24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 ABDÜL CANBA2 :KWT£(İNİN; L Mf j Tl ı K ERDAL ÖZ 7 yerlne rasgele oturtulan bir urganın llmiglnden kurtulmak, az sonra uçup gıdecek olan canını kurtarabilmek isteyen bir canlının son umutsuz çırpınışlan gıbi görünüyordu sana llmik gırtlağa iyi oturmamıştı. Dıl dışarı sarknuş, gözler büyük büyük açılıp portlemişti Bir türlü bitmiyordu, tamamlanmıyordu ölüm. Yasam gizlice kendini surdürüyordu urganın ucunda, çırpınıyor, boşlukta dönüp duruyordu Yelin anlık kesilmeleri oluyordu. O zaman ipin ucunda savrulup donen beden, bütürı ağırlığıyle sarkıveriyordu aşağıya; yerçekimi etkisini bir anda gösteriyor, olanca gücüyle asılıp çekiveriyordu direnen gövdeyi. Urganın ucundaki kalm ilmiğin tam gırtlağa «hart» diye oturup gömülüşünü duyar gıbi oluyordun. Ete gömülüyordu urgan. beyin kansız kaııyor, omurilik açıhveriyor, bilinç yok oluyordu bir anda. Beden ne kadar kıvranıp direnırse dirensin, gelen ölümdü artık, oydu egemen olan; bilinçsiz bir et kemik yığınıydı ipın ucunda çırpman, dönen, savrulan, direnirmiş, ya«armış gıbi gorünen, agıp giden. Görevliler, urganı kesip ölüyü boynundaki Umikle birlikte aşağıya alıyorlar. çakıllı topragın üzerine boylu boyunca uzatıyorlardı. Bir çingene bulunurdu her zaman. Ucu ilmekli bir urgan da. Urgan mı çıngeneyi, çingene mi urganı kullanıyordu, ayırt edemiyordun. Ama görünmez bırileri, orada, kollan arkasından baglanmış. ayaklan pırangalı, uzun beyaz ölüm gömleği gıydirürni? yeru birinl sürükleyerek getirip kaldırıyor, ya çingenenin, ya da urganın ucundaki ilmiğe takıveriyorlardı. Yaşamla ölüm arasında kıpırdayan, kasılan, tıtreyen ayaklann ürpererek bastığı iskemleye inen bir tekmeyle bir anda sarkıp agırlaşıveren, şaşıran, direnen gövdeye fırtına olanca basıncıyle yükleniyor, ıslıklar çalarak İpin ucunda dönen, kıvranan canlıyı ölüm» •avurup duruyordu boşlukta. Fırtına gecenin ortalannda bir yerde başladığı gibi dinivermışti. Ûgüre öğüre Kusmustun ayaklannm dibine. Sonra çıkıp tahta sekinin üzerine uzanmıştın. Göğsünde onulmaz bir çukur açılmıştı sanki. Bir ara kocaman bir gögüs geçirmiş, açılan büjük çukuru kapatır, örter, giderir gibi olmuştun; ama göğsündekl çukur günler boyu içten içe sızladı durdu, onu yaralı bir yürek gibi taşıdın içinde. Dışarıda, çakıllann üzerinde, uydurma kalın tahta kapının ötesinde doiaşan bir çift ayak sesi vardı. Bir deniz kı^sının yıkanmış iri çakıllannı özleyecek kadar insanca duygularla dolu oldugunu kavrayınca şaşırmıştın. Yitirilmeyen, yitirilmemesi gereken şeyler oldugunu anlamıştm o anda. Bu sana gelecek günler Için bir dayanak olabılırdi. Orada, o kıstırıldığın daracık kapanda geçen geceli gündüzlu uykusuz beş gun içinde bir daha fırtına çıkmamıştı. Ama o ampul, boşlukta, gündüzleri, tnce demirlerle örülü mavi bir göğün ya da küçük bir ak bulutun önünde saydam belirsiz bir görüntü olarak »arkmış durmus, geceleri de, kapkara bir son•urlugun önünde hafif hafif sallanarak yanmış, bir yerleri sözde ışıtmaya çauşmıştı sabahlan kadar. (DEVAM1 VARI fkzel girlsim ve kamusal kellstmlerden oluşan Kapıtalist w Karma Ekonomi sistemimize, «Halk Sektörü» adı altında yeni bir kesimın eklenmesi yönundekl Hükümet önerisi, günümüzün ve yürürlükteki düzenin önemli bir sorunu olmaktadır. Halk Sektörüne yer veren «HUkümet Programı», aşagıdaki kısa ve genel deginme ile yetinmektedir: «Sanayıleşmemize hız katmak, dagınık tasarrufları değerlendirmek, kalkınmanın nimetlerinden daha yaygın ve ftdil bir şekilde faydalanılmasını sağlamak üzere, kamu sektörü ve özel sektörün yanısıra halkın teşebbüs gücünü harekete geçirecek bir halk sektorü de geliştirilecektır.» Göruldügü gibi, «Halk Sektörtlnü» oluşturmada, Hükümetın amacı. yürürlükteki düzen içinde kalarak, dagınık küçük tasarruflan, sanayileşmeyi hızlandıracak tarzda organize etmek; kalkınmanın nimetlerini. geniş halk yıgınlarına âdil bir tarzda ulaştırmaktan, ibarettir. Bir djğer deyişle sanayileşme ve kalkınmayı SOSYAL ADALET ilkesi üe birlikte gerçekleştirmede Halk Sektorü, bir araç olacaktır. Kaynak saglamada, üretimde ve gelir dagılımında kendisinden önemli İŞLEVLEB beklenen bu «Halk Sektörü», anılan görevini becerebilecek midlr? Halk Sektörünün yapısı ve işleyiş biçimini bilmeden, yukarıdaki soruya olumlu veya olumsuz bir karşılık vermek olanak dışıdır. Anılan bu belirsizlikte. aşagıdaki soruların karşılığını da bulmak mümkün degildir. Oluşturulması düşünülen «Halk Sektörünün», yapısı (içeriği ve işleyişi), nasıl oluşacak, yürürlükteki iktısadî sıstemimizin genel yörüngesine, ÎYILEŞTİBICİ GELİŞTİRICÎ bir yeni çark olarak nasıl aşılanacaktır? Kamu ve özel kesim dışında, üçüncü bir sektör olarak ele ahndıgına göre, üç sektör arasındaki karşılıklı ilişkiler ve işleyislerin, eşgüdümü, uyumu nasıl saglanacaktır? Oluşması muhtemel, sektörel, yapısal ve fonksiyonel çatışmalar nasıl önlenecektir? Kamu, özel ve halk kesimi gibi üçlü kesim, kapıtalist karma ekonomi ve SOSYAL demokrasl esprisi ile nasıl bütünle; tirilecektir? Sosyal, ekonomik, slyasal yapılan uyumlaştınp, bütUnleştirmek dUşünülmekta mldir?.. Temel noktalar ile yetinen bu sorulara. Hükümetin programında ve «Halk Sektörünü», öneren CHP'nin, ilgili yayınlannda da doyurucu bir karşılık bulunmamaktadır. Bu nedenle, Hükümetln önerisini tartışmak ve henüî mevcut olmayan kapsamını değerlendirmek mümkun değildir. Bu aşamada yapılabilecek şey, bir «Halk Sektörü» oluşturmanın neden'erine ve muhtemel YAPISINA deginmekten ibarettir. Konunun olgunlaştırılmasını sağlayabüecek bir tartışma, ekonomik düzenimizin geliştirilmesine, ulu sal ve sosyal kalkınmamızı hızlandıracak bir biçimin oluşturul masına da. aynca bir katkısı olabilir. kanısmdayız. Halk Sektörünün. anlamı, gerekliliği ve yapısı, değineceğimiz Uç temel noktayı olu?turmaktadır. CUMHURÎYET 22 Şubat 1974 uLDüfüMü / BıftAK BEKİ 5AMİ flAttAWA&ltf... / İ YARALISIN ALTir Btr akşanr üstti evinden apar topar alınıp BÖttirüMüğtin, o daracık dört duvar arasına, o vıcık vıcık kaıanlık pis yere kapatıldıgın günün geeesinde, dıararda, tepedekı küçücuk pencereden gordfiğun dışarıda boşlukta sallanan bir ampulün ürJrünçlüfünü unutamryorsun. Pîereden sarfcıtrldjğı beliısız bir ampul, nereye bağlı olduğu anlasılmayan uzunca bir koTdormn ueunda soırtrp sönüp »Tuıarak salla. mp durdukça, sen katânda gthüünde değisik Orpertka görüntölen geüştlrip yasamaktan kendiru alamıyordun. önceteri bu gorüntüler «labildigine korkımçtu, giderek alışır gıbı olmuştun, somınds bir oyun biçimine bile soktıp» Kolay olrpt"*!. ama> o ilk iırtınaü geceyi, yaşadığın sürece kim bilir kaç kere yeniden bütün diriüğıyle yaçayacagını unutmayaeağını çok iyl biliyordun. Pek mi önemliydi o geceyt yaşamak? ö nemliydi belld. Ama yalnızca önemli oluşu muydu geceyi unutulmaz kılart? O gecenin artık bir durum olmaktan çıkıp bir bilinç oldugunu açıkça seziyordun içinde. Oraya takıldıgının daha ılk gecesınde, dışarıda blrdenbire fırtına patlaraıştı. Oysa evinden alınıp, getinlip, o karanlık kapana tıkıldığında, gün, sonunda fırtına getirecegi önceden kestirilemeyecek kadar aydınlıkü, yüksekti, dupduruydu, serindi. Akşam üstüade, havada, anlaşümaz bir hoş kokular vaıdı. Güzel, vaz geçilmez bir gunün bitiminde bırakmıştın dünyayı. Ama gece yansı ansınn kudurmustu doga dışarıda. Gonlünde İIK gece kopan fırtına dogaya yansımıştı sanki. Şimdı duşünüyorsun da, o gece dışanda, doğada kopan korkunç fırtınanın gerçekliğlnden bile kuskuya düşer gıbi oluyorsun. Beklenmedik bir gümbürtüyle patlamıştı gök. El kadar küçücük bir peucerenın ötesl birden kararmış, sen kendini bir lâğımın agdalı, yoğusmuş, som batagında, kurtulmak ıçın çırpınan, debelenen beyaz bir güvercin olarak düşunmüştün nedense. Işte t&m o sırada dısandakı tek ampul yanmıştı. Fırtınanın önünde sallanan, çırpınan bir ampul. Pencerenin iki metre kadar btesindeydi. Acınası bir görünüşü vardı. Umutsuzdu. Kendini parçalayıp yok etmek ıçın başını çarpıp vuracağı bir yer arıyor gıbiydı boşlukta. Yanıp sondüğü de oluyor, amansız yelın önünde senın görüs al»nına ginp gınp çıkıyordu. Sekinln üzerine çıkmıştın. Arkanı ıslak, terli, kaygan duvara vermiştm. Akşam üstünden bu yana, hiç bulutsuz, açık, yüksek, serm. hızla lâciverte dönüşen gögun önünde nedense gözüne ilişmemişti bile. Gec« bütün agırlığıyle çöktükten sonra mı getirip asmışlardı onu oraya? Üşüyordun, ütriyordun, çenelerin birbirine vuruyordu. îyi ki yalnızdın. Görülmeyi istemezdin. Oysa bir canlının en olağan tepkileriydi bunlar. Hiç bir şeyin olağan olmadığı o ortamda, o koşullar altında, bir canlının ürpermeye, titremeye, korkuyu yaşamaya hakkı vardı. Ama her canlının, titrerken, ürperirken, korkuyu yaşarken. bu durumda kendisini kimselerin gtirmemesini isteme hakkı da vardı. Ampul, bir uzun kordonun ucunda çırpınıp duruyordu. Gırtlağının pek uygun olmayan bir Halk Sektörü,, Önerisi ve Iktisadî Sistemimiz Doç. Dr. Beşir HAMİTOĞULLARI Ekonomjk papıda peni bir upumlaştıtma zorunlu sında anlaşıldığı gibi. hem özel girişim, hem de KEK, gelışmiş bulunmaktadır. Hele çağ daş kapitalizmin günumuzdeki boyutları ve global dünya üretıminin V» 15'ini bulan üretim güçleri ve 500 milyar dolarlık varlıklan ile günümüzün çok uluslu şirketlerinde yansıyan büyüklükleri ile özel girişim, hatırlanacak olursa, bu yeni olu şumu dengelemek ve sakıncalarını giderebilmek için devletlerin KEK'ne ve özel girişim alanında kalan diğer küçük iş. letmelere yeni bir yön verme zorunlulugu daha iyi anlaşılır. Kapitalizmin çeşitli aşamalarından geçen 50 yıllık bir uygulamada ve KEK'nın katkılarından sonra Türk özel kesi mınin bir kısmı bugun güçlü bir duruma gelmış bulunmaktadır. Fakat, geriye kalan, küçük sanayi, küçük esnaf, köylü, küçük memur gıbi gruplar, özel kesımde kaldıkları halde, yürürlükteki düzenın selâmetl, sa. nayileşme ve kalkınma için korunmaya, örgutlenmeye ve yük selen büyük özel kesim tarafından ezilmekten kurtanlmaya muhtaç bir duruma gelmişleroir. îşte Kapitalist Karma Ekonomi. de Halk Sektorü, ÖZEL GİRİŞÎM Kesiminde kalan vc korunmay» muhtaç özel girişim gruplannı 1çermektedir. Böylec* Kapitalitt bir ekonomıde Halk Sektörü, genış kapsamı içinde Özel Girişim kesimi yörungesind» kalmaktadır. Özel girişim kesimindeki büyüme ve gelişme süreci, sanayi, ticaret ve tarıra dallarında kalan küçük, dagınık birimleri, ekonomik sosyal dengeyi alt üst edecek tarzda yıkıcı ve tehlikeli yönde iîlemeğe başladığında devlet, bu duruma müdahale etmek, iktisadi kaynakların israfını önlemek mecburiyetinde kalabilir. Halk Sektörü, böylece Özel Giri(im kesiminde, «büyük balığın, küçük balığı yutmasma. engel olan bir olgu tarzında belirmektedir. Soruna, Kapitalist Karma Eko nomi açısmdan bakmakla yetindi ğimiz için, Halk Sektörünün, bir düzenden diğerine geçişteki işlevi ile sosyalist bir ekonomideki niteliğine burada girmiyoruz. Yalnız şunu belirtmek gerekir ki, Halk Sektörü, günümüz Türkiyesinde, iktidarı oluşturan iki siyasal parünin. yani siyasal strük türün, ekonomik strüktürle bağdaşmasının bir aracı olmaktadır. Küçük esnaf, küçük sarrttkâr, çiftçi, küçük memur ve i?çi grubuna dayanan siyasal iktidar, bu. nun karjıtı olan ekonomik bir ya pı oluşturmağa yönelmektedir ki bu tutarh bir tutumdur. Demek oluyor ki, ekonomik yapıda yer ve hak arayan sosyal güçler, siya sal yapıda belli bir ağırlık kaza nıp, temsil edilince, ekonomik ya pıda yeni bir uyumlastırma zorun lu olmaktadır. nin «o60'hk bir düzeye çıktığı belırtilmektedır. Küçük sanayi dalında kalan birım ve atölyelen organize etmek suretiyle, bugun büyük sanayi ışletmelerının, kıt dövız kaynaklarını dışarıya akıtanüc ithal ettikleri, örneğin «presler» bazı aksam ve makınaların, yurt ta üretilebılme olanağı bulunabılir. Büyük ölçeklı ve makına yapacak sanayi kuruluşlarının, tornacılık, frezecılık, dökümcülük gibi yan ıhtıyaçlarinı bu yerll küçük sanayi, karsılayabilir. Sadece bu kısa örnekler, sanayileşme süreçlerini ışletip, kalkınmak mecburiyetinde olan Tür kiye'nin, özel kesımdeki bu kopuklugu ve dağınıkhğı içerecele tarzda ekonomisıni yeniden örgütlemeye yöneltmeyi gerektirecek niteliktedir. Bu örgütlemede küçük sanayi binmleri ve küçük meslek gruplannın etkin bir organizasyon içinda oluşturabilecekleri büyük bîr DİNAMİZMÎN. dagınık kalıp, israf edilmesi engellenmelidir. Halk sektörü, bu örgütlenmenin bir aracı olarak oluşturulabilir. Aynca bu kısa değınmeıvn yansıttıği ekonomik kajnba ve gelir düsüklüğüne bir de sosyal dengesizliğıni hatırlatalım. Küçük sanayinin ulusal ekonomideki yeri Ulusal ekonomi içinde, küçük s^nayımn ve küçük tarım ünıtelennin egemen bir ağırlığı oldugu bılınmektedir. îmalât sanayi i içinde de, 10'dan az ışçi çalısftıran işyerlerı sayısı, göeöniıne alınınca, ıstihdam bakımmdan, küçük sanayinin 1968de B b55 oranındaki payı ile çok sayıdaki insana çalışma olanağı sağladıgı görülme<tedır (1) «517.5T4 kişi». 1963'te aynı oran o o52 idı. İmalât sanayiınin toplam üretımı içindekı payı da, 1963'te »/o34, 1968'de ise, '»24'tür. Tuplam katma değerdeki payı, 1968de °ol8'i bulmaktadır. Tarım, sanayi, ticaret gıbi kesımlerde yer alan özel gırışımci kesimin bu küçük birimleri, çok dagınık ve bir eşgüdümden yoksun bulunmaktadır. Bu nedenlerle verim seviyesi düşük üretımi az, atıl kalan kapasitesi ise fazladır. îmalât sanayinin sadece, yünlü dokuma dalının •/o7O'ini oluşturan küçük dokuma tezgâhlarinda atıl kapasite YARIN: Modernleşme ve kalkınmanın aşamalan (1) 1M8 Sektörel Küçük tmalit Sanayii Tahmini, T.C. Başbakanlık D.I.E., Yayını, Ankar». 1973. DİSİ BOND Ö 0 2 KLIZ1 ONA VECMEJC , OfVUKILA C DBGEZİ.İ BU lUTEUEJZPE » *C.rfW UuCPIC BAVSU B( TİFFANY JONES İlk Serinin 2. Kitabı MELİH CEVDET ANDAY GARTH Voııi Taıırılaı rİYATI: 15 LIRA Halk sektörü nedir? Liberal kapıtalist bir ekonomıde, pıyasa aygıtları egemendir. Devletin iktisadi fdaliyetlere karışması dolaylı oıduğundan, iktisadi kararlann temel özneleri, kişiler olmaktadır. Böy lece özel girişim keslmi, burada geniş kapsamı ile, cHalk sektörüne» esit, özde» sayılabilir. Çağımızın müdahaleci kapitalizminde (veya kapitalist karma ekonomisınde) lse, ekonomik faalryetleri, ÖZBI girişim kesimi ile birlikte devletin dogrudan ve dolaylı müdahalesinin bir aracı olan kamusal ekonomik kesim (KEK), yaratmakta ve yürütmektedlr. Kapltalist sistemin bu asamaTÎTtK Mithatpasa Vergi Dairesine ait götürü ücret vergi karnemi kaybettim. Hükumsüzdur. (Cumhuriyet: 14M) DUYURU Türk yazarlarmın ekonomik ve toplumsal haklarmı savunmak Uzere TÜRKtTE TAZARLAR SENOİKAS1 adlı bir örgüt kurulmuştur. Türkocagı c&d. Basın Sarayı, kat: 2, Cağaloğlu Istanbul adrcsinde çalışmalannı sürdüreceğı kamuoyuna duyurulur. TÜRKtYE YAZARLAR •ENDtKASI (Cumhuriyat: 1468> â s ÜNİVERSİTEYE GIRIŞ HNSINIH *M8RI m tsleme adıesi: ÇAĞDAŞ YAYINLARI Cogaloğlu Halkevi Sokak No. 3941 Cumhuriyet 1461 j%n merkez dersanesi ciddi ve lcöklu bir fen eğitimi • " (Sonuç: beyazıt ıstanbul tel 274092 ^ K^ 257) 1456
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle