19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET 24 Ocak 1975 WBuNDüUA8AMA.. / AŞK DA GEZER 38 Sokuldu Ergun'a. Göğsflnds Turalsndı. Yanağını yarıagına dayadı. Böyle sokula sokula. Yanak yanaga... Canım benim. öpüştüler. Faytondan lnmeyelim. Hfç çıfcmayalım bu körügün altından. Böyle çok güzeL Fayton sabaha kadar bizim. Faytonda içelim öyleyse... Faytonda içeriz... GUndoğdu'da, kapısı, pencere çerçevesi kırmızıya boyanmış, soğutucusu kırmızı renkte iç» kl cigara satan Iriiçük bir dükkân açıktı. Yüa elli Diumluk bir ampulle pınl pınldı içerisi. Faytondan birlikte indiler. Küçük bir şişe rakı ile üç şişe su, biraz da leblebi aldılar. Şiselerden birinin suyunu yanya kadar döküp boşalttıktan sonra rakıyla doldurup yeniden tamamladılar. Faytona döndüler. Alsancağa doğru iierlerken, ilkin ağzına dikere.. Belkıs yudumladı şişeyi, sonra Ergun. Alsancakta deniz üstündekl Altay Lokall aeık görünüyordu henüz. Masalarda oturanlar vardı. Lokalin önünde bir daha faytondan indiler. Sürücüye kapıda beklemesini söylediler. Şişelerini leblebilerini faytonda bırakmışlardı, lokalin merdivenlerine varmadan Belkıs «Yaseminlerim.» dıye geri döndü. Bir koşu yaseminlprini alıp gelrii faytondan. Lokalin girişinde bir garson: «Kapandı» dedi önlerine geçerek. «İçerrje oturanlar var ya?» «Onlara da servis yapmıyoruz artık!» «îçerdekiler kalkıncaya kadar oturalım biz de.» İkisi birden konuşııyorlardı adamla. «İçki veremeyiz...» «Içkimiz var bizim.» Ergun bir beş liralık sıkıştırdı garsonun eline. «Hadi kırma bizi...» Garson, çekıldi önierinden: «Geçin. Dediğira gibi, servis yapmıyoruz...» Lokantaya gireceklerfcen Belkıs kolundan tarttı Ergun'u: Şışemizi almadık... Faytondan yarısı duran rakı şişesini, leblebilerini bir şişe de su aldılar. Lokale döndüler. Deniz tlstünde, kazıklar çakılarak kurulmuş, agaçtan, dört yanını çepçevre knşatan agaç parmakbklan beyaza boyanmış şirin bir yerdl lokal. Rıhtıma bakan parmakhga bitlşik masalardan birtne oturdular. Döşemenin tahtalan arasır.dan deniztn koyu lârivert karaltısını görüyorlardı. Ay Çatalkaya'ya doğru sarkmıştı. Dalgalann kıyıya sürukledigl çürüyen yosunlann, deniz otlannın keskin kokusu karışıyordu denizin tuzlu kokusuna. Belkıs Lokali sevdi: Ne güzel yer burası... Masalar arasmda dola?an bcyazlı bir adnmdan taze ceviz içi ile taze iç badem aldılar. Belkıs: Oh, dedi, bayüınm taze badem taza ceviz1* rakı içmeye. Gelen garsonu, çatal bıçak, bardak, beyaz pey nlr üe karpuz vermeye razı ettiler. Yanm saat sürmedi yarun jişe rakıyı bltirmeleri. Beyaz kâğıt peçetelerden birine imzalannı attılar, tarih koyup oturduklan yeri yazdılar. Ergun dürdü, boşalan rakı «işesine yerlejtirdi peçeteyi. Kapağını kâğıtla sıkiftırank k»padı. denize attı şişeyi. Denize batan jije, ineecik boynu havada luyun yüzün» çıkU hemen. Ecevit Siyasi Hayatını Ânlatıyor Röportaj: ALTAN ÖYMEN Yazan: Necati CUMAL1 Denlzin çırpıntısın» kapılarak Körfezin çıkışın» dcğru yol almaya ba'ladı. Ergun güldü: Istanbul'a gldiyor... Lokanta boşalıyordu. Kalkmışiardı. Parmsklıkların önünde durdular. Şijeye baktılar. Belkısı hüzün sardı: Sshi Istanbul'a gidiyor.. Ergun'un elini tuttu parmakhğm ustünde: Sen neden Istanbul'da değilsin? Olurum belki. 01! Istanbul'a gel, yerlej.. El ele lokalden çıktılar. Sürücü onlan gBrflnee. koltuğunun parmaklığına bağladığı dizginleri çöziip eline aldı. Faytonda yarım şi?e daha rakınuz var. Sürüeü nereye gideceklerini söylemelerinl bekledi bindüclerinde. Ergun, kolunu ileriye doğru uzattı: Gara dogru çek. Oradan Fuar kapısuuu. Sağdaki benzin istasyonunun ı?ıklan önünden geçtikten sonra yeni limana doğru cadde karardı. Belkıs iyice kollan arasına sokuldu Ergun'un. Istanbul'a gel, Istanbul'a yerlej n'olursun. Gelirim. Hemen gel. Beraber dönelim Istanbul'a.. Sarhoştu iyice. Sayıklar gibi «Istanbul!» «C«nım Istanbul» diye vineledi üç beş kez. Ah çok özledim Isunbul Meyhanelerini, o csnım çalgılı gazinolarını. Hiç gitmem ama gidip saz dirüemeyi bile özledim. Sever misin alaturkayı? Alaturka alafranga diye gyırmam şarküaru. Ben de.. Sevdiğime gevmediğime göre «yınnın . Ben de. Hadi »evdığin bir sarkı söyle. Ergun, Şekerci Cemil Beyin Hicaz Şarkuın» başladı. Belkıs daha ilk sözlerde kahlıyordu ona. t k dizeyi geçtiler. <Bir nigâh et ne olur halime ey gonca dehen» îkinci dizenin sonunda «gözlerinin renginden>i okurken, Belkıs kesti: Dur, bozdun. baştan.. Şarkıyı baştan aldılar. îkinci dizenin aonunİB Belkıs yine durdu: Ben de bozdum bu kez. Hadi bastuL. Yine takıldıklan yerde kaldılar. Bana da unutturdun, yarUi} »öyletlyoMun. Sen sus. Bir iki mınldandı söylerneye bgjlamadan 6ne*. Makamı arandı. Şarkıya girdi. Bu kez aksat* madan sonunu getirdiler şarkımn: Bir ni?âh et ne olur halime ey gonca dehen Goz göz oldu yüreğim gözlerinin renginden Niye bakttn niye gördün niye «evdim seni ben Göz göz oldu yüreğim gözlerinin renginden Ne güzel! dedi Belkıs. Hadi bir daha söyleyelim.. Ardmdan bazen biri bazen öbürü »evdiği farkıya başladı. Lemi Atlı'nın Uşîak sarkısı «Siyah ebrulerin duru ben çatma»yı, Şevki Beyin Uşşak şarkısı cGülzara nâzar kıldım, virane misal olmuş>u söyledüer. Belkıs'ın güzeldi se»i. Usul de biliyordu. Arada «Hiç usul bilmiyor run, hep bozuyorsun, sen arkadan gel, acele etme» diye susturuyordu Ergun'u. Böyle f«rkıyı kestikçe siselerini yudumlamayı unutmuyorUrdj. (DEVAMI VAR) Ortanın Solu mücadelesi açılıyor Ba?langıçta 16 kisl olarak to> lanmaya başiayan ve sayılan gitt:kçe artan «ortanın solu» grubunun daha sonraki geüsmesinl Ecevit, şöyle ânlatıyor: «Parti tçıtıde gereksiz y«re bir huzursuzluk kaynagı olmak ist»mediğim ve ortam hazırlanmadan yeni bir atılıma öaşlamayj da gereksiz gördiigüm için, arkadaşlarım da bu göriişümu paylaştığı için, açıkça ortaya çıkıp, mücadele açmanuı ramanını seçmekte sabırlı davranıyorduk. Bu zaman 1966 Senato seçimlerinden hemen sonra gelmiş oldu. O S«nato seçimlerine giderken merkez yönetim kurulu parti adırı» radyo konuşmalarını kimin yapacağını sapuyordu. Genelliİtl» benden de bir konuşma istenırdi. O kez de benim üzerimd» durulmuş, uzun tartısmalar ol» mus, sonunda benden konusma islenmemesine karar verilmis. Ben bunu bir mesele yapmayı aklımdan bile geçirmedim va partinin bana verdiği başka görevleri yerine getirmek üzere yurt geziierine çıktım. özelhkîe yeni seçim bölgem Zonguldaka geniş vakit ayırıyordunı. Fakat sonradan benim de bir konusma yapmam için parti yöneticılerinden bazıian israr etti, Istanbul'da buiundugum giin böyie bir istek telefonla bildirildi. Yanlış hatırlamıyorsam Ali îhsan Gögüş, bu isteği bana uiastırdı. Ben meseleyi bir alınganlık konusu yaptığım için değil. fakat çok geç haber verildifi için, buna imkan göremediği mi söyledim. Çünkü hemen ertesı giin Ankarada bulunup bir radyo konuşması yapmam istcnıj'Ordu. O zaman yakm arkadaş bulunduğumuz Ali İhsan Goğj.ş, çok israr etti. Bunun bir görev olduğunu, görevden kaçaır.ıyacağımı belirtti. Aynca bu isteyi ka bul etmezsem, bunun, daha önce bana bu görevin verilmemiî olması karşısında bir alınganhk gösterdiğim biçiminde yorumlanabileceğini sezdim. Onun için kabul ettim. Ahmet İsvan arkadaşımdan rica ettim, beni arabasıyle gece geç vakit Ankaraya getirdi. Ertesi gün saat 10'da da konuşmamı radyoda yargıçlann önünda • Feyzioğlu*nun llderliğini önerdiğim zaman karşı çıkıp beni kınayanlar dahi onunla birlik olmuşlardı. Radyoda yaptığım konuşma partinin gerçek zm* «Feydo£lu, geçmiste axkadasınıdı> kendisino çok umut bağladıgun bir yakm aynı partiye katıîacak olanlar» dan bazıları yer alıyoıdu. Am» bunu soylerken junu benrtmeUyim. O hareketi yurutenlerden çoğu bugüne kadar bu haresete bağh kalmışlardır. Fakaı ıçlerinden bazıları ayrılmıştır. Sonracfan ayrılmış ve Feyzloğlu run saflanna katümıs ve birkdÇ kışı de, o gece Selâhatun Hakkı Esatoğlu nun evinde Feyüuglur.un onderlığini onerd:ğım ijin bana en çok kızan kimselerdi. Sonunda «ne halin varsa gör» üslübu içır.de, «Peki madem bu kadar ısrar edlyuısun, gıt teküf et. Alacağın cevabı göreceksın» dediler. Turhan Feyzioğlu o günlerde ameliyat oimuştu. Yanlış hatırlamıyorsam, eski Gülhane Hastanesindeydi. îlkin orada kendıslru zıyaret ettim. Hem geçmiş olsun dedim, hem bir olçüde liyaset konularmı açtım. Nekahat r j n i " i n d c de evinde ziyaret eiüm. Orada uzun uzadıya tartıştık. Kendisine israr ettim. Kendisinin gerçek yerinin, safının bu hareketin içinde yer alan bazı arkadaşlarımızı, özellikle bahane olarak, mazeret ola rak ileri sürdü. «Onların bulunduğu harekette ben yer alamam> dedi. Başka bir takım gerekçeler ileri sürdü. Ve anlaşamamıs olarak, fakat gene dost olarak ayrjldık. Tabii Feyzıoğlu'nun red cevabı beni üzmüştu anıa, öteki arkadaşlarımı hem şaşırtmamıştı, hem de sevindirmişti. Turhan Feyzioglu ile ilgili olarak ızlediğim ve o sırada birçok arkadaşımı şaşırtan, hattâ kızdıran tutumum. asknda benim genel tutumumdur; Tanıdığırn, btrlikta çalıştığım veya çalışabileceğim kimselerden kolay kolay umut kesmem. Herkesın yanılabiieceğıru, tereddütler geçırebıleceğinı fakat fırsat verilirse tutarh bir dsvranış içina girebileceğini düşünüıüm. Herhangı bir kinıseaen kesm umut kesme noktasına çok geç ve guç varırun. Ben o noktaya vardıktsn sonra da. toplumun o kimse hakkında aynı kanıya varmasını bekleıne zorunJuğunu duyarun. Toplum da aynı kanıya varmadan önce o kimse hakkında bir durum alrrıa hakkını kendimde görmem. Bu yüzden bazı arkadaşlarunın sabrmı tükettiğim çok olmuştur. Ama siyaset bir sabır işidir. Yalnız siyaset değil, geniş anlamda insan iliskileri bir sabır işidir. Benim bazı kimseler hakkında bu kadar sabırlı davranışımdan sa bırlan tükenen arkadaşlarımın birçoğu ile dainıa bir yolda yürüdük; ama bazıları, sabırlarının rü kendiği noktada kendi yoUannı değıştirdiier. beni mücndelcye zor ladıklan kimselerle birleftiler. Ömeğin bnzı eski arkadaşlanmı hatırisrım, ortanın solu hareketinin ilk yıllarında Sayın Kenıal Sa tır'la beraber olmaja iç'enlikl» uğraştıSırn için beni kınamamıjlarri!. Sonra aynı kiınfeler, Sayın Satır'la birleşip. birlikte parti ku rıiD, bana karşı mücadele açtılar.» \t» DiŞi BOND TiFFANY JONES / KAU\M OLACAC BlC GARTH H233, banda geçirmem gerekiyordu. makta oldugumuı sayılan artık İlk iddiasmda değildim. Hatta Ahmet îsvan'dan sabah beni al 4O'ı asan arkadaşlanmı toplantıfazla aktif politikayı da düşünmasını rica ettim. Ve sabahu ka ya çagırdım ve dedim ki; «Bekmüyordum. Özellikle 1965 seçim clar oturup konuşmamı hazıria ledigimiz gün bugündür. AçıKtan lerinden hemen sonrakı haftadım. ortanın soluna bir itiraz olmuşlarda cfüştüğüm, moral bozukO gltne kadar parti adına ya tur. Şimdi biz de açıktan du lugu diyebileceğim durum içinpJarı radyo k.onuşmalaruun hiç rurn almalıyız ve gerekirse milde aktif politika yapmama eğillbirinde «ortanın so!u»na deginil cadeleyi başlatmahyız.» mi bende henüz ağır basıyordu. memişti. Deyim olarak bile «orBirinci nedeni buyciu Samnm ertesi gün gnıpta yap lanın soiu»nun sözü geçmeımşti. Bunun yanısıra, böyle bir lider Fakat kimsede bana «ortanın so tığım konuşmada o sesin «çatiiği üstlenirsem ve hareket balak» ses» olmadıgını, «CHPnın lundan söz etme:» diye bir şey şarıya ulaşırsa genel sekreter gerçek sesi» olduğunu söyledim. söylememişti. olrr.am gerekebüirdi. Oysa geBur.u kendim adına bir ö\runme 1866 Senato seçimlerinde «or payı olarak, veya kendim haknel sekreterliğin yöneticılik götanın solu»ndan söz edilmemesı kımda fazla ıddialı revleri, fonksiyonlan gözümde konuşarak :çin, biidiğim kadar, bir resmi söylemiyordum. CHP örgütunün çok büyüyordu. Hiç yöneticilik karar alınmamıştı. Ancak bir gerçekten büjnik çogunlugu ile yapmış olmadıgım, yapmak da sessiz anlaşma olauğu belli idi. «ortanın solusr.u benimsediğıne istemediğim için lşi bu yönüyle Ortada, benim biidiğim bir ka ve bu ilkenin bırakılmamasını ls de göze Blamıyordum. Bunun rar olmadıgı için ben inançlanm tedigine inandığım için, kendimde için kendimi hazır hissetmiyordogrultusunda ortanın solundan o sesin CHP'nin gerçek sesi ol dum. öyle bir göreve gelirsem soz etme haklanı kendimde gör duğunu söyleme hakkını görüyazarlığa hiç vakit ayıramamak dünı. Zaten tersine bir şart ko yordum. O şekilde ortanın solu düşüncesi cfe bana ağır geliyorşuisaydı, konusmayı hazırlamak mücadelesi açılmış oldu.» tan vazgeçerdim. Sabah konuşmamı Genel Merkeze götürüp gösterebumek istiyordum. Gerçı böyie bir istekte de balunuimamı^u. Ama o güne kaclar hiçbir konuşmada ortanın solundan söz edilmediği halde, benim söz e^ mem yadırganabilirdi. O takdırde ben de konusmayı yapmaktan vazgeçmek geregini duyacaktun. Ama konuşmamı ucu ucuna yetiştirebildim. Beni almaya gelen Ahmet Isvan'a bir örneğini verdim. Bunu derhal Genel Merkeze götürmesini, eğer konuşmamı uygun bulnıazlarsa akşama kadar vakit olduğunu, bir başka partüinin b«nim yerıme konuşma hazırlayabi leceğini söyledim. Bunu bir me» saj oiarak Genel Merkeze götürnıesıni rica ettim ve itendım ucu ucuna Radyoevine yeuşUm. Konuşmamı banda okudum. O sırada Genel Merkezde de benim konuşmamı okumuşlar ve bu derhai bir mesele olmus. K o r.uşmam banda alındıktan sonra Radyoevine, bana telefon edildi. Ortanın solu ile ilgıü Oölürnü konu'jmamdan çıkaımam isıeuciı. Ben de çıkaramıyacagunı, laEcevlt'in radyo konuşması İçin Niğde Milletvekili merhum kat benim konuşmanıın ıptal edl Ruhi Soyer «Çatlak Ses» demişti. lebıleceğıni, yerıme öaşkasuun konuşturulabileceğim, bunu keBu mücadele sıras.nd», Bülent öte yandan, Turhan Feyziogsinlikle bir mesele ve alınganliK Ecevitin bir ara cortanın solu» lu kendisıne gevrnıste çuk umut konusu yapınayacağımı söyiedım. bağladığım bir yakm arkadaşım nun liderliğıni Turhan FeyzioğBunun uzerine meseieyı tekrar lu'na teklif ettigi söylenmiştı. di Umudum sarsılmış olmasla arasannda gönişmüşler ve koberaber, henüz tam yıkılmamışEcevit'e bunu sordum. Şöyle nujmamın olduğu gibi yaymlantl. Ker.flisının 1865 seçımlennden anlattı: masını kabul etmişler. sonra tıpkı benim gibi düşmüş c Daha önce de belirttiğira Tabiî başka hiçbir parti sözolabileceği moraı Dozukluğunun, gibi, Turhan Feyzioglu, evvelce cüsü ve yöneticisi ortanın solun onda geçici bir süre ıçın «ortaortanın solu llkesinın en haradan söz etmezken benim yaptıretlı savunucusu olduğu halde, nın solu»na karşı çıkmal? blçığım kor.uşmada bu sözün geçminde belırmıs olabileceâinı. fa196â seçimierınden sonra bunu miş, bu temanın işlenmış olma&ı kat bu yanlls. beııce vanlış voeleştirmeye başiamıştı. Ve sedikkatleri çekti ve yer yer ortarumlamadan ve durum alıştnn, çımdekı yenilgimizi cortanın sonın soluna hiç değinilmemesinzamanla vazgeçebıleeeâını, onu lu» ilkesinin sayın tnönü tarafın den tedirijin olan parti örgütüdan benimsenmiş olmasına bag bu durum alıştan vazşeçirmeye müz benim bu konuşmamı hoçalışmanın parti yararına, memlayanlarla bir safta yer almıştı, pariörlerle vayınlamas'a başladı. leket yararına olacağım düşünühatta onlann da önderi durumu Radyodan kendi teyplerıne almış yordum. Onun ıçın israr et'im. na gelmiştı. Buna ragmen bilardı, o şekilde yaymlıyorlardı. Arkadaşlanm, bu ısranmı ilkın zim hazırlığım yaptığımız ve Özellikle Kadıköy ilçemizin buhayretle. sonra k;zg:nlıkla ve başlatmayı düşündüğümüz, «ornu meydana yaymladığını duytepkivle karşılamava baş'.yrfılar. tanın solu«nu canlandırıcı hare muştum. Senato seçımleri biıtı. kete bir önder arandıŞı vakit, Aylarca aramızda bunun tartışBüyük Millet Meclisinde ilk grup ması geçtı. ben Turhan Feyzioglu'nun adıloplantımız yapılırken bazı üyenl öne sürdürn. Arkadaçlarım ler seçim kampanyasıyle ilgilı Artık kesın olarak harekete bunu çok yadırgarfilar. «Bu nadüstineelerini soylemeye, eleştıribir önder gerektvurdu Rahmet sıl olur, bunda bir çelipki var» lerini yapmaya başlndılar. Niğde lı Selâhattin Hakkı tsaToClu'nun derliler, hem ortanın solu haremiUetvekılı olan merhum Ruhı evinde bu konuyu son tartı?nıaketine karşı çıkanlann başında Soyer, bana hücumda buiunan mızda ben vıne Peyzioglıı ii/eTurhan Fey7İo31n ver alıyor, bir konuşma yaptı ve seçim nnde son blr ısrar dencmesi va hem de sen onu bu harekete ön kampanyasından çıkan tek çatlak pılması gerektığin) »avundum. der olarak öne sürüyorsun.» sesin benfm rsdyo konuşmaın Bu keı arkadaslanm rlaha C"k olduğunu söyledi. Onun üzerine Böyle Tapışımın ıki nedeni kızdılar. En çok Itızsnlar araderhal aylardır bırlikte toplanvardı: Birincisi, ben bir örtder «ında da sonradan Feyzioglu İle YARIN: ORTANIN SOLUNUN ZAFERİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle