Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
7 Mart 1974 oğulcu özgurlükçü demokrasi, Wr çoklannın ısrarla ılerı surduğü gıbı, smıfsız, kampsız bır toplum düzenı değıl, tam aksme ozgurlukler içınde gelışen bır toplumda ortaya çıkması doğal olan goruş, çıkar ve güç farklılıklannı normal kabul ederek, aralanndakı çatışmada her bırıne karşı tarafsız, fakat topluma taraf olan, çoklukta bırlığı, duzenı kuran bır yonetım bıçımıdır. Boyle olunca, toplumda her goruş ve her çıkar grubunun kendı alanının sorunlanna sah:n çıkması, bır arada yaşadığı otekı gruplar yanmda hakkı olan verı alma ve koruma kavgasını yapması gerektır. Bu kavgayı, demokrasi oyununun kurallan içmde tutacak ve topluma vararlı yonde kanalıze edecek olan ıse, Devlet'tır Bır sanatçmın fıkır kavgası da, ekmek kavgası da «Kultur» terırmnın çızdıği sınırlar ıçınde ka'an alanda geçer. Buna rağmen, sanatçılar ozelhkle resım • hevkel ve muzık dallarına bağlj olanlar • Devletm tutumur.aan, sanata gereklı 'lgi'ı tostermedı ğınden sureklı olarak sızlandıklan halde, görüşlerıru, mandıklanru açıklayarak kavgalannı yurutmeye bır turlü gıremezler Bunun ncdenını ben, sanatçılarda genellıkle gorulen alcak gonullulak ve ıçe donukluk yanında, fedebıyat dışında kalanlannın) kullandıklan anlatım araçlarının «soz» olmayışmda gorurum Gerçekten de, aynı zamanda «yazı yazabılen» çok az ressam, heykeltraş ve muzıkçl çıknuştır Ama, onların davasını da bugune kadar hıç kımse gereğı gıbı savunuvermemıştır. Nasrettın Hoca'nın dedığı gıbı, «el, elın yitığını, ıshk çalarak, kendıne dert etmeden arar» O halde, herkes davasına sahıp çıkmahdır Ve ışte bu goruşlerledır kı bugun, ben de, düşuncelerımi açığa vurmayı goze aldım. C laylar ve görüşler Kültür, Sanat ve Devlet Prof. Hüseyin GEZER DGSA ÖGRETIM ÜYESÎ Ortaya koyduğu ürunlerle yarattığı etkl alanı, orada yasayan ınsanlann duygu ve düşüncelennı gelıştınp, yucelten bır çevre oluşturur. Insanlar, guzellığı, aşkı, ıhtırası, kmı, kısaca butun msana ozgu duygulan; onun, sozler, sesler renkler, bıçımler halınde somutlaştırarak ortaya koyduğu yapıtlarda gördüler, bütun gerçeklıŞı, «uzellığı tıksınçıığıvle Şu halde, «faydalı'dan kısıtlı olarak» yenenIçılen • gıyılen ya da herhangi bır amaç ıçın «kullanılan şej » ka*tedılmedığı takdırde, sanat faydalıdır da Hatta en yuce, en Insanca bir anlamda' Üstelık, sanat venlennln pratık fayda amacına donuk uygulamaları, uygarlığm ve hele teknolojının gelışmesı ve ekonomını.ı buyumesınde en buyük rolıi oynamıştır Bugun ışlemek ıstedığım konu sanatın bu yonüyle ılgili olmadığı içm bu nokta üzennde durmayacak ve pur sanabn, toplumsal yerinı ortaya koymaya çalışacağım. Sanat, Knltüru olusturan başlıca elemanlardan birisldir. Yukarda. sanatı tarlf ederken, onun, «ınsandakı yaratma eğılımının eyleme donuşmesı» ve «sanat yapıtımn da, bu eylemın maddeyı etkıleverek ona verdığı bıçım ve duzen olduğunu» soyledlm. Burada söz konusu olan «madde», ses, soz, boya ve üç bovutlu bıçımlendırmeğe elvcnşll çeşıtll malzeme'dır. Bunların türlerl ne olursa olsun, sanat yapıtı haline ddnüştükleri zaman kazandıklan etkıleme gucunun nıtelığı «fızık» karakterdedır ve bu nedenle evrensel prensıpler ıçınde yer alır. Bunlan bıçımlendıren ve duzenleyen ınsan Ise son derece kompleks bır varlıktır Etten ve kemikten olusan yapısıvla, o da flzlk karakterde olup, fizık prensıplenn evrensellığine bağlıdır Buna karşılık, ruh ve fıkır yapı«a, tçtnde doğup yaşadığı ve kendısini halka halka saran yakın ve uzak çevrelenn ördüğü, oluşturduğu bır sentez'dır. Yani çağdan, toplumdan, cografya şartlanndar, hatta içınde yer aldığı en kuçuk çevre olan aıleden gelen faktorlerden etkılenerek oluşur. Işte sanat esen, insanın karmaşık ıç dünyasında, kışısel toplumsal ya da evrensel duygu, düşünce ve gorünumlenn fermantasyonu sonucu ortaya çıkan bır üründıir Gerçekten de bu faktorler. annın bal yapmak ıçın bıtkılerden topladığı malzemeye benzer Bal, nasıl bu elemanlarm sıhırlı bır sentezı ıse, sanat yapıtı da kendıni oluşturan malzemenin ötesınde, yepyenı bir "arlıktır Ortaya nktığı andan itıbaren radyoaktıf bır madde gıbı çevresıne etkı yayar Okuyan dınleyen, seyreden ınsanları, topluluklan etkıler. Bu yonuyle sanat, Inıltürlenn oluşturucusu olarak etkm rol oynar Ortaya koyduğu eserler ise, yapıcısından ve onun aracılığıyle, çağından ve bağlı oldugu kulturden mesaılar ,îefınr Bu jonujle de ona en guvenılır kultur belgesı olarak bakılmaktadır. Devletin Kültür ve Sanat Politikası Sanatın bu etkınlıği bılındiği içındir ki, her çağda iktıdarlar kendi türkulerinı soyletmek ıçın ona musallat olurlar Toplumu ı=tedıklerı kalıplara jerle^tırmede, şartlandırmada onun etkı gucun.den jararlanmak ısterler u da kendı istedlğı \onde gormedıklerını kotulerler, cezalandmrlar, sustururlar Boyle bır niyet ve amaç, özgürlukçu <femokrasilerın kitabında voktur elbette Ama, orada da ydnetıcılenn, kültür islerıni duzenlemekle vetkili kılmmıs kimselerin kı şı^el dunva goruşlerı «Kultur» ve «Sanat»tan anladıkları ve tutumlan, ortaya olumsuz uygulamalar çıkarabılıvor. Örneğın, yonetıcı kadrosu, belli dunva g o ruşuvle sartlanmıs kımselerden oluşmussa, Devletin olanaklannı, bu amaca donuk olarak kullanmak ısteyecektır. Hatta, inançsız olup, bellı çıkar yatırımları olarak da yapabıhrler bunu Hatta daha masum bır nıyet bıle konuvu etkllejebılır. Örneğın, her ınsan hayal kurar ve o kurgmu dışa vurmak, anlatmak, bıçımlendırmek ıster Fakat pek çoğu bunu ar> latma, orta\a ko\ma ^eteneğıne sahıp değildır. Eğer boyle bır kışı. sanat faalıyetlerıni duzen Sanat Kavramı Sanat lnsandakı yaratma eğılımının evleme donuşmesı o'ayı, sanat yapıtı da, bu eylemın maddeyı etkıleyerek ona verdığı biçım ve duzendır Bu eylem, kendmde başlar, kendmde bıter. Sanatı obur varatmava donlik eylemlerden ayıran temel farkhlık, buradadır Yaru sanat, kendıLğınden oluşan (Spontane) bır fenomendlr. Herhangı bır «fayda» amacına donuk (fonksıycnel) değıldır Bu nıtelığı yuzunden genellıkle «favdanyı, pratıkte gorenler, sanata «gereksız», «fantezi bır uğraşı» olarak bakarlar. Oysa, msanı yuce bır yaratık katına çıkaran, onu obur canlılara ustun ve egemen kılan, tasarım gucü ve yaratma yeteneğıdır. Guzel Sanatlar ıse, bu yeteneğın en ozgur, en saf uygulama alanıdır. Çağlar boyu insanın iç dünyasına, toplumsal ve evrensel gerçeklere yönelttığı ışık. kışının benlığını, toplum ve evrenı ve kendısının onlar içındekı yerıru kavramasında en oüyülc aydınlatıcı olmuştur. lemeki* yetklli bir makama gelmfjse, tamamdır. Tısarlsma kendısinden, jerçekleştırme de ehnln «ltındaki sanatçılardan!.. Şahaserler koyacaktır, ortaya!.. örneğı az de|ıldir, bun^ lar ın Ülkemiîde kültür ve onun ıçinde sanat İJ leri oncelerı Mıllî Eğıtım Bakanhğı bunjesı içınde bır Guzel Sanatlar Genel Mudurluğuyle, daha sonra genişletılerek, Basbakanlığa baglı bır Kultur Musteşarlığıvle, bır ara da Bakanlıkça yurutuldu Ama, bu kurulusların soruna devletin dur ması gereken «TarafMz», «Kısısel goruşler ustu» bır noktadan bakabıldıklerını soylenıek, yazık ki mumkun değıldır! Uvgulamaların, gunluk gereksınmelen kar şılama çabasından oteje geçebıldığını de goremedık Hatta, subjektıf tutumların, olumsuz gelis melerın bıle şahldı old\ık Bunun ayrıntılarma gi"ecek değılım Ancak, bugune kadarkı uvsulamaların, yönetıcılenn kışı«el goruşlerınden etkılendiğl ve onla rın yeteneklenyle sınırlı kaldı|l da bır gerçek tır ve bu, her zaman karsılaşılması mumkun bır durumdur. Sakıncası da, uygulanan yontemden gelmektedır Ovsa, bu alanda Devletin ba? gorevi, saptanarak açıklanacak bır kultur ve sanat polı tıka^ına gore # Ulusal kültürümüzü olusturan ve ulkemız topraklarının altını, ustunu dolduran e<ki c e r l e n hıç bır tek vonlu a\ırım yapmadan ortava çıkarmak, bakım ve onarımlannı sağlamak a\ağa kaldırmak, # Folklorumu?u, yoğunlaşan haberlesme araçlarının ve turızmin olumsuz etkılerınden koruyarak onun «ovsuzlaşma^ını önlemek, bun ların saf, so\lu orneklerini toplavarak arşıvle mek gibı alt yapı düzenlemesini yapmak ve bi lım adamları, sanatçılar ve araştırmacıların etutî ve vorumlarına açık tutmak; çağdas «anatlarımızın gelısmeM, guçlenmesı içm gereklı maddı ve manevi tedbirlerı almaktır Kı«aca, bugun Devlet'e düsen, Ulusal Kultuı belgelerimi7i derlemek, arşıvlemek, ve an tenlerı esa^en çağm ve toplumun kayna«ma ve gelışmesine açık, kendi birikımıni yapan, fermantasyonunu surduren kultur ve sanatımıza yon verme nneti taşımak^ızın • gereklı desteğı sağlamak, gelışme ve guçlenme şartlannı ha zırlamaktır Gensı kendıliğinden, bağlı oldugu vnsalara uvgun olarak ve yapısında yer alan faktor len ozumlejerek olu«ur, gelıslr gider. En sağlıklı gelışme budur, kanımca. . Bovle olunca da, bu alanın duzenlenmesı ve vonetılmesı gorevını, ozgurlukçu çoğulcu demokrasının kurallarına uvgun olarak olusturulacak bır kuruma bırakmak doğru olur. Kuruluşuvle ılgılı llkeler ıse ılgıh kurum, kuruluş ve çevrelenn tem«ılcılennın katılacagı bır danışma kurulunda saptanabılir ZZZAM... B u Z harfmı oldum olası sevmem Bır kere alfabenın sonuncusudur Sonuncuvu kımse sevmez Lıg puan cetvelmde sonuncu, sınıfta sonuncu, mebus adayı hstesınden sonuncu olanı kım sever? Gerçı rahmetlı Başbakan Refık Saydam «Bu memlekette A'dan Z'je kadar her şey bozuktur» devıp bırıncı ıle sonuncu arasında bır fark olmadığım soylemıstı, ama Z de avrıca bır sevımslzllk vardır Sözgelışi unlu Yunanlı vazar Vassılıkos'un Z adlı romanı Z'yı gozden dusurdu Bır de kocaman karasınekler odaya gırdı mı: Zzzzzzzzzzzzzzzzzz .. diye bır ses çıkarır, insam rahatsız ederler Allah kahretsın bugunlerde her yanda karasınekler dolaşıyor gıbı, nereje gıtsem bır zzzzzz sesi var Koca bır karaslnek toplumda zzzzzzzzlıyor; dolmuşta otobuste, troleybuste, vapurda, salonda herkes boyle zzzzzzlavınca ne olur? Hiç kuşkusuz muhalefet olur Doğrusunu ısterseniz bu zzzz7İamalar çoğalıvor ve herkesin ağzında «Ah Ecevıt, vah Ecevıt» Pekı Erbakan yok mu' Hazret ne dıvor bu işe' Necmettm bev bu ı<e bır çare bulabılır Neden' dersenız, adından gelıvor keramet. Necm, Mİdız demektir Nucura yıldızlar Ilmı nucum, yıldızlar bılımı anlamına gelır, muneccım. vıldız bakar Necmettln bevın asıl adı Necmud dın'dır Yanı dının yı'dızı Mubarek dlnımızın bır tanecık siya'î j ıldızı Ankara'dan bır okujup ufleçe, Istanbul'daki biıtun zzzzzlar kesılmez mi ? Soru aklıma takılmışken uyuvup kalmıs ve ruyamda Necmettın bevı gormuşum, hemen Selâmunalevkum Necmettın bey, dedım. Esselamunaleykum ve rahmetullah, dedi. Sordum Zzzzzlan duyuyor musunuzl Zzzzannedenm, dedı. Hanı ucuzluk' Zzzzamanı var. Bakıvorum sız de zzzzzzzlamaya baflamışsınlz, Ne yaparsın zzzzamane .. Muhalıfler dıyorlar ki.. Zzzzamırleri belhdır hepsinin! Fiyat yukselışleriT Zzzzarurldır. Piyasada tıkıntı varmıs .. Zzzzalımlerden koruyacağız Müslümanlin, Ama «ıkâyetler... Zzzzzzzzırlamasınlar çok. Baska tedbırler duşunuluyor mu? Zzzzamımeten alacagız. Ev kadınlan «çarsıya çıkamaz olrfuk» dlyoriartnıa. Zzzzennelere yuz vermeyin. Zzzzabıta tedbırıyle fıyatlar durur muî Zzzzevahır kurtarılır. Aracılar, tefecıler, fırsatçılarT Zzzzarına bakacağız kullıyen. Necmettin beyin zzzzzzlaması beni de etkiledl, dedlm ACILI DÜNYAMIZ OKTAY AKBAL Evet Havır OrtaSoFda Vergi Politikası rtaSağm vergi karşısında kı tutumunu ortaya kovmuş, bu tutumun «gereğı gıbı vergı almamak» temelı üzennde kurulduğu, kaçakçılık kapılarını açık tutmak yoluyle da yürütülduğu sonucuna ulasmıştık (Cumhuryıet 30 1 1974) Bu kez de, aynı yaklaşımla OrtaSo lun vergi karşısındaki tutumunu çozümlameğe çalışacağız Yenı iktıdar oldu OrtaSol. Şımdılık yuriıtümü yok. Seçım bıldırgesmden hukümet progTamınaarT~ çıkarmağa çahşacagıı vergıce tutumunu ki: Ne kadar ztzzzamandaT Zzzzıngadak durmaz enflasyon. Zzzzevatı kiram ne durumda? Zzzzokayı yıyecekler, bekla ve gdr. Son sualımi »orarkan adamakıllı bozulrnıısum: Zzzzzzuleyman bey dıyormus ki bu Hükümet zzzzamların ağırlığı altında ezılecek. Necmetttn bey sakin: Zzzzırvalamıs; zzzzamlann altında kalmak, zzzzanların altında kalmaktan evlâdır, dedi. Vakit zzzzevale yaklastıfındsn: Zzzzatmızı fazla rahatsız etmiyeyim, deyip aynldım Uyanmışım. Dolmusa bınip zzzamlı tarıfeden geldım zefey* Yazıyı verdım, Bi^âz sonra sermüretfip, haşırn» diklldi; * tlhan* bey z harflne zam yapnJişsrti, makinedVfcl ı l e r yetmıyor, arkadaşlar şıkâyetçı; nedır bu zamT Zzzzlama sen de, petrol zammının fıkraya yansımasıdır, dedim. Bilmem nasıl dizdıler yazıyı?M O O lüm gelır bulur bızi Ister<ek Semerkant'ta olalım o un!a ovundakı gıbı Ne denlı kaçmava kalksak da boştur. Ölum bır jerde bekler volumuzu. O yolu bıraksak başka bir yol bulur ergeç dıkılır karşımıza Bu yazgıcıhk değıldır, Insan olmaktır Ölumludur ınsan denen yaratık Sonsuza dek yaşamaz Kendi doğal bıtışiyle olmek de var, rastlantılann, acı olayların sonucu bır anda yok olmak da. En acısı da bu, beklenmeyen bır olum O uçakta ben de olabılirdım, siz cfe Adam ta Japonya'dân*kâlkıp gelecek Pans e, orAan Londra'ya gıtmek ıçın BEA*dan bılet alacakj'grev yuzunden Ingılız uçağı kalkmadığı içın DC10 Turk uçağında yer bulup binecek. Kemerlen bağlama, sekeri ağzına atma, derken Ermenonvılle ormanı ustune dusuş, dıri dırı yanarak, paramparça olarak olmek bir anda . Akla mı gelırdı Japon yolculann Fransa'dan Ingıltere've gıden bır Turk uçağında oleceklen 7 Sayısı yuzden çok îngllız yurttasımn, kadını erkpğı çoluğu çocuğuyla dbnus yolunda paramparça olacakları'' Ya kırk yedi yurttaşımız, hostesler, pılotlar, yolcular 7 ORTASAĞ, BİR VERGİ DİIZENİYLE, ORTASOL'UN AMAÇLARINA VARILAMAZ ORTASOL, VERGİ SIKISI DEMEKTİR. ÎSVEÇ SOSYAL DEMOKRASİSİNE cVERGÎ SOSYALİZMİ» DENMESİNİN NEDENÎ BUDUR. Ahmet BAYRAK ""::*, h Amaçlar ve Yollaı Ortasol, genel çızgılenyle, kal kınmanın yukunu hakça dağıtma, kalkmmanın ürununu hakça paylaştırma amacındadır Bu amaca da herkesten malî gucune gore vergı almak, alınan vergılerı genış halk yığınlarının yaranna harcayarak ulaşmaya çaLşır. önce, boyle bır duzende vergının yerinı. onemmi belırteceğız, sonra da yenı hükümetın vergı futumunu aydınlığa çıkarmağa çalışacağı*. 1 Ortanm Solu; para büyükluğü, fıyat şışkınlığıne yolaçmayacak, fakat ekonomıde dur gunluğu da yaratmayaeak olçuler ıçmde tutulacaktır, dı>or (Ak Gunlere). Doğru bır yargı, ders kitaplannda yazılı olduğu gıbı ekonomıyı yuruyen dengede tutmanm onkoşulu bu Dogrusuna doğru da, bu ılkeyı nasıl işleteceğız uygulamada, zorluk buradan çıkıyor Dıjelım aşırı yukselme eğıhmlerı vardır fıyatlarda, Merkez Bankasınca ve termden askm para surulmuştur, parasal dengenın sağlanabü mesı ıçın bu aşkın paranm çekılmesı gerekmektedır pıvasadan Alalım 1972 yılını, bu çekımın olanaklannı aravahm Anılan vılda Mprkez Bankası kre dılennın vuzde olarak dağılımı şöyledır Kavnak Odalar Bırlığı, Iktisadî Rapor Kamu kesımı Tarım Sana>T ve maden Tıcaret Kuçuk sanat ve esnaf Fıyat duzenleme 71,5 10 1 2,5 MALİYE BAKANLIĞI BAŞ HESAP ÜZMANI Sırt sırta yaşıyoruz bu vervuzunde Biri kolunu oynatsa ötekının basına çarpıjor. Bırl oksurse obüru kulağını tıkıyor. Bırı sevınınce oburu saşkın saskın bakıjor. Üzulurse, o da etkılenıvor . Kısacası herkes her şeyden sorumlu, her jey de herkesin malı Geçtı eskı çağlar, sınırlar, ulus aynlıkları değıştıremıyor bu yeryuzu yazgımızı O kadar ozlenen «Tek bir dunva» kuruluyor yavaş yavaş Acılardaki ortaklıklarda . Daha sonra olacak mutlulukların, sevınçlenn, dunya nımetlerının ortaklaşa paylaşılması. Şlmdılık blr acılar var paylaşılan . Resımleri gordunuz, gorgü tanıklarının anlattıklannı okudunuz. Korkunç bır olav bu. Dunva havacıllk tarıhının en buyuk kazası. Neden oldu, nasıl oldu' Şu ana kadar bellı değıl nedenlerı. Bır sabotaj mı' Kım >apar bu zallmce işı' Ama goruvoruz yapıyorlar, japtırıyorlar Acımayı gereksiz bir yuk savanlar var, zararlı, tehlıkelı Ezilmıs halklar, uluslar, sınıflar, kışıler var dunvanın her yanında Ağır haksızlıklar, ezılmışhkler, korkunç duygular yaratıyor bu gıbılerde ö ç almak, kıvmak, acı vermek ısteklen kaplıvor içlerı bır yangın alevı gıbı, once gızlı gızlı sınsice, «onraları apaçık Yurdu ellennden alınmış, haklan tamnmayan topluluklar var. kendılerını bır takım ulkulere adamış olanlar var. Bırbırıne karşıt çıkarlar amaçlar ardında koşanlar acımayı, duygulanmayı unutmuşlardır Gunden gtıne kuçulen dunyamızda daha çok etkısıru duyuruyor boyle davranışlar. Hem kımsenın gozunun yaşma bakılmıyor, aynm dıye bır sey yok, o bıze bır şey yapmadı, evınde, barkmda huzurlu bır yaşam suren kımselerın bıae bır zaran dokunmadı dıye de duşunülmüyor artık Ingıltere'nın bılmem hangi koyunde, Japonya'nın en uzak bır kentmde, Turkıye'nın bır koşesınde gundelık yaşamını surduren ınsanlar da kurbanlar arasmda yer alıyor Gerçı son olay bır sabotaj mı değıl mı daha bılmiyoruz, övle olsa da olmasa da acılar tum ınsanlığı etkılıyor Bır anda dunjayı sanyor, dunya ınsanlarını tek dünyada bırleştınyor Yuzyıllar oncenın bırbınnden kopmuş, ayn, bencıl toplumlan gunumuzde yıtıp gıtmek uzeredır Avrupalısı, Asyalısı, Afrikalısı, Amenkalısı, Avustralyalısı kuçücuk bır dunyanm ınsanlandır Mılyarlarca ınsan sıkışmış veryuzune Orda açlık varsa bugun, o açlık yaıın buradadır Orda salgın bır hastalık varsa, o da oyle, savaş varsa o da Bır butünüz artık. Insanoğlunun yapması gereken bır şey var Herseyden önce bunu gerçekleştırmesı gerek Tek bır dunyaya yakısan bıreyler olabılmek, toplumlar olabılmek . Orda burda patlak veren sancılı olaylan, kanayan yaralan ortadan kaldırmak ıçın devco bır çabava gınşmek Işte goruyorsunuz üç yuz kırk yedı kışı, hem de turlu ulusların ınsanları bır anda yıtıp gıttı Dunya bır buyuk acıda bırleştı Acılar, sevınçlenn oncüsu olmalı. Çağımızın uygar msanı bunu yaratacak yetenektedır. Ne var ki kısır çekışmeler, dunyanın egemenlığını elıne geçırmış mutlunun mutlusu bır azınlığın hırsı onluyor «Tek bır dünyanda bır dunya ulusu olarak ya<^marmzı Ne zamana kadar' Butıin bu ortas acıların verdığı derslerden yararlanacağınıız güne kadar harcamalannı akçalandırmak (fınanse) ıçın açılmıştır. Öjleyken, 1972 yılinda plânda ongorulen kamu yatırımlarmın onem lı bır bolumü gerçekleştınlemedı Bu yuzden enflasyonlann en kotusu, «durgunlukta enflasyon» yaşandı, bır yandan fıyatlar yuk seldı ote yandan da durgunluk çekıldı Gorülüyor kı gelısmekte olan ekonomılerde para polıtıkasının yürutulmesı içm ışler tek yol olan Merkez Bankası kredılerı bovlece dondurulmuş, ışlemez duruma getırılmıştır O kadar kı Merkez Bankası, Merkez Bankası olmaktan çıkmış, b^r hazıne bankasına donuştnuştur. Hazıne Bankasıyla bır ekonomuıın para politikası değıl, ancak hazıne işlemlerı yonetılebılır Kısaca, Merkez Bankası, ortasol anlayış içınde, ışlevını gorebılmesı ıçın herseyden once hazınenin bu banka ustundekı baskısmm kaldınlması gerekır Bu da vergı gehrlerını kamu harcamalannı karşılar b'r duzeye getırmekle olabılır ancak 2 Vergi politikası toplumsal adalet ve plân dısıplım sağlamanın etkıh bır aracı olarak kullanılacaktır, denüıyor Ak Gunlere'de Doğru bır gorüş; ıktısatçılarımız da vergı ekonomı nın buyrugunda olmalıdır, dıye yakınır dururlar oteden beri îyı de dıleyenın dıledığı kadar vergı odedığı, kendıne buvruk bır vergı duzeni ekonomı politikası njı buyruğuna nasıl verılebılır kı' Bır kez de yazmıştım, yme lenmesınde yarar var «Vergısme egemen olamayan bır devlet eko nomısme hıç olamaz » 3 1970'îer Turkıyesının en önemlı ekonomık sorunlanndan bırı de gıderek artan bırıkım (tasarruf) açığıdır Yapılan olçumlemelere gore 1973 1977 do nemınde bırıkım açığı, 1971 fıyatlariyle, 26,12 mılyar TL'ye ulaşacaktır Bu demektır kı sozu edılen donemde ya planda bn gorulen yatmmlar büyük olçude gerçekleştırılemeyecek ve bu yuzden ışsızlık çekılecek, ya da ekonomımiz fıyat şışkmlığınde yuzecektır Bırıkım açığınm nedenı yuksek tuketım eğılımıdır, tuketım eğılımımn duşurulmesmın başlıca yolu da gereğınce vergı almaktır . 4 Karma ekonomı duzenmde yapılan kalkmmalarda, bu düzenın ne de olsa kapıtahst özüve dolgusu gereğı, belh bır olçude enflasyon kaçmılmazdır Ortasol bır politıkada bu kaçınılmaz enflasyonun gelır dağıHmını bozucu etkilerı, kat sayılan yükseltmek, taban fıyatlarını arttırmak, prım vermek gıbı yollarla gıderılmeğe çalışılır. Hükümet programmda yer alan «Fıyat ayarlamalarının genış halk topluluklarının etkılenmemesı ıçın gelırlerle fıyatlar arasmda sağlıkh, adaletlı, bır denge kurulacaktır» sozunün an lamı budur Kat sayılar, taban fıyatlar yukseltılecek, ücretler artmlacaktır, demek istenıyor. lyı de, kaynagı nerde bulunacak tır bu artınmlann? Yıne Mer kez Bankasında aranacaksa bu kaynak «ıstemem eksık olsun» derım Programda vergi Buraya kadar yapılan açıklamalarla orta sol bır duzende «ge reğı gıbi vergı alma»run ne f.enh önemlı bır sorun olaagunu açıkıamağa çalıştık. Şinıdi de yem Hukumetın sorun» nasıl yaklaşTığını gorelım. Programda vergı konusuida ongoruıen onlemlen (tedbır) şu nokfcılatla toplayabılınz; verpı gchrlermı arttırmak içm vergı çızelgelenyle (tarıfe) en az geçını ındıruni oiçülerini gozden Reçrmek, vergı ayrıcalığı ve biğışıklığına (ıstısna ve muaf yetler) ılışkın kurallan gurun koşu'lanna uydurmak, vergı yargı duzenıni değıştırm<*i Vergi yar?ı duzenıni değıştırmek Konusu bır yana bırakılırsa. programdd ;ngorulen duzeltmeler vergı duzenımıze kok lu çozümler getırmCtten uzaktır Guç11 bır vergı ıdaresı kurulmadan salt vergı oranlarını değıştırmekle vergı gelırlerının arttınlabıleceğını sanmıyoruz. Sız oranı yukssltırsımz, yukumluler bıldınlerını (beyan) dusururler ve sonuç vıne degışmez Ya'nız kımı kotu nıjetlı ^ukumlulerın vergısını ıyı nıyetlı yukumlulerden ahrsınız, hepsı o kadar Vergı gelırlennı arttırmanın doğruca haijça volu kaçakçılık kapılannı kapamaktır, diye duşunuyoruz. Programda vergı cızelgesı, versı bağışı gıbı ıkıncı konular ustunde durularak vergıcıliğimızın bu temel sorununa değınıJmemesını, «kaçakçılık» sozcuğünden geçtık, Sağ'm rahatukla kullandıgı, «vergı kajbı» devımmden bıle kaçınılmasını, doğrusu bu ya, yadırçadık. OrtaSol kaçakçılık konusunu nıye ele almamıs progremmda* Seçım bildırgesınden çıkarabılı rız, nıyesını (Özetle şoyle den'lıyor, Ak Gunlere de) «Bugunkü duzende vergı kaçakçılığını bellı bır olçünün ötesınde azaltma olanağı yoktur; ancak aracılıgın, tefecılığin kal dınlması, ıç ve dış tıcarette hal kın egenen olmasından sonra vergı kaçakçılığı kapılan buyük olçüde kapanmış olacaktır» Kısacası, once duzen değışecek, sonra değışen duzen vergı kaçakçılığını kendıliğinden önleyecektır, dıyor Ortanın Solu Bu gbrüş Turk OrtaSolu'nun en derin çelişkısıdir kanımızca. Yukarıda açık'adık, OrtaSol, hedeflerıne dengslı bır para, ge lır ve yatırım politıkaaıyle ulaşabılır ancak; dengell bır para, gelır ve yatınm polıtikasmın da on koşulu «gereğı gıbi vergi almak»tır. Bu nedenle bugünün ekonomı ve toplum yapısından gereğı gıbı vergi almanın olanağı yoktur demek. sonuç olarak, bu vapıdan, ortasol bır yontemle, toplumsal ozlü bır ekonomık yapıya, «hakça bır düzene» varılamaz demektır Bu da Orta Sol'un kendı kendısini yadsımasından başka Dir şey değıldır Kaldı kı «bu ekonomık yapıdan gereği gıbi vergi alınamaz» goruşü de doğru değıldır kanımızca. Gereğı gıbı vergı nasıl alınabılir sorusunu bir başka yazımıza bırakarak şımdılık şu kadarını belirtelım: Gehşmemış ekonomılerde vergi tcplamak gelışmışiere bakımla daha güçtür kuşkusuz. Ne var kı bu güçlük olanaksızuk olçüsünde değıldır hıç bır zaman; elvenr kı gereğı gıbı vergi almayı ısteyelun ve yollannı arayalım. VEFAT Kütahyah merhum Mustafa ve merhume Emine Annagan'ın oğuUarı, Mehmet Armağan'ın ağsbeyı, Yarbay Dundar Mustafa, Şermın. tbrahım vc Alâaddın'ın amcalan, Ömer, Faruk ve Kadrıye'nın dayıları, Beyhan Onurlu, Guzin, Turgut ve Cahıde Atakol'un enıstelen, Fatma, Mete Buğdaycı v« Sema Atakol'un buyuk enişteleri ve Zerria Armağan'm kıymetli eşı, Maltepe ve KuleU Askerl Laseleri Fransızca oâretmenlığmden emekli ÖĞRZTMEN ALBAY Omer (Kiitahya) Armağan (328B. 63) HARBÎYE MEZUNU 5. mart. 1974 salı gtfnü Hakkın Rahmetine kavuşmuştur. Aziz na'şı 7. mart. 1974 persembe gunu oğle namazuu muteakip Yakacık CamUnden kaldınlarak Yakacık Mezarlığında toprağa verüecektar. Mevli Rahmet eyleye. AİLESİ Cumhuriyet 1853 Sol Duzende Sağ Vergi Dahası, gerefı gıbi vergı alma sorununu duzen değışiklığıne ertelemenın OrtaSol bır ılct.dar içm çok sakmcalı bır tutum olacağı kanısuıdayız: Neden dersenız, ıstenen duzen değışıklığı oyle bugundtn yarına gerçekleştırılebıhr »şlerden değıldır de ondan, adım adım aşama aşama varılaoılır bir amaçtır bu Ekonomıye egemen olmadan, kamu ıdaresım toparlamadan, fıvatları dızgınlemeden kı bunlann volu vergıden geçer duzen değışıklıği yapılamaz. Yapılmağa kalkılırsa yukselen fıvatların burgacında Orta Sol iktıdar, duzen degışıklığuıe kalmaaan, kısa surede aşınır sılırur gıder, dıye korkanz Varmak ıstedığım şu Ortarun solu, daha çok sağlık hızmetlen, daha yaygın egıtım oıanaklan, daha dolgun ucret gelır lerı demektır, sonuç olarak. Bü tun bunlar gıu* bır vergı duzenıne bakar Unuimamah kı Orta Sağ bir vergı düzenı ile Orta Sol amaçlara varılamaz. Orta Sol, vergı sıkısı demektır, bır anlamda, îsveç Sosyal Demokrasısme «vergı sosyaüzmi* denmesmın hıkmeti de budur. Bu nedenle Orta Sol iktıdar, duzen değısıklığıne guçlu bır vergı ıdaresım kurmakla başlamalıdır. 1» 2 6,7 EGITIM CİDDÎ KURUMLARIN İŞİDİR FEN BILİMLERİ MERKEZİ ÜNİVERSİTEYE HAZIRLHC 11 MART'TA YENİ SINIF AÇILIYOR ^Çırağan Cad.No71 Beşıktaşi Tel 48 09 50 (Aıansiur 4979) 1840 Tablonun ıncelenmesınde, Mer kez Bankası kredılerınm % 71,5'i kamu kesımme, ' ı 28,5'ı ozel ke sıme açıldığı gorulür Şımdı bır bır kredı kalemlerını ele alalım Tanm, kuçuk sanat ve fıyat duzenleme kalemlennde kısıntı yapUamaz, ortanın solu mantığına ters düşer, sanajı ve maden bblumunde bır ındırme duşunulemez, doğrusu onemsız bır tutardır, tıcaret kredılerınde bır smırlama düşunulebılır; du«unu lebılır de bnemlı bır oran değıl (yuzde 7^), tumü kesılse ne etkısı olacaktır ekonomıye önemlı kalem kamu kesımme açı lan kredılerden oluşmaktadır Butıin sorun bu kesıme açılan kredılerde bır indırme yapabılmektır Buna da olanak voktur bu duzende Çunku anılan kredıler ekonomımn parasal den gesım sağlamak ıçın değıl, hazınenın vergıyle karşılanamayan Ü PAMUKBANK TÜRK ANONİM ŞÎRKETİ İDARE MECLİSI BAŞKANUÛINDAN Bankamızın Hıssedarlar Alelâde Umumi Hey'eö 28 Mart 1974 Persembe gunu saat 10 00'da, aşağıda gundemde yazüı tnaddelen gorüşup karara bağlamak üzere Beyoğlu, tstiklâl Caddesi No 261'dekı Genel Mudürluk binasında toplanacaktır. Idare Meclısı ve murakıp raporu, Bılânço Kâr ve Za> rar hesabı toplantıdan 15 gun evvelınden ıtibaren Sayın Oıv taklarunızm tetkılane Bankamız Genel Müdurlüğünde a n » de bulundurulacaktır. Sayın Ortaklarımızın veya vekıllerının sözti edılen gün ve saatte toplantıda bulunmalan, malık oldukian nısse senetlennın mıktannı, namılıne yazıiı nısse senetlen sahıpıennın de. senetlennın aslını, aslını almamtsiar ise verine kaım olan muvakkat ilmuhaberlen veya Ounlara mutasamt olduklannı gosteren vesıkalan; Turk Ticaret Kanunu ve Esas Mukavelenamemiz nülcümleri uyannca toplantı gününden en az bır hafta once Bankamız Merkez veya Şubelerine tevdı ederek toplantıya giriş kartı almalan nca olunur P4MDKBANK fAJŞ. tDARE MECLİSÎ TOPLANTI GÜNDEMt : 1 Esas Mukavelenamenin 57. maddesme göre riyaset divanının teşkili, 2 tdare Meclısi raporu, Bılânço, Kâr ve Zarar Hesapl»riyle murakıplar raporunun okunarak karara bağlanması ve tdare Meclısı azalariyle murakıpıann ibralan, ' Kâr ^e Zarar hesabı hakkında karar tttihazı 4 Yıl içınde ıstıfa eden Fethı AŞKIN'ın yerıne, tdare Meclısi üyeliğıne seçUen M. Emın KABAMfiHMET'ın seçiminln tasdıki, 5 tdare Meclısı azajan adedınin tayınl ile Esas Mukavelenamemizın 25. maddesi gereğınce ve raunhaj azalıklara yenllerinin seçılmesı, 6 Muratoplar adedmm tayıni ve seçımlerinm yapuması, 7 îdare Meclisi Reisine verilecek makam tahsısatı ile azalarına verilecek huzur hakkı mıktan ve murakıplara venlecek ücret mıktarlannın tayini 8 Turk Tıcaret Kanununun 334 ve 335 maddelen Berefinee tdare Meclisi Reis ve azalarına gerekli tznın venlmesi. Bektaş: 1164/1851 •••••••••••••I Ortopedi ve Travmatoloji Mütehassısı ŞULE UYSAL Ue TAHİR ANGÜN Nl^anlandılar. Maltepe 5 3 1974 Op. Dr. AZİZ ÇÖL hastalarını aşafıdakl yenl adresınde kabule başlamıjtır. Şışlı • Osmanbey Halâskârfazl Cad. 279 Sedef Apt. Tel 47 47 93 ••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••• Cumhunjet: 1855 (Cumhuriyet: 1850) Cumhuriyet. 1862 f