15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHTJRÎYET 12 Mart 1974 öz açıhnca hepimiz, en sade vatandaştan en jetkılimize değin hepimiz söyleriz; «Adalet müikün temelidir», «Devletin yönetiminde hukukun üstünlüğü egemen olmalıdır» deriz, gerçekten müikün temeli adalettir, gerçekten yönetimde hukukun üstünlüğü egemen olmalıdır. Bir kişi, tck bir kişi çıkıp da bunun aksini söylemez, söy leyemez. söylerse o kişinin aklından zoru var demektir. Çağımızda müikün temelinin adalet olduğu, yönetimde hukukun üstünlüğünün egemenliği kav ramları bir devletin çağdaş devlet, bir ulusun uygar ıdus oluşunun temel koşulu ve belirgin simgesidir. S göıipefe YARGI VE SORUNLARI Ahmet COŞAR Yargıtay 1. Hukuk Dairesi Üyesi çindeki yerinin ne olmas:: gerektiğini belirtmeğe ye ter sanırız. Hele yüzyü\la.Tâır dıllerde söylenen, evren var oldukça da söyleıilmekte devam edilecek olan yoksul bir köylüye saie vatandaş olarak, ken di kralma karşı «Berlind'» Eâkimler var» dedirten inancj ile «İngiltere, haşnaeüni hâkimlerine ve donanmasına borçludur> scmj hâkimin toplum yaşamındaki önemini anlamlı tisimde anlatmaya yetecek ve artacaktır. , Bütün bu yönleri (tüickate alan 1961 Anayasamız, Türkiye Cumhur.vstinin. nitelikleri arasında «Hukuk Devleti» ^Jsesine öncelikle yer vermiştir. Anayasamız rsiyle ve sözüyle; toplumda adaleti müikün terrıeli yapacak, yönetimde hukukun üstünlüğüniı çağiayacak olan yargı organlarına önemli özelLiler tanımıştır. Bunlardan başlicası Anayasam ;: m 134. maddesidir. Bu madde <Hakimlerin ayl:ie ve ödenekleri ve özlük hakları mahkemelerorj bafımsızlığı esasına göre kanunla düzenlenirı cemektedir. Hakiml=ri öteki kamu personelinier. ayrı tutan bu madcfenin özü, bağımsızlık İLsesinin geniş anlamda ele ahnmasını öngorucucjr. Bu temelden hareket edildiğinde hakimlerı?: maddi olanaklar yönünden de bağımsız olmjzlannın Anayasa gereği olduğunu kabul zorun.'cğu vardır. Anayasamız, hakimlerin öteki ka:nu personelinden ayrı bir aylık ve ödenek rejimne bağlı olmaları pereğini getirmekle; yargj: islerinin güvenlikle yürütülebilmesi için ma:iemeierin bağımsı/hğı ve hakim güvencesinin Anayasal hükümlerle sağlanmasını yeterli bulcıacığını amaçlamıştır. Mahkemelerin tüm ünitfli:rt ile birlikte kurulmasını, uygulanacak usu! ve kuralların amaca uygun olmasını, veriml: çalışma temellerinin getirilmesini ve bu yerde çalışanların her çeşit maddi tasadan ırak olmalierım emretmiştir. Ne yazık ki ülkemizclî gelmiş geçmiş siyasal iktidarlar, Anayasamz>:n açık hükümlerine karşın, yargi organının sorunlarms egümeyi onun gereksınmelerini önemseyip Anayasanın öngördüâü doğnıltuda yerine getirmeyı bir türlü yeğ görmemişlerdi. Bağımsız yargı gücünü daima yadırgamışiar, onu ayakbağı sanıp karşılannda hep sevimsiz bulmuşlardır. Bunun nedeni açık ve seçiktir. Bağımsız yargının kolunu bükmek kolay değildir, hatta olanaksızdır. Bizde oldum olası siyasal güç, bükülemeyen yargı elini öpmek şöyle dursun. öpmeyi duşünmenin bile iktidar olma gücüne yakışmayacağı o gücü küçülteceği kuşkusuncfan ve bu kuşkunun doğurduğu yanılgıdan kendisini kurtaramamıştır. Bu kuşkulu korkunun ve yanılgınm etkisi iledir ki çok kez bazı sorumlu siyasilerimiz yargı organlannın hoş bulmadıkları ka , rarları karsısında «Devleti hakimler mi Idare edecektir?» sözleriyle yargı gücüne karşı içlerindeki duyguyu açığa vurmaktan kendilerinl alamamışlardır. Bu genellemeden sonra özellikle adli yargının sorunlarına özet olarak değinmek isteriz. Öncelikle şu yömi söylemek gerekir ki; vatandaş adlî yargı organının her kademesincte işlerin istenilen ve beklenilen hızla yü'rümediğinden, davaların kısa sürede görülüp, uyuşmazlıkların çabucak çözümlenmediğinden yakınmaktadır.. Bu yakınmada bir haklılık payı yok değildir. Ne var ki sorunun çözümü ve açıklığa kavuşması için, yakınmanın temel nedeni ile oluşumuna yargı organında çalışanların kişisel olarak ne ölçüde katkıları bulunduğunun iyi saptanması gerekir. Bir kere ülkemizde adli yargının her kademesinin hiç bir uygar toplumda ^örülmeyen çoklukta, ağır ve üstesinden geliıımtsi zor bir iş yükü altında bulundukları bir gerçektir. Gerek ilk mahkemelere gerekse yüce Yargıtay'a bir yıl içinde gelen ve her yıl artıs kaydeden Eir ülkcnin ekonomik ve sosyal alanda kalkınması, teknolojide yeni atılımlar ve aşamalar kaydetmesi, eğitim ve öğretimde belli bir düzeye erişmesi ne denli önemli ise; sağlıklı bir yargı düzenini içermesi de o denli önemlidir. Çünkü toplum yaşantısmı dengede tutan, kişi, devlet uyuşmazlık larında hak dengesini koruyan yargı gücüdür. Çağ daş toplumlarda bireyin hak özlemini, her türlü güç karşısında kendisini giivencede görme duygu sunu yok etmeğe, toplum düzenini bozmaya, devleti yıkmaya yönelik eylem ve da\Tanışlarm karştsına dikilen yasalann uygulanması görev ve yetkisi yargı organının elindedir. En ilkelinden, en gelişmisine değin devlet biçiminde örgütlenen her toplumun. yaşamının devamı ve sürekliliği ancak sağlıklı bir yargının varlığı ile olanakhdır. Toplumun ekonomik, sosyal ve politik her çe» şit gelişim ve değişimi, bu gelişim ve değişime uygun biçimde düzenlenen yasalan uygulayan yargı organının eksiksiz ve kusursuz anlamda işlerliğine bağhdır. Eğer bir toplumda organı, elinde tuttuğu hak dengesini tcplumun yararına uygun şekilde işletmiyorsa; o toplumun mutluluğundan. her alanda gelişîp ilerlemesinden söz etmeye olanak yoktur. dava sayısı, uygar uluslar için adeta astronomık sayılacak rakamlara ulaşmaktadır. Bir yandan bu iş çokluğuna, bir vandan çaiişma yer. lerinin yetersizliğine, araç ve gf.reç yokluguna, kadrolardaki personel boşıuğuna karşıt. İİK mahkemelerin ve Yargıtay'ın ınsan üstü bir güçle çalıştıklarını, bünyeyi bılen hsı ızân sahibinin kabul etmesi beklenir. Duyulan şikayetlerin yoğunlaşmaması toplumu tedirgin edici bir düzeye ulaşmaması için, öncelikle siyasal iktidarın yargının devlet ve toplum yasammdaki önemini benımsemesi, onu ayakbağı olarak görmemesi gerekiı Adalet Bakanhğının hâkim yetiştirme konusunda artılc uyumlu ve tutarlı bir ooiitika izıemesi şarttır. Bir an önce istinaf mankemeıerinin kurulması gereksinimi üzerine eğilinmelidır. Cok kereler söylendiği halde bir türıü g9rç?ltleştirilıııeyen adli zabıta teşkili sorunu çözümletımelidir. Anaj'asamızın emri gereği olan Hâtamler Kanunu geciktirilmeden çıkarılmalı ve hâKimJerin maaş ödenek ve özlük işleri yargı eücünün önemine yakışır, mesleğe hevesi arttıncı, kadrolarda g^irülen boşluklann süratle dolduru.ms.sini sağlayıcı biçimde düzenlenmelidir Çalısma yerieri. yargının büyüklüğüne uygun ve çalışmada verimi arttıracak şekle sokulmalıdır. Yoksunluk bölgelerinde çahşanlara konut sağlama yoluna gidilmelidir Pop Fıkra j imdi dünyada pop modası var. Bize de bulastı. Pop müızik, pop resim. pop tıyatro. pop şarkıeı. pop bilmem 'ne? Pop nereden geliyor? Yakuı bir olasılıkla Popo'dan geliyor pop. Hayiı bre cahil, pop popodan gelmez. «Popular Art«dan gelir. Popülarizm halkçılık demek, popülist halkçı, yani narodnik İngılteıe'de ayak meyhanelerine pub derler. Ulan yoksa sen Marksist Leninist hattâ Maoist misin? Baktım tezgâhta yanıbaşımda bir adam; çakır gözlü, alabros tıraşh. içkili Ne münasebet? Söyle bakalım atıfet ne demek? Bir kadın adı. Yahu sen hiç Osmanlıca bilmez misin? Bilmem. Hiç Tarihi Cevdet okumadm mı? Okuraadım. Okusan bihrdin, atıfet demek af demek. Af, bir atıfettir; emanete hıyanettit; Marksistlere Leninistlere hattâ Maoistiere komünistlere anarşistlere nezaketür. Zaten her yanımız düşmanla dolu. Batı'da Yunanlılar, Kuzeybatı'da Bulgarlar, Kuzeyde Ruslar, Güney'de Araplar; içeıde komünistler anarşıstler Marksıstler Leninistler ve hattâ Maoistler... Ver garson bir duble daha. Adamın çakıt gözleri daha çakırlaştı. Güvenlik anlaşmaiarımız? Ortada anlaşma mı kaldı? NATO çözüldü, Ortakpazar'a giremedik, girsek Katolik birliği; Müslümanhğa sığmaz. İslâm Konferansı layıkliğe aykırı. Avrupa siyasi birliğinde Istiklâlimiz elden gıdiyor, Anayasaya aykırı... Sosyaiist blok... Haşa... Kaldık mı ortada? Peki ne yapalım? Süleyman bey iyi dedi ama: Anarşistlere komünistlere af yok! Pekâlâ söyledi. Adam yaman. Şu kereste şirketi var ya, bütün Ansdolu kerestelerini kendine bağladı. Beş yılda piyasa tamam seçmene selâm... derken geldi Karaoğlan; ama onu da yiveceğiz. Nasıl? Önce Süleyman'ı yiyeceğiz. AP ile DP'de taban aynı. Taban birlik, tavan çatlak. Tavandaki çatlaklar Süleyman ile Ferruh. Tabandan tavana tırmanacağız. Önce Süleyman'ı yiyeceğiz, sonra Ferruh'u yiyeceğiz, sonra sıra gelecek Bülent'e.» Getir oğlum bir böbrek ızgara!... Afiyet olsun! Taban var, tavan yok. Tavan yıkıldı başımıza. Tavandaki çatlakları onarmak gerek. Kolay değil Ulan sen Tarihi Cevdet'i hiç mi okumadın? Osmanlı Sarayı tavandır. Tavanı ele geçirdin mi tamam. Saray demek, entrika demek. O zaman Ingiliz ne yapmış? Entelicans Servis ne yapmış? şimdf C1A var. Hem yedireceğiz, hem yiyeceğiz. Üç ilke birliğiyle yapacağız bu işi... Getir oğlum bir duble!.. Nedir o? Ona hoL buna zot, öküze ot. Bu üç ilkede birlik tamsmlandı mı; oluyor. Geçen sefer nasıl oldu! Hotlarla otlar, otlarla zotlar sayesinde hem yedirecek, hem yiyeceğiz. Önce Süleyman. "îonra Ferruh. sonra Bülent Feyzi? Vakti geçti, mideye dokunur. Necmi? Müslüman çocuğu. ama sola kaydı. Yani? Hepsini yiyeceğiz. lç düşmanlan. dış düşmanlan. solcuları. komünistleri, anarşistleri, Marksistleri, Leninistleri ve hattâ... Atıfet? Artık atıfet yok. Biz geceleri uyuyamıyoruz... Memleket tehlikede... Bizim görevimiz tehlike.... Biz vatan hizmeti yapıyoruz... Biz isteyerek mı yaptık sanıyorsun yaptıklarımızı? Biz istemeden ypptık... Biz canavar mıyız? Biz emir kuluvuz.. Emri kim verdi? Ne bileyim kim verdi? Ama vatan millet sakarya dedik. Şimdi kaldık mı ortada! O itoğlu da gazete kâğıdına elini kurulayıp temizlenmek istiyor. Ben mi yaptım? Yahu ben kimim be! Ben bir köpeğîm, bir böceğim, bir solu canım: ben vatan için yaptun ben.. getir oğlum bir duble... ben... ^ Kaygıdan UzaP ).•' Yapılan incelemeler, hukuk fakultelerını bitiren gençlerin çokluğuna karşın mesleğe gelmeme ve meslekten aynlmanın ve böylece kadrolarda görülen çok sayıda bobluğun başlıca nedeninin maddi ve sosyal olanaksızlık olduğunu sapiaımştır. Geçsm kaygısının, hâkimin sağlam ve verimli şekilde çalışma olanağını etkileyeceğini kabul etmek gerekir ki, bu sonuç y&rgıdan şikâyetin devamına, yargıya duyulan iiıancın sarsılmasına yol açar. Bu sarsıntının ise toplumda ne denli büyük bunalımlar doğuracağını şimdiden kestirmek bir kehanet değildir Işte bu kaygılarla tüm uygar uluslar hâkimlerine maddi yönden kaygısız görev yapma olanağını tartışmasız sağlamayı veğ görmüşler4İİP. Ayırıcı Özellik Günümüzde .Hukuk devleti», «Hukuka bağlı devlet» anlayışının tüm gerekleri ile yerleşip devamlıhk kazanmasında yargı organlannın, bu organlan işleten Hâkim ve Savcılann görevleri büyük önem taşır. Bu görevin önemi ve yüceliği sa hip olunan yetkinin üstünlüğiinden gelir. Yasalann sustuğu, yasalarda boşluğun söz konusu olduğu, yasal ve hukuksal kıyasın bile kavrayamadığı olaylar karşısında: özellikle yasal hükümlerin kapah kaldığı hukuksal düşüncenin açık şekilde vaziyet almadığı hallerde, Hâkimin sanki yasa koyucıı imis gibi hüküm verme yetkisine sa hip olması bu yetkinin azametini, Hâkimin toplum Büyük ulusumuzun ve yüce Parlamentonun her zaman her seye karşın büyük bir gösterişsizlik ve üstün bir başarı içinde her türlü övgüye layık biçimde çalışmalarını sürdüren hâkim ve savcılsnmızm bütçenin elverdiği oranaa maddi olanaklara kavuşturulmaıan hususunda gerekeni yapmaktan geri kalnıayacaSma içtenlikle inandığımızı söylemek isteriz. KÜLE OLAN DOLARLAR! OKTAY AKBAL Evet Hayır VERGİLER ve İDARE |ün gcrtnüş bir tüccar söyle ıder: .irrgulanması en zor kanunlar vergi kanunlandır. Bir kaç kişi :::u kanunları hazırlar. Kaçamak ?erlerini bulmak için ise yüz hürJerin kafası çalışır.» Gerçekten «yledir. 14 yıllık mali yeciliğimiîcie, bazı kanun metinleri oldu ci, kaleme alanların kas dettikleri ;ınlam dışında bir yorumla uygOLİandı. O metni kaleme alanlar kacmmu yadırgadılar. Vergi kanunlan sade bizde değil dünyanm her :<nerinde böyledir. Herkes kıyısırıiaB köşesinden bir ka çak nokta rulur, buradan işler de işler. Tabialiiyle bunu bilen maliye memun, ayn bir şartlanma içine girer Davranışlarını kaçak ı çıya göre, .Tİ niyetli olmayana gö re ayarlar. O zaman da gerçekten iyi niyetli cian mükellef büyük zaraılara ırıirîr. Maliye ve hele vergi idareas k;smiyle işi olanların öyküsü loplumda en çok dinlenen, yaziian ve okunan öyküler dir. 6 iç bir şey gizli kalmaz bu dünyada. Bir gün gelir döktllıir gözler önüne. İstedikleri kadar devlet sırrı, ulus çıkarı desinler, boştur, bir süre susulur. ses çıkaranlarm tepesine yumruklar iner, gerçekler karmakanşık edilir, ama ergeç en gizli, en saklı olaylar gözler önüne serilir bütün çıplaklığıyle. Kimi kez bütün iğrençliğiyle. . Bir kitap çıktı son günlerde, Mısır'ın tinlü El Ehram gazetesi başyazarı Hasaneyn Heykel'in «Kahire Dosyası..» Bu kitapta Mısırlı yazar, Nasır'a ait anüannı anlatıyor. Biliyorsunuz, Heykel şimdi kızağa çekıldi. damşman oldu, gazetecilikten uzaklaştınldı. Nedeni de, Başkan Enver Sedat'ın ABD ile yakın laşma politikasına «Ters düşmesü.» Oysa Nasır'ın iktidan günlerinde Heykel onun yanındaydı. düşüncelerini yığınlara aktarıyor, devrimci bir Mısır toplumunun kurulmasında yaa yoluyle kendine düşen göreri yerine getiriyordu. «kahire Dbsyası»nı bitirmedim daha. Ama ük sayfalarda öyle iîglrtç olaylar, konuşmalarla karşıiaştım ki, ilk iztenlmleri yazmadan edemedim. Özellikle eski ABD Dışişleri Bakanı Dullesle Nasır arasmda geçenlerin anlatıldığı bölümde... Hatırlar sınız, 1952'Ierde Amerika, İngiltere, Irak, Iran, Türkiye Bağdat Paktım kurdular. Mısır'ı da bu antlaşmaya almak için çok ufraşıld:, ama Nasır sonuna dek dayandı, girmedi. Dulles'in Nasır'ı kandırmak için başvurdugu girişmeler sonuç vermedi. Burada kitaptan bir parça okujahm birlikte: «Nasır neden bu pakta katılması gerekeceğinl ve bu pafc> tm Mısır'ın kime karşı savunmasım sağladığını sorunca Dulles «Sovyetler Birliğine karşı» dedi. Nasır şaşırmış görünerelc «Neden» dedi «Sovyetler Birliği, bizden 7500 klm. uzakta ve Ruslarla hiç bir zaman bir derdimiz olmadı. Ne bize saldırdılar, ne de topraklanmıza ayak bastılar. Hiç bir vakit burada üsleri bulunrnadı. Oysa Ingilizler ülkemizi yetmiş yü lşgal altında tuttular.» ABD'nin yetkilileri, Dulles'ler, bakarlar ki bu genç albayı kandırmak olanaksız. Yaşlı General Necip'e el atarlar. CİA ajanları o günlerin başbakanı Necip'i kazanmaya çalışmaktadır. «Özel Amerikan Fonlan» bu amaç için su gibl harcanacaktır. Bu özel fonlan Başkan Eisenhower*in emriyle istenilen yere, istenilen miktarda akıtılmaktadır. Bir takım devlet başkanları, başbakanlar, bakanlar dolarla satın almmaktadır. Bu arada Mısır'da darbe hareketlnin liderl General Necip'e de üç milyon dolar verilmiştir. Nasır bunu öğrenince şaşırır, ama karar vermekte gecikmez: «Para yüz dolarlık banknotlar halinde bUyük bir torba için de bir Amerikan ajanı taraiından getirilmiş ve Amerikan Mısır istihbarat servisleri arasında irtibat subayhğı yapan bir Mısırlıya teslim edilmişti. Bu işlem Kahire'nin seçkin mahallelerindeıı Ma'adi'de bulunan Amerikan Evinde yapılmıştı Mısırlı subay torbayı General Necip'in çalışma odasma götürmüştü. Bu para daha sonra General Necip'in kasasına kaldınlmıştı.» Nasır öfkeyle Necip'in yanına gider. Başbakandan dunımu acıkiamasını ister. Necip'in verdiği yanıt ilginçtir: Bu para CİA tarafından verilmemiştir, Eisenhower tarafından komünizmle mücadelede gereken masraflan karçılamak üzere bazı devlet adamlanna gönderildiği gibi kendisine de verilmiştir.» Nasır parayı derhal kasadan çıkartıp alır, Ihtilâl Konseyi Başkanlığı emrine verir. Bu üç milyon dolarla Kahire'de bir radyo Inılesi yapılır çok geçmeden. Bu bir «CİA anıtı»dır. Kahire'nin orta yerinde göklere yükselen. içinde bir de lokanta bulunan koskoca bir kule!.. Bunca paranın nerde bulundugunu bilmeyenler bu gereksiz yapıya boşuna para harcandığını söyleyerek eleştirir ler ama para Necip'e verilen rüşvettir gerçekte.. Heykel şöyle yazıyor: «Nasır bu olaydan dolayi Amerikalı'.ara çok kızgındı. Bunu bir rüşvet girişimi olarak kabul ediyordu. Ölümünden az önce Fedayilerle yapılan toplantı sırasın da Hilton Otelinin balkonuna dayanarak Kahire"ye baktı ve «Hayır konuşmayın. Dikkat edin, bizi dinliyorlar» dedi «Kim dinliyor?» diye sordum. Eliyie kuleyi göstererek «CİA» dedi.» cKomünizmle mücadelede gereken masraflan karşılamak üzere» kimbilir daha kimlere milyonlarca dolar verilmiştir? Torba içinde. sandıklarla, ya da çek defteriyle, dış ban kalarda hesap açarak... Mısır kralını devirmiş bir ihtilal örgütünün lideri. bir general, eski bir asker olan Necip'i üç mil yon dolarla «Elde etmeye» kalkışan ABD kolaylıkla teslim olan lara karşı bu kadar eli açık davranmamıştır. Çok daha ucuza elde etmiştir onlan!.. Ardı sıra koşuşanlara. hizmet önerenlere niye milyonlar sunsun?.. Hasaneyn Heykel'in kitabı birçok önemli; anlamlı anılarla, olaylarla. sözlerle dolu. îlgiyle okunan bir kitap. îbretle, bizleri de derin düşüncelere sürükleyerek, bir takım koşutluklar kurdurarak, birçok şeyi, belleğimizde canlandırarak, perde arkasında saklı bir çok sorunu çözmemizde yardımcı olarak... H HÜKÜMET, VERGÎ DAİRELERİNİN YÖNETÎCÎ KADROLARINA, MÜDÜRLERİNE (DEVLET ALACAĞININ KAZANILIP KAYBEDİLMESİNDE ETKÎLİ OLANLARA) GEREKLİ MORALİ VERMEK İÇfN YETERLİ BİR DÜZEN BULMALIDIR. Arslan Başer KAFAOĞLU olan ülkelerde kaynak ayarlaması ve fiziksel planlama sorunlarıdır. Fakat işe başlarken etkili, adaletli ve verimli bir vergileme politikası ilk adımlara güç verecektir, ilk kivılcımı meydana çıka racaktır. Vergi Kanunlarımız az çok çağ daslaşmıştır. Bu çağdaş kanunlar sadece gider ve harcamalardan alt P"oak vergiler konusunda gelişti rilebilir. Ama orada da fantezilerden kaçmılmalıdır. Gider v?r gileri, yurdun gerçeklerine özgü bir şekilde biçimlendirilmelidir. Ancak bu yolda almacak tedbirler uzun sürelidir. Ve şimdi an l.itacaftımız noktava göre daha az önemlidirler. Yazımızda üzerinde aâırlıkla durulacak ve îlerde de ele alınacak nokta vergi örgütleridir. î ü Kıvılcun Bugün nra sol bir partinin ağırlığmı ktrjduğu bir iktidar var dır. DeferHi arkadaşımız Maliye Bakanlığı î*sap Uzmanı Ahmet Bayrak'ın T mart 1974 günü bu sütunlarda p*'< güzel açıkladığı gibi, orta . sol ekonomi politikasının önemli sjhrlığı vergi alanındadır. Gerç geliîme yolundaki ül kelerde verşiriUk yolundaki adım lar. politikaar en etkisiz politika lardandır. îialnız bu politika, fiziksel düzen3»me ve reformlarla destekienmetkçe uzun sürede ya rarlı sonuçlzr elde olunamaz. Asıl önemli pcJi.ikalar gelişmis ül kelerde verifiıilik, ama gelişmekte Örgütlenme Gerçekten vergiyi salan, toplavan ve yükümlülerin döğrudai" doğruya karşısma çıkan vergi oflu Odanaa eski baskanı agabeyimiz İZZETTİN SİLİERin Engin SİLİER'in kaybmda dolayı tüm Silier ailesine başsağlığı diler, acılarını payjıiirız. l.M.O. YÖNETİM KÜRULU Cumhuriyet 2020 Odanna eski başkaru sayın İZZETTİN SİLİER'in oğlu Engin SİLİER'İ kaybettik yavruya rahmet, kederli Silier ailesine başsağlığı diler. acılî:r£i paylaşınz. İVŞAAT MtHENDİSLERt ODASI Cumhuriyet 2019 ^ * * ^ ^ * ^ ^ sol bir dairel nl P< dodt natmadan! atiTacafc IfeF > adımı ya geri teper ya da etkisiz kalır. Bir vergi dairesi uzun süreli bir reform çalışmasında elbette bu şekliyle ele aünmamalıdır. Başka bir biçimde söylemek gerekirse orta sol bir yönetimde ülküsel örgütlenme bîçimi bugün kü biçün değildir. Ama bugünkü vergi daireleri de gerekli bilgi ve moralle donatıldiğı takdirde, orta sol vergi politikası yönünde önemli adımlar atılabilir. Elbette bu adımların aulmasını bugünkü yönetimden beklemek gerekir. Vergi Daireleri kuşkusuz büyük, ağır yükler altındadır ve bugünkü elemanlarının bilgi ve moral dunımuyla istenilecek görevleri yapabilecek güçten yoksun kalmışlardır. Geçmiş iktıdarlar, vergi inceleme elemanları (Maliye Müfettişleri, Hesap uzmanlan ve kontrolörler) bakımmdan hiç bir tedakârlıktan kaçmmamışlardlr. Ama sıra vergi daireleri elemanlarına gelince, cömertükten eser kalmamıştır. Oysa bir inceleme elemanmın önemi belli olmakla beraber, her gün vergi yükümlüsü ile karşı karşıya olan bir vergi dairesinin müdürünün ve bu müdüre doğrudan doğruya yardımcı olanların değeri ve önemi de az belli değildir. Unutulmamah ki, Maliye Müfettişi, Maliye Hesap uzmanı ya da herhangi bir inceleme elemanının yazdığı raporların kovuşturucusu, izleyıc;si bu elemanlardır. Bu elemanlar, dönen çıkar çarklan, artan geçirn ve yaşam yüklerl altmda yılnızlık, kendi hallerine bırakılmışlık duygusuna kapıldılar mıydı, Hazinenin bekçileri azalmış, zayıflamış olurlar. Ya çıkar çark ları karşısmda yönetim etkisiz kalır, ya da birçok kasıtsız, bilgisiz yurttaş mağdur edilir. yucu ödenekler Ongörmektedir. Aslında akçalı işlerin çıkar çatışmalan yönünden en çok kaynaştığı yerler Vergi Daıreleridır. Hükümet Vergi Dairelerinin yönetici kadrolarma, müdürlerine ve müdür yerine ımza atıp devlet alacağıru kazanılip kaybedilmesine etkili olanlara gereklı moralı vermek için yeterlj bir düzen bulmalıdır. Bu yapıldıktan, yaşam güçlükleri hafifletilip gerekli moral verildikten sonra, yayın lar, burslar. seminerlerle vergi daireleri yöneticilerine gerekli bilgiler, kültür düzeyinde aşamalar, yeni kan verilmek yoluyle güçlendirmeler sağlanabilir. B u n l a r y^'""adıkça degil ornunları bile hakkıyle uygulanamaz. Ne vergi alabiliriz ne de yurttaşın iyi dileklerini sağlayabiliriz. £.. OKUYUCU Personel Kanunu uygulanmasından doğan aksaklık ve eksiklıkleri tamamlamak üzere zaman zaman intibak kararnameleri çıkarıldığı malum. Bu cümleden olmak üzere resmi ve İktisadî Devlet kuruluşlarında geçen sigortalı hlzmetler intibaklarda dikkate alındığı halde, özel sektörde geçen sigortalı hizmetler dikkate alınmamıştır. Özel sektörün ödediği sigorta pirimi ile, resmî sektörün ödediği sigorta pirimi eşit olmasına rağmen ve aynı kaynağa yöneldiğine göre, ayrımın ne MEKTÜPLARI BİR İŞKENCE İDDİASI Sabık Başbakanımız Naim Talu İŞKENCE oiaylaruıı Katiyetle yalanlasa da, sıze sıcağı sıcağına bir olay aktaracaöım Tarsus'ta aile anbapıanmısdan olan Tahir Mırlcı, kujTimculuk yapmakta ve Kendısl Istanbul'dan nazır ziynet eşyası alıp şahnmizde satmaktadir. 2 Şubat Cumartesı günü bır müşterisinin isteği üzerine yanındaki çocukla ıstenen bılezikleri gönderirken, polisler çocuğu yakalamışlar ve patronu çalınmış mal satmakia itham ederek işleme geçip göz altma almışiardır. Bansedilen Kuyumcu Tahir Mirid bu bılezıkjenn çaltnma olmayıp Istanbul'dan getirtlme faturalı mal olduğunu söylemesıne ve fatura ibraz etmesıne rağmen Mersin Çarşı Karakoluna götürülmüs, Durada Cumarteslyı Pazara bağlıyan gece saat H'den başlayıp sabanın 4' üne kadar IŞKENCE'ye Ubi tutulmuştur. Sanık Tahir Miricl, İŞKENCE esnasında kalp hastaa olduğunu söylemesi üzerine polisler doktor olduğu söylenen bir şahsa şöyle bir muayene ettlrmişler, muayeneden sonra doktor polislere (dövebilirsiniz ölürse ben fealpten öldü dıye bu rapor vennm) demıçtır. İŞKENCE tasü oıı müddet devam etmış, Dir ara son bulmuşsa da sanığuj ECEVİT taraflısı olduğunu öğrenen polısler tekrar flövmeye başlamıslar ve saat 4 sıralarında İŞKENCEye son vermlşlerdir. Pazartesı sabahı sanık Adliye"ye sevk edilırken polisler ÎŞ KENCE ettiklerinı söylememesl ıçln Kendisini tehdit etmışlerdir. SaniB şu anda Mersin Devlet Hastahanesinde yatmaktadır. Konunun tasaca özetı darcur. buka Intibaklarda, Özel Sektörde geçen sigortalı hizmet.. amaçla yapıldığını anlamak mümkün değildir. Ben, dar gelirll bir tnemur olarak, hizmetimın 15 yılını isabetsiz bir ayrımdan dolayı kaybetrniş durumdayım. Benim gibi binlerce dar gelirli memurun durumu da aynıdır. Devlet Memurlan Kanununun uygulanması sırasında ortaya çıkan problemlerin halll yolunda yapılan çalışmalarda. vukanda arz ettiğim durumun da ele almmasını ya z boz tahtasA olmaktan kurtanlmamızı. böylece huzurumuzun iade edilmesi hususunda gerekli işleme girilmesini önemle diler, hakkın tecellisine katkalarınızı beklerim. Yusuf MEHTER M. E. B. tlköğretim Genel MüdürlDğü 4. Şb. Memuru Bakanlıklar ANKARA Af konusunda bir uyarı 5 mart tarihll Cumhuriyetin, Olaylann Ardındaki Ger çek sütununda «Af Sürüncemesi» adli yazıda 6 aydır acı sını hissettiğimiz fakat kime anlatacağımızı bilemediğimiz bir gerçefi dile getirmişsiniz. Şükranlar sunarız. Efendim, af tasansımn 12. maddesinde disiplin ve yönetmelik cezalarının affı yer almaktadır. Sürüncemede tutulan af yüzünden şubat geçilmiştir, artık af çıksa da cezayı alan ögrenci, sömestr kaybetmiştir. Aynı şekilde II. sömestr de elden gitmektedir. Çünkü af 1 nisandan önce yürürlüğe girmediği takdirde Üniversite yönetmeliği gereğince sınavlara girebilmek için artık üçte iki devam mec buriyeti gerçekleştlrilemeyecektir. Ve bu yüzden 5 nisancfa çıkacak bir af tasansımn 12. maddesi 8 ay daha ertelenmiş olacaktır. Yani iki günlük gecikme, yeniden bir sömestr kaybına sebep olacaktır. Bu durum son sınıf öğrencisi için 2 sömestrdir. Aynı şekilde bel gelilere yeniden bir sınav hak kını veren 12. madde şubat döneminden sonra yürürlüğe gireceğinden şubatta sınava girebilecek belgeli, 4 ay sonraki yaz sınavlarını bekliyecektir. Görülüyor ki, «Genel affın bir an önce çıkarılması hatta çıkarılırken dusünülenden daha genis kapsamlı tutulmasının yaratacağı yararlar, «akın calarına çoktan agır basmıştır» şeklinde çok güzel teşhis koy dujunuî bu gerçeği ümit edi yoruz kl hükümet yetkilileri ve AP Senato Grubu da anlamış olsun. Saygılarımızla. tTÜ'U ÖGRENCİLER Gereken Düzen Mevzuatımız, akçalı işlerde uğraşanlara, çeşitli şekillerde koruItır ERSÖZ ile Sabahattin OZDİ.NÇ Nikâhlandılar 11^.1974 Çukurova Kalübü ADANA BARBAROS BULVARİNDA YAYALARA GEÇİT YAPILMASI ŞARTTIR Beşiktaş Barbaros Bulvanndan inişte trafik kazası olmıyan hafta yoktur. Serencebey'de ve o çevrede oturan onbinlerce vatandaşın her gün gidip gelmek zorunda olduğu Beşiktaş çarşısına geçmek bu gün için btlyük bir mesele haline gelmiştir. Zira bu mahalden bulvarm diğer yakasına geçmek, pazar yerine gitmek İçin YıMUz Caddesi, Ust geçit ve Barbaros Bul vannın çıkış ile iniş yollan gibi dört kademenin geçiünesi gerekmektedlr. Belirtilen mevkide: 1) Eminönü'ndeki gibl yayalar İçin bir üst geçttin Barbaros Bulvanna da her nangi bir özel firma tarafından yaptırılması Belediyeye mal! külfet yüklemeyecektir. 2) llçenin bu kesiminde yayalara içinde dükkânlar bulunan alt ve Ust geçitler yaptınlması Belediyeye aynca gellr de sağlıyacaktır. 3) Belediyenln mı geçitlerden birira yaptırmaya fcudreö yoksa belirtilen manatlere öncelikle Dlreı ışıklı tesisat ysptırtılarak vatandaşlann ölmelennin veya sakat kalmalannın (Jnlenmesi lçln yayalara da haK tanmmasuu rica ederiz. Dr. EK İMAR PLANIİHALESİ KIRIKKALE BELEDİYE BAŞKANLIĞINDAN 1 6785 stvılı tmar Kanununun deSifik Ifi(l6 s*yıh kanunun a . madriesl geregince nazım planı yapilnlmıs bulUTan beldemİ7in ek imar planı teklit alma suretıvle v^ptıntacaktır. 2 İhale £2/3/1874 Cuma eünü saat 14 30'da Belediye binası içertsinde Kncümen huzurunda yapılacaktir 3 Işin muhammen bedeli 107.12250 TL olup, geçicl temlnatı lfı«M.13 TL.dir. 4 Isteh1:il«rin; fmar ve tskân BakanlıSından alınmıs B prubrıı r e daha vukan «Imar planı tanzımı ehliyetleri. Mimarlar Oda«ıno*an alacaklan ser^est büro sahlbi Oiivklarına dair belsevi 18/3/1974 P»?»rt<>s) eiinü 1 «aat IlfcJO » kadar dilekçelerine ekleverek veterlik belennnrıl almak için Beledive BaskanliSına müracaatlnn. 5 Usulirtr gore hızırlanncak teklif mektuplan 22/3/1974 Cum» eünü »aat 1330'a kadar Beleriive BaskâtiDİİSine ır.îkbo» multsbılinde vermeierj. 8 Sartnam* hergiin mej»l saatlen dahıtınrte Fen Islerl MüdtlıiSiinde bertelsls olarak snrülebilir. 7 thale »30 «ayılı kanuna tabl deüildır 8 Posfat;» geclkmeler nflisrı dikkate siınmaz v« telgraf1* mtraceat kabul edilmez. 9 Kevfi"«t .İBililere ilân olunur (Basın: 11907) 2007 t t t Cumhuriyet: 2009 Türkiye Zirai Donatım Kurumu Istanbul Bölge Müdürlüğünden (Bir yıl süre ile suni gübre naklettlrtlecektir.) 1.4.1974 tarihinden itibaren bir yıl içinde Tekirdağ 11manından ithal edilecek Kurumumuza ait sunl gübrelerin nakliye işi müteahhidine ihale edilecektir. Bu işe ait nakliye şartnamesi Karaköy Necatibey Caddesi Sait Demirbağ Han Kat 1 No. 1112 numarada Gümrük Yollanıa Servistmiz ile Tekirdağ, Çorlu Şube Müdürlüklenmiz ve Silivri, Babaeski. Edirne, Keşan ajans şefliklerimizden temin edilecektir. Teklii mektuplan 20^.1974 günü saat 14.00'e kadar kabul edilecektir. Kurumumuz 2490 sayılı feanuna tabi olmayıp thaleyl yapıp yapmamakta veya dilediğine yapmakta serbesttir. (Basın: 12026) 2011 DOĞUM t t \ Aylardan beri yolunu gözlediğim kardesim nilıayet 10 Mart 1974 Pazar günü saat 4'te dünyaya geldi. Kendini bilmem, fakat bizi çok mesut etti. Hele benim keyfime diyecek yok. Düşünün, evde bire karşı üçle çoğunluk elde ettik. Kardeşimi merak ediyorsunuz? O şimdiden bir LEVENT. Karşılama törenini yöneten sayın Dr. Güzin Bosut, Serim ve Pakize Tarzı Kliniği personeline çok çak teşekkür ederim. Levent'in Ağabeyisi CfHAN GÜRKAN Tam Reklâm: l Şimdi sorarım sizlere bu s o rumsuz davranışlaı cezasız rıı KaJacaKtır?. Ştmaıye Kadar faşlzmln tekeld çızmelen altmda ezilen naikımız, DU Kişllere gereken cevabı verecektir <tl*un adres saklı) *•••••••••••••••••••* /2021
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle