Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET 31 Mayıs 1974 Bayramınız kutlu olsun b a y ı m ! Yeni bir bayram samlmaması lçin, beklettneden söyliyeyim, nerdeyse haftası dolan «Anayasa Bayramı»ndan söz ediyorum. O gıin kimin bayramını kutladımsa, anlamsız anlamsız, ya da düşünceli düşüncelı baktı yüzüme, çogu da karşılık vermedi. Ben de hızımı alamayıp yazımın başına kondurdum o tümceyi, «Bayramınız kutlu olsun bayım!». Artık karşıllğını alıp aimamamın önemi yok. Okuyanlar •ağolsun! Bayramların da insanlar gibi yazgılan oluyor; tfiyelim ben Şeker Bayramını severim de, Kurban Bayramını t u t m a m . Neden diyecelc olursanız, sokaklarda kurbanların dolaştınlma*ı, sonra bunların gözönünde kesilmesi, ortaiığın kana bulanması, kesilen hayvanın başınd'j çoluk çocuğun toplanması, kurban sahibinin övünerek gülümsemesi, bende tepki yaratır. Şeker Bayramı ise öyle değildir, sevinçli b i r bayramdır o, insanların yüzü gCler. Zamanla Rüzelleşen, anlamı güçlenen bayramlar da var. Söz gelişi, bizim 19 Mayıs Bayramı bence onlardandır; dikkat ederseniz önemi gitgide artıyor, devlet adamlantnız o bayramcfa bırtakım ciddi gençlik sorunlarına değinmek zorununu duyuyorlar. Buna karşılık, bütün dünyada «işçi bayramı» olarak bilinen 1 Mayıs'a bizde komünizm korkusundan «Bahar Bayramı» adının takılma«ı o günü ortada birakmış, anlamsız bırakmış gibidir. İranlıların Nevruz'unu ansıtan bir at!, «ma bizde onun uyandırdıgı etkiyl de uyanrfırmıyor. Bence cBahar Bayramı»nm acfını. «İşçi ve Köylü Bayramısna çevirmeli, Anayasa engel değilse. Gel gör ki, Anayasanın neye engel olduğu, neyi desteklediği açık seçik olarak anlaşılmış değil. Evet, biliyorura. yasallığını yitirmiş bir iktidara karşı yapılan 27 Mayıs Devriminin doğurduğu bir Anayasa var ortada. onun yıldönümünü kutluyoruz... diyeceğim ama, doğrusu bir türlü dilim varmıvor, o Anayasayı «lüks» diye değiştirmedik mi, rafa kaldırmadık mı, kuşa çevirmedik mi? Haftanın başında bayram tutarken o Anayasanın eski biçimini mi, yoksa bugünkü değiştirilmiş biçimini mi düşünüyorduk? Daha başka bir deyişle, bayramın nedeni olan Anayasa ortada olmadığına göre, bize nedensiz bir bayram mı kalmıştı? Şimdi düşünüyorum da, «Bayramınız kutlu olsun bayım!» dediklenmin yuzlerindeki durgunluk, kuşku, Olaylar ve görüşler BAYRAMLAR Melih Cevdet ANDAY dalgınlık bu yüzdendi belki rfe. Hani birtakım askerlik öyküleri anlatırlar, bir yere bir nöbetçi dıkılmiş, unutulmuş orada, nöbetin nedenini, gereğini biien de kaimamıs zamanla, ama her yenı gelen birlik, geleneğe uyarak o yere bir nöbetçi çıkarırmış yine de... Anayasa Bayramımızın o biçimi almasını istemem elbet, ama bizdeki faşizm heveslileri, yarın zorbalıkla Anayasayı büsbütün kendilerine benzetirlerse, biz yine «Anayasa Bayramı»nı kutlayacak mıyız? ğiştirmişler. Bir bakıma Anayasayı okumamak daha ividir; çünkü bu «vasaiann arıa>ı» arada bir «gayrı m e ş r u . çocuklar da doguruyor. Eskiden Ankara'da yerleşmiş bir yabancı, dilimizi öğrenmeye karar verir. hemen başlamış epey de ilerlemiş bu yolda. sonra birden dil devrimi patlak verince çok şaşırmış zavallı, «Ben tam öğrenirken siz değiştiriyorsunuz» diye dert yanraıs bir Türk dostuna, «Ben bununla nasıl başa çıkacağım?» Adamcağız inadını bugün d e sürdürüyor ise. «bütün»ün yerini «tüm»ün aldığını göriince beyninden vurulmuşa dönmüştür sanınm. veti$ebilirsen vetis! Benim bir arkadaşım da tngilizce öğrenmeve karar verdigini söylemişti bana, ben de ona tngilizce ögreten kitaplardan birini salık vermiş, hemen çalışmaya başlamasını söylemiştim. Ama arkadaşım kurnaz lrurnaz eülümseyerek şu sözleri söyledi idi bana: «Hemen başlamam» dediydi. «iki vılda tngilizce diye bir kitap vardı, b i r süre sonra baktım. bir yılda tngilizce oldu, sonra altı aya kadar indi. Bekleyecegım elbette, üç aya. giderek bir aya lner bu.» Konfüçyüs. toplumun egitimine temel olarak törenleri, birey egitimine temel olarak da müziği önerir. Gerçekten de, nedeni ne olursa olsun, giderek isterse nedeni olmasın, törenlerin toplum yönetiminde büyiik bir yeri vardır. halka nedeni söylenmese bile, bir alanda bir örnek giyinmiş kimselerin düzenli olarak sıraya girmesi. bando, m a r ş . bayrak. düdük. konut, ruhlarda büyiik, ürpertili bir saygı uyandınr. O sıra biri yanınıza gelip de size, «Burada değil, şurada duracaksm» dese, onun gösterdiği yere hiç düsünmeden gidip durmaz mısınız? Bakmayın siz Anayasa'nın nitelik değiştirecek denli yenilenm* sine, önemli değildir bunlann hiç biri, sorıın Anavasa dolayısiyle bayram etmektedir aya*n kalkmakta, susmakta. sonra rahat etmektedir Anayasalar değişir. zamanlar. ömürler geçer. yeni kuşaklar yetişir. nüfus artar. evlenmeler ölnmler. emeklilikler. işsizlikler. hastalıklar. derken bakarsmız, Anayasa'yı yine değiştirmişler. Uaoaarlının köpükleıi Sağlam İs Ayrıca şunu da belirtmeden geçmiyevim, cîeJHşiklıgin kimi zaman ileri dönük, özgürlüfe açık olmasına karsın. kimi zaman da tersine bir yön tutmasında üzülecek bir van olmamak gerekir. Dahası. anayasalann kimi zaman üztintü uyanriıracak degisikliklprle insan haklarına kapalı bir dııruma eetirilmesi. eski anayasalann övsü süne vol acması ve bir gün o anayasaya vine dönüleeegi umudunu uyandırması bakımmdan cok da vararlı olabilir Bakarsınız. iki üç kuşa6ın cabasını kendi üzerinde toplar bu konu. elbette sonunda basanya da erilir. Imdi, kötü müdür. iki üç kuşağa böylesine saglam bir iş bulmak? Sayın Nihat Erim'in. 1961 Anayasasını «lüks» sayması üzerine çok tartışıldl. Bildigim, anladv gım konulardan olmadı&ı için kanşmayı aklımın ucundan bile gecirmedim. okudum sadece vazı lanlan. sövlenenleri. uzaktan düsündüm. Simdi açıklayayım ki. benim düsüncem. bu konuda tartısanlann düsüncplerinden epeyce ayn. Neresinden bashvayım? tnsan vasamını. insan toplumunu. hayvan tonlumunun vasamından ayıran baslıca özellik «lüks»Kir tlkel bir fnsanm suratmı boyaması. basma at ktıvruSıı sarması. sonra vemeklerin kokmuş. tjismiş. çiy diye çeşitlenmesi. tçkinin bulunusu. ortaya araba diye bir =<"' c\V"> nlması, atın arabaya kosulması. atm Ostüne binilmesi. okuma vazma. kralların saraylan. derebevierin akıl almayacafc büyüklükteki topraklan. Sayın Nihaf Erim'in Avrupa'da okuması, bütün öztrürlüklere açık anayasalar yapılması. bunlar insan toplumunu hayvan toplumundan ayıran lükslerdir. Ama bir ulus ve her ulus. en lüks anayasaya lâyiktır. Yaparsınız o anayasayı. uygulayacak olmadıktan sonra, alhn bir kasanın içine koyarsınız. sonra yılda bir törenlere sıra gelir. halka nedeni söylenmese bile. bir alanda bir örnek giyinmiş kişiler toplanır. vüzler kasılır, bando, marş, bayrak. düdük, komut... diyeceğim anayasavı de*iştirmenin eeregi ne? Şu dünyada kaç yü yaşıyonız? C Yetisemiyoruz Bir arakadaşım, bir gün bana, Anayasa'yı okuyup okumadığımı s o r m u s t u ; okuyamadığımı söylemiştim sıkılarak, o da ayıpladı idi beni. Ama sonra ne oldu, o Anayasa'yı değiştirdiler, ben o*e arkadaşımı bulup, okumamakla haklı olduğumu tamtladım ona, «tşte değiştirildi» dedim, «Eskisini okusaydım ne olacaktı sanki?» Arkadaşım, bu kez yenisini okumamı sahk verdi, ben yine direttim. «Dur bakalım», dedim, «bunun da değiştirilmeyeceği nerden belli? Ben bu dünyaya Anayasa okumaya gelmedim. Hele son biçimini alsın, tartışmalar dursun, okur ezberlerim.» Bu kez arkadaşımda bir rahatsızlık sezer gibi olmuştum, Anayasaların hiçbir zaman «son biçimleri» olamıyacağını anlattı bana kendisi hukukçudur topiumun isteklerine göre boyuna değişirmiş o... Ne güzel, böylece zamanlar, ömürler geçiyor, yeni kuşaklar yetişiyor, nüfus artıyor, evlenmeler, ölümler emeklilikler, jşsizlikler, hastalıklar... derken dakıyorsunuz, Anayasayı yine de andarh gemisi Ege'de petrol aramak için yola çıktı. İlginç bir denizdir Ege. limanları. adaları, kıyılanyla... Pire'de Amerikan donanması en güvenilir sığınagı bulur; Skorpios adasında Jacqueline'le Onassis o t u r u r ; Izmir'de GüneydoSu NATO kuvvetlerinin forsu dalgalanır; Selânik meyhanelerinde Türkçe şarkılar söylenir; Oruki Adalar Anadolu'ya bir salriırı için düzenlenir; Girit İse H i p p y i e n n rüyaİarına ve Washineton'un gelecekteki tasarılarına açılır. Karadenizden Akdenize inmek için önce Istanbul Boğazından geçilir. Fener'de Patrikhane hırslı gözlerle seyreder Istanbul tepelerini. Marmara'da Ortodoks Papaz Okulu yerlesmişfir Heybeli'nin doruğuna... Çanakkale Boğazının kıyıcığmda Troya direnir z a m a n a : geçmişin saldırganlarına karşı Anadolu'nun savunması anıtlaşmıştır taşlannda... Şarap ve zeytin kokulu adalar arasından süzülerek inersiniz Akdepize. Ve Akdenizde Kıbrıs... Patrikhane'nin basın yayın örsütü piskoposlar ?erpilmiştir her yana... Kiliseye bakarsanız. Marmara, Ege ve Akdenızrle Kıbrıs Yunandır. öylesine tamdır ki bu inanç, Makarios: Bağımsız Kıbrıs... dediği İçin piskoposların hışmına ugramıs. aforoz edilmiştir. Ama şimdilik ne diyebilir MakariosT DÜŞ BİLE DEĞİL. OKTAY AKBAL Evet Hayır ULUSAL SOSYAL SIGORTA ağımızda «Sosyaı» kelimeslnin sınrme «opılmamış Kişi, bu Kelııneyı p.'ORTamında sık sık teıcrarlamayan sıyasal parti, söylevierınde dile getırme yen aday, lider. politikacı, devlet adamı hemen nemen kalmamış gibidir. Ayrınüsız hangi siyasal gönişe sahip olursa olsun bugün toplumları h a ^ k e t e eetiren bu tılsımlı sözcük. ileri demokrasilerde kişiye güvence geti len kuruluşlarm soyadı haline gtlmis bulunmaktadır İnsanların iradeleri dışında ugradıkian tehlikelerin zararlarına seyirci kalan sistemler sosyal an layışların dışınoadır. İşte Sosyaı Sıgorta kuruluşlan n a karşı sağdakı ve soıdaki po litikanın bırbınvle yarış edercesine gösterdıkleri sempatırun ne cleni buradadır C B ayar başa geçecek, Bozbejli, Demirel, Türkeş, Feyzioğlu yardımcıları olacak, böylece Milli Cephe Kurulacak! Buna, milli çorba demek daha doğru olur. Bakın şu kişilere; 27 Mayıs gününün DP düşmanı Türkeş'i bir y a n d a ; 1957 60 yıllarının Bayar Menderes iktidarının ateşli muhalifi Feyzioğlu bir yanda; Menderes'in kapattırdığı Milliyetçiler Birliğinin genç üyelerin.den Bozbeyli öte yanda; Mer.deres'in genel müdürü Demirel ise büsbütün başka y a n d a ! Böylesine bir karmakanşıklığı sayın Bayar bir düzene sokacak, tek bir parti halinde oluşturacak!.. SOSYAL GÜVENLÎK HAKLARI BAHJS KONUSU OLDUĞU ZAMAN, ULUSALLIK DEYİMİNİ, ANAYASAMIZIN 48. MADDESİ ANLAMINDA DEĞERLENDİRMEK ZORUN. DAYIZ. taplar yazar, seminerlerde sunturlu konuşmalarla saatlerce eleştiriler yapar d u r u r u z . Sonuç O halde, ülke nüfusunun ancak 8'de birini kapsayan, bastan çıkanlmış çeşitli sosyal sigorta kuruluşları ile mi öğünmeye devam edeceğiz, yoksa; Anayasa ilkesine uygun, Ardahan'dan Edirne'y« kadar tüm insammızı zorunlu kaps?.ma alarak geleceğe giivenle bakmasını sağlayan, ö d e m e gücü kısır olan gruplara fazla yük yüklemeksizin devletin de finansmana katıldığı, Selâhattin TURLA Sosyal Hizmetler Akademisi Öğretim Görevlisl Buna düş bile denemez. Doksanından sonra, anı yazılır, öğüt verilir. Hayal kurulur, geçmiş günler hatırlanır, yaşamın bütün yanılgıları gözden geçirilir. Ama parti kurulmaz, lktidara geçmek hevesine kapılınmaz, yurt liderliğine göz konulmaz. Her yaşın bir görevi vardır, bir yeteneği, bir güç sınırı... Bakmayın Mareşal Petain'in doksanından sonra Fransa Devlet Başkanı olmasına. Işin sonunu h a t ı r l a y m : Koskoca Fransa Mareşalinin tarihî kişiliğini nasıl yerle bir ettiğini! Ysşayan gorfir derler. 27 MayYS 8evrimiy1e "yıkılan bir iktidarın başı asılrfı, biri hapiste kaldl. Bes yıl sonra hapisteki Bayar «kuyudan» çıktı. Yalnız canını k u r t a r m a k l a kalmadı, zamanla bütün haklarını da elde etti. sonunda Senato'ya bile çağrıldı. Senatör olmak, yurt sorunları ıçin fikir söylemek, oy kullanmak, belki bir gün yeniden eski koltuğuna kavuşmak... Oysa Menderes için bütün kapılar kapanmıştı, yolun sonu gelmişti. Işte bu bile, ölüm cezalarının ne denli yanlış haksız, doğa yasalanna aykırı olduğunu göstermeye yeter. Zamanla yargılar değişir, hafifler, dün suç sayılan bugün erdem oluvermiştir. Bayar bugün iktidar lideri olmaya aday, senatör koltuğu emrine hazır, saygı gören bir kişi. Millî Cepho'yi çevresinde kuracak bir lider! Menderes ise yok yasamda, nerdeyse anılarda, belleklerde bile yok... Hiç kuşku yok, son elli yıllık dönemin en önde gelen ilginç Vişilerinden biridir Bayar. Bakan, başbakan, cumhurbaşkanı, idam mahkumu, yeniden politika adamı... Inönü ile Bayar Cumhuriyet tarihinin iki anlamlı lideridir. Hepimizi etkilemiş, yazgımızı çizmiş, ulusumuzun yönünü kendi beğenisine, isteğine göre çizmiş insanlar... Ne denli elestirsek, beğensek, beğenmesek de bu gerçeği yadsımak olanaksızdır. Elli yıllık bir dönemin vazgeçilmez bir kişisidir Bayar. Bu, demektir ki, önemli bir adamdır. Kime göre? Bu toplumun ahşageldiği ölçülere göre öyle!.. Yoksa geçmişteki eylemlerini, düşüncelerini, söylediklerini, yaptıklarmı, yapmak istediklerini gözden geçirirsek hiç de önemli olmadığı kanısına varırız. Önemli adam, güncel alanda adı geçen bir insan değildir. Yaşamasını bitirdikten sonra da, ardında bıraktıklarıyle toplumu etkileyen, yararlı yapıtları, eylemleri, saygı "e sevgiyle anılan bir kişidir. Bayar'ın böyle bir politikacı, böyle bir lider olmadığı ise ortadadır. On yıllık cumhurbaşkanlığı dönemini bir düşünün'. Muhalefet lideriyken söylediklerini okuyun!.. Hangisini gerçeklestirmiştir, hiç değilse inandığı yolda savaşmıştır? Şimdi bu doksanını aşmış Bayar. geçecek üçdört partinin baçına, bir cephe kuracak, seçime katılıp iktidara geçecek. tstedikleri kadar gitsin elini öpsün Bozbeyliner, saygı durusunda bulunsun Feyzioğlular, Demirel'ler; onlar da biliyorlar işin iç yüzünü, Bayar'm liderlığinde milli cephe, büyük iktidar ortaklığı gibi jeylerin kurulamayacağını.. Demirel de, Feyzioğlu da, Bozbeyli de, Türkeş de kendi hesapları ardmdadır. Bayar'ı kendi amaçlarına uygun bir araç olarak kullanmak isterler. Oysa Türkiye'de 1950'nin, 1960'ın, hatta 1970'in koşullsrı, havası yoktur artık. Sular tersine akmaz hiçbir zaman. Mevlâna, «Dün geçti, dünün sözlerini götürdü beraberinde Bugün yeni 5«ylerden söz etmek gerekir. der. Bayar o ünlü kuyudan çıkmıstır, haklarını kazanmıştır, hatta senatörlük koltuğunu bile elde etmiştir. Hepsi o kadar! Ama tarihin verdiği yargıyı değiştiremez. Türk politika sahnesinde bir kez daha. hem de doksanından sonra etkili bir rol oynaması ise hiç beklenemez. Enosis. derfigi zaman Cumhurbaşkanlığı gidecektir elden; ve Kıbrıs'ın solcu'an Atina cuntası Ada'ya geldigi zaman başlarına geleceei de biliyorlar. Onlar için en iyi reçete «bağımsız ve tarafsız Kıbrıs.tır bir süre... Kilise ile bu açıdan ters düsmektedirler. Kilise demek Cunta'nın yardakçısı demektir Yunanistan'da... Heybeliada Papaz Ökulunda yetişmiş politikacılar her vanda sagcı politikanın diplomatlarıdır. Yavılmak ister. Yunan kilisesi, ord'usu, büvük sermayesi... Okvanuslarda Panama bandırasıyla dolasan nice ticaret Remisi, gerçekte Yunandır, Onassis'tir. Skuras'tır, Niyarkos'tur. Amerikan bankalarmdan Atina'ya çekilen çeklerin imzalarında nice Yunan isadamının imzası «örülür. Kapitali^m dünyanın her yanında kendine özgü bir gardrop düzenlemiş, Yunanistanda papaz cübbesiyle Cunta generali eivsüerinde karar kılmıstır. Egedeki günesli adscıklar, dar.tela kıyıcıklar, mitoloiik kalıntılar. hem Akropol'e hem Ayasofya'ya; hem Heybeli'ye. hem Kıbrıs'a sahip çıkmak istevenlerin nereden kaynaklandıgını v e desteklendiğini bilmezler. Amerika'd'a silâh üretîmine y a t i n m vapan Ortodoks kilisesiyle kökü dışarda kapitalizmin özgün ortaklıgında Güneydoğu Akdenizin nasıl bir altmışaltıya bağlandığını bilmez, topraklar, taşlar, yoksul insanlar... tşte Çandarlı, böyle bir Ege'de petrol aramaya çıkıyor. Çıktığı zaman Ege'nin iki yakasındaki NATO gözlemcileri, Brüksel'e, Napoli'ye dolavsız telefonlarla dakikası dakikasına bildiriyor geminin uskurundan üreyen köpükleri Ve Yunan ordusu «teyakkuz» durumuna geçiriliyor. «Teyakkuz» uyanıklık demektir. Yunan ordusu uyansa, önce Atina Cuntasını başından atar; tepeler diktacı generalleri... Ama uyanmak Ege'ye, Anadolu'ya, Kıbrıs'a sahip çıkmak rüyasında olanak dısıdır. Washington'un desteğiyle yaşayan ve Amerikan markalı koltuk değnekleriyle yürüyen Atina'nın Türkiye'yi tehdit etmesi. Ege'nin iki yakasındaki iki ülkeyi elli yıl geriye, anılaşmış olayUra rfoğru götürür. Evet, elli yü önce gene Batı'dan aldığı destekle Türkiye'ye saldırmamıs mıydı Yunanistan? Elli yılda değişmiş birşey yok muT Ne yazık ki elli yıl önce Lozan'da Musul petrollerini Ankara'ya vermiyenler, ve elli yıl sonra Türkiye'de ulusal petrol çabalarmı baltalayıp ülkeyi petrol pazarı durumuna düşürenler. Ege denizinin altına da sahip çıkmaya çahşıyorlar. Biz hakkımızı savunamazsak, kimse bize hakkımızı bagıjlamaz. Çandarh işte böyl>» bir dünyada petrol aramaya çıkmıştır, İzmir'de NATO Karargâhında Türk ve Yunan Ordu Kumandanları aynı masa çevresinde buluşurlarken, ve Ege'nin iki yakasındaki ordular «teyakkuz» durumuna getirilirken... Eorta Yasalanndan vermek çok kolaydır. örnegin; hizmet bagıtı ile çalışanlara sosyal haklar getiren ,Ş06sayjlı yasada (60. madde) ' Günümüzün moaern Devletl '25 yıllık siROrtalılık süresı (1) »Anayasaları «Sosvaı ve tkti$ad% içinde S000 gün sigorta primi Haklar ve Ödevler» bölümlerine. ödiyen kişi kaç yaşında olursa artık, amentü nalme geımiş buolsun yaşlılık aylığına hak kazalunan «Herkes sosyal güvenlik nırken, statü hukukuna göre çahakkına sahiptir» cümlesi ile hştınlan memurlara sosyal hakbaşlamaktadırlar. Devletın ödevlar getiren 5434 savılı yasada (39. lendiğı bu anayas&l nak; törenmadde) 30 tam vıl (30 X 365) Rün lerde uzun kırmız? bezıere kodevlete hizmet veren Kişıye emek caman kocaman vazılıp agaçtan hlik olanağı saglanmakto, bağım ağaca, duvardan duvara gerilen siz çalışanlara sosval haklar gebayramlık dövizlerâen de öte bir tiren 1479 sayılı vasada (35. mad anlam taşımaktadıı. de) ise, 60 yaşını tamamlayıp 15 tam yıl sigorta primı ödemis Çeyrek yüzyıu aşan bir süreolanlara yaşlılık avhğı bağlanadenberi, belli tarıfler ıçindeki çalışan erupların • ısçilei me tilmektedir. , murlar askerleı bağımsız Yine, 506 sayılı Yasaya göre, çalışanlar bankacılaı gibi) inbağlanacak aylığın hesabında, h i s a n n d a olan Sosyaı Sıgortalar son üç yıllık prime esas kakuruluşları. bundac böyıe, ülkezançların ortalaması esas alılerın diğer sabırlı. sahipsiz, çile nırken, 5434 sayılı Yasada ekeş gruplanna da sosyal anlammekli keseneğine tabi en son lar vermiye hiç defilse meraklan aylık, 1479 sayılı Yasada son uyandırmaya başlanustır. kez prim ödediği gelir basatşler demokrasilerde sesinı mağı esas alınmakta, 506 sayılı duyurabilen örfrütleranış gTupYasanın geçici 20. maddesi kaplar, baskı unsuru olma rutelığisamına giren <24 a d e t ) Emekli n* korudukları sürece kendileriSandıkları vakıf senetlerinde ne özgü birer sosyaı sîgcrta mev emekli aylığı 10.000 liranın üzezuatı yaratmışlaı bu grupsai rinde astronomik rakamlara çıgayretler, sonunda ortaya çıkan kabilmektedir. hesaba dayanmavan mevzuat ve uygulama karşısında yine kenBu üç kuruluşta da «tnsan dileri hayretlerini gizleyememışhaysiyetine dayanan» espri orlerdir. tak bir gerekçe olduğu halde, Oysa, sosyal güvenıık nakkı, yardıma hak kazandırıcı koşulbu kuruluşlann finansmanına İarla yardım n o r m l a n m n bu katkıda bulunmak dolavısiyle de denli birbirinden uzak olması, gil. insan olmaktars ötürü kazayazımıza başlık aldığımız (Ulunılmış bir haktıı. sal Sosyal Sigorta) konusunun Bu şaşkınlıgın bazı örneklerini artık düşünme zamanının gelyürürlükte buiunan Sosyal £ i diğinl ortaya çıkarmaktadır. Türkiye Demir Çelik İşletmeleri Genel Müdürlüğünden Divriğı böigesinde kurulacak, Divngı K.om>&nırasyon ve Pelet Tesısleri ü e ilgili «Saha tanzımi. Yol Insaau ve Sanat Yapılan» işi ıhaleye çıkarılmıştu 1 İşin tafcribı kapsamı: Toprak Kazısı; 1.8OÜ.UUU m3 Taş tahkimat; 42.000 m3. Sanat yapııarı ve Krtorüier: 15.000 m3 kârgir, 15.000 m3. beton, 2.500 m3 betonarme 2 İhale 14 haziran 1974 cuma günü, saat 16.00'da Divriği Konsantrasyon ve Pelet Tesisleri Müdürlügü; Tunus Cad. No. 63'de yaoılacaktır. İhale dosvası aynı adresten 200 lira bedelle temın edilebilir. 3 İştırak belgesi almak ıçin: îsteklilerin en çeç 3 Haziran 1974 Pazartesı çünü saat 16.00'ya kadar bir diiekçe ile müracaat etmeleri ve dilekçelerine aşagıdaKl Delgeleri noksansız eklemeleri gereklidir. 1 A zrubundan en az 50 milyon liraiıJs Müteahhitlik karnesı. 2 Makina ve techizat bildirgesı. 3 Banka Referans mektubu. 4 Tekr.ik Personel bildirisi. 5 MUteahhit olarak tamamladıSı ısler beyannaınesi, 6 Halen taalıhüdünde buiunan ısler 7 Saruslar için ımza sirküleri »ırketıeı ı^ln sulcet sirküleri. 4 thalsye Birebilmek için: 1 1974 yılına ait Ticaret ve Sanayi Odası oeıees Ue Sirketlerin; ılk tlân tarihinden sonra alınmıs faaııyet oeıgesi. 2 Genel Müdürlüğümüzden alınacak ıstırsıc oe.Resı, 3 Usulü dairesinde 1.5 milyon liraım Geaj? rem». nat vermeleri. 4 Işyerini görüp tetkik ettigine dair controııuktao tasdikli bel»e 5 Genel Müdürlügümüz 2490 sayılı tcanunra» t«b1 değildir. İşi istedigine vermekte veya ihaleyı y«pıp yapmamakta serbesttir. Postada oıacak gecikmeler kabul edilmez. (Basın: 15345 4381) Oysa, biz bu yazımızda, okurlanmızı sıkmamak için, sade tnsan onuruna yakısan koce iki sivri noktayı örnek olasullarla, makul ve mütevazı yarrak vermiş bulunuyoruz, «indım normlarmı temel prenşip osan ÇBpruna •• J3{a5"benlmsemiş ve ( a s g a i j t e n ayrıesfıkları yardımlan devlet ga^ptisi iştenjafife d *°* l Hlıfîâ almış, "* Neden Ulusal Yasa metinlerinin ifadesi kadar uygulamadaki işlerliği de Sosyal Güvenlik hakları, başkusurstız, ka bir deyimle insanlık hakla Devlet Plânımızın Birincl, rı bahse konu olduğu zaman, tkinci, Üçüncü 3eş Yıllık Progulusallık deyimini, Anayasamıramlarında öngörülen «Birlik» ilzın 48. maddesi anlamında dekesi oluşuncaya kadar, kazanılmıs ğerlendirmekte zorunluluk varfazla haklara saygılı olup, mevdır. cut Sosyal Sigorta kuruluslannı 40 milyonluk bir ülkede *aö*c oluşturan kaynaklar ve mal] ce birkaç yüzbin kişi emekli güçler oranında bu üstün sosaylığı alıyor İse, b u n u n % 6O'ı yal refah standartlannm deva500 lira c i v a n n d a , «a 30'u lOfıOmına da olanak veren, fazlayı te 2000 lira arasında, % 10'u d a min etmeyi bireylerin kisisel ça4000 liradan yukarlarda emekli balarma terkeden, aylığına hak kazanmış bulunu Köylüsünden kentlisine, a s yorsa, buna, Anayasa nedefinkerinden siviline, çiftçisinden isde bir sosyal güvenlik düzenl demek için ancak politikacı ol çisine, hizmetçisinden sporcusuna, parlamenterinden sade v a mak gerekir. tandaşına, öğrencisinden büyük Sosyal Güvenlik kuruluşlarıannesine kadar herkesin sosyal nın istatistikleri; bugün, sadegüvenlikten paymı aldığı daha ce 5 milyon kişinin bu nimet mutlu, daha huzurlu. daha gülerden yararlandırıldıgını gös» venli bir Türkiye yaratacak. termektedir. 35 milyon lnsanıUlusal bir Sosyal Sigorta Irumıza, sosyal güvenlikten nasirulusunun hâlâ hasretini ml çebini verememenln gerçek üzünkeceğiz? t ü s ü n ü ; yorgun bürokratların Hiç kuskusuz, tüm ülkeyi kapyıllar boyu uyutucu gerekçelerine adım u y d u r a n l a r ve «sos samına alacak Ulusal Sosyal Gümunyal» deyimini bir kompozisyon, venlik normları dışında. zam . ek kuruluslar. gruplann bir fantezi olarak bol keseden mall olanaklan oranında daha kullanmıs olanlar anlayamarüstün sosyal refah yardımlan sağ lar. layabileceklerdir. Asgarinin Ostün delri fazla sosyal güvenligi biOndan sonra da, dünya görüreylere bırakmak sörüsüne elşüne uygarlık, kendi insanına betteki katılmak mümkündür. değer. gelişmemiş ülkelerin m;l yonlarca insanına ekmek veren Ulusal yazgıyı bSlüşen, ortak ileri Avrupa ekonomisine haysmırlar içinde yasamakta olan ran kalır, nedenleri hakkmda bir kısım insanlarımızdan mill] çeşitli makaleler, bildiriler, kigolirin sosyal güvenlik yolu ile dağıtımı sirasında bile hiç bir sey vermeksizin. mütemadiven fe DtS TABtBt dakârliklar isteyen bir zihniyeti terk ermeye mecburuz. •Sosyal» teriminin gerçek anlamını bilen ve seven, ulus olmaSaat 13.30 nm bilincine ermiş tüm vatanda; lanmızın birleştiği nokta bu Samatya CaO. N K 400 C değil midir? TKL: a 75 « Okuyucu Mektupları Halka çektirmekten kaçmmalısmız! CHP, MSP ortak hükümeti genel at yasalasırken yazıfc kl çatlamıştır. CHP bir bütün olarak, Meclis'ten çıktıgı şekilde genel affı benimsemiş, oylamada da fire vermemiştır. MSP ise, verdiği sözde duramamıştır. Oysa koalisyon olusurken açıkça halka söz verilmiştir. Hatta bu söz. uzun süren görüşrnelerden sonra yazılı olarak bir akte de baglanmıştır. Protokol maddelerinden biri de fikir suçlanru içeren genel aftır. AI şerçekleştikten sonra fikir özgürlüğünü yasaklayan 141. 142. maddeler yasa dışı bırakılacaktı. Buna ragmen partisi neden çatlamışn m ı z açısmdan hangl yön datır? Kanımca, Erbakan ya göz ha tutarlı ise. o şekilde karar kırpmıştır ya da gurubuna hâvereceklerine şimdilik eüvenikim olamamıştır. Her iki dumiz sarsılmamıştır. rumda da tutarsız bir lider Mehmet KUT görünümü vermektedir. Halk, ö ğ r e t m r n • Yakacık bu tür liderlerden çok çekmiştir bugüne dek. Bu nedenle Erbakan halka oektirmeme volunu tutmalıdır. Ecevit ve arkadaşlannın İleri görüşlülüğü ve politika sanatındakj ustahklan burada kendini gösterecektir. Böylesi dar geçitlerde ulusal sorurüa PTT ilaililerinden cevap bekliyorum Cezalı Sokak Sokağımız Kızıltoprak çarşısı ile dllcey olarak deniz a. rasındadır. Yani Kızıltopras benzincilerinden denize tnen Rüştüye sokagına paraleldir. Kalamış tstikametine doğru gidildiğinde görülmesl ISzım ama hatırlı kişinin biri Bağdat caddesi ile sokagımızın birleşecegi yere bir apartman kondurmus, dolayısiyle sokagımızı caddeden görünmez ha le getirmis ve gizlemiştir. Biz sokak sakinleri de bir sağa bir sola yalpa yapa yapa, başımız döne döne caddeye çıkarız. Civanmızd» bütün sokaklar asfalt olduğu halde bizim yüzellı metrelik sokağımiz hâlâ mozayik kaldınmdır. Denizle bağlantısındakı bir apartman kaloriferinde kömür yakmakta, külleri hemen sokak başında denizle birleşilen yere dökülmekte, dolayısiyle yağmurlu havalarda sokak başı baraj olmakta, yayalar ve vasıtalar geçecek yer aramaktadır. Bazen de apartman ların bahçelerinden geçilmekte, kuru havslarda ise tozdan geçilememektedir. Yaya kalcfınmlar İle şehir ışıkiandırmasından hiç bahsetmiyelim! Yalnız bu sokaktaki dedikodu, sokakta hatırlı bir partili nın o t u r d u ğ u d u r Yani sokağımız eezalı sokakmış. Heı halde cezamızîn artık bitm's olması lâzım geür. Acaba ilgililer bu işe ne buyurur?. Kızıltoprak Sadberk •okafi lakinlerl ORHANTÜZÜN Istanbul T.p Fakültesi Dekanlığından 1 Fakültemiz Kürsülerinln 1974 yıll ihtiyacı olan aşağıda dökümü ya^ılı Uat Hydrufil. Hydrofil Hamuk ve temulik maUemesi tle FakCltemıx personelinın reçete mukabılı alacak oldukları Optik, Ortopedik ve Tıbbî Malzemeleı 13 Hazıran 1974 Herşembe günü saat ll.UU'den »ıbaren hizalannda yazılı saatlerde kapaIı zarf eksiltmesı ile ihalesi vapılacaktır. 2 Bu ışe ait şartname ve dığer ihale e v r a k l a n Fakült e m u Genel Bürosunda görülebilir. 3 Ueçıci teminatların nakit olanlan üniversite Muha«ebe Müdürlüğüne vatırılacaktır. 4 Ihaleye gırecek eczane sahiplerinin tş yerleri Fakültemj/ Çap» Klıniklerine en çolı bir kilometre uzalclıkta olacaktır 5 thaleye glreceklerin 1974 yılı tastikli Ticaret Odası Beiselen 1 » birlıkte 2490 sayllı kanunun tarifine gö1 re hazırlüyacaklan teklii mektuplarını ihale saatlerırvden btr saat önce Fakültemiı AJSJ* Komlsyonuna vermelen gerekmektedir. İhale No: 1974 Geçici thate Tahmin Aimacak madde bedelı XL teminat TL taati 1İ.U0 24.550,Gaz Hydrofil S2U.UU0, 16S50, 1115 Hydrofil Famuk 32UIHJU, Temızlilc Malzemesl 372.2U0, 18.638, 11.30 33.750, 11.45 llâç ve Tıbbi Malzeme 75U.UO0, (Basın: 15290) 4383 Cumhuriyet 4392 (1) 13.11.1971 Cumhuriyet «Sigortalılık Süresi» »••••••••••••••••••••• ••••••••••••••••••••• • • • • • Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Seyir Hidrografi ve Oşinografi Dairesi Baskanlığmdan Bildirilmiştir. DENİZCİLERE VE HAVACILARA 56 SAYILI BILDİRİ 10 ile 15 haziran 1974 tarihlerinde 08.00 ile 18.00 saatleri arasında aşağıdaki noktaları birleştiren saha içinde seyretme, demirleme, avlanma ve bu sahanın 600 metreye kadar olan yüksekliği can ve mal emniyeti bakunından tehlikelidir. KARADENİZ KARABURLTN YENÎKÖY : Enlemi 41 derece 30 dakika kuzey; boylamı 28 derece 41 dakika doğu. 2'nci nokta : Enlemi 41 derece 30 dakika kuzey; boylamı 28 derece 49 dakika doğu. 3'üncü nokta : Enlemi 41 derece 20 dakika kuzey; boy lamı 28 derece 41 dakika doğu. 4 üncü nokta : Enlemi 41 derece 15 dakika kuzey; boylamı 28 derece 49 dakika doğu. Denizcilere ve havacılara önemle duyurulur. l'inci nokta I • • • • • • İ Fransız uyruklu gelinimize Paris'te 15 nisan 1974 tarihınde yapılacak yeğeninin düğün merasiminde giymek için benden ıstediği Türk motifleriyle işlenmiş giysi ve ona uygun bir çift pabucu 2 nisan 1974 tarihinde Ankara Yenımahalla PTT şubesinden gönderdim. 113 Boulevard de Menilmontant Paris France adresine gönderdiğim 36 no.lu harici koli zamanında yerine gitmedi. Hergün aldıklarını bildiren haberi bekledim. Buna Karşılık almadıklarını ve çok üzüldüklerini bildiren telgral, kart ve mektuplar aldım. Çok üzüldüm ve utandım... Nihayet 10 mayıs 1974 günü koliyı verdiğim Ankara Yenimahalle PTT Şubesine resmen başvurdum. Bugün 24 mayıs yine bir haber olmadığmj öğrendim Gelen mektuplara ne cevap verecegimi şasırdım Lütfen si2 bir cevap verin ben de onlara bildireyim HUrmetler. * . POTIJR Uludağ Snkak 8/3 Maltrpe ANKARA Kiralara «dur» denils'n! Hükümet. oahalılıga karsı mücadelede aanıj, oır Kaç kararla fiyat vüKseıısinlr kısmen olsun önünü a.mışDj Yalnıs her nedense KV ve UÜKKÂM kiraları oue*jne Ksdaj SERBEST oırakıldıeındaı. mülit sahipieri icontratıann bltiminde ıstediklen eib: kıraian a r t tırmaktadırlar Hatts oazı tnsafsıziar iki misliden fszla iste mektedirler Bu insafsız «ıra ^rtıslarına kim dur diveceK!.. Elbette ki, halkçı nükümet! Bunu beklivoruz. Metia 4tes (Basın: 15604 4384)