18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHTJRÎYET 27 Ekim 1975 YEDÎ HiÇ BiTMEYEN SOSYAL SORUN: BOŞANMA TARTIŞMA U'l Hıfn Veldet VELiDEDEOĞLD ÖGRENCİ ÖGRETMEN İLİŞKİSİ Bozuk düzenin bir parçası olan sakat eğitim tüm sorunianyla yeniden karşımızda. Ögretilen, öğrenmek zorunda bınıkıldıjfımız dersler, yarının yükümlülüğünü bizlerin taşıdığı yurdumuzda olup bitenlerden habersiz yetişmemiz için «eözümüze mendil, kulagımıza pamukJ gibi kapatılmak istenıyor. Yoksa ben ml yanlış düsünüyorum: egitim düzenlevicilerimiz ezber plicürr.üzü mü ölçüyorlar? Hayır! Bütün amaç ki BOŞANMA ZORLUĞU NEDENIYLE BİRÇOK KÖYLÜ VATANDAŞ İMAM NİKAHIYLA EVLENMEYİ YEĞÜYOR NESEBİ SAHÎH NESEBt OAYRİSAHİH.. Boşanma Hukukund* Takmılan Noktalar ve Çözüm Yollan Türk Yurttaşlar Yasasının yü rürlüğe girmiş oldugu 4 ekim 1926 tarihinden sonra evlilik kurumu, devlet organları karşısında resmen kurulan ve devlet de netimine bağlanan sosyal bır kurum durumuna getirilmiş ve kurulmasında oldugu gibi, b o zulmasında da cievlet organların ca denetlenmesi sağlanmıştır. Zi ra bugünkü sosyal düşünce ve iiîanısa göre aiie toplumun çekir degi ve teraeü oldugundan, sadece iki kişi arasında özel bir iüşki sayılamaz. Bu, kuruluşund& ve bozuimasında devletçe detıetlenmeüdir. Toplum ancak ıstikrarlı ve sağlam bir aile temeline dayanır. Soydanlığı düzgün (nesebi sahih) çocuklar an cak yasa kurallarına göre meyiana gelen meşru birleşmelerden iogan çocuklardır. Bunun dışında doğanlar kendi suçları 3İmadı*ı halde meşru sayümamaktadırlar. Devletin boylece ev lilik kurumuna ve özellikle bojanmalara el atması, erkeğin bu jlandaki hareket serbestligini kal iırmıs oldugHDdan, blzde bufünkü boşanma hukukuna kar 51 yükselen yakınmalarm bir bölümü, eski alışkanlığın do£urdugu direnrneden ileriri gelmektedir. Gerçekten, i'urttaşlar Yasası kabul eiildikten sonra onun en çok sal iınya uğrayan kurallan, boşanma kurallan olmustur. Çünkü bu yasa !1« erkeğin tek yönlü ocşama özgürlügü ortadan kaliınlmıa, bu yetki, yasada yazılı nedenlerden birinin varlığı tıalinde önceki yazılarda görüldüğü gibi mahkemeye vertlmiştir. Bu çözüm yolunun hıristiyan hukukundan ahndığı ile ri sürülerek bunun bizim ge[eneklerimize ve gerçeklerimize uymadığı, zaman zaman ileri sürülür. Bugün Ispanya gibi katolik ülkelerde hâlâ boşanma olanaksızlığı sürüp gitiğine göre, boşanma kurallannın hıris tiyan hukukundan almdıgı için toplumumuzun yapısına uymadı îı savı boş bir safsatadan başka birşey değildir. Kaldı ki, Yurttaşlar Yasamızda boşanma nedenleri olan ve yukanda görülen «zina, cana kast, pek fena muameleler, suç, haysiyetsiz hayat sürme, terk, akıl hastahğı, geçimsizlik» nedenlerinden hiçbirinde din kokusu yoktur. Gerçi bu nedenler protestan hukusunda yüzyıllarca önce dinsel bir kurulca kabul edilmiş ise de, herhangi dinsel ve tannsal bir ilkeye dayanmadığından, hep ten layik bir nitelik taşımaktadır. Kısacası, bugün toplumda ailenin kuruluşu ve bozuluşunda devlet denetimi zorunlu olduğundan, boşanmaların yalnız erkeğe bırakılması ve evliliğin ÜLKEMİZDE KADINLARIN BÜYÜK ÇOĞÜNLUĞU EKONOMÎK BAKIMDAN KOCALARINA BAÛLI VE GEÇİM FAKIMINDAN ONLARIN ELİNE BAKAN ÎNSANLAR DURCMTJNDA OLDUKLARI İÇİN, BOŞANINCA OBTADA KALMAKTAN KORKMAKTA VE BU NEDENLE DE B a ŞANMAY1 İSTEMEMEKTE, DAVAYI UZATMA ÇABASINA DÜSMEKTEDİR. cak bir geçimsizlik varsa, mahke me, eşlerden birinin istemi üz«rine boşanmaya karar verebilme lidir. Yargıcın yapacağı iş dava nın dayandınldığı olaylan incele yerek evlilik birliğinin kökünden sarsılıp sarsılmadığını ve ortak yaşamın çekilmez bir duruma gelip gelmedigini araştınp sapta maktan başka bir şey olmamalı dır. Şu halde boşanmayı kolaylaştıncı çarelerden birt de davaa rnn dava hakkının bulunup bulunmadıgını kusura bağlayarak mahkemenin bu noktayı kendiliğinden araştırmasını önleyici bir kuralın yasaya konulması, daha dogrusu 134. maddenin o yolda değiştirilmesidir. • Boşanma davalarını sürüncemede kalmaktan kurtarmak için düşünülebilecek bir çare de, boşanma davası reddedildikten sonra uzunca bir süre (örnegin beş yıl) eylemli olarak ayrı yaşamış olan eşlerden birinin istemi üzerine. her halde boşanmaya karar verilmesi gerektiginin. bir madde içinde. yasaya eklenmesidir. Zira bugün böyle durumlar pek çoktur. Bir tarafın açtıgı boşanma davası reddedilince eşlerin ayrı yaşamı uzun yıllar sürüyor. onlar yeni bir yuva kurma olanagından yoksun kah.yortar. Ayrıca böyle durumlar meşru olmayan gizli birleşmelere de yol açmaktadır. Yasaya eklenecek bir madde ile, uzun yıllardan beri birikmiş olan bu, «eylemli ayrılıfovdurumlannı tasfiye etmek ve bundan sonra da bu gibi birikimlere olanak bırakmamak gerekir. tlk yazıya mektuplarını aktardıgım hanımlar ve on!ar gibi düşünenler, kadınm ekonomik geleceğinin güvenceye bağlanması gerektiği konusundaki içtenlikli kanı ve düşüncemi ögrendikten son ra, bu son konudaki düşüncemin yerinde oldugunu kabul ederler sanırım. • Bugün Yurttaşlar Yasamızda, 5 sayılı yazıda görüldüğü gibi yalnız akıl hastahgı bir boşanma nedeni olarak kabul edilmiş, öbür hastalıklar gözönüne alınmamıştır. Oysa, sürekli ve önemli kimi hastalıklarm ve gerek kadın, gerek erkekte rastlanan kısırlıgın boşanma nedeni olarak yasaya konması yukanda belirttiğim parasal güvencelerin uygulanması koşuluyla boşanma hukukuna rahatlık getirebllir. Aynca böyle bir kuralın yasaya eklenmesi imam nikâhıyla yapılan ikinci ve üçüncü evlenmelerin de bir dereceye kadar önüne ceçebilir. • Boşanma hukukunda değis tirilmesi gereken ve açıklanması zorunlu olan iküıci derecedeki bazı noktalar da şöyle özetlenebilir: 1) Yargısal evlenme yasağı süresinin kaldınlması: 2) Esas boşanma davasına bakan yar gıcın daha ilk oturumda taraf lara banşmayı önermesi ve bunu tutanafa geçirmesi, 3) Boşan ma davası sürerken taraflardan birinin ölümü durumunda onlar arasmdaki mirascılık durumunun yeniden düzenlenmesi; 4) Kendisine nafaka bağlanan veya tazminat ödenmesine karar verilen eşin nafaka veya tazminat alacağınm yalnız teminata bağlanmakla yetinilmeyerek öncelik li alacak durumuna konması. îlk yazıda sözünü ettiğim Yurt taşlar Yasası Komisyonu tutanak larma göre tarafımızdan hazırlanıp Adalet Bakanlığmca basıldığını, bu dızinin ilk yazısında bildirdiğimiz «Medeni Kanun Ön Tasarısınnda, yukandaki so runlar çözüme bağlanmış ve eklenen veya değiştirüen her maddenin sonunda bunların gerekçesi ayrıca yaalmıştır. Bunlann buraya aktanlmasına, gazete sütunlannm dar çerçevesi elverişli değildir. Bir gün elim değerse. onları da özetlemeğe çalışınm. Sınıf Kavramı Kapitaüzmin içindeki çelişkileri ancak suııf kavramını an ladıktan sonra daha iyi anlanz. Kapitalist düzende iki sınıf var dır. Bunlar şimdiki durumda egemen olan burjuva sınıfı, dlğeri de işçi smıfıdır. Egemen sınıf olan burjuva smıfı. devletin yönetimini ve üretim araçlannı ellerinde bulundurur. Gelelim işçi sınıfına: tşçi sınıfı ulusal geliri yaratandır. înşaat işçisi, maden işçisi, tonrak tşçisi v.b. kapitalist toplumda, kalkffimanın en büyük sorumlulugu işçi sınıfına yüklenmiştir. Böyle olmasma karşın ulusal gelirdeki payın en fazlasmı işçi smıfı degil. masa başmda oturan ve sermayesinden başka gücü olmayan burjuva smıfı alır. Aslında asıl üretici, yaratıcı işçi sınıfıdır. En büyük hürmeti ona duyacaŞımız yerde, onu hakir görmüşüzdür. Asıl yaraücı, üretken işçi oldugu halde neden hakir görülmüş, ezilmiştir? Bunun nedenlerini şöyle sıralamak mümkün: • İşçi sınıfı kendi değerini daha anlayamamışrır. • Sınıf olarak kendini kabul ettirememiştir. • örgütlenmenin önemini daha iyi kavravamamıştır. • Burjuva sınıfının çeşitli yalanlar uydurup kapitalist düzenin en iyi düzen oldugunu işçiye yuttarmağa kalkması ve bunda da başanlı olması. Bu nedenler çogaltılabilir. Sa dece nedeni bilmek yeterli değildir. Bu nedenlerin nasıl ortadan kaldırılacağını bilmek pe rekir. îşçi sınıfının kişiliğini kazanması, burjuva smıTmı geriletmeğe çalışmakla mümkün dür. Bu sınıfm sömürüsü nasıl ortadan kaldırılacaktır? sorusuna verilecek yanıt önemlidir. Kanımca bu soruya verilecek yanıt. işçi sınıfının örgütlenmesi ve yönetimde demokratik sol bir zihniyetin varolmasıdır. Aynca işçi sınıfına düşen ğörev, kendi kendin! eğitebilmesi ve sınıfının bilincine varmasıdır. Devrimci basına da bu konuda büyük görevler düşmektedir. Niyari ASLAN Kıdem tazminatı yasası MC Hükümst Başkanının Kıdem Tazminatı Kanununu biz çıkardık diyerek puan topıamayı düşüncüğü bu kanun hakikaten çalışanlann lehine mi çıkmıştır? Bu soruya verilecek cevap açık olarak hayırdır. HükUmet ile işveren çevrelerinin beraberce kuşa çevırdikleri ve kendi arzulanna göre çıkardıklan bu Kanunun daha evvelki CHP MSP koalısyonunun lıazırlamış olduğu kanun rasar.sıyia alâkaSı kalmamıştır. Necmettin Erbakan"ın koalisyon programında olmasına ra»men saka yapmış olması sebebivle gerçekleşemiyen o tasan ise çalışanlar lehine hükümler getiriyordu. Sayısai olarak gün sayısınm 30 'a çıKarılması eskı kanuna göre kâgıt üzerinde bir avantaj aibl gözukür: fakat eerçek durum yapılagelmış toolu sozleşmelerle bu sayının zaten 30'a ve uatta daha yukan yükselmiş olması idi. Şahsen çalıştığım içyerinde 1972de yapılan anlaşma ile ou sayı seneyle orantılı olarak 60 güne çıkmıştı. Yeııı kanunda bu sayı işçi lehine vapılan akitlerle ırT.tınlabıiır demekte, fakat 9.000. tavanı getirerek bu ntikmün işçi lehine getirecekleri dondurulmaktadır. Yeni kanun kazamlmış müktesep haklan noruvan oır hüküm ihtiva etmemektedir. Bu sebeple çok kimse kanunun yürürlük tarihinden evvel anıaşmalı aynlmalarlp eski kanunla kıdem tazminatı almavı tercih etmişlerdir. Ellmizde istatistiki veriler olmadığmaan bir kısım haklarını yeni lcanun sebebiyle kaybedenlerin tüm çalışanlara oramnı bilimeyiz, takat oıan ne olursa olsun, bir hukuk devletinin en belirgin vasıflanndan biri do kazamlmış m'iktesep hakıann çıkanlacak kanunlarla ortadan kaldınlamı yacagıdır Aynca bu kanunu işçi lehine çıkmış bır kanun gibi empoze ettiklerine göre hiç Kımseyi mağdur etmemesi icap ederdl. Kanunun bir başka aksak yanı öeher m ıçın hesaplanacak kıdem tazminatmm, as?ari ücret.n 7J> katından. bugünkü rayiçl*" 9.000. TL.'sından daha fazla oıamıyacağı hususuaur. Devlet sektöründe aO0O+6OO> gösterge ve dokuz katsayısı ile bugün 14.400. olan tavan. öze) sektörde çalışanlar için niçin 9.000. tle sımrlanaırılmıştır? Gerçı bu tavanın asgari ücretın artm^sı ıle artacagı tabııdir. fakat artan hayat Dahalıhgı narşısmda vapılan sözleşmelerle beher vıl için lJiırt1500 TL. zam alınan bir ortamda asgari ücretin ancak 23 senede bir değişmesi. lkisi arasında uvumsuzluk ve işç; aleyhine ters yöride gelişen btr ivnie hasıl etmektedir. Bir diğer husus fon teşkilidir. Yeni Kanunda ön görülen bu husus açıkça işveren'erin lehine ve onların önerileriyle kanuna girmiş bir maddedir. işçinln iş givenliğine gölge düşürmektedir Sosva Sigortalar Kurumuna borçlan 2 milyan ouıan bazı işverenlerin bu fona taahhütlerini yerine geürecekleııni kim garanti edebilir? Emekli olan oir ^ç; tonda para olmaması sebebiyle hakkını alamama .durumunda mı kalacaktır? . Aynca bu paranın işverenlere kredi olarak verllme olasılıgı da öngörülmüştür. Bundan sorıra işverenterin bir kısmı daha rahat işçi çıkanna tıakkını elde etmiş olacaklardır. Çıkarılacağı öngörülen yönetmeliğin kanunun yayını ile beraoer çıtmaması ve aradaki sürede lşten ayn'acaklara uyguıanacak hükümlerde açıklık bulunmamasj da ayn bir aksak taraftır. Yeni çıkan kanun netice olarak bir maddesı hariç her bakımdan işverenleri kollayan ve MC Htikümetuıin işverenle anlaşıp çıkardığı bır kanundur. Bahsetmiş olduğum tek faydalı maddtsi ise vergi muafiyetinin 12 aydan 24 aya çıkartılmasıdır. Temennimiz odur ki bu kanun Anayasa MahKemesine götüriilmek suretiyle müktesep haklan yok eaen hususlannın kaldınlması veya yeni seçimlerle tş başına gelecek hükümetin bu kanunun aksak taraflannı düzeltmesidir. Ayhan ŞAHVERDİ Elk. MUbendisi Doğancılar 152/8 üsküdar ÎSTANBCL şivi EerçekSeri en tarafsız olarak görebileceğı yıllarda ülke ve dünya aerçeklerinden soyutlamak; vanr.ın rahat olaoağı ürnıdıyle genç belleğini kuru • sıkı sözlerle doldurmaya çalışmaktır. Ovsa yannlan hiç ds rahat olmayacaktır. (Yüksek fig renım gören bir avuç gencı göz önüne almazsak. ki önemli olan çogunluğun sorunudur) Bu vıl, ekonomik zoriuklar dahil orta öğrenim işkenoesine k3tlanan 250 bin gençten 180 binl işsizler ordusuna katılarak. çaresizlik içinde kendilerini sefaletin kucağında bulacsklar. Yannlan .. Bütün bunlar sözönüne alındıâında «orta öj»renim»in, y'iksek ögrenime ilk adım mı. memur olabilmek için olması eereken bir kajrıt parçası iqin nar canan vıllar mı. »ençleri sorunlardan sovutlamak için ortaya atılan bır aldatmaea mı. voksa (tetikotli i^îz» olabilmck icin harcanan yıllar mı olduğudur akla eelen. Orta öârenım gören eençlerin dörtte üçünün açıkta kaldıfı bir e*itim düreninde bu soruların vanıtmı vet kili aSızlara bırakıvorum. ögrenoi ne bugün ne de yann hicbır tavdasmı göremiyeceği, cevresine hiçbir sev veremiyecegi vozlaşmış bir efitimden gecmek: not almak için çahşan birer zavallı durumunda bırakıimak isteniyor. «Bugün». düzenin düzensizliğinin dogal sonucu olan sakat egitimden geçmek zorundayız. Oysa istedigimiz egitimin var olabilmesi için verilen mücadeledekı yerimizi bilıyoruz. Bunun ıçir.dir ki; en do*al hakkımız. hatta pörevimiz olan yurt sorunlanvla ıigilenme olar.ağı buiabüerp&ımiz «sınıf düzeni» hiç dejilse aydın öğretmenlerimizin katkılanyla kurulsun istivomz. önce öğrencı ögretmen arasındaki derın uçurum, yine öSrenci • öğretmen ikilisinin çabalanvla kaldırıimalıdır. Ö*renci öylesıne inanmıştır ki öfretılenlenn hicbir faydasını göremiveoegine, derslere ve aslında eğitimin bozuklugunda hiçbir rolü olmayan öğretmenine kar.şı büyük bir hmç duymaktadır. İşte. öğretmen, ögrencisine «e5itim düzenleyicisinin kendilerı olmadıftmı, her an maddi manev! baskmm yalnızca venlen kitabı ögrenciye ögretmes! için uygulandıfını, efitim sorununun çok önemli oiaugünu. fakat bu sorunungöjc ten zembille inmedigini, ğ e ^ çekte karsılaştığımız tüm sorun larda oldugu gibi «düzen bozuklugu» sorunu olduğunu» dogrudan olmasa da. dolayb yollarla anlatmalı, ögrencinin bu hırçınlıgım, kendisini zarar» h yayın ve oyunlara kaptırmadan toplumsal, özgürlükçü ve kişilikli birer insan olması yolunda kullanmak zahmetine katlanmahdır. Bütün bunlan isterken ögretmenlerimizin çok zor koşullar altında gfirev yapUklannın bilincindeyiz. Her an baskl altında bulunduklannı biliyoruz. Zaten bizlerl kamçüayan da bu değil mi?. Yeter ÖZDEMİR lzzet Unver Llsesl Sğrenctal ISTANBUL özel bir kurum durumuna tırilmesi olanaksızdır. ge Başhca yakınma konuları • Denıliyor ki, Yurttaşlar Ya samıza göre boşanma güçtür. Boşanma kurallannı daha kolay ışler duruma getırmek gereklidir. Bu yakınmada gerçek payı j'ok değildir. Uzun zaman, yargılama yöntemi kurailarına göre, barıştırma girişimi (sulh teşebbüsü) yapılraadan boşanma oianaksız bulunduğu için, boşanma davalan uzamakta idı. Mah kemece banştarma girişimi zorunluğu Hukuk Yargılama Yöntemi Yasasından çıkarılarak bu sakınca ortadan kaldırıldu • Köylerimizden pek çoğu kentlerden uzak bulundugundan, köylünün boşanmak İçin mahkemelere başvurmak üzere kente gidip gelmesi güçlük dogurmakta ve dava açıldıktan sonra, tanıkların gününde gelmemesi, otu xumlann ertelenmesi, köylüleri birçok kez uzak mesafelere pidip gelmeye zorladığı için, köylü vatandaş işinden gücünden olmakta ve bu yüzden de köylüler imam nikihını yeğleyerek medeni nikâhtan uzak kalma yoluna sapmaktadırlar. «Medenî nikâhla evlenira«m sonra boşanması çok güç olur» diisüncesi onlann zinnine yerleşmiştir. İşte kimileri, boşanmayı bu nedenle de kolaylaştırmak istiyorlar ve bundan yakmıyorlar. Üstelik im»m nikâmyla evlenmelerden Türkiye'de bir «evlilik dışı çocuklar» sorunu doğmuş ve bu sosyal sorun bir türlü çöztlme l»tlanamamıştır. Bunun için belirli aralıklarla çıkanlan yasalarla böyle çocukların soydanlıgım (neseplerini) düzgün duruma getirmek çaresine başvurulmaktadır. Bu ise, sorunu kökünden çöîümlemek değildir. Hastahk sürmektedir. Bu nedenle de boşanma işlemiri giiçlüklerden kurtarmak gereklidir. Evet t m ı , bu yakınmayı yapanlar olumlu bir yol, bir tedbir gösteremiyorlar. Çünkü bu bir genel kültür sorunudur. • Yurttaşlar Yasasırun boşanma kurallarına karşı ilerl sürülen sakıncalardan biri de. bu kurallarm, davalarm uzatılmasma elverişli, intikam duygulannın isletilmesine ve sömürüye, özellikle nafaka alan kannın davaJT uzatmak suretiyle kocasmı sömürmesine elverişli olmasıdır. Bu savda önemli bir gerçek payı vardır. Ancak bunun nedeni öç alma duygusu veya kannın kocasını sömürmesi gibi yüzeysel etkenlere bağlanamaz. Bunun nedeni daha derinlerde, kannın ekonomik bakımdan kocasına bağlı olmasında yatar. Bu dizinin en başındaki yazıda belirtildiği gibi, kadınlann ekonomik bagım sızhkiannı elde etmiş oldukları ülkelerde boşanmalar daha sık görülmektedir. Zira anlaşmazlık meydana çıkınca kadın geçim için kocasmm eline bakmadıgından, kolbyca boşanma yoluna git mektedir. Bizde kadınlann bü>ük çogunluğu ekonomik bakımdan kocalarma bağlı ve geçim bakımından onlann eline bakan insanlar durumunda olduklan için. boşanınca ortada ve yoksul kalmaktan korkmakta ve bu nedenle de boşanmayı istememekte, eger kocalan boşanma davası açmışsa, kadınlar ellerinden peldigince, bu davayı uzat ma çabasına düşmektedirler. Bu sakıncalan da giderici hükümlerin yasaya konulması ileri sürülüyor. Boşanma nasıl kolaylaştınlabilir? • Boşanma davalannın uzama smın başlıca nedenlerinden biri, gerçekten, kadınm ekonomik bakımdan kendine yetecek bagımsıı bir durumda olmaması, dahası, kadınlardan birçoğunun sadece geçim düşüncesiyle evlenmiş bulunmasıdır. Bu nedenle, ellerine geçen bu evlilik fırsatını bir daha elden kaçırmamak için, boşanma istememekte ve açılan boşanma davasmı uzatma yohına gitmektedirter. Toplumda öyle yetiştirildiklerine göre, bu ko nuda haklan yoktur denemez. Ay rıca köylerde ve kilçük kent ve kasabalarda, kendi malvarlıgı ol mayan kadınm boşanması ha linde onun durumu çok acıklı ol makta ve bunlar hizmetçüiğe düş mek korkusu lçinde evlilige dört elle sanlmaktadırl&r. Şu halde bu sakıncayı ortadan kaldırmak için boşanma kurallarına kannın parasal ve ekonomik geleceğini gü vence altına alacak etkin ve kesin tedbirlerin konulması gerek mektedir. Bu tedbirler, özellikle, tedbir nafakasında. yoksulluk na fakasmda ve ödencede (tazminatta) toplanır. Tedbir nafakası nın yeterli ölçüde olması, yoksulluk nafakasının ömür boyunca hükmedilmesi ve nesnel veya kîşisel güvenceye (ayni veya sahsî teminata) bağlanması, eğer boşanmada kannın kusuru roksa, hükmedilecek tazminatın, isteme bağlı olmayıp zorunlu kılınması çareleri düşünülebilir. Yurttaşlar Yasası Öntasansının boşanma ku rallarında yapılan en önemli değişiklikler bu noktalan kapsamaktadır. # Yurttaşlar Yasasının .geçim sizlik» ile ilgili 134. maddesinin son fıkrası, ancak kusursuz olan eşin boşanma davası açabilecegi biçiminde yorumlandığından ve Yargıtay bu görüşil benimsediğinden, boşanma davalan çogu kez uzamaktadır. Oysa geçimsizlikte boşanma davasmm açılması hakkmı kusurun varlığına veya yokluguna bağlamamalıdır. Yargitayın yerleşmiş içtihatlanna gö re «boşanma davasına bakan mahkemenin her şeyden önce davacınm kusurlu olup olmadığirı araştırması ve böj'lece dava hak kının bulunup bulunmadığınm saptanması» yolundadır. Burada bütün somn. yargıcın kusur me selesini kendiliğinden araştınp araştırmayacağı noktasmm bir çözüme bağlanmasında toplanıyor. Şu noktayı önemle belirtmek gerekir ki eşlerden her ikisinde de, kusur bulunmasa bile, ortak yaşamı çekilmez duruma koya TARTIŞMA StTCN'CNA GÖNDERİLECEK YAZILARIN KÂCIDIN BİR •İİZÜNE. MÖIKÜNSE DAKTtLO İLE VE 300 KELtMEYt GEÇMEYECEK ŞEKİLDE SAZİLMASINI. AD VE SOYADIYLA AÇIK ADREStN BELÎRTİLMESİNİ, OKUTUCCLARIMIZDAN RİCA EDERİZ. OKUYUCU MEKTUPLARI v ^ Sorumlusu olmayan bir ihmal örneği Ben emekli bir işçinin çocuğu yum. Bu yıl ortaokulu bitirip, Devlet Parasız YatıU okullann3 müracaatlarımı yapıp, imtihanlara girdim. Baş sıralarda bu okullarm untihanlannı fcazandım. Amacım Polis olmaktı. Bu yüzden Polis Kolejini, tercih et tim. Yazılı testi kazandıktan ne men sonra Amasya Emniyet Mü dürlüğü sağlık raporu almamı istedi. Sağlık raporunu aldım. Emniyet Müdürlüğü'nde 25.8.1975 bildirilen bir belgeyi 21.7.1975 tari hinden sonra imzaladım. 25.8.1975 günü sözlü smavını kazanaras. Polis Koleii'ne gireceğim uygun görüldü. Polis Koleji'ne gtrmesi uygun görülen öğrencilertn 30 eylül akşamına kadar kayıtlannın yaptırılması istendi. Bu, ougüne kadar il ve puan sıralama sına göre Ankara Polis Radyosunda söylendl. Bununıa kalmayıp. sözlü tmtihandan tıemen bir gün sonra bize kayıt için gereken belgelerin verilmesınde da Polis Kolejine girmesi uygun gö rülen kişilerin ismi belirtildl. Bu yüzden diger okullara kaydımı yaptırmayıp, Polis Kolejine 23. 9. 19T5 gtlnü kaydımı vaptırmaya geldim. Kolej Müdürünun bana söylediği sözler ise şunlar oldu. «Sağlık raporunda sağlam olma dığın gerekçesiyle Kolejle ilışığin kesilmiştir.» Eğitim âmıri, bana bir belge imzalatıp, Kolej'le ilişiğimin kesildiğini ve derhal Amasya Lisesine kayıt olmamı istedi. Oysa ki, sağlık raporunda sağlam olmayan birkaç arka daşıma, sözlü smavdan önce rapordan kaybettiği ve sınava gel memeleri bildirilmişti. Gördyorsunuz birkaç ilgisizin yüztinden bir emekli çocuğu boş yere mas raf yaptığı gibi, kazandığı diğer okullara da kayıt günlert geçtigl için kaydını yaptıramıyor. Ya oa na önceden, rapordan kaybettigimi bildireceklprdi. Ya da Polis Kolejine kaydımı yaptıracak lardı. Bir işçi çocuğunun hayatının sorumlusu, Ankara Polis Koleji Müdürü: Bu olay, dünyanın han gi ülkesinde görülmüştür?. Mansur SÜER Orta Mah. 10. Sok. No: 14 Suluova Amasya İL GENEL MECLİSİ ÜYELERİNDEN PARLAMENTERLERE Türkiye'de her geçen gün. günün koşullarına göre kanunlar yapılır, gerekli görülen yasa değişiklikleri yapılır ama sayın parlamento üyelerimizin aklma gelmeyen bir konu vardır. Bizde unutulan mahalli idareciler yani U penel meclisi denen bir müessese vardır. Buranın üyeleri hâlâ 1930narda çıkmış Özel İdare Kanunuyla idarecilik yaparlar. Çogu arkadaşlarımızm kelime lerinden hiçbir şey anlamadığı, ancak ıçımızde Arapça bilen yaşh üye arkadaşımız varsa tercüme ettirmek suretiyle bir sev ler anlamaya çalışıyoruz. Yalruz 1962'de bir kanun çıkmış o da ancak il daimî encümen üyelerinin aylık brüt maaslannı 1.500, TL'na cikanyor. o eün bugün arndan ondört vıl geçti hâlâ nekliyorıız. Köjlüsü kentlisi gerek şahsi, gerek tdari. gerek kriyünUn Aardi için tlk başvuracagı yer il genel meclisi üyeıeridir. avlık yalnız çay parası 2.000, TL'nı bulmaktadır. Sayın parlamento Uyelerimiz kendi maaşlarma gelince üç dakikada yasalaşan kanun degışık liği, neden il genel meclisinin üyelerine gelince verilmiş bir teklif raflarda çürür. tnsaf edin de biraz, hiç olmazsa 10 senede bir hatırlayın. İl genel meclisi üyelerinin bu önertlerinin yerine çetirilmesi için TBMM'nin tatilde oldugu bugünlerde sayın parlamenterleri kolayca görebilmeleri mümkündür, hangi partili olursa olsun her milletvekiline tatü dönüşlerinde önerilerimizin gerek komisyonlarda gerek meclislerde görüşülerek 1975 yılı 2. ajına kadar yasalaşmasını istemeliyiz. Eğer bunu sağlayamazsalar o kanunlar çıkıncaya kadar aralık ilk ayında baslavaca* olan toplantılara bizim çalısmalarımızı kolav!astırar«K Kanunun çıkıncaya kadar toplantılara pirmemeliyiz. Rpldr SAHtN İl Genel Meclisi Amasva üyesi Milli Müdafa Cad. No. 22 Bakanhklar AN KAR A Konuklar Geçiyor HlfZI TopUZ televızyonöa "Her hafta bır konuk,, adlı ılai tle ızlenen programındakı konuşmalannı derledi Fıyaıı 20 Lira YAEIN: Karşılıklı anlaşma ile boşanıra sorunu PTT VeznedarJarına genel müdürlüğün açıklaması Gazetenizin 5.8.1975 tarihli nüshasının 7. sayfa 1. sütununda yaymlanan «PTT'de kasa tazminatından vergi kesiliyor» baş lıklı yazıya cevap: 30.31375 gün ve 15193 sayılı Resml Ga?ete'de yayınlanan 28.2. 1975 gün ve 7• 90 sayılı Bakan •75 lar Kunılu Karanyle: Devlet Memurları Kanununa dahil Kurumlar ile bu Kanunun ek geçici 9. maridesıne danıl Kurumlardan avlık alanlara. iş Rıski Is Güci'idi re teminindekı güçlük zamlan tle malî sorumlulıık ta7minatı (iftenrnpktedır. Bu hususta Maiiye Bakanlığından alınan 121) savılı Gelir Vergisı Gpnpl T^blieine <»öre: K57 sayılı Deılet Memurlan Kanununa tabi klmselerden nakil ve kıymetIere vazıülyed olup, veznesi veya buna benzer muhafaza yeri bu> lunan ve verecekleri açiklardan şahsen sorumlu tutulan veznedar depo ve ambar memurlarına ödenen malî soruTnluluk tazminatı veya iş riskl veya İş Süçlüğü zamlanndan yalnız 600 liraya kadar olan kısmının gelir vergısine tâbi tutulmayacağı belirtilmlştir. Bunlann dışında bulunan per sonele ödenmekte olan lş riskl 15 güçlügü ve teminindeki güçlük zamlan tle mall sorumluluk tazminatmm tamammın vergt lendırilmesi gerekmektedir. Bu husustaki Maliye Bakanhğınm tebliği 12 haziran 1975 gün ve 19559 141 42 sayılj genelsemizle ünitelere tebliğ edümiştir. PTT GENEL MÜDÜRLÜGÜ Yaşam Yayınlarının Sosyal Bir Araştırması 1975 kadınlar rılı dolayısiyle Sayın rt'RHAN SELCUK'un Cumiıuriyet Garetesinde yayımlanan Abdiilcanbaz çizgı romanmın Kadın Erksk Uişkilertnin Wr brtllimlinü içeren Tt'RK L'SULÜ BOŞANAMAMA bir Kifapcık hülinde basılmıştır. Bir anket çalışmasına asıl olmak lljere istcyene bedava gönderilecelrtir. DT. Havdar DtjMEN P.K. 60, Beyoglu tstanbul (Cumhuriyet: 8441) ÇAĞDAŞ VAVİNIAR» iSTANUUt
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle