18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET 8 Haziran 1974 ABDVUANBAZ TURHAN SELÇUK SAFOlWAJL. ATAiAÛiM... KAfAhl Mf öuip. ME OLMAl, Tdfü A TJTMAPI, iL£W4yfljl f ATfİ BuMu? ' MAHMl/r ?/... NELER YAPMADIK! ŞAKİR BALKI 42 Siz kendisiyle konuşmadmıı mıT Yoo, mamasıyla konnjtum! Bız konuşa konusa Tünelin önüne felmijiı. Sarraf Bahri beyden öğrendik ki, biztm Büyük Deli Zülüf ona «he» demif. Bizim canımızı sıkan durum, öu moruğun tutumuydu. Şevkiye'ye kötü biçitnde abayı yakmıj. Canım adamm eceli gelmij ımı dürzü farkında değildi. Bu sefer mamanın pejine düftük. O da kayıplara kanstı. Bunca karışık iş gördüm ama böylesini ne gördüm ne de i?ittim. Mamayı bulamayınca, yash adamın peşine düştük. Bahri bey bizden haber bekliyordu en kısa zamanda. Batıyoruz Kamil iki bia kağıt verdi. Ben de o kadar. Biz yine hanın yohmu tuttuk. Asansörün yanmda biri bağırıyordu: Yolundum, beni yoldular!.. Vardık bağıran adamın yanma. Bir de n« görelim, bizim emekli tapu memuru değü mi bağıran adam. Kulağma: Ne oldu? dedim.. Bağırma... Ağ'amaklı bir sesle: Beni kaz yolar gibi yoldular, beg bin ktv ğıt param gitti... dedi. Sonra ekledi: Ben bu işin peşinl bırakmayaeağraıT.. Biz bu duruma çok sevindık. Koca Ociisi Şevkiye bu adam için artık bitti. Batıyoruz Kamil bey, bana döndü: Hüsnü bey kfrdesim, dedi, biz d« yolunduk, hiç se5 etme... Adam orada bağıra çagıra dursun, Oiz naflf yollu handan kırdık.. Buradan tekrar mamanm evine gittik. Kapısını tıklatıp geldiğimizi haber verdik. En üst katta oturuyordu mama. Bizi içeri buyur etti, konusmaya başladık ba«,lamadık, Batıyoruz Kamil mama'yı kaptığı gibi en üst kattan a»ağı atıyordu! Mama baktı ki papuç bağlı. bize doğru yolu gösterdi. Batıyoruz Kftmil Beyin bu barbarlıgı olmamış olsaydı, bız daha çook linek avlayacaktık. Meğer Koca Deüsi Şevkiye, Mslm bulundugumuz apartmanın bir üst katındaymış da bizim haberımiz yokmu}. Hey gidi hey, bizim gibi yasını başını almış insanlann böyle alargalı işlerin peşine düşmeleri, doğrusu ayıp kaçıyordu! Böyle ışlerde insamn hem kafası işleyecek, hem de ağzı kalabahk olacak... Bizim bu Batıyoruz hergelesinin ağzı da kalabalıktır ha, usturuplu konuşmasını da becerir. Yahut şaka maka, mamayı kaptığı gibi sallıyordu asfaltın üzerine! Bir Ost kata çıktık. Odasına girdlk.. Biz Koca Delisi Şevkiye'yi görür görmez şaşırdık. Karı tam kanymı? ha... Bizim Deli Paspal ZUlüfü İM gün içinde teneşirlik ediverirdi. Sürmüş sürüştürmüştü. Patroniçe olmak kolay mı, her yana emirler veriyordu. Bl» bu durum karşısında afalladık ne yalan olsun ki... Sanki bu kan memleketi idare ediyordu. Oraya buraya telefonlar ediyordu. Bizl blr «üre sUzdükten sonra: Buyrun beyler, dedi, alzl dmliyorum flmdi! Dillerlmiz ml tutuldu ne, iidmlz de yutkunmaya başladık. Batıyoruz Kâmil Bey: Varhgımız yoklugumuı tize baglı, diy« esüdi büzüldü. Bu sözlerden hiç birşey anlamadı Şevklye. Beyler, ne demek latlyorsunuz? dedi. Varlık yokluk da ne?... KAmil Bey teklemeye başladı. Baktım olacak gibi değil, ben davranmak mecburiyetinde kaldım: Hanım efendi, vatan millet yaranna slBl, başgös etmek için sizi rahatsız ettik. Sizl mutlu bir izdivaç bekliyor da... Birden iri gözlerini Uzerimize diktl. Gülerek: Ama, dedi, ben çoktaan emekli oldum. Hah... Hah!... Aman hanım efendi, emekli oldum ne demek, siz daha çok.. Yooo, lçler sizin bildiginiz gibi değil, bundan sonra kimsenin kahnnı çekemem! Sonra kim bu adam?... Politikacı Zülüf Bey hazretleri! Hiç duymadım böyle bir adamın adım. Bir iki gün sabredin, memleket onu bağnr.a basacaktır. Yalnız siz bir «evet» deyin, gerisi bizi ilgilendirecektir. Beni yaşlı filan oulmayarak mı acaba? Estağfurullah, aman Şevkiye hamm, siz daha gençsiniı! Ne demek o, rica ederiz efendim!... Memleketi düşünmeb lâzım biraz, değil mi? Ah hanım efendi. biz emekli olduk ama memleket işlerini hâlâ bırakmadık gitti. ZUlüf beyin bekârlığı basımıza az kalsm iş açacaktı! Canım adam bek&r, yakışıklı... Vallah sinemacı kadınlardan bıktık doğrusu! Zülüf beyin yüzunden partimize yazılmaya başladılar. Biliyorsur.uz, bizim partiyi de aşağı yukarı hacı hocblar fazla tutarlar. Bu oyunculann partimıze girmeleri, öbürküleri ürkütecek diye '»rkuyoruz Onun için size geldik, bu hayırlı içi teklif ettik. Efendim, gidiş on para etmiyor da, bız de bunun için i»e giriştik... (DEVAM! VAR) PARİS'TE TÜRK RESSAMLARI Kosta DAPONTE ABÎDÎN DÎNO, "SANATIN KENDİNÎ KABUL ETTÎRMESİ KALABALIKLARLA BULUŞMASINA BAĞLI,, DİYOR güçlerine gtlveniyorlar, «kapı ku \ Toüu. Zeki Faik lu» devri kapandı. Uıusal so' Izer, Nurullah Berk, lUmluluğun, toplumsaı soruraEşref Üren ve Zühtü Müridofhı luluktan geçtiğini de bıliyorlar ıle «D Grupu»nu kuranlardan sönatçılar > olan Abidin Dıno, Paris'in yirmi Ulusal sanat tartışması yıl sonraki çizgisini görmek isÜnlü Fransız şairi Phılippe ter gibi bu yaz yeni bir binanın Soupault un, «Gücü büyüleyicı 9. katına taşındı. Nurullah Berk «îstanbul Re ve inandırıcı apayrı bir ressam sim ve Heykel Müzesi» kitabın dır» dediği Abidin, ulusal sanat tartışması hakkındakı goruşleri da, 1913'te İstanbul'da doğan Abidin Dıno için «Bu ressam nı şoyle özetliyor: «Yurtt» birkaç yıldan beri sükuşkusuz ilginç bir sanatçı» der. îstanbul'daki müzede ancak bir ren bu tartışma kanımca kimi tek yağh boya resmi bulunan zaman yanılgılara götürdü. UluAbidın'ın Paris, Seatle, Antıbes sallığın gerçek anlamı yeterınce müzelerinde ve Italya, Ingiltere belirtilmedi. Bu deyımde yurtBelçika, SSCB. ABD ve Türkiye' taki tüm varlıklar kapsanmış gi dekı özel kolleksiyonlarda da re b' gözüküyor, gerçekte ıse ulusallık emekçi çoğunluk kavsımlerı var. istanbul'da Robert College'de ramma bağlı. Ulusun içinde. orokuyan ve 1928'de onbeş yaşın neğin sömürücüler de var ama: dayken Türk gazetelerinde kari sömürücü ulusun çoğunmğundan >ana katur çizmeye başlayan sanatçı mındadeğildir, ulusallık kavrayeri yoktuı. Sanatta da ilk sergisini 1932'de Leningrad' öyle, ulusal çoğunluktan yana da açmış ve Sovyetler'de ünlü olan, çoğunluğu dile getiren, çorejisör Eisenstein'in yanında si ğunluğun gehşmesinde etken onema çalışmalannı sürdürmüs lan, çoğunluğa yeni görüş ve tü. duyuş açıları kazandıran sanat Çağdaş Türk resminin gelişme eseri ulusaldır. Enınde sonunda çizgısindeki başarısı konusunda ulusallık. sınıfsal ırlamaya gore Abidin Dıno bize şunlan söylüölçülür. Sınıfsal çehşkileri tüyor: mü ile ele almadıkça ulusal sarat tartışması vanılgılara götürebilir. Ayrıca zaman süreci so runu var, önemlı biı etken ola rak. Türk çoğunluğunu dile getıren, ona seslenen, va da ergeç ona ulaşacak olan öncu sanat yapıtı, yine toplumla ılgıli nedenlerle, şimdılık etkisiz ka labılir. Kültür kıtlığı içinde bırakılmıs bir ulusta sinemaya. tıyatroya, resme, kitaba susamış bir ülkede ulusal kültür işı bir oluşum içınde başanya ulaşır. Gelecefin genıs okuyucu. dinleyici, seyirci kalabalıkları ile bir buluşma sözkonusu, ara yerde direnmeleri yasakları da hesaba katmalı.» Ne gıbı rfirenmeler diye soruyoruz, cevap: «Bir örnek vereyim isterseniz. Bugun bize ulusallığın ta kendisi gibi görüneı» Yunus Emre'nin kımi dizesi, düşüncesi. 16. yy.'da bile ağır bir suç sayılmıştır; çağın en büyük fıkıh üstadı Ebussuud'un verdıği fetvalara gore, Yunus'un dizelerini soyleyerek semâ edenler dupecfuz «zındık». Işte Ebussuud efendi hazretleri fetvasından bir parça: «Ve kâh (Cennet cennet dedıkleri, bir ev ıle birkaç huri, isteyene versin anı. bana seni gerek seni...) deyu goğuslerini döğüp evzâ garibe ettiklerinde ahali mahapeden ba7i kimesneler zaviyeı mezbur'da şeyh olan zeide (Bu makule evzâ'a nıçün râzı olursun?) dediklerinde zeıd (Ne lâzım gelür?..) demış. Böylesi bir tutum Ebussuud efendımizi çıleden çıkarıyor, elcevaplar, fetvalar baskısı başlıyor. Yunus'un ünlu rfizesini söyleyerek semâ edenlere ve buna izin veren şeyhe, uygun görülen cezaya bakın: «Bu itikattan rücu etmezse, katilleri vâcıptir».. Yunus Emre böylesi belâlan önceden sezmiş: «Yayıldı Yunus adı, suçtur cümle taat'ı» (ibadeti); tehlikeli iş şu şairlık işi vesselâm. Demek istediğim şu ki, ulusallığını kabul ettirinceye kadar sanat eseri, Molla Kasım'ların, Ebussuud'ların sal dırısına uğrar. Sınıfsal nedenlerle, Sarayın ideolojisi, inanj biçimi ile, reaya'nın, halkın lde olojisi ve inanç biçimi çatışıyordu. Kurulu düzene göre bir tehlike sayılmış Yunus Emre, ama halk tarafından benimsenmiş. Bu sınıfsal kavganın taze örnekleri cksik değil günümüzde. Sanatçınm kendini tam anlamı ile kabul ettirmesi nasıl olsa büyük buluşmaya bagh.» «Büyük buluşma dediglnlz nedlr?» «Büyük buluşma |u bcnce; 36 mılyonluk Turkiye'de kültür den kaç kişı yararlanacak durumda? Kültür derken, tüm gu zel sanatların olanaklarını duşünuyorum. Blr railyon kişinin kültürden az çok faydalandıgını ilerı sürmek bile iyimser bir hesap. Kültürden yoksun ezlci çoğunluğun kültüre kavuşması ile, yeni kültüre kendi katkısı ile, yargısı ile meydana çıkacaktır ulusal sanat dediğimiz sey. Son 50 yılda yaratılan sanat eserleri içinde, kuskusuz kalıcı ve ulusal birçok eser var. öyle de olsa değerler ılerıde değişikliklere ugrayacak. Büyük buluşmada kimin kalıcı kımin gidici olacağını kesin olarak saptamak elde değil. Şimdilik kavuşmadan fazla ko ğuşturma geçerli, ama düzelecek bu işler. «Yani iyimsersiniz?» • Kuşkusuz.» MALKOÇOĞLU yazan veçizen:Ayhan BAŞOGLU MAGLUP KAHRAMAN Sanat gelişimi «Bıldiğiniz gibi sanat kollan atbaşı gelışmez birçok nedenle, büyük yenilıkler, basanlar, şu ya da bu kolda kendini göstermiştir. Shakespeare çağında onunla boy ölçüşecek bir lngiliz ressamı yok, örneğin. Bizde, Cumhuriyetin kuruluşundan beri ağır basan sanat kolu edebiyat olmuştur. Bu da oldukça doğal. Büyük değişiklik süreçlerinde, edebiyatın araçları daha etkili. Bununla beraber ağır basan kol, tanh süreci içinde etkenliğini yitirebilir. Şeker Ahmet Paşa'nm resmi, Ahmet Mithat Efendi'nin romanlarından sanki daha ağır basıyor bugün.» Bu ölçüye göre çağdaş Türk resminin durumunu soruyorua Abidin Dino'ya: Y A R IN: Mübin ORHON DİSİ BOND INlAMILAAAZ OLDUÖUKJU Dünya çapı «Buna kesin bir karşıhk verilemez, üstelık sorun ülkenin sınırlarını aşıyor. Defer ölçümüzde öncelik kendi ülkemizde olmakla beraber, sanat eserinin dünyadaki yeri de önemlı bir veri. Picasso'nun resmi, etkenliğini tek îspanyada değil, bütün dünyada gösteriyor. Şiirde Nâzım Hikmet, ama yalnız Nâzım değil, düzyazıda Yaşar Kemal ama yalnız Yaşar değil çağdaş edebiyatımızm gücünü yurt ve dünya çapmda kanıtlıyor. Bununla beraber tlhan Mimaroğlu gibi bir mü zik yaratıcısı da dünya çapında etkili. Fellini'den Dubuffet'ye kadar birçok ustalar ondan yararlanıyorlar. Birçok ülkede gen"lik Mimaroğlu"nun elektronik art.larla yarattığı ses kümelerine tut kun. Mimaroğlu, çağdaş sanatın öncüleri arasında. Yurtta şimdilik etkisi nedir? Belkl hiç. Ama Picasso kübizmin yolunu açarken, yurdunda etkili miydi? Türk resmine ve heykeline gelince, yurtta ve dünyada yeri küçümsenemez. ötekı İihan. Il1" han Koman'da.1 söz ediyorum. İki yurt dışı kentte meydanlara yontusunu dıkmiş bir Türk san&tçısı. Ayrıca birkaç Türk resBamı dünya kentlerının müzelelinde yer almış bulunuyorlar. Desteksız, ödeneksız. satafatsız başanlan bu işıer nü önemll, ycksa milyonlar narcayarak yanılan festivaller mı? Ne olursa olsun. Türk sanatçüan kendi GARTH TAKVİM 8 Haziran C. Evvel 17 Ruml Ottnef Ögl» Iklndl Ak$am YotSl Imsafc 1390 Mayıs 28 Hlcrl 1394 S.27 8 49 13.13 43S 17.13 8 35 20.39 12 00 22.40 2.02 3 12 8 33 KiUDI UÇAGINI ©KENDİN YAP Bir milyon liranın. yada yüzbinlerin sahibı olabılırsiniz. Unutmayınız; MILLI PlYANGü yarm çekiliyor. TOPLflM tKRAMİYE: 9 MİLYON 548 BİN LİRA. (Basın: 15772 4677)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle