15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET 3 Mart 1974 u pazar sohbetimizde eğlenceli bir hukuk konusundan söz açmak istiyorum. Yıl lar var, «îtalyan Usulu Evlenme» adlı bir film görmüş ve çok eğlenmiştinı. Kullanacak zamanım azaldığı için, şimdi artık eskisi gibi vakit ayıramıyorum sinemaya. Richard Burton ve barıştığı söylenen güzel esi Liz Taylor, Brigitte Bardot, Gina Lollnbrıgida, Sophia Loren, Romy Schneider, Maria Schell kuşağınrfan daha alt kuşaktaki Batılı genç artistlerden hemen. hiçbirini tanımıyorum. Yerli genç artistlerimizi eksik olmasmlar gazete ve dcrgiler biza her gün bütün özel aynntıları ve ince çizgileriy]e hatırlatıyor. Oldukça uzak bir geçmişte tanıdığım ünlü artistlerden şimdi güzel büyükanne diye anıIsn Marlene Dietrich'i 43 yıl önce Berlin'dekl öğrenciliğim sırasında ilk kez sahnede eörmüştüm. Sonra fümlerini hiç kaçırmaz oldum. Alman Willy Fritsch ve tngiliz asıllı Lilian Har• y çiftinin; Macar asıllı Martha Eggert'in ve Ke Metropolis adlı ünlü sessiz filmin kahramanı plâtin saçlı Alman artisti Brigitt Helm'in. Fransız artisti Danielle Darieux'nün filmlerini de izlerdim. Greta Barbo. Jean Harlow, Orson Welles. Clark Gable. Ingrid Bergmann ve daha b:rçokları, beğendiğim artistlerdendi. Bunlar bupün eski kuşak sayılır. Bunlann ardından ken dine yazık eden güzel Marlyn Monroe'nun kuşağı geldi. Charles Chapün, Maurice Chevalier gibi en eski kuşağı da unutmamak gerek. Bu sonuncusu daha çok revü artistiydi. 1932'de kendisini ve yine ünlü Fransız revü artisti o zaman yaşlı olduğu haltfe kıvraklığından bir şey kaybetmemiş olan Mistingetîe'i Paris'te Casino de Paris sahr.rsinde seyretmistim. Hukuk Fakültesfnde bir konferan» vermek ii??re 196S'te Roma'ya gittiğim zaman, eski îran Imparatoriçesi Süreyya'nın orada ilk ez eösterilmekte olan yanılmıyorsam «Dört Çehreli Kadm» adlı filmini görmüş ve bir şeye ben zetcmemistim. Güzel imparatoriçe olmak başka sey, başanlı film artisti olmak yine haşka şeydi. Xeşke Sürevya'nın bu acıklı durumunu görmeseydim. dedim kendi kendime. Demek kafaca üoylu bir imparatoriçe olamamıst? Süreyya. ESer Sah'a inat olsıın diye ille bir film vapacaksa, kendi ülke«i ve benzeri ülkeler halklarının sorunlannı eozönüne serecek bir filimde rol almalıydı. Böylece hem kendi kafa soylulugunu korur. hem de Şah"tan alacağı intikamı fazlasiy le almıs olurdıı. Ama geri kalmıs bir ülkervin kra'içesinden ille soylu bir kafa taşıması beklsrıebilir mi? B Olaylar Italyan Usulü Boşanma Hıfzı Veldet VELİDEDEOĞLU lan kimi zam»n çok net olarak canlandınyor göz belleğinde ve insan bir süre ayrılamıyor o görünümlerden. Şimdi asıl konu ile ilgill anımı aktarayım buraya: Doktorasım bitirmiş hukukçular için Roma Hukuk Fakültesine bağh olarak kurulmuş bulunan ceza hukuku uzmanlık okulunda 1934 yılında öğrenci bulunduğum sjrada, Maria Gardella adında kültürlü bir kadının oturduğu apartman dairesinin bir odassnda pansiyoner ola rak kalıyordum. Sofrada yemek hep birlikte yenirdi. Hafta sonlarında pansiyona yakışıklı bir jandarma yüzbaşısı gelir. iki gece kalır, Pazartesi çok erkenden giderdi. Bayan Gardella ile sıkı fıkı olduklan gözden kaçmıyordu. Zaten gönül bağlantılarını saklamayı gerekli de görmüyorlardı. Ahbaplığımız üerleyince anlattı lar: Bayan Gardella evliymiş. Kendisini aldatan kocasıyle geçinememiş, suçüstü yaptırarak yedl yıl önce mahkemeden «sürekli ayrılık» kararı almış. Îtalyan Medenî Kanununda boşanma yok. Orada egemen bulunan katolik inanışına Itöre: «Evlenmekle erkek ve kadının ruhlan bir leşir. Tannnın birlestirdiğini kul ayıramaz». Incil'cfe böyle yazılı. Bu nedenle ttalya'da bofanma olanaksız. îşte Bayan Gardella bu yüzden yedi yıldan beri kocasından ayrı yaşıyor ve sözünü ettiğim yüzbaşı ile sevişiyormuş. Kocası da başka bİF kadınla. Evlilik bağlantısı res men süregeldiği için, ne Bayan Gardella. ne de aynldıgı koca!=ı, sevdikleri insanlarla evlenemiyorlarmış. Italya'da böyle onbinlerce hatta yüzbaşıya göre yüzbinlerce çift varmıs. Yüzbaşı: «Hukuk ve din kuralları ahlâk kurallarına uygun olmalıdır. Böyle hukuk ve din kuralı mı olur? İnsanlan zorla ihlâksızlığa itiyorlar, bu boşanma yasağı ile.» diye yakınıyordu ve haklıydı. Daha o zaman, yani kırk yıl önce Italya'da boşanma yasağına karşı çok güçlü bir akım vard*ı. Ama bu dogrultudaki hcr girişim, Roma'mn göbegmde Papalann oturdugu Vatikan sarayının yüksek duvarlarına çarparak kınlıvordu. boşanma vardı çünkü. Fransa. katolik bir ülka olmakla birlikte, 1789 Büyük Devrimı orada boçanma yasağmı kaldırmış, Kapolyon zamartmda hazırlanıp yürürlüğe giren 1804 tarihli Fransız Medeni Kanunu da dinsel ilkeden ayrılarak boşanmayı (229 232. maddelerinde) düzenlemişti. Îtalyan Birliği Kurulunca orada Fransız Medeni Kanunu örneğine göre hazırlanıp 1865te yürürlüğe konulan Italyan Medeni Kanununa, boşanmaya ilişkin kural girmedi; bu sorunun çözümü katolik hukukuna bağlandı; yasada sadece ayrılık sebepleri sayıldı. Bunlar tıpkı katolik hukukundaki gibi zina, terk, kötü muamele, haysiyetsizlik, tehdit, ağır hakaret» eylemlerîydi. <Zina> sürekli, öbürleri geçici ayrılık sebebiydi. 1942'de Mussolini zamanında kabul edilen yeni îtalyan Medeni Kanununda da aynı yol tutuidu ve bunun 149. maddesinde: «Evlenme ancak eşlerden birinin ölümü ile sona erer» denilmekle yetinild'i: ayrılık sebepleri, olduklan gibi alıkonuldu. Yalmz evlilikten önce varolduğu saptanan iktidarsızlık ve ban koşullarla kısırhk evlilijin mahkeme kararıyle iptali için birer neden olarak kabul edilmişti. Bu. hukukça sağlam olan bir evliliğin boşanma yoluyle sona erdirilmesi değil, temelden sakat olan bir evliliğin sakat olduğunun mahkeme kararıyle «aptanmasıdır. (Îtalyan M.K. 117 129). Şu halde «Îtalyan usulü bosanma», sadece «zina» nedeniyle mahkemece verilen «sürekli ay rılık» kararıdır. Bu ayrılık sırasında eşler kişisel ve cinsel yaşamlarını yukanda anlatılan Gardella örneğinde old"uğu gibi, güya gizli olarak kendi dilediklerince sürdürebilirler, fakat ayn yaşadıkları asıl eşleriyle resmen evli sayıldıkları için, başkasıyle evlenemezler. Şimdi Italya'da ilerici güçler Du anormal kuralı kaldırmak istemektedir. özgtir düşüneeli îtalyan avdınlannea «utanç verici» olarak nitelendirilmekteyaı. larıhte her zaman görüldüğü gibi, bu konuda oa ılerioı düîünce üstün geldi ve birçok sert tartışma'ardan sonra İtalyan Parlamentosu 1970'de Medenî Kanunun 149. maddesini değiştirerek boşanma jasagını kaldırdı. Ancak bu değişıkiik \ürürlüğe girmeden önce seçimler vapıldı, iktidar değişikliği oldu ve sorun askıda kaldı. şimdi Hırîstiyan Demokratlar bunun için hîilk oyıamas. (referandum) istemekte, Sosyaiıst Parti ise so. runun parlamentoca çözüme bagıaniT4ası <örügünü sa\unmaktadır. Cumhuriyefın 13 ocak tarihli sayısında, «Boşanma yasası ile ilgill görüş aynlıklan Italya'da koahsyon hükümetiru kanştırıyor» başlığı altında, Roma'dan verilmiş şu haber çıktı: «İtalyan politikasının kızgm demirlerinden biri ateşten çekildi ve yeniden kor haline geldi. LayikJerle dinsel güçler arasındaki çeleneksel tartışma Roma'da partilerin ve hükümetin gündemine alınnuş bulunuvor. Bütün İtalya'yı ayağa kaldıran konu yine aynı: İtalya'da boşanma yasası çtksın mı, çıkmaeın mı? ( ) Eğer önümüzdeki günlerde başka gelişmeler olmazsa boşanma sorunu Nisan Haziran ayları içinde halkın oyuna başvunılarak çöziime baflanacak. (.. ) Böyleee yeniden giincel sorun baline gelen boşanma konusu partiler arasındaki çnrüş avrılıklarını keskinleştirirken, boşanma isteğinde bulunan evli çiftlerin de sabırlarını taşırmaktadır.» Aynca, Cumhuriyet'in 27 <ubi.t 1974 pünlü sayısının 3. sayfasında, «İtalya'da Kilise boşanma yasasına kârşı dinsel savaş açtı» başhgı altında Roma'dan verilmiş bir haber çıktı. Bunun birkaç satırım buraya aktanyorum: «İtalya'da boşarımaları scrbest bırakacak olan yasa, bükümet ve Katolik Kilisesi için büyük bir sorun olma yolundadır. Katolik rahipleri «Boşanma Vasası.na karşı «Dir.sel Savaş» açmışlardır...» Görüyor musunuz, şu içinde bulıuıduğumuz akılcı uzay çagında, Rönesansm ve Hümanizmarun beşiği sayılan uygar îtalya'da, katolik felsefenin yalruz insan aklına değll, insan ruhuna ve dogasına da aykırı olan katı kuralımn bugün bile ne gibi politik olaylara yol içtı&mı?! Başta «İtalyan Usulü Evlenme» adlı bir film gördüğümü söylemiştim. Siz de günün binnde «italyan Usulü Boşanma» konulu bir lilm görürseniz şasmayınız. Bununla birlikte, eşlerden her birinin kendi havasında yaşadı^ı «îtalyan Usulü Boşanma» örneklerine yainız îtalya'da defil, her ülkede ve her zaman bol bol rastlanmaktadır. Haçlılar çagındaki şövalyelerin sefere çıkarken eşlerine taktıkJan kilitli bekâret kemerleri bile önleyememiş bu yaşantıyı! Din bagnazlığıyle ilgili bütün yeni ve eski olaylara baktıkça, Türk Devriminin, tıpkı layiklik ükesini yerleştiren Fransız Büyük Devrimi gibi, hukuku dinden ayınp, aile hukuku alarunda gerçekleştirdiği reformun önerru ve bunu gerçekleştiren Atatürk'ün büyüklüğü bütün görkerriyle (üıtisamiyle) bir daha canlamyor gözlerimizde. Okuzun Buyugu ehmet Kemal'in geçen günkü yazısımn başhğı «Öküzün büyügü» idi. «Hasbe! kadpr» öküzlerle ugraşmak zorunda kaldığından dikkatini çekti. Mehmet Kemal yazıyor: «Birgün Yenikapı'da birkaç gazeteci Dir gazinoda oturuyorduk. Karşı masalardan birinde de yaz gtinü olduğu için ceketini çıkarmış, ardında kocamnn tabancası görünen birı oturuyordu. Gazeteci arkadaşiardan Diri tabancalıyla selâmlaştı. Sıkı fıkı ahbap görünüyorlardı.» «Kim bu.'» diye sordum Bir ulu kişinin adım söylediler, onun eskı yaveri imiş. «Ne iş yapar şimdi?» «Bümiyoruz.» Bir süre sonra uiuktan motorlar göründü. Yenikapı' ya doğru yanaştılar. Tabancalı kişi yerinden fırlad' eliyle motorlara işaret etmeye başladı. Motorlar lotalarıru çevirerek daha ilerilere yol aldılar. Tabancalı ki») geler. f:yakalı bir aıabaya binerek motorların gittiği doğniıtuya yöneldi. Masada oturanlar: «Kaçak sigara. » dediler. «Ne kaçak sigarası?» «Bir süredir sigara bulunmuyordu. Şımdı peldı yarın bol bol buluruz.» Ben saf adamımdır, gene anlamamıştım. «Ne kaçak sigarası?» diye sordum «Yahu,» dediler. «kaçak sigarayı şimdi bu zat laare ediyor. Emekliye ayrıldı. Baksana motorlar kaçak sigara getiriyor. Yann bol bol buluruz» Hepimizin gözü önünde ararejim döneminde bu cyun oynanıyordu. Kimse de sesini çıkarmıyordu. Ben ölkeieamiştim. «Olur mu böyle şey?» dedim. «Baksana bal gibi oluyor.» «Siz de gazeteci olacaksımz yazsaruza!...ı «Sen de aJcıllanmıyacaksm.» «Neden?» «Biz yazamayız, sıkıysan sen yaz!» «Yazanm.» «Nerde vazacaksın?» «Gazetede.» «YizamazMn.» «Niçın yazamayım?» «Ardmda çok kişi vardır bu isin, sen yazsan bile Voy mazlar.» O zaman gerçekten yazamamıştım, şimdi yajnyorum. öfkemi aiayım diye yazıyorum. Ama yazsam ne çıkar. kökü kazırur mı dersiniz? Ben hic sanrmyorum. Bir atasözt vardır. «öküzün büyügü ahınn dışında kalır». Baksanıza son olayda öküzün büyüğünü ahırın içine sokabildiler mi. dışarda kaldı. Ne kadar çarçur varsa onlan içeri doldurdular». Mehmet Kemal'in yazısım bitirmiştim ki kapıdan: Biri gelmiş sizj görmek istiyor, önemli birşey anlatacakmış: diye haber verdiler. Geldi. Güzel vüzlfl. bir genç adam. Uzun anlatmak 1»tedi, vaktim yoktu. özetledi: Al Kanunu çıkacakmış, on binden asafı ltaçakçılık olaylanna af varmış. on bin liradan yukan vokmus. Bu İş bildig^iniz gibi degil. Ben kaçakçıyım. Benim gibiler fedaidir. İster on milyonluk olsun, ister elli. lster vüı milyon .. Kodamanlar dışarda kalır bizler içeri gireriz. Patronlar hiçbir zaman icerj girmez. Hpm cok vukan tırmanır kaçakçılık islerinin yönetimi... Bildiğiniz gibi degildir. Aklıma Mehmet Kemal'in sözü geldi: ftküzün büyügti dışarda kalır!... TUrkiye'dekı hızlı kapitalizm, ya da çarpık kapitalizm, bizim Mafia'yı da hızla geliştirdi. Uyuşturucu madde, beyaz kadm ticareti, sigara kaçakçılığı. silâh kaçakçıhğı; hepsi birden maşallah gelişti. Bunlar çaplı işler. Bu çaplı tslerln eteklerindeki fedailerle uğraşıp bir sonuca vanlamaz. Ünlü öküz hikayesini bilirsiniz: Öküz su içmek İçin kafasmı küpe sokmuş. bir türlü çıkaramamış; atallının biri: öküzün kafasmı kesin, demiş. Kiipü kıracaklanna öküzün kafasmı kesmişler. Biz de bfiyle akıllı yok. öküzîerimiz de kafalarmı küpe sokmıyacak kadar kurnazdırlar. Bizim ökü^lerin işi gücü küpü doldurmaktır... Duymayan bilmeyen ..kaldı mı bu N Asıl Konu «Italyan Usulü Bo$anma»nin nukuktal kökeninden söz edecekken, «ltalyan Usulu Evlenme» filminin uyandırdığı çağrışımia, düşüncem peçmişe dogru kayıverdi ve yazının giriş kısmı biraz uzadl. însanın kendisini sevgiü Akbal'm deyimiyle «Anılarda görme»sl, zaman zaman bir gereksinme oluyor galiba. Geriye doğru ayarlanan rrürbıinıin meroegi eski olay Katolik Yasalardaki Çözümler Din reformlarını yapmıs olan Protestan ülkeler için mesele yoktu; onlann yasalannda Düşünce Akımı Durdurulamaz Ortaçağın korkunç karanlığmı bile delip geçerek aydınlık çagını açmış olaD uısan knfası durur mu? Hümanizmanın ve Rönesansırı beşiği olan İtalya'da akla aylan düşen boşsınma yasagı kuraJının günümüze dels stırüp gelmesi. ŞİİR YAZMAK OKTAY AKBAL Evet Hayır 7 Günün ardından Kissinger Yine Mekik Dokuyor! ekik diplomasisi ile Süveyş cephesinde Mısır ve îsrail kuvvetlerini birbirinden ayıran Kissinger Golan cephesinde de Suriye ve îsrail kuvvetlerini birbirinden ayırmak ve Cenevre, Konferansının toplanmasma yolu açmak için Ortadoğu'ya gelmiş. Ve Şam ile Kudüs ve Kahire arasında mekik dokumaktadır. Suriye'nin savaşta turumu daha sert ve Golan tepeleri strateji bakımından daha önemli oldiığundan bu kez Kissinger'in görevi daha zordur. Suriye'nin elinde tuttuğu îsrail esirlerinin adlarını vermekten kaçuıması, bu konuda girisime geçilmesini engelliyordu. Şam'a gelir gelmez Kissinger 65 İsrail esirinin adlarını alıp Kudüs'e götürmüştür. Bayan Golda Meir, ikinci adım olarak esirlerin mübadelesini önermiştir. Bu arada, Îsrail askerlerinin ne kadar geri çekileceti ve kuvvetleri ayıracak cephenin nerede kurulacagı üzerinde bir plân hazırlanmaktadır. Bu konuda Enver Sedat da Kissinger'e yardım ediyor. Bu çabalarına karşılık Kissinger de petrol ambargosunun kaldınlmasını istemektedir. Bu konularda Sovyetlerin de söz hakkı olduğunu anlatmak için Gromiko'da Ortadoğu'ya gelmiştir. iir yazmak.... İlk gençliğinde şiir yazmayı denememiş insan pek azdır sanırım. Bir düşünün eski yıllarınızı, gcnçseni?. dahî yakm gürüerinizi, bir kaç dizeniz muhakkak çıkar beüeğir.izm yüzeyine. Defterlerde kalır kimi, kimi dostların dilindy sakız olur yıllar yılı, kimi eski bir sevgilinin sararmış defterinde ölür ğider. Ortaokulda bir arkadaşım vardı. şiir yazaıdı. Bir kıt'a yazmış sonunu getirememişti, aldım kalemi »Sonra ayrılmıştık birbirimizden / Hasta olmuştuk kederimizden» diye bitirdim. Çok beğendi o arkadaş, hemen temize çekti, o günlerin ünlü bir dergisi olan .Resimli Aya gönderdi. Her sayısır.da on sayfa yer ayırırdı bu dergi amatör şairlere. O günlerde «cep takvimi. şairleri diye anıhrdı çiir heveslileri. yıl 1937. Bir de bakhk bizim şiir de çıkmış ikimizin adlarıyle. İnsan her geçtiği yerde bir şeyler bırakır. Defterlenm orda burda kaldı. Onun bunun elinde talana uğradı Karacaoğlan'm ömrü gibi! İlk gençlik şiırlerim gün ışığına çıkamadı böylece. Ben çıkarmadım. bir ikisi dışında hepsi bende» kaldı. Sizinkıler de, benimkiler gibidir sanırım. Kendiniz için yazmışsınızdır, kınıseye göstermeden unutmuşsunuzdur. yırtmaya kıyamamışsınızdır. Belki de bir çocukluk beyecanıyle minicik bir kitap halinde bastırıp, ona buna dağıtmışsınızdır, jair oldum ben da işte diyerek, içiniz garip bir duyguyla titriyerek... Şiir en güç, en çetin bir sanat dalıdır. Belki en üstünü... Bunu gerçek şiirler için söylüyorum, şiir adı altında yayınlanan birtakım duygulanmalar, düş kurmalar, heyecanlanmalar, inlemeler, bağırmalar, öfkelenmeler, yalvarmalar için değil.. Ki:ni kafası kızdı mı, kimi birine tutuidu mu. kimi yalnızlıgînı ımutmak, kimi yaşamda bir anlara bulmak için şiir yazar. Her çağda iki elin parmakları sayısını aşamayan «gerçek» şairler de unutulmaz, bugünden yarma kalıcı şiirler yazarlar. İkisi arssında bir ayrım vardır, ama kimi zaman zor farkedilir bu, kımı zaman da ancak yıllar sonra şiirin gerçeği yapayından, ıyisi kötüsünden ayırt edilir. Bir ölçü size. şiirin gerçeği, tek sözcükle gerçek «şiir» zamana dayanacak, zamanı yenecek, umanla aşuımayacak, eskimeyec*k, tazeliğini, yeniliğini, yitirmeyecek... Masamda yine birikti çiir kitapları... Bakıyorum şiir eleşTrisi ile ilgilenen p^k az. hatta hiç yok gibi bir şey. Şairler bile «poetika» adı verilen, şiir üzerine derinlemesine incelemeler, ş:iri anlamak. anlaünak deneyleri yapmıyorlar. Oysa gerçek sa:r bilinçli bir kisidn. ne yaptığını, nasıl yaptığmı açıklayabilir. böyle bir güce sahiptir. Ben her şiir kıtabına saygı duyarım. Canlı bir varhk sayarım o kitabı. Yaşa:n dolu bir nesnedir... Bir insan yüreğini tutar gibi olurum avucumun içinde. İşte son haftaların, ayların kitaplarını bir bir elime ahyorum, orasından burasındîn okuyorum. eski işaretlediğim yerlere bir kez daha göz atıyomm. yeni işaretler koyuyr.nım bu kez başka dizelere... İşte, Kemal Özer'in «Yaşadığımız Günlerin Şiir!eri>, Refık Durbaş'm Hücremde Ayışığı» Afşar Timuçin'in «Böyle Söylenmeli Bizim Türkümüz». Cemal Süreyya'nm «Beni Op Sonra Doğur Beni», Feriha Aktan'ın Yarın Sabah», Ataol Behramoğlunun Yolculuk, Özlem. Cesaret ve Kavga Şürleri», Nihat Behram'ın .Fırtınayla. Borayla Denenmiş Arkadaşlıklar».. Atillâ İlhan «Tutuklunun Günlüğü^.... Bütün bu kitapları, dana başkalarını kim inceleyecek, k:m tek tek duracak üzerinde? Kimse. Ben de okuyup geçecesim, kimi dizeler içimde yerleşecek, unutacağım sonra; yıllar sonra bırden çıkıverecekler bir düşüncede, bir sözde. Bir yazıda. kimin olduğrunu bilmeden tekrarlayacağım. Bizim olur, olacaktır en güzel dizeler, tüm insanlığın olacaktır şiir ancak böyle kanıtlar şiirliğini. Alın bu kitapları. başkalarını, kimini bir kez okuyacaksınız, ama kimi sizde temel atacak, kişiliğinizi yspacak. yaşamınızı anlamlandıracak. Şairler yaşam•İarını. varl'klarım venrler dizeleriyle bize. Cocteau'nun dediİ'i gibi <İnsan kendini siire vermez, şiire kendini kurban Cder.. . . Tek bir dize alacağım bütün bu kitaplardan. yüzlerce binlerce dizeden bir tekini. Durbaş'ın bir dizesini armağan edeceg:m size: «şiiıi çalınmış. emcği yptim, işkı ıssız olan yazmasın». Dui'baş'lar, Behramoğlu'lar, Özer'ler, Süreyya'lar, Aktan'Iar, Timuçin'ler vb'lerin şiiri. çalınmamış, emekleri yetim değil, a?kları ıssız değil... Bu yüzden yazıyorlar. yazacaklar... Kendilerini adamışlar şiire, Cocteau'nun deyimiyle «kurban etmişler> varhklarını... S M SÖZ HAKLARI OLDUĞUNU DUYURMAK İÇİN GROMİKO'DA ORTADOĞU'DA İSRAİL'DE DÜŞÜNÜLEN YENİ SEÇÎM, BARIŞI BÜSBÜTÜN GECİKTİRECEK feNERJÎ KONUSUNDA^ "NÎXON'IN ÎSTEfcîNE BAZI BATILILAR YAlfÂŞMIYOR BUNALIM, B. ALMANYA'YI DA SARIYOR Prof. Dr. Ahmet Şükrü ESMER Müslüman Ülkeler Konferanst sona ermiş ve uzun bir bildiri yayınlanmıştır. 38 Müslüman ülke temsilcisinin katıldığı Kcn feransta Arapların davası kuvvetle desteklenmiş ve özellikie Kudüs şehri üzerinde cfurulmuş tur. Bildiride bu kısımda deniliyor ki: «Kutsal Kudüs şehrinde İsrail işgalinin devamı bu şehrin Araplar dışında bir hükümranlığa verilmesi, lslâm devletleri tarafından kabul edilemez. Israil'in Kudüs'ten çekilmesi, Ortadoğu'da sürekîi barışın değişmez şartıdır.» Kudüs Araplara verilsin ama hangi Araplara? Kutfüs'ü Ürdün de Filistin Arapları da istiyor. Kon ferans bir soruyu cevapsız bırakmıştır. Konferansın en önern li sonucu Pakistan'ın Bangladeş'i tanımasıdır. Tanındıktan sonra Muciburrahman 12 kişilik bir Bangladeş heyetinin başmda Konferansa gelmiştir. Konferans, Hindistan'a karşı destek arayan Butto için bir başarı olmuş ve 70 milyon Müslüman nüfusa sahip olduğu halde Hindistan'ın toplantıya katılamaması Bayan Gandi'yi üzmüştür. Hindistan'da da Müslüman Isnn varlığını göstermek için Lahor'dan sonra Yeni Delhi'yi ziyaret eden Enver Sedat'ı Bayan Gandi ilâhîler ve Arapça konuşan Hindularla karşılatmış tır. madığı gibi, Ortakpazar da tera silci yollayamamıştır. Bö3'lece Fransa, Amerika ve Ortakpazarın öteki 8 üyesinden ayrılmış ve Araplarla petrol alışverişine girişmiştir. Bildirildiğine ?öre, ashnda, bir başka grubu alacak Koordinasvon Komitesine girmekle birlikte, İtalya da Libya'dan 30 milyon ton petrol satm almıştır. Oysa Nixon bu ikili alışverislere son vermek ve kollektif pazarlığa girişmek için Komiteyi kurdurmaktarfır. ba harcamış ise de, başarı elde edememış ve şimdi bu zor işi «harika adam» Kissinger ele al mıştır. Küba aforoz edıldiğinden geride kalan 24 Lâtin Amerika ülkelerinin dışişleri bakanlariyle Kissinger Meksika'da toplanmışlar ve çıkanlan 12 sayfalık bildiriye göre, Lâtinleri doyuran anlaşmaya varmışlardir. Buna göre, aniaşmazlıklarm çözümünde zora ve baskıya başvurulmayacak, her ülke kendi siyasî, iktısadi ve toplumsal düzenini kurmakta serbest olacak, içişlerine müdahale edilmeyecek, yani B. Amerika bunlan küçük ortaklanna yapmayacak demektir. Lâtin ler memnun ama, daha kesin vaatler koparmak için Nisanda bir kez daha toplanmaya karar vermişlerdir. İnşaat Mühendisleri Odasından | XX. Genel Kurulumuzda alman karar gereğince üyeleg rimiz, birikmiş olan aidat borçlarınm tamamını 5.5J974 ğ günü akşamma kadar odedikleri takdirde gecikme cezaiarı S affedilecektir. S Borçlu üyelerimize duyurulur. YÖNETİM KURULU M Cumhuriyet 1699 ş Nixon'ın dircnişi ••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••a Îsrail bunalınu Ortadoğu'da barışa ulaşmayi zorlaştıran bir olay da, îsrail'delri iç politika bunalımıdır. Kuruluşundan beri îsrail'i yöneten îşçi Partisi ile etrafındaki koalisyon 31 Aralık seçiminden zayıflamjş ve aşın sağcı Likud grubu güçlenmiş olarak çıkmışlardır, fakat hâlâ İşçi Partisi en güçlü siyasi partidir. Su varki, koalisyon dağılmış. parti içinde de görüş aynlıklan belirmiştir ve hükümet kurulamıyor. Araplarla barış ancak çok kuvvetli bir hükümet tarafmdan kurulabilir. Hükümeti kurmakla görevlendirilen Golda Meir, «Ulusal Dinci Partisyi tekrar koalisyona alamadığından. bir azrnlık hükümeti kurmayı tasarlamaktadır. 51 sandalyeye sahip olan İ?çi Partisi ile bağımsız Liberallerin (4 sandalya) ve îsrailli Araplarm (3 sandalye) koalisyonundan kurulacak azınlık hükümetinin 120 sandalyeli Meclis'ts 58 sandalyeleri olacaktır. Savaşın yönetiminde ağır eleştirilere uğradığından Moşe Dayan da yeni hükümete katılmaktan çekiniyor. Böyle azuılık hükümetiyle barış kurulamayacağından. yeni seçime gidilmesi düşünülüyor ki, bu da Cenevre Konferansının toplanmasını vine geciktirebilir. İslâmın sesi Pakistan Başbakanı Zülfikâr Ali Butto'nur» girişimi ve Suudi Arabistan Kralı Faysal'ıa İIP l.ahnrda tnnlsn^,. • İİİİİİIÜIİİİIİİİUİIHIİIİİİİİUİİI DOLLYveYAKUP BARUH Oğulları doğumunu müjdeler 6 Mart 1974 Çarşamba günü saat 9,30 da Güzelbahçe Kliniğinde yapılacak linnet merasimine akraba vedostlarını davet ederler. TESEKKÜR Aile büyügümüz merhum, = NEDİMin Em. özr. i Abdülkadir Demirel'in | hastalığı sırasında gerekli i yardımlarını esirgemıyen Ist. j Ün. Ist Tıp Fakültesı Nef | rolofı bölümü doktor ve per £ soneline, ziyaretine eelenlere |i ayrıca cenaze merasımıne ış § tirak eden akraba. dost ve § tanıdıklanna, Davutpaşa ve p Şehreminı Lisesı meslektaş g lanna ve acımi/ı paylaşarak E başsaglığı dileyenlere gazete g niz vasıtasıyle şükranlanmızı s bildiririz. i AtLESt | cuiii,.u, ı. ei £ S 1 s § ğ f Cumhuriyet 17U0 ,ıli:»lllllllllllll]ll!!l!llllllllllllll!IIIHIIIII!llll!lllllllllllllllimilı7 Gerald Ford'un Başkan Yardımcılığına seçilmesiyle Michigan eyaletinde 64 yıldan beri sürekli olarak Cumhuriyet Partisi adayı seçen bölgede partinin ağır yenilgiye uğraması, Nixon istifa sı konusunu tekrar ortaya atmıştır. Öte yandan Temsilciler Meclisinin Adalet KomisyonunAlmanya "da huzursuzluk da da azil (impeech) işleri yürüEnflasyon, hayat pahalUığı pet tülmektedir. Fakat Nixon, önceki rol darlığı ve grevler İkinci Dün gün topladığı basın konferansında olmadığını ya Savaşından sonraki kalkınma istifa etmeye niyeti sı «mucize» diye nitelendirilen söylediği gibi, Kongrece azil ediMüsbet bilimlerin temel v« uygulamalı dallannda öğretim Fed. Almanya'yı da etkilemiştir. lemiyeceğini de iddia etmiştir. Ne yapan fakülte ve yüksek okul bölümlerinden mezun olmus İktidara geleli Willy Brandt dış gibi hareketlerden dolayı azJediveya kendi alanında yüksek lisans ımaster) öğrenimi yapmıj politika ile meşgul olmuş, dogu lebileceği konusunda da Adalet olanlara: Matematik, astronomi, fizik, kimya ve kimya müpolitikasını (ost politik) başarı Komisyonu ile Beyaz Saray arahendisliği, çevre mühendisliği. biyoloji, jeoloji, elektronik, ile yüriiterek, Sovyetler, Polon sında görüş ayrılığı çıkım.ştır. Ametalurji, makine mühendisliği, nükleer mühendislik ziraat ya ve Çekoslovakya ile normal dalet Komisyonu bir Başkanın sa mühendisliği, orrr.an mühendisliği ve uygulamalı müsbet ilişkiler kurmuş, Doğu Almanya' dece kanunî suçlardan değil. «uybilimlerin temel disiplinleriyle ilgili konularda yurt dışında yı da tanımiştır. Fakat dış politi gunsuz hareketler.den de azledidoktora yapmak isteyenler arasından seçileceklere destekka ile uğraşırken iç politikada lebileceği görüşünde iken Beyaz leme bursları verilecektir. Burslarm dağıtımı için aşağıdavadettiği reformlan gerçekleştir Saray avukatları. azli için kanuni ki jartlar konulmuştur.. mekten kaçınmıştır. Şimdi eko suç işlemesi görüşünü belirten bir 1. Türk vatandaşı olmak. nomik düzende bozukiuk, iç po rapor hazırlamışlar ve bunu Ko2. 1 Ocak 1974'de 30 yaşını geçmemij olmak. litikajı önplana getirmiştir. Bu misyona yollamışlardır. Her hal3. Yüksek lisans (master) öğrenimi yapmıs olmak. reformlan gerçekleştirirken, li de Ni x on'ı azletmek kolay olma(Türkiye'de yüksek lisans (master) programı olberal olan koalisyon ortakları yacak, fakat Ohio eyaJetinde yamayan alanlar için lisans diploması kabul edüeyapılacak Hür Demokratlarla aniaşmak ko rınki pazartesi günü biür.) lay defildir. Öte yaadan kendi bir ara seçimi de kaybederse, ken 4. Yapılacak biiim sınavını başarmak. Sosyal Demokrat Partisi içinde di partisi Nixon'j çekilmeye zor5. Yurt dışuıda cğrenimi takip edecek kadar yabaneı ki sol koldan da baskı gelmek layabilir. dil bılmek, veya belli bir sürede öğrenmeyi taahtedir. Son aylarda Ortakpazar hüt etmek. içinde İngiltere ile çatışmış, Enerji savaşrna hazırlık Haşhaş konusu (Bilim smavmda başan gösterıp lisan sınavında Fransa'dan da ayrılmıştır. FranTürkiye'deki iktidar değişimi, başı gösteremeyerüere yurt içinde bir yıl süreyle Petrol Tüketicilerinin, örgüt sa, Sovyetlere kizarken, Fed. Al destekleme bursu verUerek lisan ögrenmeleri sağlenmiş olan petrol üreticileriyle manya Amerika'ya daha sıkı sa Amerikalılan en çok haşhaş ekilanacaktır.) eşit koşullar altında görüşme rılmRk eğilimindedir. Bu geliş mi yasağmı kaldırmayı vaadeden • 6. Doktora öğrenimini yapacağı üniversiteden Eylül lerini sağlayacak olan Koordi meler Wi!ly Brandt'ın prestijini hükümet programı bakunından il1974 de\resı için bir kayıt kabul belgesi (aksephayli sarsmıştır ve istifasmdan gilendirmiştir ve Amerikan gaze na?yon Komitesinin kurulması teleri israria bu konu üzerinde tans) teır.in etmis olmak. bile söz edilmektedir. hazırllklarına Washington'da durmaktadırlar, Amerikan gençli (Yainız yukanda sayılan konularla ilgili doktora başlanmıştır. Böyle bir komiteğinin uyuşrurucu maddelerle zeçahşması için yurt dışındaki üniversitelerden Meksika konferansı nin kurulmasına Washington Ehirlenmesi, bu ülkede büyük prob kayıt kabul belgesi veya bununla ılgüi müracaau nerji Konferansında karar veLâtin Amerika ve Karaip deni lem yaratmış ve Nixon bu proble alman resml bir cevap en geç i Mayıs 1974 günü rilmiş, fakat üreticilerle çatı?zindeki 25 ülke ile Birleşik Amesaat 13.00'de Kurumda bulunacak «ekilde göndema grubu olacağı gerekçesiyle rika arasındaki ilişkiler, zengin mi ele almıştır. Türkiye'ye de bu rilebilir. abartılmış Fransa karara katılmamıçtı. bir milyoner ile gecekondularda • zehirleme suçunda» pay avnldığından afyon ekiminin 7. Öğrenimi bitince yurda dönerek özel »eya resınl Washington Konferansına 9 Or oturan yoksullar arasındaki iliş yardım karsılığında yasaklanması herhangi bir kuruluşta çalışmayı taahhüt etmek. takpazar üyesi, Birleşik Ameıi kilere benzer. Patron bu fakir için Nihat Erim'in Başbakanhğı sı (Bursiyer istediği Kurumu seçmekte serbesttir.) • ka, Kanada, Japonya ve Norleri de 150 yıldan beri sömürü rasında Amerika ile bir anlaşma8. Halen yurt içinde veya dışındaki yüksek öğrenim S veç, yani 3 ülke ile Ortakpa yor. Bu sömürüye karşı 1959'da ya varılmıştır. Ekimin yasaklanma kuruluslannda yüksek lisans yapan öğrenciler ile zarın temsilcisi olarak Fed. Al ayaklanan Küba, patronun boyun sına karşı Amerika'nın vermeyi son sınıfta bulunan öğrenciler 3. maddeyi Haziran manya Dışişleri Bakanı Wal duruğundan kurtulmuş ve Sov vaadettiği ve bir kısmmı da ver1974 sonunda yerine getirmek üzere şimdiki duter Schee! katılmışlardı. Fed. yetlerin de yardımı ile ayn ya diği 35 milyon dolar, hem yeter mmlannı belgelendirmek jartı ile müracaat edeAlmanya ise, Maliye Bakanı şantısını sürdürüyor. «Kötü Ör sizdir. hem de yerinde harcanmabilirler. Helmut Schmidt farafmdan tem nek» olur diye, B. Amerika öte mıştır ve afyon ekicileri mağdur llgilenenlerin doktora çalışmasıru yapmayı planladığı konuki Lâtin Amerika ülkeleriyle iliş olmuşlardır Amerikan Büyükeledilmişti. Bu kez Washir.gyu ajTintılı olarak belirtmek şartı ile, ton toplsntısma Fransa katıl kilerine yeni düzen vermeye ça çisinin bu konudaki girişimine Türkiye Büimsei ve Teknik Araştırm» Kurumu hükümet görüşme önerisinde bu•••«••••••••••••••••••••••••••••••••••••••a lunmuş ve bu öneri bile bazı Bilim Adamı Yetiştirme Grubu Kongre üyelerince olumsuz karşı Atatürk Buivan 225. Kavaklıdere ANKAÜA Ortopedi ve Travmatoloji Mütehassısı lanmıştır. Ni x on Türkiye ile giadresine yazılı olarak müracaat ederek form Utemeleri gerişilen anlaşmayı siyasi hayatmın rekmektedir Doktora konuyunu belirtmeyen müracaatlaı büyük başarısı olarak gösteriyor, dikkate aiınmaz. Kurumdan temin edilen (TÜBİTAKBAY| başka ülkelerle de benzer anlaşFormDN168) form ile yukarıdaki şartlara ait ve formda malara varacağmı umuyordu. Has belirtilen belçelerin tamamını 30 Mart 1974 gün ve saat 13.00V sas bir konudur ve hükümet prog hastalarını aşagıdakl yeni adresinde kabule başlamıştır. kadar Kurum» çöndermeyenlerin müracaatları işleme korammın uygulanmasında dikkat nulmaz. (Akseptans 4 Mayıs 1974'e kadar gönderilebilir.) edilmezse Amerika ile ilişkileriŞi«'i • Osmanbey HalSskârgazi Ca'i. 279 Sedef Apt. Postadaki gecikmeler dikkate aiınmaz. mizi etkiliyebilir. Bu konuda Tür T«l: 47 47 93 İlgilenenlere duyurulur. Ocak 1974 • kiye de haklı olduğundan Amerikalılarm ••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••a umujur. anlayış Eösterecelıleri •«••••••••••••••••••••••••••••••••••BBaaaa7 Cumhuriyet 1690 fBasın: 10017/1681) S Türkiye Bilimsel ve Tcknik Arastırma Kurumu S 8 Nato Yurt Dışı Doktora Bursları Op. Dr. AZİZ ÇÖL i
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle