Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET 10 Aralık 1974 OİE İİK »3ÎR. KOİE K i l 5ATIN OMU M ABDÎTLCA DAGLAR KRALI Yazan: Edmond About 46Onun anladığı anlamda doktor değildim, toksıkoloji konusunda bügüenm. kafamda toparladım. Ariamı kusturmak için parmaklarmı gırtlağına soktum. Sonunda basardım. Kral midesindekileri çıkardıfrtan sonra kendisıne miimkün olduğu kadar çok su içirdinı. Dr. Sangrado'nun metoduyâu bu Saat ona doğru Hacı Stsvros blraz daha iyileşmiş görünüyordu. Ama çubukçusu zehrin etkisinden kurtulamayıp ölmüştü. Savas iki tarafın karsılıklı ateşiyıe devam edıyordu. Fakat karanlık bastığından aaha çok kör atışlardı bunlar. Bizim cephane üstünlügümüze karşın, karşı tarafın da erzatı boldu. Moralımin bozmak için şarkılar söyiüyor şaraD içiyor, kokusu bıze kadar gelsin diye kuzular çeyiriyorlardı. Hacı Stavros'un karargâbj tam bir savas alanına dönmüştü. Koltzicla ve adam lan koca çamlan köklerüıden söküp atesa ver mislerdi. Salı sabahı, dostlanmm da dusmanianmızı da ayru tarafsızlık içinde ıslatan pıs bir yagmurla başladı. İki taraf venıden birbirlerine ateş açmışlardı. Bizimki!fr karşı taraftan bes kisiyi öldürmüslerdı o ana kadar. Bir ara ben de kendimi çatışmanın hevecamna kaptırarak süâha sanldım. Doğnısu pek basansız da değildim. Size daha önce ıurden ıazla hdam öldürdüğümü söyıemistim. S;mdı bunıann ne kadar oldugunu açıklamam gereksiz, ılerde tıp doktoru olursam, yeni kurbanlarımla bırlıkt* bilânçoyu çıkaracagım. Basarıianm Kral'ı da aşka getirmiş olmalı ki, o da siiâha sarıldı. Ne var ki, ellerinin sişligi tetigi cekmesine engei oluyordu. Saat dokuza doğru büylik in&Üa çarpışmaya devam eden düşman bize ateşı kesti. Simdi hepsi ters yönden gelen tehMeye yönelmıslerdi. Acaba onları arkadan kuşatan kımdı? Bu sorunun cevabını çok geçmeden pek ıyi tanıdıgım bir sesin «All right» diye bagırmasıyle almış oldum. Onbeş yirmi dakika sonra tepeden tırnaga silablı üç adam. baıikatı aşarak, yıldırım gıoi bizim alanın ortasına dalıverdiler. Harris ve Lobster ellerinde ilcişej altı patlar Giacomo ise koca bir tüfekJe etrala öİüm saçıyorlardı. Bu üç adam, her yana ö!üm saçarak çarpışmaya devam ederken, onlara sesımı duyurmak oianağmı bile bulamadım. Haykırışlarcm patlamalar arasında kayboluycrdu. Hacı Stavros ile benım aramda tam sınere vatmış bulunan Dimitri'nin çabaları da sonuc vermedi. Harns Lobster ve Giacomo, ateş edivor, vuruyor, koşuyor ve îıer darbeyi sendı dıllerındfl Hyıyorlardı. One! dıyordu Hariss. Two! diye ekliyordu Lobster Tre qautro, cinque diye bagırıyordu Giaeomo. Beşinci kelle Tamburis'inkiydi. Giacomo'nun koca tüfeğinden çıkan ınermi aoam:n beynini, taş altında ezilen ceviz gib' uarmadağın etti. Haydutun beyni erafa dagıhrker., vücudu da, çamaşırcının dere kıyısına attığı bir yıgın gıbi kayoağın içine yuvarland:. Sonunda çevrede birkaç yaraİLdan oaşkm idmse kalmayınca dostlanm durdular Beni ilk hatırlayan Harris oldu. Giacomo sadec* uçurduğu kellelerl doğru sayıp saymadıgmırj kuşkusu ıcındeydj. Harris bütün ıricuyle bagırdı: Hermann nerdesıniz? Burada, diye cevap verdım. Daglar Kralı bütün bitkinligine raSmen omuzuma tutunarak, doğrulup kayaya dayandı ve bu kadar kişiyi öldürerek yanına varmıs olan bu adanıların gözlerinın »çine bakarak rakur bir ifade ile: Ben Hacı Stavros'um. decl. Dostlanm uzun süredir Hacı Stavros'un canmı almaya yemin etmışlerdi Mistralı kızların, benim ve nihayet kendilerinin öcünü yaş lı palikaryanın yanına koymayacaKlardı. Bununla birlikte silâhlarını ateşıemelsrine engel olmak için ellerıni tutmama gerek kalmadı. Bu yıkılmış kahramanda öyie bir büyüklük kal'.nnsı vardı ki, üstelik bu ?enç adamlar sılâhsız bir düşman karşısında bütün kinlerıni unutmc&k ya^taydılar. John Harris'e Kral'ın Beni ölüm halindeyken bile Kendi adamlarma karjı nasıl savundugunu anlattım bonunda son öldürdükierinin bize saaık kalan kişıler olduklannı belırttim. Kendıleri düsünseydıier. Bız, Adalet jfibi gözümüz ba|h olarık buıava daldık. Bu şeytanlar ölmeden önce bir ıvi narekette bulundularsa, herhalde yukanda hesaplan Rörülürken bu davranışlan dikkate aiınacaktır Be nim buna bir itirazım yok dedı. Sizi yardımcilarmızdan yoksun kılmış olmamıza gelince, dedi. Lobster, hiç merak etmeyin her elimiıde bir tabanca, ıkişer tane de cebimizde olunca herbirimiz yirmi kişiye bedelizdir. Bunlan öldürdük, obüılenni de temizlerız, sıralarını beklesinler. Ben bütün bir orduyu yokeaebilirim dedi Maltalı Giacomo, kendimi boga gibi şrüçlü hissediyorum. Hey yaraDbim Bu elleri konsoloslugun mektuplarını •nuhürlemek için kullanmak ne büyük eiınah. Bu arada ılk şaşkınlığını atıatan düşman kuşatmayı yeniden başlatmıstı. Koltzida, dost düsman ayırmadan önüne gelene ölüm saçan bu üç korkunç adam hakkında ne düsünecegini bilmiyordu. Barikatlardax buruniarını uzâtanlar, korkunç katliamı ve bu arada, Kral' ın rehirln etkisınden kurtulduğunu görmüslerdi. Koltzida adamlartna barikatları yiKma emrini verdi. Onlar çalışmaya oaşladıklan anda dostlanm silâhlarını yeriden «onuşturdular. Kral John H»rris'e dbndü: Fotıni nerede? Gemimde. Ona bir kötülük yapmadımz degil mi? Ben siz miyim ki genç kızlara Ukence yapayım1' Haklısınız ben alçak bir ıhtıyarım, beni affedin. Kızımı serbest oırakacaftınıza da söz verın lütfen. ünu ne yapayım istlyursunuz? Dostum Hermann'ı bulduğuma eöre kendisinl derhal bırakacağım. Fidye lstemeden ml? Ah iiıüyar. bunak ahü Çeviren: Ali Sirmen 101 YIL ÖNCE ISTANBUL Edirne Istanbul Demiryolu'nun en aşağı 50 kilometrelik kısmı yersiz ve faydasızdır Kısa bir süre öncesine kadar, îstanbul'a, karayolundan gejı hem uzun zaman aiır, hem de insanı yorardı. Böyiesine bir yoıculuk ancak yazın yapılabiliıdi!. Bunun da nedeni, Bulgar.stan'da ve kesinükle Sırbistan'ın büyiicek bir bolgesinde demirj'olu nulunmuyordu:. Kışın ise bu ülkelerde, bir metre boyunda kar ve eksi 20 derece soğuk yapardı. Ü»telik aşajıyukan 400 Km. lik bir uzagı kızakla aşmak ve böy^ece Balkanları geçmek gerektiginden, bu ise ancak gözü pek kişiler için çekicıydi!.. Buna karşıhk, yaz aylarında da îstanbul'un sıcağı çok bunaltıcıdır. Oraya denizyolu ile gıtmtk, hiç olmazsa bu denli bir yolculuğun önemli bir bölümü için düşünülebilir. Fakat, bu da denizden korkan bir çok turistin cesaretLii kırmaktadır. peşte, Belgrat, Sophya. Pilibe va Edirne ye »elır.ebiiir... Paris'ten, Istanbula trenle sıdecek olursanız, izleyeceğınız yol bu oiabilir. Sonradan donüş y.)iu nu da nasıl olsa kısaca anıatacağız. Pasaportunuzu «Türkıye Mühürdarlığı» (Geçiş izni veren n.akam)'na vize ettirmeyi unutınamak gerekir. Bu islem çok ışe ja ramazsa da yine de yapılmahdır. Ve şimdi artık yola düzüldıik demektir. Theodore CAHU Yıl ISTA.. turistık gezi ve yayın ymşantısı, çafının Fransa'sında da, kendi ko?ulları içinde, doğal cabalarını sürdürmektedir. O sıra. orijinal bir gezi japmayı tasarlamakta olan Theoıiore Cahu adında bir hransız yazar turist'i de, düş nücfin'in ue katkısının Tanısıra planladıği «Doğu Gerisi» için, Istanbul'u (belkı de gördükten sonra) temel konu olarak ele almıstır (ierçckten de o çağ düzeyinde Istanbul. Batı anlamında bir masa] <,pkiciliğijle düş kurmuş ki$Uer için ideal bir son duraktır!.. Işte, Theodore c:»hu da, yalnız ırlenımlerinı lıij,ıd» vacmakla kalmamıs, olağaniistü çizgı gücüyle 160 desen de istanbul'u ciltlrr dolusu bir anlatım uzunluçuna rşıt ve Hİbümiinün 12 savfaliK 1 hölümünü bize ayırarak, cidden görülmeğe değer eüzel sravürlerle bezedici bir nlmez vapıt mevdana getirmiş!. Bu çezı notlarının tümünü Cumhuriyet gazetesınin siz sayın okuyucularına sunuyoroz. Çiinkü sezginci vazar Rrrçekten 100 rıl öncesinin SzellilUe Başkenti Istanbul içi ya$antısına değinen dikkate değer özelliklerini belceieyen bir notlar <iiziu verıvor. Bu arada. belkı vüzyıl öncesi Frangız oili d^vımlrruıi ve ban rer adlarını çiiıümlemede yanlıslarımız olmuşsa azız otrnrlanmızın bizi bafi^İayacaklarım umarız. TURGUT ETtNGÜ içindeki tozluklan, değisik blçımdekı patiaklıklarını örterler! Yalnız silâhları göz alıcı bakım dadır. En azından 3040 fişekle dolu ve göğüslerıne çapraz asılmış fişeklıklen ile bu yıfit görünüşlü askerler, bakanlara bir korku havası verir. Bunlaruı müs terek tek yanlan Fes'lerıdir... Onüç saat süren 32u Km.'lik bir yol boyunca, ıstasyonlara ender rastlanır! Bunlar da: Ba baeski, Kuleliburgaz (Luleburgaz), Pavloköy. Çorlu, Çerkezköy (ki. burada bir büfe vardır), Küçukçekmece ve bir kaç kiiçük istasyon daha... Temiz bir şey yok Yolculuk süresınce temlz birşey bulamazsmız! Bu nederüe, yola çıkarken ^anınıza boı erzak almann gerekir. Yol boyunca rastlanan bazı llçeler blrer yoK sulluk örnegıdirl Kesme toprak veya agaçlardan yapma fculübele rın çatılarının rüzgârlara dayanabılmesı içın kocaman taşlardan yararlanmışiar... Buralann insanlan, dış görünüşlen bakımından biwm düşlerimize giren ürkütilcü tiplerdir. Oysa gerçekte iyi yürekll ve cesur kimselerdir. Bütün bunlara, yolculuktan ötürü değinmek zonında kaldık. Ve iste. üzerinde mara bulutlannın uçuşup ovnaştıSı Marmara denizinin İlk maviliklerı... Demiryolu denize vaklaşıyor, sanki onu yalıyor! Hızla daldıjimız karşı yöndç sanki gçcenin perdes) inmekte: işıklar Eözüküyor! tşte. Rusiann oradan ts : tanbul'u seyrettiklerl ve TMllar için son duraklama noktası sayılan SanStefano (Yeşilköy) As sonra, sur dışı mahallelere giriyoruz. Trenimiz, uzunca bir zaman daha, demiryolu bovunca sıraianmış evlerin arasindan geçerek. îirda duruyor™ Düdük sesi Bir düdük sesl yankılanır kulaklarımzda! Bu, son bir ayruık işareti: Paris'in Batı gan boyuııca, şenlık günierini haürlatan b:r ışıklanma ile mavi, yeşil, kınnızı, beyaz renkli fenerlerin onünden hızla geçmektesiniz. Ancak bir eöz atımı fırsatını bulabilirsini7: Paris, kaçarcasına bizden uzsklaçıyor veya biz Paris'ten.. Türkiye için ilk göz durağınız «Edirne» şehri olur. Özellikle, kentüı tarihsel yapıtlarin içinde Selimiye Camii, bütün dünyada, îslâmlık sdına yapılmış anıtlarm belki de en gü7elidır. Dört Bu açıdan bakıldıkta üç yol ortaya çıkıyor: Birincisi Viyana' dan; Bükreş • Varna, oradan cia fcildir. deniz yoluyla îstanbul'a erişnıck.. Bunun da sakıncalı yönü, KaıaUzun ve monoton deniz'in çogu kez fırtınalı ve çok Edirne Istanbul yolu uzun dalgalı oluşudur. Ikinci ise; Its!ve monotondur. Demiryolu, yolu ya'yı geçmek ve Brindizi'den bir gemij'e binerek: Korfu, Korenı, Atına ve Pire'ye varmak... Üçün ••••••••••••••••••»•••»•••••••••••••••••••• cüsü ise: Marsilyadan başiaya rak. Napoli ve Pire'den, Izmire E S K ÎŞ E H I R ugTayarak, Istanbula varmak.. Boylece yedi gün sürecek bir yol • DEVLET MÜHENDISLİK VE culugu göze almanız gereklidır Bugün için. ister yaz, ister Kiş olsun, Istanbul'a rahat gideDi! MİMARLIK AKADEMİSİ menin en pratik yolu «Dogu Ekspresinne binmektir. Boylece yol| culuk süresi de üç güne düşer!.. Yol bojTinca Nancy, Strasbourg, Stuttgart, Münih, Viyana, Buüa mınaıesi. büyuk bir atıhm ve ce saretm ifadesidır. Sayısiz kubbe lerı, ınsanm gözlerıne gurur yan sıtıyor: Yapmın tüm göriinüşü azamet vericidir... Caminin içini gezmek isteyen kim olursa olsun, ilkin ayakkabılan çıkartılır ve deriden yapılmış, işlemeh ağır kapı perdesi kaldırıldıktan sonra, içeri alınır. îç duvarlar, yukandan aşagıya gerçekten çok zarif yapılmış ve el sanatının en güzel örnekleri çiniler, jine elyazması Kur'an ayetleriyle bezenmiştir. Tabanın tUmil dua halılan ve hasır'.art» döşsjidir. Her kubbenin altında ve Sutunlar arasında kristal avi zeler ve yağ kandilleri, kollu şamdanlar sallanmaktadır. Ancak, kullanı'.an zengin mal zeme hariç tutulursa, camilerin içi diğer mezheplerin sanat zen ginliklerinin hiçbirine sahip de uzatmaktan başka b;r ışe yara maksızın geniş ve sürekli kavis ler çizer. En aşagı 50 Km.'lik demiryolu yersiz ve faydasızdır. Çünkü bu bitmeyen kavısler, ne bir nehir, ne de bir dağ dan kurtulma amacıru giitmektedir! Görünen alanlar düz, büyük akar sulardan veya bir engelden annmıs durumdadır. Ban liyö trenlerj düzensizdir. Yolcuların tümü hazır olunca hareket eder ve gıdilecek yere, ancak varabildiği saatte yolcusunu da ındirir! Her istasyonda, asIserlert. rastlanır. Bu zavallılar df kadar perişan, y^ımalı veyırtâc eîbiseleriyle öylesine yokluk içindedirler ki. görenlere sadece üzüntü verirler. Ev\elce kır mızı renkte oldugu anlaşılan bır kac kulak (Giysinin iki parçasını bır birine baflayan)'la süs lü, gri kaputlannm her yanı de lik deşik ve yamalıdır. Anlatıla mıyacak kadar renk avkınlıSı gösteren pantolonları eriyip bitmiş; ıç mmtanlanmn dı^arı s?.rk masına yol açmış! Toz toprak Y A R I N : ISTANBUL'DAYIZ İ Ditedİğİ fakülte veyayuksehokula giremeyen hekiemeU ve lise son smtföğrenciUmne DiŞi BOND ÖĞRENCİLERİNE DUYURU • • • • • • • • Büyük çoğTinluğn taşradan gelen ögTetim uyelerimiz ders • yapmaya hazır durumdadırlar ve bazı derslerimte yapılmak• tadır. • Akademimizde derslere devam olunmaktadır. Derslere devam mecburiyeti vardır ve tfevamın kontrolü yapılmaktadır. »Test tekniğine uygun ve test uygulamalı öğretim • Ucretsiz tüm Göksen yaymlan •Ücretsiz fensosyalvetenek matbu testleri •Sabah.ödjle.aksam smıfları Lise son sınıf Sgrencilerlne 21 Aralık • 1 Temmuz 11 Ocak 27 OcaJc (Somestre) BeklemeUlere 2 Ocak • 1 Temmua FENSINIFI . UNİVERŞİTEYE GİRİS Derslere devamsız ögrencllerimizin öfrenlmde gec k»lacakları ve ban haklannı kaybedeceklen bir gerçektir. Durumun ögrencilerimizce bilinmesinl ve derslere devam etmelerini önemle duyururuz. AKADEMİ BAŞKANLJGI «•••••••••••••••••»•+»•••••••••••••••••••»• (Basın: 26230/9840) GOK5EN OERSANESİ Turhal Şeker Fabrikası Müdürlücünden 1 Fabrlkamızın tevsii ve modemleştirilmesi dolayısiyle tesisatta kullanılmayacak olan 10 ton/saat, 20 atü, buhar sühuneti 350 C* olan döner ızgaralı 5 adet çalışır durumda BUCKAU tipi kazanlar kapalı zarf usulü teklif almak ve gerekirse açık artırma ve pazarlık yapmak suretiyle satılacaktır. 2 İhale 20 aralık 1974 cuma günü saat 10.00'da Fabrikamız Ofis binasında yapılacaktır. 3 Her kazan için tesbit edilen muhammen bedei TL. 500.000, (Beşyüzbın lira) olup kazanlann yerlerinden sökümünü fabrika japacaktır. 4 Kazanlar halen fabrikamızda. kurulu oidugıı yerde görülebilir. 5 Bu işe ait şartname Fabrikamız Tıcaret Semsinden temin edilebilir. 6 Fabrikamız 2490 sayül kanuna tabi olmadığından ihaleyl yapıp yapmamakta veya dilediğine yapmakta serbesttır. (Basın: 2S59O9«36) özel TİFFANY JONES PTT Genel Müdürlüğünden 1969 Dünya Posta Kongresinde 1.10.1973 tarihinden başlayarak bütün dünya memleketlerinde 9x14 cm den küçük boyuttaki zarflarm kabul edimemesi kararlaştınlmış ve uygulamasma geçilmiştir. Geçtiğimiz Şeker Bayramında halkımızca bu gereğe büyük ölçüde uyulmuş olmakla beraber, bazı yurttaşlarımızın konudan haberdar olmadıklan, söz konusu boyuttan küçük zarf kullandıklan, bundan dolayı da gönderilerinin kabul edilmeyerek haberleşmede gecikmelerin doğdugu görülmüştür. 9x14 cm den daha küçük boyuttaki mektup ve tebrik farflarının kesinlikle kabul edilmeyeceği konusunda sayrn halkımızı tekrar uyarır önümüzdeki Kurban Bayramı ve Yılbaşmda bu konuya gerekli özeni göstermelerini dileriz. Saygüarımızla. CBasm: 266379837) BEYAZITİSTANBUL Cumhuriyet: 9838 GARTH Yalova Devlet Uretme Çiftliği Müdürlüğünden 1 Çıftliğimızce 1100 Imroz koyunu ile 9(K) kuzu 18.12.1974 çarşamba günü açık artırma ile satılacaktır. 2 Beher koyunun muhammen bedeli 300. TL., kuzu ve toklular 150. TL. dır. 3 Muvakkat tcminatı koyunların 33.(»0. TL., kuzu ve tokluların 13.500. TL. dır 4 Buna ait şartname mesai saatlerinde Istanbul, Çanakkale, Bursa, Balıkerir, îzmit, Teknik Ziraat Müdürlükleri ile. Ar.kara D. Ü. Çiftlikleri Genel Müdürlüğünde ve Çiftlık merkezinde görülebilir. T Ayağımu Yerde f B'AŞIMIZ GÖKLERDE OLMAÜDiR HAVA KUVVETI.ERİNt GÜÇL F.NDtRME V AKFI HI9İ (Basrn: 2565ü9833)