19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. adına NAZİME NADİ • Genel Yayın Müdürü: OKTAY KURTBÖKE • Sorjmlu Yaz: îşıeri Müd.: ... ÇETİN ÖZBAYRAK • Basan ve Yayan: CUMHURÎYET Matbaacılık ve Gazetecilik T. A. Ş. Cağaloğlu, Halkevi Sk. No. 3941 • TELGRAF ve MEKTDP adresi: CUMHURİÎET ISTANBÜL Poıta K u t u ı u : Istanbul No.: »46 Telefonlar: 22 42 90 22 42 9fl 22 42 97 22 42 98 22 42 99 * * « * r i l M U I I D Î V C T «ASTN AHLAK TASARIN* U U I V i n U n l l C i UYMAYI TAAHHÜT EUtK BÜRÜLAR: ANKARA Atatürk Bulvarı Y«ner ApU Yeniçehir, Tel.: 177477 2557M • İ^MİR Hmıt /ıva Bulvarl No. 65, Kat 3, Tel.; 3123024709 • GÜNEY illeri: Atatürk Cad. Ugurlu Pasaj, Tel.: 1455019731 A R O N T T P TT S V 12 Aylık 6 3 1 . » » yurt içl 36ü. 180. 9U. 30. Ynrt dı*a 63U. 315. 157.50 52.60 2 Başlık (Maktu) 4 ve •. Sayfa (Santinıi) / 4., i).. o sayfa (Santimi) ölüm Mevlıd Tesekkuı (5 Santim) Nisan. Nikâh. Bvlenme, Dogura ... Yayın Hayatı (Kelimesl) Kayıp (Kelimesi) 55t l.ira „. „. 140 • „ ... i2U » „, ... 3UU » ... ... 22S » „. 4. • „. 3. . SAYIS1 100 KLRUŞ Callud, Ecevit ile (Bastarafı 1. nayfada) köy Havaalanında CHP Genel Sekreteri, sekreter yardımcılan V8 bazı merkez yönetim kurulu üyeleriyle, CHP Istanbul il yöneticileri tarafından karşılanan Bülent Ecevit, Yeşilköy Havaalanında gazetecilere Kıbrıs geri sl konusunda Dllgi vermiştir. «Kıbrıs Türk toplumunun içln de bulunduğu sorunlara, bu sorunlara buidukları çözüm yolltrıcı ve Türklye olarak yapılacak yardıml&rın gelişmesini yakından görtnek fırsatını elde ettigi lçin çok sevfcçli olduğunu, Kıbrıs Türk halkının artık geleceğe güvenle baktığını» söyleyen Bülent Ecevit, .Kıbrıs Türk halkı artık kendilerine güveniyorlar, şimdiden tarım sorunlarını büyük öiçüde çözümlemişler. Bütün topraklar yalnızca özgürlük açısından değil, ürünleri açısından da kurtanlmıştır» demiştir. Önümüzdeki dönemde Yunanistan ve Rumlann görüşmeler yoluyla Kıbns'ın nihai statüsünün belirlenmesini geciktirecek olurlarsa bundan Kıbrıslı Türklerln ve Türkiye'nln herhangi bir kaybı olaıayacagını da sözlerine ekleyen Bülent Ecevit, «Biz bu konu üzerinde duruyorsak, bunun başlıca nedeni Kıbrıs'ın dünya içindeki ve Doğu Akdenizdeki öneminl bümemizden ve Kıbrıs'm nihaî statüsünün bir an önce belirlenmesinin dünya ve bölge banşı dengesi açısından taşıdığı örıemi idrak etmemizdendir. Yunanistan'ın ve Rumlann da aynl sorumluluğu göstermesi gereklidir» demiştir. Kıbrıslı Türklerin iskân sorununun bir süre daha devam edecefini de belirten Ecevit, gezdiği köylerde bütün Urünlerin kaldınlmış olduğunu, başıboş dolaşan hayvan görmediğirıi, bütün Kıbnslıların ekonomik sorunlan çözmek için TUrk uzmanlannın paralelinde büyük çaba harcadıklanru da sözlerine eklemiştir. OLAYLARIN ARDINDAKİ Libya ile imzalanan (Ba^Urafı 1. Sarfada) Libya ile imzalanan anlafinada ticari v« ekonomik ili»kilerin ge liştirümesi açısından en önemli konu. kurulacak olan deniz ve ha va ulajıın |ebekesidir. Şimdiye değin iki ülke arasmda ticaretin geli5ememl| bulunması özellikle ulaşım şebekesindeki aksaklık ve yetersizliğe bağlanmaktadır. Bu konuda verilen bir örnekte, Lübnan'ın Türkiye ile yaptığı ticaret sonucu elde ettiği malları, daha sonra Libya'ya sattıgı bildi rilmijtir. Bu nedenle, asıl güçlüğün ulajım hattında bulunduğunu belirten Ugililer, fimdi en az onbeş günde bir kar;ılıklı gemi seferlerlni zorunlu görmektedirler. Ulasım konusunda diger önenv li bir nokta Türkiye'nin Iibya'da yapacagı karayollanna ilişkin dir. 1974 yılmm kasım ayında Libya'ya giden bir heyetin saptadıgı esaslara göre. TUrkiye Libya'da ilk etapU 360 km. asfalt yol yapacaktır. Yol yapımı Lfbya'nın makineleri ve bizim personelimiz tarafın dan gerçekleştirilecektir. Yolun maliyeti ya'.daşık 50 milyon dolardır ve 40 ay içinde bitecegi tahmin edilmektedir Bu amaçla Libya'ya gidecek personelden isçi maaşlan 250350 dolar, mühendislerin ise 6501350 dolar arasında bulunduğu belirtilmektedir Libya'dan ithal edilecek petrolün ise. Türkiye'nin yıllık ihtlyacının Uçte birine yakın kısmıru karşılayacagı bildirilmiştir. Petrol Türkiye ithalfitmın beşte birir.i teskdl eden en önemli tnad dedlr ve bir yılda toplam 800 milyon dolar petrol ithalâtına verilmcktedir. Bütün bu konulan kapsyan teknik düzeydeki görüşmeler de vam etmekte, hükümetin önümüz deki günlerde bir açıklama yap ması beklenmektedir GERÇEK (Baştarafı 1. sayfada) kiye'de oluşan değişimlerle açıklamak gerekir. II. Dünya Savaşından sonra Ankara uznn siirr ABD'nin Ortadoioı politikasını katı biçimde izleyen bir yol üstünde yüriimüştü. Bu yolun artık asınmış ve yıpranmıs kaldırımlanndan vazgeçmek gereği Türkiye'de gün peçtikçe daha çok duyulmaktadır. Sol akımın iilkemizde yaratUğ\ daha bağımsız ve daha kişilikli politika istemivle İslâmcı akımlann bir noktada birleşmeleri, Arap dunyasına açılış politikasını geleceğin Türkiyesinde îorunlu niteliffe eriştirmektedir. Buna karşılık Arap riünyasındaki devletlerin barırnsızlıça yönelen çizgide friderek güçlenmeleri olgıısn vardır. Ve petrol geürlerinin artmasıyla bu çüç ekonotnik açıda somutlasmıştır. Her iki dünyadaki bu olusnm kaçınılmaz bir vakınlaşmaya yol aracaktı. Bu vakınlasmanın ilk elle tutulıır ve sevindiric) gellşrnesi Libya Başbakanı Sayın Callnd'un fPTİsinde eörülmü? ve drrlenmistir. Her iki ülfee Hişlcrinde bu eezi bir dönüm noktası sayılahiür. * * * Düzeltme Florya toplantısı Yeşilköy havaalanında gazetecilerle görüşmesini tamamlayan Bülent Ecevit, beraberinde CHP Genel Sekreteri Orhan Eyüboglu, Genel Sekreter Yardımcılan Deniz Baykal ve Mustafa Üsrün dag ile esk, bakanlar olduğu hal de, İstanbul Belediye Baskanlığımn Florya'da bulunan dinlen me evir.e giderek, 1.5 saat sürey le, Türkiye'de olmadığı süre içindeki gelişmeler konusunda parti yöneticilerinden bilgi almıştır. Gazetemizın dünkti sayısında yer alan Libya'dan ham oetrol ve fueloil alacak. Karşıhğında kcyun, buğday, kraft kâfhdı satacağız» haberinde «Libya ile yapılan anlaşma geregince bu yıl 3 frln ton nam tvtrol ile 25 bin ton fueloil ithal edecegiz* cümlesinde geçen rakamlar «3 milyon ton ve 250 Dın ton» olacaktir. Düzeltir, özür dilerta. Bozbeyli (Baştaratı 1. Sayfada) şubat tarihlerinde toplanacak DP 2. Büyük Kongresinde. dilerse DP Genel Başkanlığma adajiıgını koyabileceği yolunda önende bulunacaktır. Bayar, istekleri Uzerine Bozbeyli başkanlığındaki DP heyetini bu akşam saat 22'de Çiftehavuzlar'daki evınde kabul edecektir. DP Parti Divanının toplanüsuıdan sonra bir açıklamada bulunan Genel Sekreter Sükan, «Demokratik Partinin siyasal haklanna yeniden kavuşan Demokrat Parti mensuplanna, başlayacaklan siyasl hayatlarmda başanlar dilegini» bildirmiştir. SUkan, Parti Divanında hükümet konusunda alınan karar nakkında da «Daha evvel parti organlannın aldığı karar istikametinde partimiz güçlü ve tutarlı bir hükümetin kurulması konusunda tesanüt içinde gerekli çaüşmalanna devam edecektir» demiştir. Genel Başkan Bozbeyli, Divanda yaptığı konuşmada, o Hükümet sorunu, en kötüsüne razı olmak yoluyla çözülemez. Güçsüz ve kendisi problem olacak bir hükümet değil, kuvvetli ve problemleri çözecek hükümetlere üıtiyaç vardır» demiştir. Bozbeyli, bunalımdan çıkışm anahtanmn da yalnız DP'de bulunmadtgını, aslmda bu yoldaki propagandanın bazı partilerin DP'yi kendi arzulanna uydurma gayretlerinin sonucu olduğunu beürtmiştir. Çınar Otelinde bekleyiş Daha sonra önceki gün kararlaştırıldıgı şekilde, Libya Başbakanı Callud ile görüşmenin yfcpılacağ] Yeşilköy'deki Çınar Oteline gelen Ecevit ve beraberindekiler, otel personelı ve çevrecie biriken halk taraîmdan büyük gösteri'erle karçılanmıştu. Bu arada, Topkapı SarajT nı gezmekte olan Libya Başbakszu mehter takımının yaptığı göste riyi yanda kesmek istemedığın den Ecevit'le yapacagı göriisme ye 40 dakika geç gelmiştir. (Baştarafı l. sarfadı) ruşunda bulunmuşlardır. Bu üyeler ayrıca yayınladıklan bir bildiride «Dünya Anayasalan lçinde en yeterli ve seçklnlertnden biri olan 1961 Anayasasmı fazla ve kusurlu bulan zihniyete karşıyız» demişlerdir. Bildiride. tüm lsteklerinin, Türk ulusunca 9 temmuz 1961 ta rihinde onaylanmış olan Anayasadaki hürriyetleri kısan değişikliklerin bir an önce kaldmlması olduğu belirtilml» ve asıl kusurun Anayasanın kendisinde değil, onu ruhundan uzaklaştırarak yanlış ve samimiyetsiz yönde uygulayan anlayışta olduğu ilerl sürülerek «tnancırruz şudur ki, Atatürkçü kalkınma yolunda ilerleyebilmemiz ancak 1961 Anayasasuun ruhuna ve sistemine bağh kalmakla mümkündür» den mektedir. istanbul'daki törene katılan ve bildiride imzalan bulunan Kurucu M«clis üyeleri şunlardır: Nefi Demir. Suphl Batur. Fehmi Alpaslan, Tank Zafer Tunaya, Pethi Aşkm, Remîiye Batırbaysil. Galip Zaimoğlu. Vahit Turhan, Sezai Okan, Vedat Dicleli. Atıf ödül. Sevki Aysan. Enver Sökmen. Selfthattin Tandal, Kemal Türkoftlu, Rıfat Çini. Kemal Zeki Gençosman, Derviş Taş man, Yekta Karamustafaoglu, Ratıp Tahir Burak. Nurt Kmık. K m u Mectisin nc Anayasa değişikligi J (Baştarafı l. nayfada) dava açma hakkının sağlanması gerektiğine de. raporunda bir kez daha isaret etmektedır Anayasa deçişiklikleri ve «¥argı» Türkiye Barolar Birliğinin VIII. Genel Kuruluna sur.ulacak raporunda, Pirlik Başkanı Profesör Faruk Erem. son Anayasa rie5işiklikleri ile «Yarpı» nin nitelisinden çok şey yitirdiğini, bu degişikliklerin kaldırılarak. Barolar ve Türkiye Barolar Birliginın Anayasal tfurum larının daha açık hale getirilmesi zorunluğu ile karşılasıldıeını belirtmekte. Szetle $un* lan söylemektedir: «Yargı, geçmiş bir dönemde en agır yermelere maruz kalmış. yasal kısıtlamalara gidümis, Anayasa de««ikliklerivle hufninMl duruma gelinmiştir. Güçler ajTilığınm (Devletin bütünlügü) ilkesini zayıflatt!?ı daima ileri sürülmüş, iltifat görmerniştir. Bundan esinienerek yapılan Anavasa değişikligi bilimde köksüz ve tenkitten cesaret almıs gibidir. Yarp gücünün temelinde haklarm ve özgürlüeün korunması yeralır. Bu Anayasal yetki yareıya. «rgütiü veya açık, fiilî veya yasalar yoluyla baskıyı. hatta manev! bajkıyı reddeder. tnsanhk yepyeni bir donemin eşiğindedir Korkunç catısmalardan sonra tek gercek olarak ortada ka'sn sudur: Deppripnn ?n bUvüeU düsünce «zgürlüğiidür.. Bu özgürlüğü stirdlirecek bir ortam ancak en cenis savuruna olanağını da kapsayan varjrının bagımsiTİıgında güvence bulur.» ~^ T "J lete yabancıdır. Adalet peşin hü • kümlerden uzak kalmalıdır. Bunlar arasında en sakıncalı olanı (kollektif peçin MikümleDdir. Yargıyı peşin hükümlere bağlamak çabasma oek yakm geçmişimtede «mek bulmamalıydık. Böyiesine bir çaba adalet organlannuı yetkilerinı daraltıcı Anayasa tadilleri için bahane edilCÜJ» Profesör Erem, raporunda devamla. adaletin gerçeklesmesi fco sullan üzerinde de durmakta. bu yolda Anayasa Mahkemesinin ver diği kararların giderek daha derin anlamlar kazandığını ifade et mekte ve şu görüşleri ortaya koy maktadır: •Eğer Anayasa Mahkemesi bir kanunu veya kanun hükmünü, Danıştay bir idari tasarrufu iptâl etmis ise. Yüce Mahkemeler yasa maya da. yürütmeye de müdahale etmişlerdir. Bunu sistemin tabif sonucu saymak lâzımdır. Eğer aksinl kabul edersek Yüksek Mah kemeler karar olanağını yitirmiş oltırlar. Kaldı ki bu tasarmflar. güçler arası yetki tecavüzü defil dir. Yargi organlan ile yasama ve yurütme arasında çeki?me olanaSma inananlar Anayssava inanma vanlardır. Yargı ne dedivse, icten likle yerine getirilmelidir. Eaer bir idart vargı düşünülmüş ve ku rtılmuş ise. bu istek sadece hükü met tasarrufiarının kanuna u}'gun lueunu teyid edecek bir organa ih tiysctan değil. aynı zamanda devlet gibi kudretli bir kuruluşun kar «ısında. fert gibi zayıf bir varlığın haklı çıkabilecegi hukuk dürenine in^nılmı? olmasmrîsndtr.» MBG'nun bildirisi Cumhuriyet Senatosu MBG da, Kurucu Meclisin 14. kuruluş yıldönümü dolayısıyla yayınladığı bildiride «Görülen politik bunahmların yüzeysel belirtileri. top lumumuzu umutsuzluğa asla düşürmemelidir. Demokrasimiz, gerçek tabanına, kendisine dinamik ve kesintisiz işleyişi kazandıracak olan halk tabanına oturma yolundadır» denilmiştir. Millj Birlik Grubu Başkan Yardımcısı Mücıp Ataklı irnzası ile yayınlanan bildiride, kuru eu mecüs'in vorucu ve feragatlı çalışmaları ile gerçekleştirilen Anayasal düzenin halk demokra sisi hesabma çok büyük ve ileri ye dönük bir atılım olduğu belirtümiş. şöyle denilmiştir: «Böylece büyük önderimiz Atatürk'ün temel ülkü hedeflerin den biri olan «TJlusal eğemenlik» i:ke?i tam anlamı ile ulusumuzım kaderine eğemen olacak ve halk için halk içinde ve halkla fcirlikte bir yönetimin büyük di namızmi ile yannm güçlü ve mutlu topîumu dogacaktır.» Irmak (Baştarafı 1. nayfada) seçimin hükümet olarak lüzumuna kaniyiz. Ancak buna yalmz Parlamento karar verir. Bu tamamiyle Parlaınentonun yetkisindedir Ve Parlamentoyu temsil eden partilerin liderleri ancak buna kendi aralarında karar verebilirler..» Bn yıl 600 bin (Baştarafı 1. sayfada) yan 4 yıllık programın 3. yıl çalısmaları da başarıyla sona er dirilmiştir. 850 bine ulaşmış olan beyannameli vergi mükelleflerinin vergi dalrelerine tevdi ettikleri beyannamelerin % 6O'ı yani 500 bini «revize» edilmlştir. «Revuyon» müessesesi 3 yıldan beri uygulanmakta olup, defterlerin tetkikl şeklinde yapılan • vergi incelemesi>nin dışında kalabilen küçük ve orta büyüklükteki ödevlilerı daha dikkatli beyana zorlamaktadır. Bu tür denetım yalnız gelirler konttolörlerince yapıimakta ve her ödevlı içm ayrılan zamanın kısalığı nedeniyle de geniş bir mukellef kitlesınin denetlenebilrnesi olanağı doğmaktadır. Callud'la yapılan görüşme Saat 13.40'da Çınar Oteline gelen Libya Başbakanı Callud"u ka pıda karşılayan Ecevit, Callud'la birlikte görüşmenin yapılacağı 401 numaralı odaya çıkmış. burada gazetecilerin fotoğraf çekmesine izin verilmiştir. Callud ve Ecevit beraberlerindeki heyetler le birlikte daha sonra birlikte yemek yiyecekleri 525 numaralı odaya geçmişlerdir. Bir saet süren yemekte Calludun içki içmemesinden ötürü yalnız portakal suyu içılmiş, ay rıca Callud'un çok sevdigi karides şiş venilmiştir. 1.5 saat süren öğle yemeğinden sonra, CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit ile Libya Başbakanı Callud tekrar 401 numaralı odaya geçerek ikili görüşmsye başlamışlardır. 1 saat 5 dakika süren görüşmeye yalnız Türk Dışişleri Bakanlığımn Arapça tercümanı katılmıştır. Görüşme saat 16.35'de sona ermiş, Bülent Ecevit Basbakan Callud'u otelin kapısına kadar geçirmıştır. Otel kapısında, yapılan göruşmeden duydukları mem nunluğu belirten Callud ve Ecevit ik'i tflke arasındakl'iyi ilîşkilerin daha da geliştiıilmesinden sağianacak faydalara deginerek vedalaşmışlardır. Bu arada CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit, Libya Ihtılâl Komuta Konseyı Başkanı Muammer Kaddafi'ye içten saygılarını iletmesini Callud'dan rica etmiştir. İhracat Türkiye'nin koyun, k&ğıt ve buğdaydan baska ber tür bakllyat, sebze. meyve, kesilmis et, balık ve özellikle çimento Uıraç edebilecegi belirtilmiş, ancak bu olanaklann tam kullanılmadığı ifade edilmiştir. Şu anda TUrkiye'nin elinde bir milyon tona yakın çimento stoku bulunmaktadır. Ancak geçen yıl inşsat kesıminde gelişme olacağı ümidi ile çimento ihracatı durdurulmuş, bu arada LfbyB"nın talebine raSmen. isteği geri çevrilmi?. Libyada Romanya'dan çimento ithal etmiştir. llgililer çimento ihracatı için her türlü fiyatın kabul edileceğini söylemektedırler Libya'ya bugday ihracatının ise, önürnüzdeki yıl içinde ıç pı yasada buğday fiyatlannı artıracağmdan kaygı duyulmaktadır. Şu anda Türkiye'nin dokuz aylık ihtiyacını karşılayacak buğday stokn bulunmsktadır. Devlet Başkanlığı ve güçler ayrüığı Güçler ayniığı ilkesınin nazari bir kökenden doğmadığını, bütün güçlerin tek elde toplandıfı mutlakiyet dönemlertne bir tepki biçiminde geliştiğini kaydeden Erem, raporunda devamla şu açıklamaları yapmaktadır: «Devlet Başkanlığı kavramı güç lerin ayniığı fikrine dayanır. O halde yargı gücünün ana sorunlannı çözecek kuruluşun başı dev let başkan] olmahdır. Bu nedenle yargı erkini temsil edecek, doğrudan doğruya devlet başkanınm başkanlığmda, itham, savunma, hüküm unsurlarını kapsayan anayasal yüksek bir kuruluşa ihtiyaç vardır. Geçirilen acı tecrübeler bu anayasal mtiyacı karşılamıştır. Bir dönemde çoğunluk, V8sama kuvveti ile yürütmeyi tek güç haltne getirmiş, güçler ayrılığmı s?'ece yargı kuvvetinin diSerleriı n ayrıldığını temsii eoe bilmiştıı Yargıya, o dönemde yönelen siyasal yermeler, seviyesiz suçlamalar, yargının güçler aynlığının tek temsilcisi kalmak isteğini yitirmemek direncinâen s Değişiklikler ortadan kaldırıLmab Türkiye Barolar Birliği Başkanı, VIII. Genel Kurula sunduğu ra porda, 'Üç gücün ayrılığının kemaliyle uygulanması yargı organ lannın Iruruluşuna. seçimlerine di ğer iki gücOn karışmaması ko=uKına baelıdır. Eğer Anayasa de|i çecek Idiyse. değişiklik bu a!anda ve bu yolda olmalıydı» demek te ve yargıyla ilgili son Anayasa depişikliklerine dönerek Börüşlerini şöyle tamamlamaktadır: «Yargısal denetimi kısıtlayan anlayış ilkelere aykırı düsmüşt'ir. 'bukuk devleti). 'eücîer ayrılığı) ilkeleri ihlâ] edilmiştir. Bu cümleden olmak üzere Anayasamıza reva görülen: • Hakim ve savcılan ıdar! yargı güvencesinden voksun kılan değişiklikler: • Savcıların temınatını daha dr. azaltan deîışiklikler: • Adalet Bakanımn YUksek Hâkimler Kuruluna Başkanlığını saglayan değişiklikler: • Danıştayın bazı Kişilerin öz lük işlerine bakamaz hale getirilmesi. ayrı bir anayasal güvence olan (yargı birliğini) bozmak egilimlerjn^taşypn ^ d££isikiik• Bunlann hensinden daha vahîm saydığımız Anayasa Mah kememizin Anavasa değişikliklerini denetim veüdsini (şekil koşullanna) inhisar ettirmevi sağlama çabasındaki değişiklik 1er. hukuk devleti ilkesine aykın bir durum yaratmıştır. Bu bilım dışı. Türk demokrasisini vönünden saptırma, aeüşmesini onleme istekleri ile sakatlanmış degişikliklerin bir an evvel kaldınlmasınj urcut etmekteyiz. O tarihlerde bu değişiklikler vapılırken karşı koyan tek kuruluş oımak onuru, Türfciyf Barolar Birtigine bu umudu taşımak hak kını vermiştir. Bu değişiklıklerin eiderilmesi üe yetinilmesı yeterli olamayacaktır. (Savuruna makamı)nın yeri ve vetkileri Anayasamu.:1^ açıkça vargı bölümünde belirtil meli ve Anayasal vetküeri gösterilmelidir..» Bütçe sorunu Bütçe konusundakı soruya da Sadi Irmak, «Bütcenin çıkacagım ümit ediyorum» demiş, geçici mı. yoksa normal mi olacagı üzerine görüşünü söyle açıklamıştır: «Hükümet normal bütçeyi daima terciiı eder. Çünku geçici bütçelerle maaş ödenebilir. Fakat devlet yatırımları aksar. Bu da millet menfaatlerine aykırıtiır. ünun için biz vıllık bütçenin geçmesini tercih ederiz. Ama Bütçe Komisyonu ve Meclis baş ka türlü bır karar verıp, geçici bütçe yapılsın dıyebiliriz. Biz cna da hazınz. • «Milliyetçi Cephe» liderleri toplaruyor Öte yandan «Milliyetçi Cephe» diye tanımlanmak istenen sağ cephenin işbirliği çauşmaları sür mektedir. AP Gensl îdare Kurulu ve Baskanlık Divanının dün 4 saat süren toplantısından son ra bir açıklama yapan Genel Başkan Yardımcısı Selâhattin Kı hç, milliyetçi cephe çalışmalannın memnunlukla karşılandığını ve bu çalışmalaruı «En yaygın ve köklü» bir biçimde devamına karar verildiğini söylemiştir. Kıbç, bugün yapılacak. .liderjer toplantısınöa göreve talîp olmakonuşunun en önemli ele alınacak konulardan biri olduğunu da bildirmiştir. AP Genel Başkan Yardımcısı Kılıç, açıklamasında CHP'ye çat mış ve «CHP'nin sebep olduğu ve devam ettiği hükümet bunahmına ve yokluğa milliyetçi partiler çare bulacaklardır» demiştir. Kılıç, «Demirerin milliyetçi cephe adına hükümeti kurmak için göreve talip olup olmayacağu konusunda ise, «Bu konuda bir görüşme açılmış değildir Bu gün liderler toplanacaktır. Toplantı gündeminin en önemli unsurunu bu husus teşkıl etmektedir» demiştir. AP Genel Başkan Yardımcılaruı dan Necmettüı Cevheri ise, MSP Genel Başkanı Erbakan'm gazetemizde yer alan dünkü demecin de nisbi temsilden vazgeçilemeyeceğini savunduğunu, oysa AP'nin dar bölge çoğunluk sisteminin istediginin bilindiğini hatırlatması Uzerine, şunlan söylemiştir: «Dar bölge ekseriyet usulü bizinı parti olarak görüşümüzdür. Şimdi parti olarak değil, partüer olarak çahşıyoruz.» AP Genel Başkan Yardımcısı, bu arada seçim konusunda öngördükleri değişiklik ile, cephe birliğine giren partilerin seçimlere ortak liste ile katılmalannın ssğlanmasına çalışıldığını, konunun halen ayrıntılannın çözümlenmeğe ufraşıldıgını ifade etmiş. aynca daha ilerki bir asamada, baskanlık sistemini ülkeye getirecek mevzuat değişiklikleri düşündüklerinl de sözlerine eklemiştir. Sektör incelemesi Yine 1974 yılmda ılk kez «sektör incelemesi» olarak adlandırı lan bir denetim yöntemi denenmiş ve alınan olumlu sonuçlar üzerıne 1975 yılmda da bu tür denetımin geliştirılmesi progTam lanmıştır. Bu meydanda geçen yıl, «yerel akaryakıt satıcılar», «bir kısım otomotiv sanayı;». «gayrimenkul sermaye iradı sahipleri», «oto komısyonculan», «reklâm ve film işletmeleri» ge r.iş çaplı bir «vergi incelemesi»ne tabi tutulmuşlardır. Dernegimiz araştırma kurulu, 1975 yılında kamuoyu tartışmasına sunulucak olan yeni .katma değer vergisi kanun tasarısı»nın getireceği koşullarda «vergi de netimi potansiyeli»nin ne olaca ğı konusunda bir çaüşma hazır lamış ve tasannm kamuoyunda tartışılması sırasında gözönüade bulundurulmasını sağlamak üze re girişimlerini yapmıştır. Bu girişimimizin önemi, «işletme vergisi» denetiminin ne denlj za yıf olduğu düşünülürse daha da açıklık kazanacaktır. Memurlarda katsayı Türkiye PersoneJ Demekleri Genel Başkanının memur katsa yısının 10'a çıkanlmasını istedigini hatırlatan bir gazeteciye Paşbakan £adj Irmak sunları söylemiştir: «Bu bir problem. Yan ödemeler konuşunun hakikaten yeniden ve ciddiyetle ele ahnacak bir me seie olduğuna ben de inanıyorum. Bu çok mühim, ve çok şumüllü olan mevzuu çok cesur bir karar isteyen bu mevzuu ancak mecliste geniş bir güvene dayanan bir hükümet ele alabilir. Yoksa orada yapılacak işler clduğuna ben de kaniyim. Biz o tarihe kadar memurlanmızın sıkmtılarını bir dereceye kadar olsun gidermek için katsa^yı dokuz olarak tespit ettik ve bütçemizi ona göre bağladık. Ümit ediyorum ki mecliste de böylece geçer.» «Kamu personeli arasında da politika uygulama bakımından bir ayncalık yapıldığı ve Silâhlı Kuvvetler Personeli ile sivil m«murlar arasında farklılık olduğu ileri sürülüyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?» şeklindeki bır so ruyu da Basbakan şöyle cevaplandırmıştır: «Hayır bu husus gerçeğe uygun değil... Askerlerin muadili olan sivil memurlardan fazla aldıgı kanaatine iştirak etmera. Ama umumiyetle memurlanmızın sıkıntıda olduklannı da yakından bilmekteyiz. Düne kadar ben de memurdum.» Kıbtıs'ta (Bastarafı 1. Sayfada) temmuz ayından 24 aralık a kadar geçen süre içinde çeşitli has talıklardan meydana gelmiştir. Büyükelçilik yetkilileri. bu sa y.nm yirmiye çıkmış olabilecegı n., ancak , durumun açıklığa ka«uşturuknafij için arastırmalar yspıldığını söylemişlerdir. Dışişleri Bakanı Melih Esenbel. dün saat 9'da, tngiltere'nin Ankara Büyükelçisi Horace Philliphs'i bakanlıga davet ederek, bir görüşme yapmıştır. Horace Phillipns görüşmelerden aynlırken. gazetecilerin bu konudaki sorularını cevaplandırmıştır. Ada'daki Ingiliz Uslennde bulunan Turklerin özgürlüklerinin ne zaman geri verileceği konusunda bilgisi olmadığını söyleyen Ingiliz Büyükelçisi, sorunun çözümlenmesi için mümkün olan herşeyin yapıimakta olduğunu bildirmiştir BUyukelçı. Dışişleri Bakanı Melih Esenbel ıle Kıbns'taki tn Kiliz üslerinde bulunan Türklerin durumunu görüştüklerini», ingiltere Hükümetinin bu sorunu ciddiyetle ele aldığını sövlecJştir. Dışişleri BaKanlıgı sözcüsü Büyükelçi Semih Akbil de vaptı f: açıklamada: « tngiliz Uslenndekl Türk mülteciler konusu üzerinde bakanlığımızca riddivetle durulmaktadır» demiştir Semih Akbil, bu sorunun sürstle çözümlenmesi lcin tngiltere Hükümetı nezdinde. İngiltere'nin Ankara Büyükelçisi vasıtasıyla, bir kere daha girişimde bııîunulduğunu eildirmistir. tşçi sorunu Ecevit'in açıklaması Yapılacak işler 1975 yüında yapılacak Uk ve en önemli çalışmamız 1 mart'tan iti baren bütün vergi dairelerinde uygulanacak olan yeni «işlem yö nergesi»nin başanlı kılınmasıdır. 10 şubat'ta başlayacak olan 1975 yilı turne çalışmaları ile yeni «işlem yönergesi»nin vergi dairelerinde gerektiği şekilde uy gulanabilmesi için ögretim, göze tim ve denetim faaliyetleri bir arada yürütülecektir. Yeni «işlem yönergesi»nin getırdiği önemli yenilikler özetle Eöyledir: 1) Bütün vergi daireleri «vez neli» hale getirilmiş ve bu haL'yle de «saymanlık» niteliğini kazanmışiardır. 2) Saymanlık nıteüğini kazanan vergi daireleri muhasebelerıni kendileri tutacaklardır. 3) Devlet alacaklarının takip vt tahsilinde Kesinlik ve çabukluk ile beraber ödevlilere ödemeleri için kolaylık sağlavıcı ted bırier getirilmiştir. 4) Vergi daireleri tahakkuk semsleri banka çubeierı gibi sürekli ve akıcı bir hizmet göreceklerdir. 5) İhtilâfh durumlarda, dosyalbrın ilk itirazdan sonra vergi dairesince temyiz ve danıştay szfhalarına intikallerinde daha tıtiz davranılacak ve itirazlann gereksiz olarak sürdürülmesi Cnlenecektir. 6) Ödevliler için sağlanan diğer somut kolaylıklar ise a) Ödeme sisteminde getirilen yenilıkler (çizgili çek. banka ve PTT vasıtasıyla ödeme) b) ödeme, taksitlendirme ve tecil işlemlerınde «görüşme» mü essesesinin ihdası ve bu suretle anlayış havası ıçinde ödevliierle gelir örgütü arasında çıkabüecek ihtilâflann önlenmesi, c) Vergi iadesi işlemlerinde sürat sağlanmasıdır. Turne çalışmaları sırasında yeni «İşlem yönergesi«nin uygulanmasını ve deretimini sa|larken «vergi incelemesi» çalışmalanna da önem verilecek ve bu yıl da Ö O bın civarında ver U gl beyannamesi «revizyona» tabi tutulacak, sereklı görülen ödevlilerın defterleri incelenecek tir. 3 etap olarak planlanmiş olan «turne çalışmalan» sırasında, Ankara, Istanbul ve İzmır" dekl grup merke2İerinde bulunan gelirler kontrolörlerince geliştirilecek «sektör incelemeleri» de geçen senelerin dışında bir yaygınlık kazanacak olan «etaplı turne» sayesinde daha r!a etkin bir boyuta ulaşacaktır.» CHP Genel Başkanı Ecevit, görüşmeden sonra gazetecilere şu açıklamayı yapmıştır: «Bildiğiniz gıbi, Libya ile karşılıklı ilışki ve işbirliği ile ilk adım CHP tarafından atılmış, o zamanki Maliye Bakanımız Deniz Baykal, Libya'yı ziyaret etmiştir. İki ülke arasmda daha yakın işbirliği olanaklan aranmıştır. Sa ym Callud, biz hükümette iken Türkiye'yi ziyaret edecekti. Fakat, bazı olaylar buna engel oldu ve ziyareti gecikti. Ancak geç de olsa, bu ziyaretten büyük memnuniyet duyduk. Olumlu sonuçlar aldık. Bu alandakı hazırhkları yapan bir partinin yöneticileri olarak bızimle görüşmek istemeleri normaldi. Görüşmemizin esası ikj Ulkenin yakm işbirliğini daha güçlendirecek bölge ve dünya anlaşmasuıa büyük katkısı olacaktir. Burada bölge ve dünya sorunlan üzerinde durduk. Kendisine Kıbns konusunda bilgi verdim. Libya"nın Türkiye'ye gelecekteki bağlarının daha da güçleneceğine inanmaktayız.» Callud ise, kendisini uğurlayan Ecevit'e «Sizi Iibya'da görmekten büyük memnunluk duyacağız» demiştir. Bunlann dışında. Libya'mn öottmüzdBki & yıl içinde Türiüyeden istedıgı 600 bin işçinin ni telikleri. bunlann ne biçimde seçilecekleri ve Libya'da hangi işkollarında istihdam eüılecekleri teinik dilzeyde yapüacak görüşmelerde saptanacaktır Ancak. Libya heyetinin daha çok ka lifiye işçı istediği, Türk yetkilılerin ise Türkiye'nin de aynı tür işçiye ihtiyacı bulunduğunu belirterek tıuna olumlu cevap vere medıklerj bildinlmektedir. öte yanda n, daha önceki hükü metler tarafından kabui edilen yurt dışına ışçi göndertlmesıne ilişkin karsmamenin yeniden gözden geçirılmeye baslandiğı saptanmıştır. Ü^fllti: ^•'T^V Biçünsel tartışmalar, yasamayürütme kuvveti ayrımı üzerin de toplanmış, yargının bunlardan ayrilıgı olağan kabul edilmiş, fakat siyasal gerilim dönem lerinde saygı değer görünüm al tında, yargıyı peşinden sürükle mek eğilimleri saptanmıştır. Yasamayürütme aynmı uygulamada kesin bir güvence olmamaktadır. Bu he r ülkede boyledir Fakat yargının diğer güçler le yakınlaşması, birleşmesi yapısına aykırıdır. Yasama üe yürUt me arasında Anayasal kurallara uygun olarak yetki aktarması (kanun kuvvetinde karamameler gibi) mümkün görülebilmıştır. Fakat yargı, ne yetki kabulü, ne yetki devrine elverişli değüdır. Bu ıtibarla kuvvetler aynlığtnı kemaliyle temsil eden tek güç yargıdır. Yargıyı idareye reklaş tırmak bilinçsiz bir çabadır. Yargınm, kanunlan uygulama nın bir çeşidi olduğu, bu neden le yürütme kapsamuıa girdigi, üçüncü kuvvet olarak yargıdan söz edılemeyecegı yolunda ki totaliter anlayışm süreksiz de olsa itibar kazandığı politik bir dönem yaşadık, Anayasamızin, özel likle yargıya ilişkin hükümlerin de yapüan değişiklik, bu mutsuz anlayışın Urünü olmuştur. Siyasal partilerin yasamava et kisi arttıkça, yürütmenin de ay rı bir güç oluşunda tereddüt baş lar. Fakat bunun yargı gücüne sirayetı, isterse sadece ithama etkili, sadece savunmayı kısıcı olsun, büyük Anayasal sakıncalar dogunır. Partilerin, üç kuvvetin ayniığı, güçler arası sızmaîann iltifat görmemesi, nihayet bu ayn güçlerin Devlet Başkanlığmda toplanması. demokrasinin anlamı büyük simgesıdir. Değişik şekline göre Anayasamızm 143. madde hükmü şudur: (Adalet Bakanı. gerekU gördüğü haüerde Yüksek Hâkimler Kurulu toplantılanna baskanlık eder.) Peğişiklikten evvel hüküm şu ıdi (Adalet Bakanı, Yükseb Hâkim ler Kurulu toplanUsuıa katılabilir. oylamaya katıliunaz).Araaakı fark büyüktür. Yüksek Kurula katümak maruzatta bulunmak içindi. Fakat Yüksek Hâkimler Kuruluna Başkan olarak katılmak çok farklıâır. Yürütmenin Adalet Bakanı Tabiî Başkanı haline getirilirse ve bu anlayış Anayasada yer alırsa, yargı gücü büyük kayıplara uğramış demekör. Ü0 gücün dengesi bozulursa sistem çöker.» Şahin flydın'm (Baştarafı 1. sayfada) yaralanan aynı okul öfrencilerinden Muzaifer Salman, polis tarafından 8 gün süreyle gözaltmda bulundurulduktan sonra serbest bırakılmış, ancak, olaym failleri hakkında henüz yeterli bir açıklama yapılmamıştır. Muzafler Salman olaydan sonra, beraberinde, olay yerinde ele geçirdigi Ekrem Korten adlı sağcı olduğu bildirilen öğrenciye ait çantayla gelerek Toplum Suçlan Savcısma tesüm olmuş ve daha sonra polis tarafından sorgusu yapıldıktan sonra aynı gece serbest bırakümıştır. Muzaffer Salman serbest bırataldıktan sonra 25 aralık günü polis tarafından tekrar evinden aranmış ve ertesi gün ise kendisi giderek polise teslim olmuştur. Ancak Salman, bu tariuten 2 ocak tarihine degin 8 gün süreyle gözaltında tutulmuş, bu arada olayla ilgili olarak yakalanan sağcı öğrencileıle yüzleştirilmiştir. «Ölüm cezası kaldınlmalı» Türkiye Barolar Birliğinin VIII. Genel Kuruluna sunulaeak Yönetim Kurulu çalışma raporunda ise ölüm cezasımn kaldırılması görüşü savunulmaktadır. Ra porda önemli bir yer tutan bu bölümde, ölüm cezasımn lehinde ve aleyhindeki görüş ve düşünceler ayrıntılarıyla tartışılmakta. sonuçta, Türk Ceza Kanununda bu cezaya hükmeden maddelerin, kaldınlması ve ya «müebbet hapis» gibi alternatif hükümlerle birlikte düzen lenmesi önerilmektedir. Yönetim Kurulu raporunda, lnfazla ilgili konulara değinilirken cfe, bazı cezaevlerindeki hü kümlü veya sanıklara kötü dav ranıldığı yolundaki söylentilere, bu söylentileri dogıulayan ıtanıtlanD varlıgına işaret edilmekte, «Cezaevlerinde işkence lddialannı, sorumlular hakkında İdari sikâyet yoluyla önlemeye, özellikle bu şikâyetlerin sonucu idari takdir ve karann inandıncı olmasına lmkân yoktur» denilerek tek ve tutarlı ça renin «tnfaz Hâkimli?i»nin kurulması olduŞu blldirilmaktedir Adalet Bakanlığımn bu mü essese yerine «tnfaz Savcıllğı»nda direndiği de hatırlatılan raporda, Birliftin, tnfaz Hâkimliğinin kurulmasını gerçekleştirmek Uzere çalışmalannı sürdüreceği açıklanmaktadır. Yönetim Kurulu rapcrunda ele alınan konulardan biri de Devlet Güvenlik Mahkemelerinin durumudur. Raporda. bn mahkemelerin kuruluş kanunuvla llgili Anayasa Mahkemesince verilmis bazı Iptal kararlan ile Yüce Mahlcemede eörüşülmek üzere bekleven diger iptal davaları anlatılmakta ve sövle derilmektpdir: «1974 vılının ikincl yansında bu mahkemelerin lüzumsuzluğu ve ilkelere avkınhSı yolundaki düsüncelerin efttikce artan bir yogunluk kszanması üzerlne Anayasa deSiştirilinceye kadar ne yapılabdecpffi hususunda ça lısmalara rastlanmış. Yüksek HSkimler Kurulunun görüsü alındıktan «onra hu mahkemelerin bir tek mahkeme halinde tnplanması fikr) benimsenmi? gibidir.» Viransehir olayının aydınlatılması gerektiğini belirten 33 kuruluş, ortak bir açıklama yaptı 33 devrimci gençlik ve meslek kuruluşu dün ortaklaşa düzenledikleri basın toplantısmda, Viranşehtr'de kaçkkçılann vurulması olayını kınamışlar. iktiöardan (aillerinin en kısa zaman da ortaya çıkanlmasını lstemlşlerdir. 18 kişinin ölümü ile sonuçlanan olayı bir «katliâm» olarak niteliyen kuruluş temsilcileri öldürülen kaçakçı grubunun. işsizlik nedeni ile kaçak cayları çok düşük bir ücret karşıhğında sınır can geçiren hamallar olduklannı beîirterek özetle şu açıklamayı yapmışiardır: «Milyonluk, milyarlık kaçakçıların, vurgunların, komando bes leyenlerin, kodaman gerçek failleri, yurt içinde ve sınır kapılannda cirit atarken, işletilmeyen yasalar ve güçler, ıssiz, topraksız yoksul köyiüye, sorgusuz suaisiz idam kararı vermektedir. Öldürülen 18 köy' 'en 9'u sınırdan 3 km. içerde çagrı yapılrr.adan vurulmuş, yaralı olarak kaçabildikleri yerlerde, 3'ü AkÇcbal, 4'ü Suriye, l'i Viransehir ve l'i Urfa'da ölmüşlerdir. Teslim olan 9'u ise. sınırda ateş açma sahasma götürülerek kurşuna dizilmişlerdir..» Kuruluş temsilcileri olaylan katliâmı gören ve kaçabilenlerden öğrendiklerini söylemişler. olayı «antidemokratik, faşist bas kı ve terörün Korkunç bir bir örnegi» şeklinde tanımlayarak şöyle demişlerdir: «Demokrasiden ve hukuktan bahsedilebilecek bir düzende isek bu katliâmın faillerınin mutlaka ortaya çıkarılarak cezalandırılması en başta iHidarın ve yetkililerin sorumlulugudur. Iktidann bu sorumluluğu en kısa zamanda yerine getirmesini bekliyoruz..» İlişkiler yeniden gözden geçirilccek Öte yandan Dışişleri Bakanı Melih Esenbel, Kıbnstaki tislerde tutsak işlemi gören Türklerin durumuyla ilgili olarak îngiltere"nin tutumunu protesto eden bir mektubu dün tngiliz Dışişleri Bakanı Callagan'a yollamıştır. Bir süre önce Brükselde toplanan NATO Bakanlar Konseyinde Ingiliz Dışişleri Bakanı Callagan, Kıbrıs'ta Ingiliz üslerindeki Türklerin durumunun kendilerini de üzdüğünü, ve Yılbaşma kadar hiç değilse yaşlılan ve gençleri bırakacaklarmı Dışişleri Bakanı Melih Esenbel'e bildirmişti. Ancak, bundan sonra Makarios'un üslerdeki Türkleri ziyaret etmesine İngilider tarafından müsaade edilmiş, Ankara'daki tngiliz Büyükelçisi aracılığıyla bu olaya büyük tepki gösterilmişti. İngiltere'nin bu tepkiye olumlu bir cevap vermesi gerekirken üslerdeki Türklerin durumunun Klerides Denktaş arasında başlayan görüşmelerden sonra ele alınacağı bildirilmişti. Bunun uzerine dün İngiltere Dışişleri Bakanına Melüı Esenbel tarafından bir mektup yollanarak. bu olaym Türkiye îngiltere arasında bir olay olduğunu ve Ingiltere'nin Kıbns'taki İngilis üslerinde uyguladığı politikanm Türk tngiliz ilişkilerini zedeleyecek bir nitelik taşıdığı ve bu ilişkilerin yeniden gözden geçirileceği bildirilmiştir. Ecevit Ankara'da CHP Genel Başkanı, dün saat 19.05'de uçakla Ankara'ya dönmüştür. Ecevit'le birlikte, CHP Genel Sekreteri Eyüpoglu ve Genel Sekreter Yardımcılan Baykal ile Üstündağ da aynı uçakla Ankara'ya dönmtişlerdir. Bu arada dün Libya'ya dönmesi beklenen Callud ise, gidişini erteleyerek îstanbul'da kalmıştır. Callud. bugün veya yarın joırdumuzdan ayrılacaktır. Libya Başbakanı Callud'a refakat eden Bakanlar ve uzmanlar ise, dün özel bir Libya uçagı ile Tripoli' ye hareket etmişlerdir. Bunalım geçirdi Muzafler Salman, gözaltma alındlktan sonra yüzleştirildigi Bilâl Aydın ve Hasan Hanadan'ın kendisine daha önceden hazırladıkları gürgenden yapılmış sopalarla, Selâhattin Akgüre'nin ise şemsiyesiyle vurduklanrn, suç âletlerini de polise teslim ettiklerini itiraf ettiklerini öne sürmüştür. Olay sırasında burnundan ve dudağından aldığı yaralardan akan kanların bulaştığı giyisilerini ve dizleri parçalanmış pantolonunu da polise teslim ettiğini. bunlann Adli Tıbba gönderilerek inceletürildiğini de belirten Salman, olayda saldırıya uğramasına ve yaralanznasına rağmen, polis ve savcüıkta sanık olarak ifadesinin alınmak istendiğinı ileri sürmüş ve gözaltma alındığı gece geçjrdiğı bir sinir krizi sonucunda, önce Beyoğlu llkyardım Hastanesi'ne, sonra da Bakırköy Akıl Hastanesi'ne götürüldüğünü snlatmıstır. Salman, kendisine saldıran sağcı öğrencilerden Bilâl Aydm ve Hasan Hanadan'ın saldırıyı önceden Yıldız Camii ve Okul içindeki mescitte toplanarak planladıklannı, öne sürmüşttir. Salman olaylar nedeniyle, hâlâ tedirgin bir durumda ve geçirdiği şoktan kurtulamamış olduğunu belirten Muzaffer Salman, hem kendisinin hem de ailesinin perişan durumda olduğunu da ifade etmiş, her şeye rağmen adalete olan lnancını yitirmemeye çahstığını ve olayın faillerinin ortaya çıkartılmasuu dilediğini belirtmiştir. Sanayi Odası Başkanı Gezgin, siyasî partileri duygusal davranmakla sucladı istanbul Sanayi Odası Başkanı Nurullah Gezgin, dün verdiği yazılı demeçte siyasî partileri duygusal davranmakla suçlamış, «Türkiyenin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılardan yakman si yasî kuruluşlar, sorunların çözümünde ne olumlu bir girişimde, ne de somut bir öneride bulunnıaktadırlar» demiştir. Gezgin, demecinde aylardır süregelen hükümet bunalımına vatandaşın sükunetle bakışının Türk toplumunun parlamenter demokrasiye olan inancma dayan dığını belirtmiş, siyasî partilerin de vatandaşın bu duygusuna saygılı olmasını istemiş, «Siyasi iktidarın uzun süredir boşlukta kalması ve bu halin devamı, siyasi ve ekonomik sorunların değişik boyutlara ve niteliklere dönüşmesi sonucunu beraberinie ge tirecektir. Hiç şüphe ed;lmesin ki bu sorunların tek sorumlusu, gelişmelere ve deeişen koşullara uyum olanaklarr gerçekçi ve bilinçli bir şakilde değerlendiremeyen duygusal davranışlardan kurtulamamış siyasl partiler olacaktir» demiştir. L Lig'de (Baştarafı Spor'da) taş, Adana Demirspor, Ankaragü cü, Eskişehir, Altay, Samsun, Zonguldak, Göztepe ve Bursaspor'u etkiliyecektir. H.\FTANIN TAKIMI: Galatasaray HAFTANIN FUTBOLCt'STJ: Doğan (Ekişehir) HAFTANIN HAKEMİ: Rahmi Halıloğlu (Zonguldak Adana'' HAFTANIN KARMASI: Dogan (Eskişehir) îbrahim iBoluspor), Ömer (Samsun), ts mail (Eskişehir). Cemiı (Trab zon) Tuncay (G. Saray), Zekeriya CBeşiktaş). Faruk (Trab zon) Bünyamin 'Giresun), ömer (Eskişehir). Kâsım (Ad. D. Spor) GOL KRALLlul: 10 Gol: K. Mehmet fG. Saray) 9 Gol: Osman (F. Bahçe) 8 Gol: Ömer (Eskişehir) 7 fiol: Cemi! (F. Bahçe), Mehmet III (.Göztepe). Yargının anlamı Türkiye Barolar Birliği Başkanı raporunda daha sonra ner ülkede zaman zaman adliyenin aczinden söz eden «teşkilfttı tedhiş sistemlerine lstekli» kişilerin ortaya çıktığını, bu isteklerin adliyeyi zabıtaya yaklaştırdığını hatırlatmakta ve şöyle demektedir: «Ceza adaleti kimtn ellndeyse lktidar ondadır. sözü yargının neden yasama ve yürütmeden Byn, onlardan bağımsız bir Kuvvet sayılması gereginl de açıklar. Ceza adaletini ele gecirmek için sarTedilen Ustü kapalı ve îeknikle ftrttiltl cabalar böylece reshis edilmeH ve önlenmeüdir. fr)eolo)ilerle ada!etin al&kası vok tur. Kamu oyu kavramı da ada ALTIN Cumhuriyet Reşat Hamit Ariz Napolyon 21 ayar 22 aymr .I'O 515 6«5 675 590600 550564 700 720 82.50 83.00 75.50 76.00
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle