16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 29 Mart 1974 6 eçen hafta 6*ört arkadaş Bolu dağlanna gittık; Aladağ Orman Işletmesinin 1350 metre yüksekteki yayla konutlarında ıki gece geçirdik. Bu konutlar, yazın bölge çalışma yeri ve işletme görevlilerinin dinlenme evleridir, ki konuklar da buradan yararlanabilirler. Iki gün çok kısa bir süre ve ormancıllk konusu bilmediğim, bu bakımdan da yazmasl bana düşmeyen bir konu olsa da, orada gördüklerimi, öğrendiklerimi dile getirme isteğinden kendimi alamadım. Bakarsınız, üç • beş kişide ormanlara gitme ve ormanlanmızın durumunu öğrenme merakı uyamverir bu yüzden. Yazın denizlere koşmanın yanında, ondan hiç de aşağı kalmayacak bir güzellik ve sağlık kaynağıdır çünkü orman. ^•^:^^T(J'''' ^ T '* • W ;^f, . 2 5 " • • '• ^^^^^^M^^^S% ORMANDA Melih Cevdet ANDAY ne değildi sadece, ormân köylümüzün çalışma durumu ve yaşamı üstüne de yepyeni bilgıler edindim. Bunlan, şu kısa yazının alanı içinde özetlemek istiyorum. ma yolu öngörmüş: Biri, orman köylüsünü yerinde kalkındırmaktır. Bu amaçla «Orman köylerini kalkındırma genel müdürlüğü» kurulmuş, köylüye modern ancılık, tavukçuluk, ahır hayvancüığı, el sanatlan gibi işler salık veriliyor. Fakat köylü Bay Tahsin Mete, bu konuyu açtığımda, bana, «Beyim, o gibi işlere pek girişemiyoruz» dedi, gülümseyerek, «çünkü atalanmız dan görmemişiz daha önce.» Orman köylüsünü kalkındırmanm ikinci yolu olarak da, yukandaki öneriler için olanak bulunamadığı yerlerde, köyleri başka bölgelerde konutlamaktır. Bu uygulama şimdilik pek geniş olmasa gerektir. Ama orman bölgesinde çalışan köyler için şimdi durum, hiç de eskiden olduğu gibi umut kıncı değildir. Orman îşletmesinin kesim, taşıma, imar ve temizleme, ağaç landırma işlerinde, yasa gereği, bölgedeki köylüler çalışmaktadır. Aynca bir de sürekli Jşçiler almıyor aynı köylerden. Ama bunlann sosyal güvenlikleri yok. Ne yapıp edip yasadaki bu açığı bir an önce kapamak gerekir. Onnan îşletmestain kestiği ağaçlar, tahsis olarafc, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığına, SEKA'ya, Ereğli Körnür îşletmelerine metreküpü 220 Iiradan satUıyor. Bu ölçüde ağacı özel sektör 500 Iiradan satıyormuş. Köylü, ücretinden ayn olarak, satışın on metreküpüne ortak oluyor ve bir de yüzde yirmi beş prim alıyor. Dışanya metreküpü 70 liradan satılan yakacak odun köylüj'e, kendi toplaması koşuiu ile, 17 kuruştan veriliyor. Yapım içinse, dışanya orta lama 900 Iiradan satılan ağaç, fcöylüye 90 liradan veriliyor. Bu hesaplara dayanarak, bir o r man köylüsünün yıUık ortalama geliri on bin lira olduğu anlaşılmaktadır, üç aylık orman çalışmasından. Buğdayını kendi bahçesinden çıkarıyor. Bay Tahsin Mete bana bu gelirin daha az olduğunu söyledi. "AFYON SAVAŞI,, ocukluğumda okudugum bazı dergiler ve kitaplardaki Çin'i hatırlarım. CzakHoiu'nun bu gİ7İi ülkesi bize masallar dünyası gibi anlatılırdı. Hiç kuşkusuz Çin'i Batı aracılığıyle tanıyorduk ÇoşUınlukla düşük bıvlklı, seyrek sakaliı. kntü insanlardı Çinliler... Ellerinrie afvon çubuklan, zayıflıktan kaburaaları sırıtan, dişleri dökük, yarı çıplak, tembel. pi« kişilerdi... Aracfan zaman geçti. Çinliyle afyonu, afyonla Çinliyi birbirine karıştıran simge çıkmariı aklımrlan Sanıyordum ki afyonkeşlik Çinlinin efki bir eelenegidir, babadan atadan miras kalmıçtır. Vakta ki gözüm açıldl, işîn tçyÜ7Ünü öğrendim. Afyon Çin'e 18. Yüzyıl sonlannda Anglosakson sömürgecfleri eliyle sokulmuştu. Batılı uygarlann infanları sömürmek ve dünya egemenliklerini siirdürmek için denemivecekleri yol, sınamıyaraklan vöntem voktu. Gerçekler bazen en katı biçimde söylenmezse ahşkanlıklan sarsamaz ve kişiyi etkileyemez. «nfınva nvnrtnrncn madde trafiğini Ratı dfinyasının egrrnenleri vnnetmekledir» dediâimiz zaman belki rîe bir tepki gelecek: Yok canım, bu karfarı da fazla... denecektir. Ovsa tarih sövlüyor bunu 18. Yüzyıl sonlannda însilizlerin «Hindistan Şîrketi» Çin'e afvon sokmava baslamış. 19 Yüzyıl başlarında Çin'in yılhk afvon ithalâtı 20 b1n sandıjı bnlmustu Hem halkın sağlıgl bozuluyor, hem dışanya para bugünkü deyimle döviz çıkıyordu. öylesine inşafsızcasına yoffunlaşıvordu ki afyon sömürüsü. en sonunda Çin tmparatoru. Kanton'a gelen 20 bin sandıga el koyup. ülkeye afvon eiriçini yasakladı. Afyon pazarı elinden çıkınca tngiltere Kanton'a asker çıtcardı. Direnme başladı. savas büvüdü Çin afyon p a z a n olmak istemiyordu, Londra Hindistan Kumpanyasının istemlerine uyeun bir dış politika uyeuluyorrfu. InRİltere. Kanton'dan haşlayarak h e r vanı yaktı. Sanchav'ı kuşattı, kenrteki 18 bin yurtsever tootan intihar etti. Çin aman diledi. Savaş fngiltere'ye 520. Çin'e 20 bin ölüye malolmus. ülke sene afvon na7arı nitclii'ne düümüştü Geçenlerde Saym Prof. Aydın Aybay'dan bu konuda bir mektup aldım; diyor ki: «Olavlarm hızlı relişme biçimine bakılırsa ortaya Yirmincl YüzTilın yenl bir «Afyon Savaşı» çıkacak. fteçen yüzrılda bn savaş Çln'de olduydn. Yalnız bn sererki bfraz degişiR. hatta ters. Bilindigi fihl Çin'e karşı rüriitülen ve sonuçta kazamlan savaşta. Batılı «uygar» ülkeler. Çin Hülnimetinlr «ticaret serbestliğini eneellediSini» llerl sörerek »avaş acmıslar ve «uvearlıktan naslhl olmavan bu halkı» dize ^rtirmlşlerdl. Bu «uyearca» zaferden sonra da «»rbest ticaret yoluyla «vahşi» halka uyearlıklarının ürünlerinl bu arada bol miktarda afyonu satmava başlamıslardır. Çin'e sokulan afyonlann büvükçe hir bölümü nereden sajtlanırdı bilir misiniz? Bu noktada izin verirseniz blr anımı anlatavnn. öfrencilirim sırasında kıs? blr süre (195152) Toprak Mahsülleri Ofisinln Beşiktas'tald Afvon fVposunda amhar kâtinliği yaptım. Ambann bir köşesinde llâç hammaddesl olarak kullanılacak afvon Için hazırlanmıs kalıplardan daha kiiçük boyda kalıplar gÖTÜme çarptı. llrun n l l a r orada çaIısmı^ bir zata sordum. Giimrörmrıs muhotAhım hu kalıplann «içimlik afyon» Için kullanıldığinı. tkincl Dünva Savaşının başlamısına kadar tnıriliz ve Amerikan rirmalannın Rİparisi üzerinf içimlik afyon hazırladıklannı. Re?lkta» finüne eelpn vabancı gemtttre bunlan vüklcdiklerln) ve Çin'e götiirdiiklerini anlattı. Savaş başla.vınca hu ticaret durmuş, savas sonrası ise malum...» Sayın Aydın Aybay'ın görgü tanıklıgından da anlaşılıyor Ki afyon işi eierin bir konu: ama herseyden önce şu bilince varmalıyız: AnglcAmerikan çevrelerinin insanlığı zehirleyen bir ülke olarak Türkiye'yi suçlamalan kftkensiz bir ithamdır. Bövle bir ayıp, olsa olsa onlann alnında vardır, bizi de belki bu işe âlet etmişlerdir. Ve eüncel sorularmv.z şunlardır: Türkiye'de afyon yasağı istemlerinin altmda hangi ticarnt eayesi ve hanpi çıkarlar yatıyor? Sentetik uyuşturucu üreten Amerikan firmalan mı bastınvor? Afvon Uretmekte direnirsek Amerika Türkiye'ye ne gibi b i r «iyilik» düşünüyor? Hiç kuşkusuz cevaplar ilginç olacaktir. Ormanda Savaş Ormanda dolaşırken, büyücek tepeler halinde kannca yuvalan gördüm. Bunlara Kırmızı Orman Kanncası (Formika Rufa) denmek tedir; çamın ibrelerini. demek ki i&ne yapralclarını yiven zarar verici Çam Kese BöceSinin kökünü kazır bu kannca, o vüzden de ormana yararlıdır. Bunu görüp de, ıssız bir ormanda olup geçen bu savaşa, doganın knrduğu. nedeni pek kesririleıneyecek olan düzene şaşmamak elde değildir. Çünkü doğa. çamı ü!kü edinseydi, Çam Kese Böcegini yaratmazdı, olur biterdi. Hayır, onu ortaya çıkarıp arkasmdan da Kırmızı Orman Kanncasını salıyor. Türlü tcuşlarla böcekler arasında gecen. çeşitli kavga ve savaşımlar ise, kış ormanmm kuytuluğunda sessu: bir tragedya gibidir. Besin balummdan ormanın yoksul dönemi oldugu için, biz oradayken kuş azdı: çam ka* dar yaşlı karga. tombııl sıgırcık ve göğsü bene'.ıli çırlayık... Sonra kar yagdı, kargalar ağaçların tepelerinden nedense ba?ırmağa başladılar. O sessizlik içindeki ses, bugün de kulağımda. Uzaktan doruğu kar içindeki Köroğlu dağlan görünüyordu. Köroğlu. söylenceleri ve şttrleriyle yanıbaşımızdaydı hep. Olanağını buldukça gezilere gitmeli, kişinin bir geziden ne aiacağı, neler duyup düşüneceği önceden kestirilemez ki» Çıkmalı kentlerden, Köroğlu'nun deyişiyle, Aman kır at, canım kır at Kavıp çekilip gidelim Her yanmda çifte kanat Uçup çekilip gidelim Büyük bir zengin, arada bir, dinlenmek için dağ başlarına. ormanlara gidermiş, yanına da yaşlı hizmetçisini alırmış. «Oradan ne zaman dönersiniz?» diye soranlan, «Yaşlı hizmetçim gözüme güzel gözükmeye başladı mı dönerim» diye yanıtlamış. C Kır, ağaç, orman benim tutkumdur. Konut yerine akşam karanlığında vardığımız Aladağ crmanları, sarı çam deniien en iyi çam türü İİ8 donanmış saf bir ormandı. «Saf orman» deyimi, katışık olmayan ormanlar için kullanılıyor. Katışık ormanlarda ise, en bol olan ağaeın adı önce söyleniyor: Çam göknar gibi. Buracfa toprak, yurdun başka yerlerinde gördüğüm, söz gelişi Muğla bölgesinde çara ormanlannın toprağı gibi taşlık değil, yeşil ve renkli, çamlar ise genç, biçimli ve düzenliydi. tki yüz elli, üç yüz yıl kadar yaşayan. Anadolumuzun bu en eski ve yerli ağacı, yüz yirmi yaşına değin tohum vermektedir ki, ancak ondan sonra yaşlanmış sayılır ve kereste, direk, yakit gereksemesi İçin ktıüanılmak üzere kesilir. Yeri gelmişken herr?n söyliyeyim, ormancılar kendilerinin «ağaç k ";en ve satan» kisiler olarak tamnmalannm bir haksızlık olduğunu söylüyorlar. Ormancı«">. asıl çörevi. orman yetiştirmek, başka bir deyişle, kesilmiş ağaçların yerine sürekli olarak yeni ağaç koymaktır. Bu işin nasıl yapıldığını da. yerinde, en yetkili ağızlardan dînledim, gördüm. Gerçi bizim tasarımız yaylada, çamlar arafinda dinlendiricl iki gün geçirmekti, araa onunla birükte, ondan çogunu da kazandık; yuksek orman mühendislerimizle tamstık ve onlarm insanhk degerlerini tanımak, verdikleri değerli bügileri edinmekle unutulmaz anılar ve yararlar elde ettik. Gerek Aladağ îşletme Mütfürü Fuat Zaman, gerek bölge şefleri Mehmet Kot ve Ömer Inal'dan öğrendiklerim, orman üstü Başarı Tanıştığımız yüksek orman mühendisleri, ugraşlarında yenl sayılabilecek genç ülkücülerdi: ormancllığın kendilerini vazgeçilemez biçimde ormana. daglara, ıssızlığa, demek ki büyük kentlerden uzakta yaşamağa bağhyacağım bile bile tutmuşlard'ı bu yolu (çünkü orman fakültesini bitiren için; ormanlarda çahşmaktan başka bir görev bulunamaz) ve ağacı, ormanı sevdikleri kadar, ormanın içinde yaşayan, ormanın bir parçası olan orman köylerini ve köylülerinl de seviyorlardı. Orada öğrendigimize göre, onlann bu ilgisini, orman köylüsü ds güven ve sevgi ile karşılamaktadır. Kaçağm, yangımn önü alınmasmda bu ilişki elbette önemli bir neden olacaktır. Çünkü ormanlanmıza tam bffimsel bir yöntemle elkoymuş bulunan bu genç ülkücüler, köylünün dostudurlar artık, danışacağı, dertleşeceği arkadasıdırlar. Bir ağaç uğraşının. insansal bir ilişkiye dönüsmesi, elbette gerekli ve istenen bir oluşumdur, fakat yeni ormancılarımızın başarılarının netfenidir de. Ormandan ağaç indiren köylü bav Tahsin Mete ile karşılaşmam iyi bir flrgat oldu bu bakımdan. Orman köyleri için yasa, iki türlü kalkındır ALTI ÜSTÜ. OKTAY AKBAL Evet Hayır Tartışma Bir Bakanhk Ve Güç Görev C MİLLÎ EĞİTÎM BAKANLIĞI MERKEZ ÖRGÜTÜNÜN REORGANÎZASYONUNU GERÇEKLEŞTİRMELt ÖĞRETMENÎN SORUNLARINA EĞÎLMEK GEREK reformu diye sunmuştur. Gün olmuş, smıfta kalma yöntemine ağırlık tanıyarak, yeniden reform yapıldığım ilân etmiştir. Cumhuriyet tarihinde ilk kez ka muoyundan gizli olarak VIII. Ulusal Eğitim Şurasınm düzen lenmesi de bu kurulun beceriklikleri cümlesindendir. Bütün bu ve benzeri çelişik uygulamalardan daha acı ve üzü cü olan durum ise Talim ve Ter biye Dairesi masalannm 12 mart sonrasında asılsız ihbar düzenle me ve sikıyönetim makamlarma uyduruk bilgiler hazirlama masalan haline getirilmesidir. Böylece bu kurul, eğitimi plânlamaprogramlama uygulattırma ve değerlendirme işlevini bir yana atmış; Bakanlığı kıyim makinası yapan tutıımun şarj dinamosu olmuştur. Şimdi saym Bakan'a düşen görevlerden biri, bu kurulu onurlu ve erdemli ça lışma düzenine kavuşturmak; bunun için gerekli bilim adamlan ile seçkin öğretmenleri kululda görevlendirmektir. Yenilenmiş, beyin organı olmak sorumluluğunda bir Talim ve Terbiye Kurulu, üniversite ve araştırma kurumları ile Bakan lığa bağlı teknik üniteler tarafından desteklenmelidir. Bu yol da gerçekleşen erdemli çalışma düzeninde, önce bir «Şura» top lanmalıdır. Kısa ve uzun vade li çözümler araştırmanm bir forumu olan şura, 1974'lerde tilkemizin eğitim sorunlannı gün ışığına çıkarmahdır. Cumhuriyet döneminde eğitimin kazanç hanesine yazdıklarımız. Bugün içinde bulunduğu perişan lık dışında bu girişimin ve o günlerde görev almış değerli kadrolann eseridir. Sonuç ne oldu? Çok partili dönem içinde: Politikanın üstünde ve dışında kalması gereken eğitim, onun boy hedefi haline getirildi. Gerçi dünyanın her yerinde Eğitim siyasal iktidarların temel görüşlerini, tüzük ve programlanm gerçeltleştirmekle yükümlüdür. Ama bir temel felsefesi olur, amacı olur, yönetimi olur. ve her halükârda, bireye güniin koşullanna, çağın gereklerine, toplumun ihtiyaçlanna uygun bir formasyon vermektir ereği... Bizde kişi ve zümre çıkarlan ön planda tutuldu çok. partili dö nemde.. Yasalar, tüzUkler, programlar ya uygulanmadı veya amaç doğrultusunda degiştirüdi. Eğitimin temel unsuru olan öğretmen, iktidar olma zevkinin ve yasa dışı yönetimin bir ayak bağı olarak toplumun karşısma çıkarıldı. Bunun sonucu olarak: 1970 sorası Türkiyesinde öğretmenin başına yular takıldı, ayaklanndan köprülere asıldı, evi yıkıldı, meydanlarda sopalandı... Ve onu bakanları, öğretmenin yanm da olması gereken bakanları, o* nun karşısmda yer aldı ve kıyıma devam etti. Ne acıdır ki öğretmene ve onun mesleğine en çok zarar verenler bu mesleğin içinden gelmiş olan bakanlardır... Şimdi durum nedir? Sistem, kapsam ve yöntem yönünden çağın çok gerisinde kalmış bir Eğitim düzeni, her konuda yetişmiş bilgili, yetenekli ve yurtsever binlerce eleman meslek içinde pasifize ediuniş veya meslek dışına itihniştir. Bunun yanında bütün meziyeti her dönemin adamı olmaktan öteye geçmiyen bir hayli kişi karar ve yönetim yerlerindedir. Hakkâriye rehberlik için gönderdiğiniz müfettiş, kışkırtıcı ajan görevlendirmekle meşguldür... Saym Üstündağ, bu kadro ile değişen ve gelişen dünyamızın hızma ayak uydurmanm olanak dışı olduğunu siz de biliyorsunuz. Ama öğretmenimiz de sabırsızdır yıllar yılı çektiği çilenin bitmesini istiyor... Yasaları herkese eşit uygulayacak pınl, pınl bir Bakanlık Merkez kadrosu istiyor.. dan beri şikâyetlerin yaygm bir hale geldiği duyulur olmuştur. Ambarlara alınıp da sahipleri tarafından ithalleri yapılamayan eşyaların birikmesi sonunda dolan bu yerlerin boşaltılması ve yeni geleceklere yer açılması hem kârlılık getiıen ambar trafiğini rahatlatması ve hem de milyonlar değerindeki milli değerin ziyan olmasını önlemesi bakımından şart hale gelmiş bulunmaktadır. Bugünkü mevzuata göre ambarlardaki eşyanın tasfiyesi ya yurt içine veya yurt rfışına ihraç kaydiyle satış şeklinde olmaktadır. Yurt içine satışlar ancak kotada yer alan ve ambar süresini doldurrnuş olan mallara inhisar eder. Bu hal, ambar süresi dolan büyük bir kısım eşyanın satışına imkân vermemektedir. Esasen kotada bulunan malların çoğu normal yolJarla ithal edilmiş bulunacagı için bundan fazla bir netice almak kabil olamaz. Ambarlarda yekun tutan asıl tasfiye edilecek eşya, rejim dışı dedlğimiz, yani kotalarda yer almadığı için ithal edilememiş bir yığın eşyadır. Bunlann yurt İçine satış yoluyla tasfiyeleri yapılamadığı için ikinci yola gidilmekte, yurt dışı edilmek kaydiyle satılmaktadırlar. Yurt dışına satış bir nevi ihraç işleminin neticelerini gerektirdiğinden bunlara ailcı bulmak mümkün olmamaktadır. Bugüne kadar, yıllardır ihraç şartiyle satılıp da alıcısı çıkan eşya olmamıştır. umhuriyet gazetesinde (11 Şubat 1974) Saym Ş. Süreyya Aydemir, Millî Eğitim Bakanı'nı bekleyen güç görevlere değinmiştir. «Bu Bakanhk konusunda bilinenler ve söylenecekler çoktur» diyen yazar, Sayın Üstündağ'a şans tanımak ve bir anlamda şimdilik susmak gerektiğini de önermektedir. Bu önerinin gerekçesi ise, Sayın Bakan'ı çok çetin ve güç görevlerin beklediği noktasıdır. Biz, sayın yazarın bu noktadaki görüşüne katılmıyoruz. Tam tersine, Millî Eğitim Bakanlığı konusunda aydınlanmızm, kamuoyu önünde tartışmasından yanayız. Çünkü bu Bakanlık, güncel işlerin bürokrasisinde boğulmustur. Eğitimi plânlama, programlama, uygulamaları yönetme ve egitimle kaikınmaya destete olma gibi önemli işlerin üstasjnden gelebilecek erdemli çalışma düzeninden yoksundur. Çoğunlukla yeteneksiz ve yetersiz kadrolar, orada genel müdürlük ve başkanlık enflâsyonuna ulaşmıştır. Oysa ülkemizde, sayıları günden güne kabaran ve bir öylesine karmaşık. boyutlar kazanan eğitim sorunları yüzüstü durmaktadır. Eğitimin oirilt öğesi olan öğretmenler tedirgin kılınmıştır. Öteden beri ihmal edilmiş bulunan eğitim sorunlan, köklü çözüm yollanna kavuşturulacağl yerde, «müseccel yeteneksiz» lerin geçici tedbirleriyle geçiştiriBu kısa özetleme şunu gösteriyor: Atatürk'ten miras kalan lirken, onurlu davranışların saöst yapı devrimleri bu deyim elbette ki yanhştır, Atatürk devhibi öğretmenler kıyılmış; sonunrimlerinin ço§u gerçek anlamıyle alt yapı devrimidir geçen ikda bir karmaşanm içinden çıkıltidarlar tarafmdan umursamazlıkla. anlayışsızlıkla harcanmıştır. maz güç günlerine gelinmiştir. Bu ne büyük bir miraçmış k: bilerek bilmeyerek. isteyerek isteBundan dolayı önetn kazanan iş, meyerek yiyenler, ziyan edenler, ayaklar altına alanlar, yerenler, sorunlan aydınlar oyunda enibatıranlar, küçümscvenler büsbütun ortadan kaldıramadılar bune bojuna işleme işidir. Bir başnu. Atatürk devrimleri adını verdiğimiz yapı ne denli güçlüyka deyişle, eğitimin acil konulamüş ne denli derindeymiş; kökleri! tçten dıştan, dört yandan yıknnı, kamuoyu oluştura oluştura maya çalıştıkları halde yine de ayakta, yine de sağlam, en önembelirlemek, tartışma ortamına lisi yine de vazgeçilmez... sürmelc sularmdayız. Bu yol, hem Önemli olan. daha öneekilere yeni yapıtlar, yeni değerler ekdemokrtik geleneğin yerleşmesinlerr.ektir. Atatürk devrimler yapmış, topluma benimsetmiş, üsde etken olur: hem de sayın Miltünden de kırk elli yıl geçmiş. Şimdi bunlan tartısmak yerine, lî Eğitim Bakanına şans tanımayarım kalsn atılımbrı tamamlamak, daha ileri atılımları gerçekmıı, O'nun başansma yürek ışığı leştirmek. alt yapıda yapıhnası gereken devrimlere hızla giriştutmanın görkemli anlamını tamek gerekiyor. Yoksa, alttı üsttü derken bir bakacağız yarım şır. vüzyıllık bir geçmise dayanan devrimler bile gitmiş elden! KaBugün Sayın Milll Eğitim Bazananları yitirmemek. eldekilere yenilerini eklemek. Budur bekkanmı bekleyen güç görevlerin lenen, istenen, özlenen... birincisi ve en çetin olanı. Bakanhk Merkez Örgütünün reorBunun iMiııııııııııııımııııııııııııımıııııııııııııııııııııııııııııııımııııııııııııif ganizasyonudur. 17 Şubatiçin Sayın Oktay Akbal'm 1974 gün lü Cumhuriyet'te dolaylı biçimde önerdiği «kadro lağ\'etme yasası»na gerek yoktur. Asıl sorun, E Eşimin safra kesesi ameliyatuıı başanyla yaparak. onu = yeniden örgünleştirme sürecini S hayata kavuşturan, çok iyi insan, deferli bilim adamı Sayın = başlatabilmektedir. Ve kuşkusuz bu süreci iki yönlü işletip, Özenle ve ekip çalısmalan yaparak Bakanlığı işler bir düzene ulaştırmak esastır. Yapılacak yeniden örgünleştirme çalışmasırun bir yönü, reform Değerli asistanlan Saym Op. Dr. Yılmaz KAFADAR'a, Sayın S cu eğitim uygulamalannı yöneteE Dr. Aylan ONUE'a, Sayın Dr. Yılmaz ERSAN ve Sayın Dr. = cek biçimde, örgütün, bir düşünE ERGİN'e, narkozitör Saym Dr. Sadık SÖKÜT'e, ameliyat E sel temele (eğitim felsefesi taba= hemsiresi Ruziye TUFAN ve hemşire Melâhat TEKİN'e, Cerş nına) oturtulmasmı içerir. Böy= rahpaşa Tıp Fakültesi Cerrahi Kliniği hemşire, hastabakıcı ^ lece yüksek öğretim bile görmeE ve perjoneline minnet ve şükrânlarımı gazeteniz aracılığıyle = mi kişilerin Bakan'a danışman E bildiririm. S olması ya da yüksek okullara öğ= ALt ERTEM 5 retim üyesi olarak atanması önlenir, teknisyenlerin bilim ahlânııııııııııımıııııııııııııııııııııııııımıııııııııııııııııııııııııiMiıııımııırl kma uygun çahşmalan sağlamr (Cumhuriyet: 2478) ve eğitim politikası kişisel dengesizliklerin üstünde kalabilir. Bir başka deyişle, yönetim erdem çizgisinin altına düşmez. ep yazıhr söylenirdi: Alt yapı de\Tİmleri yapılmadı. Atatürk devrimleri adı verilen ileri atıhmlar hep üst yapı devrimleridir. Bunu, alt kaü, hattâ temeli bulunmayan, bir yapının iut kstlannı yapmaya beozetirlerdi. Soyut bir yapı çıkar böylece ortaya, temeli yok, alt katı yok, ama üst katları, çatısı var! Ne derece doğruydu bu? Hem hangi bakış açısma göre doğruydu! Bunlar uzun tartışmalar gerektirir, bir sonuç da yermez. îlle de başka» türlü düşünmekten hoşlananları, kendilerini Atatürk'ten ilerde sananları bir sağduyu çizgisine getirmek olanakıızdır. Elli beş yıl öncenin koşullarını unutup. o günlerin dünya politikasındaki belirli etkenleri. ağırlıkları görmezlikten geüp, 1920'lerin Türk toplumunun eğitim düzeyini ise hiç hatırlamayan kişilerle tartısmak zordur. Gereksiz bir iştir. Varsın bu gibiler büyük sözcüklerinin dalgalanmaları arasında tatlı düşler görüp acılı uyanışlarla karşılaşıp dursunlar! Yanm yüzyıl bu «üst yapı devrimlerUni iyi kötü yaşattık, koruduk, sürdürdük. Orasmdan burasından rötuş.lar yaparak, <halJcın tuttuğu tutmadığı devrimler vardır. diyerek. 1938'den 1950'ye dek İnönü'lü CHP, üst yapı» devrimlerinin »alt> katlarına zaman laman el attı, eğitimi köye sokmak, eğitim koşullarınl bütün yuıda yaymak, köylüyü okutmak vb. işlerle. Bir yandan^ da serbest: seçimlerde oy almanın tek yolunu devruıılerden ödün vermekte aradı. Alt yapıya inmek bir yana, üst y^pıdaki aşamalan bile durdurdu. Sonra Bayariı, Menderes'li DP geçti işbaşına. Halkla bütünleşmek denmiyordu o günlerde, halkın istediğine •uymak demokrasinin bas koşuiu sayılıyordu. Bilimsel açıklamalar yapmadan, dobra dobra söyleniyordu bunlar! DP alt yapıya inmeyi köylülere, kasabalılara, daha çok köy kasaba seçkinlerine olanaklar tanımayı alt yapıya eSilmek saydı. O da üst yapı devrimlerini orasmdan burasından kopardı. Devrimcilik ilkesini unutulmuş, devletçilik ise tepetaklak edilmişti. Sonra 27 mayıs geldi, Kemalist devrim ilkeleri yeni bir güç kazanır gibi oldu. Arduıdan CHP'li AP'H ortakhklar, derken halkm büyük çoğunluğunun desteğini kazanan DP'nin mirascısı bir AP. Yine alt yapıya inilmeden, yine üst yapıv hafif hafif yıkarak yapılan içler... Sonra 12 Mart, Atatürk devrimlerine dönüş sözleri, ardından Kemalizme ters düşen bir takım işlerin yapılması. Bunun da ardmdan H ekim seçimlerinin ortaya çıkardığı bir ilginç ortakhk. H | = = = 3 TEŞEKKÜR Oğiumuz Berdan'ı bizlere kazandıran çok degerrı ve müşf'.k insan, Kavaklıdere Polikliniği MUessisi ve Başhekiır.i Sayın Jinekoloğ Orp. Dr. 1 = 5 = ş | CAZİP SÜMER j Mehmet Adem SOLAK Gazi Eğitim Ens. Öğr. Üyesi Öğretmenlik ve Eğitim ÖGRETMEN YILLAR YILİ ÇEKTÎGİ ÇÎLENİN BİTMESİNİ İSTİYOR öğretmenliğin meslek haline gelişinin 126. yılında Türk Milli Eğitiminin neresindeyiz? Mekâtipi umumiye nâzırı Kemal Efendi de, Maârif Nâzırı Saffet Paşada bugün yasasalardı Maârif Vekili Necati ve Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücelin çabalanndaki anlamı daha iyi değerlendirirlerdi. Hatta 1974'ün Bakanı Sayın Östündağm önünde yılların biriktirdiği ve çözüm bekleyen sorunlann karşısmda ziyan olmuş zamanın bütün acılığını içlerinde duyarlardı. Siyasal tanzimatı izleyen yıllar da, Eğitim sorunlannı çözmek için birtakım kararlar alındı ve bilinen tarihsei gelişimden geçilerek Cumhuriyet. dönemine gelindi. Cumhuriyet, Milli Eğitimde günün koşullanna, çağın gereklerine ve yetişmiş kadrolann güçlerine göre Atatürk'ün getirdiği dünya görüşü doğrultusunda ulus çu, devrimci ve gerçekçi bir Eğitim düzeni kurmak için inançlı ve hızlı bir çaba içine girmiştir. | TEŞEKKÜR Prof. Op. Dr. TARIK MİNKARİ'ye l | 1 1 | Cemil GEZMİŞ Emekli îlkokul Müfettişi îst. Gümrük Ambarları MEVZUAT DEĞtŞMEDÎKÇE GÜMRÜK AMBARLARININ BOŞALMASI VE DEĞERLENMESt MÜMKÜN DEĞİL Gümrük îdaresinin kontrolündeki ambarların dolup taştığı ve bu yüzden uzun zaman İstanbul Iktisadî ve Ticarî ilimler Akademisi Başkanlığından 1 Akademimiz lîletme tkiisadl Kürsüsü Yönetimi dalında Ijletm» Doçentlik Sınavı açılacaktır Kanunt şartları haiî isteklilerfn, en geç 30 Mart 1974 cumartesi günü mesai saati sonuna kadar doçentlik taiimatnamesindeki hususlar muvacehesinde Akademi Bajkanlığma müracastlsn, 2 Akademimiz Medeni ve Sosyal Hulcuk ve Muba$«be Kürsülerine asistan alınacaktır. Asistanlıga tslip olanlardan Devlet Memurlanr.d* aranan umum! şartları haiz istfklilerin hangi yabancı dildea imtihana girecpklerini belirten bir dilekçe ile 30 Mart 1974 cumartesi eünü mesai saati sonuna kadar Akademi Bajkanl;cına müracaatları, Duyurulur. (Basm 12254) 2461 Yeniden örgünleştirme çalışmalannın ikinci yönü, kırk ünite ye dağılmış olan ve genel müdürlük, başlanlık, komisyon ya da kurul adı altmda hizmetleri bölükpörçük edilmiş bulunan Bakanlığm çekidüzene kavuşturulmasına ilişkindir. Buna kısaca, örgütü yeniden kuıiîiaya çalışma da diyebiliriz. ra, bfiylesi bir çalışmanm ağırbk noktası Talim ve Tertiye Kurulu"nun Uzerfnde toplamr. Bilindiği gibi, adı geçen Kurul, Bakanlığm beyin organıdır. Ya da öyle olması gerekir. Ne var ki, son yıllarda Talim ve Terbiye Kurulunu «Beyin salatası» olarak niteleyen acimasız eleşti ri'.er bile haklılık kazanmıştır. Çünkü bu Kurul, ilersiz tutarsız yaymlann okullarda satışına izin vererek eğitim ticaretinin ahp yürümesine Röz yummuştur. Gün olmus. İlkokullar Yönetmeliğinde bir madde değiştirip «Smıfta kalma» düzeni ne karşı çıkmy, bunu eğitim BÜYÜK ACJMIZ Mücellâ Türkmenler'in eşi, Gülsüm, merhum Yusuf Kenan'ın babalan. Nermin Demiray, Hamdi Türkmenler'in kardeşleri, Kandıra eşrafından Evin ailesinin damadı, emekli yüzbaşı ve istanbul Belediyesi eski Levazım Müdürü. Güitekin Türkmenler'i kaybetmiş bulunuyoruz. Cenazesi 29.3.1974 cuma günü Aksaıay Valide Camiinden öğle namazını müteakip kaldınlarak Edirnekapı Şehitliğine defnedilecektir. AtLESİ C'Jmhuriyet 2470 5 ve Bayan Sümer'e şükrânlarımı a sunanz 5 = Aynca doğumda büyük vardımları eeçen ebe. nemşire = = Hülya Karacaoglu ile Keriman TannvercU ve nastabnkıcı = Seher Şeçal, Fikriye Yüksel ile Tarhan Klirugi tnensupla= Alıcısı çıkmayan bu gıbi eşya Ş nna teşekkür ederiî. ş gümrük kanununa göre «... ihti = yaçlannda kullanılmak üzere | (Gfirtuna) Beyhan Yalçın | resmi dairelere (*ktisadi devlet teşekkülleri dahil) veya satılma İIIIIIIIIIIIIIIIIIIIINIIIIMIIIIIIIIIHIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIllllllllillllllllllllllllllllllilllinitlllimil)^ mak ve her ne ad altmda olurCumhnrivet 2472 sa olsun menfaat karşılığında başkalarına devir edilmemek şart lan ile kamuya yarariı dernekle rin genel merkezlerine parasız.) veriünektedir. İ*in en zor ve işlemeyen tarafı bu safhada baş lamakta, tahsis edilir hale gelen bu gibi eşyanın ihtiyacı olan yerlere verilmesi mümkün Beykoz İcra Memurluğundan olamamaktadır. Olanlardan çoğu da beğenilmediği için alınma72/864 makta, dolayısiyle amaç gerçek leşememektedir. Bu durum alıcı Bir borçtan dolayı hacizli bulunan ve satılarak paraya yönünden şüphesiz haklıdır. Hıç çevrilmesine karar verilen, bir idare, işine yaramayacak. ba 1 Beykoz Anadolufeneri köyünde Kabakoz mevkişına belâ olacak bir aracı, makiinde kâin 129 parsel sayılı 4177.50 metrekare miktarında neyi almak istemez. Tabii olan 20.887, lira muhammen bedelli tarlanın tamamı, bu hal eşyanın gümrükte yığılıp 2 Aynı köy Sivasdere mevkiinde kâin 247 parsel kalması gibi ters bir sonuç versayılı ve 4609.50 metrekare miktanndaki 23.Ü45 lira mumektedir. hammen bedelli tarlanın tamamı, Kanımızca anbarlarda duraa 3 Aynı köy köy içi mevkiinde kâin 471 parsel sayılı bekleme süresini tamamlamış 1685 metrekare miktanndaki 21.060, lira muhammen beeşyalann tasfiyeleri yönünden delli bahçenin 3/24 hissesi satışa arz edilmiştir. yurt içine dönük satış yolunun İlân tarihinden itibaren şartnameleri açık olan gayri açılması şart hale geuniştir. menkullerden 1. sıra No.da kayıtlı bulunan birind açık Ancak 28.9.1967 tarihli mükerrer arttırması 30/4/974 tarihine rastlayan Salı günü saat 14 Resmi Gazetede vayınlanmış 14.30'da; 2. sıra No.da kayıtlı bulunan aynı gün saat 15 • bulunan 6/8799 sayılı kararname 15.30'da; ve 3. sıra No.da kayıtlı bulunan da aynı gün saat bu haliyle yürUrlüktfl bulunduk 16 16.30'da Beykoz icra Dairesinde yapılacaktır Muhamça çümrük kanununun 142. madmen bedellerinin % 75 ve rüçhanlı alacaklılann alacakdesine göre vurt ıçine satış ları yekunu ile satış ve paraların payiaştırılması masrafrr.ümkün olamamaktadır îthau ları geçen bir bedel teklif edildiği takdirde en çok arttıyasak eşyanın ?eniş anlamda tarana ihale edilecektir. Böyle bir bedel teklif edilmezse en yinini yapan bu kararnameve çok arttranın taahhüdü baki kalmak şartiyle satış ikinci «Gümrük kanununa göre tasfi arttırma yapılmak üzere on gün müddetle uzatılarak ye suretiyle yapılacak ithaller hariç» kaydının eklenmesi ve onuncu günü olan 10/5/1974 tarihine rastlayan Cuma günü böylece satış imkânının sağlan aynı yer ve saatte yapılacak, arttırmada en çok arttırana ması serekir. ihale edilecektir. Arttırmaya iştirak için gayrimenkulleYolcu eşyalanmn tasfiyelerinrin muhammen bedellerinin % 10'u nisbetinde nakit veya de de aynı ilkeden hareketle sabu miktar meblâğa tekabül eden milii bir bankanın temitışların yapüması. bu şekilde nat mektubu istenir Ihaleyi müteakip isteyen müşteriye satılamayanlann en ufak üniihale bedelini ödemek üzere 20 sünü geçmemek üzere telere ulaştınlacak biçimde dabir mehil verilebilir. Czerine ihale yapılan kimse derhal ğıtılması. böylece köylere kadar veya verilen mehil zarfında ihale bedelini ödemediâi takradyo. televizyon eibi araclann dirde icra ve tflâs Kanununun 133'üncü maddesj hükümverilmesi mümkün olacaktır. leri tatbik olunur tpotek sahibi alacakîılar ile riıger alâAmbar yetersi^ligi nedeniyle kalıların ve irtifak hakkl sahiplerinin işbu ilân tarihindağınık şekilde konınmaya çaden itibaren on bes gün zarfında evrakı müsbiteleriyle lışılan kaçak eşyalar, önemi dobirükte memurivetimize miiracaat etmeleri 1cap eder Aklayısiyle aynca üstünde durul si halde haklan tapu sicili ile sabit olmsdıkça satıs bedemağa, tartışılmaSa oeğer. linin paylaşmasından hariç kalırlar. Tellâliye resmi ihale Nejat AKYÜZ pullan bedeli tapulama harç ve masraflan müşteriye ait olup vergi borçlan satıs bedelindsn ödenir. Ist. Gümrükleri Başmüdurü Evsafları: 1 ve 2. sırada kayıfi: bulunan gayrimenkuller tarla halinde olup diîeı 3. s.ra numarasında kayıth DtŞ TABtBt \ bulunan k5y içindedir. llânda yazılı olandan daha zivade malumat almak lsteyenlerin 972/864 No ile memuriyetimize müracaat etmeORHANTÜZÜN ' leri ve isteyenlere 150 kuruşluk posta pulu gönaermeleri Saat 13.30 19 30 halinda satış şartnamesinin yollanacagı üân olunur. Samatya Cad. No: 400 TEL: 21 75 82 (BisiD 2254) 2469 Gayri Menkul Satış Ilânı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle