19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET 19 Ocak 1975 î ÎLKAHîSI . AMA ^ y «» ıj.« n'fc'.' pufcT fcAjiıDAH 50HW6lNA tfVAl YÇfc... BÎRDE KAISı SAHÎBl OLDU.BiiE üNUTAMMACACTı. MEĞE ıHKÂM V0ft"U. Bu YuZDEN Ü TUfTHARI SELÇUK AŞK DA GEZER Yazan: Necati CUMALI onun. Bu Uzuntülerln bir erkeftl nasü sıfır» indirdiSinl daha önce yaşam^tı Ergun. Belkl bir bakıma aşktı o durumda yaşanan Bir bftkıma, ya da belki falan dejil katıksız a$kti. Kıskanan, hırslanan, agına düştügii kadından başka hiç bir şey düşünmeyen bir aşk makinesi oluyordu seven erkek. Uykuda geıet gibi askla bü>ü!enmiş olarak geziyor dolaşıyordu. H»yır, bu oyunlara düjmeyecekti «Dl? seçiretneı bana» dedi ansıdıgı bu karîila?malardan sonnu «Çocuk defllim. Detıeyecek olursa deli edecek bfnim onn!» Sabahtsuı yakalandığı o duygu, gün boyunca sık sık yokladı Ergun'u Bütün gün Belkıs'ın dediklerini duydu. Belkıs'ın sannsı ile birlikt* yajadı. Sokaga baksa önü sıra kaçıyordu sann. Caddeye iniyor, her seferinde bir taşıta (llk gslen troleybüse, ilk duran bir dolmusa, y« da bir taksiye) atlıyor, Konağa, sonra da kaldıgl otele dojru uzaklasıyor, sanki Ergun'u çaâırıyor, önü sıra yol gösteriyordu. Akşam olunca aklına takılan hep Kültürpark'tı. Oyundan önce, Belkıs'ın dün oturduklan masada olacajıru bils bile (ritrnedi Ada Gazinosuna. Belkıs'ın yine Suer'ler. öbür arkadaşlan ile birlikte otunırken durmadan gazinonun girisini kolladıKını görür ftibiydi. Adımlannı boş bırakacak olsa kendiliğinden gazinoda bulacaktı kendini. Ecevit Siyasi Hayatını Anlatıyor Röportaj: ALTAN ÖYMEN Çerresln! her b!rl az çolt fc«ıdl alanındft bas»nlı, ayakta içen, döTT gwjç erksk sarmıştı. BelİDS, her birlnin dedlgine vetijtirfk, her biriyle kadeh kaldınyor. îçkisini küçük yudumlarls yudumluyor, kadehini bara bıralcp ciıjarasını ieiyordu. Altı yıl önceydi bu kars:iaşma. O sırada tanınmış blr ressamla yaşadığı bilinirdi. Ressatn, piposu, kahverenal kadife ceketi. boyuı» atkısı Ile en az eglenenlydi dört erkeğin. öbür tiçü, Belkıs'ı güîdUrebilmek için yanşıyorlardı blr bakıırıa. Belkıs, her birtnin dediğinden hoşlanmış göründükçe ressam surat asıyordu elinde kadehiyle. Bir kaç giin sonra Ergun, blr arkadaşını »nyordu İstiklâl cadesi üstündeki bulabilecegi lokantalarda Ttessamı Ekspres'te bir masada yalnız otururken gördü. Aricadasını bulamamıstı. Dı?arı çıkacaktı ki, bir başka masadan «Niye yalnız otunıyorsun? Gelseae.» diyen birin» • Belk:s'ı beklivorum» decfiğmi duydu ressamın. Ekspresfen çıkıp. Kulis'e ugrayınca. Belkıs'ı, Park Otel'de gördtifü Rençlerden biriyle ild kiSilik bir masada çoittan yemege beşlamıî, içtikl«ri sarap $işesini neredsys* bo$almış olarak fördü. BİRLİKLERİN YURUYUSÜ VE HEYECANLI DAKIKALAR Inonu nun kesin davranışı 22 şubat On yıl önee. Belkısla bir başka kar<nla?m»lan, Ankara'da bu türlüydü ylne. O dönemde bir Fransız Edebiyatı doçentiydi Belkıs'ın âşıjı. Evleneceklerl söyleniyordu Tiyatrolan tumeGece Site Tiyatrosuna gitti. Yerli bir oyundeydi. Bslkıs'm ardından Ankara'ya gelrtriıti dodu gördüğü. Se'.rnedl ama dogru dürüst seyçsnt. Mithatpaşa caddesinde, cadde üstündeki retmedi de. Saatlerin dolması için tiyatrodaylokantalardan birinde, o, doçent. doçentin bir dı. Nedir ki baştan sona kulak kesilerek, baarkadaşı V.e birlikteydiler Bitişiklerindeki makışlannı sahneden ayırmadan lzlenmesi jçeresada tanınmış bir şair ile bir iki dostn lçlyorken bir oyım degildi oynanan Dikkatinin dajıllardı. Ergun, onlann jjerisinrie pencere kıyısındıgı sahne'erde bile sahnede olanlan kestirebidaki bir masada at yanslan tahminleri yaıan liyordu. Günlük bir gazetede, ya da adliyede bir gazeteci ile birlikteydı. Mayıs ortalarıydı. duru?ma sıra«ını beklerken, insanm on tanesinl Tavandan başma kiraz çekirdeklerl düşmeye Jiııleyebilecegi türden bir oîaydı oyunun kobaşladıSmı görünce, çair şaşırdı tkincislnde nusu Uzatıldıkça uzatı'.an, sudan, basma kalıp anlamakta gecikmedi nereden geldiğtni çekirdekonuşmalarla perde dolduruluyordu. ğin. B^lkıs. kiraz yiyor, doçent arkadaşıyia konuîiırkpn, çekirdegini. boncuk oynayan çocukTiyatrodan çıkmca, acelesiz, Lunapark'ta külar kadar ustehkla, baş parnmğı ile orta par^ cokbir tur attı tek başına. Saat on ikiyi bjj^un i > magı arasına lHStlUV. tavana çsrfltirıyor, şairfll V .'j5atTfcültürpafi*M» Dolcuz Eylül kapısından bir sağına solurm düşürüyordu. Şair, erkefc arkaraytona bindi. KdfdoiSı <jıktı: Payttiö, Cumhuridaşlanyle birlikte oturan Belkıs'm bu kaçayet Alanmdan Alsancağa dönUnce. daha öncemskh şakasına ne türlü karsılık vereceglni kesd.în sözlesmiş gibi, ilk lokantada Belkıs'ı bulatiremedi. Oyıın saati gelince, Belkıs yalnı* kalkcagını biliyordu. Lokantaya yaklaşırken, beyaz tı masadan. Gece inmişti. Dışsnda, kaldırımda, »rtüsü ile kaldırımda uzayan masayı gördü. lokantanm pencere carmna yaklaşan kar»ltısını Lokantanın önünde faytondan indi: Arabacmın gördü Belkıs'ın. îkl p«T>ctr# arasmdaki duvar parasını öderken Saim'in «Ergun da» geldi deparçasma sıgınmış, camı fiskeliyordu. Kendidiğini duydu. Kinl ?ören bir »rkadaşın* $âirl istediğinl işaret Yedi kişiydiler mBsada. Her zamanki gibi et*l. $a!ri dışarıya çagırdı eüyle. Şair dışanya Haluk, Saim, îhsan, Belkıs'tan baska, aktör çıkmak için kalktığında doçent daha önce davBedri Morkaya, tstanbul Komedi Tiyatrosunun ranmıştı. Bilim tdatr.ı oltrak adını duyurrnadan patronu Sahir Sarıca ile son bir iki yıldır birönce Galatasaray'ın ün'.ü iki çiftesinde şampiyon klirekçi olarak t«ıınmı$tı doçent. Ergun likte yasadıgı tiyatrosunun artislerinden Leyla lokantanın kaldmraa bakan pencerelerinde, sivardı masada. Yer gösterilmesini beklemeden. nema perdesindeki gibl izledi dışarda olanlan. Saim'le Belkıs arasına oturdu: Pencereden çekilen Belkıs. gert dönecekken. oRakısını mezelerini söyledi garsona. Belmuzunıı blr eîin kavnwiıgım duydu. Dönünce kıs'a sigara tuttu, kendi cigarası ile birlikte doçentin sağlı sollu ikl tokadını yedi. Şair, yine ne yapacafım bilemeden yürtiytip geçti llcisinin yaktı. öylesine rahat, dingin davranıyordu ki yanınd»n. ylizlerce kez böyle yan y«na oturduklan, şimdiye kadar birlikte yüzlerce cigara yaktıklan saBunlar hep Blllnen dâvranışlanydı Belkıs' nılırdı. m. Kfndisini sevçn erkegl kiskandırmak, dell etmek, sevişmekte en hoşlandığı bir Ojrundu (DEVA3II VAB) olaylarını önlemişti Ecevit'in Çahsma Bakanlıfı sırasında Türk siyasi hayatuıdaki çalkantılar, 22 şubat ve 21 mayıs olaylanyla «ir\elerine erişmiştır. 22 subat olayından Ecevit'in özellikie Inönü'nün o geceki tuanıları var. « InOnü'nün beni en etkileyen yönlerinden biri, siyasal olaylar, özellikie olumsuz gelismeler karşısında serinkanlılığım, sükunetini daıma koruyabilmesiydi. Ve birçok poliükacıjT hayil kınklığına düşüren, hatta onlann nefesini tüketen, onları slyasetten aynlmaya kadar götüren olaylar karşısında İnönü. herşeye yeniden başlamak azmini ve gücünü daima gösterirdi. Başka bırçok kimseler için bir son olan durumlar, İnönü için yepyeni bir başlangıç olurdu. İnönü'yü ben, demokratik siyasal yaşamın akışı içinde tanımıştım. Fakat özellikle 22 şubat olaylannda birdenbire bambaşka bir İnörü gördüm. tf atıyor: Ismet Fnönü sözünde durdu ve harekâtı yürüten yöneticilerin yargılanmamasını sağladt ka görevlere atanmalan, harekete geçme kararlaruu şabukia^tırma sonucurıu vermişti. llk hareket haberlerini Bakanlar Kurulunda aldık. Onun üzerine topluca Cumhurbaşkanlıgına gidildi. Genelkurmay Baskam, Kuvvet komutanları ve parti başkftrılan da oraya geldiler. Cumhurbaşkanı rahmetli Cemal Gürsel'in başkanlığında toplandık. O sırada Hükümete karjı Harp Okulunun ve bazı birliklerin yürüyüşe geçtikleri ögrenildi.. Kime, nangi birlige guvenilebileeeğini biîmiyorduk. Bpn, bir ara Meclis'teki arkadaşianma durumu haber vermek üzere ayrıldım. Kisa bir süre sonra Cumhurbaflcanlıglna döndügümde bütün Bakanlar Kurulu üyelerinin oradan ayrildıgını, İnönüyle birlikte bir çoklarının ve parti genel başkanlarının o sırada Ankara Radyosunun arkasmda bulunan Hava Kuvvetleri Komutanlığına (şimdi Askerî Yargıtayın bulunduju yapı) gittiginı öğrendim. Meğer daha hükümet Cumhurbişkanlığında toplantı halindeyken Muhafıı Alayı el değiştirmış. Ben de hemen Hava Kuvvetleri KomutarJıgına gittim. Orada bütün geceyi İnönü'yle birlikte geçirdik. Örell.kle o gece, daha önce tanıdıgımdan değişik bir İnönü'yü, Kumandnn İnönü'>ü gördüm. Durumunda ve davranıslanndn her zamankuıden daha büyük bir kesinlik vardı. Gereken yerde çok sert olabiliyordu. Karar alınması gereken noktada hiç bir tereddüde kspiim&dan ve efer tartısma zıman yitirilmesıne yol açacaksa. tartışmaya perek görmeden bütün »orumiulugu üzerine alarak, en doğru kararlsn alabiliyordu. BCyle kritik anlarda nasıl dsvranılmnsı gerektiğinin edeta canlı bir örnefi idi. O gecenin bende bıraktıgı en büylik anı, ve bence o geceden siyaset adamlarınm alması gereken en önemli ders sudur: Talat Aydemir ve arkadaşla lnönti, 22 subat sonrasındaki blr törende Genel Kurmay Sunay tarafından kmrsılanıyor. güvenebileceğimizi bilemiyorut. Birkaç saat, belki birkaç dakika sonra kuvvetler buraya gelebilir. Hiç savunmamız yok, karargâhtaki subaylardan, astsubaylardan baska hükUmeti koruyacak, rejimi savunacak kimse yok. Bu teminatı vermelisiniz» diye Inönü'ye lsrar ettiler. tnöntl bunu kabul edemiyecetinl, bunu tatbu! ettifl takdirde devletin ve rejimin artık korunamıyacağmı kendi üslubu ıçinde söyledi ve israr etti. «Kan dökülmeden hareketi durdururlarsa kendllerini derhal emekliye ayınrım. Fakat divanı harbe verilmemeleri için bütün çabamı gösteririm.» O raman bazüarının înönü'ye şöyle bir telkinde bulunduklarını hatırlanm: «Paşam» dedüer, «Sen hele bir söı ver. Bunlar hareketi durdursun. Ondan sonra yine büdiğini raparBin.» n, bildiğiniz gibi Harp Okulunda karargâh kurmuşlardı, ve oradan Meclis'e, şehir merkezine doğru kuv^'etlerm yürüyüşü başlamıştı. Bu arada haberciler gidip geliyordu. Gecenin ileri saatlerinde bir ara tnönü, şu haberi gönderdi: «Eğer hiç kan dökmeden hareketi durdumr ve teslim olurlarsa. kendilerinin Divanı Harb« verilmelerini önleyeceğim. Ancak sabahtan itibaren emeküye ayırmakla ye'ineceğim» dedi. Karşı taraftan bir lüre sonra cevap geldi: «Emekliye aynlmayı ktbul etmeyız. Hepimize ancak eski görevlerimizda alıkonacağimız sö«ü verilirse hareketi durdurunız» diyorlardı. İnönü bunu kabul etmedl. Orada bulunan bazı Bakanlar ve parti liderleri uzun sürs İnönü' ye israr ettüer. «Hangi kuvvete Yürüyüş haberi O gün ilkin Bakanlar Kurulu odasır.da tcplantı yapuk. Bazı hazırhklar içinde bulunduklan öğrenüdıği için yerleri degiştirilen bir kısım «iubaylar. yerlerinden ayrılmak istemiyoriardı. Baş DiŞi BOND İnönU'nün cevabı söyle oldu: «Benim tex kuvvetim sözüme ?fivenilir oımasıdır. E*er benim eöndereref'im habere eore. mesaia »rtre. nareketten vaz geçerlerse, harp'<er!erinı durdunırlarsa. bu, benim kendilerine verdiSim teminata, benim sözüne ?üvenüir adam olmaına inanaeakları için oiacsktır. Ben bu kuvvetımı Har"ayamam.)i Bövle dedi ve inandıjı gibl yaptı Olaylar da Dildiginiz gibi gelisti. Bir slire sonra harekSt durdu ve İriör.ü derhal harekâtı yurütenleri emekliye ayırmakla birîikte, onların yargüanmasmı önledi tnönü'yü o gece vumusak v» râvizkâr tutuma îorlayanlardan bazuarı. çonradan İnönünün sözünü tutup tıarekfttı vürütenlerl mahkpmeve verdirmemesini ?lddetle eleştirdiler. înönü bu ültimatomunu gön. derdikten sonra. artık kendi Uzerine düsen vicdanl görevi yapmıs bir kumandamn huîuru U çinde. «Ben blraz uyuyayım» dedi ve benl hayrete düşllren ölr rahatlık ve slikunet içinde uylcuya daldı. O sırada baktım ld, tumatv. danlar yere bir takım kablolar. kordcnlar döşüyorlar. Bu kablolar ?lriş kapısına bakan bir pen cereden başlıyor, binanm en ig tarafındakl bir odaya kadar unıyordu. : «Niye doşeniyor bu kablolarTı diye sordum. Dediler ki: «Dışanya bir hoparlör koymcagız tnönü'yü de en içerdeld bir odaya alacagız, belki kapıya gelecek olanlara oradan son blr ümit olarak hitap edecek olursa, onları durdurabilir diye düşünüvoruz.» Oysa hepimiz böyle endiseler, telâslar içindeyken tnönü, Ustüne düşeni yapmış bir insanın huzuru içinde içeride uyuyordu. Bir ara duran hareket. sabah sanırım 3'e doğru yeniden basladı. Gidip Inönü'ytl uyandırdım. Ancak yanın saat kadar uyuyabiimisti. Ama, vaşına ve yorgunluğuna ragmen, sankj saatlerce uyuyup dinlenmis zinde re genç bir adam gibi. uzandıgı sedirdra derhal fırladı ve bir kumandan gibi förevinın oaşın» geçtl. Kaygılı biriki saat daha geçirdik. Sonra harekfiun durdufu haberi şjeldl. Sabah gütı •(hırdıktan aonra evlerimize döndük.» VARIN: 22 ŞUBATIN SONRASI VE 21 MAYIS TiFFANY JONES Zamanın Başbakanı İnöntt, İi şubat olayından önce darbe söylentilerinin dolaşhğı Kurmay Baskam Cevdet Sunay'la birlikte. sırada Genel Iyon Eşanjörü Alınacaktır Defterdar fabrikamu ihtiyacı bulunan 3^i ton tyon EşanjBrü (Su yumuş&tma mftddesı) kapalı «arfla teklU almak suretiyle satm alınacaktır. Taüplerin kapalı aarfla teklinerini 23/1/1975 gtinfl saat 16.00'ya kadar Müessesemiz Ticaret Müdüılügüne tevdii rica olunur. Müessesemiz malı alrp alrnamakta veya dilediginden almakta serbesttir. V EF AT Nasliç esraftndan merhurn Talip Beyin kızı, merhum Zey;iel Beyin eşi. Nazire Suyabatmaı'ıtı ksrdesı, Servet Kaplan. Mutaffer, Sablıhattin, Hâyrettin, Mecit. Muammer Ulmahtn" ia annelerl. Recep K«plan. Armağan. Melâhat. Sabahu, Behice, Ergun Ulu)«hin'in kayınvalideleri. Leylâ. Ali Kaplan'ın mneanneleri Salih, Bereket. Belm», Galip, Ayşegül, Ay§e, TCseyin, Berrak, Zeynel'In babaanneleri NADİRE ÜLUŞAHİN 18.1.1975 Cumariesf günii Hakkın rahmetinç kavuşmuştur, Cen»«e«i 19.1.1975 Parar günü (Bugün) Aksaray Valid» Caminden »Jl» ntmatmı müteakip ksldınlarak Edimektpı Şebft* ğındeki ail* klbristamna defntdilecektir. AtLESt (Cumhuriyet: 464) İLE o'.OÜKTEDfn. « t A T UJ.V1İEBE U<3(2iVSituGl O N U PE.1C/U3ILEM SÜMERBANK TÜNLÜ SANAYÜ MÜESSESESÎ Defterdar EYÜP (Basm: 10359/457)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle