18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
»RT CUMHURİYET 27 Ekim 1975 SuHfcA 10.000 NiL DAHIV 4EÇTlL..». Dutf İNSAN ÜllM BifrtölEVPİ BU.\JtPİÎQi İ ABSULCÂNBAZ TURHAN SELÇUK Jüyük Jsturalar Şakir BALKI 32 Kahvenln lçlnde ne ses kaldı, ne de sada. YUzler hep mebus •ani'ye döndü. Pişkin adam mebus bey. Güldil, bakındı: Deme böyle Derviş Bey. aha sana yazmıs oldugum mek1 Ama bir tiirlü atmak nasip olmadı postaya. Bu Derviş de hinoglu hindir. Hicraniyi parti Içinde en çok ien yere çalanlardan biridir. Mektup Işinde bir itlik düsündü için. «Şu Hicranî'yl bir yiyeyim burada» dye aklından gei: Mektup işi sahi mi Hicrani Bey? dedi. Elbette, dedi, ama burada okumak bilmem ki uygun dümi? Gizli kapakh bir şeyimiz rni var, okusan hiç de fena ol'. hani. Biliyorsun ki bizim işimiz gücümüz millet huzurunolup biter. Ne olacak, burada hepimizi aşağı yukfı.ı aynı maan sayılırız. Bııyıır oku canım, benim için hava hoş, oku.. Kem küm etti Hicrani. Bir ses : Mebus Bey, dedi. herhalde ask mektubu defcildir, mem»t va+an üstüne bir mektuptur okuyaeagın mektup... Beriki davrandı: Gizü mektup mu ki okumaktan çekiniyorsun, buyur oku biz de Ankara'da olan bitenleri ögrenelim: Derviş Beyin hoşuna gitti bu sözler: Mektup bana yazıldığına f?öre, okumanda fayda vardır, îey açık olmahdır. millet huzurunda. Mebus Hicranî isi pişkinliğe vurdu: Bilmem ki münasip düser mi okumam?.. Canı sikıldı am», pişkınlıgi de elinden bırakmıyordu. Başlaokumava : «tki gözüm Derviş Fey, Evveli cemi cümlenize mahsuz selâm eder, hürmet lle gözinden öperim. Bana yazmış oldugıın mektubunda hep sorup duruyordun :ç:n sana yedi avratîı mebus adını sanını taktılar?»diye. Haa ;in mi> Derviş Bey, bunlann hepsi hilâfı haki»»t.,4V% bu yüsn büyük hiddet ile şiddet ile kaleme almış oldnfum bu roek? size ve vatandaşlanma karşı. en halisâne bir tekzlfıür. Ankara'ya vardıgımız ertesi günü, Parti Umutn Başkanımız a süvari erleri gibi karşısına sıraladı, şu büyük hitabette bundu: «Büyük mebuslar, biz iktidaTa gelmişsek elbette gelmişizr. Ardımızdan türlü çeşitli sözler edecek gafiller olacaktır. ır mi yani. var mı?.. Onların bu sözlerine karşılı't \ermek rine, bu gözleri dönmüş münafıklara hadlerini bildirecemiz gibi, onlara iktidanmızın kuvvetll olduğunu göstermek ı büyük vazifemizdir...» İşte bu emri kumanda içinde hareket. etmek suç mudur îrvişim. biraderim? Ben böyle yüksek mernleket işleriyle işjal eylerken, bu deyyuslar hakkımda ne kötü isnat ve iftiılarda bulunmuşlardır?... Bu isnat ve iftiralan tekzip etmek ?nim en halisâne vazifemdir. O namussuz muhaUfler yok mu, •dımdan demediklerini komamışlar. Eğerlim ben büyük bir ısurat ile hususat etmişsem, iktidarımızın kuvvetli ve kudretli Iduğunu düşmsnlarımıza lsbat etmek için yapmışımdır, muh;rem Derviş Bey'.. Ah be Derviş Bey, biz Ankara'ya geleli ne kadar zaman olıuştu, daha ayagımızın tozu silinmemişti ki, H.G.M.P. Genel iaşkanı olacak kopuk yekün memlekete neler dedi biliyor muın? Nereden bileceksin bre Deniş?.. Bu kaltaban dedi kl Bu iktidann on paralık gücü yok, püf desenız v:kıiacak!..» Yahu Derviş Bey. bu sözler karşısında sen olaydın ne yaardın? ümum Başkanımız bize ne buyurmuştu, buyurmuştu i, iktidannızı kuvvetli ve kudretli olduğunu düşmanlarımıza österin. Eee, ben ne ettim, ne mi ettim? Hemen avradınun ıstüne bi avrat daha aldıra. Yok be Derviş Bey, biz adam olmayız! Ben mebus olmadım, lert ile sinir sahibi olup çıktun. Her AUalun günü başımız beidan, gönlümüz kas\etten bir türlü kurtulmadı gitti. Biz iktilar olarak Beş Yıllık Flân ve Program ile canü gönülden isti;al eylerken, bir başka partinin Genel Başkanı (M.Y.P.), bünik ayıp etti. büyük. Millet ve vatandaşa neler demiş büiyor nusun ki, yellenseydi daha iyi olurdu bu adam: «Bu iktidarın iktidarsızlığı yüzünden memlekete on paralık iş yapılmadı!» Ne demeS bu iktidann iktidarsızlığı? Ben bu herife o kaiar içerledim ki, hemen Allahm emriyle Peygamberin kavliyla tarü taz«cik bir hatunu kendime avrat edindim! Elbette ki bu rezıl muhaliflere, o kepazelere iktidarıınızın kuvvetli oldugunu göstermek en tabii hakkımdır, degil mi Derviş Bey? Canım ben daha nasıl mebusluk edeyim? Hangi itoglu it demiş «Bu mebus Hicrani Ankara'ya vardı varalı, oldu bir cüzdani.... Hele dürzü bağırıp çagırmış. «Bu mebus Hicrani memleket nam ve hesabatmaaa bı paralık mesalatda bulunmadı> Yahu daha ne edelim. tövbe canım... Bu mualiflerden yakamızı bir türlü kurtaramadık gitti. Kürriyet ile demukrasi böyle mı ayakta durur? Durmaz, durDerviş Bey biraderim, Bu adamlar gayrı düzenbazlıgı ele almışlar, N.G.S.P. G«çel Başkanı ne yumurtlasa beğenirsmiz? Bunlarda bir paralık insaf kalmamış!. Toplamış bütün mllleti bayram yerine, açmış ağzını yummuş gözlerini: «Bu iktidann ayakta duracak gücü kalmadı...» Vay anam vaaay... Ülen gelin de deli divane olmayın?.. Bu adama îişek gibi bir karşüık vereyim dedim, sonra vazgeçip onsekizine yeni basmış bir güzeü şeriat üzre imam nikâhı ile svrat edindim. Görsün hele, iktidarımızın güçlü olup olmadığıru. Hele geberik D.H.O.P. Genel Başkanı meydanlarda, alanlarda kasabalarda, köylerde demiş lci «Bu iktidann bir atımlık barutu var pyn'...» ( D E v A m y A R ) GÜVENLİK ARAYANLAR... «Sayın Müdür beyim» diye başlıyordu mektıip. Ve devam ediyordu, «dört çocukîa pensan, ortalarda kaldım. Kocam şofördü, bir kazada öldü, dört çocukla ortada kaldım. Başvurmadığım kapı kalmadı, ne bir maaş, ne bir yardım. Son umudum sizde, ellerinizi öperim » Serin bir Ankara sabahıyriı. Sosyal Sigortalar Kurumu. Genel Müdürlük binası, Ankarp.da, Yenişehirdedir. Elimde, kargacık. burgacık bir yaayla yazılmış mektup, serin bir Ankara sabahının erken saatinde, ınsanı sarsan bir acıyla güne baş'.ıyordum. Sigortasudı şoför. Yıllarca gündüz dememiş, gece dememiş, «r>mür biter, yol bitmez» diyerek çaîışmıştı. Ve bir gün ömür bitmişti. Geride krJan bir kadın ve dört çocuk perışandı. Sosyal Sıgortaya kulak asmayan bir işveren, ölümü Rklının ucundan geçirmeyen bir işçi, tamamlanmamış bir sosyal güvenlik kapsamı, Yasalar. tüzukler. yönetmelikler. . gibisinden çok etkenin karmaştıgı bir sorunla yüz>âize kalmış bir kadın ve bir Genel Müdür. yazıh kâğıt parçasınm ucunda buluşmuşlardı. Bu sonuçtan bu kadın ve dört çocuğu sorumlu degildi. Bu sonuçtan bizler, bütün toplum so rumluyduk. Bakanlar, Genel Mü diirler, işverenler, Sendikalar, düzen dediğimiz yapının bütün p a r ^ i a n , sorumluytîmt. nımlu olmayan!ar uu «âört çocuguydu. Vft bütün kadınlar, bütün çocuklar, bütün insanlar bu durumun soramiulan olmayanlardı. Çalışmalanmda, beni, ısrarla sosyal güvenlik politikasına iten nedenlerin başında bu mektup gelir. O kadını ve dört çocugunu unutmadım. Onlara hiçbir şey yapamamış olmanın acısını, utancını unutmadım, unutamam da. Bu acı. bu utanç ancak. bütün toplumumuz sosyal güvenlige kavuştugu zaman ortadan kal kacaktır. Onun içindir ki, bu acıyı, bu utancı bütün toplumun duymasını, bütün toplumun anl&masını istiyorum. Bu yazılar bu amaçla yazılmıştır. lnceleme Fotoğraf Dr. Erdal ATABEK Ara GÜLER o günlerden bsrl TUrk toplumt na damgasını vurmuştur. Ecevit Kıbrıs harekâtı ile Ecevit old sananlar büyilk y?mlgı içlndı dir. Toplumun Ecerit'e Rösterd ği bilyük ilgl, adım adım ilerlı yen, her koşul plt'.nda sorumlı İuk duyan, toplumu aıutlaka d ğiştirmeyi. toplum'i çsgdasla tırmayı amaç bilon, içtenlik bir insana duyıl?n say*n birik midir. Kıbns olaylan olsa ols bu birikimin bir patlamasır yol açtı. Geçm'.şierinde böyle b saygı birlkirai cîmayanlar, yan masınlar. böyle bir snygı patl masınm hedefi olmozlarüı. Peki, sosyal güvenüjin böy] sine başanlı bir aşsması nedı amaçlanna uiaşamadt? Neden 1 Yasadan 10 yıl sonra öa, sosj güvenliğimizin sorunlan azalrr dan sürdü? tncsıememlsi sürd relim. Sosyal güvenlik mi, gruı güvenliği rai?.. Yapamadığımız şey, geleneksel ahşkanlıkUr, ysrdunlasmaUr yerine ğımu şey budur. nıodern bir tosyal güvenlik sislemi kovabilmektir. tjte yapamadı I i Dört çocukla perişanım,, Bu mektubu elime tutuşturan kadını ve dört çocugunu unutmadım. Onlara hiç bir şey yapamamış olmanın acısını, utancını unutmadım, unutamam da. Eu acı, bu utanç ancak, "bütün toplumumuz sosyal güvenliğe kavuştuğu zaman ortadan kalkacaktır. • ' «Saym Müdür beyim. Dört çocukla perişan, ortalarda kaldım. Kocam şofördü, bir kazada öldü, dört çocukla ortada kaldım. Ba^vurmadığım kapı kalmadı. Ne bir maaş, nc bir yardım. Son umudum sizde, ellennızden opörım.> Değişen toplum Toplumun değişüğini gösteren önemli bir örnek, bayram ziyaretleridir. Bayram ziyaret leri gitgide daha az yapılmaya başlandı. Önce, bayramlarda kent dışma çıkabilenler bayram ziyaretlerini kaldırdılar, Üst eko nomik dıizeydekileTdi bunlar. Bayramda Bursa'ya gitmişlerdi. Bayramda güneye bir uzanıvermişlerdi. Sonra, orta ekonomik gnıpİBT da bayramda ziyaretleri sessiz sedasız kaldırdılar. Bu grupta, erkekle birlikte kadın da çalışmaya başlamıştı ve bay ram onlar için bir dinlenme ara sı olmuştu. Şimdi, bayramlarda çoluk çocuk. yollarda göıülenler. çoğunlukla, kentlerde yerleştigi halde, heniiz kasaba ve köy geleneklerini bırakamayanlar. Ama, onların da çocukları için bayram ziyareti ayrn ar.lamı taşı mayacak. Kentleşmenin, sanayileşmenin, toplum değişmesinin dikkat edilmesi gereken bir örneği bu. Sosyal güvenlik için duruuı böyle. Geleneksel toplumda adı geçmemekle beraber sosyal güvenlik hem doğaî. hem yaygındı. Her bireyinden aile sorumluydu, mahalle sorumluydu, hatta kent sorumluydu. Etkisi azalmakla birlikte toplumumuzda bu sistem yaşamaktadır. Bu sistemin etkisinin azalması doğaldı. Modern bir toplumda bu sistem yaşamaz. Bu sistem, Türk toplumunda da modernleşme oranında kaybolacaktır. Bütün sorun, ge leneksel sistemin yerine, modem bir sosyal güvenlik sistemini ko yabiJmektir. İşte, yapamadığunız budur. Neden yapamadık bunu? Boy le bir sistemi kirnse düşünmedl Sosyal Güvenlik mi, Grup Güvenliği mi? • Ülkemizde sosyal güvenlik aşamaa yasadan 10 yıl sonra da amaçlanna ulaşamadı. Sosyal güvenliğimizin. sorunları azalmadan sürdü. • Rakamlann da ortaya koyduğu gibi, güvenlik sistemimiz bir grup güvenliği özelliğini t&şımaktadır. Ama güvenliğimize henüz sosy«l» demek olanaksızdır. mi'' Hayır, tersine, herkes düşündü. Kimse çalışmadı mı? Ha yır, çok kişi çalıştı. Hiçbir şey yapılınadı ını? Hayır, çok şey yapıldı. Ama, ulaşılmas: gereken nokta, hâlâ çc> uzakla. Modern bir sosyal guvenîik sis temi kurma gaoalnn çok eski değil. öncplari vle.'îe'e hiımpt eoenler düşünüloıüs. Sivil ve asker memurları güvenli* t.ltına slmayı amajıa/r.n «Er'.ekli Sanclıjcları» biçiminde sosyal çüven lik örgütlenmesi uzun bir geçmişe sahip. «Askeri ve Mülki Tekaüt Kanunu., 1930 yılmda çıkanldı. Bu Yasa ve özel bazı emeklilik yasaları 1949 jnlında T.C. Emekii Sandıgı Yasası çıkmca yürürlükten kalktı. Asker ve sivil bütün kamu görevüleri Emekii Sandığı üyesidir. İşçiler içın alınan ilk sosval güvenlik tedbirlerinin tarihı eskiye uzanıyor. Ereğli kömür işçilerinin durumuyla ilgili olan bu tedbir, Dilâver Paşa Nizamnamesidir. tarih de 1865'tir. Kapsadığı işçi sayısı ve öngördügü tedbir çok sınırlı olan Düaver Paşa Nizamnamesmden sonra 1869'da Meadin Nuamnamesi çıkıyor. Sınırh sağhk tedbirleri, iş kazalarında yaralı işçiye, ölümü halinde ailesine yardım esası getiriliyor. Sınırlı bir hastalık, malullük ve ölüm sigortası. 1946 yılında Sosj'al Sigortalar Kurumu, değişik bir adla, İşçi Sigortaları Kurumu adıyla kuruluyor. Boylece, Eregli maden işçileri için Cumhuriyetten önce ve sonra alınan tedbirler, geniş bir a Sosyal GiİTPnlik İçin çok jej japıldı. Ama ulaşümast fjereken nukta, hkla çok tuakU sayı re hak kapsamıyla bütün isçiler için bir sosyal güvenlik demeti durumuna getirilmelt isteniyor. 1964 yılı Türk sosyal güveniıginöe çok önemli bir dönemaç. Bugüne kadar üzerinde yeterince durulmamış bir dönemeç. Çahşma Bakanı inançlı ve güçlü bir sosyal retormcu olan Bülent Ecevit. Çalışma dünyasını yıllar boyu etkileyecek olan yasalar birbiri ardına çıkıjor. Toplu iş sözleşmesi, grev ve lokavt yasalan, sendikalar yasası gibi. Bunlann içinde 506 sayılı yasa da var. Sosyal Sigortalar Kanunu. Yasanın adı bile yeni bir düşünceyi ve yeni bir örgüt modelini yansıtıyor. Türk güvenlik sis temi artık ttsosyal» olacaktır ve bu yeni sosyal güvenliği, adı bu diişünceye tıvgun olarak degiçen tek örgüt. sağlayacaKtır: Sosyal Sigorta'.ar Kurumu. Bu büyük aşarnamn topluma söylediği çok önevnlı seyler var. Artık her kunı'.uşun. heı örgütlenen grubun ozs] jrüvenlik tedbirleri. özel emeklilik ttabirleri ülkenin kadsrde binigini sağlamak üzere Ka.Kmalıdır. Bütün bunlar. yerlerini tek ve milli bir sosyal guvenîik sistemjne bırakmalıdır. Anayasuun öngördügü haklar da, gerçekierir Rcsterdiği yol da milli bir bütünlükte birleşmelîdir. Yasanm a<iı Sosyal Sigortalar Kanunu, orgtitün adı Sosyal Sigortalar Kurumüdur. Bu gelişme Türk sosyal çüvenliğinin, bence, en heyeran verici gellşmesidir. Bülent Ecevit daha mız. 1975'lerde bu soruyu sorm acı, ama, gerçekçi. lR65'de Di ver Paşa Nizamnamesi, 1866 Askeri Tekaüt Sandıgı, 1881 Sivil Memurlar Emekii Sand ve hepsinin üzerinden yakla olarak yüzyıl geçmiş. Eme Sandıgı kurulmuş. Sosj'al Sig talar Kurumu kurulmuş, genç kuruluş olarak Bag • i kurulmuş, nutuklar söylenn semuıerler düzenlenmiş, Ge Kurullar yapılmış, bütçeler naylanmış. iktidarlar konuşrr muhalefetler konuşmuş, sonı Sonuç şu: Emekii Sandıgı: 800 bin kişi var, Sosval Sigo lar Kurumunda 1.700.000 l Bağ • Kur'da 825 bin kişi. 1 lam olarak banka ve reasüı şirketlerindeki 50 bin kişiyi katınca üç buçuk milyona kın çalışan insanın değişik şullarda güvenligir.i sagladıg zı görüyoruz. Oysa ülkemizde lışanların sayısı Devlet İstati Enstitüsünün 1970 yılı rakaı rma göre 15.828.653. Yaklaşı larak 12 rr.Hyon kiçi, çali: halde güvenlikten yoksun. Gi ligi sağlananlar kimler, sas mayanlar kimler. önce bunu relim. sonra nedenlerini ı tıralım. Emekii Sandıgı üyeleri k Körevlileri. Sosyal Sıgortalat rumu üyeleri büyük çoğunl sanayi ve hizmet işçileri. Kur üyeleri ise esnaf. küçül natkâr ve kendi hesabına şan mimar. mülıendis, he eczacılar. Kamu görevlileri. yerde devletı yöneten ve de te çahşanlar. Burada kamı zünün genel anlamını kulla ruz ve Devlet memurlan y da, iktisadi devlet kuruluşla özel yasalarla kurulmuş V kiiruluşlarını da bu anlami! ne sokuyoruz. îşçi ve mı ayırımınm karmaşıSlaştırıla runlan ayn bir konu, b\ değinmeyecegiz. Kamu gön rine bu haklar görevi çekic mak için verilmiştir. Bir kim yapamıyacaklan düşür le. Sanayi ve hizmet işçileı bu haklan ashnda belirtti biçinıde yasalarla almışl; ama, sonra bu haklar işçi ciikaları tarafından ısrarla miş. hakların alınması kol tınîmış ve senişletilrniştir. BağKur üyeleri de ö) gnıplardır. Esnaf ve küçül? atkârların Dernekîeri. serb< lışanların Birlikleri bu hal alınmasını izlemişlerdir. 1 bu gruplann örgütleri y sağlanan haberleşmeleri S' yöneltilmeye elverişlı büyü oy potansiyeli vardır. S partileri bu yolla etkilf>mei ler. Parlamentoda sözcüler dır. Komisyonlarda tarafl vardır. Basm ve radyo. teleı gibi kamu haberleşme aı yoluyla sorunlarım bazet çek, bazen abamlrmş olara] muya yansıtabilirler. Sosy venliğe kavuşmuşlardır. daha da iyileştirmişlerdir. olan haklanrı da ısrarla d (Dcvamı 9. sa; GARTH TiFFANY JONES MAOIİUJUOE (DtVJZ OMJ B Ü S ROBOTLAR1 M O N TE. ETTİĞİMİ2 VBS2&O. AV&ir S E N V E UJMlBRE MİMUE (UONSANLARSINI2
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle