda ürün vermeye iter Bu temel amacı dünyanm değışlmme katkıda bulunmak olan sanatın ışlevlne de uvgun duşer Üstelik romanın, toplumsal bılıncın oluşmaya başladığı geçış dönemlerinın vaz geçilmez anlatım araçlanndan oldugu, bu olusuma yön verdigı düşünülürse soz konusu gelişım dogaldır. FAKİR BAYKURT uyduruk vaptığına gore bır çıkmazm ıçindedir şımdı okuyucu DAGITIM SORUNU Üstelık sadece a^aç gereç, ışçıhk, \ergı şu bu da değıldlr k'taplardakı pahalılıgın en buyuk etmenı Dağıtımdır. Kıtabm uzenndekı fıyatın r ortalama r 40 ıra alır dağıtım Ellı hralık kıtapta otuz hra yazann, ışçınm ressamın taşımın deponun kı^apçının; vırmı lıra ı^e dagıtımm Dagıtımcı kı sadece «aracı»dır. Satıcıdır \ e jazan, ne dızen, ne basan, ne kapaıt vapan ne r rasnardı Tıpkı tarım urünlermde endustn urunlennde oldugu gıbı aracıdır aslan payını alan Dağıtanla sa an üretenden çok kazaTmaktadır Bazı okurlar onerır • \azarlar aynı zamanda okurlanna ornek olan ınsanlardır Somuruve karşı jazıjorsunuz ama en çok kendınız somuruluvorsunuz Sızınle bırhkte cıız Bırleşerek bassanız va kıtaplannızı » Bu duzende tıcaretle \a7arhgm bır arada vurumevecegını ausunurum nfp Varatıcı venm tak dıve durur Genler en azından. Kltap flyatlan sömürtllme, bunlar yazann oldugu gibl okrurun da sorunudur, nıçln acaba okurlar bırlesip dağıhmi hattâ basımı ayarlavamazlar' Suçlamak ıçın değıl sorum, \apamazlar Olanaksızdır. Kapıtalizmm belli başlı sankıncalannı, onun yürüttügü hizmetlerin bır bolümünU kendımız yüklenerek glderemeyız Aslı somürüye dayalı bir düzende ne yazar korunabılır somürüden, ne okur Üreticı de, tüketıcı de somürulür kural olarak Vardığım sonucun karamsarlık oldugu soylenebılır Havır, kapıtahzm karşısmda değıl bu karamsarlık Kapıtahzm var oldukça somürıi var olacaktır. Okur da. yazar da üretıci de, tuk«tıcı de somurulecektır Hoş olmasa da bır saptamadır bu Sanat ve Edebiyat KOOPERATiHİ OLUR MU! Başka bır yanını duşunmek de var ışın Kooperatıner (alan Belkı buradan vuruverek genel anlanda kooperatıflenn kap'tahzm ıçmrie nf anlam ta^ıdığını da gor°bıhnz Yaym alan ncta Dazı dene\ ıer bı ıyorum Bın 193ülarda Ankara ögretmenlerının ortaklaşa vayımcılıgı bonra • Kitap Yazanlar Kooperatıfi > îorî (e Hakkı Tongııç'un «!s ve Meslek Terhupçı, knabtnın Ilk (Devamı S S»vfada) deolojik mücadele Ama bu doğal gellstmln Hm! yanlıs degerlendlrm«lıv rln etkısiyle olumsuz sonuçlara yol açtıgı gortlHryor Slyasal tavır alma toplumcu gerçekçiükle özdeslemp, edebiyat ideolojık, dolayısıyle politik mücadelenin bır aracı olarak kabul edıliyor Ya da bu görtfşe karşı çıkanlarc^ edebivat ıdeoloiık mücadeleden sovutlanıvor Yanlış da burada işte Çunkü edebiyat ne salt ldeoloiıJt mücadelenın bır aracıdır ne de ideolojik mücadeleden soyutlanabüır Vurfulanması gereken şudur «Her zaman oldugu gibi bugün de geçerli olan bir gerçek varsa, o da gerçekçılığın Öbür Usluplar arasında bir Uslup olmadıgıdır: bütun üsluplar (hatta görünüşte gerçekçilige karşı olanlar bile) va gerçekçılikten çıkarlar ya da önemli bir sekllde gerçekçıliğe bağlıdırlar » ÇUnkü «lnsan'ın kendlslnin odak noktası olmadığı hiç bir öz voktur. Edeblyatın verileri 'belli bır yasantı, öğrerici bir amaç^ ne denü deSisik olursa olsun, temel soru hep şu olacaktır tnsan nedır7» (Lukacs) YAZAR DA YAKINIYGR Pir vazar olarak ben dp ^/vinıvorum k'tap fıvatlarınm pahalılığından Ama fıvatlannı bız kovsak da onemlı olçude ucuzlamaz kıtan fıjat'arı Pek çok nedenı \ar rtnee ufak te'ek n»denler uzerınde duralım Ocur az Az ba<uUvor kıtaplar KıtaD ık kagıt karton, bova murekkep \e benzerı gereçler pahalı Cogu uçuncıı dordüncu plden, karaborsadan sağlanıvor Hı^ardan gelen makınelenn fıvatı da gumruklen de vuksek Bır olçude bunlar artınvor fıvatları Buyuk neden de şuKapıtali7m ışçının ucretıne taırkaç kuruş kovarak bı^az oaun verdıkçe bıraz vergi \erdıkçe verdığını vüklüyor ureUıgının fıvanna Fıvatı da her zaman kendısı kovmakta oldugundan asla zarara cırmedıgı gıbi kardan da eksıltme yapmadan ıstedıgi cıbı ayarlıyor onu Kıtapçılık da kapıtalist bır EiHşım Iktısat fakültelennde ısJetmenlık bolumlermdp dprslerde «model» olarak alınır ^racın gerecın kâ&ıdın kapagin vazarın, ressamın ışçınin Ucretı, posta ve depo gıd»rleri tasım, şu bu arttıkça kıtapçı bunlan kıtabm arka kapagna • ansıtacaktır Yansıtmazsa bırakır kıtapcılıgı Devlet de japmadıgına vapınca da pek Fotogal ÎSA ÇELtK DOÇENT DR. BERKE VARDAR ILE "ANLAMBİLİM,, ÜSTÜNE KONUŞMA Pıcre Guıraud'nun La S*m»ntique adlı plkıtabını Anlambllim adnle \e orneklermın bır bolumunu Turkçc\e u\gula>arak tenmlenne karsılıklar bularak hatta \azarin \anlıçlarını du ZPI erek dılımıze çevırdınjz Bu çalışmaM okırlarımıza tanı tırken once canıambılımtın ne olduguru so\ler mnınız7 Insanın tinsel ve taplurnıal evrenı, gostergt dızgelerinden eluşur Gosterg* sotcuk olur, ulajım bciırtketl olur, lorc olur, dcğışık davranış turlerı y ı da toplumtal yasamı kuran değlsik kurallar, ogelcr bıçimıne burunur Ama ıslev açısından hep anlam aktarma ozelliğı taşır Bu bakımdan, lnsanoğlunun anlığı gosterge ureten bır duzenek, gottergeler dt anlam aktaran araçlardır Dılbılımsel anlambılım goslergelerın içerığmı Inc^ler, got tergeter araıı ilifkıleri ele alır Her etkmlığın altında bır goslerge dızgesı, her gosterge dızgesınde de anlamıal islevler vardır. Tozlerı, ozdeklerı bakımından btrbırınden ayrılan dııgeler Içeriktel bıçımleri, ı^lrvlerı bakımından, benzeriık gosterır, aralarında ortaklık kurarlar Tum elkınhklerın de gi}kcn gorunuşlerı ardında genel bır gostergel£$tırme duzlemi vardır Toplum yatamında olsun, anlıksal duzlemde olsun, gostargelerı Inceleyen çok genış kapsamlı bir bılım vardır: Goftergebılim. Dilbıllm, konusu bakımından bu bılıme baglanır Ama bu bilim dc kullandıgı yontemler ve kavratnlar <ıçı»ından dllbllımdcn esınlenır. Dllbilimıel anlambılım demın de belırttıgım gıbl gostergenin içerık yonunu ele alır, anlamlı bırımleri oz içeriklerı ve dir^e tçındekı konumları bakımından oldugu gıbı tumcedeki bağır\tılyı y5nynd^n'd<(" i^ıceler Gunumuzdekı akımlar anjaır) torununu tumcenın derın yapısında araştırmaya ydneliyor. Anlambılım ton doğan dılbıhm dalıdır Hem konunun kapt ı m ı , hem de bazı dılbılımcılerln tutumu yuzunden uzun sure tdılbıllmln yoksul akrabasıt (A J Grelmas) durumunda kalmış, ama ozellıkle ton yirmi yılda buyuk atılımlar yaprnış, tozdlziml, tdzcükbllim, sozbilım (retonk), deyısbilım, anlatı incelemeleri, ç*şltlı betıksel gostergebılım çalı;maları, v b nın anlam olguları cevresinde ortaklık kurmasıyle artık bir kavşakbilım goruntusu kazanmıştır tamıyle orantısızdır bu yaklafimlar. Sanatçıda içe kapanma IMeraet FUAT Sanatçının ıçe Kapanması vara tıcılıgını dışındrtkı olavlarla llgısız çagından kopuk bır anlavısla surdürmesı, valnızca bas kı aonemlpnnde görulen bır durum mu' Bu soruyu sorarken jrünümüzde de tarfşmalan suren bır konuda bellı bır Eörüşe baglanmı? oluvorum Sanatçılar baskı donemlennae kendı kısısel sonın larma vonelırler sojuta kaçar lar karanlıklaşırlar eoruşüne Dı\an edebıvatı vuzvıllarca r sü ren bır basKi yonetımının \ ansmasıdır Garıp akımının nal km begenısım aramayı, kavga smı sa^unmava ustun tutma sı hıçbır suçu olmayan devrımcı bır saırin 28 yıl vatmak uzere cezaevme atıldıgı gunlp nn ardından gelır Kapalı şıır akımı da edebnatımıza gene bır baskı donemımn armagaru olmuştur Bovle dönemlerd« sanatcıların karşılıklı oturup başka türlu «varatmaya» karar verdıklenni sovlemıyorum Sanatın yaşama çabasıdır soz komısu olan Sanatçı çagın damgasını ver bas kılar altında siner sorunlarm d'sma düşer kuser ıçıne kapanır sonra da buvük bır ıçtenliıîle. vaptıjı ışın dogrulugunu sanatın ovle olması çerektıgını savunur Varlıgının tek dayana jfı olan sanat alıcısmın karşısına çıkabılme olanafcmı sürdü rur boylece Yaşadıgı gunlerın olmasa bıle geleceğm sanat alıcısmın karşısına çıkacaktır Yapıtları yok edılme^ecektır Her gevşemeyle bırlıkte ıse sa nat yenıden butünlugıine ka vuşur Evet «butunlugıine» Ka vuşur Sanıldıfı pıbı ıkı tur sanat voktur çünklı «soyut» ıle «somut» dıye Bır vanı koparılmış, eksık bır sanat vardır, «bü tün sanatuın karşısına konmak ıstenen Ama sanatçının baskı donemlerindekı yılgınlıgı gene de sanatı tanh ıçinde bır yerden bır yere taşıma çabasına bagıslanmıştır her zaman Sanatçıyı, duzenın degışmemesinde çı' kar umanlann yanına çeken içe kapanışı geleceğe donülc kavgalar verenlen tedırgm eder elbette Ne var kı sanat alıcısı, bujuk kavgalar ıcındevken haşm de olsa sonunda hep bafışlavan, hosgoren bır tavra ulaşmıştır bu konuda, sanatçıvı, ıçıne düştuğu alışkanlıkîın, baskı donemınden kurtulduktan sonra da surdurmek durumunda kaldıgı ıçm bır sure hor lasa da. duze çıkar çıkmaz, olumlu yanlarını aramaktan gen durmamış, vıllar yılı gelışt:nlen sanatlaştırma vontemlerının, baskı donemlennde edını'en ustalıklann bır çırpıda bır yana atılamıvacagım anlavışla karşılamıştır Sanatçılann baskı karşısındakl tutumlan çok degışıktır aslında Çogunlukta olan kotu ornek'en genellevro valnızca onlar uzerınde duşunmemek gerekır Içıne kapanmaktan susrnava, va da çeşıtlı vontemle^ le susturulmava kadar uzanan bır çes'tlılık gozden uzak tutulmamahdır Baskı donemlerının her sanatçıvı ıçe kapanmava., varatıcılığını dışmdakı olavlarla ılgısız çagından kopuk bır anlansla surdıtrmeve vonelttıgı nı kımse üerı suremez ama polıtıka aıanmdaki her karanhklasmanın sanatçı çogunlu*1! nu bu vonde etkı'edıgı bu yonde akımların doğmasına yol açtıftı da bır gerçektir Başta^ı soruyu soruşumdaki rahathk yukarda bzetledıgım goruşun doğruluğuna ınanmam dan gelıvordu Sormamın ne denı ıse şu Sanatçılann ıçe kapanması yalnızca basta donemlennde gonılen bır şev de ğıl Alıskanlıklar, ozenmeler geçmıştekı puzel orneklerin etkısmde kalmalar Ribi. bıreysel çıkışlara yol acabılecek ozel du rumlann otesmde sanatçılar gunun sontnları karşısında gıiç suzlılklermı sezdikleri gelıştır dıklen sanat aracımn vetersız lığını gordükleri dönemlerde de kendı dışlarındaki olavlam 11gı>sız kalmava başhvorlar Sarata bazı konulann eiremnerf «ını sanatın avrı bır vasamı rlriuSımu savunan sanatçılar çetın ^or> nlarla karsı karşna olunan OZ^IT' ik çunlpnnd» de (Devanu 9. Savtada) Dunya görüşü Edebiyat bu s o n m elber^e kendi ölçüleri Içinde bir ka^şı'ık getlrmeye çalışacaktır, ama bu karşılıgı büvük olçude sanatçının dünva görüşü belırlevecektır Çünkü sanatçı insanı, hem birpv olarak kendi gerçekhgi, hem d« toplumsal varlık olarak hayatın gerçekligı tçine oturtmak oru dısmdakl nesneler ve in>=an!arla tüm ilişkilerlrın butunu olarak kavramak durumundadır Bu Ise gerçeklığe belli bir dunya görU<=üy1e vanaşmakla mümkündür Yanl «îanatçmm gerçeklige bakış açısıdır önemli olan Ama vine bu, belli bir dünva grirü<;t]ne uygun yapay bır gprçeklık kurmavi eerektırmez Bövlesi bir vol vazan eerçegı çarpıtarak şematizmin ruzagına düşmeye götürUr Sanıyorum sorunu daha somut bir biçimdc nrtava kovabilmek için kimi örneklere baş vurmafc ırekhor Bir tomanı Sr£e»lendMrken eenellık'e su yoıa çık'voruz Oetırilen öz np ttlçiide gerçt>lt.eı v?n«ıM r r ' Yansıtnan îerceklik üprçekhem o*lrün«l<J «psıycr muT Ya da bu çfciçtkliğın doğru'yla ilıntısi neot'r? Anlambılırr konusu\le ılırılenışınız rmsıl oldu"* Dılbılıme, genel olarak »ozcukbılım, oz«l olarak da anlambilım aracıhgıyle yoneldım Sesbıhm orneğının kılavuzluğunda anlamul »ozluktel alan incelemeleri dllbılımtel ugrafimın odak naktasıdır diyebılırım. Guıraud ve kıtabı ıçın so\ lejeceklerınız nelcrdır'' Pıerre Gulraud, çok genif bir alanı kucaklayan pek çok yapıt vcrmış bır Fransıı dılbılımcısidir Çabalarını daha çok anlam ve gosterge sorunları çevretinde yoğunlastırmi} tır Çavırdığımız Anlambılım ve biıçok tanıtıcı yapıt di'.ınria Dilbilimsel Sayılama Sorun ve Yontemleri '1960) Fransız Sozluğunun Kokensel Yapıları (1967) Göstergebilım (1971 ı b yapıtları, bilımsel dergılerde yayımlanmıs yazıları vardır Ce vırdlgımiz kıtapçık, gostergelerın içerık kesımıne ılıskın yak laşımlan tanıtıcı bır bıresım oldugu gıbı, yazann baska ça lışmalarında galistirdığı bıçınrel anlamıal alan kuramını, anlambılımln çozıım bekleyen sorunlarına uygulayan bır dfnemedır Guıraud bır bakıma tarihsel ve yapısal akımlan uz laitırmaya yonelır Her sorcuğun turlu degi^ımlerının altında genel orneklerin surduğunu varsayar, kokensel ya da sozluksel obehleri hem anlamsal hem de bıçımsel ozellıklerı açısından ele alır. Yapıtın uretıcı anlambilıme gerekli yerı verıne mls olması, bu alanda on yıl (7 baskının yayımlandıflı tarıh ten 4 7 yıl) oncekı çalışmalarla yetınmesı vc nnlambıri'ncık incelemelerint jhfkfn on yargılı sayılabılecek ricgfrlendırmelen elesfTriTcbillr. " " ı \ ı v ^ Y a pıtta yer yer rastlanan ozel ad, dıl, sayı, tarıh, alınti, vb, yanlışlarını, yazarm onayını alarak dıızelitığimı, yao tın ikl, uç gun once yayınevınce bana gonderılen t baskısında bu duzeltmelerln benimsenmiı oldugunu gordugıımu de ekle mek isterim. P.U P yayınevine llelmekte gecıktığım 10 kadar *anhs Ise ne yazık ki duzeltilmemi}. Basım ı>lerınde yanlıslık kaçınılmaz bir jey. Benim çevıride de ornegın 19*0 yerıne bır yerde H M çıkmıs. İkınci baskıda duzeltırız. P.RI REİS Kıtab ı Bahnjeve çalı$ı>or Pırı Reıs Sıralanmış duruyor mcecık kalemleri. * Sarıkı bır resım yapjyor aharlı bır kagıt üstune renkll kenar suslu ve nesıh jazısıyla K zıl duşürüp kentleri ve bır ıstavrot ıçıne alıp gızlı kayalan ıdeğıl mı kı derya okulundandır) A\akta ve uygun esiyor rilzgir Ve besbelh çok burunlu çok nuvsuz dedıgı Ege de (<;ok su ıçtıgı Odysseusun, o çok kumaz Odj sseus un) Uzakta Bujuk Denız ve golgesl \jruyor dıreklerın, denız kuşlannın Uzun bovlu mu\du Pıri Reis? butun Gelıbolulular gıbı ki tımsah gibı su ıçuıde buyurle Ve sabaiı akşam sıhstıre «»slerıyle ujanırlar • uzun bojlu, uzun sanallıydı Ve mcejdı hıç gormedıglm bmklan (hep aşagı dujen, hep uron) Deryada gozleri. Bıliyor kı bır denız kıtabıdır \azdıgı Bır padışah gozunun gezecegı Bır padişah goztt ümmanı bllen ıgok gozlu muydu Kanunı? Gok gozlü, kemer burunlu. Babası gibı de ıçli sıkılgan) Bunun ıçın Kanunı'nın gozu degıl mıdır hep onünde duras \e onun ıçm deryalar soze gelmez m:0 îşte şımdı de oturmuş \avaş, sessız boialarmı karıyor Değıl mı h.ı al^verışı bol • enedık onlerındedır \ Ve lyı demır yerıdır O haloe bı r b'r çızümelıdır kafır kentlerv. Nerde sığ nerde derın, yufkadır sular' Gok nerede agıyor? Bu yuzden gozu hep Kolomb'un atlasına kaymaz mı, hep elının altında tuttuğu ve bulunmayan Kendıs' gıbı sakallı denızkurdu Kolomb'un kı ıkısı de çok uçu \e kuş agaç çıçek adıanyla doludur ceplen Magrıp mı buralar' Aht ı Atık ^.atagı (ej ıvorsanlar ev magralar1 ve ey Arap goklerı ) Duşmuş gun Yalın enr.çll Bır kıcaba gırmıştır çünku suların en gızlı tarıhı Ve sıra artık bir 6ns,ozdedır o dünva padışahma «Anlattım hepsini, hep cordüjtumu » Devıp Büvuk guzel bir Osmanıi cıldı ıçın ıaltın yaldızlı koşelıklı 368 vaoraklı) Kı b r zanan Kanunı nın, Ibrahım Paşanın elınde dolaşacak sonra benım onume duşecektır. Boyle bıtıyor ışte benım bu şıın %a?arken sık sık elıme a'dığım o hepmızın bıldıgı kıtabı Yansıtılış biçimi Oysa bu sonılara karşıhk verebilmek ıcin bas>a sorulsr gerekli Üstelık «Anlatılmak istenen ne?» sorjsundan çofe, • Nasıl anlatılıvT')) sorusunun vanıtlanması ıtonumi1* nçi sından sonra dnemlı Çunkll bu soru, yalnızca anlatım teknl gıne goturmez bır Burada asıl söz konusu oıun fjerçeslijın vansıtılış biçımidir Söz geliml Oetın AH*n'ın Vısta' sınde oldugu sntn tek blr odakta (ctoseluk) toplatnnı*ttenel T*santı wiTça,annm gerçeküSın WrHlnüv^»*H'»ıH ««Hul ması, «deglşmez bır ınsanlık yazgısına» donüşebılır. (IAJkacs> Bu roman kışısının bireysel çıkmazınm, tek boyutlu bır gerçeklıt olarak verilmesmin sonur"id'iT UoftTUânn doğruva geneiden yola çıkılarak. Beneı'ın lçmdeM özel degıl de, genel g'M gösterılmek istenen bir öztl anlatıhnca bu kısır döngıi knçınılmazdır. Goruldugu gıbı öz'e ılışkın soruların yanıtlanabılmesi. yazann bakış apsına baflı temelde Olav O<OM«.1 kurgu ve anlatım olarak bırbırlnden çok farklı ıkı romanı Şatak ve Akçasazın Agaıarı nı bu açıdan ele alırsak dahs bjlirgın tı çımde goruruz bunu Sevgı Sojsal Şafak'ı, ıç ve dış bıçımır.de adlandırabllecegımız ıkı çatı>,ms üzerine turmuş Bınrn. «ı ınsanın dış gerçekle çatışması ikmcısı de kendı kendısivla D13 gerçekle çatışma duzene karşı çıkış olarak or*oya konuvor ve roman kışılerının ıkı karşıt uçta yer aıma«vla belırcın leşı>or. Roman kışılerı arasmdaki ılişkuer9 bu çatı$ır.a >on verıyor Temelınde ekonomık ve tooıurr*a! npdcnler yatan sıyasal oır çatışma bu îç çatışma 'se kendını asn a olarak belırıyor ve romana bır kendını soryiva çekme biçımınde vansıvor Bu ıkı çatışma romanda Iç içe yürü>ot bın ötekınden soyutlanmıyor karMlıklı p'Vieşim ıçuı^e butünleşıyor. Bojlece Şafak, temelde 12 Mart olgusunu didıkleyen, çözümlemeye çalışan, bu olguyu o uş^uran unsurları eleşürel bir süzgeçten geçıren ınsnn» toplumsal gerçeklik ıçinde, ama kendı gerçeğını de gbz'Jen uzak tut madan yanaşan blr bütiinU kucaklıyor Çevıride na.su bır yol ızledıruz ne gıbı güçluklerle karsılaştnız' Bılimjel bır yapıt soz konuau oldugundan yazann anlatımına elimden geldiğl olçude bağlı kalmaya çalı;tım En buyuk guçlugun lerım alanmda çıktığı sanılabılır Oysa dılimız artık oyte bır asamaya ulasmış bulunuyor kı genel anla tım duzleminde de terım duzeyınde de her engeli asıyor Yeter kı gerçek Turkçeye kulak verılsın, onun gosterdığı doğrultuda çdzum aransın. Bir kez bu yola glrıldı mi karsılıklar kendıhğınden oluşur, Srneğın, eşalgı^al anlambırım sesbırım anlamjırımcık sesbınmcık dızısel dızımscl bclırtke sesdeum sei sesbenzetılı, gostergesel. (yazann çok ozel bir anlamda kullandıgı bir terimi karşılayan) anlamlama vb sozcukleri doğar. Kısacatı, Atatürk'un baslaHıgı Dıl Devrıml her engeli devırerek yolumuza ışık tutuyor. Anlatım acısından gelecegin Turk btlımi hangi alanda olursa olsun kuskusuz bu doğ rultuda gelııecek. • Turkıjede bu konuda şımdıve degın ne gıbı çalışmaiar >apılmıştır7 Anlambllim bızde de uzerınde az durulmuf konulardarv dır. Saym Prof. Dr Dogan Aksan m ^nlambılımı \e Turk Anlambılımı (1*71) adlı yapıtı dışında konunun gereklı kıldığı kaptamda bir yapıta rastlamıyoruz Teo Grunberg'ın \n!dm Kaıramı Czerıne adlı Incelemesı felsefe mantık acısından onemlı bır sorunu ele alır T N Gencan'ın Dılbılçısı nde de bazı lorunlara koaca deglnılır 1169da ıkı genç arkadatımla (N Arıklı, T Tunçdoğan) bırlıkte yayımladığım kuçuk bir ya pıtta (Semantık Akunları) telsefl anlambılım, genel anlambı lım ve dilbilimsel anlambllim cercevest Içmde toplu bir goru nu} lunmaya («lı^mış, ayrıca tarihsel ve yapıtal anlanbılım anlayışları ustunde durmuştum Ama dediğım gibı konunun kap TOPLUM KOPUĞU, KAVGA KAÇKINI RUŞEN HAKKI 12 Mart'ın en clvrivli günlerıni yaşıjorduk Gece baskınları, gozalülar, tutuklamalar bırbınnı ko valıyordu, bırbın ardınca topraga duşuyoriardı gen cecıkler . En güvendıgımız arkadaşların bırer polıs olduklannı bğrenljorduk. Kuşkular büyütuyor duk içımizde, ama gene de arkadassız edemıyorduk. Boylesıne ipıkopuk günlertn bırlnde, bir ogle sonrası, bın dokundu omzuma Baktım, bır ozan arkadaş Sevmdım Bır kahveye oturduk Bana son yazdıgı şıırleri okudu Güzel şıırlerdı hepsı de, ama bır şeyler eksıktı bu şnrierde Bır jerlerde tıkanıp kalıvordu bu guzelım şıırler Bu guzelım şurlerı tıkavan, çıkmaza sokan nejdı acaba? Kahvemızı ıçerken sordum arkadaşıma. Ne dıvorsun bu olaylara"* Sorum karşısında şaşırıp kaldı arkadaşım Bıı jabancıvmışun gibı baktı yuzume ve Hangı olaylar' diye sordu Anlattım Basüan arkadaş evlerını, tutuklanan arkadaşlan dıle getırmeye çaiıştım Incecık gulum sedi. Ben olanların dışındayım, şıiriml yazıyorum Şıırımı yazabılmem ıçm de olayların dışında olmam gerekır, dedı. Donakaldım . O guzelım şnrlerin eksıklığı tıkarıklığı gelıp jakama yapıştı Benı sarstı >Işte benım eksıklığım nkanıklıgımı dedı Aradan üçbuçuk vıl geçtı Neden anımsadım bu olayı' Neden yazmak gereğım dujdum 7 Varlık'ın araluc savısında •Dehşetlı Gulerım Ben. dıyor Salvador Dalı Okudunuz mu o yazıyı'' Newsweek dergısmın vazan Rıchard Z Chessnoff, bu bıvıklanvla unlü 71 yaşındakı Ispanvol ressamını bir koşeye sıkıştırmış ha babam sorar durur Salvador Dalı yse zaman zaman yan çızer «orulara, zaman zaman Dalı çızgısı sorumsuzluğuyla yanıtlar venr «Dah, yaşamı bovunca apohtık kal dı Bır monarşıstım ben Monarsızra butunüjle metafızık bır kavramdır çunku tannvla başlar tıpkı sovacekım vasası gibı şasmadan ıer şeye geçer » Üçbuçuk \ıl önce bır kahveye oturup da şıır lenni dmledıfım arkadaşı duşundum Bana hıç bır zaman ben b'r monarşıstim. demedı bu arkaHaş Salvador Dalı cVn de o\guyle soz ettığını anım samıyonım Ama Sahador Dalı'nin janıtını okuduktan sonra düşünd ım Monarşızrrın metafıziK kavramını "^>\açpkım vasa^ını arkadaşımın şurlenne baglavabılır mıvım'1 Hem neden \p^nra arkadaşımın şnrlrrir»' Kendını olajların cLşına ıten vs'nırra şnnnı d'işu 9. Sajfada) Yaşar Kemal örneği öte yandan Yaşar Kemal, Demirciler Çarşısı CinayeU"yle Yusufçuk Yu«uf tan oluşan Akıisnnr =ırı.^r'nda konu yoğunlaşmaları bır yana bırakıUrsa, toplumsal bır de gışım su'ecınm biıtün boyutlannı sergılıvjı RomBnda ooUı bır zaman blrımı kullanılmamış, bir donem tanhsel (tellsıme bağlanarak venlmiş Ostvapıva çok oar'ilı demokratık düzen bıçıminde van«'van bır eeçıs d ı w r 1 hu Temel Uretim «utwn olan toprak (teenndekl (e'Ktal tli«k11«r aşüamamış Iste tam bu noktada başlıyor rcman ve fs> dal üretım ilı^ki'enntn sanayileşmevle oırlKte çoküsünl) öu <x>küşe kos'it olarak ekonomik gticil alıne geçıren v«i3 egemen sınıfın vtJkselişım konu alıvor Böv'eoe top'umbal eerçeklık roplumcu dünva eartişUnün sü>!»*.inden geçirı leres tarihsel bir perspektıfle degerlendlrillyor Burada konumuz açısmdan belırtılmesı geıeken su Bu yalın gerçekten vola çıkap Yaşar Kemal ^•»matik bır ner (Devamı » Sayfada) Toplum polisine mektup Bu soğuk günlerde Evınıze donünce Ya da kışlalarmıza Çıkarmca postallarımzı elmiz» bula<=acak kaıi. Unutma>m ıslak ellerınızı kurulamayı Ve bır BardaK çayı Yumup gozunuzu ıçmevı Çunku orda ışıyacak kan Kanavan yarayı sız açmasanız da Bır sılah olsanız da tetığınızde paranın parmağı Paranızı aldıkça av başlannda Cebınızden yere damlavan hep kan. ^ız de küçuk evlprde büyüdünü» Sizı de analar buyu^tü Ya çocukJannız' Ekmek onlann nekiedığı ve çorba Oysa orda mutfakta Kaynayan kan Bu soguk günlerde ivınıze dnndüğtinuzde Bır gun karıni7in vti7"nflı> \ P vumdugunuzds snzünıı^l Duş yenne kan ouvJjecek «an Kan peçınizde t SENNUR SEZER ILHAN BERK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle