23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET 31 Mart It'74 ABDULCANBA2 TURHAIU SELÇUK KllSiN "... BAjMlŞ L. fl£H K ity VATAKDAS.ıM Ozu^ DiLFkM KOKUAUM Pîyt TFMÖıH tTıtfJıZc... • râ YARALISIN ERDALÖZ44 «Bak blr de ne var,» diyor. «SIz var ya slz sıyasiler, hepıniz ofcumuş kjşilersiniz. Bakma o Kıdemli olacak yarmanıtı kasılmasına. Kasılmak zorunda. Yoksa saydıramaz kendini. Hiçbir üstünlüğü yok ki bize karsı. Kafa dersen, kafa yok. Yokîulluktan gelme ne yapsın. O da suçlu değil aslına bakar san. Olmamış, okuyamamış sızler gibi, davuı doğmuş davul büyümüş. Davul, sesiyle var. dır arkadaşım. Ses çıkarmayan davula davul demezier. Gelıniş Kıdemli olmuş başımıza. Nasıl saydıracak kendisinl, yumruk gücüyle. Yalan mı?» Kalkıyor, üsttekl yatakta kims» var mı dlye bakıyor, yine oturuyor yanına. «Sen geldin ya dün akşam üstü, senl getircn Dayı, buna, senin siyasî olduğunu soyledi ya; öğrendi ya bu setı siyasisin, öldü öl du geberdi sinirinden. Bakma, bizier biraz eziğizdir size karşı. Bu yüzden de pek suyu muz ısınmaz size. Siz de öylesinizdir ya, hadi neyse. Siz de burnunuzdan Kil aldırmazsmız. Çalımınızdan yanımza sokulunmaz. Ondan sonıa da kalkar, bizim adımıza bizsiz kavgalara girişirsiniz. Olmaz böyle sey. Bir kere buna hem hakkınız yok, hem o e bizsiz * yenik düşersiniz. Asıl guç bizdedir. Neyse, ayrı koıvu bu. Bırakalım şimdi. Ha, ne diyordum? Biz. siz dıye ayırmıştım ya, şuna gelecektim: Bak bu koğuşta altmış »ekiz kisiyiz. Seni çıkanrsak altmıs yedi. Yani altmış yedi Nuri, blr de sen. Sen siyasisin. Ayrısın. Bana öyle geliyor ki, peic oyle kötü işler yapmışa da benzemiyorsun. Bu işlerin kovboyculuk oynamakla becerilmeyeceğıni anlayacak adamsın sen. Kafan suçlu senın, kafan. Kafanı beğenmemişler anlaşılan, kafanı suçlu bulmuşlar. Işlerine gelraemişsin onların, kapmışlar, tıkmıslar seni içeri, tamam mı. Bak açık söyleyim: Çoğumuz burada boktan suçlar yüzünden yatıyoruz. Yani, işlediğimiz suçun övünulecek bir yani yok, anlatabıldim mi. Yo yo boyle bu. Böyle bu. Kimimiz kaçakçıdır. Kimimiz adam öldürmüştur. "Öfdurinese bile benlm gibı, bir kan yuzünden bok yere düşmüştür buralara. Yahu sen ne diyorsun, burada, bu koğusta, bu Nurilerin arasında. zorla kendi öz kızmın ırzına geçmekten. yatan bile var be. Tamam mı. Duşunebiliyor musun? Sonra, çoğu da hırsızdır bunların. Hırsızlık kadar da illet olduğum şey yoktur bu dunyada. Hırsızlığm hiçbir turlusü hoş değil. Bak önümüzdeki yıl a( var. O hükümetin yerinde ben olacağım, namussuzum hırsızlan affetmem. Kötü şey. Çok kötü şey. Bakma, adam hırsızım demez. Der mi hıç. Gizler hırsız olduğunu. O da bilir bu isin sdiliğirvî. \amu< belâsına sue işlediğini söyler. Ama dupeduz hırsızdır çoğu. Mahpusanede bile köpek gıbi davranılır bunlara. Bak ne diyorlar? Avırmışlar. Size «siyasî suçlu* diyorlar, bize .adi suçlu». Adımızı bile ayrı koymuşlar bızim. Daha ötesi var mı bunun b« arkadaşım.» Nuri, goğsündekl dövmenin hemen altında kabaran bir sivilceyi kopanp kanatıyor. «Kıdemlinin dun gece o Yozgatlı Nuri'yl» de senin yüzünden kapıştığım biliyor musun"» «Niye benim yüzümdenmis?» «Senin yüzünden tabii. Sana mahpusane raconu ışlemeyeceğini anlayınca, acısını ondan çıkarmaya kalktı. Tuttu ona saldırdı hiç yüzünden. Aklınca sana da gözdağı vermeye çalıştı. Bakma, ayırmasalardı Yozgatlı çoktan ufalamıştı bunu. Ama ayırdılar. Sırf sana fiyaka olsun diye koğuşta en diş geçirilmeyecek adamı seçti, ona saldırdı. Ayıracaklannı biliyordu. Yozgatlı da başını belâya sokmak istemez, üstüne varmadı bunun. Yoksa, Yozgatlının kafası kızacak da bu salağın parçasmı bulacaksın bu koğuşta. Lades kemiğini bile bulamazdın namussuzum. Salak, bile bil* yanlış kapı çaldı. Ama sabahleyln d"e acısını çıkardı. Git'i, idareye ispiyonladı, attlrdı Yozgatlıyı koğuştan. Bunlar böyle adamlardlr. Bilesin diye anlatıyorum.» Duydukların şaşırtıyor senl. Değil yalnızca siyasi suçlu olmak, bu Nurilerin arasında suçlu olmak bile yavas yavas hosuna gitmeye başhyor. «Kusura bakma.» diyor Nuri. «Dediklerims kızmamışsındır inşallah?» «Ne kızması. Deli misin sen. Suçumu öjrettin bana. Nasıl kızarım.» Susuyor. Uzun süre konuşmuyorsunuz. Birden aklına geliyor, soruyorsun: «Buraya letirildiğimi eve haber verlrler mi?» «.Ve,rirlex. Hemen o gün blldirlrler. Evin haberi olmuştur, hlç merak etme «en. Y«rm da gorüşme günu.» «Yani beni de görüstürürler ml?» «Görüştürurler tabii, niye görüştürmesinler.» Soluğun birden ğöğsünü sıkıveriyor. «Anamla babamla da görüstürürler ml?» «Ananla babanla tabii görüstürürler. Kann varsa, çocuğun varsa, kardeşlerin varsa, hepsiyle göruşebillrsin. Yarın gelir senlnkiler. Evli misin?» (Devamı TIT) HALİFESİZ 50 YIL BİLÂL N. 5İMSİR Mısır'ın din alimlerî Kral Fuad'ın emrinde HALİFELİGİN kaldırıldığı ve hemen arkasından Kral Hü seyin'in Halife ilin edildigi ha berleri, Mısır'da önce kararsızlıkla kanşık tepki yarattı. 12 Mart 1924 günü Lord Allenby Kahire'den özetle şun» ları telledi: (I) Mısırhlar, Kral Hüseyin'in Halife ilân edilmesine şiddetle karşıydılar. Hüseyin'in davranışını küstahlık, saçmalık diye vasıflandırıyorlardı. (II) Türkiye'nin kararını haksız buluyorlar ve Abdtl mecid'» yakınlık gösteriyorlardı. Son cuma namazında (7 Mart) Ezher camiiylo birlikte öteki Mıslr camilerinde Abdülmecıd'in adı anılmıştı. Yalnız bir camide Abdtilmeeid'in anılmadığı görülmüstü. (III) Halifeliğin Mısır'a gerl getirilmesini ve Kral Fuad'm Halife ilân edilmeslni isteyenler de vardı. «6 Prens Vahdettin'in Hilâ letini teyid eden Müslümanlar esbabı malumeden dolayı hal'ine rıza gösterdiler ve mumailey hin hal'a mustahak olduğunu da ltikad ettiler. Ondan sonra Turk ler Prens Abdülmecid'i Halife tayin. ettiler, kuvve1 saltanatuı nezzini ilin ettiler. Bu İsin icrasını kendllerinin Meclis1 vatanîlerine ha\rale ettiler. Prens Abdülmecid'i yalnız Halifei ruhani yaptılar. «8 Prens Abdülmecid'in Hüâfeti şu halde Hilâfeti şeriye değildir. Çünkü dini islâmda kendisinin razı olduğu su şekli mahdud üzere Hilâfet yoktur. Umum Müslümanların muaileyhe olan biatlan dahi ser'an biatı sahih değildir. «9 Şundan sarfı nazar ederek biatı sahih desek manaı Hi lâfetin tahakkuk için şart kılınan hükmO nafiz olmuştur. «10 Eğer farz olunursa kl Prens Abdiilmecid Hilâfetin vas fım manaı şer*iyesiyle tamamen hair olmuş idl lâkin Türkler kendtslne olan galebesinden srtn ra omuru dünyayr tedbMe memlekette ikâmet kendini ve ailesini himayeden âciz kald:ğından vasfı mezkurden teserrüd etmiştir. «11 Şuma (?) takdimin hepstain neticesi: Prens Abdülmecid'in Müslümanlann inakında (? indinde) hiçbir biatı yoktur. Çünkii Imametten şer'an maksud olan gaye mefsud ve zail olmuştur. Binaenaleyh memlekette ikâmetten âciz olup ehli islâm tarafından memleketine iadesi gayri mümkün olan bir şahsın biatının dahi Müslümanlar beyninde baki olduğunu ilân etmek, ne akıl ve hikmete muvalık ve ne İslâmiyet ve Müslümanlann şerefine lâyıktır.» atılmaya «mustahak» olduğu kısaca belirtıldıkten sonra, asıl Abdtfirnecid'in Halifeliği çürütulmek ıstenmektedir. Mısır kararının ağırlık noktası, Abdülmecıi' in halifeüğinin reddedilmesi üza rinue toplanmaktadır. Bu konuya beş maddP ayrılmıştır. Bunun anlamı açıktır, siyasidir. Mısır Ulemasının bu kararından onbeş gün önce Abdülmecid Efendi bütün Müsiümanlara bir çağnda bu lunmuş, bir Kongre toplanmasmı teklif etmişti. Kendi Halifeliğinin bu toplantıda onaylanması amacıru güdüyordu. Dünya Müslümanlan Abdülmecid'in çağnsına uya rak toplanır ve onun Halifeliğınl onaylarsa, o zaman Mısır Kralına Halifelik düşmeyecekti. Kral Fuat'a Halifelik yolunu açabilmek için Abdülmecid'in Halifeliğinin çürütülmesi gereklyordu. Mısır Uleması bunu yapmağa çalışıyordu. Mısır Kralına Halifelik şansı hazırlanırken, Halifeliğin tanımlanması da ona göre yapılmaktaydı. Yani Halifelik makamı run yalnız dinî bir makam değil, ayn; zamanda siyasî bir makam olduğu belirtiliyordu. Halife hem din, hem de dünya lşleriyle ugrasan bir kimse olmalıydı. Halifelik yalnız din işleriyle uğraşan dini bir makamdır dense, bu, Kral Fuat'ın durumuna uymaz. Çünkiı Kral, Halife seçilirse dünya ışlerinden vazgeçecek, Krallık tEİıtından inecek değildir. KralııKla Halifeliği kendisinde birleştirecektir. Belirtmek gerekir ki, Hilifeligin ayni yamsnda siyasî mr makam olduğu noktasında Türk Hükümetiyle Mısır Uleması bırleşiyor gibidirler. Türk Hükümeti ve Parlamentosu, Halifeliğin avni zamanda siyasi bir makam, yani bir çeşit Hükümet veya Devlet demek olduğuna kanıydi ve bu yüzden Halifeliği kaldırmayı gerekli görmüştü. Çünkü Türkiye ignıde iki Devlet olamazdı ve Cumhurbaşkam Halifelik sıfatını da üzerine alamazdı. öyleyse Halifeliği kaldırmak gerekiyordu. Mısır Uleması da Halifeliğin siyasî bir makam olduğunu söyluyordu, ama bunu kaldırmak için değil, Kral Fuat'a hediye etrnen için söylüyordu. Kahire Ulemasının karan de» o j , Vj tL. \j* 4J\/j dfc^ öV>l O'ÜL «*uvi I . JMJC. 1 A2:^ :.. U>J. ElEzher Şeyhi OLAY1N Mısır'da yarattıgı ilk yankt böyle jörünüyordu. Kral Hüseyın'e kesinlikle hayır! denlyordu ama, ondan son rası için henüz fikirler kristalleşmemiştl. Abdülmecid ml, Kral Fuad mı? diye iki ayrı soru var dı. Halifeliğin kaldınlmasını ise Mısır kabul etmemişti. 15 Martta, EIEzher Şeyhi, Türkiye'nin kararını kabul etmedigini Mısır basınına açıkladı. Buntfan lonra, Abdülmecid'in Haüfeliğine karşı da cephe alındı. Mısır'ın niyeti daha açık anlaşıldı. Kral Fuat Halifelik emelindeydi. Yalnız, Hüseyin'den daha «kıllıca davranıyordu. Hicaz Kralı, önce Haüfeliğini ilân etmiş, ondan sonra kendisinin tanınmasını beklemişti. Kral Fuat ise önce tanınacağını sağlama bağlamak, ondan sonra Halifeliğini ilân. ettirmek politikası güdüyordu. Kral Hüseyin'in alelacele patlattığı 101 pare top boşa gitmişti. Kral Fuat böyle tcelecilik ve acemılik yapmak istemiyordu. Önce ortam hazırlannoalıydı. Bu arada Halifeliği konusu kitabma uydurulmalıydı. Ve uydurulmağa çalışıldı. 25 Mart 1924 günü ElEzher Camii Büyük Şeyhinin başkanlığında bir toplantı yapıldı. Bu na Şeriye Mahkemeleri Başkanı, Mısır Mılftüsü, Ezher Uîeması katıldılar. 18 maddelik bir karar alıp dünyaya yayınladılar. Bu karar Türkçeye de çevi rilip bastırıldı. «Mısır Ülkeıi Büyük Heyeti tlmiyei Diniyei Islâmiyesinin Hilâfet hskkınd» verdikleri karardır» başlığmı taşıyan bu broşurden bazı parçalar aşağıya alınmıs ve alımrken Mısırlıların Türkçesi değiştirilmemiştir. X* fli, .o' J% '»J J.:; A Mısır ulemasının 25 Mart 1924 tarihli karannın bir bSlümü vam ediyor ve dünya Müslümanlanm bir Konferansa çagırıyordu. «14 Bu esbaba mebni dini ve islâml bir Konfreans teşkil olunmalıdır. Kâifei mileli ıslâm;yeyi temsil eden zevat dâvet o lunmalıdır. Hilâfeti islâmıye kime isnad olunacağı bakkmda kafı bir karar vermek için tesekkül edecek olan bu konferans Mısır ElKahire'de diyarı mısrıyye Şeyhülislâmı Riyaseti altında o lacaktır. Çünkü Mısır Ulkesi âlemi islâm arasında mümtaa bir hale mallktir ve Konferansın akdı 1343 senesl şehrl Şabanınd» cıacaktıı (Mars 1925 M.)» fX n olarak Mısır karannda, > Halifelik konusuna llgisiz «aia.ülaıııJan dolayı Müslüman olma.au ülkelere teşekkür edılmek t". bu ışı Müslümanlar arasında çozumlenecek bir iş olduğu oelirtılmekıc ve «âıemi islâma ve j«v ;r oıiiıetlere şu vacib1 dinlyenjn izâa ve tamimini münâsip ı;örduk» denilmekteydi. ı MALKOCOĞLU yazan ve çizen.Ayhan BAŞOGLU Ulemanın çabası BU maddelerden anlaşıldığma göre Mısır Ulemasının güdümlü karan, Vahdettin'in ve Abdülmecid'in Halifeliklerini reddetmektedir. Vahdettin'in Halifelikten YARIN: HİLÂFET KOMtTESt DİŞt BOND ZIĞASA3U O'MABA Bl'Z OE BU ARı3f A lj f\ J, 11 /\y &JTUK j! x LE.Kİ Karar metni KARABDA önce Halifeliğin bir tanımlaması yapılıyor: «Hilâfet • îmamet de der.ir: din ve dünyaca riyaseti ammedir... Bunun esası milletin mesalihine bakmak ve nâsı güzel tedbir etmektir.» dendikten son ra ilk bes maddede Halifenin sı fatlan anlatılır. Ondan sonra karar şöyle devam eder: TİFFANY JONES SAUBJBS DAKİ OTE. UHB İ TÜRK DİABET ve DİET VAKFI Şeker Hastalığı [Diabet) Hastanesi için Bağış Kampanyasına Katılınız. GARTH O GECE 8ENDE SE. Telefon: 47 51 20 46 55 89
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle