15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
# « ( C Sahibi: Cumhuriyet Ma'baacılık ve Gazetedlik T.A.Ş. adına: NAZİME NADİ Genel Yayın. Müdürii: OKTAİ KLRTBÖKE Sorumlu Yazı Işleri Müdürü: ÇETİN ÖZBAYRAK ve Basan ve Yayan: CLMHLRÜET MATBAACILIK TEl.GRAF ve MEK'irP adresi: Cnmburiyet IsUnbol Posta Kutusu: lıtanbul No: 246 Cumhuriyet m BASTN AHTJlK YASASTNA IVMAYI PAAHH11 EDER. 12 6 3 1 ABONE ve tLÂN Aylık Aylık Aylık Aylık Yurt içi 360. 180. 90. 30. Surt dtjı 630. 315. 157.50 52.50 Telefonlar : 22 42 90 22 42 96 GAZETECİLİK T.A.Ş. Cağaloğlu Halkevi Sk. No: 39 • 41 22 42 97 22 42 98 22 42 99 B ü K U L A K : ANKAKA: Atatürk Bulvan ¥ener Apt. Yenişehir, Tel: 12 09 20 • 12 95 44 • tZMlR: Halit Ziya Bulvarı No. 65 Kat 3, Tel: 31230 24709 • GÜNEV tLLERi: K.Köprü 34. S. No. 40 • ADANA, Tel. 145501393419731 Bıslik (Maktu) 2 v« V layta (Santlmi) 3. sayfa (Santlrol) 4. S. 6. sayfa (Santimi) „ ölüm. Mevlid, Tejekkür (5 Santim) Ni»ın. Nikâh, Evltnme, Dogum ölüm, Mevlid, Teştkkür 2 3 (S Santim) 4 O Ura U »5 1 W »ü 150 150 200 SAY1S1 100 KUKLŞ MSP af için olumlu oy verme (Baştararı 1. Sayfada) n sözleri geri almalarını istemiştir. Başkan bu (iyelerden sözlerini geri alıp almadıklannı tek tek sormuş ve (Evet) karşıuğını almıştır. Görüşmede ilk sözü a'.an Içel milletvekili Nazım Baş (DP) kişisel görüşlerini açıklarken genel affa ve TCK'nun 163. maddesine karçı olmadığını ancak anarşist ve komünistlerin affına karşı olduğunu açıklamıştır. olmasını engelleyecek yüz kızartıcı suçlarının affın dışında bırakılması düşünülebilir. Böyle bir teklife belki kahlmak mümkündür. Ancak biz bunların da af kapsamına ahnarak geçmişe tamamen sünger çekilmesinin yararlı olduğuna inanmaktayız. Esasen dokunulnıazhkları kaldırılmadığı sürece bir suçun af kapsamı dışın da bırakılmasının pratik bir değeri de yoktur.» Oğuz, genel affın bir an önce meclislerden geçerek kanunlaşmasında çok büyük toplum ya rarınm bulunduğu cihetle teklifin tümüne olumlu oy kullanılacağını ümit ettiğini söylemiştir. yır gelir» demiştir. Bu sırada CHP ve APlilerin arka sıralarımn birbirlerine girdiği görülmüş, Başkan, «Biz burada bir iş yapmak istiyoruz. Amaç bu değilse mesele yok» diyerek uyarmalarda bulunmuş ve idarecileri göreve çağırmıştır. Kavga araya girenler tarafından güçlükle yatıştırılırken Necdet Uğur konuşmasma özetle şöyle devam etmiş tir: «Geçen dönem geçirdiğimiz olayları biliyorsunuz. Hükümetinizin nasıl istifa ettiğinj de bilıyorsunuz. Ve o dönemi birlikte omuzlayarak nasü geçirdiğimizi aranızda bilenleriniz de çpktur. Artık bu ucuz edebiyatı bırakınız. Biz bir kardeşlik ve banş içindeyiz, geçmişle ilgimiz yok. Gelin bunları birlikte kapata lım diyoruz. Yepyeni bir hükümetyeni bir Meclis var. Devletin Anayasal kuruluşlarında hükümet üyeleri de bulunmaktadır. Bu sözlerle ne yapmak istiyorsunuz, neyi halletmek istiyorsunuz?» Daha sonra 1. madde üzerinde AP, DP ve CGP'li üyelerin maddenin değişimini isteyen, çoğu birbirine benzeyen sayılan bir hayli kabarık önergeleri okunmuştur. Bu değişiklik önergeleri oylamaya sunulmuş ve reddedılmiştır. Türk Sanayici (BasUrafi l. Savfada) rüş aynlıkları gıderilememiştir. Bazı Sanayi Odalannm toplan tıya katılmayacaklarınm belli ol masındon sonra Dernek ilgililerı toplantmın ertelenmeyeceğini ve davet edilen kişilerin «büyük bir çogunluğunun» toplantıya katUa caklannı ıfade etmişlerdir. kınca gördük. Bu nedenle, yöne tim kurulu olarak bu toplantıya katılmama karan aldık. Aslında şu anda hükümete karşı olmanın bir anlamı da yoktur, aksine yanında olunmalıdir. Polemik yap manın genel menfaatler yönünden yararı da yoktur.» Istanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Gezgin aynca, Dernek toplantısında alınacak kararlara göre, gerektiğinde, katılmama kararının nedenlerini ayrintıh biçimde açıklayacaklan nı söylemiştir. Ol.AYIAKIN AKD1NDAKİ GERÇEK Vergi Denetimi (BaşUrafı 1. Sayfada) fettişi, 350 Hesap LHnanj ve 450 Gelirler Kontrolörlerinden oluşauktadır. Malive Mflfettişlerinin meydana getirdifi Teftiş Kurulu 1941 yıllarına kadar hem vergi denetimini, hem idarî teftiş görevlerini yürfltmüştü. 1940larda yabuz verji denetimi için Hesap l a n a n l a n diişünfildü. Oysa 1954' de uyjulanmaya başlayan Gelir Vergisi dfizeni de fittikçe gelisiyordu. 1974 yılında vergi gelirleri «0 milyar limy» ve beyannameli vergi yükümlüsü 630 bine çıkmıştır. Bunları tansil eden Vergi Daireltri sayısı 500'fin aztrindedir. Buna karşılık Malive Mflfettişleri ve Hesap Ltmanları sayısı dondurulmuş ve bir artıs olmamıstır. 1970'lerde Gelirler Kontrolörleri adı altında yeni bir ıtatü düşünülmüş. buraya 45(1 kişi alın mıstır. Ne var ki bu kesimin hukuki sUtüsü. vetkileri ve teminatları belli değildir. V'erji dusenlemesini dar jelirli, ücretli. maaslı kesimi güç kosullar» soknuyacak biçimde yap mak isteyen, »e «çok gelirliden çok, az gelirliden u » vergi ilke aine öncelik veren bir Maliye'nin bu ilkeyi denetlivecek ve verti kaçınnalarının öniine geçeçek bir sıhhatli denetim kadrosuna sahip olması gerekir. Bürokratik avncalık istemleriyle, geniş çık»r çevrelerinin isterleri bugüne dek birbirine uygun düsmüş, MaJiye denetçi kadroları gelisememistir. Bundan sonra alınacak ivedi tedbirlerle vergi gelir lerinin beklenmedik biçimde art ması ve kaçaklann tahsilât kesiminr aktanlması olanak ka Bu köşeden kimse, son güne kadar çık madı. Bizim katma protokolde ekonomik açıdan bazı düzeltmeler yapılması yolundaki taleplerimiz de, aynı şekilde havada kaldı. Hatta AET'li bazı üyeler katma protokolde değişiklik konusu açılmışken akıllanna ge len bir başka noktayı orta ya atıverdiler: Katma Protokol ışçılerimiztn Avrupada 1976'dan ıtibaren serbest çe dolaşmasını öngörüyordu ya, «asıl bu maddenln değiş mesı gerekir» dediler Yani bızi dımyata pirince gıderken evdeki bulguru tehlike ye düşürmüş bir duruma soktular. Berlındeki AET Türkiye parlamenterler toplantısının gösterdiğı daha pekçok şey var. Gerçi bu toplantı danışma niteliğindedir ve bir karar alması söz konu su değildir. Ancak Avrupa' da esen bir genel havamn işaretlerini vermektedir. Birşeye daha değıneyim... Toplantıya gelip bir konuşma yapmasını beklediğimiz Alman Dışişleri Bakanı Scheel (o gelse idi Tu ran Güneş de gelecekti) bi zim parlamenterler Eeichstag'da toplanırken. Sofyada Bulgar Dışişleri Bakanı ile Almanya Bulgaristan ilişkilerinin gelişmesj üzerine görüşüyordu ve gazete lerin bildirdiğine göre AET* nin topluluk dışı Ulkelere genel gümrük ındirimlerini Bulgaristan'a da tammasını sağlamak için destek vadediyordu. O genel gümrük indirimleri kı. bi7im. ekonomimizin altını üstüne getirecek tavizlerle elde ettiğimiz ln dirimlerin değerini sıfıra indirecek bir şekilde gelışmektedir. (Baştarafı 1. Sayfada) lendireceğini düşündüğümüz bir konu çıkarsa, onu size bildiririz. Bir Alman Sosyal Demokrat Milletvekili de «Bizim pek çok ülkeyle ilişkimiz var. Türkiye'nin özelliği nerede?» demeye getirince, bu, Appel'in sözlerinin üzerine tuzbiber ekti. Ve Türk delegelerinin haklı tepkilerine yolaçtı. Bir kere 1963 Ankara anlaşmasına göre, Türkiye'nin durumunun Ortakpazarın ıkili anlaşma yaptığı öteki devletlerin hiçbirinin durumu ile ilgisi yoktu. Ankara anlaşması Türkiye'nin belirli kademelerden geçtikten sonra topluluğa tam üye olmasını öngörüyordu. Şimdi Ortakpazar ilişkilerinin gelişmesi kısmen dondurulmuş olan Yunanistan hesaba katılmazsa, topluluğa tam üye olması öngörülmüş. olan başka hiçbir ülke yoktu. Türkiye bu amaca ulaşmak için ekonomik ve sosyal mevzuatını tamamen top luluğa uydurmayı, gümrüklerini kademe kademe sıfıra indirmeyi, vergilerini toplulukla aynılaştırmayı taahhüt etmişti. Sanayinin gelişmesini iyice sarsmak pahasma bir gün tıpkı Italya, tıpkı lngiltere gibi topluluğun eşit haklara sahip bir üyesi ha line gelecegini düşünüyordu. Türk delegasycnundan, Özer Ölçmen'in, Eeşit Ülker'in bu dunımu hatırlatan sözlerinj da fazla ilgi ile karşılayan olmadı ve Türkiye'nin topluluk Içindeki rütbesini birkaç derece birden indiren bu yeni muamele tarzuıı düzelten Katılmada sakınca Komisyon Başkanı Ucuz edebiyat Adalet Komisyonu Başkanı ve CHP Sinop milletvekili Yalçın Oğuz af yasasının tümü üzerınde görüşlerini açıklamış, af yasasının memlekette huzur, sükun ve Kardeşlik havası getireceğini, geçmiş kırgınhklarA unutturacağını aynı zamanda intikam duygulannı körleteceğini, aftan amacm bu olduğunu belirtmiş, özetle şöyle konuşmuştur: «Bütün siyasi partiler seçim öncesinden beri Türk halkına genel bir af çıkarılacağı vaadinde bulunmuşlar ve artık bu vaadlerin neticesi affın bir an evvel çıkanlmasına zaruret hasıl olmuştur. Şu anda af gerekli midir, değil midir noktasında bir münakaşaya gerek bulunmamaktadır. Bu affın siyasal suçları ve içinde fikir unsurunun bulunduğu suçları olduğu kadar adi suçlan da kapsaması gerektiği hususunda da kuşku yoktur. Devlet hayatında elbette af yetkisi devletin atıfetidir. Ayrıca toplumda bir kargaşalıktan sonra maziye sünger çekmek suretiyle barış havası yaratümasına ihtiyaç da affın sebeplerınden binnı teş'i:l eder. Af, birinci planda politik suçları hedef ahr.» Komisyon Başkanı Oğuz, affedilecekler arasındaki bazı suçlan n affedildikleri zaman «büyük bir belâ» olarak tekrar gelecekleri yolundaki kanının doğru olmadığını, baskı kalktığı zaman devleti tehlikeye sokmak diye bir durumun olamayacağım belirterek konuşmasını şöyle sür dürmüştür: Öte yandan, Istanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Nurullah Gezgin, dün verdiği demeçte yönetim kurulu olarak ka rar aldıklarını ve toplantıya katılmayacaklarmı belirterek şöyle konuşmuştur: «Bu toplantının şekli, tertibi ve muhtevası yönünden iştirakte sa Politik amacı yok Adalet Bakanımn konuşması Daha sonra söz alan Adalet Bakanı Şevket Kazan, halen cezaevlerinde bulunan 60.342 tutuklu ve hükümlüden 50 bin kadarınm çıkacak afla tahliye edileceklerinin hesaplandığını söylemiş, muhalefetin karşı olduğu Ceza Kanununun 141 ve 142. maddelerine ait rakamlar vermiştir. Buna göre, Bakan, bu maddelerden 1164 hükümlü ve 2030 samk bulunduğunu, layikliğe aykm pro paganda suçundan da 315 mahkum ve 624 sanık bulunduğunu bildirmiştir. Kazan, eleştirilere de cevap vermiş, hukümetin af tasarısı getirmeyerek, sonımluluktan kaçmadığını hatırlatmış, «Af hükümet programında yer almıştır. Hükümet böylece af taah hütü altına girmistir. Soruyorum; bu durumda sorumluluktan kaçması nasıl bahis konusu olabilir» demiş, sözlerine şöyle devam etmiştir: «Hükümet bu af kanunu ile bir sorumluluk altına girmektedir.» Bakan, affın Anayasaya aykırı olduğu iddialarının da gerçekle ilgisi olamayacağım aynntılı olarak açıtclamıştir. Silâh kaçakçılığı (Baştara'ı l. layfada) Böylece onaltı sanığın yargılandığı bu davada sanık avukatı sayısı otuz'u aşmıştır. Bu dâva sanıklanm savunan avukatlar arasında eski Adalet Bakanı Sahir Kurutluoğlu ile iki eski Milletvekili, bir eski yargıç, eski bir Malî Polis ile Kotilin katılmasıyla bir de Parti İl Başkanı üe Belediye Başkan Vekili bulunmaktadır. Dâvanın tek bayan savunma avukatı dâvanın açıldığı günden 14 Mart 1974 günkü celseye kadar bütün duruşmalara hâmile olarak katılmıştır. Mahkemenin verdiği 14 günlük arada bir erkek çocuk dünyaya getiren Bayan avukat Nermin Naipoğlu doğumundan 40 gün geçmeden dünkü duruşmaya katılmış ve müvekkili sanık Mustafa Mirzanm tahliyesini istemiştir. Dün tanık olarak dinlenen Malî Şube Müdürü Vurai Yener ve Malî Polisler el koydukları silâh kaçakçılığı olaymı anlatmışlardır. 16 sanıktan dokuz tutuklu sanığın kaldığı mahkeme tahliye istemlerj hakkmda bir karar verememiştir. Buna, mahkeme heyetteki değişikliği sebep olarak göstermiştir. Duruşma 11 Nisan 1974 Perşem be gününe ertelenmiştir. o Öte yandan. Türk Sanayici v» İş Adamları Derneği ilgililerı. toplantmın cpolitik bir amacı» bulunmadığını, yalnızca «iç ve mş ekonomik konjonktürün göz den geçirileceğinı» belirtmişler ve toplantmın «istişari» nitelikte olup katılanları bağlayıcı bir yanı bulunmadığını da ifade etmişlerdir. Ege Sanayi Odası Ege Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şinasi Ertan ise, toplantıya katılacaklannı, ancak «toplantı için hükümet* peşin hiikümle karşı durmak gibi bir imai yaratılmak» istendiğinl söylemiştir. Sinasi Ertan Özetle şöyle konuşmuştur: «Hükümetimizin aldığı ve bizim de faydalı gördüğümüz karar lara katılacağız. Peşin görüşün sahibi değiliz. Toplantıda bizim benimsemediğimiz öneriler varsa karşı duracağız. Davet edildik. davete icabet etmek gerekir.» Son duruma eöre, Istanbul ve Eskişehir Sanayi Odalan Derneğin toplantısına katılmama kararı almışlardır. Istanbul Ticaret Odasımn kararı ise bugUn belli olacaktır. Bir ekleme Ancak birinci maddeye (E> fık rası eklenmiştir. Bu fıkra, Yüksek Adalet Divamnca mahkum olanlardan çeşitli af kanunlari ile affedilenler veya bu af kanunu dışında kalanlann asli ve ferî cezalarının bütün neticeleriyle birlikte kaldırılmasmı öngörmek tedir. Bu değişiklik önerisine Komisyon da katılmıştır. Bu ekleme ile Ali Ipar ve onun gibiler devletten kendi mallarının değerlerini geri alabilecektir. Tutanaklan getirten Başkan AP'li Ihsan Ataöv'e sözlerinden kimi kasdettiğini sormuş, Ataöv de Necdet Uğur'u kasdetmediğini söyleyerek bir konuşmasını tevıl etmiştir. Ancak Ataöv'ün ikinci cümlesinde Uğur'u kasdettiğini belirten sözler olduğu gerekçesiyie Başkan Uğur'a söz vermiş, Uğur da, Deniz Gezmiş ölüm karan geldiği zaman yaptığı konuşmayı tekrar etmiş, «Bugtin de, o tarihte de karşı çıktığım görüş ve düşUnce içindeyim. Gene de böyle birşey gelse aynı sözlerle karşı çıkarım. Zira, ölüme karşıyım. Insan onuruna yapılan haksızlıklara karşıyım. Eğer lhsan Ataöv kendisinin söylemediği sözlerle sıralanırsa İhsan Ataöv'ü de savunurum» demiştir. Meclis, 2 Nisan Salı günü toplanacaktır. Dünya (Batttrafı l Mvfad») Beş Yıllık Planın hazırlanmasın» katkıda bulunmuştur. Daha sonra Istanbul Üniversitesind«ki görevine dönen Profesör Bulutoğlu. îktisat Fakültesinden başka Robert Kolej ve özel yüksek okullarda ders vermistir. Vergi sistemleri, yabaneı sermaye konulannda yayunltnmıs kitaplan bulunan Bulutoğlu. 12 Mart'tan sonra Birinci Eriaj Hükümetinin kurmu; olduğu Eğitim Reform Komisyonunda üye olarak da çalışmıstır. Birinci Erim Hükümetinin istifasmdan bir süre sonra da Dünya Bankasına uzman olmuştur. Af sonrası sorunlar Kazan, aftan sonra mahkumların işe yerlestirilmesinin de öneml; bir sorun olduğunu ele alarak bunların çözüm yollarinı belirtmiş, oraıan suçundan ve bağ bahçe anlaşmazlığından hüküm giymiş 50 bine yakm kişinin köylerine döneceğini, bunun bir sorun yaratmayacağını belirtmiştir. Kazan, muhalefetin karşı çıktığı bazı suçlarla ilgili olarak da şu rakamları vermiştir: Güçlü Devlet «Devlet eğer bu suçlulardan korkuyorsa o devlet artık devlet olma niteliğini yitirmiş sayılır. Söz gelişi bin tane bu sekildeki suçluyu affedersem bunlar yine faaliyete geçer ve varlığımı tehlikeye düşüriir diyorsa bir devlet güçlü bir devlet sayılmaz. Dev letin daha büyük bir güç olarak bu suçlulan merhametle, şefkâtle yola getirme metodunu tercih etmesi gereklidir. Bu suçlulan suça iten etkenlerin başında 12 mart öncesi iktidarlarmın da bir nebze kusurlarının bulunduğunda şüphe yoktur. Ancak devrin idarecilerinin güçsüzlüğü ve beceriksizliği devletin güçsuz olduğu görüntüsünü vermiş ve neticeden suçluluk ortammın doğmasına sebebiyet verilmiştir. Sosyal ve ekonomik hayattaki dengesizlik fakir halkın aley hin* işlerken elbetteki bunu istismar etmek istiyenler olacak tır. Bir iktidar Türkiye'cTe hâkimlere varıncaya kadar protesto yürüyüşleri yaparken sokaklar yürümekle aşınmaz derse, bir iktidar bir nev'i silâhlanmayı teşvik ederse, bir iktidar silâhlı komandolarm yetiştirilmesine mani olmaz ve ha'ta teşvik ederse elbette Türkiye'de bir suç ortaml doğar ve bazı kimseler suç işlemeye itilirler. Yeni girdiğimiz demokratik dö nemin huzur ve sosyal bar.şa muhtaç olduğu, huzur ve sosyal banşın ise siyasal düşünrelerinden dolayı yargılananlann ve mahkum edilenlerin affına bağlı bulunduğu herkesin kabul edeceği bir gerçektir. Bir yandan huzur ve barış ortamının büyüyen sosyal ve ekonomik sorunlarımızın çözümü için bnde gelen bir şart olduğunu kabul etmek bir yandan da olağanüstü koşullara göre siyasal suçlardan dolayı binlere varan, çoğunluğunu ülkemizin sydın gençliği ve fikir adamları nm teşkil ettiği yurttaşianmızı yargılamak veya cezaevlerinde çürütmek eğilimi kamuoyunu ve vicdanları rencide eden bir çelişkidir. Fikir ve düşür.ce alanındaki mahkumiyetlerin dünya kamu oyundaki olumsuz tepkilere yol açması meselesine özellikle değinmek istiyorum. Uluslararası Gazeteciler Federasyonunun (FtJ) bültenlerinde Türkiye sırf hapisteki fikir ve rîiişünce suçlulan dolayısiyle Yunanistan' dan daima daha önce ele a'.ınmaktadır. Bu herhalde hiç kim senin kabul etmeyeceği, kabul etmek istemeyeceği olumsuz bir durumdur.» Memnrların (Baştarafı 1. Sayfada) • Sermaye piyasası kanun tasarısı: Bu tasarıyla sermaye piyasasımn düzenlenmesi ve küÇük yatınmların güven ortamı içinde vatınmlara vöneltilmesi amaçlanmaktadır. • Genel muhasebe kanunu tasarısı: Bu tasarıyla devlet gelir ve giderlerinm tahakkuk, tahsil ve ödemelerinde v<; hesaplannın tutulmasmda günün ihtiyaçlanna uygun bir düzen kurulmuş olacaktır. • Devlet ihale kanunu: Bu tasanyla devlet satuı almalarına ilişkin uygulajnaıarda eeçmis yü larda görülen aksakiuların eiderılmesi yatınnılaru) ve kamu hiı metlerinin yürütülmesinde eecikmeleri ftnleyici yöntemierin geliştirilmesi öngörülmüRtür. Bomba ihbarı (Baştararı l Savfada) rafından yapılmıştır. İlgililer 145 yolcuya ait bagajları teker teker aramışlardır. NATO manevrasmda (Baştarafı l. tayfada) mir açıklannda diğer ülkelerin de katılmalarıyle yapılmıştır. Bu arada ssbahki uçuş sıra«ında Türk pilotlarına özel talimatlar da verildiği öğrenılmiş tir. rağmen Türk Silâhlı Kuvvetlerl ve Bağlı birlikler Ege Denizinde Yunan adalarının yakınlarında ancak karasularına girmeden tek başlarına NATO ma nevrası yapmışlardır. Başkentteki diplomatik çevreler Yunanistan'ın sırf iç politika dolayısiyle gözleri dışanya çevirmek istemesinin çok tehlikeli bir tutum olduğuna ve bunun Yunanistan'ın aleyhine bazı sonuçlar verebileceğini görüşlerine eklemişlerdir. Garatıti istendi Bu arada Paris'teki Türkiye Büyükelçiliği yetküileri. uçakta herhangi bir patlayıcı madde bu lunmadığma dair Fransız polisin den garanti istemişlerdir. Bunun üzerine Fransız güvenlik uzmanlan bir tutanak düzenleyerek uçakta bonıba btılupmadığını bildirmışlerdir. Daha sonra valizler tekra r uçağa >üklenmiş. ancak kargo kutulan alıkonulmuştur. Arama sırasında yolcular havaalanı yakınındaki bir otelde istirahat etmişlerdir. Fransız polisinin bu garantiyi vermesinden sonra «Istanbul» uçağı Paris'ten saat 0.25'de hareket ederek 02.30'da Yeşilköy Havaalanına inmiştir. Suçlann dağılunı «Layikliğe aykırı propaganda TCK'nun 163. madde suçundan Sıkıyönetim Mahkemelerince 221, sivil mahkemelerce verilmiş 94. toplam 315 hükümlü ve 624 sanık,,Bir sınıfın bir diğer sınıf üzerinde hükmetmesi amacıyla dernek kurma ve bu derneklerde görevli olma TCK 141. madde suçundan 526'sı Sıkıyönetim Mahkemeleri, 37'si sivil mahkemelerce verilmiş toplam 563 hükümlü v e 1000 sanık.. Bir smifm diğer smıf üzerinde hükmetmesini sağlamak üzere progapanda yapmak TCK 142. madde suçundan 472 Sıkıyönetim Mahkemelerince, 43'ü sivil mahkemelerce verilmiş toplam 513 hükümlü ve 770'; Sıkıyönetimde olmak üzere 1030 sanık...» Bakandan sonra söz alan CHP Sakarya Milletvekili Hayrettin Uysal dal, «AP olaylar meydana getirip sonra da bunları solcular yapiyor diye ortaya çıkıp iktidarın hesabını görme taktiğj içindedir. Bugünkü siyasal iktidar yoksul, ezilen ve çağ dışı özlemlerden bunaltı duyanlann özlemini yaşamaktadır.» demiş. ve yasanuı iç bans sağlayacağını savunmuştur. AP'li thsan Ataöv, görüşmelerin devamı için önerge vermiş, ancak yapılan oylama sonucunda Ataöv'ün önergesj kabul edilmemiştir. Ataöv, konuşmasında, Bakana bazı sorular yöneltmiş. ancak Başkan, bu sorularm soru aiteliği taşımadığını Ataöv'e bildirmiştir. Ataöv'ün hiçbir sorusu sorulacak nitelikte bulunmadığmdan Başkan, DP'li Kubilay Imer'in sorularını dinlemiştir. Başkan, aynı şekilde bu sorularm cevaolannın Bakan tarafmdan verildiğini, tekrannda fay da görmedigini DP'li milletvekiline bildirmiştir. Özellikle AP'li ve DP'li bazı milletvekillerinin vakit doldurmak için Bakana yasa ile ilgisi olmayan sorular yöneltmesi dikkati çekmiştir. Çoğunluğu APli üyeler Komisyon Başkanına ve Adalet Bakanma ardı ardına çok çeşitli sorular yönelterek yeni bir engelleme yöntemi denemişlerdir. Bakanın açıklamasına Komisyon Başkanınm beyanlanna ve yasa önerisinde apaçık belli olmasma rağ men AP'liler bunlara ilişkin sorular yönelterek, görüşmeleri engellemişlerdir. Ancak Adalet Bakanı bunlara yazılı olarak cevap vereceğini açıklamış ve çoğunluğu AP'li ve DP'li olan üyelerin genel af yasasını engelleme taktiklerini bozmuştur. TAKVtM 29 Mart B. Evvel 5 Ruml 13M MArt 1» Hlcr) 13M . QÜW». . &.4» 11» Öftle ia.1» 5 4S tlclndl 15.51 ».21 Acsam 1I3O 12.00 Yatsı 20 0.'' 1.33 tmsak 400 9.41 » Yunanistan ne yapıyor? Çok önceden planlanan bir manevra dolayısiyle Yunanistan'ın manevramn yönetim şeklinde ânlaşmazlîk" çıkârmasî ve bu arada Kıbrıs'a sürekli olarak silâh göndermesi, başkentteki diplomatik çevrelerde, muh temel bir darbenin beklendiği bu ülke yöneticilerinin Türk Yunan anlaşmazlığı çıkararak Yunan kamuoyunu dış politikaya yöneltmek amacını taşıdığını ısrarla belirtmektedirler. Yu nanistan'ın özellikle, Ege'deki petrol yatakları konusunda uzlaşmaz tutumu, Türk Yunan ilişkilerini zedelemek eğilimi göstsrmektedir. Son manevra sırasında Yunanlıların bir NATO müttefiki olmasına rağmen zorluk çıkarması Türkiye tarafınrfan bir prestij meselesi haline getirilmiş ve Yunanlılara MSP'nin bildirisi Grupta bağlayıcı değil prensip kararma \rarıldığı söylentileri üze rine MSP Grup Başkanhğı bir ba sm bülteni yayımlamıştır. Bülten de grubun Erbakan'm başkanlığında toplandığı belirtildikten sonra, aynen şöyle denilmektedir: «Toplantıdan sonra Erbakan 3 konunun görüşüldüğünü belirterek, bunlan şöyle sıralamıştır: 1 Af Kanununun son müzakeresi yapüdı. Bu hususta Grup, bağlayıcı karar aldı. Af Kanunu üzerinde en son tesbit edilen nok talarda bütün grup elbirliğiyle hareket edecektir. MSP bugünkü şartlar altında fikir sahasına giren 141. ve 142. maddeyi affedecek, eylem sahasına giren 146. ve 149. maddeleri affetmiyecektir. 2 Önümüzdeki günlerde yapılacak bölge çalışmaları gözden geçirilmiş ve bu konunun esasları ele alınmıştır. 3 Fikir hürriyeti kanununun esasları ve hazırlık çalışmaları gözden geçirilmiştir.» Saat 17.35'de İçişleri Bakanı O ğuzhan Asiltürk, basın bürosuna gelerek dağıtılan basın bülteninde önemli bir yanlışlıgın bulunduğunu açıklayarak 146. maddenin sehven j>azıldığını ve bunun düzeltilmesini istemiştir. »••••••••••••••••••»••••••••••••••••••••••• Cerrahpaşa (Baştararı 1. sayfada) gün taburcu edildikleri belli değildir. Ancak kendilerine bir rapor verildiği belirtilmektedir. Hastalar protokol defterinin 7149 • 7153 numaratanna kaydedilmiştir. Hastaların. protokol dfefterindeki «Teşhis» bölümüne ise hiçbir yazı yazılmaması çeşitli yorumlara sebep olmaktadır. Dekanlık yetküileri, bu konuda bir açıklama yapmaktan kaçınmış, durumun incelendiğini söylemekle yetinmişlerdir. Bazdolabı (Baştaratı l. savrada) 200 lira arasında bir zam öngörülmüştür. Yine bu listeye göre ortalama olarak termosıiona 175, elektrık süpürgesıne 3 ve çama U şır makınesıne de i'ib lıralıK bir artış gelmıştir. Elektrıklı ev âletlen üreticileri, yeni fiyat lıstelerının hazırlan makta olduğunu, perakende satı cılara listelerın gönderılmedığini, birkaç gün içinde zamlı fiyat ların uygulama safhasına konula cağını belirtmışlerdır. Halen p;yasada en küçük bo yu 2 Din luanın üzerinde satılan bu<:dolabı, yeni tıyat tesbıtıyle 2135. 4700 liranın üzerinde satılan en büyük boy buzdoiabı ise 4975 liradan satılacaktır. Aynca 2 bin lıran;n üzerinde satılan termosifon 2195, 1600 lıranın üzerınde satılan elektriklı süpürge 163U, 3350 liradan satılan çamaşır makinesı ise 3485 liradan ışlem görecektır. ISTANBUL SANAYİ ODASINDAN • J 5590 Sayılı Odalar Kanunu gereğince 1974 yüı aidatmın ^ mart ayı sonuna kadar ödenmesi gerekmektedir. • 31JJ.1974 tarihine kadar ödenmiyen aidat °» 50 faılasiyle T tahsil olunur. ^ Sayın üyplerimizin mağdur olmamaları için keyfiyet • önemle duyurulur. (Basın 12553) 2463 ••t »•••••••••••»••••••••»•••••••••••••••••• • • • • • AET Karma (Baştarafı 1. Sayfada) de, «Türkiye'nin sanayi kalkmmasını hızlandırmasımn lüzumu kabul edilmekte» ve bu arada «Türkiye'ye topluluğa katılmasım kolaylaştıracak ilâve preferans lar sağlayacak bir faaliyet programınuı saptanması» tavsiye ed:l mektedir. Ayrıca, gerek sanayi, gerek tanm sektöründe Türk ihracatının geliştirilmesi yolunda ilâve gayretlerin gösterileceği ve Türkiye'nin de genel preferanslar sisteminden yararlanan ülkeler listesine dahü edilmesi talebinin inceleneceği bildirilmektedir. Bildirinin sonunda, «Türkiyenin 1* ekim seçimleri ile Avrupa topluluğunun da temelinde bulunan özgürlük ve demokrasi ilkelerine bağlılığını teyit ettiği ve dolayısıyla Avrupa politik bü tünleşmesine katılmaya hazır ol duğu» açıklanmaktadır. Bildiride ayrıca. ortaklığın gelişmesini hızlandırmak için topluluk üyesi ülkelerle Türkiye arasındaki dün ya sorunlanna ilişkin temaslann yoğunlaştınlması gerektiğine de işaret edilmiştir. mutfakta uktanao ı ,w\ Bir AEG soğutucusu a l m ^ ^ ^ ^ soeutucusu yerleştiriverdiniz muttağınıza... Bir de baktmız, kalın duvarh buzdolabının mutfağınızda yarattığt darlıktaa eser kalmamış, birden genişlcyivermiş ortalıki O kadar da az yer kaplıyor ki bu ioce duvarh soğutucunuzi Eşinizin kollarında sevinçle dönüyorsunuz... Ferahlayan mutfağınızda ilk tangonuz bu! Prof. Öker Türk Diabetikler Cemiyetine yeniden başkan oldu Kamu yararına çalışan kuru luşlardan olan Türk Diabe tikler Cemiyeti Yönetim Kuraluna seçilen üyeler görev böiü mü yapmış ve Başkanlığa yeniden Prof. Dr. Celâl Öker getirilmiştir. Cemiyetin Başkan yardımcılığına Talât Çini, Genel Sekre terliğine Prof. Dr. Fikret Biy.il Muhasip Üyeliği Kemal Divrik ve Üyeliği de Doç. Dr. Nazif Bağrıaçık seçilmişlerdir. Suçlular devletin üyesidir Komisyon Başkanı konuşmasını daha sonra şöyle tamamlamıştır: «Netice itibariyle suçlular dev letin bir üyesidir. O topluluğun birer ferdidir. Bunların gücü devletin gücü karşısında çok küçüktür. Devlet eğer bu suçlulardan korkuyorsa o devlet artık devlet olmak niteliğin; yi tirmiş sayılır. Söz gelişi 1000 ta ne bu şekilde suçluyu affedersem bunlar yine faaliyete geçer ve varlıhğımı tehlikeye düşürür diyorsa, bir devlet giiçİü bir devlet sayılamaz. Devletin daha büyük bir güç olarak bu suçlulan merhametle, şefkatle yola getirme metodunu tercih etmesi gereklidir. Ka.dı ki bu suçluların şimdiye kadar geçirmiş oldukları tecrübeler sonucu muhakkak davran.şlarımda da bir değişiklik olacaktır. Sayın Demirel, parlamenterlerin af kapsamına ahnmasır.m Meclisin itibarını sarsacağını İddia etmektedirler. Biz af ka nunu ile geçmişe bir sünger çei< mek niyetindeyiz. Milletvekili veya senatör olmak bir ceza değildir. Şahısları hedef alarak ayırım yapmak hukuk mantığ.na uygun bir hareket değildir. Bel ki milletvekillerinin milletvekili Özçürlük Demokrasi kîemaye poliüretanlı sogutucular Tümü kabul edildi Saat 18.15'de yeni yöntemli engelleme bitince Başkan yasanın tümünün oylamasını yapmış, kabul edilmesiyle maddelerin görüşülmesine geçilebilmiştir. Birinci madde üzerinde gruplar adına konuşmalar yapılırken AP sözcüsü Ihsan Ataöv. teklifin Güvenlik Kuruluna danışılmadan getirilmesini yermiş, «Anarşistle ri affetmeyeceğiz. Güvenlik Kurulunun göriişü almmadı. Hükümet sorumluluktan kaçıyor» demiş, ve CHP'liler konuşmacıyı şiddetle protesto etmişlerdir. VEFAT Mürefte eşrafmdan merhum Ali Rıza Efendi ve Servet Hanımın oğlu, merhume İffet ve Saffet Hanımefendi ile îsmet Doluca'mn sevgili kardeşleri, Muzaffer Doluca'mn kıvmetli eşi, Zühal Dargan'm dayısı, Ali, Sema, Saba'nın sevgili babaları, Heybeliada Eczanesi Sahibi Deniz Harp Okulu Lisesi emekli kimya öğretmeni, Eczacı Fiyat Kontrol <Baştararı 1. Savrada) kararın kapsamına. 4050 cins mal girecektir. Birgit'in yaptığı açıklamaya göre, fiyat arttırımı için Fiyat Kontrol Komitesine yapılan müracaatlar. 2 ay içinde sonuçlandırılmadığı takdirde, müracaat konusu .namulün fiyatı serbest bırakılmış sayılacaktır. Komitenin fiyat tesbiti kapsamına giren 4050 kalem malın fiyatı, ön müsaade ahnmada arttırılamıyacak. bunun dışında listeye dahil olmayan mallarda anormal fiyat artışı görülürse, komite bunun nedenini ilgililere sorabilecektir. Mehmet Emin DOLUCA 28.3.1974 günü Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenaze si 29.3.1974 günü (Bugün) cuma namazını müteakip Heybeliada camünden kaldırılacaktır. Tann Rahmet Eyleye. AİLESİ «Kimi. nereye jurnal ediyorsun» CHP Grup Başkanvekili Necdet Uğur söz almış, Ataöv'ün konu dışına çıkarak «Yüce Meclisi başka yerlere jurnal etmeye çalıştığinı» öne sürerek, «TBMM nden başka büyük irade yoktur. Kimi kime jurnal ediyorsun. Bun dan partinize, memlekete ne ha •AEG'am yeni " m«'n»BH teritîsdta tOON aedcli, ( M a n a j a ı ı s : B4U) 2458 (Cumhuriyet: 2479)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle