18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ÎKÎ CUMHURÎYET 24 Eklm 1975 oeuklan çokçm soru sormaJrtan alıkoymak ısteyen anlayış, babaların, analaruı sadece bılgi lutlığını defil, kafaea donmuşlukjarım da gösterir. Olgunluk dedikleri şey, soruları ortadan lcaldırmanın yaftasıdır. Soru soracak her şeyı öğrenmeye yönelen çocuk, bizim efitım öğretım dediğimiz süıdirme, susturraa, bastırma yönteını sonunda var olanı olduğu gıbi beninıseme düzeyine geldi mi, artık olgunlaşmış sayılır; ondan sonrası, çevre ıle banşık, bagtiaşık bir rahatlık içinde, sürebildiğince sürer gider. DÜZHrun bozuldugu söylentılen ise, bir zamanlar çocuklaıda sindirılmış olan soruiarın birikip yerden, bu kez büyüklerce ve topluca ortaya srlmasmdan kavnaklamr Bilimlerde, sanatlarda genel olarak toplum yaşaraında görülegelen sıç ramalann, patlamaların niteligi ıncelendığındf, insanlann ortaya çıkan gerçeklerden nasıı oi':p da uzun süreler habersiz kaİabildiklenne şaşılır. Bu bakımdan, deneb:lir kı, üerlememn başlıa etmenı. toplumla uyuşmazlıktır. Kimi gün dü$unürum de, bize venlen çoğu bilginin yanlışlığı yanında, hıç dokurrjlmamış bir takım konuıar karşısmdaki bılgısızligimız ne ürperticidir derim kendi kendıme. Ç OLAYLAR VE GÖRÜŞLER HANGlSİ HASTA Melih Cevdet ANDAY Ya kahveye ne demeli? üstelik kahve çefcrdeği buğday lanesinden daha da serttir, acıd r; böyle bir nesneden keyıf verıci bir sıvıya (n ayıej geçılebileceği düşuncesi akıi almaz bir şeydir: Kahve çekırdeğini dove döve toza dondüreceksiniz. sonra bunu sıcak suda kaynaltaraK kö pürteceksıniz, içıne şeker katıp ıçeceksiniı ve bıınca zahmetten sonra kevıf aldıeımzı görüp şaşacaksınız. Peki ama, bütün bu işlemlere «nrışiıken ortaya keyif verici bir sıvının çıkaeag.nı nerden büiyorduk? «Yavaş yavaş, deneye deneye olmuştur» açıklaması, bu soruyu yamtlanuktan yoksundur. Balık tutmaya gelince, bu iş büsbütün sajırtıcıdır. İlkel insanlann balık tuttuklaruu o'lıyoruz. Gerçi avcılık, insanoglunun hazır dönemimn yaygın bir işiydi, bu bakımdan daki hayvanlan avlama gibi, denızlerdekilen T ya kalayıp yemek de bugün bize çok olafcan gö tinüj'or, ama bana sorarsanız balık. kara hayvanlanna göre daha korkunç bir yaratık o!a rak görünmelıydi insanoğlura. Çünku demz püverı verici degildir ve insanoğlunun düşünce hoğuldugu suyun içinde. kolsuz bacaksız bir vaTitıgın ok gibi oradan oraya gitmesi ürkıitücü !>ir görünü olmak gerekır. Bunca hızlı bir havr.ır.ı yakalayahilmek olasılığı ise, hele ba^langıçta, pek akıl aiıcı değildi. Sonra nasıl oldu da insanoğlu bu hayvanı yakalarnağa kalktı TC Oav teük oturup korkmadan yedi? Mıtoslar üstüne çalışan bir biljjin, la geçınen ılkel bir toplumda incelemeler ken sormus oranın insanlarına «Size kım ti balık tutmayı?» diye. Onlar da, <Bize baıix tut ma>T atalanmızın atası biri varmış, o öğretmiş» diye yanıtlamışlar bilgini. Kimdir bu atalanr atası? Belkı de bir tanrı. Gelmiş, onlara balık rut mayı öğretmış ve gitmiş, Yazısını okudufcunr o bilgin, bu tür bir açıklama biçiminin, bugurı bi zım buimaya çahştığımız açıklamalardan dth» tutarlı olduğunu. bütün uğra^üann, davranı? biçimlerinin altında bir ilk örnek bulunduğunu, bunu da «Mitos. diye adlandırabilecefcimizi »nylüyordu. İlkel insanın inancımn bu yoldan ii'to» lara bağlanışı, bugün, bılıyorum. bizim için gülümseticidir; ama bizim bildiklerimizin ve bilmediklerimizin altını eselesek çofu zaraan bir mitos bile çıkmıyor karsımıza. Tam bir bılisttlık v» olanı oldugu gibi benimseme. o kadar. Bakm. şarabm bulunuşunu açıklayan iki açıklamadan bın Cem ile öteki Dıyanıssosla ilgilidir. Cem'in sarayında acı üzüm sujnt zehir sanılırmı; bajlangıçta, çektigi t»? sfrısına dayanamayan bir saraylı kadın, kendirn öldürmek için içmi?. Rüneşın altında. toprak ' « " ı k lar içinde duran üzüm suyunu ve şasarak eCvırüş Sözgelişi, ekmefimizi yapügımız şu buğda.yı ele alalım: Çok eskiden bir yerde okumuşunr>, buğdayı msanoğlu kendibiter (hüdayınabit) durumda Habeş topraklarında bulmuş ilk. P»kı araa bununia bıtıyor mu sorun? Buğday k m bır tanedir, onu dişimizle kırmaya kalkarsak dı şımiz kmlır. Boylesine sert bir taneyi ahp «?erek una çevıreceksıniz, sonra onu su ile, turla karıp mayalandıracaksımz. Sonra ateşte pı$:i'p kabnrtacaksımz... Kolay mıdır, buğdaydan t>'t>meğe geçişi anlatan şu açıklamayı benımseyıp rahat etmek? Buğdaydan ekmeğe gelineeye ripğin geçınlen işlemler, bir ön bjlgi ya da sez'ş olmadan uygulanabılir miydi? Öyleyse. buğd'yı gorlir görmez bundan ekmeğin çıkacağını dii^ünebılmış olmak nasıl açıklanacaktır.? Sorarsanız, «Yavaş yavaş olmuş. diye yamtlarlar sm, ama bu yanıtta, anlayı?sızlıgım bağışlansın, kandmcı. ınandıncı hıç bir güç yoktur bence. Aır.a tnz «Ekmek buğdaydan yapılır. bilgisı ile yeOne bılmışız, yetinebiliyoruz. Ekmeği yiyip karnımm doyurunca artık bu işin başlangıcıru kurcalantak tan vazgeçiyoruz. M, trtdc bM< %Snn»tnaktadır. Ba? agnsınm y*nni yepyenı bır keyıf almıştı. Bağları, bağcıhğı yaratan, koruyan Diyonissos Tann da An«lolu'da göstermi? şarabı insanlara. Kayır, bugün de mitoslar dünyasında ya?ıjo ruz demek lstemiyorum; gerçl bizim de nıttrnlarımız var, nedeninl kurcalamadan, akla vurma dan lnanıp uyguladığımız adetlerimiz, geleneslerimiz buna örnek olarak gösterilebilir; ancak b»ı hiç de ilkel msamn tutarhhgı içinde 8ay»mr.>« kendimizı. Bir yandan mitoslarımızla ba;d«îmiî giderken, bır yandan bilimle ugraşı.voruz, olaylann, nesnelerin gerçek nedenlerinı. niteıiklerini arama ardma düsüyoruz. Elbette bu arayış, rahat kaçıncı bir eylemdir. Bugün çarpı=s<.n karşıtlarm belli başlılarmdan bıri budur iç'e: Aramadan inanmak, bize verilenle, ögret'ı*ııle yetinmek ttıtumu bir yanda. her şeyi yeni oartsn ele almak. bildiğımizi sandığımız seylenn n!'cllgini kurca'.amak öbür vanda. Cevre ile. topi'imla uyuşmıızlık olayına dejhnmek istiyorum. «Lkmelc nedir?» sorusundan tutturup «devlet nrttr?» sorusuna dejfin dayanan bir kisinin rturuırm «\bette rahat olmayacaknr. ona çevresi tle tn»r:a»amavan. sag tttrevi bozan biri eözü ile bakılacak tır. Bupün çevresine, toplumuna uymavan ^.«ana «hasta» denmesi nedendir? Toplumun hayta olabileceSI aklımıza neden eelmiyor? Psikiyatri adlı derginin ikinci sayısında ofcudufeurr. Yanı Ana^tasiadis'in vazdıgı «Etnopsikıa^ri» adlı yazıda. Devereux aduıdaki bir biljının araştırmalanndan söz edilerek şöyle denij.r: «Devereux, insan davramşı üzerinde kültürel ve sosyal olayın etkilerini etüri etmeye calışıyor. Zira bir kültiîr Urünü olmadan insan. tnsan ol*m«z. Aynı zamanda fnsan psişizmi olmadan da kültür olamaz. DevereuT şöyle devam ediyor Akıl hastasınm rolünü dikkate alalhn, Eskiden her yabancının «deli» oldugu söyleniyordu. Bu rötön anlamı şudur: bir ki?i çevresinin örf »e ader'pr.'ni bilmiyor. fakat bundan dolayı bu kiji ak.l hastası degiîdir. Hasta bir toplumda. cok &n «X lı basında bir insan, îena uyumlanmîç ol'jyor. Dıyebiliriz M, norma! olmak bazan hasta oton bır topluma uvumlanamamaktır. Tarüıtc bunca hasta dönemler olmusrur. Bu hasta toplumiara canla başla uymuş olanlar. jani o zamanın hfist» çevresinin havasını rahatlıkla yaşamış olnnlar muhakkak kı patalojik vakalardı.» TTH =1:1 =a Franco'yu Kurtarmalı W spanyot dlktatörü Franeo, galiba yina p«Çayı kurtardı. G«I zetelerdc yayınlanan haberler gerçi «elişkili: Kiml 82 yaşırv * daki generalın ağır bir grip geçirdİBini bildiriyor; kimi kalb krizinden söı açıyor; kiml meşhur Doktor Barnard'ın Franco'yu muayene ettiğini ileri sürüyor; kimi haberi yalanlıyor. Oevlet Başkanlarırvn sağtık durumları çevrrsinde buğulu haberlerin boy atmasma şaşmak gereksizdir. Çünkii bir devlet başkanının iağliğı yalntı bir tıp olayı değildir; aynı lamanda tiyasal bir yanı vardır işin... Tarihte ve günumuzde, kafadan u k a t , flnirli, bunak kljilerin devlet ba«kanı oldukları çok görülmuştür. Böyle bafkanların haıta yanlarmı gizlemek amacıyla çevrelerinde bir duvar orulür. Sağlığı yerinde bir başkan hastalandığı laman da aynı çabanın Ulerine rastlarız. Aklı başında ve \*ğ duyu sahibi bir devlet adamı hastalanıp yarım adam durumuna girdi mi, gerçeği halktan gizlemek için olnıadık dolap çevrilir. Çünku bir Başkan bir politilcanm simgesidir; bu sinıgeyi kullanmak için seferber örguller vardır çevresinde... Şimdi Franco'nun çevresinde örülen sis perdesinin nedenl bellidir. lspanya'd« faşizm, Avıupa'daki destekkrini yitirdi; Franeo ve yandaşlarının yalnız Amerika'ya dayanarak sürdürdükleri bir rejim oldu artık... Portçkiz'deki deneylerden ürken Avrupa burjuvası, Franco'nun katı faşizminden iiberal görünumlü sermaye eğemenliğine doğru bir yumuşak lnişle l$l noktalamaya çalış'yor. Boylece çok partili düzene geçilince AET yeni bir ortak kazanacak; Fransız ve Italyan Komünist Partilcri, bülunleşen sermaye gücü karjuında biraı daha çembere girecek. Hesap bu. Franeo ölürse, hesabın yürümesi kolaylaşacak; Franeo ya* }»r»a ve Amerika'ya dayanan baskı rejimini ağırlaştırabilirtej hesapta hesapsızlık patlak verecek. Bugünlerde herkes gözlerinl Franco'ya dlkmlş sağlık durumunu Izliyor. Kimisl kinle Izliyor, kimisi kaygıyla; kimlsi ml> ras bekleyen mirasçı gibi avucunun Içl kasınarak nobet tuluyor; kimisi bir tıyatro oyununun son perdesini izleyen seyircl duyguları içinde... Franco'nun Sarayı'nda doktorlar dört döniiyorlar ihtiyar generali yasatmak İçin... Doktor Barnard da su sırada General Franco'nun damadı Villt Verde Markisi'nin mUafiri olarak Ispanya'da bulunuyor Oiyelim ki, meshur Barnard, Franco'yu muayene etti da, kalb naklinl gerekli gördü. Nereden bulacak Franco'ya takılacak kalbi? Organ naklinde doku uyuşması diye bir sorun var... Franco'nun ihtiyar bedenine uygun bir kalb bulmak kolay mı yeryüzünde? Bir komünistin kalbi, sanırım bu ihtiyar fasistin g»ğus kafesinde yasayamaz, Bir sosyatistin yüreğl Franco'nun kaburgalarının altında atamaz. Bir zencl kalbl, bu yıllanmıı ırkçının damarlarına kan veremez. Sosyal demokrat bir kalb, ya da namuslu İiberal yürek de uyu}am»yacaklır Franco'nun dokusuyla.Oyle İse Franco'nun etlyle, kemljiyle uyusacak bir yiiregi nerrde a r a y p bulmalı? Doktor Barnard bu konuda çok zsr durumda kalabilir. M. yüzyılda İnsan yiireği; lulme, baıkıya, köleliğ*, somOrOye, işkenceye başkaldıran yürektir artık. Ama çağımızdakl fajistlcrin arasında bile Franco'ya dayanacak yürek bulmak zor. Genç devrimcilerin 82 yasındakl kocamış celladına öyle bir yürek gerekiyor ki, bnümürdeki günlerde nice idam kararının altına Imzayı basarken hiç tınmasın... Nerede böyle yürek? "Olmalı IHT, Olmamah mı? 5 , OKTAY AKBAL Evet Hayır GÜNÜıN KİTAPLARI «Olmalı mı olmamalı rm?. diye bfr şarkı var, son Bünlerde sık s:k çalmır oldu. İçinde bıılundvıgumuz gerçeklen ne güzel yansıtıyor, olmalı mı, olmamalı mı, yapmalı mı yapmamah mı, dınlemelı mi dinlememeli mi? tki keskin çelişki, birbirıni tutmaz ıki aşınlık, kara ile ak, evefle hayır kadar bırb'.rinden uzak ikı sonuç, iki anlam, iki yön.. Shakespeare'in Hamlefi «Yaşamak mı yoksa ölmek mi, bütün sorun burda. der. Içinden çıkılmaz, böyle soruiarın altından kalkılmaz. Yazı tura atarak çözümleyemezsiniz, işi yazgıya bırakamazsıniK. Kafayı kullanarak, bilgilerinizden yararlanarak bir çözüm getıreceksinı. Gordıum'u kimse çözememis, ama lskender bır kılıçla parçalanmış! cKimsenin aklına gelmeyen bir davranışmış bu. Oyledir, nice çozüm vardır, bilemeyiz, göremeyiz. Gunün birinde birisi söyler. yapar, gerçekJeştirir, «Ne kolayrmş, bunu ben de yapardım» dersinız, iş işten geçmiştir ama!. 12 Ekim seçimleri geride kaldı. Seçirn öncesinin konuşmaları daha belleklerde, hderlerin sesleri kulaklanmızda çmlıyor. O guleç yüzlü liderın, «MSP bu seçimde büyük zafer kazanacaktır. demesini kim unuttu? O asık yüzlü başbufc'un «Sekiz on senatörlük alacağız» kehanetini hatırlamayan var mı? önceleri öyle konuşulur. Atıp tutacaklar, yandaşlanna «moral» vereceklerdi, dıyeceksiniz. Pekı. iş bittikten, rJemirel'in deyimiyle. herkesın saçı önüne düştükten sonra, hâlâ «Biz safer kazandjk, ilk seçimde iktidar olacagız» demek, gö» göre göre miUetle alay etmek degü midir? Güleç yıizlü başkan, son seçimde iki kolruk kazanan MSP'nın büyük «zafer'ini lcutluyor. Oysa oy oranı düsmüş yüzd« sekize, bir ikı il dışında MSP çökmüş gitmiş. BeUti Meclis'teki üyelerinın bir bolümü de daha sağlam gordüjü bir yere kapılanacak. Hele bır genel seçım tarihi önceden büinsin, siz sagcı parti milletvekilleri arasında başlayacak paniği seyredin. Koltuk davası bu, başka şey degil, tatlı lştir milletvekilüği 1 Bir kez seçüen bir daha, bir daha seçilmek tutkusuna kapüır. Pek. azdır «Ben bir iki dönem görev yaptım» deyip kendiliğinden geri çekilen! MSP'üler de herkes gibi birer insan, bakmayın gorünüşlerine, konuşmalannın degışikliğine... Parlamentoya ilk girişlerinde daha bütündüler, daha inançlıydüar, aradan geçen iki yıl, iki ortaklık, üci kez iktidann içinde olmak, bir takım güçlerin tadını duymak değiştirmemiş midir onları? Hele Genel Başkarüannın ikıde bir «şaka» yapmak alışkanlıgı, atıp tutuculuğu, toplum önünde durmaksızın sakaca bir adam durumuna girmesi MSP milletvekillerini etkilememiş midir? Bu işin sonu nereye gidecek diye bir düşünceye sürüklememiş midir? Bütün bunîardan AP yararlanmasını bilmeyecek midir? Son seçim yenilgisi acıdır MSP için... MHP için de öyle. Şimdi bir yol ağzındalar MSP'liler DP'liler, MHP'liler, «AP'ya geçmelı mi geçmemeli mi? AP ile işbirliği yapmalı mı yapmamalı mı?» İktidardan vazgeçmek kolay degıl, nıce nimeti var! tktidarda kalmak, Deaurel'in daha daha üste çıkmasında basamak olmak demek. Öyleyse ne yapmalı, ne yapmamalı? Oylarını yüzde kırk bire çıkaran AP bir iki jnla kadar MSP'nin, DP'nin, MHP'nin tüm oylarını alacak. Istedikleri kadar «basan kazandık» desin Erbakaniar, Türkeşler, kaçınılmaz sonuç ortada, bir uçurum, bır batak... Simdi MSP başkaldınr gibi.. AP"ye bir takım koşullar Ueri sürüyor. Kıbrıs'ta ödün yok, diyor.. «Maarıfte materyahst temele dayalı kitaplar kaldınlmalı» diyor. Sanayi Bakanlıgıyle ilgili bır sürü dilek öne sürüyor. Basın Yayın Genel Müdürluğü MSPli Devlet Bakanına bagianmalı, diyor. Daha bir sürü koşul1.. Ne olacak Demirel bunlan benimseyip gerçekleştirmezse? Ortaklık çözülecek. Başka seçenek var mı? Kısacası, MC Iktidarını güç günler bekliyor, belki de tam bir çöküs... Dış, iç sorunlar dağlar gibi... Kıbrıs çözüm bekleyen bir kördüğüm... Hangi kıhç kesecek onu? Hiç değilse bir ucundan çözıneye başlayacak? Demirel bir yanda, Ecevit öte yanda, beklıyorlar. bırbirlerinin bir yanlışını yakalamayı... Kıbns'ta sen ödün verdın, ben vermedim tartışması her an koptu kopacak. Dış baskılar artıyor, Yunanistan'ı boyuna destekliyorlar, guçlendıriyorlar. Averof «Biz güçlüyüz» demeye başladı. Kıbns sorunu daha aylarca oldugu yerde duramaz. Birşeyler yapmak gerek. Oysa biz kendi iç çekişmelerimize kaptırmışız kendimizi. Dünyayı unutsak da dünya bizi unutmaz. Sağcı partiler ister ortak olsunlar, ister jçlerinden biri iktidara geçsin çağdaş dünyaya sırt çeviremez. «Komünizme karşıyım. demekle iş bitmez. Ekonomik güçlükler, dış politika çıkmazı, sürekli nüfus artışınuı ortaya çıkardıgı güçlükler iktidarda kim varsa onu bır çıkmaza götürür ister istemez. MSP biliyor bu umutsuz durumu, herşeyi Demirel'e y\kmak, sonra da karşısına geçip «renkli» bir muhalefete başlamak, oylan toplamak... Onların da hesabı bu!.. Yapmalı mı yapmamalı mı, olmalı mı olmamalı mı? Olum lu ile olumsuz yanyanadır. Bir zamanlar tereddüt adlı bir şarkı vardı. «Desem kı ben seni çok. hayır kızar bilirim.» AP ne yapacagını bilmiyor, tutacağı yolu, hiç bir şeyi.. Cepheci partıler seçim yenilgilerinin bozgur.u içinde küçük hesaplar peşindeler. Devlet, millet işleri bir yanda unutulmuştur. CHP bu bozgunu keyıfle seyredıyor, «Yannlar Bizim» türküsünü söyleyerek... Pekı, bugün bugünler ne olacak? Dışta ve içte Türk ulusunu kim savunacak, komyacak, Türk ulusunun yazgısma kim sahip çıkacak? Galiba en kısa zamanda bir genel seçime gitmek gerekecek. • İktidar biziz yannlar bizimdir» şarkısını bir yana bırakıp ulustan tam bir güvenoyu almalı... Halk çoğunluğuna dayar.an bir iktidar olarak sorunların üstüne yürümeli, «olmalı mı olmamalı mı?» çıkmazından kurtulmalı... Harun Karadeniz İ EĞİTÎEIÎRETİMİÇİNDÎR . 965 Karaköy/tSTANBUL Kimde iar7 Yunanistan'da, Turklye'de, Iran'da; delikanlıtar», genç Vtllara iskence yapanların arasında mı aramalı Francoya takılacak yüreği? Yoksa insanlıktan umudu keslp, bir hayvanın kaU bini mi takmalı yıpranmıs diktatorün gögüs kafesine? Evet, Franco'nun etine kçmiğine kafasına beynine yakışa. eak, dckusuyla uyujacak en iyi kalb, ancak, bir manda yiıreği* dir. ÇIKTH... ÇIKTI!... ÇIKTI!... BÜTÜN TÜRKtYE'Yİ KAPSAYAN ALANINDA tLK KtTAP!.. 4775. YAMANA1«AYAR HERKESE, HER 512 Sayfa, 35 Lira KİTAP SEVERE... KÎTAPÇILARDA! ADRES: Bayır Sokak, M/4 Tesvlkıy» Iatanbul DİZtfİ r^ Bğrencilerine saldc Terlyor.' • " « » •• bilgi yayınevi TKOÜîfN S5HB. HCU> HA^V.I njAVLAN E«WOWK.tUli Vt I U U ORHAN KEMA't*** DİLYAYINIARI ^^* ^|^a^^^ İşIctme(Maliyrt) Muhascbcsiv 4 [ i m ^ ^ H «ust.TĞnEîum n mnaı tmmsmf toprak bızım hikmet KAÇAK 3. BASKI ALTIN KİTAPLAR İSTANBUL BUyUk yazanmızın ölUmünden önc« yazdıgı §on BİZİM YAZAKLARIM1Z DİZİSİ: 1 269 sayfa, 20 lira romara Cadtrta*; sr^( m M ^ ^ ^ ^ ^ \ v» ^«^»n mJwMMHnı | ^ »•254037 1 imm» gffiri "ff tf | T j'/ f < p w ISa*itt tılttı:2îîln ^^^jjj^^^^J KAYA OZTAŞ FRANSJZCATÜRKÇE DEYIMLER SOZLUGÜ DICTIONNAIRE FRANÇAISTURC DESLOCUTIONS COURANTES D£ LA LANGUE FRANÇAISE Ciltfi 50tl. KAYA ÖZTAS ORTAOKULLAR İÇİN PRATiK İNGİLİZCE DiLBiLGÎSi VE SORÜ ÇÖZÜMLERi 10 TL. îst*mo AdrssJ: P * . 198 Aksaray Istanbui Toplu lsteklerde *t% J0 tndirtm yapılır. • SOVYETLER BİRLİĞİ KOMÜNİST PARTİSİ [BOLŞEVİK] TARİHİ AVTMNLIK VAYINLARI Vietnam İşçi Partisi Tarihi YÖNTEM YAYINİ.AR» FRANSIZCA YARMMCI DERS ; KTIABI lise: 123 İOtf. lOtl. 12.5 ti. KAYA OZTAS FRANŞEÇADA BÛTÜN Türk Hukukunda Toplu îş Sözleşmesinden yararlanma Dr. EROL AKI îsteme adresi: Karşryaka 3020 Sokak 4/1 Izmir Piyatı 30. T.L. Tüm kitapçılarda bulunur Umn Cıktı » Da$ıtım TÜRDA Ankara TURDA MeneKşc Sok • 4 Tel 17 2 8 19 « ktanbul TUROA Cagaioglu yokuşu.Saadeı Işhaoı toi T U H O A Kastellı Cad Başdurak Işham 20» Tel 35 097 rıpk.66utus ank. ÜCRETSİZ DENEME ÖGRETİMİNE KATILIN UNIVERSITE l VE AKADEMİ ADAYLARI DEVRELER Beklemeliler İçin 22 Ekim ı \M Lise Son Sınrfiar İcin 25Ekim 1 M O D E R N EĞİTİ1VI D E R S A N E S İ Orağan Caddesı Ha 4 0 45 Tel 4 0 b 0 8 2 Buşıkus EMPERVALİZM ve FASİZME KARSI Tarih beni beraat ettireeektir Castronun tarihi sdvüoması YONTEM YAYINLARI MUTERRAND P.K 1196 İST. KONUSUNDA PEK AZ KİTAP BU BAŞARIYA ULAŞTI MODERNKLÂSİK SINFLAR Direniş AYUIK DEVHİIVICİ BANATVE POÜTİKA DERGİSİ Özgürlük için Tarih Ansiklopedisi M. ÇAĞATAY ULUÇAY 3. Baskı hazırlığı içinde Büyük boy 562 Sayfa 30 TL. DAĞIT1M: BATEŞ Kadıköy yakasında oturan öjjrencllere Strasbourg Oniversıtesı mezunu Dayan ögretmeo taraluıdan Fransızca dersı verllir. FRANSIZCA Tel:58 68 96 (Arta#: 798/8363) OERİCİ VE YOZ KULTÜRLE SAVAŞ ' K A S I M O A QIKIVOR T u m u . ALİ ERALP PK »74 Aksaray İST
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle