19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET 4 Ağustos 1974 ABSULCANBAZ TURHAN SELÇUK SAMİ, ııKANLARl TfnDîTtufgFf: iltfIfPİ. 5ü MiMVAL UZRn WBİNE WAfc SAMı, /DA! r tJiı/A LiKE TuPu A K ı M İ M AUMM DFME iHÎ... KAR< MlUAKrtA £P!> & m 11uıı Ûlm u 47'LİLER FÜRUZAN 40 Üç gün sonra Seçil anneslne Istanbul'a gitmek ıstedigim söylemişti. Annesi ses çıkarmadan kızına bakıp. basını sallamıstı. Anneannesinden mektup gelir gelmez okul işleri de tamamlanmış olacak ve Seçil trene binip, gidecektı. Yeni apartıman katlarına lasınmadan ablasının yola çıkmasına karar verilmışti. Bu ayrıntıya hero annesi. hem ablası önem veriyor. lardı. Seçil: Siz yeni kata. ben Isıanbul'a ha anneciğim diyordu. Annesı evdekılerle görülmedik bır yumuşaklık!a konuşuyor; arada Seçıl'e «Benim akıllı kızım, benim güzel perim» gibisınden sözler söylüyordu. Kiraz o aralar unutulrnujtu sank: Emme kısa arahklarla yaşadığı ola\l&nn erkisinuen kurtulmak için her derste parmağını kMdır:yor, arasız çahşıyordu. Ne zaman gün kararmaya yüz tutsa uzaklarda, Paiandöııen'lenn sonsuz karlarla bezeli yükselıılerınde. genç bir erkeğin gezdigini düşünüyor ıtoyu bir mutsuzluga kaptınyordu kendisini. Ablasının, o boyle lirpertilerle sarsılırken ne yaptığını anlamak ıstıyor başını kaldırdığında Keçıl'in bır dergiyi ya aa bır boş aosya kâğıdının aklığım izlediğini görüyordu Seçiİ'in bakışı kıpırtısız tek bir nukıada oluyordu. Derginin çevirmediği yapraldarında tlikeiımez, baça çıkılmaz seyler yazıhymış gibi dalıp dalı» gidiyordu ablası. Kardesi cansız, uydurma bir gülüsle gülüveriyor, hemen ör.ündekiltri Karıstırmağa başlıyordu. Emine bakmakta vine d;.renirsc bu kez Seçil dilini çıkanp kulaklarına götürdügü etleriyle gülünç olnv<ı\a çalışıyordu. Emine, ablası böyle şeyler y&Dmaga başlayınca gözlerini kaçırıveriyordu. Bir sabah Kiraz'a ninesinı çagırmasını söylemiş'i annesi. Çünkü her lki \a/\ da ujr?rmalanna karşın Kiraz'a ninesinı yagırmaya gitmesini söylemiyor, hep unutuvor.ardı Venı kata taşınmadan yaıın ya da en geç öbürgün nînen buraya uğra»ın Kııaz demıştı annesi. Bir koşu git geı. Medet amcana söyle, hem Kars'tan inen varsa. okula odun kırtcı alacafeız. Kiraz o garip giyimine yeniden bürünmüş, kar yıgınlarına gömüîe çıka gi'nv.çti. Öyleye ı.' ıgru döndiiğünde Medefin ninesine haber ulastıracağını söylemişti. Yalnı? Leylım nine Medefin dükkanına epeydlr u|ramamıştı. Bunları gece yemekte anneçı babaıarma anlatırken: Kadımn kurrıazhğına bak, demiştı Taıtı iş üstü ortadan kayboldu. Hiç olmazsa su a!ttakl buzhaneden Anneleri kullanılmayan kapah avluya boyle derdi odunların yüklenmesine yardım ederdı. Kadır hangi birine yetişsin. Belki. demlsti babaları, yine orduevinin arkasına atilan taş kömür artıklannın içinden mıcır topluyordur. Selihattin. demişti annesi. Ne yapar o mıcırlan ki, bir yeri de yok, yakıp ısınsın. Sahi yok değil mi? Babası herkese yöneltmişti soıusunu. Kiraz sobanın yanında duruyor, dinlenıez görünüyorken atılıvermişti: Var ya Kars'tadır köyde Nınermı» bir göz tandırh odası var. Varsak oralara Masadakiler dönüp Dakmamijıara! Kiraz'a. tta gün sonra bir gece geç saalte kapılari çalınmıştı. Babası uygunsuz saatte çalınan sokak kapısının evin erkegınce açılabüeeeğını belirten tutumuyle aşağıya innj$. yanında Medet ustayla geri dönmüştü. Medet usta oralılann çoğunlugu gıbi, uzun boyluydu. îçen girince gözlerını yadırgamayla kırpıştırarak ayakta kalakalm:sîı Somında bakısları durulmuştu. KoUannı ;. anınü3 lapırtıs'z tutuyor, şakaklarından dhnuus tepeve doğru gürleşiveren saçlanyla aaha uıun görünen yuzüyle görer.e tavana degecekmis sanısını verıyordu. Mintanının üstüne g i y ü i ' ev vünii sarımsı yeleğiyle potur mu, şalvar mı olduğu pek çıkarılamayan pantolonuyla, beîin: sıkıladığı al sargısıyle uçlanna yesil su geçirilmiş yün çoraplarıyle gittikçe irileşip 5"abBn bir görünüm kazanıyordu. Otur Medet usta demıju baba.sı. Bır çay da sen iç. Medet usta çarçabuk kilimuı üsMlne bağda» kurmus, irı tayımlıiığından beklenmeyecek denli yumusacık Dir eSimle elini (töftsüne bastırarak: Sağolasın hey, demişti Yatsıda uğr»mam yakışık almadı ya, sizi bekletmek de uygun değildi. Yabancı değiliz Medet usta, demijü b«bası. Oysa evin kişileri boş duran sedirin ya da sobanın ardındaki koltuğu Medet usta için oturabilecek bir yer olduğıınu düîünmüyorlardı. Medet u?tayı uzak görlerle izliyorlar, adamsa, kılınım koyu renklerine karısmi} oturuyordu. Öğretmen hanım (Annesinden yana bak mıyordu Medet usta konujurken) Leylirn Nineden haber istemiş. Ben de peşine dujtüydüm. Üç dört gündür öğleyin akjamlaym Leylina Ninenin olacağı biteceği her yana uğrayıp »e»ledinı. Kiraz mutfağa gidip çay koyması gerekırken Medet ustanın ağzından (ikacak cözlerle değişeceğini sezinlediği şeyleri duymak için olağanüstü bir dikkaüe bakıyordu. Kiraz'ın yüzündeki solukluk artıyor, dıbındf durduğu sobanın ısısmdaja etkilenmeyjp daha belirginleşiyordu. Yanaklarındaki alla$manın arasına solgunluklar basıyor, gözlerindeki kara açıhp odak noktalaıının baskın koyuluğu seçiliyordu. Kiraz, Medet amcarun çayını koyuver demişti, annesinın sesı yumuşaku. Çuha inip Kiraz çıkar çıkmaz: Anlatayım bey, demişti Medet usta. Ya demi;ti annesi, biz de meraklandık ne oldu bu kadına. Medet usta annesine bakmıyarak: Diycceğim öğıetmen hanım, diyeceğim ya. Ben de sizden çoğa sayılır sey bilmiyorum. Ya. demişti annesi ve oturduğu yerde sankı çevıefi alabildiğine «çıklıkmıj gibi uzun uzun bakınnuştı. E\in gecelerinin bilinen gevjekliği dağılmif, Emine sırtını alan serinliği duyuvermij, yüreği çarpmağa başlamıştı. Ya, demişti babası da, anlat, tigara da yakar rr.ıydın Medet usta? Medet usta hızla kalkıvermi;, babasmın yeıinden doğrulmasını engelleme gayretıyle sigarayı elinden almışü. İçmeden önce bakıp ateşledikten sonra bir soluk çekerek kaygıh gözieriyle taramıştı çevresini. Kiraz'ın işi var demişti annesi. Leylim nine, haftası oldu, dükkâniarın kapanmasına yBkın uğradı bana. Soluğunu kojnıvermiçti Medet usta. Zorluğu alt edip yorgunluğuna boyun eğmiş biri gibi sallamı;tı ba;ını. Susmu«tu. Sözlenni sur dureceğini belinen anlam duruyordu ağzında. Emine, Leylim ninenin oda kapısının ardında, belki de alt avluda ya da yakınlarında bir yerde durduğunu düşlemeğe çalışmıştı. Odadan bozrr.a mutfaktaki sekiye ferilmig döşeğe. parlak renklerle bezeli yün hırkasiyle yaşlı dalgın oturuşunu karjısında benzerfiz bir açıkhkla görüvermişti. Evet Medet amca uğradı dediydin. Sen Emine cansın herhal. Seni ziyade severdi. Gönlündeki yerin Kiraz'a eşti. Emine ağlamays başlamıştı. Ölüm bümedigi çekici uzaklığıyle beliriyordu yavaştan. Gerçi Leylim ninenin anlattığı ölüm, hiç ürkünç değildi. Olsa olsa dırilerin ulaşamayactğı yaJnızlıklar evreniydi. Buzdan geyiklerin, ye!eleri donmuş atların, kızıl kahverengüerin ısıtıcılığı örtülmüş yarvu ceylanların koşu$tuğu buzlu nehirlerin sularıydı. Soğuğu kanıyla etiyle tatmayan ölülerin buralarda dolanması ürkütücü değildi. Yıldıncı olan sessizlikti. başkalarına görünmemeydi. Hiç görünmemekse, anlayıp taşıyabileceği bir umutsuzluk değildi Emine için. Yaşlarını yeniyle kuruladl. Ys, demişti annesi. severdi ortancayı. Pekı sen geldiğinde ne oldu? IDEVAM1 VAR) ahattinin omanı Bu olaylar halkın mane^iyatını büsbütün yükselttı. Beltir S»rni yavaş yavas bütün güçleri elmde toplamayı basardı. Şehrin Setbaşı mahalîesinde Iırıncılık yapan Eraurumlu Sallh Hoca fınnın külhanmda bildlriler basarak tıalkJ Mı>a Mtıcadeleyt çağırıyordu. İKİNCİ BÖLÜM Anadolu thtilatine Doğru İlhan SELÇUK Hamam külhanmda halk için çağrı bildirileri basılıyor kızıydı. Aılenin büyük kızı eniştem Tevfik Beyın arkadaşı olan bir kurmay subayla evliymiş. lkincî kız Erenköyünde gene pek eengin ailenin çch.ufuynıus Bu kızı da Büyük Savaşta benim arkadaşım olan Kurmay Binba^ı Kemal Bey salık vermiş. Ne var & ben bu kez de evlenemedim. Bınncısıne hiç yanaşrnadım, çünkü verdlkleri bilgiden ürktüm. Öylesıne zengin bir eve ben damat olamazdım. Ikincısiy le temas ettik, Erenköy'deki ev de bana çok görkemli geldı. Ablalarınr Hem zengin, hem gtizel, dedikçe dlrendım. Ve Bursa ya elimlz böğrümüzde döndük. mak için kıyıda sandalını hazırlıyordu. Hemen kayığa atlayıp alnına tabancayı dayadıın: Benı karsıya geçireceksm, ses çıkarırsan gebertırim. dedim. Adam bu sahah belâsından korkup kureklere asılrfı, benl Anadoluhisanna getirdl. Ağabeyim îhsan'ın evine girrliğiro zaman her yanım berbat olmus tu, çamur içindeydim. (1) Milli Mücadelede Adsna'da bir kaza sonucunda öldo, (Z) Meşhur Kara Vasıf, Erenköyünde tren altında kalarak oldü. (3) Berlln Sefirl Iken öldü (4) Binbasıtaktan emekli oldu. (5) Mustafa Muflalı Paşa. (6) Mondros Miitarekesi 30 eldm 1918de Çanakkale BofnT.ı Batısmdaki Limnj Adasında Mondros limanında imzalandı. 4 cylül 181» Sın ı KongTesinin toplandıği •ettndflr. Bu ikisi aresmda 10 ay 4 jrün vardır. Bu iki tarih »rasındaki olaylar söyle geüsti: 13 kasıtn 1918 de düsman donanması Çanakkale'den geçerek lstanbul'a girdi. 33 kasım 1918de Fransır Generalj Franşe Despere Istsnbul'da «Şarki Avrups ttilâı Devletleri Baskumandanlığı Karargâhı»nı kurdu. Ru karınfâhs baflı tnjrlliz, Fransıı birlikleri Samsnn. Merzifon, Bursa, Alaşehir, Eskişehir ^fyon Ribi yerlere girdiler. 15 Mayıs 1919 da Yunanlılar tzmir'e çıkarak Batı'va doğru vürümeye baş. ladılar. 1 haziran 1919da İtalyanlar Kuşadası'na, 13 Haziran 191»'da Antalya'ya. asker çıkardılar 20 haziran' da Fransızlar da Mersine çıktılar. Böylece Anadolu ısgal ediliyordu Buıu karşı her yanda bir direnme ve kıpırdama başladı. Batı'da silâblı bir eylem, Doğu'da bir ulusal örgütlenme gorâldfi. Batı'daki silahlı eylemler 14 afcustos 1919'da Milen Hattı'm meydana getirdi. Doğu'da ise ulusal uyanı; Sivas Kongresıyle sonuçlandı. Batı'da 29 mayıs 1919'da patlayan ilk silâhtan sonra lıniliz Generali Milen'iıı aracılıgıyla bir hat çizilmiş «Ayvalık Manisa . ödemişAydın'dan geçen bı> hatta Yunanlılar 22 haziran 192U gününe kadar kalmışlardır. Bu on ay içıude Erzunım Konsresinden baslıyarak 23 nisan 1922'ye kadar Anadolu örgtitlenmiş. Teni bukümetini varatmıştır. 19 mayıs 1919'da Samsun'a çıkan Mustaf» Kemal Pasa 17 gün sonra 8 haziran 1919' da Havza'dayken Istanbul'daki Damat Ferit Hükümetincp ecri çajtnlıyor. Mustafa Kpmal. tstanbul'a ovalama cevaplan verlyor En sonunda 89 temjnuz 1919 gecesi saat 22tSTd« Harbiye Neuretine. Zttm Padişaha «vazifei memure»lyle birlikte silkı askeriden» istifa ettiğini bildiriyor. Sivag Kongreti yapıldıktan sonra 13 Kvlül 1919'da ber yana bildiıtien ve Kongre Heyeti ionmnnı taşıyan şfnelgcdc, alaaal güveni sa|layaeak bir mesro Hiikiimet kDrulnncaya kadar, bütün haberleşme merkezinin Sivas'ta Genel Kongre Tcmsilciliji olacajtı bUdirilmekte. tstanbnl HükümeÜ tanınmakta idi. Ne var kı 2 ekim 1919'da Damat Ferit Pasa Kabinesi dü$üp verine Alj Rıza Pasa Hükümeti kurulunca * ekim lHIH'da durum eski haline döndü. Istanbulia haberleşme re razışma basladı. Böylece İstanbul'd» Türki.ve'yi yönrtir Korüoen bir Osmanlı Hükümeti, Anadolu'da durumı egemen bir «Anadolu ve RumeU Müdafami Hukuk Omiyeti Temsil Heyeti» var. dı. tşte Anadolu 2 ekim 1919 dan 16 mart liCOye kadar çift yanlı bir yönetim için deydi. Benim Istanbul'a ftzilerim Sıvas Kongresi toplanmadan öncedir. İstanbu] gezisi Günler ööylece geçerken birgün Tegmen Muzaifer İstanbul' dan çıkageldl. Kurmay Okulu giri$ sınavına katılmış başarmış, bir ay ızin almış; Bursa Posta Telgraf BaşrnUdürü Suphi Bey dayısı imış, ona .rusafir gelmis Ben de bu fırsattan yararlanarak tstanbul'a gltmeyi düşündüm. Çünkü İstanbul'da bizi destekleyen millidlerle bazı konulan konuşmak gerekiyordu. Bizim dunımumuzu ayrıntılarıyla onlara açıklayacak, onların durumunu öğreaecektim. Bunun yanısıra bizimkller bana kıx bulmu? lardı, evlenecektim. Bu kargaşa ve mücadele içinde hayat da yürüyordu, aile sorunları da geçerliydi. İstanbul'a varınca önce Müstahkem Mevki Kumandanı Miralay Galatalı Şevket Beyle görüştüm. Şevket Bey konuşmamız arasında bana bir kart vererek, bunu Bursa Kız Muallim Mektebi MüdUrü Şekibe Harama vermerni, bu kadınm bize çok hızmet edebilecegini söyledi. Bundan sonr? Galata'da Omer Abit Hanında Tulçalı Süleyman Bey (1) Şişli'de emekli Albay Kara Vasıl (2), 10'uncu Kafkas Fırka Kumandanı Kaymakam Kemalettin Sami (3), Haıbiye Nezareti Harbiye Dsiresı Birinci Şube Müdürii Binbaşı Naim Cevat (4ı, Zat tşleri Şube Müdür Muavini Kaymakam Mustala (5) ile ayrı ayn işlerimiz vardı. Naim Cevat, İstanbul silâhhanelerinde bulunan silâh vs cephanenin bize yoilanması ıçin ambarlardan kaçırılmasını sağlayacaktı. Kara Vasıf, bunların motorla Mudanya'ya ulaşma» sı görevinı yüklenmişti. Muğlalı Mustafa, iyi ve seçkin subayları ayırıp görevle bize yollayacaktı... Muhabere ve ıstihbarat düzenlerine değgın bırtakım kararlar aldık. Ötekl arkadaşlarla da konuşmalar yapum. Teğmen Emin Ali. Reşat ve Asafla ilişkileri düzenledikten »onra Bekirağa Bölügüne gidip Hali' Paşayı gbrecektim. Nitekim Halil Paşanın ziyaretine gittim. Paşa. asılacağını sanıyordu. Arkadaşlan onun Anadolu'ya ka çırılmasını uygun gördüler Paşayı Bursa sınırına kadar ula$tırabilirlerse artık bır daha hükümetin ele geçiremiyeceginı bildirdim. Şekibe Hanım Bursa ya dönUnce istanbul'da Albay Galatalı Şevket Beyin verd:ğı kartı Kız Öğretmen Okulu Müdürü Şekibe Hanıma gönderdim. Benimle ne vakıt görüşebilecegini sordurdum. Gelen cevaba göre hava karardıktan sonra okula gittim. Görüştük. Sonuçta başta ögretmenler, «onra öğrencı kızlar ve anneleri olmak üzere iç istihbarat ve propaganda yapmaya karar verdık. Nasil çalışacagımızı ve nasıl iliskı kuracagımızı düzenledık. Gerçekten Şekibe Hanımın başkanlı^ındaki bu örgüt ÜS» »ürede bü yük hızmet ya^tı. Bu arada benun yine Istanbul'a gitmem gerekti. (6) Yine İstanbul 28 ağustos 1919 günü istanbul'a yeniden geldim. Özeliikle Yarbay Kemalettin Sami Beyin üstunde önemie durduğu bu konu vardı. O günlerde Bursa ya Vali tayın edllmış olaD Netnrut Mustafa'nın büyük namussuzluklar yapmakla görevlendirildiğini «oylüyordu. Kemalettin beyın anlattığına göre yanıntfa Jandarma Binbaşılığından Emekli Ahmet Anzavur'u götüren Kemrut Mustafa bu adam marifetiyle bölgede ayaklanmaları kışkırtacak, Bekir Sami'yi öldürtecek, büyük ve kanlı olay yaratarak yabancı devletlerin müdahalesinı sağlayacaktı. Yar bayın ıstihbaratına göre Nemrut Mustafa, Kuvayı Müli>eyt jçınden vurmakla görevlendiril mijti, derhal yokedılmesi gerskiycrdu. Kemalettin Sami bey, bunun yanısıra, Anadolu'ya kaçınlacak silâh ve cephane üzerıne birçok bügı verdı Bırlıkte düzenlemeler vant.k Ancak bu görüşmeler sırasında başımdan unutamıyacağım bir olay geçtı. YARIN: Bursa Valisi Nemrut Mustafa MALKOCOĞLU yazan veçizen:Ayhan BAŞOGLU BANYA LUKA'NIN TOPLARI Evlenme işleri Ablalarım bana iki kız bulmuşlardı. Biri Ka.nd:lli'de oturan zengin Tantavizadelerin küçüic Korku TİFFANY JONES GARTH Bir gür» geceyarısından «onra Kemalettin Sami Beyin Teşvıkiye Camii arkasınrfaki evmde bulustuk. Çalısmamızı »ürdurüyorduk, ve epey zaman geçmişti. Dışarda bır gürültü oldu. Kemalettin Sami: Eyvah Selâhattin basıldık, dedt, şımdi «enı burada görürlerse ikitr.ız de mahvolunu. Birkaç saniye durdu. Sonra bir pencere açtı. Hava züiri karanlıktı ve hafif hafif yağmur yağıyordu. Etrafı diniedikten sonra bana: Atla!. dedı. A$ağısının ne olduğunu düşürvmeye gerek görmeden ken. rfîmi attım. Bereket pek yüksek değilmiş. Bir bahçe toprağına düstüm. Orada epey ıcssiz kaldıktan sonra Beşiktaş'ın Ihlamur deresine doğrulup var kuv vetimle koşmaya başladım. Düse kalka bir sürü yoldan geçtikten sonra Rumeıihısanna geldim. Gece açıhyor, iabah oluyordu. Bir Rum kayıkçi balıj» çık T A K Vİ M 4 Ağustos Recep 15 Ruml 1390 feramuz 22 Htcri 1394 Gunej 457 933 12.20 18.14 18.22 21.10 2.59 4.M 1.51 12.00 1.47 7.34 Öile İTtlndl Yatsı İmsak j
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle