Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ITALYAN OZANI EUGENIO MONTALE Ü Ü ZERİNE » MONTALE'NıN NIZUĞI, HıÇlıK.. TIYI LENMıS LENDıRıR. Jgenıo Montale, rapısıyla, umujla çağdaş Italyan şııri obur doruğu Gıusappe Unga' den gerçekten îaryıdır Basgeleneklerden, naşka Enılaraaşka vazarlardan çıkar ıtale, sozdızımı boyutlarını ar, bo7ar dıhvle Onu besle toprak doğduğu ver olan, cemlı ve köklü hüzunlpnyle, sımalanyla, çıplak, sert, gouden yana zengın yurtlarvla mlenen L ı g u m i ı o* ınlann •ağıdır. Yadsıma yolu ontale nın yolu yadsıma voır Yalmz ınsan Anlamsız ra " Içmde jaşadıgımız hıç Bu, günumüzün rn'tsız ınsan karanlık konulannı, Mon ovle yoğun bır ıç gıiçle, 1es ve anı bır zaman gerçegını •le, oyle enerjık bT düşüncesımgesel gorüntu kazandıryeteneğıjle benımsemıştir kı, surede şıırın en anlamlı sesıden biri, zamanın ıçınden ı zamanı yenen, zamanı asan ozan olmuştur. ontale'nın de, blr bunalımbır bunahmın ıçınden doğı behrlenıvor boylece, bu bu •nın altında yaransa, enyıp n, bir amaçtan yoksun olan, m ve eviem ıçm nedenlen ınmajan bır dunya duyumuAğırbajlı, doğnı rmtsle'nin aklı, elbet, flrst (bırincl sınıf) bır aydının •ıl sonunun yenı baroguna Jden sonra (degışık bıçımlerolmuştur bu), yenı klasızmen de sonra olusmuş bır av tı aklıdır Kuzevli, Avnıpalı Ienmelerle yuklu, soğuk, ku r e buruk denecek kadar ko ışıklı Bu, en lunutsuz, hatn sovutlamacı </ajHİarda bıle T gorulen Dir durumdur. vla»cilann orneğinı yadsırbır ağırbaşhlık., dognıluk ımü çıkarmıştı bclki ondan; jnla bırlıkte Pnmo Traıpo'Baretti'de, Solaria'da yazdığı arda, uygunsuz olgunluk ve ıklık umutlanna karsı, özel Lıgurıa gorunümünun gorün rınde çızgılenen bır Avrupa •ıjordu Bu moral atmosferozanın yajın navatımn geranlamda başladığı bır yazıa, t s l u p ve Gelenek ıBaretti, cak 1925) yazısında soyledık şaşırtıcı gelmıyor lır ılk gorev, dcnek, voksul ıntnek pahasına ı'a olsa, yak ve açıklık içın çaba gosterolabılıraı Italvada, uygar, n. avnı zamanda da halksal edebı\at bır kaba olmayan nekler donemı, >ani doruk da. genış duzlüKlerı de ol an va\gın bır cntellektuel h ve confort nemen hemen Lnmanıştır belkı r1 r vaşan acaK*ır da » Ulkemiıin susu ve gururu ahası \ar lıçbır mitolojiyi Kabui ettnek mrzdik . Yapacak çok 15 var ün, ve ışıksız, aeşesız, tedırbır çalışma olacak bu Bızı, iısı ıçın çalıştığımız ama bı•nlemeven kalabalığa baglıyabıze altanlamı ve amştırma cullanma o'anağını ve bır ış ığı umudunu 'jpurecek bır jn bır orta<: dıan v a ratılma şurın yenıden 'jİKemızın sü giaruru olmasını 'aglıyacak bır iahiız bıreysel utanç ol aan kurtaracak >nr 'Igı mer nın olusturulması» an olarak Jonunda pek az kışımn bl• sınıf bır aım'or gorunu 1 nae oldugunu sovle\eUm Bız dı hesabımıza, ıç*en bır orta 1 olusmasına vapıtlarımızla <ıda bulurabılsek kend.m zı hh sajardık » geler») bir hüzünlü » m j ı uyuşuklugu ıçınde doğaotesı anlam la dolduran bır şıır bu ÜJCİ41» ANCESCHI RLNÎÜlERı YOLU YADSIMA GERıSıNDE YAKAIAR ıÇÎEN GELEN YOLÜDUR: iÇıNDE İNSANIN YAlYAŞADIGIMfZ YAJAN60ıjDEGER DÜNYANIN ŞııRıNıN ANLAMSIZLIGI, BıR ÇOK ÇAĞDA5 AUCAKARANllKTAKi KARANLIK BıÇıMOE BıR ENERJıYLE SEZMEK MÜMKÜNDÜR. YEN'DEN KONULARI UZANMAK GÖLGESİNE SOLUK VE DALGIN Utanmak gölotıim, taluk v ı 4«lgın gunc>Un kızgtn Wr betlın duvarının, dinlcmtk boiur»l»n diktnltrlnin «raıtndan tarlakuflırınm fakımastnı, hıjırtıtını yılanların. Topnğtn çatlaj)ındı, burcakellarında ya da, lıltmtk kırmıtt karınca dizllerini, kâh dağtlan, k»h leplaşıvartn bi}tk kum*cfkl«rlnln uzarin*. GnUffltk dallar araımdan, çırpmıjmı denizln uzaklarda, pul pul yuksclirkcn ağaçsre t«p«l«rd«n •ğustot boceklcrinin tıtraytn *ırkı»ı. V* dalafirken goı kımı»lır«n oun»»t« hısselınek huzunlu bır hayrttlt nasıl da b«nzedığinı, haystın vt acılarının, uıtu cam kırıklarıyla kaplı }u duvar boyunca yürumty». («Murekkepbahâı KemıUenraden) GÜMRÜKÇÜLERİN EVİ Ç»kt»n unutmu»ıun^ur *•« gumrbk(ülarln avlnl kayalığın l«p«*ındcn bakan deniz*' bırakılmif, btklıyer uni o ak^amdan b«H flirdıji hanl dufünctlarintn blr oflul an gibi v» »eluklındıjı bir an, tMİlrgin. Yıllardır kamçılıyer lodo» kscürnı; duvarlarını, gulu$und«y»t iti vok artık scvlncln' (ildırmif, ıtriıvtnltr p«$lnd« outula, yanılmifiı dusunduklcrimizd* geltetk Içln. C»kt»n unu)mu»»undur «tn; dağılmıjtır btllejin g«ç*n bunca yıtla; boşanıyor Iplık. Blr ueu hllâ b«nd«; uıakla»mada ama »v, dammdakl ruzgâr fırıldajıv»*, kararmıj Ittsn, donuyer donuyer acımasız. Bir ucu b«nde; yin* d» yalnız kalıyortun >«n, yin« d* duyulmaz olayor »olufiun btırda karanlıkla. Oh, kayıp gıdtn ufuk, yanıp »ondujO arada bir tanktrin rsıjının. Geçıt burdan mı? (Çırpınıyor hâla kırılan dalga kayaların uılundt .) C<klan unulmu^sundur »»n bu ak»»mımın •vinl. B*n>* bilmıyorum gldtn kimdir kalan klm. («FırsatlarviarO YAŞANTIMA KARIŞAN HALK MASALLARI ANADOLU HALK GER YAZMA 5INDA, ÇOKTUR MASAILARA MASALLARI SOSYOlOJi. KADAR BÜTUNUYLE I I P ÎAR1H1. GEREÇ ETNOGRAFYA; SUKARLAR. FELSEFESı, SANAJINI EKONOMıK YAPI ONEMLı BATIDAN BAKIMIARINDAN DEOGRENEKIER DlZENGı') HAZıNESi B1Ç1IEMEYECEK MASALLARDAN HALKIMIZIN YARARIANAN VE SANAIIMIZIN YAZARLARIMIZ PEK GOSIERMEL1Y1Z. BıZ DE LAYIK OLDUGUMUZU Oğuı TANSEl Nobel Edebiyat Odülünü alan Eugenro Montale 1975 Monlale uzerıne, Sobel Edebiyat Odulunu alah ber\, utkemızde büe bır haylı 1/021 ya'jvnlandı Bu arada. lla'yan edebıyalıyla oldukça yakmdan flgıîenriıoım halde hemen hemen hıç çevnmedtğm bu ozam yeniden oKumaya gırıçlım ben de Once bır 002den geçırdım ha yan ozanlanndan yaptığrn çeıtnlerı fiayir en az on onbeş oııem'1 ozanından bır antolojı o'uslurucak kadar çeı ırı vnpttğım bu edebıualıi ?ıejfırmenler'ne pcre ıfct doruğundan bırt ofan Mmtale'den tek çevtri Usta bir ozan Srmunda fırsat. J89S yılmda dogan *Ftrsa'lar* ozamnm "9 yaşmda yobel öduiunu a'diöı Jii İJ'S j/ı'ınffa (iktt karjıma ve ben de buiu değerlendnmek ısledım $ımd\ usta bır ozam tamdiğim ıçm leıtnçlıyım Aslmda bu yazıda yalmzca Monlale'nın kronolojık yaşam oykusunu vereceklim O da eks k oÎJna'ın 1S96 yıhr'da doçvuş Monlale 79 yasına dek de az. ama oj yarmif Topu topu 5fi k tao ıerm'5 yır olarak Hep'i bır arada kalın bır ciîdı ancak dn'duracak kadar îtır Kttaplarım saya'ım Murekkevbahöı Kemıklerı (IVo). Fır'aHar (19V)) Fırfma (1956). Sat'tra (1970) ve 197172 Gunluuü (1973) Bunlartn aıvnda. dvzyazı le eleştıri aeneme fcıfap/an aa yaymlanan ozanın hte oğrentmmı tamamiamast hemen hev.en B'rınn Buyuk Savasm patlamasma raslıyor Saı^jj sonrasmdaysa bır sanat ert, bır ozand\r arlik; yaşamı sanatm suzgecmden gtçırvıe tutkusu avcuna olmtstır onu da Bununla tnrlikte hıç acelect deaıldı. ılk îtır (ct/abını do îm'de 29 yaştndayken yayınladı nıtelam. Fasızm» Uty Montale ntn duşunce duycnı yaptsınttantTtılamalcoerelcır«e, bunu da. aençhğmm ılk yıl'anrrla 0/ı.Son fayiîJne karfıUğım oeçen yülarla pektştıren btr mancm. ftırle ozdeşieçme voluna oırdtpı yıne >lk pençhk j/i!larmda yoğun eaemenltğıit svrduren kapalt. s<maeci *nr anlayı&nı kendiie ö;gtıle*tırdiğı duygunun €tez antıtez sentez*mde noktalavabtlım Mnntale ıızer\ne daha çok konuvnadan «<w« ttalvan jiin, ozel'Me de çaâdas ttalyan ;>ın «'«Titı? krmufabilecek en uetkm kışılerden bırı olan Lucıano Ancesehı'ye Ü» ozanın dtUmizde yemden *kurmayı> denedığım 2 îiınne bırakıyorum Anceichi nın burada olcuyacağtnız uazınm çaaâas Ilalvan jitn uzertre btr tncelemesımn Monlale ıle tlgüi oölumüdur bu kısaltarak çemrdım $nr çevır lerı ıne. ozanın. ı'fc Jn ktabmdan Italycn ve dtınya jıırt antoiojılenne seçuen St'Tlerımn çeıırılen 9k juphe Son bır IOZ Eıet. Nobel ba< btr o*ana. bır dıl kuyumcusuna lerilrfı 4ma otı«. kırfc yil oncenm has o'antna bu oerçek' 1e haigi *ıya*al denoe oyununun basarm uğruna verildi. bu y?/p'î«» ıj(« bnnlar aölgelıyor Monlale nın baş'ndakı oecitmij tuet. Konya'y» 140 ian, Boskıt IIçesıne 13 xm uzaniık' ı, günev Toroslann etegtnde v°yvan ıkı tepe arasında kurulmuş Meyre ko>unde geçti çocuKlu^ırn Kcy de Bizanslılardan Izorlsrdan <alma aslan hevkellerı, lcab^rtma lar vardı. Derekovti yrtnOnde, çocuklugumda dinledigım Pamuktayatanın Efsanesinın kaynagı / Givurasan bir gelm ba$ı eibl görkemlı yukselır. Enmıze çalışmava gelen ışçıler, yumuşçular, öîellıUe etonek yaomaya gelen SUlevman Çavmstın mzlan anam, ağabeyım, Hus<"ın am camızın karısı bol masaı tgut lu hıkayeler. Nasrettın Hoca nk ralan anlatırdı. Kortcak Adam Konya lisesinde bğrencıyken tanhçı Fent Bey Konya Halkiyatı ve Harsıyatı kıtabı için malzeme toplarken kendisıne yardım etmıştim Gene lısede değerli folklorcu Pertev Naılı Boratav edebiyat ögTetmenlm ol du Lıseyl bıtirdıkten sonra Edebı>"at Fakültesınde ögrencıyken Emınonü Halkevının Halkbügısı Haberleri adlı dergisıne Bozkır Adetleri ve Ananelen baslıgı al tında Bozkır türkülerlnı VP Mpy re kdyıinde teke katımı torenıni yazdım Amasya'da oğretmenken Pertev Hocanın vüreklendirme ve onerilerıyle masal derleme çalısmalanna ginştım. Amasya'ya 8 km. uzaklıkta Ziyere koyünde Emine Uyaroğlundan 1944, 1945 yılannda 25 masal derledım Erzıncanlı Menşur Dulgerden 2 halk oykıisü, 4 5 masal ögrendım Her Ucıslnin de korkunç güçlü bellekleri vardı. MasallanMasalla llgili derlemelerüni kendi , sanat anlayışırn ve dünya "gonlşimle buleştirerek Altı Kardeşler, Yedi Devler, Oç Kızlar, Mavi Gelin gibi kitaplarda topladım. Yayınlanmak Uzere olan Allı ile Fırtın adlı geniş oylumlu kltabunda kaynaklanm, çalışma yontemim gösterilmiştir. Derleme yaperken masal anasım ve atasım bulmak çok önem lıdir. Bunlan yakaladıktan sonra masal hazınelennden birşeyBen deriedlgim masallan yayıma sunarfcen; a • sdzlü gelenekteki tekrarlardan ayıkladım; bdıl batamından anlatunını öztürkçe ıle yeniden yaraürcasına işledim, rnasalcının bazan iskeletlnde yaptıgı bozmalan ayıkladım, eksık bırakılanları tamamladım: c dunya görilşme yakJaştırdım, göksel dlnlenn etkilennden aruidırdım. Anadolu masallan sosyoloji, tıp tanhi, etnogralya, halk felsefesı, ekonomik yapı bakunlanndan değer biçılemeyecek kadar önemll gereç sunarlar. Folklorcular ve bilginler yaaya geçlnlmlş olan bu masallardan bolca yararlanmaktadır, Bir lolklorcu olduğum kadar ZUmrilt Kujy g<W de» • tserl m»sallan vanında Dede Knrkut ovkulennden sozlü geıenelre vaygın olan Tepegöz, Alknvax Kızı övkülert bent çok oticilerdt Tepegoz övkusunü vaylaja yakın olan buvük bır majaıası tnılunan ikinci Gâvurasan nd< peçmiş gibi düşlerdim. Buyuklerın de katıldıgı gece topıantıliruv da Dilmeceler, buldurmaca'.ar söylenir, Şevtanın ke<li selm hoca kılığında gecelert ve gunduzun tam ortasında valniT ka dın ve erkeklertn Onüne Derelerde çıktıgı nasıl, çılctığı, msanların nasıl kurtuldugu anlatılırdı. na en az i)d kuşak, Uç kuşak gerıye uzanan, 150 200 yıla yaklaşan kaynaklar gbstermişlerdi Enııne Uyaroğlu'nun anlattığı Şapıt, Altıkardeşlerın blrinci masalıdır: ben Penoğlu adını koydum. Yunan mitoloiistnde eksık kalmış Psıke efsanesinın tamamıdır bu masal Dın etkılerınden sıyınnca herşeyiyle ona benzer Yalnız Mıtolojıdeki Zevs'm sarayında son bulur. Emine U>aro§lunun masalında kızla oğİan (Eros'la Psıke) birer ata binıp saraydan kaçarlar. Üç kez oglanın anası, amcası, teyzesi taraiından kovalanır, defişimler yaparak bunlan atlatır, kızın ülkesıne ulasır ve mutluluga kavuşurlar Mıtoloııde eksık kalan serüvenın bııtunu Emine Uyaroğlunun anlattığıdır. Yunan mitoslarının Anadolu kökenli oldugunu gosteren tamklardan bindır bu ler alabilmek içln anlatıa ile derleyici arasmda güven bağının kurulması baş koşuldur. Masal lstemeden Bnce koytı bfc <lost> luk kurmak derleyicınin işini çok kolaylaştınr. Masal anlatıiırken çocukların bulunması da gözetılmelıdır. Derleyıcılenn çoğunlukla j'anıldıkları nokta, bu ortam: hazırlamadan masajcıys «Sen söyle. ben ya^ayırrı demeleridir. Gene de böyle bır deriemenin kazandırdığı Urün, yayım Içın ancak bır ham malzemedir Boylece masala sonradan yapümıs katkılan ortadan kaldırdırn. Her masalcı kendi yaşamma gore masalında defişiklikler yapar Ben de bir masala olarak folklor değerini bozmadan böyle defişıklıkler yaptım. Bir yanıyla da üu guzelım halk yaratmalannın Ilk bıçıminl bulmaya çalıştım. bır ozan olarak şUrlertme Den de masallardan maya aldıgımı belırtmelıyım. Yazma sanatını bütünüyle Baödan oğrenıp eser yaratanlar dışında masallanmızdan, görenek ve inançlanmızdan yaralanan şalrler, öyküculer, romancılar pek çok tur. kimselerin yaşantısına gereklıdır Haltamızın tanhinin ve sanatjnın parlak aynası, zengın hazınesı masallar bugünUn yaşantısında alacağı veri haketmıştır. Biz de masalların 'e.ıtnlı dünyasına gırmeve lavık olciugumuzu gbstermehvız. İLK DERLEMELER BERKÖZ Toynbee ve Tarih Bilinci Kısa bir süre 6nc« dünyamıxdan ayrtlan Ingılız tanhçısı Arnold Toynbee, cunjamızın tanhı yanıcda yaşadığımız gunlere de tanıklık eden ve tarıh bilımıni yeni temellere dayandıran bır bılım adamıydı. Onun Insaniık tarınini bir bütün olarak ele alan ve 1934 1961 yılları arasında 12 cüt halinde yayımlanan Bir Tanh Incelemesı adlı yapıtı uygarhkian n zengın malzemeye dayanan bır sergılemesıni yaparken bırbırlerıyle ılıjkjleri, dogus ve batış nedenleri üzennde de genış ölçüde durur. Düimize Tarıh Bılıncı adıvle düzenJenrmş ozetinin daha ancak ÜK cıldi çevrilerek yaymlanmış oldugu halde Toynbee Türkıje'de adı çok duyulmuş bır kışıdır. Bu ünde tan h araştırmasının genış çapı ve ilginçUginden çok, yazarın ülkemizle y&kın Ugtsinin payı vardır. Toynbee (1889 197a), ülkesınde «Yunan ve Latın siasıklerı ustune eskı moda bır oğrenım» gormus, Atina'dakı İngilız Arseolojı okulunda okumuş ve Ox ford'un Ballıol kolennde Eski Tanh okutmaga başlamıstı. 1915'te hlıkumet hızmetıne gi rerek Dış:şlerı Bakanl'Snnm Sı yasal Haberalma OrgJ'unde Turkıye sorunlan ustünde çalıştı. Daha sonra Londra lır.i'ersıtesmde Modern Yunan ve Bızans ıncelemelerı profesoru olarak ders verdı Bu yıllarda wr yan dan da Manchester Guardıan gazetesı adına Avrupa'dskı ve Yakındogudakı onemlı bırçok olayı yerinde ızledı Turk Kurtulus savaşını bazan Yunan cephesınde bazan bızım aramızda oulunarak van tutmayan bır gozle mceıedı Daha doğrusu bır van tutlu Bagımsızlık savaşı veren, batı emperyalızmının haksız saıdırısına karşı direnen Anadolu Turkjügunu yurdundakı bırçok kazanclannı teperek savundu. B\i vuzden kürsusunıl de yıtlıdl. Kurtuıuş Savasından sonra veni Turk devletımn kuruluş scruvenını «Turkıye, Bır Devletın Yenıden Dofuşu» adlı îcıtaomaa anlattı açıcı bir nitelıgi o l a c a f m «nceden gormüş ve zaman geçtıkçe ola' lar onu doğrulamıştı Şımdi goruvorum kı. Klasık V'dnan ta rıhıvle Modern Batı tarıhı getırdıklert yaşantılar açısından çağ daştılar tkısınm de akışmda pa ralellu vardı Karşıia»urnıalı olarak ıncelenebüırlerdı Cck geçmeden Yunan tanhıyle Batı tarıhının bırçok bajıta ÖTiefi bulunan bellı bır tünın modelı oldugunu anladırn » Boylece bırbırınden avrı toplumların ajrı uyga r lık'ann bır bınne benzer gelışım voıları çızdıklerını ortava çıkanr. Toynbee ye nore toplumlar, :i«ik8el organizmalar gıbl büyürler, güçlenirler, venmhleşırler, fasat olgunlaşma sırasmda orgütsel bır katılığa da gıderler Bu natılık top lum herhangı bır meydan okumavla karşılaşmcaya âc* surer Mevdan okumaya bovun egen toplumlar vok olur, Uarşı gelerek cevap verebılen toplumlar yenl bır dınamızm *f?ar.ır ve gelışmeye devam eder Onun yaptıgı sınıflamaya grre uygarlıklar üçe aynlır Tam gelıjnus durdurulmuş, uygarlık altı duzeyde kalmış toplumlann uygarlıklan Sınıflamada Ojsmanlı uygarlıgı «durdurulmus» toplum tıpının malı olarak gostenlmiîtır. Tovnbee'nfn tsrihi gılemekle yetınmeyen nedenlen araştıran ve kar$ıliıüı etkiler bağlar üzennde duran buvuk bir çalışmadır Uygarlıkların nrtaya çıkış ve ortadan kaUı? edenleri üzennde titızlıkle iurmuştur Onun uygarlıkların ortava çi kışlannı, devamlantıı ve yokoluşlanm tseçkinler»e bağlaması vapıtının en çok iıe$tınve ug Bu eleştıri haksuz degıldlr Ama dev yapıtının canlandırdıgı dıkkatlı tablo, kend'sıni ele»tı renlerce de «tarıhsel mırşım ala mna gerçek bır katkı» savılmak tadır. Kennr ERTOP Sanat Edebiyat NASIL BiR YÖNTEM? Once efendileri biçer, değerini bir işbirlikçinin BİR GUN BILE TUTMAYACAKLAR IŞE YARAMADIĞIN VAKİT, IÇLERINDE BIR GUN BİLE TUTMAYACAKLAR SENİ EFENDILERIN GORECEKSIN K' ZAR KADAR ANCAK VARLIÖINLA YOKLUĞUN ARASINDAKİ AYRIM ONLAR İÇİH GORECEKSİN Kl DAHA ONURSUZ DUŞUNDUöUNDEN ŞU DUNYADAKİ YERİN SEMIRTİRLERKEN SENİ KENDILERIYMİŞ YİNE SEMIRTTİKLERI SEN DEĞILMIŞSİN TUTMAYACAKLAR BİR CUN BİLE İŞE YARAMADIG1N VAKİT, IKINIP ATACAKLAR OIŞARI KALINBARSAGINDAN EMPERYALİZMIM KMMİ ÖZEI YAYIMA SUNARKEN BiüME KATKILARI İNSANLIGIN ORTAK MALI Masallar hızla gelısen teknoioJi karşısında bozulmaktadır. Toplumun ve lnsanlıgın bu ortak malının zaman yitırmeden eksıksız derlenmesi gerekır. Derleyici öreUkle kapalı köylere yönelmelidır. Derleyicinin saglam bir yonteme dayanması, bu ışo gonül v«rmis olmaaı, masal alacagı Tovnbee, Bır Tarih Bmncl adlı vapıtının taslağını Kurtulus Savaşı ıçındelu Anadoiu'ys 1I15f km gozlemlen çok a ; e ıken Istanbul'dan kendi vura'ma uzaAnfıprogram nan bır tren yolculuğu ^ırasında ;ten ortam, sonralan gerçek hazırladığını anlatır. Yunan ve ııse benzemı>or pek bununla Bızans tarıhı profesönl bu topı<te tanhlen «iüşunünce raklarda 900 yıldır yaşavan veni 25 uhndavız) msan Montale' ujgarhfm sahıplenni de yakın.ıasıl bu kadar leri gıu.ğuıe dan tanımış ve batı uygarlığının ı>or Yıne de, bır el*ş»irt sa sahıp çıktığı kalıp yaraılan de1 gelen°kten dosan, doğması gıştırmeğe gırışmıştır. Onun taelen zengın ve « n ı ş bır va rıhe bakışı, bu konuvu bır büıkta her turlu mıtolojiıt co; tün olarak ele alma bc.mındedır «Belırlı bır ülkenm, WT uvve evren^elhk uzerıne soylev garlığın, bir dının, bizım oldunıinı yadsıjan bır uslup ıçın ğu ıçın salt bu nedenle merke'ordugu antı program prog zı bır korumda ve Ust'Jn oldurıtndan Montale. iuşlemsiE bır gunu düşunmek bır vanılsama'arlık çagın edebı *e moral dır» der, tanhe kendi atalanna finlıklarına, genel snzcuklerın f duyduğu bağlılık açısmdan baku gerlımıne teslım olmayan manın tanhçı ıçın taşıdıgı <akınujgarlık atmosfen, tam tercayı açıklar. e cel'rlı gerçek olgulara kar kendıne ozgu katılığıyla d.k İnsanlık tarihini ayrıntılan lı ve tarıhsel. moral koşulla üzennde durarak mce'.eıspn vapbılmcınde bır uygarlık attığı araştırmalan, ıçınde vaşaısferı oluştunıyordu. Başka dıgı jılların gozlemlerıv le de bırhangı bır ozanda ^.lduğu gıbı leştırır ınsaroğlunun p^! 'A bamtale de de. daha az va da kımdan henuz kaynaşamamış olc baaşnlı anlar, daha az va masından vakınır. çok mutîu son ıçlanmış anlar Tarıhı genı$lemesme lneelemedır ama burada bızı ılplen nın prattk bır nedenı o sbueceğıen tarıhsel anlamda. onda ne nı kavramasına, I. Dunva Savaup bakımmdan ne de moral | şının olarak verdtSını açıklar kımından bır uvumsuzluk ol , Tojnbee Patlaj'an »avaşıa bırlktyacafctır Tam tersıne, ner ' te kendısını 5aran va^antının, •nan kendısı /le *e durumla Tukıdıdes'm <t ö V y, > df ba şından geçtığını, onun da dunva çıplak, ozle ılgılı "B hattâ ka sını buv.uk bır Kardeş <s.vaşının a>rılık dıkkatı çekecektır boldugunıi fark"df>r «Tuki\şın bır jadsımadan doğan, Yazının fazlalıkları nasıl ayıklanmalı m lazlalıklardan ayıklanması, ggereksız oğelerın atılması, üstunde epeyce tartışılmış, ırdelenmış bır konudur Ne var kı bu konuda soylenenler, yanlanlar daha çok Eene^enseje devalı şeylerdır. Okurlara, yazar olma yolunda calıçanlara daha yararlı olabılecek saptamalar sunulmalıdır Bunu da gerçekleştirecek olanlar yazarlarımızdıı kujkusuz. Mahmuf ALPTEKM GEREKSiZ YERLERiN ATILMASI Bir yazıdaki, kitaptakl gereksia yerlerin, bölumlerin atılmasındaki olçutler nelerdır? Bu konuda şunlar belırlenmış. Anlatılanlar konuyla ılgılı bulunmuyordur. Bır fazlauktır; yazıya, kitaba bır şev katmıyordur. Boyle degerlendırüıjorsa o sözcükler, tumceler ya da bolümler atılmalıdır, denmekte. Okullardakı «yazma san'atı. (kompozısyon) kltaplannda, derslerde de böyle yazüır ya da soylenır. Bu tutumda yazarlann durumu, gorüşü ayrımlıdır Salâh Birsel şoyle yazmış «Herhangı bir şiiri yazdıktan sonra bakın. birçok gereksız şeyler bulursunuz Her şıırın hıç değılse onda dokuzu atılabılır Atmaktan korkmavın, atın, atın. atın. Çııre atmakia ulaşılabıUr.* Her şıırın ılle de onda dokuzunun atılmasının zorunıu olup olmadığı sonısunu da şöyle yanıtlıyor «Hayır, bazı şıırlerın atılacak parçası voktur Ama sız atın. O atılmıyacakcaklan da atın. Şiir her sejden kurtulduktan sonra gende kalan seydir» Bunlardan llld, ldgınin kendi yazdıklannı ayıklaması. Ötekiyse, bir başkasının bu isi yapması . Klsınin kendi yazdıklarnı ayıklamasının ondan bolümler aunasının güç oldugu sarusındavız. Kendi deneytmden bihyonım; baskasmın yazdıklannı kolayca ayıklavabüdigim halde, kendi yazdıklarımda bunu yapamıyorum. Yervüzunun bunca basanya ulasmış yazarlan kendi tazılanoı ayık.amb güçlugune karsın bunu na»ıl yapmışlar, yapabılmışler? Yanıtı gıiç bir sorudur. Yazarlıgın bır gindır belkı de bu Sanınz, her yazar kendıcce yöntemler gelıstlrmiştir bu konuda. Söz gellsi kendi yazısına vabancılasmıştır fsın burasında. «Mısralarınızı bir yabancınınmış gıbı okuyun. O zaman, ne olçüde sizln oldugunu anlars'nız» dıvı»u Raıner Marıa Rılke"nın bu goruşü duzyan ıçın de geçerli degil mıdirî lincaltının ayıklama lşlevi mfdlr? Yoksa yalnızcs yapıtta yaratılan kisılerin, olayların egemenlıgıne tutsak olmasıridan mıdlr? Mehmet H Dogan şöyle değınmiş bu soruna ». •: «Kiç bir sanat yapıtının, hatta sıradan blr yazının bıle başlandığı gibi. en başta tasarlandığı gibi bitmediği, bilinen bir gerçek. Blr verden sonra ıster roman, tster öykü, isterae yaa olsun sanat vapıtı Kendi ıç diyalektığinln zorunlu kıldığı yönde vaşamaya basiar gidişinl, sonunu kendi çızer ve sanatçıyı, yazan sürükler peştoden. ÇOK VE ÇABUK YAZINCA... Çok ve çabuk yazma durumu var bir de. Yazının, yapıtın ayıklanma sorunu açısından da bakilabillr buna. Yazardan yazara degişen bir sey ou da G Henry Levves'e gore: «Çok yazmak, çabuk yazmak nıç ae onemll degıldır. Dünya, «nasıl» vazdığma degil. «ne> vazdığuuza bakar.» • önemH olan ortava çıkan vapıtın Daşanlı, güçlü olmasıüxı. Yapıtm, yazarın konusu \onunden Vaiery da şöyle demekte: «Ben kıtapiar yazan bavın au>frulannı öğreneceğım dıye kıtap okumam Komşumun duygulan umurumda değıldir benim. Var benım de duygulanm Ben, okudugum kıtapta soylemenın yollarını aranm. •Gonlldugîl gibi, Valery, «anJatı«nın yöntemleri, teknıği üstunde durmakta, bu durumu vurgulamaktadır. O'na göre, yazann nelerden söz açtıgı, ne yazdığı degıldlr bnemli olan; nasıl anlatügıdır. ZAMANA BIRAKMÂK Bir de asıl büyük ayıklayıcı var Zaman. Evet, kiml yazarlar da yenı çıkan bir kitabın okunmamasını salık verıyorlar: «Daha henüs yenı çıkmıs Unlü bir eseri asla okuma. Bırak en bUytik ayıncı olan zaman, sessizca görevinı vapsuı > Ayru yazar şunlan da söylemekte: «En ffüzel kıtapları en güzel kitaptann da en guzel sayfalannı, bu en gUzel sayfalann da en «ruzel satırlarını seçelım » Yazının fazlalıklardan annmasında şiir ve düzyaanon »yınmı var mıdırî Bır düzyazı ustası Oscar Wtide söyle demis: «tnsanlann çofu. hayatın düzvazısında sınırsu vatınmlaT yaprıkları ıçm infis etmışlerdir. Kişinın, siir yüzünden yıtalıp sntmesı bır sereftır • Bu özdeyıj, düatyazısiır kıyaslaması vapıyor ve şunn Ustünlügü gibi görünüyorsa d», temeld* boyle deffıldır kanısındayız. AYRI YONTEMLER Bır vazmın, kıtabın fazlalıklardan ajıklanmnsı dtisüncesınde vazarların hemen hepsı bırleşıyorlar Yalnız bunu uvgulamakta her binmn ayn ybntemlerı oldugu kuşku goturme^ bır gerçek • San atın bu\uk bır kısmı. seçmek ve susmafetan ıbarettir> dıjen Jean Gurtton da ışîev olarak .seçmeyl nırgulamakM «Seçme. de aslında •avıklama»nın bır r>aşka bıçımı degıl mıdırT Jean Paul Sartre gore.Vazmak h«"kes ıçın bır ıhtıvaçtır Yazmak hab^rlesme ıhtıyacınm en ıısrun şeklidır Yarmal' bır ^"iklsma çabasıdır • C r AYRI BIR CUMHURiYET... Yazarlar, «anlatı>lanna elbet kolayca ulaşamazlar. Onlann geçırdikleri bu süreçte fazialıkların, gereksız şevlerin atılması nlce olmaktadır. Avnca, vazmın, yapıtan büttınü Uzerindekl (azlalıklardan arıklama islevıyle, anlatıya dejfgin çahsmalann aynrm var mıdır/ Ustünde durulacaK bir konudur bu da. Mollere, «edebıvat, vazılann mevdana getîrdigi bir eumhurtyettlr» demış Okurlar, vazar olma yolunda çaba harcayanlar: Bu cumhuııyet) varaten Uvelprden (vazarlar) bu konudakl denev va vönıemlerını îctenlJtie anlatmalan TASARLAND1GINDAN AYRI... San'at vapıtlanmn tasarlandıgı, başlandığı gibi bltmemesı ele aldıftımiz konu vflnünden nasıl açıklanabıllr? Daha dognısu avnlîiama seçme Işıyle bu durunoun tlgisi var mıdır' Var?a nedlr? Yazar. tasarlamaya, vazmaya ImslariıSınria avnkiama kımi vprlpn tam «ıoz konusu deSll