15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET 2 Mat* 1974 VAttT OTtLE ü YARALISIN ERDAL ÖZ 15 O günsıfclj* senl daha dirl tutuyor. Götürülenler dönmediler. Dönsünler lstfyorsun. Artık bitsin istiyorsun Ba$lamanın bitmeye yaklaşmak oldugunu çok 1yl biliyorsun. Gelsinler, alıp götürsünler sen, ne Tapacaklarsa yapsmlar. Solufun titrtyor. Belli olmasın diye daha yavaş sohık alıp Tenneye çahşryorsun. Yine bir uzak çığlık seni sılkeliyor. Kaskatısın. Biri uzun uznn bagınyor uzaklarda. Kim bllir neler yapıyorlar ona çimdi? Bir yerinl mi buruyorlar, kollannı parmaklanm mı kınyorlar, tırnaklarıra mı «öktiyorlar, bir yerlerini mi dağlıyorlar? Ama yok, bu da bir çıglık değil. Ses daha yakınlarda şimdi, daha belirgin. «Yoğurtcuuuu.» diye bagıran bir satıcuun sesi bu. Yakjn bir yerlerde, sokak araiannda bir adam yoğurt satıyor. llkokul çocuklannın sesleri, yoğurt aatan bir adaının sesi; insan sesleri, sanki ba»ka güzel dünyaların güzel sesleri. Bu çirkirüücJerın yanıbaşında bu güzelliklerin ne i*ı var. Yan yana, iç içe iki ayrı dünya. Hangisi gerçek olan? Hangisi gerçek dünya? Ikısi de belki. Dunyanın iki ayrı yüzü belki. Bir yanı ısiKlı, bir yanı karanhklar içinde; bir yüzunde güneşü aydınlıklsr, bir yüzünde karanlıklar, geceler. Sen gecenin içindesin, karanlıklara boğulmus•un. Bir gün o aydıniıkiara çıkabilecek misin? Geceleri günduzlere çevirmek çok uzak bir umut mu? Yoğurtçunun sesi çok uzaklarda sönüp sönüp parlıyor, eriyor, tükeniyor. O gün seni indjrmediler arabadan. Akşam üstüne kadar sıranın sana gelmesini öldürücü bir sabırla bekledin. Ama tam aksam üstü, geri getirdikleri üç kişıyi acuar içinde, bitkin, insanlılda uzak yakm bütün ilgilerden kopanlmış olarak. güçlükle yerierine oturt tuktan sonra, sen tam hazırlanmışken, ölüra saatinin sana geldiğini, artık bunun kaçınılmaz oldugunu, tam kollarmdan tutup kaldınlacağını, sürtilcleyerek götüreceklerini beklerken; güçlük çıkarmamak, oniara karsı da, acılar içinde onurlu seslerle mleyen arkadaslarma karşı da küçük düşmemek ısteğiyle, tam oturduğun yerde ayağa kalkacakken. iste tam o sırada, herkes arabaya doluşrmıs. araoanın motoru birden çalışmaya baslamıştı bile. Getirilenlerden biri önde acılar içinds ağlıyordu. öbürlerinin kıvrmtılı seslerini, ıniltilerinl duyuyordun. Görevliler bu seslere üldırmadan, bir is gününü daha bitirmiş olmanm yorgun eevinci içinde konusuyorlardı. Araba yola koyuldugunda, şoförün yanında oturduğu anlasılan koyu gözluklünün düzgun sesi, o gece oynanacak Ankaragücü/Leeds United futbol karsılaşmasına geç kalmaktan korktugunu anlatıyordu. O.V BÎR «Hasta mı«ın arkadaşım?» «Yoo. iyiyim.» « Uyuyamı yorsun.» «Evet, uyku tutmadı da.» «Tutmaz. Bilirim namussuzu.» dlyor, Gılay Nuri. Dirseğinin üzerinde doğrulmak uterten, »ancıyla irkilip bırakıyorsun kendini. Dirseginin duyarhgı btiyük daha. Bir yere deCdirmeye gelmiyor. •Ilk mi giriyorsun?» «İlk.» «Böyle olur. Uyunmaz bir türlü.» t'yunmuyor. Başin ağnlar içtnd*. «Gel oturalim istersen, Anlatırız biraz.» Nevresimin altından çıkıp yavaşça iniyor«un. Ter içindesin. Gömleğini »ırhna geçirip Nuri'nin yanına gidiyorsun. Sırayı masanın basına çekmiş. Saatine bakıyor: «Tam bir saatim rar. Bu saatlerde nöbetler kıyak olur. Sessiz olur. Tek basına knlabilirsin.» Ellerini göğsünde gezdiriyor. Sol memeslnln üıerindeki dövmeye bu kez dikkatle oakıyorsun: İki ucu da yukanya bakan. ortası çu. kur bir ay. Bayraktaki ay gibi. Ortasmdan geçen uzunca bir lekeyi bir şey» benretemiyor. sun yine. Eliyle vuruyor dövmesinin üzerine. Kılsız, diri bir göğsü var. «Denizaltı»ynıış o uzunca leke. Denizaltıya da, baska bir seye de benzemiyor. belki «n az benzedigi şey denizaltı. «Ne o benzetemedin mi?» «Hiç bir seye benzemiyor» dfyeceiuin d*miyorsun. «Yoo, benziyor. Denizaltı.» «Az kaldı bunun yüzünden oasıma if açıyorlardı,» diyor. Sözde orak/çekiçe benzetmısler de. Aslında hiç bir jeye benzemiyor. «Bu dövmeyi ilk ben getirdirn buraya Benden gören göğsüne btından dötdürdü. Bu koğuşta bile en az on kiside bu dövmeden görebilirsin. Ama aslı bende. Çorumlu bir usts dövmüstü benimkini. Sinop cezaevinde.» • Burada dövme yapan var mı?« (Devanu var) DÜN YAM1ZIN TÜKENEN KAYNAKLARI Vehbi BELGİL Malfhus'ün 176 yil önteKi hehaneti getçeMeşipot îngiliz rahip Iktisatçılanndan Malthus, daha 1798 de, canlıların hendesi bir oranda. gıda maddelerinin ise matematik oranda arttığını söyleyerek »ınır sız canlı artışının bir eün olup bütün insanları çaresiz bir açlıkla karşı karsıya bırakacagını, bunun da ayaklanma^ara, isyanlara, salgın hastalıklara yol açacağını haber vermişti. Bugün böyle bir durumla karşı karşıyayız. Bugün bütün dünyada silolar hemen hemen boştur. Tahır rezervleri, lkinci Dünya Savaşından hemen sonraki seviyeye inmistir. Buna karsılık, mezkur savastan bu yana dünya nüiusu yarıdan fazla artmıstjr. Birleşmiş Mületler Gıda ve Tanm Teş kilâtı, tarım üretim heaefi olarak, yılda "«4'lük bir artışı öngörmüştü. Fakat, aym teşkilâtın (kalkuımanın ilk on yılı) adını verdiği 1960197Ü arasında üretim, yılda ancak yüzde 2,71ik bir artış gösterebılmistir. Kalkın mamn ikinci 10 yıllık devresi sa • yılan 197»19»0 dsvfeatne ise dün ya büyük bir açlıkla girmişür. B.M.'nin fflnderdiği jıda yardınu Yukan Volt» köylülerine dafıtılıyor. Hindistan'da Durum Afrikada Dnnım MALKOCOĞLU yazanveçizen.Ayhan BAŞOGLU Kıtlıgın ve açlıgın geleneksel tllkesi Hindistanm AgYa Şehrinde 1973 Haziram başlannda. halk tahıl diikkânlannı ya^malamış, Bombayda zenginlerin arabalanm ateşe vermis, Limdide Devlete ait bir siloyu ele geçirmis, içindekileri kapısmıştır. Tumsar Kasabasının köylüleri, evinde yüzlerce ton pirinç ve sair gıda maddelerini istif eden ve bunları el altından ateş pahasına satmaya yeltcnen bir polıtikacının evini ateşe vermiş, engel olmak isteyen polislerle çatışmıstır. Bangladeş Bu devletin Kurulmasıyle sonuçlanan HindistanPakistan sa vaşı tonunda rrul>omarca insan yerlerini yurtlarını bırakıp kaçmıştı. Bu yüzden, bu ülkede 1972 yıhnda, 2,5 milyon ton daha az pirinç üretilebildi Buna bir de tarihte az görülmuş denebilecek bir su baskını ek'.enince ülkede büyük kıtlık ba$ gösteroi. 26 milyon nüfuslu Etij'opyadan Atlantik kıyısındaki 1.200.000 nüfuslu Moritanyaya kaaar uzanan milyonlarca kllometre kareIik bölge içinde kıtlık ve açlık en yüksek noktaya ulaşmıştır. Bu ülkelerde halk, karınca yuva larını eşerek hayvanc kların toplamış oldukları taneieri çıkarıp yemektedir. Çad, Nijerya, Yukarı Volta, Mali, Senegal ve Moritanya devletlertni içine alan bölge, Büyük Sahranın Güney kıyısını teşkil eder. Bu çöl her yıl Güneye doğru kol salmaktadır. Dört yıldır yağmur yüzü görme yen bölge topraklan, ay jüzünün cansızlığını hatırlatmaktadır. Ekinler kurumuş, milyonlarca baş hayvan açlıktan ölmüştür. Köylüler tohumluk buğdaylannı da yemek zorunda kaldıklarından. gelecek yıllarda da. feci bir açlık la karşı karşıya kalacaklardır. întihar nedir bilinmeyen bölgede, ekinlerini ve hayvenlannı kay beden bir çok kimseler canlanna kıymaktadırlar. Mali'nin 5 milyon büyült baş hayvanından 1 milyonu daha şim diden ölmüştür. Moritanyada hayvan leşleri yollan kaplamıştır. Akbabalar bunlar üzerinde kendilerine mükellef ziyafet sofraları kurmuslardır. Senegal'de sürü sahipleri susuzluk ve yemsizlik nedeniyle hayvanlarını sahildeki Dakar şehrine götürmekte, kırkar, ellişer üradan elden çıkarmaktadır. Yukan Volta'nın 5,5 mllyonluk nüfusundan 1 milyonu Fildişi Sahili ve Gana gıbi güneyin komşu devletlerine kütle halinde göçerek hayvanlarına sulak ve otlak bulacaklannı sanmaktadırlar. Fakat, ot ve su oralarda da nadırattan oldugu için hayvanlar, ancak kendi geçimlerini sağlayabilecek kadar ekim yapabilmis yer lılerın tarlalanna saldırmakta, bu yüzden kanlı çatısmalar çıkmaktadır. Etiyopyada bugune kadar açlık tan ölenlerin sayısı 50.000'i çok aşmıştır. Buğday, Pirinç, Et, Yün Buğday, pirinç, et ve yün gibi birinci sınıf önemi haiz maddeler bakımından dünya stoklan hiç de iç açıcı değildir. 1973 yılmın ihraç edilebilir buf day miktan 4862 milyon ton arasında tahmin edilmistir. Halbuki bir yıl önce bu rakam 69 milyon ton idi. Talep ise 65 milyon ton cıvarindadır. Rusya, bu yıl da, 1972'deki kadar olmamakla birlikte, çok miktarda buğday alacaktir. Buğday üretim azlıgını gören Ortakpazar ülkeleri, her türlü buğday ihracıru, yeni bir emre kadar yasaklamışlardır. Buğday ihracatçısı Arjantin, Ame rikadan buğday almıştır. 1973'ün pirinç üretimi, son 10 yılın en düşük seviyesini bulmustur. Ötedenberi büyük çapta pirinç ihraç eden Tayland, bu maddenin ihracatım yasaklamıştır. Filipinler, pirinç karaborsacılığma karşı ölüm cezası koymuştur. Et üretimi 1973de ancak »bl artabilmiştir. Nüfus ise çok da ha fazla artnuştır. Ortakpazar Ülkeleri müzmin tereyağ ve süt stoklannı eritmeye olanak verır diye büyükbas hayvan kesımini teşvik etmişlerdir. Et kltlığının bu ülkelerdeki bir nedeni de budur. Dünya yün fiyatlarınm uzun süre düşük kalması ve büyük bir kuraklığm hüküm sünmesi nedeni ile, Avustralyada, 1970'de 180 milyon civarında olan koyun adedi 197l'de 142 milyona ınmıştir. Kakao fiyatlan da çok yükselmiştir. Çünkü mahsul bütün dünyada az idrak edilmistir. Yeni Delhide halkm aylık toplam gıda hakkı 9 kilo olarak tesbit edilmistir. Bu kadar az gıda ile çahşmak şöyle dursun, ayakta durabilmek olanağı yoktur. Buna rağmen halk bu miktar gıdayı da alabilmek için kızgın güne? altmda saatler ve saatlerce beklemekte, fakat, buna rağmen çok kez bir şey alamadan geri dönmektedir. Açlık, tabii, salgın hastalıkların ortaya çıkmasına da yol açmıstır. Büyük Sahranın güneyin dekl ülkelerde çocuklarla yaşlılar, zatulcenp ve bronşitten kütle halinde ölmektedirler. Nedeni, vücutlannın mukavemetsiz kalmasıdır. Agadez şehrinde de, binlerc« çocuk kızamıktan ölmüştür. Yukan Voltada kolera salgnu tehlikesi başgöstermiştir. tşte, sevgjli okuyucular, 1974 yılının ikinci ayınıo ba?larında dünyanm gıda durumu böyledir. Ziya Pasanm da dediği gibi: «Böy le Kecenin hayr umulur mu seherinde?» Yaptığımız açıklamalar, dünyanın bu durumunun geçici oldugu hissinl doğurabilir, Firavıın un rüyasındaki zayıf öklizler devresine girdiğimiz kanısıru uyandırabilir ve bu devreyl şişman öküzler devresinin izleyeceği düşüncesini aklımıza getirebilir. Fakat, durum hiç de öylo değildir. Açlık tehlikesi ciddidir ve vehametini arttırarak sürecektir. Dünyanm dörtte üç nüfusu yoksuldur. Bunlara yetecek gıda maddelerini yetiştirmek için yeni topraklann tanma açılması gerekmektedir. Bunun da ne muazzam yatınmlar, ne ince ihtisas bilgilerini gerektirdiğini kolayca düşünebilirsiniz. Binnetice, bu konuya uluslararası çapta çare bulma zamanı artık gelmiş bulunmaktadır. YARIN: Enerjl Kaynaklan Kuruyor Sri Lanka Eski adı ıle Seyian. yeni adı ile Sri Lanka (Muhteşem Ada) diye anılan bu adadevlet'te ku raklık, mahsulün o 30 az idrakine yol açmıştır. DİSİ BOND Filipinler Bu ülkede mahsuiün 740.000 ton eksik alınması karşısında hükümet, halkı, üretimi arttırma savaşına çagırmıstır. Pirinç ihracatçısı diye isim yapmış Tay land da açlıkla karşı karsıyadır. Japonya Maden bakımından olsun gıda üretimi bakımından olsun hiçbir zaman kendi ihtiyaçlarını karşılayamamış ve karşılayamayacak bir ülke olan Japonya büyük bir paniğe kapılmıştır. Bu yüzden, büyük Japon firmaları, baçka ülkelerdeki adamlarına, neyi, nerede ne fiyatla bulurlarsa almaları emrini vermiştir. Fakat bu ani ve muazzam alışlar ülke de °o 11 oranmda bir enflasyon yaratmıştır. Japonlar, çok muhtaç oldukları yünün üretüninin arttırılması için Avustralya'ya işbirliği teklifinde buıunmu$lardır. Brezilya'nın Rio Grande do Sul Devletine ise, ülkenin gelecek on yıliık bütün soya üretimi ni bugünkü fiyatlarla ve peşin bedelle satın alnıayı teklil etmiş lerdir. Fakat. kıtlıgın nasıl olsa süreceğıni bilen yetkıliler artacak fiyatlar yüzünden ilerde daha çok gelir sağlayacaklarını hesapladıklarından bu teklifi red TİFFANY JONES
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle