19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cenevre Konferansının ortaya koyduğu gerçekler Konferansı çıkmaza sokarak yeni kanlar akmasına yol açan önemli kişiler sonra oturup içkilerini yu dumladılar BM Sarayının bahçesinde bir heyke! var. Kocaman bir küre ve yürüyen dört kaplumbağa ve BM bundan iyi anlatılamaz Tüketim toplumunun rahatı kaçmamalıydı TURHAN ILGAZ YAZIYOR CENEVRE Konferansın dağıldığı gece bir ara yabancı ajanslar, Yunanlıların istedikleri 36 saatlık mühletin Türk heyetı tarafından kabul edüdiğini büdirdiler. Yabancı meslekdaslarımız için 15 temmuz 1974 günunden beri sürüp gelen olaylar içinde en önemlisi bu muhlet sorunuydu... Türk Silâhlı Kuvvetlerinin kullanılması kararı. Adaya yapılan çıkarma, çetin çarpışmalar ve sonra Cenevre'de başlayan göruîmeler, 30 Temmuz anlaşması, bir haftabk aradan sonra yeniden açılan konferans, hepsi ve her şey gelip bunda, Yunanlıların istediği muhlette düğumlenmişti işte.. Türkiye bu isteğe «Okey» dediği anda »anki, ortalık bırden ışıyacak, 20 yıllık düşmanlar birbirlerinin boynuna atılacaklar, şu ağustos or tasında yıllık tatUlerini kulluıan batüı tüketim toplumu bireyleri bir rahat nefes alacaklardı.... Yabencı meslekdaslarımız Kıbrıs'ta dokülen kanlar, Türk ve Yunan kanları, Batı tüketim toplumunun rahatrnm be deliydi ve öyle olmalıydı. Başka bir şey değil Tıpkı Vietnam'dan Ortadoğudan Şili'ye kadar dünyanın pek çok yermde önce bu tüketim toplumunu beslemek için yaratüan düşmanlıklann bedelini, sonra o tüketim toplumu bireylerinin rahat ve huzu ru için bambaşka insanların kanlarıyla ödemeleri gibi... Callaghan, yağlı, bir takun faaliyetleri dumura uğramış izleniminl veren yuvarlak gdvdesiyle kolay bağdaşmayan İngiliz soğukkanlılığı içinde konferansın dağıldığmı gazetecılerine açıklarken, kafa yapısının gereği olarak Yunanlıların istedikleri mühleti vermemekle Türkiye'nin Doğu Akdenizde banşı tehlikeye soktuğunu öne sürüyordu.. Ama bizler, bu yaşlı dünyadaki mazlum ülkeler yurttaşları epeydir öğrendik ki, obur bencilliğini doyurmak için yarattığı duşrnanlıklarda, Batı. düşrran taraflann karşılıklı verecekleri hiç uğruna gitmiş kurbanlar ile kendi insanlarmın rahat ve huzurunu sağlamaktadır. Bu vahşi bencılliğin, bu iğrenç bencilliğin insanlığa karşı asü bOyük suç olduğunu bildiği içindir ki, karıncayı iuciltmekten sakınan şair ruhlu bir Başbakan, 50 yıl sonra Türkiye Cumhuriyetinin bir savaş kararı almasına, Silâhlı Kuvvetlerini başka bir ülkeye göndermesine önayak oldu. Yabancı meslekdaşlanmız ve onları cenforme» eden Ingilız Dışişle ri Bakanı, Başbakan Bülent Ecevıt'in 20 temmuzdaki tepkisinin gerçek nedenini anlayamadıkları içindir ki, önceki gece Yunanlıların istedikleri muhletin veribnemesini Türkiye adına bağışlanmaz bir suç gibı görmek, göstermek eğilimine girdüer. Ecevit'in 20 temmuzdaki güçlü karannın gerekçelerini anlamak lşlerine gelmediği içindir ki, Kıbns'taki askerl harekâta, «banş harekâtı> adınm verilmesini gülümsemeyle karşüamaya devam ettiler ve önceki gun sabaha karşı bu banş harekâtı Kıbns'ta yeni şehiüer venneye başladığında B. M. Sarayının barında içkilerini yudumlayarak başlannı salladılar olumsuz bir tavırla.. Turk Silâhh Kuvvetleri Kıbrıs barış gücu. basladiRi 2. harekâtta Rum Işgali altında bulunan Türk köylerinı kurtara kurtara ilerledi ve yollar boyunca soydaşlanmızın sevgi gozyaşlan üe karşılandı.. Bundan tam bir ay önceydi. Etimesgut Askerî Havaalanında Başbakan ve beraberindekilerle birlikte, bizleri haşhaş ekim yasağının kaldırılışını kutlayan Afyon'a götürecek uçağa bınmeyi bekliyorduk.. Hava sıcaktı.. Ama insanı ısıtan yalnız bu sıcak değil onurlu bir baskentin mutluluk veren havasıydı.. Saat ll'i gosterirken Çin Halk Cumhuriyetinde bulunan Güneş'« vekâlet eden Milli Savunma Bakanı Hasan Işık. Başbakanıo koluna gi rerek kendısini telefona götürdü ve telefondakı ses Bulent Ecevit'e Yunanlı subaylar komutasındaki Ulusal Muhafız Gücunun Kıbrıs'ta Makarios'a karsı kanlı bir dsrbe yaptığını haber verdi Darbenm arkasından çıkan kışi, Kıbrıs'ta çok kan ıçmiş, sicılli bir kaaüldi... O gun de yaznuştık. o saatten sonra Ecevit'in Afyon gezısi bır Başbakanın resmi yurtiçı gezisi olmiktan çıktı. tarihm garip bır cılvesıyle yanm yüzyıl önce de Türkiye'nin en önemli kararını uygulamaya başladığı bir beldeye doğru yeni kararlar arifesinde yapılan bir anlamlı ziyaret halinı alıverdı.. Sonra olaylar hızlı gelısü hep yaşadığımız gibi. Akşama toplanan MilU GüvenUk Kurulu, Bakanlar Kurulu olağanüstü toplantıya çağınlan TBMM, Amerika ve Ingiltere'nin «itidal. Uvsıyeleri, Londra görüs meleri. nihayet 20 temmuz sabahı erken saaüerde Kıbrıs ve çevresinin Mvaf bâlgesi olduğunu dünyaya duyuran resml bildiri... Yunanistan NATO'dan ayrılan 2. ülke oluyor NATO, tkinci Dünya Savaşı «onrası Batı dunyasının Sovyet blokuna karşı kurulan bir askeri pakttır. Asıl adı Kuzey Atlantik tttifakı olan NATO'nun kuruluşu ıçın ilk çahşma'.ar 17 mart 1948'de Brüksel'de Belçika, Fransa, Luksemburg, Hollanda ve tngilterenin ekonomık • sosyal kültürel ve askerl alantfa lşbırliğıni öngoren elli yıl süreii bir anlasma imzalamalanyla baslar. 2728 eylül 1948'de Brüksel anlsfmas'.nı ımzalayan ülkelerin Müli Savunma bakanlan anlasmanın bir Batı Sa\unma ttüfakl haline getirilmesi karannı verdiler. 25 26 ekim 1948 'de imzacı devletlerin Danışma Konseyl «Atlantık Savunma lttifakı»nın kurulması konusunda tam bir göniş birliğı içinde olduklannı açıkiadılar. 10 aralık 1948'de Kuzey Atlantlk Ittifakı Anlaşması görüşmelerl, Brüksel Anlaşmasını imzalayan ülkeler ile Kanada ve A.B.D. arasmda Washington'da başladı. 15 mart 1949'da Washington görüsmelerine katllan taraflar Danimarka, tzlanda, ttalya, Norveç ve Portekiz'i de ittifaka katılmaya çağırdılar. 4 nisan 1949'da Kuzey Atlantlk tttifakı Anlaşması Washington'da, A.B.D., Belçika, Fransa, Hollanda, Izlantfa, Ingiltere, ttalya, Kanada, Lüksemburg, Norveç ve Portekiz Dışişleri tarafından imzalandı. Başlangıçta 12 üyeli olan Kuzey Atlantik tttifakı anlaşmasına, Türkiye ve Yunanistan da katılmak istediler Ancak, NATO'nun başlangıçtaki bölgesel niteliğı dolayısıyla bu istek reddedildi. 1951 mayısında ABD, Türkiye'nin Yunanistan ile birlikte NATO ya katılmaya çağnlmasuıı önerdi. 1621 eylül 1951 tarihinde Ottawa'da yapılan NATO Bakanlar Konseyi toplantısında Türkiye ve Yunanistan'ın NATO'ya katılmaya çağrılmasuıa oybirliği karar verildi. îki ulkenin NATO'ya katılmaları ile ilgili anlaşma Londrada imzalandı. Türkiye ve Yunanistan'ın NATO"ya resmen girişleri 18 Şubat 1952'de gerçeklesti. Her iki ülkede 2025 şubat'ta Iizbon toplantısına tam üye sıfatiyle kaüldılar. 5 mayıs 1955 tarihinde Federal Almanya'nm da katılmasıyla NATO üyelerinın sayısı 15'e çiktı. 7 mart 1966'da General De Gaulle ABD Cumhurbaşkaru Johnson'a gönderdıği mektupta Fransa'nm NATO'nun askeri komutanlığından çekilme fcarannda olduğunu bildirdi. Fransa itttfakHi poUtik örgütüne üyelığinin devam ettiğini da açıkladı. 10 mart 1966'da Paris 14 NATO Ulkesine gdnderdıği bir «Aide Memoıre» ile çekilme karannı resmen açıkladı. 29 mart'ta gönderilen yeni bir aide memoıre ile Parıs Fransız birliklerınin aynı yüın 1 temm'tzundan ıtibaren NATO ittifakmdan aynldıklarinı bildinyor ve NATO kuvvetlerinin ve Usletıma en geç 1 nisan 1967'ye kadar topraklannı terketmesini lstiyordu. 13 eylül 196C'da SHAPE'in Brüksel e nakli kararlaştırıldı. 10 ekim'de NATO Savunma K > lejırun Roma'ya nakledilmesı ko. nusunda üye ülkeler anlaşüıir. 26 ekim'de NATO'nun merkezinın Brüksel e nakli kararlas'irıldı. 31 mart 1967'de Brüksel'dekl yem NATO merkezi torenle açıldı. 14 ağustos 1974'de Yunanistan, NATO'nun asken kanadından çekildıginı açıkladı. Atına >ı. gütün sıyasi kuruluşundakj Uyeliğınln devam ettiğini bildirdikten sonra kendı topraklan 'izsrindeki NATO Usleri kOnusuiKU herhangi bir açıklama yapmaktan kaçındı. Ve bir konferans toplantısı Batıh dostlanmızın gıdıklayıp durdukları Yunan cuntasının hiç ol» »alık vermedikleri Türk çıkartmaaı, Nıkos Sampson'a Kıbrıs Cumhurbaskanlığı koltuğuna deSl oturmak ilişmek fırsatı bile vermedi. 7,5 yıldır once Albaylırd'an, sonra Generallerden ıllallah diyen Yunan halkı, Gızıkıs'ın genel seferberlık çağrısına küfur ed« ede boyun eğdt. Türk Silâhlı Kuvvetlerinın adadakı harekâtı «eli^tıkçe Yunanıstan'dan da çeşith darbe soylentileri geliyordu. Derken, bu darbe söylentıleri arasında Araerika'nın cuntadan gorevı devralacak bir sivll yonetimı müjdelediği duyuldu. Cenevre'de toplanacak konleransın da daha çok gecikmeyecegini haber veriyordu Washington'un bu olağanüstü Istihbaratı, bu atlatma haben Gerçekten de Cenevre konferansı artık toplanabilirdi. Adsg» bu kadar Türk, su kadar da Rum hayatını kaybetmlşti, gelişme, çağdaç uygarlığa yetişme çabasındaki ikt ülkenin ekonomileri içine girilen savas havasıyla birden sarsılmıştı. Ama önemi var mıydı bunun?~ 2. BARIŞ HAREKÂTI VE DÜNYA BASINI CENEVRE KONFERANSI SÜRESÎNDE, T t i R K l T E T t DOLATLI BtR BASKI ALTTNA ALMA ÇABASINA GtRtŞEN BATI BASINI, KONFERANS SONUÇ ALMADAN DAGlLIP, 2. TCRK BARI$ HAREKAT1 BAŞLAYINCA TUTUMCNU BtR KEZ DAHA DEGtŞTtRMtŞ, OLAYLARA DAHA GERÇEKÇt BtR BAKISL4 EGtLMtŞTtR. AŞAGlDA DÜNYA BASINLNIN BELLİ BAŞLI GAZETELERlıNİN DÜNKC SORLMLARINl BLLACAKSIN1Z. . . . . Cenevre'ye uçarken... CeıMvre'ye doğru ilk kez, 25 temmuı günu uçarken Turan Günes, «Taksim» sbzünün 88ylenemeyeceğinl anlattı gâieUcüere. Ama eger Yunanistan federasyonunun Rum yönetiminl «tlhak edecek. olursa Türkiye de «Eee o halde ben de Türk yönetiminl anavatana bağlanm» derdi... Türkiye için esas olao ıse, adada iki a y n Bzerk yönetime dayanan bir federasyonun kurulmasıydı. Ortada bir bağımsıı Kıbns devleü sözü dolaştığı için ABD düşüncelenni açıkça söyllyemezdi. Ama bir lederasyonun, Amerika için, Kıbrıs'ta ne yapacağı biUnmez bir Makarios yerine. ikı NATO müttefiki anlamına geldiği apaçık ortadadır. Bir kez daha Türkiye ile Amerikanm gorüşlerl bırbirlerine yaklaşıyordu. Ve bir kez daha Sov yetler Yunanistan'ın arkasında yer alıyordu. Yunanlılar Cenevre'ye geldikleri gun cfederasyon» sözünü duymak blle istemiyorlardı. Mavros yalnız ateşkes goruşmeleri İçin geldiğini söylüyordu. Mavros'un unuttuğu DIŞ HABERLER SERVtSt Dünya olavlannı yakından ve özellikle iğneleyici bir üslupla izleyen kamuoylanmn oluşmasında etküi sözleri olan karikatürcüler Türk Silâhlı Kuvvetlerinin Kıbns banş harekâtı sırasında da epey çiriştirdiler, Bunlann bazılan gerçekleri büyük ölçüde yansıtıyordu gını belirtmeMe birUkte, Kıbns'a nasü bir barısçı çözüm yolu getirfl lomasisinin bir yenilgisidir. Ankara, VVashington'a hayır demefc cesaretuıi göstermiştir. Türkiye, muhlet isteklerini ve itidal tavsiyemesı gerektiği konusunda herhangi bir öneride bulunmamaktadır. Havaalanında sürekli ateşkes ve ateşkesin lhlâlinden söx eden Mavros henüz murekkebi blle kurumamış olan anlasmamn beşıncı maddesini unutmuş gözüküyordu. 30 temmuz tarihlı Cenevre anlaşmasının beşincı maddesı aynen şöyle diyordu: cBakanlar, Kıbrıs'ta Anayasâl hükümetin yeniden tesisi amacıyla müzakerelerin 8 ağustos 1974'de Cenevre'de devamı lizerinde anlaşmışlardır Bakanlar aynı zamanda, Anayasaya iliskin gönismelere Kıbrıs Türk ve Kıbns Rum temsilcilerinin de erken bir safhada katılmalan üzerinde mutabık kalmıslardı. Goruşüleeek ansyasal sorunlır arasında 1960 anavasasının Cumhurbaskanı Y8r*ımcısına tanıdığı görevlen deruhte etmesi suretıyle anayasal meşruiyete derhal dönülmesi yer alacaktır. Bakanlar Kıbn s Cumhuriyetinde fiıliyatta Türk ve Rum olmak üzere ikı muhtar idarenin mevcut bulunduğunu not etmışlerdır. Bu durumdan çıkanlacak sonuçlara halel gelmemek üzere Bakanlar adı geçen idarelerin mevcut bulunması sonucu doğan somnlarl gelecek top lantılarda gözden geçırmede mutabık kalmıslardır.» Yunan tarafı anla#manın 5. maddesi gibi öteki maddelerini de unutmuştu. Türkiye'yı ateşkesı ıhlâl etmekle »uçluyor, ama kendisl işgîl altındaki Türk yerlesme bölgelennın bosaltılması, tutsaklann sahverılmesi için parmağının ucunu bile kıpırtatmıyordu tkıncı turun ilk görüşmelerinde Cenevre anlaşmasının bir bütün olduğunu kabul ettirmek İçin az bu» zaman harcamadı Türk hevetı. Yunanlılann direnişl karşısında, o takö"ırde Cenevre anlaşması hükümleri ile kendısini Yunanistan'dan daha fazla bağlı ^a\madığını »çıklamasmdan sonradır ki, göstermelik bir biçimde Yunanlılar bazı Türk bölgelerini bosaltmaya, birkaç tutsağı saüvermeye koyuldular. • THE GUARDtAN'A GÖRE EN İYİ ÇÖZÜM, BtRLEŞMİŞ HÜKÜMET, PAYLAŞILMIŞ BİR YÖNETÎM DÜZENİ îngıltere'de liberal «The Gnardian» gazetesi bu konuya ayirri:gı baçyazısında $öy!e demektedir: «Kıbns konusunda varüacak herhangi bir anlaşma bu ülke için birleşmis bır hükümet ve paylaşılmış yonetme gücünü kapsamalıdır. Silâhlı kamplar. yabancı biriikler ve toplumlar arasmdakı sürekJı çatışmalar ortadan kaldjnlmalıdır Kıbnslı Rumlarla, Kıbnsh Turklerin bîrlikte normal bir hayat yaşayabilmeleri saglanmalıdır. Karamanlis ile Klerides bu ilkeyi unutamazlar. Çünk'i bu ilke unutrıldugu taktırde bağımsız Kıbns devletinin de sonu gelir.» • DAİLY MİRROR, İNGÎLTERE'NÎN KIBRISTAKÎ ÇATIŞMAYA KARIŞMASINI LÜZUMSUZ BULUYOR M'jhafazakâr «Daflr Mlrror» gazetesi de şöyle yazmaktadır «Ingiltere. Kıbns'taki 4 bin kiçilik bans gilcüne 1600 asker v%rerek en büyük katkıia bulunmuştur. Bu bakımdan tngiltere'nin gerek bans Rücüne verdiğl asker sayısını arttırması, gerekse Kıbrıs'taki çatıçmaya kansması luzumsuzdur tngiltere'nin bu şekilde bir yuTcümlülüğü yoktur Kıbns'taki çatışmalan durdunna görevi sadece tngiltere've yUklenemez. Tüketim toplumu gazetecileri Konferansı Türkiyenin çıkmaza soktuğu izlenimini vermek Isöyordu Yunanlılar. Son toplantıda ortaya atılan 36 saatlik muhlet tsteğinin tek amacı budur. Aslında, böyle bir izlenimı vermekte güçlükleri yoktu. Çünkü, CaDaghan'm gazetecileri, bu izlenimi dünya kamuoyuna vermeye dünden razıydılar. îkinci tur görüşmelerin başından beri yaptıklan bundan başka bir şey değildi. Tüketim toplumunun gazetecUeri. tüketim toplumunun daha fazla rahatsız edilemiyecegini hatırlatıyorlar. huzursuzlufunun bedelini ödenmesini ve bu bedeli Türkiye'nin ödemesini istiyorlardı. Yabancı basını okuyunca bir Türk olarak karşımızda beliren anlayış yüzyıllar öncesinde. yüzyıllar boyu süren haçlı seferleri anlayışından başka bir ?ey olamıyor ne yazık ki... • THE TÎMES, ÇÖZÜM ANCAK TÜRKİYE'NİN YUNANİSTAN VE KIBRISU RÜMLARIN ONAYINI ALMASIYLA OLUR Bağımsız «The Tiınes» gazetesi de Kıbns fcomısunaaH "JRŞ yan«rıda şoyle demektedir: «Türkiye. Kıbns sorununu tek taraflı olarak çözemez Türkiye efer bu 3orvnu taksim yolu ile çözilmlemeye kalkışırsa, bu gırişimden ılk zarar görecekler de. Rum kontrolundakı bölgelerde yaşayan Tıirkler olacaktır. Devamb bir çözüm şekli için Yunanistan ile Kıbr.s Rumlannın da onaymi almak. onlarla lşbirligi yapmak şarttır. Çarpiîrnalar devam ederse, bu umut yok olur. Aynca Türkiye'nin henüz ilerici, demokratik bir hUMmetin yönehmine giriigi bu sırada, uluslararası sahnede saldırgan ve genişlerne p^litikası gübnek Isteyen bir devlet olarak görünmesi de çok trajik olur.» • NEW YORK DAİLY NEWS, TÜRK YUNAN ÇATIŞMALARINDAN RUSYA'NIN KARLI ÇIKACAĞINI YAZIYOR Amenka'mn en çok satan günlük gazetesi «The New Tork Dally News», Kıbns olaylanna ayırdığı baş yazısında Türkıye"nin, Ada'dakı soydaşlanru korumak için Ada'ya yeniden müdahale zorunda kaldığuD. Yunanistan'ın ıse, NATO'nun askerî yapısından çekildiğini belirttikten sonra şöyle demektedir: «Kıbns'taki çatışmalar, özellikle NATO açısından Amerikayı büyük bir endişeye sevLetmektedir. Türkiye ve Yunanistan, NATO'nun güneydoğu kanadım meydana getiren ikı unsurdur. Ancak bu iki ülkenin kavgasmdan vararlanacak olan tek ülke de, Sovyetler Birliğidir. Sovyetler Bırliği, Çarlık Rusya'sı zamanında olduğu glbl Akdeniz'i bır Rus gölü haline getirmenin hevesi tçindedir.» Gazete, Türkiye ve Yunanistan'ın ateşkes çağnsına uyarak çatışmalan durduracaklan ve Cenevre banş görüsmelerine tekrar dbnecekleri umudunda olduğunu belirtmiştir. lerini reddederek, kınanmasına aldırmayarak, konferans masasında kendisine verilmesı reddedilenlen bileğinın gücüyle almak karanndadır. Bu kez Atina da Kissinger ta^izlerde bulunmasını isteğinde hayır demiş ve Sovyet,er Bırlijıne yanasmaya başlamıştır. Karamanlis bu şekilde hareket ederek, Washington'a bir nevi tehdit savurmaktadır. Washington'a göre, Atina'da bir Amerikan aleyhtan hava esmeğe başlamıştır ve bu da yeni Başkan Gerald Ford yönetimi için kötü bir başlangıçtır.» Malraux'nun bir sözü Malrauı'nun da söylediği gibi «Bir hayat hiç bir şey değildir. Ama hiç bir şey bir hayat değildır.» Yüzyıllann emperyalist devleti Ingiltere, emperyalizminin son kalıntılanndan olan Kıbns'taki üslerinden başka hiç .. bir şey düşünmemekte direndiği için, Amerika ne pahasına olursa olsun gerçekten baİmısız ve demokratik bir Kıbns Cumhuriyetinden sözedildiğini duymak istemediği için ve Sovvetler Birliği Dofu Akdeniz çevresinde yer al«a Arap ülkelerindeki etkinliğini Amerikaya kaptırdıktan sonra bir de Kıbrıs gibi devasa bir uçak gemisini Akdeniz filosunun karsısınds görmemek için, Adadaki iki toclumun geleceğini garanti altına alacak en gerçekçi çözüm havada kaldı. Büyüklerin yitirdikleri bir şey yok bu arada Aralarrada konuşup bir uzlajm» yolu bulurlar. Sonra her biri kendine düşeni yerine getirmek için Cenevrede konferansm üçüncü devresini açarlar. • SOVYET HÜKÜMETİ ORGANI PRAVDA, RUMLARLA TURKLERİN BİR ARADA YAŞAMASINI İSTİYOR Sevyetler Bırliği nükümetinin resml orgam Pravda gazetesi de persembe gtinkü yorumunn Kıbns'a ayırmıs ve «Ada'daki bütün yabancı kuvvetlerin geri çekilmesi» konusundaö isteğini yenüeyerek NATO'yu «saldırganlıkla» suçlamıştır. «Kıbns sorunu yalnız bUyük devletlerin değil aynı zamanda küçük devletltnn de ıUBurtnu kaçıracaktır» diyen Pravda, «Bu sorun Doğu ile Batı arasındaM detente havasım bozacak ruteliktedir» demektedir. Pravda, aynca «Artık NATO'nun bu saldırganlığım durdurmanın Te Ada'dakı Türk ve Rum toplumlarmm bir arada vaşamalannı sagn ram^ni'im1 dîmeKtedir Ancak Pravda, Birleşmis Mületlerin bu konuda yetersiz kaldı • QUOTODİEN DE PARİS: «DÜNYA ÇIKARLARI ADINA TUTUM TAKINMAYI REDDEDEN KÜÇÜK BÜYÜKLER DURUMA HAKİM» Bağımsız solcu «Le Ouotodien de Pmris» de şunlan yazmaktadır «Moskova ve özellikle Washington'un, Kıbns uyuşmazlığını hiç değilse geçici olarak, istedikleri gibi kontrol altına alamadıklan ort«dadır. Bugünlerde, hareketlermi dünya çıkarlan adına dOzenlemetl reddeden «kiiçükrjüyüKİerto» hâkimiyetirje tanık oluyoruz. Yunanistan'm NATO'nun askerl örgütiinden çekilme karan ve Türkiye'nin davranışı özelUkle Ortadoğu'da genelleşme eğiliml gösteren bu durunra açıkça ortaya koymaktadır. A;nca da, Sovyetler Birligi, ttüfatelann devrilmesinden ve Batı'da hüküm süren kararsızlıktan yarar sağlamayı ummuşsa bile. tecrübeler ona, destekledifi unsurlar üz»rindeki nüfuzunun genellıkle geçici olduğunu öğretmiştir.» Ve birhevkel... Biliyor musunuz Cenevre'deki B. M. Sarayınm simgesi haline gelmiş bir heykel var. Ön bahçedeki havuzun ıçmde kocaman bir küre. Bu simge, ayn ayrı yollarda yürüyen dört kaplumbağa heykeUnin üstünde duruyor. Birleşmis Milletlerin bugünkii niteliğini. etkinligıni, bundan daha iyi simgeleyen bir şey bulunup oraya dikilemezdi. Ama bizim 15 temmuzdan beri umudumuzu canlı tutan bir başka etkinlik, bir gerçek etkinlik var. Ankara"daki hükümet ve en çok insanlan sevdiği halde Türkiye Cumhuriyetinin 50. yılında Silâhlı Kuyvetlerimizi insanların huzuru için kullanmada tereddüt etmeyen bh Ba?bıkan... • LE FİGARO, «BUGÜN VARILAN DURUM, ANGLO SAKSON DİPLOMASİSİNÎN AÇIK BÎR YENÎLGİSİDÎR» DÎYOR Fransa'da ılımlı sağn «Le Flgaro» gazetesi şöyle yazmaktadır: «Kıbns'taki durumun vahimleşmesi, en Daşta AngloSakson dıp
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle