19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
li. ^rnımm TURHAN SELÇUK SOKDAKtKAİA^I... TAKıM { /2I İAMı, ÖLMA2M BtLÜ £rM£ 47'LİLER FÜRUZAN 80 Çevreaine toplananlar birlikte jrülü?tiyorlar. ?onunda kahkah&lara dönüyor güımeier. Senfe ilkten kaülmıyor güimelere. Sor.ra a»ardan azardan o da başhyor. Zülkadir suskun. Hayd&r'ın. yamtını bekliyor. Evet arkadaş, sozlenne tıavmmız yok. Yatı* bakalım. Daha çok dovüşeceğımız tehlıkelı konulardan bındir bu. O senin a t ı ^ m ı gın var ya, iyi de sakıncalı da. Yerm' bulduramazsak köpurup dağılıyorsun. Aslan arkadaşım her ded'.ğın başım üzre. Bun'ann gulmelenne gelince sem çok sevmelerindendır. Kahkahalar b&sılıp dıruyor. Dostluk artık elle tutulur yogunlukta. Ziilkadır göğsane vuruyor, genış gürbüz göğsü ses venyor vurdukça. Ben karanyorum arada baba, d'yor, işte îuramda evrenı taşıyorum. Ezılmıs halklann gelecegine adadığım canın davanatnazhgı şuramdadır büesın. Haydar uzaklara dalan gözlerinı o>sin acıyı dağıtmaya elverecek davraruşı "»ratnada. Zülkadir'ın sırtına sanyor kolunu. Haydar ondan bir baş kısa. Zülkadir Iri irı donılarup anlatıyor. Şenfe'nın güzel gözlerine küllü sevler uçusuveriyor. Şerüe Zülkadir'ın ardında vMrtirken Emıneyi, Meiek'i hızla geçip, oniin yakınma gelıyor. Sevdıgını korumak. savımrnalc isterce, yanaşıp yüzüne bakıyor. Baba dıyor, Zulkadır. B:ze böı^ecililc yapma diyorlar. Peki nedir durumuırıa bakahm. Vonetıciler, bölgecüık yaptığında nasıl soracagız oniara kı, «ıs rnıdır bu» dıye. Bak sen ki, bu ışierın sonunda orM>a çıkan kurda kuzuva ozenmelere sıvanan.ar sırtlan tapışlarup okşanmacia. Haydar hüzünîe ofkenın kanşımı bik'şır'.a bu koca yapılı arkadaşının Darlayan kara bıyıklarına ordan kartal kesımı ?oz vuvalanr.a bakar: Arkadaşım, der, az mı konustuktu bızım ora ınsanlarını senle. Bekâr odalannda, yurtlarda. Gecelerı sabahlara bağladık. Toplıt vaşama, saygısmı, torelen, ileriye ^tılunı devrımcüığın gerekçesinı yenıden konuşalım. Zülkadir yere düşünce olacailara çevredetaler hıç bın inanmamışu. Onu vurduklanna. Gencecık erkek vucudun hemen göt alan ç»rpıcı japıs.yle dinm dohı sağ'amhgı Jle ölümü gen tepeceğuıı sanıyorlardı. Silâh sesı dujrulunca oğrencı kalabahğı arasmdakı daigalanma ıjiden sıkışır.ış, hangi yöne kojmalan gerektığinı bılmege çahşan bır t«k davranış oluvermişlerdi. Vuruldum kahpe anahlar!.. diyen sesırı kımden olduğunu büecek kadar yakmındaydılar onun. Yanıldıklanna baştan inanmaya hazır, aralanndan kayan (jövdeye değıp sıyTilarak tuUık bakakalıcıjlardı. Zülkadir'Ln parkasır.ın hakisi ıslanıp kararıyor. ıslaklık anca taşınca kızıUajıyordu. Kan sol boğürden vuruyordu dışa. Göz kapaklarında tit reycn can direnıp gözler arada açılmaya dönüyor du. Iki kez beliren göz odakları jaşılası bir kıvaa mayla yuklüydü. Ölüme belli ki hszır değıldi vucut Haydar. önünü kapayanlan yararken. arüa^ılm»z bir şeyler soylüyordu. Çatçabuk eğilip (tnı* nkı kavTamıştı Zülkadir'i. Zülkadir ağam, diyordu, acelen ne ki? Babam, sğam benım, durasın ha? Şımdi ilk ysrdun •rabası gelecek, haber saldık. Hele yalandır yat maların yere. / Haydar"ın sesi kupkuru; yerellık. giderek baskın. / Zülkadir. baba, insana durm» lısın denende durur. Durur baba, dunır can, dunır ha. Haydar'ın yanakları gergin, yüzü iki dolu damar gibı şişıyor. Zülkadir'in başmı dizine \atırmış. zorlukla seçüen bır titreme düzgün aralarla yaralınm vücudundan Haydar'ın ellerine, ordan tum gövdesine yayüıyordu. Haydar'ın oianra kanı canı. gücü atılım, fışkırma olup belenmişti her yanıns. Ağzı keskinleşıyor, bakıslaıına vuran yahm korkutucu. Dizindeki ark«du%ının gürel erkek başına baktıkça onu neden, nasıl sakınacsğını bilmeden alabildiğıne kucaklıyor. Kendi canını sanki arkadaşına akıtmağa ça'is'jor. Yaralı vücudu zorladığuıı, boğuntuya verdiğini düşünür dufünınez de tutup sanlışı.nı g*vçetıyor. Arkadajma becerıksiz ok$amalarla dnkunup konuşuyor. Aç dedik, göılerini arkada;, rtur hele dedık sana. Aç ki gorelim sen olün mü Zülkadir! Sen ölün mü! Neydi kavüleşmemiz! Dizlerinden kaldırdığı başı baiuna gdmüyordu bu kez. tki delikanhnın yabansı şs=.hsı bir gb rüntü oluveren sarılmışlığı çevredeki'.cri kıpırtısız tutuyordu. Sessiziik basmıştı, olaya Unıklik edenler yaşadıkları es durumu unutup, «drctııHlsındfcn kat man basan acıyı, dikelmeyi, bir anlamda d» korkusurluğu çizen bu iki insamn bırlikteliğin» bakınıyorlardı. Zülkadir akan kanı engeüemek ısterce bırden umulmadık bir çabayla elini sol böğrüne bastır mağa çalışmıştı. El isteneni yerine getirememi$, kayıvermistı yanma. Kan taşları a;ıp, toprağa ulanıyor, toprak hemen emiyordu kanı. AJ kan bu kez kahverengileşiyordu. Zülkadir'in yanna düjen koca pençesi çözülüp kıpırtısızlaşmıştı. Hay dar daralan insan kalabahğını, yaklaşan polisleri, bulundukları yeri yitirip, salt ZülkadirHe birlik, ıssızhğı sınırsız bir doğa parçasmdajrmiîça kat kat yükselen sesiyle bağırmağa başlamıştı: Olmaz Zülkadir ağam. olmaz demis!ığimiz var bu i;e. Açacağın kardej gözlerini, açacan ha. Ötesi yoktur. Senin kanını akırmışhğına tanık ettiğin bizler iflâh mı oluruz. Fırlayacan ba ba denm özum ayak ustu sana. Duy ha beni. duy ben Hajdar'ım duy... Zülkadir'ın gözleri, gorenlere o sert çizgili gölgesı baskın yuzde mce uyumlu bir şaka etkisi yapan yeşıl mavi gozlerı. O gözler son kez açılıp bır daha ortülmedığinde: He ya benim babam, diye bağırıyordu Ha>dar. Demedim mi sana ben. Ölüm nere, sen nere. Ve Haydar o kapanmayan devrik gözlere bakıp, gulmeyı denıyordu. Zülkadir'ın kara gur saçlarının, koea yapısının sertlıği içinde çocuksu gozleri gökyuzune bakıyordu. Haydar toprağın emdiğı kanın akışı tükenene değın bekleyip. sesıni nedense birden ke?mijtı. Bıklığı yitmeyen ama kanı yiten vücudu arasız kucaklamaktansa caymamıjtı. Cenazeye gelen >aş!ı annesi. başmdaki kara örtuden taşan ak drtünün çevrelediğı kuru ince yüzüyle, büyük sert elleriyle beklenmedik bu: anda kapan:verm:=tı tabutuna oğlunun: Zülkadir yiğidim. Anın öle, diye bağırm:; tı. Hani kanlmı bulacaklandı. Sdz dedilerdi ya hanı Zülkadir'ım kanım, ömrüm lstanbul'a siftah gehşimi böyle mi istediydin. Ölum mü yolunu şaçtı, ecel mi bilmezlendı. Neyin sıftahını yaptırdın ha oğul cahsl anana. Zülo baban dürüldü karardı, bilesin. Köyünden haberi aiıp gelen kadın baştan oğlunun olmüşlüğüne inanmamijtı. .Ölmez» demij tı, «kocamanciır. yiğittir benim oğlum Helâidir her bir yediği, giydiği, bildiği. Okuyup sayılıp gö rülen biri olsun dedikti.» Sonra oğlunu göstermı; lerdı. Kadının yaşlanması giderek artıyordu sanki. Haydar yoldaşlık edıyordu Zülkadir'in annesine. Öyle bakıp susamıştı oğlunun olüsüne kadın. Gözleri kupkuruydu. Sonra kimi gorse aynı sözleri söyler olmuştu. cKanlısını bulun, diyordu. Kanhîinı bulun oğlumun. Buralarm acamısıyız. Biz nasıl bulak.» Ona bulacağız, sdz verıyoruz> dediler arkadaşları Cer.azenin kaldırılacağı gun ona oğlunun uzun tabutunu kucaklama\a oylesine gayret gosteriyordu ki, olüyü ilk gösterdikleri anda bile. ka dının davramşları bu kadar şaşılası değildi. Arkadaılan anayı oğuldan nası! çozıip alacaklarını bilemez olmuşlaraı. Sonra Şerıfe yürumüşt'j. Kadm kendini saranın kuçük bır kız mı, yoksa bir yetişkin mi olduğunu ilkten bılerr.emış, sonra kenç kızın aklanna kan • ürumuş • gbzlerine, çatlayıp kabuklaşmı; dudaklannü bakmıştı. (DEVA>H VAR) Yüzbaşı Ronıanı îptal edilen kurmay sınavı ve yeni bir hayata yöneliş O gunlerde her taraf karma fcanşıku. Lozan yeniydi. Istanbul'da yabancı askeri birlikier buiunuyordu. Bu kargaşa ıçınde evimi lstanbul'a taşıyarruyordum. Sonradan zaman zaman ıstea,m bunu. Ama aldıgım mıa.şja Istanbui'da geçınmek olanaksudı. Aylar boyle geçtı. Nımet mek tuplarında ayrıhktan yakınıyor. ben durumu ıdare etrneye çalışıyordum. Bır yandan Harbıye dekı gorevıme devam edıyor, b.r yandan kurmay sınavlarına tıazırlanıyordum O s.rada Nımet'e ;azdığım şu mektup vaşarmmı belirler: . „ , « , . , . UtMibul Harbıye 3/4 • 1 921 2 ocak f!?4 runü kar \e tipi >ardı. Fakıt profrramda kar t«t bikatı olduğu için 9da talime çıktık. Abidpi Hürri^et • Zincir likuyu • lıldız • Ihlamur • Ni şanta;ı yoluyla tatbikat yaparak 12J0°da, yani üç buçuk »aat sonra mrktebe grldik. Fakat soğuktan dudaklarun rionmustu. ayaklarım su içindpydi. Gerçi at beraberimdeydi ama, iki rene Daday'ria sırtüstü yatmaktan üstüme sinen miskinli<i çMermek için bu tibi zahmetli işleri yapmaya heresleniyorum. Selnhartin O sırada masşım 56 'iraya çık mıştı. Elum 923'ten 11 r.if^n 926 ta rihıııe kadar Istanouı'da Harbıye Mektebinde Su.uk Kumandan lığı gorevine devaın ett:m Nimet'ı ve çocuklan lstanbul'a ?elııtmiştim. 18 nisan 925te Vil'.de çeşme'smde otur'1ugurri'a,i cvde bır kız çocuğumuz daha dun; aya geld:, adım Yı!dız koyduk. Kurmay okuluna girış sınavları için gereğınce çî'hsarnıyordum. Çunku her sabah 8'de sabah tahmıne çıkıyordum Akşam 7' de talım ve 9,öta ak^am dersi bıtiyordu. Bazı ml'suar :m eece, saat 12>; ?.naaı gtce tal:tr.i vardı. Bırucı sımfta 0. .kinci sınıfta 6 olmı^ •az»rs ^2 tfijrık ders üzer;mdo,dı. radan piçman ni«eaiun bir lrsrara yöneldim, vr asser.ikcen JStifa ettim. Dileğım kabııl edıldı. 11 Vis^n 1926 da yuzbaşıUkUn emekli cldum. İKİNCİ BÖLÜM Derleyen: Mektuplar llhan SELÇUK Gerçekten bu yolda epey çaba gösterdim. Toprağı ekip bıçtim, tavuk, horoz aldım. Bır süre sonra çiftlik gelir sağlayacak düzeye gelmiştı. Ancak biz bunla rın hepsini kabzımallara verıyorduk. Kavun. karpuz, patlıcan. do mates, fasulye, hjyar. kabak, bam ya. ıspanak gibi her şeyi bahçıvanlarla birlikte yetiştiriyorduk •mg sonrasında bir mesele vard. Yeryüzunde bir Ru* lngılız mücadelesi süruyordu. Üreücı ile tuketici arasında burjuva yönetı minin oluşturduğu bir tüccar sı nıfı vardı ki. bu sınıf her ıkısı ara sında bir ticari muameleye araç ol duğundan işin en önemii kânnı elde ediyordu. Komünizm bunu kaldırmaya ça lıştı. Ve daha basarı sağlayamadı. Bunun içınoır ki her uretıci açısından bu aracı sınıfı hesapla mak zorunluğu vardı. Biz sebzeci ler için bu aracı smıf kabzımaJIardı. Üreticilerin üretimlerini doğruca tüketiciye vererek emeğın hakkmı tanıyan komün sistemıyle, varlığını dünya üreticileriyle tuketicileri arasmdaki ılışkilere da yamış ve dünya tüccarlıgı üzeriae kurrcuş bulunan İngılız burjuva sının düzenı, ıktisat gozüyle tam kavga içındeydi. Çünkü bır «ıstem ancak otekınin yok olmasıyla yaşayacaktı. Deneylerin gösterdiği Kısa zamanda anladım ki kabzı malları aracı olarak benünseraek, emeğin bütün başarısını bunlara kaptırmaktır. Ben ışe oaşlayınî» kuralları da anlamaya bajladım. Doğrudan doğruya tüketiciyle Uj» kiyi temel alan bir ptanlamaya vö neldim. Ve yaptığım hesaplara gö re düzenlemem şöyleydi: Rus tngiliz mücadelesi Ben kıt kanaat geçındirdiğim ailemi refaha kavuşturmak, aynı zamanda memleketime yararlı ol mak istiyordum. Bu konudaki ekonomik düşüncelerim soyleydı: Y A R I N : YILLAR GEÇtYOR Yeni bir hayat Bunun üzenne yenl bır J;in ve yeni bir Dayalni olanakUnm araitırdım. En sonunda bır çıft. lık kurarak 6elecegurıi duzenlemeve karar verdım. 7aMr. Trsb zon'dan 20 CJLL. v^Vıi" N:m"t'e vazdığım bir rnektrpfa sunlan soyluyordum. «Şu sırada Jtalyan ve Frmnra Başyekilleri Anadolu Hukümetiyle Isianbul'daki Feritçilrri banttırmava ve Turk Hukümerint aza mt yırdunı vapmaya karar vermişler. Bun» rauvairak oİD««r da Irtanbnlda Anadolu emellerine uvfun bir kabine iktidar mevkiine gererse. dü;üneem Eni^temizin Ankaraya yakuı mesafede <îümüşhacıköyü ndeki arazisine gitmek. ve buravı bir çiftlik haline Ketirmektir. Biz de oraya (lder, kalan ömrümüzü bn surede ge çirmeye rslışırıı. Hem kendlmiîtn, hem de memleketimizin arisi icin çalıştıfrimız gibi. <;ocukl«rımızın irtikbajini temine ujraîitn* İşte şimdi bu yoldaki amaçları mı gercekleştirmeye. akıp giden yılları böylece değerlendinneye çabaJıyacaktıra. Nimet ve çocuklar Karadeniz Ereğli'sine Ali Rıza Beym yanma gittiler. Ben Ankara da çiftlik işine yöneldim. MALKOCOĞLU yazanve çizen: Ayhan BAŞOĞLU BANYA LUKA'NIN TCPLARÎ 1 mayıs sabahı 1926 yılınm güzel 1 mayu ıabahı, saat 7'de Ankara'dan otomobille hareket etam. Ankara Çıft lik yolu. Ankara Sıvas demiryo lunu izliyordu. Birmcı istuyon Kayaç'a kadar yol çok güzel, ikin ci istasyon Lalabelı ve üçuncü istasyon Asiyozgat'a kadar |öyl« boyle; ve ondan sonra çok bozuk tu. Dördüncü istasyon olan Kılıçlar'da indik. Ve bazan biz otomob.lı iterek, bazan otomobil oi zi gotürerek. hattâ bir sure arabayı tren yolu üzerinde yürüterek çütliğe saat onbir buçukta gel dık. Askerlikten aynüş TİFFANY JONES Kuımay si"^'. anna gırdım. Sebzecihk yapacağım arazl beş Ba>arıh oldujumu î i ıj.rdum. yüz donüm kadardı. Yakuunda Ama sınavla/üa kopji çekildığı demiryolu için güzel bir istasyon kuikusu üzen:.° topye.<ur ıptal bınası ve çevresınde şirin bir bah kararı verılj^. Funu 1 ü^erıne çe yapılıyordu. Eğer trenle gelmiş buyuk bır ötk'•J^ kapılarak, son olîak yolumuz uç saat tutaeaktı. Yalnız ajnı gün dönü? treni ol madığından otomobıli seçmıştik. Akşam 21.55'te fehre donebüdik. Ben derhal bir takım kararlara yöneldim. Çiftiıkte hemen bir bi na injasına başhyacaktım. Bu tek kaüı bir pavyon niteliğinde ola c«k, üç oda, bir mutfak bir de helası bulunacaktı. Gelecegimızi burada yısayac«ktık. İLÂN De£irmenli (ERBAA) Belediye Başkanlığından GARTH 1 Belediyemiz sınema binasırun 2. Kisım tnşutı 2490 sayılı kanunun 31. maddesi gereginoe Kt.pv.li zarf usulü ile ihale edilecektır. 2 İşla keşıl bed«ll 238.127.55 Urt olup geçiö terrl. natı 13.0563 üradır. 3 thale ı.ıu.1974 Saiı gttaü saat 18 u Beıediye Lacümeni huzurunda yapılacaktır. 4 îhaleye ıştırak ıçın latetlllerln: a) 1974 yıiı Ticaret Odaaı vesikas.. b) Teknik t»rsonel tjeyannarnesj ve Tokat BayındırUk Müdüriüğünden \eterlik belge» ve teküı maktubu c) Bu ışın benzen ve keşıi DMeli ludjtr bir i»i yaptıklarını göstenr ts bitırme belüeai. 5 Bu ışe aıt ıhale dosyası ner ZÜB mesaı saatlerl içuıde Beled:yede görulebüır. b 1'eklU mftktuplarının ^490 »aytt kanunun 32. maddesi uyannca hazırüuunıs olması ve en geç 311.9.1974 gunu Mat 17 ve kadar Beledıye BaştauılıSmn makbua mukabilinde verılmeaı jarttır. 1 Postada v»ü gecıkmeleı ve teierufla v^pılan mllracaatlar nazân itıbare ahnmaz. (Bssuı: 22139) 7231 Söğüt Jandarma IŞoför Er Eğitim Merkez I Komutanlığından I | i ; ; I j i ! \ Erat ihtiyacı İçin aşagıda belırtüen (4) <Jört Salern vlyecek maddesi (2490) savm arttırma eksıltma ve ıhaie kanunun (31) ıncı maadesı (Kapalı zart) uyarınca «atın aiınacaktır. Teklil mektupiarı ihaie saatınaen bir saat evveline kadar kabul edilir. Sartnameler ANKARA ve SOĞÜT J. Sat. Al. Kom. Bşk. lığmda mesal saatlerınde görülebıııı. Geçlcl Malı» Cinsl RÜkUn M. Flati Teminatı thale Gün ve Saatt Kuru Fasulye 20 TOD U.ÜO TL.12.250 TU 24 eylUl 1974 sal] günü saat: ll'de Bulgur 30 Ton 4.50 TL. 5.75ü TL 24 eylül 1«74 sah gtlatJ saat: ll'de Nohut 10 Ton 8 00 TL. 4.250 TL. 24 eylül 1V74 saü gUnl) saat: ll'de Mercimeit 10 Ton 6.00 TL. 5.25ü TL. 2* eylül 1H74 sall güaü saat: 11'de HlilHUlllllillllUIIUHIIIIIIIIIllllllllininillfllllı; ( B a s ı n : 21962) Î 2 1 8
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle