19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET 7 Oeak 1975 Sultanahmet'teki yangında f 3. kattan atlayan kız öldü, annesi ve kardeşi yaralandı Sultanahmet Üçler Sokaktaki bir apartmanda çıjr»» ytrtfm »>rasında. kurtulmak için evin üçiincü katuuUn atltyân bir »ilenın kızı ölmü», anna vc oglu da yaralanmıstır. Üeler Sokak 13 numarah apart manda dün saat 16.35de henür n»d«n: s«ptanamayan bir yangın çıkmı» v« icıta zamanda binayı sarmıştır. Binanın üçüncü katında oturan Osman Mutlu'nun eşi MUnevver Mutlu, kızı Serap Mut lu ve oğlu Murat Mutlu, yangından kurtulmak için dvardan yeti smlarin tuttukiajı battaniyeye sıra, ilc atlamlalardır. Atlama tonueu 16 yaşındaki Serap Mutlu ölmüa, Münevver Mutlu ile Murat Mutlu yaralanarak SSK Istsnbul Ha"st*neslne k*ldırıimıalardır. Prof. Ahmet Caferoğlu öldü İstanbul üniversitssi Edebiyst Fakültesi Yeni Türk Dili Profesörü Ahmet Caferoğlu dün Istnnbul'da ölmü#tur. Câi«ro|»U, 76 yaşmdaydı. Azerbaycan'da dotmn Prof. Caferoglu, Almanya'da Türkolojl 8f renimi gttrdiikten s e n n 1939'da tıtanbul Darülfünununda görev almısrır. Uygurca, Azerice ve Ana dolu agızları konusunda g»nis ırastınr.alar yapan Caieroğlu'nun eser'.eri arasmda Uygur Dlli Sözlüfü, Anadolu Ağızlarından Der l»me:er, Türk Dili Tsrihi gibi ki tanlarla Türkçe ve Almanca pek yazıt Caroiirıden kaidmlarak Zincirlikuyu merarlığında topraga verilecektlr. Yıl Içinde yyrt lçi vt yurt dı» şmdaki bajarıları dolayısiyle yı!ın sanatçısı seçilebileceğlne inandığım tek imzayı istiyen bir soruşturmayla. 1974 yıhnda en beğendiğim şiir, öykü. roman. oyun, filim sdlarını »rayan bir toruya beklenen biçimde cevap veremedim. N« edebiyat tiyatro s»« nat resim karikatür heykel seramilc. sanatlarının tam etki tşitliğine: bü^ün bir edebiyat yılımn değerini her türden yalnızca birer eser adı beürtmekle ölçme ^ere^inin dopruluğuna inandı =ım için. Ssnatçıları ne tek ürün leriyle. ne bir yıllık zaman dilim leriyle değerlendirebilirim. Ben hep birikimlerin toplam nlumluluğuna bskmaje isterim. Gilneellik kadar aldatıcı pek az birtm vaıdır sanst alanmda. Bu yanda da bir yıim e^erleriyle yaıarlanm anacak bö'.ümliyecek. sıralıjra cak değilim: bir yazıya sığamıya cak rengin bir topiamdır bu. Ama 1974'ün kendine özgü bazı niteHkUrle işıretlenmes; gereken özel bir kimligi de yok değil. Kısaca bunlan söylemek Isüyorum. Birinci gözlem şu olmalı: Kendilerine bazı kültürel görevler düştüğüne inanan zengin kurumlarla devlet kuruluşlarının: özenli baskılarla yayınlar yapmıya giriş mesl, giriçtiklerini sürdürmesi. ama hepsinin edebiyattan. söz sanatından. onun düsünce gücünden. halka iletebilece.Ş ülkü aii?ından korkup çekir.melcri; edebiyat dışı kalmaya titizlikle dikkat etmeleri, »uys sabuna 4okunmaz anonim sanat verimlerinin geçmi^ten gelen değerlerini abartırken çağdaş Türk edebfystı nın varheından habersiz davranmaları. Müzeler dolusu ölü sanat eserlerinin. sandık içlerindttci 86ki ifîlemelerle nakışlann. kapı tok makîarınm. demir parmaklık feşitîerinin. yıkık kubbelerin. halıkilim motiflerinin. mlnyarür ve yazma eser sü?lçrinin bakır tunç avadaniiklann rmkli taytalar doldurdugu nice kitap. derri Ozellikleriyle 1974 BtB UÜLEK VtZ BIR ÇtFT ANLAY.IŞL1 OÖZ ŞEVK DOLDURUBnt tCİMİZE BtR ACAYİP TAD1 VARI1I DAĞLARIN", YILDIZLARIN BİR RAHATLIK İNEROİ AKŞAHTLARI KIRIK DÖKÜK TAŞLARIN YARIM YAMALAK »ŞLERİN t S T t N E AMA BAKMA BÖYLE KOVUŞTLGl MA I M I T H R 1 M YtNE tTWXT KADtR KIYMET BtUNMEZMlŞ. BİLİNMEStN KARA LEKE StLtNMEZMtŞ, SÎltNMESÎN BÎZDEN MEMI^EKETt SE^IF.K : ;. l'ST YANİNA Bt«Ş \ ERMEK OERP.K KOLAV Ml KftYÜN KAnERtNt DEGlŞTtRMEK OI.AGELEN YİVE OU)U BtR G l L AÇTI. SOLOU ASLIM ARARSAN DÜNYA BOZl'LDl1 DAA DA ASLIM ARARSAV Î$İN tÇtNDE 1^ VAR OERİ GERJ GtDÎYOR Kt Dt'NYA V7X\ ATLASIN SU1.AR BITANDIKÇA BULAND!, Dt'RULACAK KÖTÜLERDEN HESAP SORl'I.MADI. SORUt^CAK .. Sabahsttln Eyüboilu (Mektop, Venl 2S«. ecak 1975) eıktı bu y ı l Hepıl edebiyaUır. Böyltce günlük yönetimlerin e»irgemeıinin uzağuıda bırakılan, tlk v* Ortaçai mesenierinin de»ttğinden yoksun kalan, kendini bir maafa. bir memurluğa. koruyucu bir atamaya da kolayca vermeyen edeblyatçı, kaleminin 0rünleriyle halkının karfumı çıktnak yolunu yürtklilikle gogüjlüyor »rtık. Yan yazma bir meılek olmaya dogru gidiyor. Kitap bir ticaret ürünü olduju kadar, ply» u n ı n Utek vt runu lliıkiıinin dt belirgin ögelerindtn biri haline geliyor. Okuma, kitap «anayiinın tüketim biçimi oldugu oranda iki ayrt açi çıkıyor ortaya: Halkın füncel avunularına cevap veren vc kolıycs rüketiUn türOm kitapları; hslkta yeni görüşler, bilinçüfuklar larıyla onurlu Dlr oiçımde isar«ı karşıya gettrdiler. Amacı sözün çogaltılmaaı. ula*tırılması ve sak lanma»ı olan basım sanavii. ken dini edebiyata adamıs «ereflı kalemlerin emetclerinı eereftince 'ideyebilecek otanafta ıteldikçe vokuslar düzleşecekür 1974. bunun güzel ısaretlerini eettrdl. Söyle bir özaeyl$ natırlıyorum: «Klâsik vazar, okumadan da övebilecejiımjz kisıdlr.» Gerçekten bizden ftnce hak etmit üldugu deüerlendırmeıerle bizim de kat.Imamazlık edemiyecefiinıiz anıtlaşmı» adlar vardır ber zsımsn. Fazıl Hüsnü Dajflarca'nın l&74'ün sanatçısı olması vönünde oy kullanmış kişiler. bunu onaylamayı dogai durum sayan kamuoyu. Daftlarca'nın birikmis m m Edebiyat sohbetlen Rauf MUTLUAY izinli gelen işçller d« traktör getirebilecek ANKARA Maliye Bakanlığı, trmJttörlerin badalsiz ithalatında bundan sonra yurd» kesin dönüs şartırun aranmayacsğun açıklamjjtır. Daha önceki uygulamaya göre, yurt dışında bulunanlar Türkiye' ye kesin olarak dttnmedikçe beçok inceleme bulunmaktadır. i dalsiz traktör getiremiyorlardı. l Maliy» Bakanlı|Hun bu konudaProf Caferojlu'nun c*nansi j ki karan dün yurUrtUge gtrmiş ' yarın ögle namazından sonra Be I tir. ler uyandırdıjı oranda kendi oku runu yaratan ülküeü »anat verimleri. G*rçekttn ikisi de yajıyor aynı tezgthta. Bu yıl içindr Mafia gizleriyle cinsellik dürtürü nü kullanan saymz kiUp «urüldii piyasaya. Ama bir yerde aldanmayan bir ulusal tagduyu vardır. Bütün bu tüketim ürünierini bir yana iter de aydmlarmın çıkar»ız kılavuziufunun ardın» düfüverir. Bu yüzden Mu*a'ların tapınafiır da artık yer alması gtrektiğl savunulan yayıncılann sag beğenüerine güzel kapılar acıldı Yazarla eserinin var olusunu h«landır&n, gUçlendiren, kamııoyuna ymnsıtan cojfunlujru ton on yıl içindt kurulmus olumlu glrisimler. Türk vwarlarını okur s&nat emeğinı Dilmektedir şüphesiz. Ama 1974 ıcinde dört ayrı v. büyük *ar cîtab< ciKardığını betki de far^etmemiî oıabüfr Bir ömüriük emeğıni «5>urler»îe sunan Ahmet Muhm Dıranas'ın sanat toplarr.ini tam ılsıvle k?.r »ılamaması sîbı 1974'ün oir özflligi. doğıraları ?ere5: vaşamlannın al'mısıncı. sanatlarının «ırkıncı «lını doldurmu? ve va>adık!arını vazdıklarm eörme* le rr.utluluk duvduftunıuz bir fcü me sanatçımn anılmasına «•esile olmasıdır 1974 197n •nevsinunde Daglarca ;ıbı )Kta> Hitat Azv N'esin kp.dar vleüh Cerdet Anday Beür: Hanmı KvüboS)u"nun ardından Belıcet NecatısU. ad!arı üzerinde ayrı avrı ciurulmalıciır herhfllde duııılacak'ır Cuns nuriyet'in ellı vıl: asmı? barıs döneminde yoksul ve zoı da olsa orta bir ömür va.şama talıhine u açmış bu edebiyat ^egerlerinuı, sanatlarıp.m KirKincı vıllarında kamuovuna aereeınce yarj sıtılmasında oırçok kuruluş olumlu görevler aiabuir almalıdır. Top'.umun roman türtine duy duğu jlgi, bu yıi ıçınde tam beş jdülün varlığını gerektirmı? o! du. Her • :iın 1 nlsanında duyı: 7 :u!acak Fi'sret Madaralı Romar. Armaganını. 2 nazıran'da b«llı olan Orhan Kemal Roman Arma çanı :z!eyecek. '.& ev;ül dil bayramında du>urulacak Türk Dil Kurumu ödüllsrinden rince. 1974 ıçinde basılanlar arasmda en ba sarıhsına yönelecek olan Yunus Nadi ArmaSam hasiran sonlann da bellı olacak. Bu arada Miüiyet yayım kurumıınun açtığı yayımlanmamış romanlar arasmdaki yanşma5'a tam 282 eserin katılmış olduftun'j belirtme liyim. Sanınm onun da ocaksubat 1975 ıçınde bellı olacak «onuçları Uıtap pıyasaınıza onur lu birkaç eser Ka^andırarak. süç lendırilrmş bir iki vazar hevesi ne vardım edecektir Buna kar51lık etkilı hiç bir şıir «rmağanj vok Ger.c şaîrler arasmdaKi yarışmaya usts kalemlerın saul mıyacafı bellı Gfinül ıster Kı, bir büvük ozanm adınî ve şerefi ni taşıyan trtlçlü bir şıir ödülü, Kurumiaşacsk biçimde var olabllsin. 1974'ün özeiliklerinden birl güçlü ıkı yayınevınin şiir kitap larına dızilsr.nde ver ayırmaları; ötekisı, denemeeleşttrt tilründekı kitapların da vayım fırsst lan butebilmesı oldu. Eserlerini kendı bastıran özencı'lerı (amatör) bekleyen düş tankliklan olmaiıdır. Edebıv^t riüııyası. ya ratı eserfnı var eden sanatçııar la ün^arın ürünierini seçenbu lan değerlendiren basan ya yaa . dnğıîan örşıütlerın el birlı giyle oluşmakta. en sonunda o Irjr, bu v bölümünün son ve de ğerli halkası olarsk kitabı bir edebiyat olayı haline getirmek tedir. Parası venlmış kâgıtlarla ıtiralasirnıs dizgi ve baskı makir.e leri. boyutlan eksik kalan lasır bir avuntuya hizmet edebıür an cak. En genç kalemlerın bıle, ken dilerını dergı sa>falarmda. yayınev: seçmelennde smava soîî tuktan sonra bilenrms olaralc or taya çıkmalannı ısterdım.Halkı gelçeç dileklerin ıştahında azscık aîdatma olanaftı vok değildlr: ama uzun sürme? ou. Cid di dergilenn ömtir uzırMugu, ya rarlı kitanlann okur boKuğu, de ğerü sanat eseriennm yayın ola nagı buluşu. zaman ıçırde kamu nun hemen h<>men yanılmadıgını yax»ıtır. 1974. önümüzdekı yülar için sa*ıik)ı Dir sınsv yolu oldu sarunm. Önümüedekı yilların: vazar, eser, yavınevi ve okur açısından daha anlamlı bir vakınlıkta bütünleşmesmı bektpm'>k vanlıs o!rnoma''dır SiNEMALAR BEYOĞLU ATLAS (440833) : Vaııfe Ugrun» rrtneo PJM» OÜNYA (439361) : Papajc Kaçtı Louu M fvım FİTA5 (499361) ; Cinayet Ş«peka»ı Ar.toma s>abat» CMKK (448439) : 007 Jarne* Borjd «Y»s*mak Içın Ö'*İ7» Roger Moore (2. hafta). ELHAMRA (442236 ı : Çaykovski İnnokentl Smofctunovsky LALE (HttBb) : Cioı Kıı O. Bubikoflu Ayt»c Armân ~ R. SARAY (441656» : Çirkın Dünya H. Kjçyigit s . Faşer R. SES (452416) : Çılgm Bakireler Barbara Bouchtt Margaret Lee (5. hafta). SİNEPOP (442254) : Mutlu Evlüik («. hafta). YENÎ MELKK (444289) : Dövüşe Dövü?« Öldlüer Serdar G<jkhan Aysun Güven R. Türk Sinemasrnda bir yıl bövle geçti... Özgür DİCLELİ Türk Sineması, 1974 yılında en bunalımlı denemini yaşadı denebıhr Film yapım giderleri hızla artarken, seylrci »aynında da ar.alma oldu. Yabancı filmier, özellikle Çin filmleri, devletin ilgisİKliği, TV'nin yanşması. yerli film jtyircisinin azalmaıınd» etkeo oldu. Kışlık sinemalann bazıları (örnejin Kadıköy Ef«s, Feza, Er c«n Sinemaiarı) kapandı, yazlıklar iş yapmadı. Yapımcvlerinden pek çoğu çalışmalannı durdurdu. Pıra yerinr füm piy»»as:nda ge çerlı olan senetier protesto oldu. Film iskolunda giderek genifleyen bir işeizlik oluştu. Star sistemi yıkıldı. Ekonomlk bunalıtn linema daki gibi gazinolan da etkiledi. Şarkıcı olan oyunrularln pek çoju geri döndu. Özel tiyatrolar da bunâllm sonucu kapandı Oyuncuları sinemaja uşujtüler ŞİŞLİ AS (47*315) : Papaz Kaçtı Louis de Fu;ıes G. Ourv H.F. KERVAN 1466501) : Anasırun Gözü Rıchnrd riarrison îrfsn Atasoy R. KENT (477762i : Cinayet gebekesi Aııtonio Sabato KüNAK (482606) : Vasıie Uğruna Franoo Nıru SİTK (476947) ; 0Ü7 J»mes Bond «YaşamaJc İçin Üldür» Roger Moore (2. hafta). ŞAN (408792) : Hup Dedik Kâzım T. Gürsu S. Ferrtaj R. İNCİ 14U4Ş95) : Ciçi Kız Gülşen öubifcflfm A. Arman * , ' TAN (4S0740) : 1 Gecelerin Şeyttaı. 2 ' Uevin tüttltâmt. (İZLEM (4U4733) : 1 Çirkin Ditoy» Hüly» Koçyiğrt. Cici Kız G. Bubıkoglu. 1İLM YAPIMI AZALDI önceki yıllara oranla yerli film yapımında blraz azalma oldu. 1974 yılmda çevrilen film sayısı 183'te k»ldı. Oeelm »orlujiu, y«pımın pahalılaşma=ı. TV yarışı ba azalışı etkiledi. üysa Türk Sineması'nda 1973te 208, 1972'de 301 (tüm zamanların rekoru), 1971'de ifi. 1970'te 225. Ifi59'da .2Sp,l|68'de ^ 7 , 1967"de 206 film ç?rilmiş riuyoadu. 1975 yı{irld\lüm yapjmıran.,jSlraz/;da"ha. ^«zalacafti, 150 a r a s m d a d f l * » W « F ^ İ İ s a a â i l J t a F . <ts? . ? r s »••••..• BEŞİKTAŞ MISTIK (461514) : 1 Ya*»malc îçin öldür R. Moore. 2 Üç Kahraman V. Cing. YILDIZ (476342) : 1 Hop Dedik Kânm T. Gür»u. 2 ~ Y»lan Dünya Kartal Tibet. YUMURCAK (402227) : 1 Çirkın Dünya Hüly» Koçyi|it. 2 Güllü Geliyor Giillü Türkan Şoray. Geride b:raktıâımız 1974 vılının eniıeHriin özeHiğî, Türk Sintması'nın 60. yılını kutlaması oldu. Ne yazık ki, ne bilimsel sinema kuruluşları, ne basın ve TRT, ne de tecinısel jlnetnayı olu.şturan kişi ve kurumlar, bu önemli olaya gareken ilgiyi gösteremediler. «Altnıtşıncı Yıldönümü» birkaç düzeysel değinişmeyle savuşturulup gitti. Altmışıncı Yıl içinde Tjrizm ve Tanıtma Bakaıv lığının da desteğıyle Sinematek Dernezi'nce düzenlenen Simpozyum, Yılmaz Güney olayı, bazı filmleıimizin o*ış ülkelerde sağladıklan başarıların dışında önemli bir görünüme rastlanamadı. .:%.rr< K V M A 1971 ün «on ayl'irında çevrilen rumıerınoen oırı «Mima» adını taşıyor. 1ntoKrifta. rönetmenli|ini Atıf Sıtmaz'ın yaptığı filmde Hakan Ralamir. Fatma Girik sörüJüvor leriyle Paris'te göst'rîldi. Ağıt aynca Tahran Film Senliği'ne katıldı. Yılm;<z Gıiney için 1974te kitaplar da yayımlandı. Agâh Özgüçüo «Neden Yılmaz Güney?«. Altan Yalçın'm «Yılmaz Güney Dosyası», Ayhan Bhtdaicçı nıı. «Yılmaz Güney Olayı» kttaplan ilgi uyandırdı. Adaııa'nın Yum'.Ttalik ilçesinde .Endişe> adlı filminin çekımi sırasında Yar^ıç Sefa N:utlu'nun öidürülmesinden sanık olarak tutuklanan Yıimaz Güiıry. yargılanmek üzere Ankara Cezaevine gönderildi. • Endişe> filmi Yümpz Güney'uı yönetmen yardımcısı Şeref Gören'in çalı?masıy;a bitirild" U I Î E I 19745n son aylarında çevrilen riiğer bir film de «01yet». Yönetmenliğini ı.üt« <İ Akad'ın yaptiRi (ilmin bir sahnesüıde Hülya Koçyiğit gdrüliiyor. dız Kenter 'Kızım Ayşe» ile en iyi yardımcı oyuncu, Orçun Sonat • Sokaklardan Bir Kız.la er> iyı yardımcı erkek oyuncu ödüllerini aldılar. AKSARAY BULVAR (213578) : Cici Kız G. Bubikoğlu A. Arman R. GÜNEŞ (216140) : Çın Parsı Çin Filau. KftlSTAL (215766» : Vazife Cğruna Franco N«ro VILDIZ (21U37) Geçim Düny«sı Hülya Koçyiğit R. MAR>1ARA (223860) Vazife Uğruna Franco Nero MVRAT (240556) 1 Çirkin Pünya . H. Koçyijit. 2 Mahçup Deliksnh T. Akan İPEK '222513 ı Cinayet Şebekesi Antonio Sabato Telly Savalas • ŞAFAK 1222513; Dövüşe DÖVÜH öldüler Strdar Gökhan SİMPOZYUM Türk Sinematek Derneji'nin «Türkivede Sinema Alanının Düzenlenmesi> konusunda 345 rıisan günlerinde istanbul Şehir Tiyatrosunda düzenlediği Simpozyum buyüu ilgi gördü. Sir»ema alanında söz sahibi birçok kişinin görüslerinı belirtmege fırsat bulduğu ü:mpozyum, Türk filmciliii konusunda yararlı sayılabılecek kararlar aldı. Fakat yıl sonuna dek bunların hiçbirinin uygulama dönemine konulamadiEi görüldü. Yerli Film Prodüktörlerı İşverenler Sendikası ile Türk Film ProdüKtörleri Cemiyetinın yapımcı yönetmen Ümit Utku'nun önderliğinde I«tanbul Ticaret Odası'nda düzenlediği ikinci bir Simpozyum da yine Türk filmciliğivle ilgili önemli kararlar aldı. YABANCI İŞBİRLİĞÎ 1974 yılında baza yabancı fümciler Türkiye'de çalışmalar yaptılar. Richard Harrison, Gordon Michell, Olga Janowskı, yönetmenlıgini Yılmaz Atadeniz'in yaptıgı «Dört Hergele» filmlnde oynadılar. îtalyan yönetmeni Bruno Corbucci «Darbenin Kuvveti» fılminı yurdumuzda çevirdi. Öztürk Serengil, Feridun Cöleeçen. Mümtaz Ener oynadı. TV dizi filminin kahramanı Dr. Richard Kimble'ı canlandıran Amerikalı aictör David Janss«n. Turizm ve Tanıtma Bakanîıgınm çağrüısı olarak yıırdumuza geldi ve çesitli kentlerde ilgıyle karşüandı. 1974'te dıs ülkelere satılan film sayısı azaldı. îran. Yunanistan. îsıail pazaıları yitirildi. Orhan M. Arıburnu. Liibnanlı filmcilerle ortak bir film yaptı. Çinli bir yönetmen de Çinli artistlerle İstanbul'a gelip, yapımcı Türker înanoglu ile birlikte üKarateciler İstanbul'da» adında bir karate, tekvando filmi çevirdi. DIŞ BAŞARILAR KADIKÖY EFES (360362) Çirkin Dünya Hülya Koçyiğit Savaı Bafar R. KADIKÖY (371597 ı Garip Bir Ask Virna Lisi Helmut Berger . KAFKAS (374368ı Cici Kız Gülşen Bubikoğlu Aytaç Arman R. KENT 1369612ı Çılgın Firar Peter Fonda Susan George R.î. OCAK (363771) Hop Dedik Kâıun T»nju Gürıu S«vd« Ferdağ OPERA 1360821) Dünyayı Titreten Yumruklar . Vuhı Vong R.T. REKS (360112) Beş Vahşi Adam Henry Silvı . Rj. SÜRZYYA (360682) Çılgm F i ı v P«t«r Fonda Su*an Georgt YILMAZ GÜNEY OLAYI Tutuklu bııinn?n Yılmaz Giiney'in sahverilmesi, gelmişgeçmi| en büyük gişe seı'ri yapan tArkadaş. filmini çevirişi, bir öldürme olayına adının kfcnşmasıyU yenicen tutuklanışı. dış ülkelerde ve yurt içinde fümieriyle ilgili toplu gösteriler yapılması. hakkında çeşitli kitaplar yayımlanması ünlü tsnatçıyı güncel adam haline getirdi, bir •Yılmtz Güne;. Olayunı o.uşturdu Türk Sinemasında. İkibuçuk yılhk tutukluluk nöncminden sonra taze bir soluk ve dünya görüîüyle Yılrraz Giiney'in ya?ar, yönetmen, oyuncu, yapımcı olarak imzasını taşıyan «Arkfidaş» filmi, beş hafta vizyonda kaldı ve yıltn sinem» olayı sayıldı. Mayıs ayında Beyoğlu Dünya Sinemasında yapı'an • Yılmaz Giınay Tjp'.a G<rteıisi»ndp Umut. Baba. Umutsuzlar. Ağıt, Seyyit Han filmleri gösterildi. İzjiıir Sinema v« Kültür Demeği ile Samsun Sinema Dostlan Dernejii «Yılmaz Güney Toplu Gösterisu diizenleuıer. Ank:ra Sinma'.ek Derneği'nin düzenlediği toplu gösteride ise Y;lrr.ar Güney'in yönetn'rnUğini yaptığı altı önemli yapıtı göiterildi. ii>tiire açık oturum yapıldı. Yılmaz Güney'in «Umut» filminin Paris Sinem«;ek'inde eöîterilişinden sonra Ağıt filmi de, Bir Millet Uyanıyor, Düpün. Ktzgın Toprak gibi öbür yönetmenlerin film Fevzi luna'nın yönetmenliğini yaptığı "Kızgm Toprak» fUmi Mayıs ayında 11. Taşken* Asya Aftika Ülkeleri Film Senliği'ne katıldı. Başoyuncu Fatma Girik'e Sovyet Kadınlar Birliği'nce <en iyi kadın oyuncu» ödülü verildi. «Kızgın Toprak» daha sonra Romanya. Bulgaristan. Macarstrn gibi bazı sosyalist ülkelere satüdı. Ali Habib Özgentürk'ün ycretmeıılipini yaptığı «Ferhat filmi haziran ayında Polony^'da Krakovi ŞenKği'nde sempati ödülü kazandı. Yönetmen Süreyya Duru'nun B?kir Yı'.aız'ın bir hikâyesinden sinemaya uyguladığı tBedrana» filmi Çekrslovakya'dh Karlovy Vary Film Şenliği'nde Cıdalc ödülü kazandı. Tahran Film Senliği'ne Ağıt (Yılmaz Güney), Donüş <Tü:kcin Şoray. Diiğün (Lütfi Ö. Akad) filmleri katıldı. SENDİKA VE DERNEKLER 1974 yılında Talât Gözbak'ın başkanlıgında Türkiye Kültür Emekçileri (Kültürİş) Sendikası kuruldu. Hürrem Erman'ın başkanhgında ise «Türk Filmciler Derneği» çalışmalara başladı. Türkiye Film Emekçileri Sendikası (FilmSen) de kuruldu. 1974 yılında yüaleıce yerli filmi seslendiren Marmara ve Sos Stüdyosu kuruculanndan ses mühendisi Yorgo llyadis altmış yaşında öldü. Yorgo îlyadis, aörüntü yönetmeni Kriton İlyadis'm kardeşi oluyordu. Kurgıısu, senaryo yazan, yönetmen ve yapımcı olan Burçkin, görüntü yönetmeni Enver Burçkin'in kardeşı oluyordu. 24 filmin yönetmenliğini, 13 fîlmin de vapımcılığını yapmısti. 200 filmde oynayan karakter oyuncusu Selâhattin îçsel 'Selâiıi Baba) da 73 yasında hayata gozlerini yumdu. Çeşitli filmlerde oynayan tanmmış tiyatro sanatçısı Ulvi Uraz da 53 vaşında aramızdan ayr:ldı. FİLM ŞENLİKLERİ 1974 yılında Adaı.a Altın Koza Film Şenliği yapılamadı. Buna karşın ilkbahar »ylarınd.i düzenlenen Antalya Altın Portakal Film Şenliği ey'.ül ayır.a alındı. Turızm ve Tanıtma Bakanhğı'nm da desteğiy!e daha olurr.'.u bir hala sokul»n or.birinci şenlikte su sonuçlar alındı: 1. Düğiin 'î.ıitii Ö. Akad). 2. Bedrana (Süreyya Duru). 3. Umut Dünyası (Sefa Önal). Sadık Şendil »Oh Olsun» filmiyle en iyi senaryocu, Lütfi Ö. Akad «Düğün»!e en iyi yönetmen, Enver Burçkin «Pir Sultan Axial>in en iyi görüntü yönetmeni, Yılmaz Duru «Namus Borcu» ile en iyi özgün müıikçi. Pcrihsn Savaş «Bedrana» ile en iyi kadın oyuncu. Hakan Balamir «Yunus Erıre» ile en iyi erkek oyuncu, Yıl TIYATROLAR ALÎ POYRAZOĞLÜ TtYATROSU (495652): Gözlerimi Kapanm Vazifemi Yapanm Pazartesi hariç her gece 21.30, ç»rşamba 18.30 , cumartesi, p»tar 1S.30 BAKIRKÖY SANAT TÎYATRO8O (715949): Tath Cadı Pazartesi ve eum* hariç her gece 51.30, pazar 18.30 matine ÇETTIE TİYATBOSO (A. Erbuîak M. SerefH 250178): Dell Deli Tepeli Pazartesi hariç her gece 2130, çarjamba, cumartesi, pazar 15.00 DEVEKU3U KABARE TÎYATROSÜ (44467S): Bilumum HanelerPerşembe hariç her gece 21.30. çar?amba, cumartesi. pazar 18.30 DOSTLAR TİYATROSU (470408): Havana Durujması Salı 18.30 21.30, Çarşamba 21.30. Cumart«fl 18.30 Kerem Gibi Pazartesi 21.30. Çarşamba 18.30. Pazar 15.30 Alpagut Olayı Cuma 15.30 18.30. G. ÜLKÜ G. ÖZCAN (468091): Maymun Gözünü Açtı Pazartesi hıriç her geca 213U, cumarî*«, paıar 18.00 KENT OYUNCULARI (463589): Küçük Mutluluklar Sah, çarşamba 21.15 Reçetesi Peçete Perşembe, cuma, cumartesi, pazar 21.16. cumartesi, p t a r 18.15 İSTANBUL TtYATROSU (455426): Baklreler Pazartesi hariç her gece 21.30. çarşamba, cumartesi, pazar 15.00 Ansızın Çelebilirim Cuma, cumartesi, pazar 18.15 N. SEREZLİ . T. AŞKINEH TİYATROSU (471886): Hayat Hoştur Gerisi Boştur Pazartesi, salı hariç ber gece J1.30, çarşamba, cumartesi 15.30, pazar 18.30 NEJAT ÜYGUR TİYATROSU (224112): Mihracenın Nargılesl Pazartesi hariç her gece 3130. cumartesi, p*zar 18.30 ORHAN ALKAN TİYATROSU (273625): Moruklar Formunda • Pazartesi hariç her gece 21.30 • Çarçamba 1500 Pazar 18.00 S. ÜZTAN • P. KOŞAR TÎYATROSÜ (475639): Kızlann En Tatlısı Salı, pazartesi hariç her gece 21.30, çarşamba 16.30 cumartesi 18.30, pazar 15.30 13.30 21.30. TÜRK YAZARLARI TÎYATROSÜ (215681): Gön Pazarttsl, hariç her gece 21.30, cumartesi, pazar, çarşamba 13.00. ECEVÎT SİYASI HAYATINI ANLATIYOR de katkılan olurdu. Örneğin bir (Baştarafı 1. lavfada) atölyeye girdiğimde, hiç unutÎ1V siyasal konuşmam, aktif liyasete tam girmeden gittiğim o top mam bir sanatkâr <Ben Londra'ya fatura kesiyorum, ben Londra'ya lantıdadır.» Şimdi geriye doğru baktığı fatura kesiyorum» deyip duruyordu. GözJerinde tath bir kıvanç nızda nesıl hatırhyorsunuı o koışıltısı vardı. Merak ettim, sornuşmayı? dum. Ne demek bu «Londra'ya fa < Tabiî tutuk bir konusmaydı. tura kesmek?» diye. Tutuk ve kullandığım üslup bakı mından şimdi koyduğum ölçekle Anlattı: lngiltere'den Türkiye'ye re yeteri kadar uymayan bir koo sırada bazı otobüsler geliyordu. nuşmaydı. tlkeler bakımından bir Fakat Türkiye'nin bozuk yollarma tutarsızlık olduğunu sanmıyorum. o otobüslerin bazı parçaları uymu Ancak o dönemde ağırlık, daha yormus. Gaziantepli sanatkâr, on çok rejim sorunları üzerindeydi.» ların koşullarına daha uygunları Gaziantep'e daha sonra da nı yapmış ve Londra'ya göndergittiniz... mij, Ingiltere'deki firma da bun« Gaziantep'e sık sık giftim. ların uygunlugunu kabul etGaziantep beni çok etkilemiştL miş. Onun üzerine Türkiye'ye Çünkü yokluklar içinde" büyük gönderdikleri otobüslerin o parça olanaklar yaratan. yapıcı ve yara larını bir mağaradaki o Gaziantep tıcı bir halk gücünü Gaziantep'te atölyesine yaptınyorlarmıs. Atölgörmüştüm. O yıllar Türkiye'de yedeki sanaikâr da, onun için, büyük yokluk yıllarıydı. örneğin Londra'ya fatura kesiyormus. birçok motorlu araçlar yedek par Çok dramatik sahnelerle de çalırı bulunamadığı için kullanıkarşılastım Gaziantep'te. örnelamaz duruma gelirdi. Oysa o ye ğin, bir gün yeraitında toprak dek parçalardan bir çoğunu Gazitabanlı bir küçük atölyeye girantep'in Uvanmdan sular damladim. Bir dokuma tezgâhının bayan mağsralar içinde oyulmus şında veremliye benzeyen avuratölyelerinde, çekirdekten yetişdu avurduna çokmüş bir işçi bir me, çırakhktan yetişme sanatçılar şeyler dokuyordıj. Sonradan ög yaparlardı. Yapmaya teknik olarendim ki mefer, modern bir naklarınm ılvermediği bir takım tezgâh sayılabilecek o dokuma âletleri ise, bazıları, başka yollar tezgâhını kendisi yapmış. Fadan, ne yapar ne eder bulurlardı. kat üzerlnde bir yabancı firma adı bulunmadığından tezgâhını Londra'ya kesilen fatura satmakta güçlük çektiği İçin, sonunda o tezgthta işçi olarak Genellikle îstanbul'da, Ankacalışmaya razi olmuş. ra'da işlemez hale gelen bozulan araçların Gaziantep'e götürüldüSnn yıllara gelinceya kadar, ğünü ve orada onarıldığmı hatırla 1956'daki ilk gezimden sonra, rım. Hattâ o mağaralarda çslıjan Gaziantep'» her yıl bir kcz olsanatkârlar'ın Batı teknolojiıine sun gittim. Gaziantep'in beni en çok ilgilendiren yönlerinden biri de halkının geniş kültürlüluğu :di. Bir bakkal dükkânına veya bir atölyeye girerdim. Tez gâhın ardıncfa biraz kaba saba gelebılecek bir şive ile konuşan insanın hümanizmden, felsefeden bahsettiğini duyardım. Daha 1950'lerde bir yandan Filârmoni Dernekleri, bir yandan da Klâsik Türk Musıkisi Dernekleri vardı. Hem okuyan. hem de yaratan ve yapan itısanlar olarak Gazianteplilere daima özel bir önem verirdim. Belki de tek eksikükleri bu üstün yetenekleri dolayısiyle aşırı bireycıliğe eğilımlı olmalarıy dı. Şimdi bu asırı bireyciliği yenebildiler mi bilmiyorum, yenip toplu girişimlerde bulunabiHrlerse GazianteD'i kısa sürede Türkiye'nin en güçlü ve en yer 1 sanayi merkezi haline getire1 bileceklerine, halk sektörüne büyük katkıda bulunabileceklerine inanırım. Sait Barlas'tan öğrenmiştim. O gelenek gene sürüyor mu bilmiyorum. O sıralarda sürüyormus. Bir delikanh 1718 yaşına gelriiğinde kendisinden yaşca biraz büyük olan btr aile üyesi kendisinı içki içilen bir yere götürürmüş. Orada hem içirir hem kont rol edermiş. Eğer içki içtiğini belll edecek duruma gelirse, ken disini uyarirmış.. Bu uyan bir kaç kez tekrarlanırmış. Gene iç ki içtiğini belli ederse bir süre içkili yerlere götüriilmezmiş. Bir bakıma Gaziantep'e Türkiye'nin Paris'i derlerdı. Çünku iş yerleri, atölyeleri kadar eglen ce yerleri de boldu. Ben genel olarak eğlence yerlerine gitmemekle birlikte Gaziantep'te gider dim. Çünkü, dediğim gibi, ne ka dar içseler sarhoş olmamaya kendilerini alıştırdıkları için, çok içmeyen bir kimse olarak hiç ra hatsız olmazdım. Ama tabij şim di Gaziantep'e uğrayabildigim sıralardd bile bu olanaktan yoksun kalıyorum. Bir de eglencelerde, içkide ve mesirede patronla işçinin, çıragin bir araya gelmesi çok hoşuma giden bir özelliği idi Gaziantep' ın. dım, ben de biraz içerdim. Baharatlı jriyeceklerini de levkle yerdim. Ülser olduktan sonra, yani 1960 dan sonra, Çahşma Bakanı olarak gittigimde, bem Kavaklık denen mesireye götür düler. Uzun bir sofra kuruldu. Baharatlı yiyecekler geldı. Tabiı hiçbirine el süremıyordum. Der ken, önümdeki kadehe rak1 konulacağı sırada engei oldum. Ben içmiyorum. dedim. Şaşırdılar. Biz seni içersin biliyorduk, dedıler. Eskiden Gaziantep'e geldık çe içerdim ama. şimdi ülser ol dum. ıçemiyorum artık dedim. Birden bir sessizlik oldu. Herke3 birbirine baktı. Hafifçe gülüştüler. Niye güldünüzy dedim. Aldığım cevap su oldu: Biz hepimiz iilseriz. bardağımı kaldınycrdurn. Yanımdakılere nedeninı söylemıştim. îçkl içmedıgimı, ama kadeh kalcnran arkadaşJara uyabilmek için su bardağımı kaldırdıgımı söylemiştim. Fakat «U» biçimindekl masanın iki ucunda oturanlar tabıi bunu duvmarmşlardl. Bir ara baktım. ma^anın bir ucundakı arkRdaşladan biri yıkılmak üzere... Aleğer uzaktan bana bakmıs: Bu Ecevit. §usuz rakıyı her kaldırışta dikıp riuruycr, halınde» de ıçtığı hiç bellı olmuyor... Ben de yarışacagım Ecevit'le demiş... Ben su öardağını diktikçe, o da suşuz rakıyı riıkermiş. öylece yıkılacak noktaya gelmiş. Sonraları. rakı ıçılen bir sofraya oturur oturmaz, herkesin duyabileceğı sesle. bu olayı anlatmayı âdet haline getıroim. Uvarınm saKin benımle ickı varışına eirmevin derjim.» ŞEHiR TiYATROLARI HARBİYE (40 77 M ) : Kadınlar Arısında Pazarteıi dıjında her gece 21.00, Pazar matine 15.30. Çocuk oyunu: Pırtlatan Bal Çarşamba 14.30 Pazar 11.00 •YENÎ KOMEDİ (44 04 09): Göç Parartoi dışında her gece 21.00, Pazar matine 15.30 • Çocuk oyunu: Dağ Denize Kavuştu Cumartesi 14.30 FATİH (22 01 71): Devlet Baba Pazarteıi dı;mda her gece 21.00. Pazar matine 15.30. Çocuk oyunu: Eğlenceler Diyarı Cumartesi 14.30 • Pazar 11.00 GÜLTEPE (64 27 71): Cimri Pazartesi, salı dışında her gece 21.00, Pazar matine 15.30. Çocuk oyunu: Masal Masal Matitas Çarşamba, cumartesl 1430 ÜSKÜDAR (33 03 97): Toroslardan Öteye Pazartesi dıjında her gece 21.00, Pazar matine 15.30. Çocuk oyunu: Mor Gezegen: Cumartesi 14.30, Pazar 11.00 KADIKÖY (36 31 21): Seferi Ramazan Beyin Nafile Dünyası Pazartesı sah dışında her gece 21.00* Pazar matine 15.30 DEVLET TÎYATROSÜ (44 31 91): Yaz Bitti Pazar. pazarte• si hariç her gece 20.30, Cumartesi, pazar 15.00 Bir de yarışma anısı Îçkiyle ilgiü bir başka anımı da, birlikte sofraya oturabileceğimiz dostlar ıcin bir uyan yerine çeçebilir dıye anlatayım. Ya 1969, ya 1970 yılınday'dı... Pirkaç gün dinienmek üzere çok sevdigim Alanya ya »itmiştim. Alanyah arkadaşlar bir akşam deniz kenarında bir lokantada beni vemege çagırdılar. «U« biçimınde büyükçe bir masa kurulmuşfu Rakılar geldı. Ben yaklnımcıa oturanlardan özür diledim, içki içmediğimi söy ledin, bardağıma yalnız su koy durüum lckiler içildikçe sövlevler verilmeye. şerefe kadehler kalkmaya başladı Herkes kadehini kaldmrken ben de su tçki içmenin usulü «Gaziantep'in bir özelliği de halkının çalışkanlıkla ejlenceyi, eğlence ile efendillgi bir arada götürebilmesidir. örneğin Türkiye'nin hiçbir yerinde içılmediği kadar çok rakı içilir. Şimdi nasıl, bilmiyorum ama, eskiden üç gün üç gece oturup rakı içen klmseler vardı. Fakat ıçtijlni bellı etmek en büyük ayıp aayılırdı. Onun için herkes icerdi, hem de çok İçerdi, fakat sarhoşa hiç rastlanmazdı. Bunun bir de geleneksel sırn olduğunu gene rahmetli Cemil Fil Hamdilerin çocuklan Gaziantep oölümıinün son so rusunu Fil HamdJ üzerine sordum: l»56'da... Gaziantep'e çağrılışınıza sebep olan o yazının sonu ne oidu? Fil Hamdi'nın çocujundan oir daha haber aldınıı mı? « Hayır, ne oldu bilmiyorum anna, Fil Hamdüerin çocuklan ile ilgilenmeyi siyasal hayatımm temel görevlerinden biri sayıyo rum .» Ülser ve içki îçkiyle ilgili hoş bir Gaziantep anım da vardır. Gazianjep:iler hem çok içerler hem de bol baharat yerler Bildiğiniz gibi ikisi de Ulsere en zararlı şeyler... Ülser olmadan önce gittiğim zam.nlar. genellikle içkiden hoşlanmamakla beraber, Gaziantep'lı dostlanmın meclisine uyar YARIN: KİSSİNGER VE İLK EŞÎ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle