16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CÜMHURÎYET 12 Mart 1974 ABODLCANBAZ TURHAN SELÇUK 3ü Vüimll Oü2£HE NE TEM ?... AtflAjANll, ZA M i ı . TkA&Er N£Mt Pou'TÎKA NEDfe Dîl ttSİKİZ....foiKADA*tOKİEYİ ÖMfDliMiii lüc Ö«LMtZSÎNİ2. BtN NASK. YARALISIN ERDAL ÖZ 25 Büyüyen bir tekme gevşemiş bögrüne gömülüyor. Toplanıp bir avuç kalıyorsun «Konuşacak mısın ulan?» «Neyi konuşayım?» «Gebertin be bu kerhaneciyi.» Tekmeler beş koldan, on koldan, yüa koldan yağmaya başlıyor. Biri kafanı tekmeliyor. öldürecekler. Gözleri döndü hepsinin. Çılgm gibiler. Tekmeler kesilirken «tırrrt», yine aynı sancı, aynı titreşim, dalga dalga etinde kemiğinde. Etlerini birileri kemiklerinden sıyınyor gibi, time iım*. ayınyorlar her yanını, içini, dışıru, her yanrnı. Eklemlerin eriyor, açılıyor gibi. Başını kaldanp kaldınp vuruyorsun altındaki tahtaya Ad8mın eli manyetonun koluyla birlikte durmadan donüyor. Tekmelerin altında ardı ardına «tırrrt tırrrt tırrrt», bağıramıyorsun. «Bağır ulan it, bağır.» Tekmelerinl olanca gücüyle beline mdirtrek bağırmanı istiyor biri. «Bağırmayacağım.» Bunu bağırarak söylediğini anlıyorsun. «Bağırmayacagım!» Tekmeler kesiliyor. «Tırrrt tırrrt tırrrt». Etlerin kopuyor artık. Dayanaıruyorsun Titreşimler dalga dalga üst üste bıniyor, yüreğine doğru bir sancı, bir sıkiçma. bogazindan yırtarak çıkan haykınşlar arasında son «tırrrt» sesiyle birlikte soluk soluğa gevşeyıp yıgılıyor «Kesin.» Yok gibisin. YUreğinin atışlan sayılır gıbl değil. «Konus ulan. Bu daha bir şey degil. BaJc konuşmazsan iğdis ederiz seru.» «Tırrrt.» Dayanıhr gibi değil. cTırrrt». Kollanru, ayaklarını saran teyışlan koparacak gibisin. •Tırrrt». «Iğdiş ederiz, anlıyor rnusun?» «Tırrrt». «Konuşsana be'» Kayışlar bileklerinı koparabilir. Bir seyIerin kopma durumunda oldjğunu seziyoriun. O çırpınmalar, o haykırışlur ıçınde bu kadar nasıl kasılıp gerildiğine kendin de şa$,ıyoısun. Su içindesin. İçindeki bütün susyu kurutmuş lar gibi. «Tırrrt tırrrt tırrrt». Gerilim gerilim genlim. Belkı duyduğunun somut bir acı olmadığını düşünüyorsun, acı değil, bir şok belki. Ama dayannmaz bir şok. Beynin allak bullak. Bir felç kasırgassı içindesın. Kasılabildiğince kasüiyorsun. Gücünün çok çok üstünde, bir aştanlık durumunda çtldırmış gibi bağırıyorsun: <ölüyorum!» «Tırrrt tırrrt». «Öldürün, yeter artık, öldürün b«nl, öldürün Allah aşkına, öldürün!» Aglayamıyorsun bile. Agzının kupkurulugunaa bir va tadı. Yıgılıyorsun. Çırpınmaktan, altındaki tahtay» sürtünmekten derilerin erimiş, ajınmış olmalı. Kalanın arkası tahtaya vurmaktan tahtalanmış, ka lınlaşmış gibî. Olağanüstü bir açlıkıa soluyorsun. Odanm havasmı mı boşalttılar? Havasızsm. Yüreginin atışlannı beyninıîekı vuruşlardan izliyorsun. Alabildiğine duzensiz. Yüregin yarılacak gibi. Başını kaldırabiliyorsun. Kamısm mosmor olmuş. Bu kadar küçülmesı şaşırtıyor. So nunda onu da yaptılar demek, iğdis ettiler se ni. «Konuşscak mısın?» «Hayır.» Eoğuk soguk gülüvor. Srnir. yspmacıklı bulaşık bir gülüş. Giilerken aralık dursn ağzmın içine tükürmek geliyor içınden. Agzın kupkuru. İçınde bulantı. Dılm tahta Ribi. Bakır. Biraz su o!sa. Bulantı büyüyor. Kusacakmısın? Utanmadan gülüyor bır ae. Igrenç. Sinir. Kusmuktan yapılmış bir insan heykeli. Başını çevirip gözlerini kaçırıvosun tğdiş ettiler demek. Dar gelirlinin ucuz, kalın ayakkabıları yeni alınmış. Yeni verıımı» demek daha dogru. Pantolonunun paçalan aubıeli Masanın üzerindeki manyetoyu kald ıdığuıı görüyorsun. Bitti mi? Neye yarar Ama, onun boşalttığı masaya, öbürü, diha küçük bir başka kutuyu getirip bırakıyor. Uçıar. san» baflı kordonun boşalan ucunu yeni kutuya sanyor, bır vidayı çeviriyor sanki arkasında Başka bir denemeden mi geçeceksın? Yeni bir akım devresine mi sokacaklar? Dayanacak gücün kaldı mı kı? Ölebilir misin? Kuru iuru^iğü^. rüyorsun. Kussmıyorsun. Birden, odanın ışığ'nı söndüriivor •btri. Karanlıktasm. Herkes karsnlıkta. Işık mı söndürüldü, sigorta mı attı? Sigorta atmış olamaz mı? Akım da kesılmiş olabilir. «Şehır cereyanındaki bır anza yüzünden.» «Konuşacak olursan yüksek sesle çağır bizi, bitişik odad&yız. yoksa ölürsün, tamam mı?» Karanlıkta yine onun aşagılık güluşünü duyuyorsun. «lyı eğlenceler.» Odadan çıkarlarken bir duğmeye basıyor biri, dügme sesiyle birlikte: (Devamı rar) Millî Kurtuluş Tarihimizden Sayfalar Doğan AVCIOĞLU Eşrafın millî kurtuluşçuluğu ve Konya'da işbirlikçi tefeci hacı efendiler... HALK, Dünya Savafi'nda tüken mıştir, savaşa karşıdır. Pefci, halkın önderi durumundaki eşrafın tutumu nedir? Eşraf, güçlü Almanya Ue birlikreyken yenilen Türkiye'nin tek başına emperyalızmle savaşabileceğmi düşünrr.ez. Itilâf Devletleri'ne karşı dırenmekten değil, uzlaşmaktan yanadır. Hatta bır kisım eşraf, yalnız İtilâf Devletlerı ile değil, Yunanla bile uzlaşma çabasındadır. Yunanın Bursa ışgalıni kent eşrafı, tam bir teslımiyetle karçıiar. Bursalı Celâl Bayar, «bız yoksullar» diye kendinı ajırarak, '"«şrafın tEsHmiye'tÇirigmi,' 'Mfllet Meclisı'nde şöyle açıklar: Gozlerınde mallarının, canlannın bizım gibi yoksul olanlardan pek büyük bir değeri vardır. Onlar, savunma olanagı görmediklerı zaman, herhalde mal ve canlarının da boşa gitmemesini istıyorlardı...» sonucu, eşraf tarafından yönetilmektedır. Eşrafın bazıları yaban cılara eğılımlıdır. tdare adamlan da, öteden beri var olan bir anlayışla, işlerı eşraf a gördürdüklerinden, şimdiki durumda thlıke kendini göstermış oiuyor.» sun. Konya'da tefeci müslümanlar KONYA, Italyan ve IngUiz birliklerinin kontrolu altmdadır. Bır kısım Konya eşrafı. Kuvayı Milliye'y© yalnız karşı' olmaKte' kalmaz, onla^ı Ingilız, ye îtalyanlara şikâyet eder. örneğin Suğla Gölü bölgesindeki 27 köyün eşrafı, îngiltere Dışişleri Bakanlığı belgelerinde yer alan 28 Ekim 1919 tarihli imaalı ve mühürlü dilekçeleriyle, millîcilerden korunmak ıçin Ingıltere'ye sığınırlar. Bu eşraf dilekçesinde özetle şöyle denilir: «Bozkır'da Kuvayı Millıye adıyle örgütlenen Ittihat ve Terakki Konutesi, seferberlik buyrugu vermiştır. Bunlar, bir vesileyls eşrafın, onde gelen kışüerin ve okumuş sınıfların evlerine baskın vermiş ve yagma etmişlerdir. Millî kuvvetleri halkın tanıması içın, top ve makineli tüfeklerle bazı yerlerde ates açmışlar ve müslüman. hıristıyan birçok kışiyi öldünntişlerdir. MUtareke koşullanna göre. hukümetimiz, Kuvayı Milliye'ye kar şı koyacak yeterlı güçten yoksun dur. Bu nedenle, gerekli j'ardımı, mümkün olan hızla Ingiliz Hükümeti'nin yapmasını rica ederiz. Güleryüzlü emperyalizm BAŞKA yerlerde de Yunan ışgaline karşı çıkan eşraf, ttalyan işgalıni âdeta bır kurtarıcı gibi karşılar görünür. 57. Tümen Komutam Albay Şefik Aker, Aydın' dan 23 Mayıs 1919 gunii Istanburdaki Harbıye BakanJığına gön derdığı raporda, «bölgedeki ruhsal durumu» şöyle açıklar: «Islâm halkı, Aydın ılının, İtilâf Devletleri'nden b'.rinın isgali altına girmesine inanmış. Yunaa gibi zâlım, ezeli bir TUrk düşmanının egemenliği altma gırmektense, Italyan ıçgalıni onaylıyorlar. Bu nedenle, Osmanlı hakları saklı kalmak kosuJuyla, İtalyanları Kuşadası'na yolladıkları bir kurul aracılığıyla işgal içın Aydın'a dâvet ettüer.» Antalya bölgesi durumunu da, Burdur 12. Tümen Askerlik Dairesı Başkanı Albay İsmail, 5 Haziran 1919'da Harbıye Bakanlığıni şu sözlerle bildırır: «Adalardan gelerek yerleşmış olan Antalya müslümanlarmdan bazı eşrafın, önceden îtalyanlara imza vererek dâvet ettıklen bihnmektedir. Propaganda etkisiyle Burdur, Isparta ve çevre bölgede dahi, o gene! duyguların bozulmasma çalışılmış ve bunda büyük çapta başanlı olunmuştur. îtalyanlar, zayıf noktaJan, idarl ve toplumsal noktalarımızı çok iyi b:lıyorlar. Halk üzerınde etkisi olanlari, çeşitli yollardan ka. /ranıyorlar. Hatta Konya'da Çelebı Efendi ile pek dostça düşüp kalkıyorlar. Doğaldır ki, Çelebiye önem veren halkın duygulan da îtalyanlara vönelıvor Halk, hukümete baglılık göstermekle birlikte, bir alışkanült (DOĞAN AVCIOĞLUNUN BIBİNCt VE İKİNCİ KİTAPLARI ÇIKMIŞ BULUNAN «MÎLLÎ KURTULUŞ TARİHİ» ADLI YAPITININ ÜÇÜNCU KİTABI PEK YAKINDA KAMUOYUNA SUNTJLACAKTIR. «KURTULUŞ DEVRİMI VE SONRASI» BAŞLIKLI BU KİTABIN, BAZI BÖLÜMLERİNİ YAYINLIYORUZ.) MALKOCOĞLU yazan'veçizenrAyhan BAŞOĞLU Bu dilekçeyi alır almaz, Sir, Kuvayı Milliye'nin ateş ve zuimünden Bozkır'ı kurtarmak amaciyle yardım elinizi uzatmanız için yalvarınz.» Aynı günlerde, başlannda Be lediye Başkanı olduğu halde, bır kısım eşraf, Konya'daki tngiliz ve ttalyan temsilcilerine ba$vururlar, altı subayın 24 saat içinde şehirden çıkartılmalannı, aksi takdirde büyük fenalıklar çıkacagını bildirirler. Bu eşraf kurulu, o sırada Knnys'aa Kolor du Komutanı bulunan Yemen'de ün kazanmış Sait Paşa'ya da uğrar, aynı istekleri tekrarlar. Saıt Paşa tttihatçılık ve çete örgütü, yani Millî Kuvvet, kurmaktan suçlu bu altı subayı, bir kısım eşrafın ve Ingiliz frtibat Subayı Teğmenin isteğiyle Konya dışına çıkartır. Bu subaylar arasmda Kolordu'nun eskı komutanı Fahrettin Altay da vardır! Konya'da bugün de varlıklannı sürdüren, faizcilıgi islâm dini reddettiği için şeriata uydurarak faızcilık yapan dındar tefeci tüccar, yörenin egemen gücüdür va Millî Mücadele'ye karsidır. Hacı Ağa ya da Hacı Efendi denilen bu tefecilerin Konya'daki egemen durumunu, Orgeneral Fahrettin Altay, anılarında deneylerine ve sezi^lerine dayanarak iyi değerlendirir: «Bunlar varüklı kimseler oluo hacı olmuşlar, sakallı, başlan abani sanklı, eli tesbihli, beş vakit namazım câmide kılar. temız ahlâklı, fakat maddî çıkarlara düşkün basit kişiler. Çogunun birer dükkânı vardır, küçük ncaret işleri yaparlar. Asıl kazançlan ise. Köylüli're bankerliktir. O zamanlar Ziraat Sandığı ve Osmanlı Bankası'ndan başka esaslı bankalanmız olmadığmdan halkın kredi ihtiyacını bu hacı ağalar sağlayarak bundan kazanç edmirlerdi. Bu kazanca da faiz adını vermeyerek haram sayılma yacak şer'î hileler ararlar ve işle rini yürütürlerdı Konya'nın çevre köyleri, bunlar arasında paylaşılmış gibiydi. Kendi mahallelerinin küçük esnaflık ve sanatkârlıkla ya da bağbahçe ürünüyle geçmen halk tahakası da Hacı Efendilere bağımlı bulunurlardı. Mahalle imamlan ve benzerleri, medreselerin hocaları, bu tabakanın en ıçten arkadaşlarıdır. Bu Hacı Efendiler ya da Ağalar mütegallibe biçiminde görünmcz, ama köylüler iizerinde sözü geçerlilikleri derindir. Köylüler her işl bunlardan sorarlar, çocuklannı bu medreselerde okuturlardı. IICelerdekl benzerleri de kendilerinin blrer ajanı idi.» İşte bu Hacı Aga ya da Efendiler, Konya isyanlannda ön planda rol oynarlar. Bunlar, yeniden Kolordu Komutanlığma getirilen Fahrettin Altay'ı 1920 Martının ilk gunlerinde bir toplantıya çağınrlar. Hacı Efendiler, Kolordu Karargâhına bir adam yollarlar. Bu haberci, Kolordu Komutanı Altay'a söyle konuşur: Efendim, hacı efendiler sizinle gızlice konuşmak için yarın yatsı namazından sonra çay içmeye davet edıyorlar. Ne var ki. kimseye haber vermeden gelmenızı rica edıyorlar. lstediğinız her türlü garantiyi de vermeğe harırdırlar. Hiçbir garantiye gerek yoktur, geleceğim. Toplantıda, Refet Bele tarafından Deliba? isyanlnda idam edilen Kadızade Hilmi, Taşbaşh Nâfiz, Hacı Osman gibi onbeş kadar Hacı Efendi vardır. Hacı efendiler. Konya MUdafaai Hukuk'undan şikâyetçidirler. Kolordu Komutanına şöy le konuşurlar: «Hangl kuvvetle dünyanın galip kuvvetlerine karşı koyuycruz? Bu yüzden defil midir ki, Yunanlılar durmadan ilerliyorlar. Belki bir gün Konya'ya da geleceklerdir. Istanbul Hükümetine zorluk çıkarmak doğru mudur? Acaba onlar az zararla durumumuzu kurtaramıyacaklar mıdır? Konya Müdafaai Hukuk örgütü, fç liyasal işlerde doğru gitmiyor, milleti ikiye bölüyor. bazı iftiralar yapıyorlar. Bir gür» önce duvara Mustafa Kemal aleyhinde yapıştırlıan yafta bu meyandadır. Karşıt tamdıklarını tutuklatıyorlar. Halk bezgindir. Sui tarafsız ve dürüst bir komutan olarak gördüğümüz için, bu ijler hakkındaki fikirlerinizden faydalanmak ve aydınlanmak isteriz.» rettın Altay, ögütleri dinleyerek bundan sonra Atatürk'ün lzinden gıdecekse de, hacı efen diler işbirlikçi tutumlarını surdürürler. Hacı efendi zümresin den olmamakla birlikte, îtalyan larla yakın dostluk kuran Mevlâna Dergâhı Şeyhi Abdülhalim Çelebi ıse, Meclıs'e girer ve Millet Meclisi Birincl Başkan Vekıli seçılır. Ne var kı. ertesi gün Birinci Başkan Vekıü Abdülhalim Çelebi, bir önerge venp Mec lis'in açılması içın Padişahtan izin almmasını tster! O günlerde artık Istanbul'la bütün ıpler kopmuştur. Padişah, millîciler için «katli vâciptir» fetvalanna yönelmiştir. Çelebi'nin önergesinin kabulü, Meclis'in doğmadan ölmesl demektir. ö» nerge, o «ırada yeni Ankara'ya gelen Fevzı Çakmak'ın «Padışah, îngilizlerin elirvde tutsafe tır. Gelecek cevap, Padışahın değil, Îngilizlerin cevabı olacaktır» yolunda çok dokunaklı bir konuşma yapmasıyle gerl aldırtıllr. Millet Meclisinin işbirlikçi eşrafa hoşgörüsü KONYA'da ıse, Italyan ya da Ingiliz işgaUnden hoşnutluk duyan ve milll direnişe karşı çıkan tefecıler, ayaklanma kı$kırtıcılıgına devam ederler Fah rettin Altay, hacı efendilerir» 1920 baharında körükledlkleri bir ayaklanmayı nasıl önlediğinı anılarında açık'ar. Fakat son baharda, bir ara millicilık taslayacak olan köy ağası Deliba? Mehmet'in hızla genlşleyen ayaklanması patlak verir. tsyancılar, Konya şehrinl de ele geçırirler. Refet Bele, birçok hacı efendi de dahil, 250 kadar kişiyi idam ederek Ekim 1920'da ayaklanmayı bastırır. Mevlâna Dergâhı Şeyhi Abdülhalim Çelebi, Konya ayaklanması nedeniyle Erzurum'a sürgün cezasına çarptırılırsa da, Millet Meclisi, Binncı Başkan Vekılli. ğine seçtiği bu kutsal kışınin cezasını. ötekı Konya Millelvekili tüccar Kâzım Hüsnü Beym cezasıyle birlikte 16 Arallkta kaldırır. Millet Meclisi. ışbırUk çilik ve millicilık arasında DOcalayan Anadolu eşrafının bu duraksamalanna karşı hoşgörülüdür. Hacı efendUerin idamı İŞÎN ilginç yanı, bu toplantıdan kısa bir süre sonra, Harbiye Bakanı Fevzi Çakmak'tan gelen yazı üzerine, Yusuf Izzettın Paşa ile birlikte Fahrettin Altay da Ankara Hükümetiyle ilişkilerini kesip Istanbul Hükümetinin emrine girer. Refet Bele, Konya'ya yürüyiip ba? ta Fahrettin Altay, Mevlevî Şeyhi Abdülhalim Çelebi ve bol sayıda hacı efendi olmak üzere, Konya ileri gelenlerini zorla bir trene bindirip Ankara'ya getirir. Bu zoraki konuklara, Atatürk öğütler verir. Fah Gelecek Yazı: Millî Direnişin Çekirdeğini Kovuşturulan îttihatçılar TeşkU Etti.. DİŞİ BOND TİFFANY JONES DUYURU Iftanbul Meyve, Sevze ve Bostan Komısyoncular Derneğı Yönetim ve Denetleme Kurullarından bildirilmiştir • Derneğimizin genel kurulu aşağıdaki gundemi görüşmek üzere 22/3/1974 günü saat 14.30 da Istanbul Ticaret Odası meclis salonunda olaganüstü toplanacaktır. GÜNDEM : 1) Yoklama ve saygı duruşu 2) Kongre başkanlık divanı seçimi 3) Kurulacak federasyona katılma hakkında karar alınmasl. Tönetim Knruln (Cumhurıyet 2027) GARTH BUMLABA GÖBUN^EDEM GCm BiBVÜt.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle