19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
MALİYE BAKANI BEDRİ GÜRSOY, DÜNYA BANKASI VE PARA FONU İLE YAPILAN TEMASLARI ANLATTI I Maliye Bakanı, Dünya Bankasının 1975 yılında vereceği kredi ile kamu kesimi yatırımlarının finanse edilmesine çalışılacağını açıkladı Gürsoy, Banka yetkilileri ile yapılan görüşmeler sırasında Karakaya Barajı ile Antalya kâğıt fabrikası konularının da görüşüldüğünü söyledi. yönünde uzlaşmaya varacağımızı Dünya Bankası'na bildirdik. Antalya kâğıt fabrikası Dünya Bankası 400 milyon kredi açacak İNKA.RA, (Cnrohnriyet Bfirorat Maliye Bakanı Prof. Bedri Ghir »oy gazetemize verdiği özel demeçte, son Uluslararası Para Fo nu (IMF) toplantısında alınan kararlar, Türkiye'nin Dünya Bankası ve Para Fonu yetkilileri ile yaptığı görüşmeler ve bundan soııra izlenecek uluslararası politikası hakkında aynntılı açıklamaJarda bulunmuşlur. Maliye Bakanı Gürsoy'un verdiği bilgiye göre, Türkiye 1975 yılında Dünya Bankasından 400 milyon dolar kredi alacak ve kamu kesimi yatmmlannın önemli bir bölümü Dünya Bankası ile ortak çalısma fonucu gerçekleştirilecektir. Dünyadaki ekonomlk degiftmi, öncelikle petrol üretlcisi ül kelerin mali kaynaklar bakımın dan güçlü dtevletler olarak ortaya çıkışma bağlayan Gürsoy, bu geüşmenin etkilerini şöyle özetlemiştir: «Tabii bunun birtakım etkUeri oldu. örneğin, petrol ihraç eden ülkelerin para fonundaki kotaları yüzde yüz arttınldı. Bu fıa bağlı olarak, gelişmeml* ülkelerin kotalarının bu arttırma dan zarar görmemesi içln, onların para fonu kotalarında da bir arttırma yapılması kararla? tırılmıştır. Bu arada, gelişmekte olan bir ülke olarak Türkiye'nin de kotasının arttınlması söz konusu oldu. öyle tanıyorum ki, Türkiye bu ayarlamadan kazançlı çıkacaktlr. «Bir başka sorun, petrol fiyat larının artmasının gelişmls ülkelerin ödemeler dengesindeki etkileridir. Para Fonu, uluslann ödemeler dengesinde açıkları kapatmak yönünö*e bir fonksiyon yaptığına göre, bu amaçla «petrol alımiannı kolaylaştırma» diye özeı bir fon meydana getirilmişti, işte bu fon arttınldı. Bir de Antalya'da Kurulması düşünülen kâğıt fabrikası vardı. Silifke'ye kaydmldı, Antalya turistik bölge oiduğu için. Bazı ilkelerde anlaştık. Aslında bunlar teknik seviyede çalışmalan gerektirir. Zaten teknik bir heyet halen orada çalışmalar yapmaktadır. Fabrikanm kuruluş yeri için Dünya Bankası uzmanlan araştırma yürütecekler. Bunlarin ötesinde elimizde bazı projeler vardır. Bunlan Dünya Bankası ile birlikte gerçekleştireceğiz. Ancak bunlar geliştirilmeye muhtaçtır.» Türkiye'nin politikası Uluslararası Para Fonunun toplantısı hakkında özel demecinde Maliye Bakanı Gürsoy son olarak, Türkiye'nin bundan böyle uluslararası kuruluşlarda ız'eyeceği ekonomik politikaya değinmış ve bu kuruluşlarda yeni gruplar oluşturulduğunu bildirerek, «Yeni grupla r içinde Türkiye de yerini almaktadır. Para fonuna bağlı bir kalkınma konferansı vardır. Bu gelişmekte olan ülkelerle ilgiiidir. Türkıye aktif bir rol alabilir burada ve gelişnıekte olan ülkelerin sorunlarıyla yakından ilgılenerek kendisine p.ğırlık toplayabilir ve sözü daha çok dinlenen bir ülke olabilir» demiş tir. Talçın DOĞAN best bırakıldığım belirten Gürsoy, Merkez Bankalarının da altın alım satımını serbest bıraktığını bildirmiştir. Merkez Bankalanndaki altm rezervlerinin yeni mi, yoksa eski fiyat üzerinden mi değerlendirilmesi sorunu nun özellikle ABD ile Fransa arasmda bir tartışmaya yol açtığını söyleyen Gürsoy, uygulamanın enflasyonist bir baskı yaratmaması yönünde alınacak tedbirlerle gerçekleştirileceginl açıklamıştır. lan lçbı 400 milyon dolar dolayuıda kredi verecektir. Çalışma Bakanı Escner: Gizli oy açık tasnife dayalı referandum iyi sonuç veriyor «Libya'ya kalifiye işçi gönderme konusu üzerinde düşünülmelidir» Toplu sözleşme, grev ve lokavt yasasının uygulamada sakıncalar doğurduğunu belirten Çalışma Bakanı, «Sistemde değişiklik yapılabilir» dedi ANKARA (ANKA) Çalışma Bakanı Turan Esener ANKA AJansı'na verdiği demeçte, Bakanlığı ile ilgili çeşitli konular hakkında bilgi vermis ve sendikalar arasındaki yetki uyuşmazlıkları konusuna da değinerek «Şimdiki halde görünüm işyeri toplu sözleşmelerine münhasır olmak üzere refarandumun iyi sonuç verdiğidir. Bizim Bakanlığımız. yapılmış ve yapılacak olan referandumlan yakından izleyerek elde edilen sonuçlara göre eğer bu sistem Türk İş Hukuku için yararlı ıse, referandum yönteminin yasalara konulmasının imkânlannı araştıracaktır» demiştir. Escner. 275 sayılı Toplu Sözleşme. Grev ve Lokavt Kanununun uygulamada büyük sakıncalannın ortaya çıktığmı da belirterek. sendikaların yetkiyi kazan mak için türlü yollara bas\iırduklarıru söylemiş, bu yüzden Türk İş Hukuku sisteminın b o zulduğunu söylemiştir. Esener bu konuda şöyle demiştir: Karakaya barajı Türkiye'ye kredi Maliye Bakam Bedri Gürsoy, TUrkiye'nin Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu yetkilileri ile yapılan görüşmeler hakkm da da aynntılı bügi vermiştir. Buna göre, Türkiye'nin «Petrol alımlarım kolaylaştırıcı fon»dan yararlanması kararlaştırümıştır. Ayrıca para fonundaki kotası da fiilen arttınlmıştır. Bunun dışında Dünya Bankası 1975 yılında yapılacak kamu kesimi yatınmMaliye Bakanının açıklamasına göre, Dünya Bankası ile iki ana konuda göriişülmüştür: Biri Karskaya Barajı. ikincisi Antalya Kâğıt Fabrikasına ilişkindir. Gürsoy'a göre, barajla ilgiîi şu sorun vardır: «Fırat uluslararası bir nehirdir. Karakaya onun üzerinde yapüacaktır. Bu nedenle Fırat sularınm kornşu ülkelerle kullanılması sorunu ortaya çıkar. Komşu devletlerle su kullanımı Paris Barış Antlaşması Vıetnam'a barış getirmedı GÜNEY VÎETNAM BAŞKANI TİYÖ'NÜN ANTLAŞMAYI ÇİĞNEMESI SAVAŞI ŞİDDETLENDİRDİ • ABD Savunma Bakanı James Schlesinger'in bir kısım Amerikan deniz piyadelerini Güney Vietnam'a gönderme olasıhğından sozediliyor DIŞ HABERLER SERVtSt Fransa'da yayımlanan «LE NOLVEL OBSERVATELR» dergisirdn yazarlanndan Jean Lacouture, Vietnam'da •on zamanlarda şiddetlenea tavasın nedenlerine eğilerek Güney Vietnam Curahurbaskaıu Van Tiyö'nün 1973 tarih li Paris Antlasmasımn hiç bir maddesini uygulamadı^ını belirtmektedir. Jean Lacouture şoyle diyor: «Vletnamda ansızın çiddetlenen •avaç, dünyanın dikkatinl tekrar bu ülke üzerine çevirdi. 7 ocak'ta eyalet merkezi Phouc Long, Vıetkong ve Kuzey Vietnam birliklerinin eline düştü. Aslında Vietnam'daki gelişmeleri lzleyen gözlemciler için bu »aşılacak bir olay degildir. Say gon yönetiminin kırsal bölgelerdeki nüfuzu uzun süredir yavas yavaş kırılmaktadır. Halen devam etmekte olan savaş, üçüncü bir Vietnam savaşı degildir. ABD'nln Vietnam'a mü d'ahalesi ile başlayan ikinci Vietnam savaşının devamıdır. Çün kü bu savaş 1973 tarihli Paris Antlaşmasına rağmen hıç bir za man durmamıştır. Paris Antlaş ması Vietnam'da askeri çatışma yı, politik rekabete dönüştürme yi amaçlıyordu. Ne var ki, Baş kan Van Tiyö, buna yanaşmamış ve antlasmanın hemen ertesinde Vietkong'a karşı askeri harekâtı yoğunlaştırmıştır. anlamına geliyordu. Yoksa komunlsüere karsı savag devam ediyor du. Bu durumda, son gelisimlerin sorumlusu kimdir? Önce Paris antlaşmasını uygulamayan ve Vietnam'da askeri çatışmayı politik rekabete dönüştürmeyi reddeden Güney Viet nam Cumhurbaşkanı Van Tiyö sorumludur. Bundan sonra Vietnamla Ulskisini bir türlü tam olarak kesmeyen Washington'un sorumluluğu gelir. Van Tiyö tarafından siyasal ya şantının dışmda bırakılan karşı kamp, askeri harekâta ağırlık vermiştir Hanoi ile Vietkong'un Tiyö' yü Paris antlaşmasına uymaya zorlamak amacı ile giriştiklen bu harekât hedefe ulaşmcaya kadar devam edecektir. Bu arada ABD yetkilileri de verdikleri demeçlerle, Vietnam' daki savaşa seyirci kalcıayacak' lannı ifade etmişlerdir. Böylece Vietnam'daki savaş tekrar tehlıkeli bir uluslararası bunalıma dönüşme eğilimi göstermektedir. Şimdilik ABD hükümetinın hedefi Kongreden Güney Vietnam için bol askeri yardun lzni kopa rabilmektir. «Gizli oy Açık tasnif» «Bunun için son zamanlarda yetki uyuşmazlıklannı önleyici tedbirler zümresinden olmak üzere. referandum veya gizli oyaçık tasnif dedığimiz bir yola gidildi ki. bunun ömeğıni Adana'da, Kırıkkale'de Makına Kimya'da gördük. İş barışı bozulduğu takdirde. Çalışma Bakanlıgı iş barışını bozacak ve sendikalar arasındaki arzulanmayan uyuşmazlıklan önleyecek tedbirleri almakla kendisini görevli sayar. Çalışma Bakanlığı olarak yapılan ve yapılacak referandumları yakından izleyerek elde edilen sonuçları tahlil edecek ve eğer bu sistem Türk İş Hukuku için yararh ıse yanı yetki uyuşmazlıklarını en iyi şekılde çö» zümleyen bir usul olarak görülürse 275 sayılı kanunda genel sistemde bir değişiklik yapmak sızın referanduma gidebilmenin kanuni bir sistem ve prosedür içinde düzenlenmesı yoluna gidilecektir. Şimdiki halde görünüm referandum uygulamalarının işyeri seviyesindeki uyuşmazlıklarda iyi sonuç verdiğidır.» Özel çekme hakkı Maliye Bakanı Gürsoy, son g&riişmelerde alınan kararlardan bınnin de «Paralarla altın arasındaki ilişkilerin bundan böyle çözüleceğine» lllşkin bulunduğunu bildirmiştir. Para altın ilişkisinin artık uygulanmayacağını belirten Gürsoy, bunun yerini özel çekme haklarının aldığını açıklamıştır. Buna göre «dünya ödemeler dengesinin genişlemesı sonucu, tıkanıklığı gidermek 1çin her devlete kendi kotası Ue orantılı olmak Uzere özel çekme hakkı tanınmıştır. Özel çekme hakkı dolarla ölçülen bir miktar dır. Bu çeşitli uluslann para fonundan çekebilecekleri bir borç alma miktandır. îşte artık özel çekme haklan para hakları para değerini korumada bir kaynai: olarak kullanılacaktır.» Libya'ya kalifiye işçi Çalışma Bakanı Esener, Lıbya ile yapılan işgücü anlaşmalarma da değinerek, bu anlasmalarda gönderilecek işçi sayısma ilişkin bir rakam yer almadığını hatirlatmış, «Libyalılarta ne nisbette işçi talep edeceklerim bilmediğimız gibi bu gelen talepleri bizim ne nisbette karşılayacağımız da henüz belli degildir» demiştir. İşçi göndermenin bir sosyal politika meselesi olduğunu söyleyen Bakan, şunları soylemiş» tır: «Biz gelecek her talebi karşılamak zorunda değiliz. Bilhassa kalifiye işçiler bakımmdan işçi göndermek bir etüd meselesidir. Çünkü biz işçi göndereceğiz der ken kendi işyerlerımizî de kalifiye işçiden yoksun bırakmamak zorundayiz.» Sorumlu kim? 1973 Paris Barış Anlaşmasmdan sonra Vietnam'dan bir görünümdür Altın Bu arada altın fiyatlannın sero Dünya Bankası, kalkınma yolundaki Batı Almanya'da petrolcü ülkeler "Petrol Diktatörleri,, diye anıhyor Schmidt Hükümeti, petrolcü ülkelerin bazı sanayi kuruluşlannı ele geçirmek için yaptıklan girişimlerden yakınıyor Batı Almanya'nın Birleşmiş Milletler Temsilcisi Büyukelçi, üçüncü dünya ülkelerinin BM'deki etkinliğine karşı çıktı lara daha yararlı olacak isler yapraalarmı sağlamak, 0 Uluslararası Para Fonu örgütünden, özel çekim haklan elde ederek bu paralan kendi kalkınmaları İçin kullanmak. İşte Batı Almanya'nın Birleşmiş Milletier Temsilcisi Büyükelçinin «kaygı verıci gelişmeler» olarak nitelediği amaçlar bunlar. ülkelere verdiği borç faizini Almanya mektubu Ta|mur ATSIZ Büyukelçi, Batılı endüstrl ülkelerinin elele vererek kesin bir tutum takınraalarını ve çizmeden yukarı çıkan bu «haddlni bilmezlere» hanyayı konyayı an latmalarını salık veriyor. Bonn Hükümetinln Başbakanı Helmut Schmidt'in yine aynı günlere rastlayan bir açıklaması var kl. nitelık vönünden Münih konuşmasıyla sıkı bir ilintl içindedir ve lkı olay bizce önemli bir gerçefi bellrlemektedir. Bilindiği gibi, petrol ihracatçısı ülkeler <F. Almanya'da artık yerleşmeğe başlayan bir deyisle «Petrol diktatörleri») geçen yıl elde ettikleri kazançlardan (yine yeni yerleşen bir deyişle «ganlmet»ten) bir bölümünü, Bau Avrupa'nın büyük endüstri kuruluşlanna ortak olmak İçin ayınyorlar. Petrolcü ülkelerin pay senedi satm almak istedikleri bir endüstri kuruluşu da ünlü Mercedes firmasıdır. Fakat geçen hafta Bonn H11kümeti, Batı Alman Merkez Ban kası ve Mercedes firmasıyla ışbirliğı ederek bu kuruiuşa, zengin bir petrolcü Ortadoğu ülkesi olan Küveyt'in el koymasını önledi. yükseltti WASHİNGTON îyl haber »lan bir kaynaktan öğrenildiğine göre, Dünya Bankası, kalkınma yolundaki ülkelere verdiği borcun faizini, yüzde 0,5 oranînda arttırarak, yüzd* 8,5'e yükseltme karan alnııştır. Dünya Bankası yönetim kurulunun salı günkü toplantısı urasır.da alınan karann gerekçesi, bankanın borç vermek için aldığı parania faizindeki artıştır. Banka, 1974'Un basmdan beri petrol üreten Ulkelerden yüzde 8'e yakın faiz ile iki milyar dolar almıştır. Yönetim kurulu, petrol ihracatçısı ülkelere verilen borçlar sorununu da salı günü görüşmüştür. ABD, bankanın bu ÜJkeiere gelecekte çok daha sınırlı kredi açmasını, sınai ve tarımsal tasarılan için teknik yardımda bulunmakla yetlnme«ini temenni etmektedir . Yönetim Kurulu toplantısında bankanın, petrol ihraç eden ülkelere kredi vermeyi sürdünnesi, fakat bu ülkelerin, bankaya, en az aldıklan kadar borç vererek karşılıkta bulunmalan kararlaştırümıştır. Söz konusu tedbir. 1974 yılı sonundan beri zaten uygulanmaktaydı. Örneğin Iran, 1974'te, bankaya, bu kuruluşdan aldığı kredilerin üç misli borç vermistlr. Nijerya Bankaya ",'a 8 faizle 240 milyon dolar vermiştir. Yakında borç alacaktır. ABD, bu formüle karsı çıkmakta, çünkü böyle bir ilkenin, bankaya fon sağlayanların bankadan borç alacaklanndan emin olmalarına yol açtığını ileri sürmektedir. Washington, petrol ihraç eden ülkelerin. malî fazlalıklanndan bir kısmını banka'nın sermayesine katkılannı arttırmakta kul lanmalannı, «Uluslararası Kalkınma Dernegi»ne (İDA) daha çok bağısta bulunmalannı istemektedir. (a.a.) BONN Ök bakışta blrbirleriyle ilintisiz gibi görünen iki olay, geçen hafta Federal Alman ya'da, Batı demokrasılerınin bu gün içıne düştükleri açmazı bir Bir taşla iki kuş n u ? kez daha apaçık gözler önüne serdl. Anlaşılamayan ya da baş Ama Savunma Bakanı James Schlesinger'in bunun ötesinde ka bir açıdan bakıhnca çok İyi bir emeli var mıdır? anlaçllan bir takım nedenlerden Schlesinger acaba bir taşla ötürü kamuoyunda genış tepkiiki kuş vurmayı düşünüyor mu? lere yol açmayan bu olaylardan Paris antlaşması Yani Savunma Bakanı, bir kıbırincisi, Bonn Hükümeti'nin Birleşmiş Milletler nezdindeki 27 ocak 1973 tarihli Paris ant sım ABD deniz piyadelerini Bastemsilcisi Büyukelçi Rüdiger laşması Vietnam'ın sosyal ve ra Körfezine indirirken, bir kısVon Wechmar'ın Mün.ih'te, Ame kültürel gerçekleri gözönüne mını da Vietnama göndermeyi rikan • Alman Tıcaret Odası'nalınarak hazırlanmıştı. Bu ant tasarhyor mu? Bu sorunun cevabını zaman da yaptığı konuşmaydı. laşmaya göre: • Güney Vietnam'da iki yö verecektir.. Sayın Büyukelçi bu konuşmasıno*a, «Üçüncü dünya» diye anetim ve iki ordu bulunacaknılan yüzü aşkın yok>ul ülken:n tır. artık eskisinden farklı bir bılin• Ayrıca Ulkede üç siyasal ABD Maliyesi ce kavuşarak, Birleşmiş Milleteğilimin bulunmasına ızin ve28 milyar ler örgütü'nde dayanışma içine rilecektir. girdiklerinden ve amaçlarına Bunlar VVashington tarafındolar borç alacak varmak üzere el ve oybirliğine dan desteklenen Saygon hükügittiklerinden yakınıyordu. meti, Hanoi tarafmdan destekVVASHİNGTON Amerika Bir ! Batı Almanya Büyükelçısi, ülenen Gürıey Vietnam Ulusal leşik Devletleri Maliye Bakan i çüncü dünya ülkelerinin «ka>ısı Kurtuluş Hareketi ve komünıst lığının, Başkan Ford tarafmdan , verici» olarak nitelediSi amaçlaolmayan muhalefettir. sunulan ış hayatında durgunlunnı şöyle siralamatttaydı: Ülkede durumun devamını göğu gıderme programını finanse j zetmek üzere Paris antlaşmasıetmek için önümüzdekı altı ay ; Üçüncü dünyanın nm 12. maddesi bir «Ulusal Uzıçinde 28 milyar dolara yakın : laşma Konse>i» kurulmasını önhedefleri borçlanması gerekecektir. ; görmektedir. 0 Dünya politikasında eşit ko Bu tutar, son beş yıl içindeki j Bu Konsey güneyde komünistbenzer durumlarda bcrçlanüan I şullarda söz sahıbı olmak, lerle, Saygon yönetımi arasınen ^oiksek tutarîn yaklaşık yedi j # Büyük devletlerm, Dünva daki bağları düzenleyecek, aykat fp^lasıdır ve federal hükü j Bankası, Uluslaraıası Para Fonca ülkede genel seçımleri hamet tarafından ikinci dünya sa [ nu veya Güvenlik Konşeyi gibi zırlayacaktı. Seçimlerde Güney vaşından bu yana yapılan en ökuruluşlarda sahıp bulunduklaVietnam halkı, siyasal kaderinemli borçlanma işlemi olmakrı ayrıcaliklan kaldırmak ni kendi tayin edecekti. tadır. 9 Güney Afrika ve Rodezya'dakı ırkçı reiimleri yıkarak beMaliye Bakanı Yardımcısı Tiyö'nün erari ya? egemenlige snn vermek, Jack Bennet. bu işlemin, Kongre tarafından saptanan kamu 0 Ortariogu anlaşmazlîgını ANe var ki, Paris Antlaşmasınm borcları tavanının «Önemü ölrap tezıne uvgun oıçımde çı> imzalanmasının hemen ertesinde zümlemek, Van Tiyö verdiği emirle ordudan çüde arttınlmasını» gerektıreceğıni ^öy!emiştir. Bu favan güsavaşa devam etmesini ve komü0 Dünyada. kenril anlayışlan nümüzde 495 milyar dolardır ve nistlerin köklü bir biçimde tasfi na göre adaletli bir yeni ekoyesini istemiştir. Tiyö'ye göre Pa federal borçların tutan da bu nomi düzeni kurmak, ris Antlaşması sadece Amerikan tavanın sadece 1,3 milyar altın0 Kendi ülkelerine yatırımda birliklerinin savaşı terketaıeleri da bulunmaktadır. (a.a.) bulunan Batılı firmalann, bura CHP'li milletvekilleri, düşünce özgürlüğünü savunup, komando faaliyetlerinin engellenmesini istediler ANKARA, (Cumhnriyet Bfirosn) TBMM Bütçe Karma Komisyonunda îçişleri Bakanhğı Bütçesi görüşülürken, söz alan mil letvekilleri, düşünce özgürlüğü, polisın davranışlan, dayak ve işkence olaylan ile mülkî idare sorunlarını ele almışlar ve komandolann yol açtıklan olay lann «artık önlenmeslni» istemişlerdir. Ne yapnıalı? Rüdiger V. Wechmar'a kalırsa bundan böyle Birleşmiş Milletler'de oy çoğunluğu örgüt için baglayıcı olmamalıdır. Sayın BATI ALMAN BAŞBAKANI SCHMİDT ülkelere «hayır» mı?.. ABD ye «evet», petrolcü Îçişleri Bakanlığı Bütçesl üz« rinde söz alan Denizli CHP Mü letvekih Hüdai Oral, düşünce özgürlüğünün smırlandırıldığı. Bu fcarşı eylemden sonra da Federal Şansölye Schmidt bir | IM, düşünce suçu diye bir şey açıklama yaparak. «Mercedes'in I tanımadıklannı, düşüncenin a« çıklanmasının değil, bunun eyla yabancılar elıne geçmesi, ne firme dönüşmesinin suç olduğunu manın hazmedebileceği birşeysavunarak, «özgürlükten korkdir, ne uluslararasj Alman prestijinin. ne Alman öalkmın ve J mayalım. özgürlüğün smırlan» ne de Mercedes'te çalışan işçile j ması temel hak ve özgürlüklerin», şeklinde bir açıklama yap j rin sınırlanması halkın gellşitı. | mini engeller. örneğin komünist olmak suç değildir, komüDiyelim B sayın Şansölye Hel1 nizm propagandası yapmak suç mut Schmidt'in söylediklert dog ; tur» demiştir. rudur. Pekı <»ma o zaman, en CHP Aydın Milletvekili Şükrü aşağı yirmi beş yıldtr AmerikaüKoç, «Polis bugiin adeta belirll ların işlettiğı «Alman» Opel otomobil fabrikasını nereye sokaca i çevrelerin çıkarlarını savunur duruma gelmiştir» demiş ve Işğız? kence i!e dayak olaylanna değinerek. «Bunlann artık önlenAEG • Telefunken firmasına Amerikalılar el koyarken uluslar j mesi gerektiğini» söylemiştir. arası Alman prestiji ve Alman Reşit Ülker, İçişlerj Bakanlığı halkının duyguları nasıldı? Bütçesi üzerind'e yaptığı konuşmada komandolann devlet içinTanm rMkinaıan tirması Lanz' de devlet niteliğine büründüğüm adı degiîip «John Deer fcum nü söylemiştir. Komandolarv panyası» olurken bunca lnsanın ; • milliyetçilik» ıddiasında old^.. aklı neredevdı? larını sert bir dille elestiren Ülker, «Bu komandolar kendileriHele de Unlü silâh ve ucak rirne müliyetçi diyorlar. Bu olayması «Messerschmitt • Brtlkow lardan sonra şimdi bir de milblohm». Amerikan Boeing fırmaliyetçı cephe çıktı. Ama hangi smın Almanya şubesine dönühakla bövle diyorlar kendllerişürken Bonn Hükümeti ecel terne?» demiştir. lerl mi dökmüştü?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle