16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CÜMHURÎYET 20 Mart 1974 ABDULCANBAZ TURHAIM SELCUK KÛMETıNıN İLK ı M U A I Z A M B/j*. VAfTıpMAK OLfli YARALISIN ERDAL OZ 33 Ortadaki, sağında oturanm kulağına eğilip bir şeyler söylüyor, sonra kulağını uzatıp onun fısıldadıklarını dinliyor. Bunlan yaparken göz lerirü hep senin üzerinde tutuyor. Sonra solundakine eğilip bir şeyler söylüyor, onu da dinliyor. Yine gözleri üzerinde. Yine mi oralara gön derecekler? Artık hastaneye de almazlar. lyilestin çünkü. Yaparlar mı bunu? Gözlerin yine baglanacak, yine karanlık odalarda, çınlçıplak soyup, yere yatınp. Kasıklarındaa başlayrp gelişen bir ürpenne tabanlarına inip yerleşiyor. Başkan, yamndakilerle yaptığı gizli konuşma lan bitiriyor sonunda, arkasına dayanıyor, omuz lan kürsünün arkasında yok oluyor. Şimdi yalnız başı görünüyor. Kürsünün üstüne bırakılmıs kesik bir baş sanki. «Evet,» diyor. Her şey yeniden baslıyor. Aşağıda Savcmın sorduğu bütün sorular yeniden karşına çıkanlıyor. Evetlerle, hayırlarla soruları karsılamaya çahşıyorsun. Içinde anlatılmaz bir bıkkınlık. «Hayır tanunıyorum öyle birini,» diyorsun. «Bilmiyorum,» diyorsun. «Hayır görmedim,» diyorsun. Korkunç, başedilmez bir uyuma lsteği. Bir ara sağda oturan Yargıç kalkıp dosyaya uzanıyor. Yüksek, dik yakasuıdaki kırmızılar, evdeki, içinin köpük süngerleri otura otura ezi lip incelmiş, çuhalan yer yer eprimiş, köşedekl kırmızı divanın yumuşaklığını özletiyor sana. Orada uzanıp uyumak, uzun, deliksiz bir uykuda bütün bu bıkkınlıklan, aşağılanmalan eritip yok etmek. Soruyor. «Hayır, öyle bir şey yapmadım» diyorsun. Soruyor. «Hayır, tanımam. öyle bir arkadaşım olmadı,» diyorsun. Soruyor. «Hayır, ne ona ne de bir başkasına öyle bir şey söylemedim,» diyorsun. Soruyor. Hayır hayır hayır bilmiyorsun duymadm o evden taşınalı belki bir yıl oldu evet bir kız arkadaşınla evet sinemadan çıkınca arkadaşınm evine yoo hayır evde kimse yoktu o hep anahtannı havagazı saatinin üzerine yağmurlu bir gündü sinemanm girişinde evet ama insan yalnız sevişmek için mi sonra gönmedin hayır gör medin nerede olduğunu adı mı adı yanılmıyorsan sonra ayrıldınız dolmuşla hayır ertesi günil öğlene kadar sokağa bile çıkmadın yorgundun yalnızca canın çıkmak istemediği evet bilirsin o sokaktan geçmişsindir ama şimdi sorsalar zaten pek arkadaşın yoktur ki evet seversin yalnızlığı olabilir ama seninle ne ilgisi olabilir hem ilk kez burada hayır öyle bir şey olmadı hem hayır bilmiyorsun duyrnadın bile duymadın bil miyorsun ilgin yok belki ama ilgin yok bir baş kasıyla hayır olamaz hayır hayır hayır hayır. Bitiyor mu? Hayır bitmiyor. «Evet hastanedeyken. Bir buçuk ay kadar. Orada da zorladılar. Imzalamadım. Savcı da geldi birkaç kere. öbürleri de. Boyuna geldiler. Zorladılar. Yeniden işkenceye götüreceklerini» Sözünü yine kesiyorlar. Işkenceden söz etmeni istemiyorlar. Bu konuda konuşmak is teyen kim? Nasıl asağılandığını mı anlatacaksın onlara. Kim ister bu konuda konuşmayı. Kendisinin insanlıktan çıkarlldığlnı, nasıl hayvanlaştırıldığını nasıl nasıl anlatabilir insan. Üstelik niye anlatasm. Bilmiyorlar mı sana neler yapıldığını. Ayaklann ağrıyor. Hiç olmazsa oturmana izin verseler. Bitsin, bir oyunsa bile bitsin. Artık oynamak istemiyorsun. Bıktın. Belki de salıverirler mi?. Yine aralanntfa fıs fıs konuşuyorlar. Akçam oluyor. Ama var, akşama var daha. Salıverirlerse? Çıkınca bir araba da çeviremezsin. Parar» yok. Yürürsün. Uzak olsun. Yürüyebilir misin? Bu ayaklarla o kadar yolu. Dayanırsın. Tadını çıkara çıkara, ağır ağır. Dünyaya, insanlara, dükkânlara baka baka. Bir de yağmur bastırsa. Şakır şakır yağsn amansız bir yagmurun altında yürüsen yürüsen, çamur lara, sulara bata çıka. Yağmur bir güzel yıka sa seni, onarsa, kendine getirse; dirilirdin. Yanından vızır vızır geçen arabalar üstüne başına çamurlu sular sıçratsa. Belki birini gözüne kestirip bir de sigara isterdin. Verirdi niye vermesin.. Sular paçalarından sızarken, ıslanmasın diye avucunun içine gizlediğin sigarandan ara sıra ciğerlerine derin derin tfumardar çekerek, ipekli bir bez gibi yırtıhp giden gökgurültülerinin altında sulara çamurlara hafa çıka bata çıka. «... Tutuklanmasına karar verildi.» ON DOKt'Z HALlFESlZ 50 YIL BİLÂL N. ŞİM$İR Vahdettin Halife olarak kalmak, Kıral Hüseyin ise Halife olmak istiyordu BÜYÜK Millet Meclisinin kararlarını kabul etmeyenlerin başmda yurt dışina kaçmış olan Vahdettin ile Hicaz Kralı Hüseyin vardı. Vahdettin, İngiliz zırhlısma biner binmez «tahtuıdan feragat etmediğıni» soylemişti. Kendisfni hem Osmanlı Padişahı, hem de Müslümanlann Halifesi sajıyordu hâlâ. Gerçi Hıristiyan bir devlete sığman bir halifenın ipso facto halıfelik sıfatım kaybedecefi yolunda yayınlar yapılmıştı. Buna şeriat hukukunca da cevaz verilecegini, yani şeriat hukuku bakımından da böyle bir kimsenin artık halife olarak tanınamayacagını belirtenler olmuştu. Ama Vahdettin, Padişahlıktan ve Halifelikten umudunu kesmiş görtinmüyordu. Vahdettin umut içmde Hicaz Kralı Hüseyin'in dâveüni kabul etti. 15 Ocak 1923 günü Hicaz'a vardı. İhtimal, Müslümanlann haiifesi olarak bu kutsal dıyarda göklere çikanlacağını hayal etmişti. Umdugunu bulamadı. Hicaz'da kendisıni Halife olarak tanıyan yoktu. Tersine, Hicaz Kralı Hüseyin'in kendisi Halifelik peşındeydi. 28 Mart 1928 günü İngiltere'nin Cidde Konsolosu Londra'ya şunları telledı: «(Eski) Sultan'm buraya gelişinden beri kendisiyle ancak Mekke Hariciye Nezareti aracılığıyla haberleşebıldim ve kendisıni Özel olarak görmek olanağını bulamadım. «Kral Hüseyin ile ilişkilerinin nâzıkâne olduğunu, fakat hiç samimi olmadığını öğrendim. Zevk ler ve mizaçlar bakımından aralarmda çatışma vardır. Kral Hüseyin ezici bir biçimde heybetli davranıyor ve onun Halifeük konusunda tasarılanyla ilgili söylentiler eski Sultan üzerinde iyi etki yaratmıyor...» Vahdettin Hicaz da umut kınklığına ugradı, pek fazla tutunamadı. Mısır, Ürdün veya Kıbrıs gibi Müslümanlann >aşadığı bir yere gitmek istedi. Ingilizler mü saade etmediler. Kendısini artık «İngiliz İmparatorluğunun konuğu» saymıyorlardı. «Istenmeyen adam» ilân etmişlerdi. Sonunda İtalya'nın San Remo şehrinde oturmasma müsaade edildi. Vahdettin üç yıl sonra, 1926'da orada ölecek ve Şam'a gömülecekti. dolaşıyordu. Times gazetesi Kralın Halife ilân edileceğini yazıyordu. Türkiye, haklı olarak kuş kulanıyordu. Bu baberlerin arka sında İngiltere var gibiydi. Gerçi altı ay önce Lozan Andlaşma sı imzalanmışlt, ama Andlaşma henüz yürürlüğe girmemişti. Tür kiye Büyük Millet Meclisi Andlajmayı en önce onaylayan Par ftmefrto olmuştu. Öteki ülkelerin tnntltfı Andlaşmayı henüz onay lamamışlardı. Yürürlüğe girebilmesi için Andlaşmanın onaylan* ması, onay belgelerinin teati edil mesi gereklyordu ve Türkiye bunu bekliyordu. Andlaşma yürür lüğe girdikten sonra da İngiltere ile yeni Türkiye Cumhuriyeti ara smda birçok pürüzlü sorunların çözümlenmesi gerekecekti. Andlas ma imzalanmakla dertler bitmiş olmuyordu. Böyle bir zamanda Türkiye, sınırları ötesindeki Hali felik entrikalarım da mı izlemek zorunda kalacaktı? împaralorluk zamanında bu uğurda kaydedilen bunca zamandan sonra genç Cum huriyet Hükümeti de mi bu sorun la uğraşmak durumunda bırakıla caktı? Haberler, her halde genç Cumhuriyet Hükümetini rahatsız ediciydi ve bunlann arkası kesil miyordu. Hariciye Vekâleti bir hafta sonra, 26 ocak 1924 tarihinde 4284/23 numarayla Londra Mümessilliğine aşağıdaki yazıyı yol ladı: runda kalıyordu. Kral Hüseyin Avluda yalnızsın. Duvann dibindesln. Ayakta. Yanında Nurilerden biri; yere yayümış, elindeki zeytin çekirdeğini betona sürtüp duruyor. Boşalmış mukavva bir çay kutu su ağzına kadar zeytin çekirdekleriyle dolu. (Devamı var) Hariciye Vekaletinden Londra Mümessilliğine gönderilen 26 Ocak 1934 tarihli yazının fotokopisi. Yazıda Türkiye smırlan yakınlarında Halifelik hareketleri olduğu, bu hareketlcrin arkasında İngilizlerin bulnnduğu yoiuncU haberler ahndığı belirtilerek gerekli bilginin verilmesi istenmektedir. »Jlmn v ,'\ MALKOÇOĞLU yazan veçizen.Ayhan BAŞOĞLU , Ç £ «1 Hicaz Kralı 14 Kânunsâ ni tarihinde Amman'a vasıl olarak ahali ve Arap teşkilâtı tarafmdan selâmlanmış ve Kral Hüseyin'in Halife olması için hiç bir şahsi emel ve arzu su olmadığı ve fakat bütün islâm fırkaları tarafından kendisıne arz ve teklif olunacak olursa bunu kabul edeceğini bc. yan eylemiş. •2 Yirmi güne kadar Deyrizor'da umum aşair rüesasile yeni bir içtima yapılacakmış. Bundan on gün evvel... Irak Hükümetiyle bir vahdet tesis ettirmek için birkaç İngiliz er kânıharp îâbitile Vırükte Musul'dan Ceziretül Arsb'ta İbnissuud... nezdine gitmişler. Bundan birçok ay sonra hudut ta da Hilâfet meselesi için bir kongre yapılacakmış. Bu kong reye Şerif Hüseyin ile Vahdettin de bizzat istirak edecekler miş. «3 Ingiltere Mısır Hidivi ni Hilâfeti elde etmek maksa dıyle Avrups seyahatine tesvik etmekte iraiş. Yine Ingiltere'nin teşvlkiyle Ar«p rüesa sı, Hükümeti araıisinde «Kütüp»te İngiliz miralayı «Knox» un riyasetinde aktolunan mü' temerde Kral Hüseyln'iB mühim alâkası varmış. •Istihbaratı anıfeden Ingılil lerin hilâfeti elde etmek için birçok teşebbüslerde daha bu. lunduğu tezahür etmekte oidj ğundan bu meselenin yanm* dan ve ehemmiyetle takip edilmesi ve bu hususta istihsal edilecek mah"ımatın ij'arı mei" cudur efendim.» Haberler Geliyor NE OLÜYOBDO? Ingilizler 1915'lerde Arapları Osmanlı Devletine karşı ayaklandırmak için (Devamı ". Sayfada) DİŞİ BOND İngiltere ve Halifelik VAHDETTÎN Hicaz'dan uzaklaştıktan sonraki aylarda da Kral Hüseyin Halifelik emellerinı sürdürdü. Türkiye, Hüseyin'in bu konudakj hareketlerinı yakından ve kuşkuyla izliyordu. Türkiye Dışisleri Bakanlığı Hüseyin'in Halifelik emellerinın arkasında İngiltere'nin bulunduğundan kuşkulanmaktaydı. Hariciye Vekâle tinden Londra Mümessılliğine gönderilen 20 Ocak 1924 tarihli ve 3924/16 sayılı bir yazıda şöyle denilmektej'di: «Hicaz Kralı Hüseyin'in Akaba'ya ve Amman'a vaki seyahatlerine ve güya Halife ilân edileceğine dair Tlmes gazetesinin 11 Kânunsâni 924 tarihli nüshasında münderiç bir bend muhtevası bilhassa tngil tere'nin ilânı Hilâfet raeselesinde ittihaz eyleyeceği tavtr ve hareket noktai nazarından pek ziyade calibi dikkat görülmüş olduğundan İngiltere Hükümetinin bu husustaki mesleki hareketinin fstiknâh edilerek istihsal buyurtılacak malumatm inbası ehpmmiyetle rica olunur efendim.» Bu yazı yazıldığı tarihte Türkiye Cumhuriyeti henüz taptaze bir devletti. Cumhurîyet İlân edi leli 80 giin olmuçtu. Bu ikl buçuk aylık yeni Devlet yine Halifelik entrikalarım izlemek zo TİFFANY JONES GBJZÇGtZ l e t*JU^/ıCN, ONU YliDIİ GARTH
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle