16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 1 Şubat 1974 eçen hafta, Earth and Fire adlı Onlü blr Hollanda Pop muziği orkestrası Istanbul'da bir konser verdı. Bu konserle yalnızca gençler ilgılendı, vaşını başını almış olanlar oralı bıle olmadı Pop sanatı (Pop Art) sozu, daha önce v eni bır resım akımının adı olarak «anat dunvasında yer tutmustu Eskı Dadacıhk'a duvulan veni ılglnır» urunu ve Popular Art anlamındakı kısaltılmış Pop adını bemmseven akım ozellıkle Amerlka'da gelısmıs, sonra Avrupa'va sıçramıştı; ozellığı, halkın gunluk yasamım tfolduran çesıtlı eşjanın, ne*=ne ve goruntunun (fotoğraf, kalem, patates glbii tuval u/erinde kullanılması bıçımlnde ozetlervebllecek olan bu sanat akımının avm adı taşıvan Pop Mj?ığı ıle bır ılıntı«ı OIUD olmadığını bılmiyonTi Adlarını alırken muzıkçılenn, re'samlardan esınlendiklennı sojlemek doğru olacak. Gerçekte bu veni muzlk akımıiın onculen de kendllennı basıt halkın gunluk va«amınm tem^ılcısı «avmakta kusur etmıvorlar ama Pop resçamlarmda olduğu gıbi, onlarda halkın gunluk SPS \e müzılc yaşantısından esınlendıklerıni gosteren belırtıler bulup go^termek pek kolay olmavacaktır Yalnız şu kadarını bıllvoruz ki, bugui dun\anm dort bucağında gençler, Pop muzığını kendl seslerl gıbi benımsıyorlar. G Olaylar # ğörü|ler ONLARIN Melih Cevdet ANDAY Pop mflzlSi fletüne gSrgüm bilgım yoktu; bu eksıklığımı gıdermek lçın, kısa zamanda çok hamarat dav ranarak oldukça v ol aldım; ağır llerlesem de başlangıç ıçır» kotu savılmaz; plaklar dınledım, dergı ve ansıklopedı karıştırdım. Tannm, ıçıne gırıldıkçe dennıeşen ve gerı=;lejeT bır konu 1 * bu Akım, hıç kuşkusuz, 01 unlu Beatl'larla ba'hvor Baterıde Ringo Starr takma adı ıle Rıchard Starkey, rıtm gltarda Johnn Lennon bas gıtarda Paul Macartnev ve solo gitarda George Harrıson dar» kurulu, i'k uzun ^açlılar Pop orkestrası 1962'de gorundü ve unu bırden dunvaiı tutuverdi. Rock muzığının çıkışı daha gerılerdedır. geçmek olanagı var«a da, b!z bunu blr vant bırakıp j ı m Pop muziğine gelellm Çunku bu, onların muzığıdır. Yarını nasıl etkıleveceğıni şımdıden bılemevız, ama onu tanıyabılınz. Pop muziği orke«tralanndaki sanatçıların kılıklan, genelhkle, ustu çeşıtli resimler ve ÇÎZgılerle bezeli blucın, kalın kemer, çıplak bedene gıyılmı? koyu renk, dugmelı ceket, fakat onu açık, goğus bağır ortada Ya da renkli atlet, ustunde anorak, ayakta çızme de olu\or, saçlar uzun, çoğunlukla sakal bulunur, bol sakal, vuzlerde hıç gulümseme vok, bellı belırsız bır huzun ı'e karı^ık, dın«el dl\ ebıleceğım blr vekâr, bakışlarda derınhk ve uzaklık Yetısmeleri ve eğıtimleri ustune ufak tefeS bır ikl bılgı <îirala\a>ım Beatl ların rıtm gitarcısı Johnn Lennon yazardı, Focus orkestrasının org, flut ve vokal sanatçı^ı, 1948 doğumlu Thııs Van Leer tanh oğrenci":ıydl, blr gur» konservatuvara da gltmıs Yıne o topluluğun bas gıtarcısı \e vokal sanatçısı 1946 doğumlu Bert Reıter anne^lnden pı\ano der«:i aldı, on ikı saşında gıtar çalma\ a basladı 1946 doğumlu Pıerre Van Der Lınden, on dort jaşında davul çalma\a ba^ladı ve ıki jıl blr senfonı orkestra•ında çalıştı. Muzık anlayışı ve uygulama tutumu bakımmd'an Pop muziği orkestralan ara^ında belırgın ayrımlar vardır, hattâ zaman zaman bel'ı bır topluluk içınde bıle bu turlu anlavıj çatı>;malarından oturu kopmalar, avnlmalar olmaktadır ÖrneŞin Deep Purple topluluğunu kuran John Lord, Rıtchıe Blackmore ve Tan Palce, 1968'de Jam Session içln blr «raya geldiklerı zaman, onlara aynı anlayışta olan basçı Nıck Sımper ils şarkıcı Rod Evans da katıldı ve bovlece topluluk Hush adlı 45'hk Kock'a yoneldl. Fakat 1969'da Londra'da Royal Albert Hall da verdıkleri konserden sonra, son lkhı gruotan avrıldı ve onlann yenni Jan Gıllan ile Roger Glo\ er aldılar, bovlecerfetopluluk tumden klâsık Rock'a, daha sonralan Heavv Rock (aği' rok) denılen muzığe yoneldı Ama bu kez de Lord ıle Gıllan arasmda klâsık ve sert Rock anlayışı bakımından goruş avrıhklan çıktı Sonuçta grup sar«ıldı Çatışma gerçekten cıddı ldı ve kopus sarsmtılı oldu. Yazık kı, tartışmaların avnntılarına gıremedığım için bu kadarla geçeceğım Ancak su kadar'nı ek'i\eyım, Famılv ork»stra topluluğu dağıldı. Bu olay bu>uk uzuntu yarattı. Fınldcıkiar ereden nereye, adamın yuzune baka.rken Ftrdfn ^abahattın Eyuboğlunun fınldakları ^eldı a<lLm<ı Sabahattm Eyuboğlu alasını yapardı tınldağm. Mavıje, yeşıle, sarıya, kırmızıya bovaraı Av.unun t>ır köşesme oturur, araç gereç kutusunu vanına a^u, ozenıe ışe başlardı. Bır şuri Turkçeye çevırmekie, bı, tınldalı yapır.ak arasında hıçbır ayırun yokmuş gıbi ışıne cıddıy<k £yuboglu Avlu yedı adım enınde, sekız adım Dovınds bır dık. dbrtgendi. Yırmışer kışilık ıkı koğuşun ikı kapısı ouraya açılırdı Tutuklular kaçmasın dıye bır ctemır kafes örmuşlerdı avlunun ustune. Bu kafesten süzjlurdu gunes. Gunlerden bır gım Eyuboğlu, Vedat Gunyuı'a sormuştu. Vedat, blzi buraj'a neden getlrdıler? Ve herkes guluşmaştu O gunden sonra neş<*ıensın dl< ye soruyu sık &ık sorarlardı Eyuboglu'na Hocam sız burava neden geldınız' Sabahattın Eyuboğlu vumuk gozlen ve aıabıldığıne tatlı guluşujle bakar, tad'na vararak bır daha sovlerdl: Sahı yahu, bız buıava neden geldık' Guluşmeler aras'nda ışıne egerdı başını Baz&n blr slgara yakmak ıçm dururdu ÜjTincak b.ttıKten Svinra avlunun bır yanma konur hafıfçe bır ruzgar esse fır Ur cionmeye başlardı I'ırıldağın şerefıne çajlar içılırdi. Bır çay meraklısı da Dundar Kılıç'tl Dündar, efendl bır adamdı. Masanın bır koşesıne geçer çayıru ağır ağır yudumlarken geçmışten soz açar hıkaveleı anlaUraı Dort duvar arasında gelecekten soz açmak anlams'zdı Geçmışte yaşam vardı, gelecekte ıse çok bılmmevenlı derüclem Bu denklemı çozmek ıçın zaman gcekıyordu Zaman tutukevınde yaşanırken boldu; gevezelık edılır; konuşn^lar nahkahaiftr arasında sıirer; şakalar nükteler bırDinnı izlerdl. Bır keresınde Sabahattın Eyuboğlu gene: Yahu biz buraya nıje geldık7 dıye sorunca DUndar Kılıç Ukemızın gerçeklerı adına açıkladı «Bakın hocam, sız şımdı burada bıraz ystacaks'ma Ben dıveyım altı ay, sız deyın onaltı ay geçtık'en sunra çağınp soracaklar: Kımsuıız sız? Ben Profesor Sabahattın Eyuboğlu'yum. Ne, sız Profesor Sabahattın bey misınizT Evet benım. Yaaaaa ovle mi! Biı sizi manav Sabahattin ısnmı^ tık, bir vanlıslık olmuş » Dundar Kılıç kahkahalar «Tasında Sabahattın Eyuboglu'na: Turkiy» böyledir hocam, diyordu. Söyledıği çıktı Dundar Kıhç'ın; Sabahattin EyuboSlu altı ay sonra salıverıldi. Ama içensini arar olmu=tu Eyuboğlu. Dort duvann içl de Turkıye ıdi, dışı da Gerçek, her duvan aşar, her yerde ellerını kollarını sallaya sallaya dolaşır. Gerçeği tanıyanlar, ona her yerde rastlayabıllrler. Hıçbir savcı, hıçblr yargıç, gerçeği gozaltına alamaz. tutuklayamaz. Gozaltına alınanlar, tutuklananlar, hapsedllenler, in»anlardır; gerçekler değıl. Sabahattın Eyuboğlu'nun fınldaklan türlü turluydü. Allısı, morlusu, sarılısı, mavilısı, kırmızılısı. Her ruzgâra gore fırıl fırıl donerlerdı Nereden nere>e geçenlerde birinln yuzune bakarken Sabahattın beyın ıınldaklarıru hatırladım; demir kafesll avlunun ruzgânyle donen fınldaklan .. Ne tuhaf! Boyle adamın yureği de tutukevınin avlusu kadar oluvor. bır ömur boyu blr duvarından otekine vol> ta atıjor zavaiil. N «Bu Bağırma Çağırma...» Pop konseri için. artıstler sahneye çıktıklanno*a bevaz ışık hıç kullanılmaz, çesıtli yonlerden verılen renkli ısıklar surekh olarak bırblrlerinm verini alacaklardır ve ozellıkle soli"=t uzerinde olmak uzere, hemen butun «anatçılara, dıvelım bır şarkı suresmce binlerce renk dusurulur, bovlece de kulağın gıtgıde ağırla'îan yukune benzer blr vuk, goze bındırılır Butun orkestralarda ozlu vokal vardır sanılmasn; orneğin bpnım >e\ diğim bır orkestra olan Focus'm sımdne değın dınledığıtı parçalarında soze ratlamadım ve ozellıkle «Hiuse of the Kıng»ı çok beğendım Bızım kantolanmıza berzer bır havası var Ama vokal olunca da ovle oluvor ki, bağırma ve çığhk sozeukleri ıle bile anla^ılamaz. Onları d'a a<an sürekli tız perdede bır sovleyıs .. Pop vokal sanatçıların en unlulermden bıri olan Suzi Quatro bıle \akını\or bundan «Bu bagırma çağırma bir gun bıtecek elbet, benım gerçek sanatçı olduğumu 0 zaman goreceksinız» dıyor. «Can the can» şarki'inı salık verırim Bunlan neden yazdın diyeceksinizT Neden yazmyayım' Bılh or musunuz, butün dunyada olduğu gıbi bızde de Pop muziği salgm halınde, asağı vukarı on beş kadar topluluk ve orkestra var, blnlerce ve binlerce pencımiz bu muzığın tutkunu. Bızde Pop muzığı merakına tutulmus olanlar, Adnan Savgun'u ya da Cemal Re?ıt'i tanıyarlardan daha çok. Konuya başka bır aç dan vine geleceğim. Istanhul'dakl son Pop konserinde bulunan bır tanıdığımın anlattığına gore (ben Eiderremıstım), salon hır.ca hınç dolu İmls, «ahnedeki muzığı dmlevıcilere tıka basa ulaştırmak ıçın salonun ortasma, ustu ses buvulteçlen ıle dolu bı* dırek dıkılmış imıs, muzığın istenerek guru'tu durumuna geçırılmesı, dınlevem zaman raman hastanelık edecek ağır bır vorgunluk varatıvormu';, buna karşılık (belki de bu \uzden) dınlevicinın coşkunluğu gorulecek şevmıs («ız istedığınız kadar gulun geçın, bır olgu bu), ama >;ahnedekı unlu artıstler «bıslerde v enl parçalar çalmaö*ıklan içın ıslıklanmış, vuhalanmıslar Earth and Fıre orkestra«ım olusturan sanatçılann reiımlerıni buldurup baktım, bej kı^ılık bır kume ıkı başta birblrlerınin burnundan düsmu«çe«ıne benzeri, uzun san saçlı, kırmızısarı sakallı, av nı tombullukta, kara g'vsıli ikı genç, orkestranın org, solo gıtar, vokal sanatçılan G. Koerts ıle C Koerts, ortada esrrer, ka^ları vav gıbi kalkık bır kız, topluluğun solistı Jernev Kaeman, sonra bas srtar H. Z'ech ve davul Tom Klev Vaptıkları ışın onemıni bılen, mahzun ve dalgın bes >uz. 1940 Kuşağı Kurucular 1940 doŞumlu idi Demek savaşın kuru ekmeğım vedıler, oluler aıasmdan geçıp yuruduler, pavlasacak bır umut bulamamışlartfı. Sarsma ve sar<ılmavı gerekm orlardı. Bundan ^onra dunvada bır Bıtnık akımı başladı, bunlar genel davraruş \e hırpani kılıkları ıle toplumun, torelerın dışında bır jaşam Suren bır takım gençlerdi Sonradan daha baska adlarla anılan baska genç gezgınler dunyayı dolaşmava basladılar ve gıttıkleri verlerde çok şaşırtıcı bır ızlenım bıraktılar. etklleri derın, hızlı ve yaygın oldu. ls«ızlık, temızlıge boş verme, lçkı 1e çeşıtll çekıntılere rluşkunluk, bırpanılık ıçınde şa^ırtıcı bır clddıhk v ılmazlık ve korku=uzluk bellı baslı ozellıklen ldı Buradan, sonralan butun dunvavı «aran gençlık başkaldırı olaylanna (hıç kuşkusuz bır çok ara bolmelen de bulup gostererek) AHLÂR DERSL OKTAY AKBAL Evet Hayır ACI GERÇEKLER C umhurivetimizin elllnci nlını kutlamamızdan baslayaralc hesaplaşma: a gınşmek kolay bır \ol oldu Bu kolay yoldan ben de vararlanarak şu soru\u soracağım 29 Ekım 1923 tanhınden başlajan başanlı aşamaların yanında, Turk halkına Cumhuriyet'l tam anlamı ıle benımsettı*ımızi ve onu Cumhumet n bun\esınde bulunan ınsan gıbj jaşama ve duşunce ozgurluğune kavuşturduğumuzu ıddıa etmek mümkun mu' «Ahlâk dersi veren erkek, genellikle iki yüzJüdür, ahlâK dersl veren kadınsa her zaman çırkın » îlkokulaan lıseJenn son sınıflarına var ncaya dek «ahlâk» adlı bır dersm konacağını CHP MSP protokolunda o k u m c ı akhma O^car Wüde'ın bu sozu geldı. Ozel vaşamamızd<>. tcplum ıçınde karşılas,üğım bır takım «ahlâk.çılan duşundum Gjzım^n onunde canlandırdıra boylelerını. ahlâk. ahlak dı>e basjKanları, so>lev çekenlerı, akıl verenlerı . Çoğunun ıç vuzlerı saklıdır, ama yme de «arüâk» kurallarına uymadıkları, yakışmadıkları akar her yarjarından, yaşamlarınuı her arundan. Ahlâk, ahlâksızlık, ahlâk dışı, ahlâk ıçi . Rahatlıkla yazlıp ıö%lenen sozler O ahlâkhdır, sabah akşam namaz ktlar muslumandır, hacıdır, otekı ne camıye gıder ne namaza' Kınıınm ahlâkh olmaktan anladığı budur; dınıne bağh mı değıl mı' Hacı ol^un, namaz kıl«ın. oruç tutsun, yeter Varsın yapmadı'c kotuluk bırakmasın Vergı kaçırsın. yalan so\lesın, adam alcntMn, yasaları çığnesın, ona buna kotuluk etsm, zaıar yok' Bu tur ahlâk anlavışını gerçt t dındarlar da kabul etmez'er Dın, bır perde değıldır bır takım şejlerı saklamaya >ara>an Tam ter=ı, kı^ının kendını, ıç huzurunu ilgılendıren bır ınanç sağlamlığıdır dın, Mılll Eğitım Bakanhğı bu «ahlâk. dersmi bakalım nasıl uygulavacak1 Hangı anlamda ele alacak bu konuyu° Hangı dersın oğretmenlerıne verdırecek bu dersı9 Yenı Bakan Üstundoğ a buyuk sorumluluk duşuvor Her şev geçer, unutulur, butun fğulık bu gunlerın Eğitım Bakanının ustunde kalır Yarınk: k .şaVlar yanlış uvgulanrrış, ters yorumlanmı?, yarar jerıne zarar vermış bu «ahlâk» dersının hesabıru, bu dersı programa sokan, uy^ulayan Bakandan sorar. Bu bakundan saym Üstundağ"ın «ahlâk» dersi konusunu gereğı gıbi incelemesı, ınceletmesı, ondan sonra uygulamaya geçmesı gerekır «anırım. Ders olarak verılen, ezberletılen bır takım ahlâk ilkeleri, kbkenı ıster dın, ıster dın dışı duşuncelere dayansın beklenon yararı sağlayamaz Hatta tepeden ınme sunulan, sınıf gejmede ctken bır ders olarak belletılen ahlâk ilkeleri genç ogrencılerın kafasında busbutun karşı tepkıler de yaratabılır Ahlâk derrek, ahlâklı olmak demek, geıçek anlamıvle «ınsan olmak» clemek değü mıdır' Kendıne, çevresıne, toplumuna, ulusuna yararlı ınsan yaratmak, ahlâklı ınsan jaratmakla olur Bu ınsanı da lek bır dersın ezbercı, soyle\cı havası varatamaz Butun dersler bır foutundur, felsefesj, edebıyatı, tarıhı, sosjolojısı hepsı genç cğrencıjı «ınsanlık» yolunda yetışürmeye çalışan bılgı dallandır Edebıyat dersı de, felsefe de kışıyı olgunlaştırmak, kafasını s&ğlamlaştırmak. ınsan nedır ne değıldır bunları oğretmekle yukumludur Ahlâk adlı bır ders butun bunlarm dışında ne\ı, nasıl cgretecektır? Ahlâk sozcuğunü dın anlamında kullanmak ıstıyorlarsa, o başka Zorunlu bır dın dersinın 1974 jılı Turkıye'sınde ılkokuldan lıse son sınıfa dek konup konmaması ayrıca dusunulur, tartışılır .. Saınte Beuve'e göre «içtenlıkli olmamak, doğrucu olmamak, yalana başvurmak.tır ahlâksızlık . Turkıvenın son >ıllarında en çok ahlak sozu edenlerden gelmedı mı ahlâk dışı da\ranışlar însana yakışmayan ışler, sozler «ahlâk, ahlâk» dıje basıranlarda gorulmedı mı' Sozcukler ıçi boş kahplardır, davranışlarımız doldurur o kalıpları Ahlâk de\ıp ahlâksızlık yaptınız mı, oğrencılere «ahlâk kuralları»nı kendınıze gore oğretıp toplum ışlermde, kamuoşu onunde olup bıten ola>larda kendmız buna uymadınız mı, ahlâk sozcuğu bır çeşıt maske olur Ecevıt kabmesının Eğitım Bakanı Üstundağ'm değerli bır eğıtimcı olduğunu bılıvorum. Bu gorevde unutulmaz başarılar kazanmasım ısterım. Bakanlığının bınbır derdı sorunu var Durum boyleyken bır de «ahlâk» dersı çıkıvor ortaya' AhlaK dersının sınırlarını saptamak. kıtaplarmı hazırlatmak, bu dersı \erecek ogretmenlerı bulup atamak, venı \enı sorunlara, >enı yeıı ta^t'"1malara kapı açmaktır Bu zor donemde, çetınlerın çetını gore\,nde Ustundag a başarılar dılemek ısterım ÜLKEMİZÎ, ATATÜRKÇÜ ÇİZGİDEN ÇIKARMAYA, O'NUN DEVRİMLERİNİ YOZLAŞTIRMAYA ÇALIŞANLARI HİZAYA GETİRMEĞE ATATÜRKÇÜ GÜÇLER YETERLİDİR. zin ellınd yılma yakla?ıldıtı yıl larda daha da hızlannuı değü mi dır» Cesaretli Olmaiıyız Yatılı, yatısız okullarımızda, kendılerını musluman gostererek ikbal parsası toplamak bayagı he vesıne kafalarmı kaptırmı? bazı gozu donmuşlerın, mescıtler aça rak oğrencılerı bırbınne duşurduk lerı belgelerle saptandığı halde, Cumhurıyetın ellınci yüında cesaretsız MılH Eğıtımcıler bu art nıyetll harekete «Dur» demekten korkmuşlar, la>nkhk ılkesıne goz gore gore yapüan ıhanetı kabullen mışlerdır. Bu kışıler ne yazık ki, müslümanlığın ılân tahtasında değıl, lman tahtasında olduğu bılincının dışına kavarak kamuoyunda T» örgutte itıbarlannı yıtırmışlerdır. Bız ellınci yılı, şehırlerın ışık çağlavanlannda, kurulmuş taklarda. havaı fişeklerde ve çalınan da vullarda değıl, yapılmamıs. hızmet lerın, yoksul bırakümıj ve somü rulmuş halkm sesmi duyurmava basladığmın müjdesi olarak kutla dık. Atatürk devrimlerini korumada, lâvıklık ılkesini ayakta tutmada cesaretsizhğın yeri yoktur Turkıve Cumhurıvetını Atatürk çuluk çızgısınden çıkarmaya, onun devrimlerini yozlaştırmaya çalısanlan hızava getırmeye Ataturkçu guçler yeterlıdır. Cesur olmaja mecburuz. Zira, Cumhurıvetm nimetlenni, millî gelırın dağılımmı sosval adalete kavuşturmaya, yoksul halkı kalkmdırmava olan kararlılığımız, ulus severlığımızın andı olmalıdır. , I I I Reşat OĞUZ ANTALYA SENATÖRÜ »1 pahalıva ödenecek tehhkeli bır vazıfe ka>ıtsızhğının içınde bulunduklarının gafletınö*en elllncı vıla rağmen, vıne kendılerını toparlajamamış olmalarına ne derur' Cumhurivet Bajramlan, Ataturk e hesap vermenin mutlu vıldonumleri olmah değil midır' Havır. ton yıllarda hiç d« ovle olmadı Onun devnmlerini oy avcıI1S1 ıle karanlığın ve dın somuruculuğunun oburluğunda yok etmege çalışanlar, ellerinl kollarını kahraman edası ıçinde gezerek sallarlarken, O'r»a hesap veremeJığimızi, veremiyeceğımızi i>n bılmelıvız. Ataturk devrımlerinın en önem lllerınden bııının layıklık ı.kesı ol duğunu tekrara luzum yok Layıklık ılkesıdır kı, hem gerçek muslumanlık anlayışını, hem de bıreyı huzura kavuşturmuştur. Ataturk'un muslumanlığa buyük hızmetının inkârı Cumhurıjetıml Elli yıldan beri, nüfusumuzun kaçta kaçı okuvup vazmayı başarmış ilkokulu bı f ırmış Ttfrk kovlusunun çocuklarının kaç'a kaçı kasaba ve ıl olkullarında ojrenımlermi surdurmektedırler? Bunun cevabını utançtan eğılen başımızı vukarı kaldırarak kekelemeden \erebılır mıjız? Kojlerde ilkokulu bıtıren çocuklarımızın kımı okumaja, yazma\ 1 çoktan unutmuştur, kımılerı de, ıçlerınde bır turlü sonme\en okuma ısteğının kanajan jarasına, koylerınden gelıp geçen şajet anayollara >akınsa tabıı araçlardan gazete dılencliğıni sargı vapmak çaresızlığıni yaşamaktadırlar. Parmak mcelığınde akan krty çesmelerının onunde sıra bekleyen, ellen bakraçh kov kadınlarının, çocuklarının sefaletını bugune kadar gıderebıldık mı? Kovlerımızın kaçı içme suvuna kavu^turulmustur'' Çatlak toprağm bereketını uçuran susuzluğu, \ a?mur dua^ınm umuduna baglayan kov lerımızın bulunması Cumhur.vet'n ell ncı jıhnda ovunulecek bır goruntü mudur? U İSTANÖIJL Devlet Opera ve Balesî GENEL SANAT YONETMENI: AYDIN GUN I Şnbat 1974 Cnmartesi mkşamından Mbaren 512 16 19 23 26 Şnbat tarihlerinde I L Â N ; \\ Borçka İlçesi Göktaş Belediye Başkanhğmdanl 1 Bır adet 12 Kw. 380 V Tnıaae eleKtrik •Miertia ğ üretebılecek komple dızel ıenerator g"ubu 2î90 savıü ksr.un geregınce kapalı zarf usuluyle sa f :n aıınacrkt ı 2 Ihale 18 2 1974 gunu saat 14 de B°'ed>ye Er.cvimenl huzurunda yapılacaktır 3 İsteklılerın mezk'ir jenerator prubunu kac l»raya veebıleceklenne daır haznlayacakları te^hf mektunlannı ıhple tarıhıne kadar Beledne Başkanl'ğına sunaıalan gerekır. 4 Po^tadaki gecıkmeler kabul edılmez H 10776) 874 Keyfıvet ılân olur.ur. G. DONİZETTİ ALAYIN KIZI (Komlk opera 2 perde) TÜRKÎYE'DE ÎLK TEMSİLt SAHNEYE KOYAN: AYDIN GÜN ORKESTRA ŞEFÎ: PtNO TROST KORO ŞEFİ: CENAN AKIN Dekor: ACAR BAŞKURT KOREOGRAF: REZZAN ABtDİNOĞLU TÜRKÇESÎ: Saadet tKESUS ALTAN KOSTÜM: FİGEN SUAR Utanç Verici Ellıncı yılda, hâlâ Cumhurlyet ın ne demek olduğu bılıncıne varmamış koj lerımızın varlığından ajdmlarımız rremleketı ıdare edenlerımız acaba haberli mı dırler' 22 Ekım 1973 tarıhlı Cumhur n e t t e Sadun Tanju'nun «Sadr 1 Âzam» başhklı fıkrasmdan aldıgımız aşagıdakı paragraf ıb retîe okunmava değerdır «Fent Melen le Van da seçım mucadelesmı sorduğum Mel'h Kemal, kavbedı<;ıni şovle anlattı «tna nılmaz bır şev gelecek sıze ama, nasıl bır pronaganda yaptılar bı lır mısınız' Namaz zamanlan camılere gıdıp, Allah adına soz ıstejerek Sadrı Âzama ov vereceksınız, venı hükumetî de o kuracak, dıyerek » Istğmdan v ararlandırılmadıkları ıçın, Cumhurıvetm ne demek olduğunu bılmeven kor kutuk cahıl bırakılmış Doğu kovlusunun, ne denlı blr se vıvede bulunduğunun hazın tab losu, elhncı yıl n vuz kızartıcı gerçeklennden bır başkası d'e ğıl mıdır? Ellmci yıla, oğretmensızlikten kıvranan ve bu vuzden pek çok der>;lerl boş geçen ortaokul ve lıselenmızın penşanîığı ıle gK" dık 1973 1974 oğretim yılına sl va^ı yatınm hırsı ıle açtırılan 3îO ortaokula ve buna vakın ll se halıne eetınlen oğ'etmensız mudursuz \e fakat muhurlu oS retım kurumlarıvle gırmış ol manın he«apsızlıjı da ellınci vı lın perışanlığına eklenecek esef verıcı bır baska soruntudur Turk ulusunun geleceğının tek euvencesı oğretmene gerek h kiMİığı vermekten sakın, mad dî sıkıntınm sancı=ına mahkum et, me>;leğı çeWı hale petırmekten kaçın, sonra; «oğretmen bulamıvorum» dıve, vakın. îşte Cumhurıvetm elhncı v ıhnın plansız, du?ensız Mıllî Eğltimi öğretmensızlığm acısını çeken gençler, kaldırımlarda sescız ve fakat ıhmal edi'mış olmanın ofkPİi bakışlarıvle bı r proMem ı^tıdadını taşıdıklarını sovler gıbırlırler. Bu yurdun gerılıkten kurtuluşunun, Atatürk devrımlerinın korunuşunun, savunuşunun ancak, Ataturk ulkusune kendllerinı adamış oğretmenlerle mumkun olacağını unutarak oğretmenleri ihmal edenlenn, fatura TEŞEKKÜR Ü 26 Ocak 1974 günü Izmır Cumaovası Havaalanında mevdana gelen ve Milletimlzl kedere boğan, muessıf uçak kazası nederuyle tâzıj etlerınl bıldıren ve ilgılerınj esırgemeyen, başta; Oynayan sanatçılar : AZRA GÜN OKTAY TEZCANLI TAHİR TAHİRGtL GÜLTEN TUNCELt FERDİ ATUNER NURİ CANDAŞ Blletler 26 Ocak 1974 Cnmartesi tarihinden itibaren Mak«ira fişclennde satılmaktadır. ögTetmen ve öfrencilere % 50 ındırim vardır. TELEFON : 44 31 34 (Basın 10660) Cumhurbaşkanı Savm FAHRİ KORUTÜRK İle Cumhuriyet Senatosu Başkanı Savın TEKİN ARIBURUN, Başbakan Savın BÜLENT ECEVİT, Adalet Partisi Genel Başkanı Sayın SÜLEYMAN DEMİREL, Başbakan yardımcısı Sayın NECMETTİN ERBAKAN, Ulaştırma Bakanı Sayın FERDA GÜLEY, Dcniz Kuvvetleri Komutanı Saym Oramiral KEMAL KAYACAN, Hava Ku^'etleri Komutanı Savm Orgeneral EMİN ALPKAYA, Cumhurijet Halk Partisi Genel Sekreteri ve Devlet Bakanı ORHAN EYÜBOĞLU'na kaza dolayıshle devamh olarak her ttlrlü vakın yardımlannı gösteren îzmir Vall Vekilı Sayın Raşıt Bılgegurun Beledıve Başkanı Sayın thsan Aİ3~anak îzmır Hava Eğitım Okulu Komutanı Sayın Korgeneral Samıh Alavbayoğlu, Hava Teknik Okullar Komutanı Sa^^n Tuğgeneral Şevki Yetgıner. Hava Hastahanesi Başhekımi Sayın Kd Albay Bedıı Toron, Devlet Hastahanesi Başhekimi Savın Dr Nıhat Soytok, Çocuk Hastahanesi Baçhekımi Savın Dr. Orhan Eloğlu'na telefon telgrafla ve şahser bas^ağhğı dıleven bütün dostlarımıza, yurttaslanmıza, kuruluşlara sonsuz teşekkurlerlmızj sunanz» Memur Alınacaktır Muessesemlzde munhal bulunan Genel îdare ve Avukathk Hızmetleri sınıfına dahıl kadrolara bay ve bayan memur ve avukat alınacaktır Tayın olunacaklara 657 sayılı kanun hukumlerı ujarınca ucret odenecektır A\rıca Muessesemızın Kadıkoy ve Yemkoy'e servıs vasıtaiarı mevcuttur. İLÂN Istanbul İktisadî ve Ticarî İlimler Akademisi Senato Başkanlığından Akademimize bağlı aşağıda adlan yazılı Yük•ek Okullarda açılan Kontenıanlara yenl öğrend kavıt edılecektir. Alınacak ögrenci adedi, gereklı taban puanlar ve Kayıt tarıhlen Okullarda ilân edilmiştir. Üeilılert duvurulur Şışll Beyazıt Aksaray tktısad! ve Ticarl îlimler Yüksek Okullan. Galatasaray Iktısat ve Işletmecililt Yüksek Dkulu, îstanbul Dışhekımlıği Yuksek Okuhı. (Basın: 10843880) MEMURİYETE ALINACAKLARDA ARANILAN ŞARTLAR 1 Askerlık gorevınl yapmış olmak. 2 Muracaat tarlhinde 30 \a<;ından buyuk olmamak. 3 Yukumlu hlrmeti bulunmamak 4 Iktl^at Fakultesı, îktisadi ve Tıcarl llımler Akademisı, Tıcaret Lısesı veja lıse mezunu olmak AVUKATLIK İÇİN MURACAAT EDECEKLERDE ARANILAN ŞARTLAR 1 2 3 4 Askerlık hızmetıni yapmıs bulunmak. Yukumlu hızmetı bulunmamak. Mesleğinde çalışmış olmak. 160 savılı kanuna tabi yerlerde geçmiş 10 seneden la hızmetı bulunanlara 4 dereceden kadro tahsıs nacaktır Muracaatların en geç 9'2/1974 gunu mesaı «aatı mıne kadar Muesspsemız Personel Mucfurluğune dılekçe ıle şahsen muracaatları rlca olunur fazolubıtibır SÜMERBANK DERİ VE KUNDURA SANAYİİ MÜESSESESİ R79 TÜRK HAVA YOLLARI A. 0. • = DUYURU t • > t t »• »» t •TTTTTVTTTT'TTTTT^J HARlTA VE KADASTKO MÜHENDİSLERİ OD*SI'ND4N Otfamızın XX Genel Kurul Toplantısı 9 10 Şubat 1974 gunleri saat 10 00'dan ıtıbaren fmar ve Iskan Bakanllğı konferans salonunda yapılacaktır. Üyelerlmızın tesriflerl rica olunur YÖNETÎM KURÜLtr ıııiiiınımııınııııını.ım.i (Cumhuriyet 898)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle