28 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 20 Ocak 1975 ilâhlar, butün çağlarda konuşmuşlardır Sı lâhlar konuşunca, toplumların kaden de bu sılâhların kanlı musıkısme uyarak tezgahlanır Olaylann tezgâhlarında şu veya bu akıbetlere gore dokunur, durur Denebılır kı, ınsanlığın tarıhı bıraz da sılâhların tarıhıdır îlk taş baltayı yontan, ılk sapantaşmı atabılen ılk ok ve yayı duzenlejen tarıh oncesı atalanmızdan, ük atom bombasını savuran çağdaş ınsana kadar, toolumlarm kaden şu veya b j orarda daıma s'lâhlara baglı kalmıştır Hele bugun silâhlar, bazı topıumların kadermde arük tek soz sahıbı gıbıdır Bız. bu toplumlardan bıriyız. Silâhlar klznın elındeyse, soz onundur. însanhk bu sılâh esaretmd°n bir gun kıırtulabılecek mıcrr' Bu soru bugun (hatta geçen yuzyılın teonk umıt ve mujdelerı de değerlerını kaybettığıne gore) çok daha giıç cevapland'nlabılır Ama artık herkes bılır ta, bu sıiâhların go'gesınde tugun dunyanın, ancak bır nefeslıfc canı kalmıştır Çunku, keşfedılen yenı sılâhların daha sırrdıden erişt'ğı tahrio gucıtne bakılırsa, patlajacak yenı bır dilnya save= ya dunyanın sonu olacpktır fyanı, sılâh da, sılâhçı da bu sı lâh'an boy boy kuşananlar da, bu parçalanacak canvamn enkpzı arasında duman olııp uzaya savralacaklarcbr) va da ve ancak sonük bır ümıt ol&rak msanlık, eğer «Sılâhlara vedâ» dijeoılrse belkı de llerıde venı sı âManmalar 'çın ke'idme bır nefeslenme, bır bırakışma çağı Silâhlar Konuştukça? S Olaylar ve görüşler Şevket Süreyya AYDEMiR lemeyi düşündüğumüz bu ordu bilö'irisi üzerinde durcnamayı daha uygun bulduk. Oysa bu gıbı bJdjılerın onemı ve değerı, ancak kamu oyuna yansıtüdığı ve benımsetıldığı oranla olçulebıhr. tşın, yenı bır mılli seferberlık heyecanı lie kamuya maledJmesı de, ancak bu takdırde mumkundur Bu nedenle, bu yazımızda bız, sdâh ve sılâblanma konusunda böyle bır seminerm geçtıgını, haber vermekle yetıneceğız ortaya atılması ıçın ılk ve açık gırisjm olduğunu ısaret etmelıyız Çunku Turkıye'nın yenı bır savas sanayu donemıne gırışı ve «kendı sıl&hını kendın yap» sloganmm mıllî bır hareket halinde olusumunda bu davayı boyle vesilelerle halka maletmenın çok faydası vardır. Haltânın raporu Geleceğin Ahlâkı SADUN TANJU SCğle vaktl kendilerinl Bogaz KBpnısünden atarak intöıar l l e d e n genç kula delıkanlı sanki beynıme düştüler, unutamıyorum. Bir hatta oluyor, her sab&b gazetlerda onlara aıt bir haber, Bir bügl arıyorum. Kımdller? Hangi nedenlerle boyle bır karara vardılar ve elele ölüme gıtüler? Aılelen yok muydu bu gençlerın, bu kadar mı yalnudılar? Nıye bır arayıp •oranlan yok? Cınsel bır sorun olmaü bu trajedinin arkasında diy« düşunüyorum. Sevıyorlardı bırbirlerini, bu aşkın arasına gırenler vardı, aşamıyacaklarını anladılar engelleri ve ölüme beraber yürüdüler Bo lece özetlıyorum bılmedığım hikâyeyi. Insan bu kadar gençken, aşktan başka hig blr |eyl bu derece onemsemez. Vaadetmeyen İmkânlar ken, karşımızdakilere silâh verilmeye devam edl lırse, bu durum şu demektir kı, bu dunya sah nesırde karşı karşıja bulunduğumuz şu veya bu ülke karşısmda bız, daha bastan, bır sılâh ystersızlıgıne mahkum edüıyoruz. Boyle bir mahkumıyet ise kısaca davalanmızın çozümlenmesınde bızım yenılgımize belkı de yol açabılır. Ne çare k: silâhlar konuştukça, dunyamızın ka nunu budur Bir Seminer Işte bu durum ve ıhtımaller karşısındadır H, son gunlerde Ankara'da duzenlenen bır semmerın konusu. Turkıye'de ve Turkıye'ye az çok yeterlı bır sılah sanayıınm kuruluşu problemlerının ortaya konulma»] 'artısılması olmu'tur Ankara Tıcaret Od==ı'"in davetı ıle duzenlenen bu toplanü «Turkıje «ulîl Savaş Sanayu Semınerı» admı taşıyordu ^u}er, 24 ocak gunlen arasında çalışmalar r aiuraurdü. Bbylece de son zamanların «Kend âhını kendın yap. slogam, bu defa da, bır açık o'uruma getırılmiş oldu Semincrı, bır davetlı olarak zledık. Ordu ve Ünıversıte tem"= lcılerı semınerın başhca etkm unsurlan olarak goruluyordu. Ordu mensuplan, bastan sona kadar toplantılarda bulundular. Seminerın esas konusunu toplu olarak yansıtan bıldırı de, bir ordu mensubu tarafmdan yapıldı. Bu bıldırınin ilgı çekıcı özunu bunrta özetlemek ısterdık Fakat basılmı^ bıldır nm tumu dağıtılmadığı ve ancak, ıler de Tıcarrt Oda^ınca basılıp yayımlanacagı bıldırıldığı ıçm bır jazı ıle 15 Sektörler Konusu Ama bu ıhtımal hesaplannı bır tarafa atıp, gunun gerçekierı karşısmda kendı yerımıze bakarsak, karşılasacağımız ılk gerçek şudur Sılâhlanmak ve eğer başarabilirsek bıraz da kendi Bilâhlanmızla sılâhlanmak1 Evet, kendi sılâhlanmızla sılahlanmak dıyoruz Çlınkil bugün biz, denebıiır kı, tam bir silfth tutsakh£ı içındeyız. Yanı hemen butün sılahlarımızı, başkalanndan alıT\T Onlara karşı sılâh bagımlılıgımız, silâh uyduluğumuz tamdır Ve onlar bt«e, dilerlprlerse s.lâh venrler Ama isterlerse de vermezler Niteksm devlet son ayiarda onların, böyle bır kararı ile karşüaşmıştır. Amerıka'mn bıze asker! yardımı kesmesı demek, bıraz da, bizi sılâhsız bırakması demektir. Eger biz silâhsız bırakılır Bu haberı verırken, dıkkatunızi çeken bır duruma da ayrıca degınmelıyız. Ankara Ticaret Odası'nın davet e'tıgı ve değerli bır bıldın>le kauldığı semmeroe, başlıca olarak Ordu ve Ünıversıtsnın ak^ıf durumda gorunduğunu yukarıda ışaret etm»ştık Oysa konu, aslında bır sanayı ve vatınm ışıydı Bu ışlevler (fonksıyonlan ıse elbette kı, ılk önce kamu ıktısadı teşekkullennı ve ayrıca ozel kesimı (sektdriıı dgilendırıyordu. Zaten bır uvgulama, ya da gerçekleşme aşanıasına geçılınce de ıster ıstemez bu ıkı sektorun akUf katkıları, elbette kı on planda ınceleme konusu olacaktır. Ojsa, gerek bıldırı sunanlar gerekse ayrıca söz alanlar arasında, bugun muazzam varlıkları ve denejnmleri ıle, butun çelmelemeler» rağmen mlli ekonomıyi besleyen kamu tejekküllerinın terasilcılerı yoktu. Aynı suretle özel kesımm do semınere, bıldırı ve tecrubelen ıle katkısı gorulmedı Ama, değınmekte varar gorduğumuz bu durumlara rağmen, sem ner gırışımınm, konunun Gerçı bu alanda olanaklarımız, gereğmce vaad edıcı değıldır Orneğın Turkıye, kontrolsü» bır ısrai ekonomisinın egemen olduğu bır ıs va dış tıcaret sıvasetımn ağları ıçınde bocalamaktadır Orneğın dış tıcarette 4 000 000 000 dolarlık ıthalât, takat ancak 1500 000 000 dolarlık ıhracatla, zaten 1850 den ben suregelen dış tıcaret tutsaklığı, şımdi z»rve noktasına vdrtnıstır. Son aylarda dövız stokumuz 600 000 000 dolar azalmıstır. Bu'çeye gelınce' Belkı de h ç bır ulkede görulmeyen aşırı, yaDay şijirılmış ve verımsız blr bürokrasının carı harcamaları, devletln yatınm gucunu frenlemektedır Yarmkı savaş sanayıinm kaçınılmaz dayanaklanndan bırı olan maden kaynaklarına gelince? Eskı bır Alman Jeoloğunun dedıği gibi «ancak fakır maderüer bakımından zengın olan Turkıve» nın, yarın o kadar muhtaç olaeağımız renklı madenlerı, orneğın baltır ve kom, denebılır kı, delice bu ıhraç ıhtırası ıçınde tüketilmektedır. Kara madenlerden demır ıse, daha şundıden yetmediği içın, kısmen ıthal edılmektedir. tskenderun dem rçelık komb nası ı • kurulacak dorduncu aemırçelık teai^lerı, uhal demırı ıle çal'şacaklardır Sanayı komu~u keza cıddı bır problemdır Kıt ve yetersızd.r Enerjı petrolunun durumu da malum. Dunya sılâh sansyii ise as'anın ağzuıdadır. Amerika demek. a>tık herkes bılıyor ki, 14 sılâh trost veya konsernı ıle CIA demektir, Bunlar ısterse savaş o'uı Bunlar ısterse barış olur. Kısacası bız, bu dıs ve ç şartiarı cesaretle gorerek, jenı bır savaş sanavıı yaratma problem ve zaruretı karîisındavız Bu davaya ycnelirken, halkın duygululuğu ıle, devletın realızmıni beraber avarlamak, ilk ve kaçınılmaz vazıfemızdır O halde ve bu yenı millı harekeün başında, gerçeklerın tam ve cesur bır muhasebe>=ı ıle, mıllı bır seferberlığm mıî'ı aiıa bılgılı dısıplınıne muhtacız Son semınpre değ nırken bu şartlan belırtmek, sanıvo""um kı b>r vazıfevdı. SUÇLU KiM? Bır ctanet ânı, aşın Ozüntunün yarattığı bfr delflik d*V yip geçeceğız, başka suçlu aramıyacagK, biz yaşayanlara fc&rşı gınşılen bu çok anlamlı protesto eylemınde Suçluluğumuzn ustlenmlyeceğiz. Genç bır kızla bır delikanlıyı çaresut, umutsuz bırakan koşullann yarancısı olduğumuzu aklımaa bılo getırmiyeceglz. Bir kadınla bır erkeğin beraber olma ve bu üişkı/ı surdürme ısteğı, bızım anayasal özgürlük çiçekJen acan çağdaş dünvamızda, hâla övle katı va acımasız kurallara baglıdır kı, sonunda bır kopruden suya, bır vardan aşağı atsanız da kendlruai, rumuşatamazunıs bızı' Kurallar hayattan değerlıdirler.^ YAŞAMLA ÇATIŞMA Klmler koymuştur bu kurallan» 1975'de yaşattııs mıdır onlar? Gorseler şaşıracakları bır dunyada geçerli olan değer yargılan neden oluler tarafından konulmuştur da >aşavanlara hak tanınmamıştır? Bır ere tokat attı dive General Patton'a ordu onunde ozur dilatenler, inMna gay> (inın forkemli mısanscninı tertiplemeyı bilırler de, bugunku msanı bunalımlar Içınde çırpındıran tcurallann yaşamla çatışmasını gormezler' Insana saygı adına butün bu kuralları temtzlemek yenıleştırmek, devrimın her •landa devamlı bir dejısimi saflams »maoını kaybetmeraek gorevımizdir. Kfahr.emıs, kokusmuş, iplıgı pazara çıkmıs du«uncelenn egemenlıgır.rie yasatmağı kalktınu mı lnsanları, ya sokağa dbkulur pankartlarla, ya sılaha ıanlır umutsuzluğundan, ya kopruden atar kendınl, bu şey >apar. Hayat, kendinl korumak ister. DENETSİZ EKONOMl Dr. Yakup KEPENEK ODTü Ogretım Üyesı unumuzde devletln ekonomık hsvata duzenlevicı j'a da uretıcı o!?ak karışması doğaldır «Bırakınız v apsmlar» ('usunce^ı, bu duşuncenln doedugu ulkelerde bıle, j c i n i g:derek artan d°\let duzenl?melerıne bırakmı^tır özellıkle lş bulma «orununun cozumu, uretımın nicehk ve nıtehk jonünden dcı e'lenrpe^ı ve a<;ın fıv at ar f şlarının onlenmeni devlelm hacınılnıaz Rorev lerınden savılmdrtad r Bugun ekonor ' . i e serbesîı taraflısı «lvasal jonetımlere «ahıp ABD ve Ingılte'e ÇIÛI uİKeleıde devletın ekonom'k ıslevlen genışlemektedır Sorv enerjı bunalımı, çevre «ağlıŞı gıbl soruniar, ekonomıde kaTiusal duzenlemelere venı bovut ar ge'ırmek'edır. Devle'in enmonık hava*a k.arı«ma«ı Tjrkıve gıbı gehşm^kte olan ulkeler ıçm daha da onemlıdır Buralarda, ekonomının vapı^al degısımı, ış bulma ve uretım olanaklarının jaratılması soz konu^udur Be'kı daha oneTilısi, ekonomtk buna'iTİar, kolajca sıjasal bural mlaa donjsmekterfir \urdumuzda, devletln ekonomık gırışmlerde bulunmaiı 1330 lara gıden bır o gudur 1950 lerde «ozu edılen ve îkınci Bes Yılhk Planda (1968 1972) ongorulen bır kısım kamu kuruluşlarmın ozd gımıme devrı, v a'mzca tartışma duzevmde kalm.s, uygulanamamıştlr Kamu gıı sım ve yatlrımlanrm nzel sektcrun gelışmesı için «vazgeçılmez» olduğu, en başta ozel «ektorun benımsediğı bir gorj^tur özellikle ara malİ3n alanımia 1865 «onrası yapılan kamtr yatınmtarı bunun en S£ı* kanıtıdır. . ,r Arcak geriş bır karau sektoru ve on vılı aşan planlı kalkırma uv gulamaları, eı^onomık başıboşluktan kurtaramamıstır. Ö e kı, halkımızın dort bevaz decfığı un, tuz şeker ve bez gıbı ana tuketım mallannda darlıklar gorülurken, buzdolabı, televız'on g:bı davanaklı tuketım mallarının «satışı. bır sorun olmaktad.r Sınaıleşmede e f ^ın kaynak kullanımı, ıs bulma, bo'ge^el kalkınma ve çevre sağlıfı p b i soruniar yıllarca savsa L lanmıştır Son vıllardü ortaja çıkan hızlı fıyat ar*i"îlan, DJ' uk olçude, so?u eaıl^n başiDoşluğun goruntulerıdı Belll btr oranın u^tunde fıvat artışları uretime gıdebllecek kavnaklar^n mal stoku, arsa ve bina alım <atımı glbı speKulatıf alanlara gıtmesıne \ol açar Bu durum u*etıcl oltıavan faalıyetlerı arttırır, ure* m artı?ını vavaşlatır Bundai daha onemlısı, £ı\at artışları dar ve sabıt gelırli gruplardan tfığerlerıne ge ır aktarılması demektir özellikle »on uç yılda genış grupların alım gucu azalmış, gelır dağılımı g.derek kotuleşmıştır Özet olarak, bir taraftan baklavanın bujumesı vav aşlarrakta, dı;er yandan toplumun çok buyuk bır kesrıne daha az dılım duşmektedır Kan nıızca, hukumetlere duşen başlıca gorev, ekonomlmlzı başıboşluktan. kurtarmaktır Temel gereksınmelerin sağlannası ıçın planh kajnak kullanımı, dengelı ve hızlı bir sınaüesme, fıvatların durulması üe blrllkte 1^ bulma olanaklarını da varatacaktır Kukjmetleı btrlkmiş güçluklerle blrlıkte her turlu uretımde bulunan genıs bir kamu sektorü, ve planıana örtgutu ile ekonomıvı yeilden duzenleyecek araçlara sahıptır Ekonomının yeniden tfuzenlenmesi ve denetl siyasal bir zorunluluktur Flvat artışlan gıbı, toplumsal patlamaların da ja^a zoru ıle değıl, ekonomik tedbırlerle onlenebıleceği bır gerçe^tir. özgurluk ortamımn varatılması ve korunması, ekonomık kajnakları buv uk kıtlelerın yararına seferber etmek, • enı ış alanları açmak ve adaletsız gelır dağılımınl onlemekle sağlanabılır Bu vapılmadıkça, toplumun genel eğilımıie karşı, ozgurluklenn daha da kısıtlanması yoluna gidllecen; ve toplumumuz sonu be'ırsız bır karanlığa itılmış olacaktır Yenı hukumetın başarısı demokratık rejımin, özgurluk ozlemının basarısı olacaktır Ilk sorun ekonomınln denet alt n a alınmasıdır Turkıje gıbı gelışmekte olan ulkelerde decetsız ekonomı, ozgurluklenn kısıtlanması, denetimı ıle sonuçlanmaktadır. DEVLET İHALE KANUN TASAKISI D evletın alım, satım yapım, taşıma ve kıra Islerının y£Dtırılması gıbı çok K.apsanı.1 ve çok yanlı bır konu uzennae çok bnemle durmak geregı vardır Bilıyorum kımı çevreler kızacaklar buna Hemen yadırganmasi dogal ve benımsenmesı uzaklarda olan bır goruştur getırmen ıstedıgımız Ş.mdıden tartışmaya konulmasmın ılenKi jilıar ıçın yararı dusünulebılır ancak Bu konuda yenı bır onen getırmek ıstıvoruz Devletın ışlenni muteahhıt elıyle yaptırmayı yasal bır zorunluk sayıııak yanlıştır Bır ılke degışıklıgı ve bundan da ouce zihnıyetlen, içınde olunan duıamıge yakıniaştır mak geretar Şımdı bu duşuncemızı gelıştınp açıklayaum Geç'iğımiz hazıranda 40 hlznıet yıhnı doldurmuş bır Kanunun 2490 sayılı arttırma, eksiltme ve ıhale Karunu yerme bır ye nısı, (.iaçna &ez Hükuaıetçe ele almarar. bır benzennın Mecüs Komısyonldrında en onemlı mad delerıyle y<irıdan faz^asının 12 yıl once goruşulmüş oUnasına kar şınj getırilmek, sonuçiandınlmamış bır tasanva yeniden can venlmek istenıyor. Taslagın gerekçesınde, 4 jıllık U hlzmetlınin «günümüz koşullanna uymadığı», «Kamu ihtiyaçlarının çabuk ve etkın bıçımde k&r şılanması glbı ilkelerin gerisinde kaldıgı» göru^leri var «Son yıl ların teknolojık gellşmesıne ve onun etkıledığl Kamu îhalelen Folitıkasma bır çok noktalarda cevap \eremez ha'e geimış olma sı» da nızmetlımn emeklıye sev kınde «göralen lazum»u oluştur maktadır Yenı taslas ıse, ıdarelerın yetkı ve sorumluluklarını arttıracak rekabetı sağlayacak, fıyat farklannı tanıyabılecek, idarenin genel ve ortak üıtiyaçlarıru tek elden sağlayacak, «en ucuz G DEVLET ÎŞLERÎNÎ, MÜTEAHHÎT ELÎYLE YAPTIRMAYI YASAL BIR ZORUNLULUK SAYAN ÎLKEYÎ BENÎMSEMEK YANLIŞTIR. «MÜTEAHHÎDE DE YAPTIRILABÎLÎR» İLKESÎDÎR DOĞRU OLAN Biz Ne Dijoruz? Devletın kendi ışlerını muteahhıde yaptırması zorunlugundan hareket gereksizdır, yanlıştır. Tasan, «Devletın kendı ışlerinl müteanhıde yaptırmak ıstemesi halinde» uygulanmak üzere hazırlanmalıdır Bu halde ıdarelerin; kendı bunyelerını ellerındekı tüm oianakıarı ve sağlanması ongorü len yararları dıkkate alarak Kendi ışlerını kendılerı yapabılme ılkesı benımsenmış olacaktır Tasarının 72. maddede parasal deger, gızlink v b hallerle sınırlı olarak Devletın kendı ışlerını idare personelıne japtırma olanagı yerlne ışlerını yapma ya da yaptırma kararı ıdareye venlecektir Bovle olunca Devletin alım, satım, yapım, taşıma ve kira ijlerını ıdare personelı elile yaptırması haiıni ongoren bir başka tasanya, ya da aynı tasanda geniş bolümlere ıhtiyaç olacaktır. Bır Karayollan ısterse kendi isinı, duzenlenecek esaslara gore yapabilme takdir ve yetkisınde olacak, isterse müteahhide yaptıracaktır Meslektaşlanm arasında sahıp o'unan bu görüsUn tartışılabilmesı bile kazanç olacaktır, kamsındayım BİR DEVRiMCi KADIN Ruiva'da, rfevrlmden «onra, devrira bfltfln vsîamı kapsaraadıkça eksık kalır dıve ctnsel U.sküer, ahlak, kadırıin insatı olma hıkları uıerıne kavga^ını surdüren Aleuandra Kollontaı'ın 70 80 jıl once yazdıklanrı okurken, ha>atın kendını koruv amadıSını, tarlhın en. büyuk devrımınde bıle torelenn. eskı ahlakın esk1 deger yareılarının kaldığını bır keı daha du^undum ve Alexandra Kollontai ın vaşamına eğıldım Bu çok güzel kadın. yaman Dir devrımcıvd"ı 1872'de doâmuş, 1952've kadar uıun bır omru yaşamıstı thtılâlde 45 yaşında, olgun, çok kultarlu ve en az 25 yıldır devrımcl çevrelerde taninan, kıtapları, makalelen ve evlemi ıle lsmi öne çıkmi'= bır kadın lıderdı Devrımde partımn me'kez komitesl üvesl, rejimın ılk yıllarında da unlu işçı mnhaletetl hareketinin bas çekenlenndendi Kadını çalısma hayatına »okmakla onn Knrtarmı* olmnTorsnnuz, butun bu törelerl, erkek karsııındaki cinsel ayırımlan düzfltmedikçe onn acuz bır emekçı olmaktan çıkaramıyorsnnuz derdi Kısıoel yaıamında bir erkek kadar özgur davranan ve Lenln'ı bile «K*ndi bahnye. lisl Ile yeitfnsin, bn islere pek karısmagın» dive haber gondertecek kadar sinırlendiren bu »ahanc dul, 1923 ten 19451» kadar tskandinav iilkelerınde ve Mekatka'da Klçıllk yaptı, her zaman etrafında buyuk bir llfl ortami yirattı, düsündü, yazdı. söyledı: ama o bir kadmdı. çokları Baltlk denizcüerl şefi Pavel Dıbenko üe ask havatı jrasadığı halde evlenmeyışmin dedikodusunu daha önemli sayıyorlaraı. Rüştü ÖZAL verlnen «en u\gıın» mal ve hizmet elde edecek >apıda ve karakterde olacaktır. Oysa, gerekçe ıle madde metınleri arasında bu baglantıyı gormek olanağı yokf ur. Aslına bakılırsa yürürluktekı kanundan once zıhnıyetleri, ıçınde oıunan dinamığe yakınlaştırmakta yalnız yarar degıl. zorunluk da vardır. Ornegın Devlet Memurıarı Kanunu gerekçesıyle madde metınleri ve uygularr.a arasında yakınlık bulmanın bıle soz konusu olmaması Kanırruzca bu zorunlugu saptamaya ;,eter Taslakta lstenilen kadarının bile madde metinlennde bulunmamasını, kırk yıl öncenın düşünce biçıminin geliştirilememesınde aramak dogru olur Eldeki Kumaşı, gelismiş bedene aynı patronla kesmektedır yanlış. Oysa yasalann sürekliligi esastır maddesının sımsıla sınırladıgı pek az ısıısna hallerinde aevletın kendı ışlermi kendı «heyetlenne» >"aptırabılmek yetkısi bulunuyor. Tasanda da hemen hıç değışmeyen bir anlayışla 72. madde bu istısnaian gostermektedır. Niçin? Devletin kendi lşlerini, kesınllkle bir mUteahhide yaptırmasını yasaı zorunluk saymak nedendlr? Kanunca, inandırıcı bır yanıtı yoktur, bu sorunun. Nıtekım, yıllardan beri kamu kuruluşlan 2490 sayüı Kanundan çıkmanın, yeıuleri bu kapsama girmemenın yollannı elde etmişlerdır. Fakat ne olmuştur? DSt, bu kanuna sokulmamıştır da, ömegın o zaman aynı Bakanlıkta olan Karayollan ya da Umanlar aynı karakterdekı hızmet Tasannın Ana tlkesi ve yapılarına karşın 2490 sayılı kanun içinde kalmışlardır. Tasarının ana ilkesı, Devlet Adıyla Devlet thale Kanunu oalım, satım, yapım, taşıma ve ki lan tasan, Ozel îdarelen, Beledıra ışlennin (mutealmt eliyle) yelerı, Kamu Iktısadı teşebbüs japtırümasıdır. Bu emredicı bir lenni, özel kanunla kuru.u benhükümdur. Sayılan ışlerln mUte zer bazı kurumları kapsamadığı ahhit elıle yaptınlması düaenlen gibı, ozel kanunlann da 2490 ın mektedlr, yUrurlükteki kanunda dısmda tutulmus olan kur>jmları \e hazarlanan tasanda. da (DSİ gibi) kapsaımna aiır goYurürlukteki Kanunun 50 JJd rünmektedır. KADIN ERKEK iLiŞKiLERi Aakı kfgfaüıkle bir evlılık bağı içinde kadına hak gSrenler, sonunda Alexandra Kollontai'ı bıle sevgüı bahrıyelısi Je rvltnmeğe zorladılar. Acaba Boğaz Köprusünden kendılerinl atan gençler «vlılık oncesı bır aşkın kurbsm mıydılar? Aıle yapısında'çı değıcmelerı bır guzel ınceleyen Meisel Hess'ler, VVılhelm Beich'lar, Alexandra Koiiontai'lar aşkm blr trajedi ya da bir vodvil olmadığını soylüjorlardı Kadın veya erkek, kı»U«rın ozgurluklerını ve haklarını zedelemaden bırliktc olma mutluluğu yaratılabüırdı. Agır sıkıntılara katlanmadan, açık, hoş, yaçamı guzelleştıren bir üışkı kurulabüırdı. Üretıci, •ervet bınktıricı ve mulkıyetı koruvucu nıtelıklerl tarıh İçind* daha genıa toplumaal kurumlara geçmış aılenın ozu, kadın ve erkek ılısküerı, çağda? hak ve ozgurlukler çerçevesınd* yeniden duzenlenebılırdı. Guner DALAR (ÖZER) İle Mehmet DALAR Evlendiler. 19/1/1975 BAKIRKOT (Cumhuriyet: 486) CiNSEL TUTSAKLIK Blzim tunet Paşa'mızdan da daha ya»lı olan bu Batüı kadın ın seksen yıl once gorup duşunduğu clntel tutsaklık, seksen yıl sonra, uygarlık sımgesı dıye oğunerek Boğaz sularl üzerine oturttuğumuz bir koprunun ustunde bır genç kız'a bir delikanlıyı yafamdan bezdinms.se, demek değışmezliğın saltanatı suruyor daha.. Zaten ;o>le demışti Alexandra KoUontal: «Kafkutuı daha mükemmel blr toplurasal orgütlenmenln flrttnu olacak yenı cinsel ç»i hemen yarın başlamıyacak ve bczdınci cinstl bunalım bir doknnuşta çozumlenmiyecek, yerini geleceğin ahlâkına hemen bırakmıyacak^ »» » » • • • • • • • »••• • • • • • • İ Dr. AZİZ ÇÖL • X • • ORTOPtDI ve TR*VMATOLOJt MÜTEHAbîsIS» $ • J Çağdaş Yayınlarının 7. Kitabı cıktı (Kınk kemık ve mafsal j nastalıSlaı ı) Osmanbey Haıaskârpaz) Cad 279/1 bedef Apt f t L . 4! İZ S3 • • » »• • • • • » • > ••» • • • • •• • EVİNİZE GELEN ÖĞRETMEN FOIMO ALMANCAFRANSIZCA MUHASEBESTENOOAKTİLD öğrenip, kendinlze âeha lyt bir yann hazırlayabınrsınız hemen BUGÜN ücretsi2 Izahlı brosürumUzü isteyıni2 NADÎR NADÎ Sokakfti gürültü ÜIÎRİN SON ON GÜNİİ HTTLER: THE LASTTEN DAY5 (Ar Ajans' . ) 482 CAGRI 19 ocak 1975 taHhinde kulubümüzun o'ağan Genel Kurul toplantısı çogunluk olmadıgından yapılamamıştır. 26 ocak 1975 pazar glınü saat 14C0'de Kulüp Lokalınde çoğunluk »rarmaks.zm olağan Genel Kurul toplantımız yapılacaktır. Sann uvelerırruzin teşnflen rıca olunur LOZ\N M T I J B Ü DFRNEĞl YONETIM KURITU G unde m 1 Başkanlık Dıvanı seçımı 2 Yonetım Kurulu faalivet ve hesap raporu ue murakıp raporurvın okımması ve gorusulmesi, 3 Yonetım Kur ılunun ıbrası, 4 Yonetım kurııluna 7 aslı 5 yedek, murakıplığa ' aslı 3 jedeK Haysıyet Dıvanına 5 aslı 3 yedek uyenın seçımı, 5 Kulup bınası üe ılgılı bılgıler, 6 Dılekler. (Cumhurıyet. 483) 1S Lira İsteme adıesi: ÇAGDAŞ TATINLARI Cağaloğîu Ed!;evi Sokak No 39 • 41 TEL: 22 42 90 ALEC GUINNESS SIMON WARD (.Artaş. BU 475
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle