22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET 19 Temmuz 1974 ABDÜLGANBAZ TURHAN 8ELÇUK BAZ S.UÎUMU PAUAlTlâAfcAMKO DÜOüuüMÜ LL?üW UZüfJ İtı'N vA* M ATMAK?.,, OtN WlAYM  Mi Bü MtftT U SAATÎ?.OVUM tUMDt 0VÜKİ 47'LİLER FÜRUZAN 24 Annesı sundujhj çavjarın vanma kuru past»laıından bırkaç kez daha alınması ıçm ustelerdı Ic'.â; Ofretmenm acımastzca eleftırılıp deşılecek \anlan çogunluk uçuncu dorduncu çajdan sonraja kalnordu. tclâl Oğretmenın arkası varmı} Yoks» Egıtım Bakanlıgınm u*t katlanna varan o olay dan sonra eğıtım ordusunun ıç nd* kalması dusunuiemeznuı Çunku e\ lı bır ogretmenle otel de basılmijlar Annesı yazılarına derın denn dalmıc gorıinen Emıne'yı acele bır bakıjla gozden geçırırdı. Sobsda odunlar alabıldıgıne >anar, hemen kor olan ateşler sarı pırınç mangala çekılır, yeni odunlar surulur sobaya tkı yanmdakı rutacakları ıncelıkle uygulanmış sarı pırınçten mangalın guzellıgı kızıl korlarl» tepeleme doldurulduktan sonra kat kat artardı Ayakları buyuk kuj pençesı kesımlı mangalı babası bir gun eve getirıverm'ştı. Hamalın sırtmda taşıdıgı kuf veşılıne bulanmıf madenı vığını anneleu dehşetle karşılamıjtı. «Nejdı pıslık Hem de eve sokulacaktı > Babaa yumjjacık uzak bakmıttı annesme. . c en anlamazsın Nıhevre demıstı Bu essız bır Anadolu ustasırun e:>kı bır eserı Vstelık ben temızhyeceğım. sız bılemezsınız. S e . mn o kubık merakın bunu kaıdırmaz Babası uzun sure kdgıt oyıami., polıtıka konusma ısıne ara \ermış, tuflenn altından ovarak çıkardıfı sarı buklumİTi geruşten dara ınen uyumlu govdejı okşarca&ına pudayıp tamamlamıştı Bu mangal konuk günlerırun orta vazosu gıbıjdı artık AnneM vıne de beğenrmyordu ym, Saıde Ogretmen ovle^ıne begeru mıştı kı. Ankara Devlet Konservatuanndan mezun, jabancı dıl bılen bu sajgın kadın nedense yıllardır Erzurum da dgretmenhk yapı>ordu Safde oğretmenın coşkun beğenısı anne«ının tutumunu saısmıştı Konuk gunlerı dışında mangal yıne ortulup tıyıya konujTdu Kıraz mutfakta her çay »jardafeinı yenıden yıkavıp ovup hazırlıyordu Konacak her bar. dak çajm d.binde tek tortu olm<malıydı O sıralar Seçıl ablası albaun kırma hila sık s i i ders çalışmaya gıdıyordu. Üsıegmen Ertegun penrerelennın altından gereksız yere geçmey» başlamamıştı Asken bırlıgın konakla4ığı j e nn karşı semtı olan mahalleler.nden birkaç kez geçmışse bıle nedenı kımsete duşunulmemıştı Usteğmen Ertegun'ün tvlı oldugunu bı. len etrafa \ayan levazım tıstejmenı Adıl Sayman an henuz Erzurum'a atanmamıştı Kaiasının uste dogru daralıp alranın ı.ırcenbıre binvermesınden öturu !e\azım usteğmenı Adıl Sayman'ın harıci şapkası bosluga takılı gıbı duıurdu başmda Oysa ustegTnen Ertegun Emınenm o yaşta bıle anlâjabılecegı denlı \akışıklndı Erzurumun topraga daha \akın ak buzullu guneşının yaktıfı yıizunde faydamhgı dana belırgınleşen mavı gozlerı Kolay unutulmazdı Uzun bovuna kınk dokuk bır gorunu» veren dahıh elbıselerıyle gezei"dı Öour »ubavların derlı topluluguna karşın onu boyle gonırlerdı U«tfğmen Ertegun ıkı vanınaa derın kıvnmla' taşı>3n guz«l ağztvla hep bır şeyler aramyormuşcasma ganp bır doigınlıkla yunırdu. Bu konuk günlennde Kubılay babMiyle okulds kalmı? olurdu Kub.lay boş okul sıralarınoa ters oturup atçılık oynamayı pek severmış Bu dar çerçevede annesıjlt ortaokulun tarıh oğre'menı lclal Hanım nasıl olup da tanıjmamışlard , anlamak guçtu Oysa pırınçten mangaliannı çok ovup begenen ortaokulun müzık oğretmenı Saıde Hanım îclal ogretmenı sonunda ki7i gıbı benımseyıp sevmıştı denıldigıne goıe lclal oğretmenm akşdmlan okul çıkı«ı hıç bır >ee uğramadan kıraiadığı oda»ına donaugu herkesçe bslınırdı Yıne de bunda bır ıkırcık aranıjoı, karanlık dokunduımalarla okulla e\ arasında gıdıp gelerek ya^anan o diic hayata tnanmaz gorunuvorlardı Pekı va Ankara'ya ne demeîr Sonra bardaklara daha guçlü çarpan ıncecık gumüşten Erzurum kaşıkları hızlanıjordu. Ne demelı'* Guzel kadın mıydı'1 Yoo oyle gorıinuyordu Kestane kumral saçlan. eh yurdumuzda herkeste rastlanabılecek ozellıksız kahverengl gozlerı, be'kı en çok uzun kırpıklen Yurek bıçımlı kemıkh yuzu 7 Nıçın onlardan uzak durujordu Bır Saıde Ogretmenle arası ıyıvdı lclal ö g retmene sunmadıkları dostluğun onun yonunden ger: tepıldığını de boylece sapta>arak daha haklılaşnorlardı Yaşadığı utanç mı onu urkekleşurmışttr Yok vallahı sakın Nerdeyse emeklıhğı gelmış olan Saıde ofretmene bırlıkte şaşmamaksa ellerınden gelmıyordu Aralarındakı onca jaş farkıyla nasıl dostluk kurabılmışlerdı lclal ogretmen otuzunda\dı, belkı de jırmı beş falan Hıç evlenmerrış bırısı ıçm ka>t kız \aşı dıve tammlıyor. lardı Otuzdan b'rden vırmıbeşe ımvermelen de avn b>r tuhaflık'ı 1970'lere doğru annesı Emıneye bağırıyordu Adam »osyolojıyı bıtırmene karışmıyor Karımın okumuş olmasını elbet ıstenm dıyor Amerıkaja buyuk b:r şırkete ısletmecı olarak gıdecek Yakışıklı da Ustel'k emeklı bır ırustesarın oglu. Onur umur gormuş b r aıleden ikı dıl bilıvor. Sen de bebek oegılsm Bu yaşa eskjden evde kalmıs kız yaşı dıye bakarlardı. Bır yıl da nışanlı durursanız bu aa senın nefret ettıgın görucüluk ışmı ortadan kaldırır Senı ahmlı bulmuş O meşhur jrurultülü toplantılarınızdan bırinden çıkarken gormüş Maçkada. Halanla da tanıs oluvor Ankara dan Bagırma Terbıyesız, aa Amenka matah mı dıye bagırma. Senın o pek begendığın hanım da ben sosyahzmi Amerıka'da oğrendım demıyor muymuş Şasırmıştı Emıne Annesınden umulmaysa bu bılgıyı o nerden oğrenmıştı E\et mı Hadı. hem nıve sana soruyoruz Selahattın de sen bıhrsın Nıivevre dedı Demek babası venılgiyı tam üstıenmıstı O srünlerde bır ara odada yalnız kald klarında tüllenn ardından puslu Çankava'va doftıu bakıp: (ARKAS1 VAR> Yüzbaşı SdaMâttinin Romanı Selâhattın sen mahkemede yalan soylemışsın, bız bırbirımıx* hıç benzemevız değü mı? dıye alay ettı Halıl Paşa guç dunundaydı. Her gordugume bunu anlatıyordum Paşayı tanıyanlar ve arkadaşlan da zıyaret bahanesıyle sıgara, yemış gotüruyorlardı. Bır gun vapurda vaktıy'e bızım karargahta tabur kâtıbı olan Ali Rızaya durumu açıklayınca: Harbıye Nazın Gurcü Mü»ır Şakır berum amcamdır; bu durumu ona anlatavım, belkl yaıdım eder Ve bırkaç gün sonra haber getırdı Gurcu Şakır Paşa demış kı Halıl Paşa maaşlarımn venlmedıgını bır dılekçeyle bana bıldırsm, venlmesını emredeyım Hemen Halıl Paşa>a koştum. Dılekçeyı yazdım, ımzalattım Oradan Harbıye Nazırına gıttlm. Ba«yaver Bınbaşı Sal'h e (1) benı Nazınn yanına çıkarmasım rıca ettım Nanr dılekçeyı okudu, bana baktı Sız kımsınız'' Halıl Pasa hazretlerının y«verlerı Vah vah, bır ordu kumandanının maası kesılır mı? Şımdı dılekçeyı tstanbul Kumandanına havale edeceğım Kendin gotur ve takıp et' Bır guçluicle karşılasırsan, bana gel' Halıl Paşanın gozlerınden operım, bır emrı varsa bana yazsınBu seksenhk musırın elınl optum Koşa koşa istanbul K J mandarvhgına geldım Dılekçevl Fe\zı Pasa'va \erdım Harbiye Nazırı cButun maa>ları \erılecektır» kaydını duştuğu ıçln akşama doğru Halıl Paja butun maaşlarını aldı. Olan bıtenı Halil Pasa'va 8zetledığim zaman da Paça bana ;u hıkavejı anlattı Enver Paşa 1914 yılı baglarında Harbiye Nazın olunca (otuz bes vaşında) orduyu gençlestır mek ıçın ıse yaramaz ıhtnarla rı emekliye «evketmlşti. Tasfıy» erfılenler arasında o tarıhte muşır olan Şakır P«şa da vardı. Emekli olunca Şakir Pasa, Boğaz'daki yaluına çekilmişti. Genç Osmanlı Kabınesl sava ca gırıp gırmemek konusund» bır karara yoneldlğı zaman, emekli müşın çağırıp fıkrını almavı dusunmuşlerdl Eski ve yaşlı asker demıştı kl: Osmanlı tmparatorluğu ne askerlıkçe r»e de ıktısatça b:r harbe gırecek durumdadır Ya pmnda banndırdığl yabancı ulu«lar devletın guç duruma duşmesinı beklıyorlar kı baJımsızlıklanna kavuş«unlar Sa \ as uzun surecektır \e sonuç kesınlıkle dun>anın ekonomık \e polltlk durumuna egemen lngıli7İerce ka7anılacaktır B u harbe Rirmed'en barış ıçınde çalışabıl'r^ek, sa\as sonunda bıtkın duruma dusecek de\letler bize bırsev yapamaz Ama muhakkak savasa cırmck ıstuor«ak, galip gelecek olan tngilızlerın vanmda ver almah 1 Dinlevenler bu cevaptan mem nun olmuyorlar ve adamı adeta kovuvorlar. Aradan bır zaman geçıp de sa\as >avas vavaş ale\hımıze donup Ukerie «n%lentıler başlayınca, lhtıvar Muşırın dedıkodu yapmasın dan korkuyorlar. Gemlık dolay lannda bır Gurcu koyune su ruvorlar emeKİî pa^avı .. Maaş vermivorlar, adam dort yıl kov de koylulerin bakımıyla >aşıyor. Halll Paşa bunlan anlattıktan sonra dedı kı Ne yuksek dusunceli v« l\ı jureklı adam; bızden zulum ve hakaret gordu, bue lef kat gosterıyor. İKİNCİ BÖLÜM (Mütarekede istanbul) ilhan SELÇUK Maaşı kesilen Ordu Kumandanı de yaşamıştı Şımdl genış bır bolluk donemıne gınlmıştı Ya bancıların doktüklen para ı e vapurlarla getırdikleri esya, sehrın yaşayışını değıştırmışti Se faletın zayıflattığı karakterler, paranm tatlı yüzune davanamıj ordu Somurgecılerın dunyanın her yanında yerll halka uyguladıkları yontemdı bu. Artık ülkenın efendısı olan yabancılara hoş gorünmek içın, bırçok okumuş Turk aılesı ya da aydın grupu devreye gırdıler. Yabancı subsy çevreleriyle ılışkıler kurdular Balolar. danslar. oyunlar başladı Istanbul'da hajat, şen, gunahkâr ve zevklıydı Gazınolarda ıçkı ve raks vardı Tokatlıyan'a gıdıp orkestrayı dınleme'i, guzel kızlar yakalayarak dans etmek hoştu Şışlı tarafmda Türk hanımlannın da katıldıgı çaylar verılıyordn. Gerçı boyle yaşayış Turk hanımları ıçın yasaktı ama, ozgürluklerıne kavuşmak isteyen kadmlanmız ('» eksık degıldı Rumlann, Ermenılerın suareleri ve çaylan eğlencelıydı Bunlar Beyoğlu Fransızcasıyla veya kotü bır îngılızceyle konuşmayı yeğlıyorlardı Herkes kendını Avrupalı saymak ve saydırmak merakına du»muştü. yargılama dehşet ve heyecan verıciydı. Eskı sadrazam \e nazırlar, sanık sandalyesıne oturmuşlardı. Yargıçlar kurulu askerl hâkımlerden meydana gelıyordu. Sanıkların avukatlan Celâlettm Arıf ve Sadettm Ferıt'tı Bu avukatlann blrbırını ızleyen ve dorder saat süren savunmalarını dınledım Celalettin Arıf diyordu kı Bugun huzurunuzda sanık durumunda bulunan insanlar, vatanlannı koruma geregınce, adına Ermenı katlıam: denen ama gerçekte Turklerl koruma nıteliğmde bulunan tedbırlen almamış olsalardı, bugun ne sız >argıç ne de bız sanık sıfatıyla oturacak bır ulke bulamayacaktık ve şu mahkeme l.urulamayacaktı. Sadettın Fent ıse hukumetlere ısyan eden unsurların başma gelenleri dunyadan drnekler vererek birer bırer saydıktan sonra devam edıyordu: Hınt'te, Mısır'da, îrlanda'da aynı amaçla nıce uygulama yapan İngılızler. bu ıslerı yapanlara kah raman demışlerdır Bız ıse suçlu dıyonız Talıh ne acı bır alayıdır. Şunu belırtelfm ki Turk yasalarında huzurunuza sanık dıye getırılenlere verılecek bır ceza yazılı değıldır. Türk milli vıcdanında bu kısıler ıçın verılecek vıo danı bir ceza yoktur. Buna rağmen Yargıçlar Kurulu, bır ceza verırse, milll vıcdan bunu saygıyla karşılamıyacaktır. Ve tarıh, muvekkillenmı buyük adam lar, vatan görevıni yapmış adamlar dıye nıtelemekte dlrenecektır. Yargjçlar Kurulu'nu, duşman sungusu altında, vıcdanlarına aykırı ve ulke çıkarlanna ters karar veren bır kurul diye düşü necektır. Doğan heyecan, halkm yakır ılgısı ve tepkısı karşısında Hu kumet bu yargılamaları surdüre medı Mahkeme bır karara vara madan îngılızler ılgılılerı ceza evınden toplayıp bır vapura dol durarak Malta adasına gotürdü ler. tzmirin işgali Îşte bu sıralarda ben, Teğmer Muzaffer, Teğmen Şahap, Harı Akademısine gırmeve karar ver dık ı3) Ve aramızaa bır plan ta sarladık Harp Akademısınde og retmenhk vapan Bınbaşı Berkuk Bınbası Saffet, Yuzbaşı Tev fık (4 ı ten ders alarak, okul? gırmeye hazırlanacağız Smavlaı hazıran 1919da başlıvacaktı Bız« ders verecek uç subayı ben ta nıdığım ıçm hepsıyle goruşturr îsteklerımız kabul edıldi Bır gece Şahap'ta, bır gece Muzaffer' de bır gece bende ders yapıla cak Ilk ders lî mavıs 1919 gün'i Muzaffer'ın evınde Berkuk tarafmdan verılecektı (1> Sahh Omurtak. (2) Sonradan yandı. v3) Muzaffer sonradan C1940) Çanakkale Müstahkem MPV kı Kumandanı, Şahap ise Kars Müstahkem MevKi Kumandanı oldu. (4) Ponradan Cumhurbaskanlığı Genel Sekreteri YARIN: t L K E Y t TEK ADAM Kl'RTARIR; MÜSTAFA KEMAL Suçlular ve g^içlüler îşte bu Istanbul'da, Buyuk Savaş yıllarında Osmanlı Devletının Sadrazamı (Başbakam) olan Sait Halım Paşa ve arkadaşları, savaş suçlusu ve Ermenı katlıamın dan sorumlu olsrak yargılanıyorlardı Duruşmalardan bınnde ben de bulundum. Sultanahmet'te kı Adlıye Bınasında (2ı \apılan Bizlere yabancı İstanbul istanbul bu tarıhte bır mah«er jerını andırıvordu tngilız, Fransız, Italyan, Yunan, Japon, Amerikan ordularından subav lar, neferler ve dunyanın her ulusundan ve dıninden ln«a'> lar şehri doldurmuştu. Anad'v lunun çeşitlı verlerınden surulmuş Ermenı'ler de istanbul a dolmuştu. Turkler yenılmıştı, Hırıstıyan azınlıklan Turklere karşı kışkırtanlar savaşı kazan mışlardı. Hıristiyanlar galıp dev letlerm tabıl muttefikivdiler. îngiltere Elçüığlnde bır Rum • Ermem Şubesi açılmıstı. Rumlar'ın isteklen genışti. Trabzon Piskoposu ve Rumları, bır Pontus devletı kurmak istıvor lardı.. Ermenller Karadenız'den Akdeniz'e uzanan bir devlet ha zırlığı ıçındeydiler. Bağımsızlık peslnde koşan Arap, Kurt, Rum temsılcllerı Istanbul'a doluşmuşlardı. Bır evın kapısında «Trabzon Rum tmparatorluğu Temsılcıllgl» bır başka kapıda €Pontus Cumhurıyetı», bır başkasında «Kurt Kra'lığı» bıraz otede «Kilıkya Ermenılerı Temsılcllıği» guzel bır konağın gırısınde «Arnavutlar Bırhğı» gıbi levhalara ve uvdurma bayraklara rastlanıyordu. Bunlar yetmezmış gıbi Bolçevık devrimınrfen kaçan Ruslar da şehrı doldurmuç'ardı. istanbul da aranıp bulunsmıvan jalnız Turkluktu. Payıtaht tam bır uluslararası kent nıtel:£:ne glrmişti Bu seb'rde en h&kır en za\allı olarlar Turklerd: Turklerde ne havat jeîcnegı kalmıştı, ne şer»f . Tiırk de Turkldğunu b r gunah gıbı sak layarak ker.ıra çek.lmışti. Bar lar, barvo'.ar, k«bvc!»r, sokak lar aıtık namus eh'ı ıçın geçıî mez olmuştu HıçVr ev sald rıdan uza'c degıldi. Her an ka pı çalınabılir ve bır sarhoş \a banfi grubu, ef'ep.melc ıstedıkle'.nı so\lnebllırdı. Bu ya bar.cılara P.m va Ermenller onculuk edi'. o''»rdı Çevre koy lerınde ozelhkle Tendık, Maltepe ve Be\ koı'd'a P.um çetelerı turemıati. Turk koylerim basıyorlar ve yağma edivorlar dı. Tı.rk koylennıe pek az kım se kalnr.ıs; coğu yanmıstı. Çe teler kent ıçir.dcn h''« tacırl«rı dağa ka'dırıjorhr, rehıne olarak «Lkhvorîîrrtı. Mus lumarılarla Hırittıvinlar alasında ;:nayettcn, vağmacılıktan, kuniakçıl'ktan, u7f'.t k ı i d^k mek'en açltnif tr U'iırjm var dı. Eslrfvan.n yakalantnaktan korkıi«*j yoktu, am» hs'k korku Içırvdfl''t: lngılız m»mı:rlar ve 1<> nh*7at ?ar.Iarıyla e«kıja «rasında ıli»Jİ!»r vardı îngi 'z ler Turhlere Hmtlı, va da zenci davrar sı ıçirdevdiler istanbul savaş yıllarında derln bır yoksuniuk ve yoksulluk içın MALKOCOÖLU yazan veçizen.Ayhan BAŞOGLU pusttua duçürvl lardı. BANYA LUKA'NIN TOPLARI TİFFANY JONES n edn DtSl BOMD GARTH CiTC'o Lz^
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle