18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ORMANLAR YOK EDÎLDÎĞÎ ÎÇÎN KARASU İLÇESİNİN İHSANÎYE YÖRESİNDEKİ BÖLGE ÖRGÜTÜ KALD1RILDI Genç orman mühendisi konuşuyordu üzgün üzgün: Bu alanda 1946'da 46 bin hektar orman vardı, 1964'e gelindiğinde bu alan 24 bin hektara 1970'de 19 bin Yılmaz GÜMÜŞBAŞ Genç orman mühendisi elindeki tomardan birısini çekerek önümüze koydu ve büyük bir yılgınlık için, « Bak, bir de deniz kurumaz derler. işte size kurumuş bir denizin resmi. Sadece ren gi mavı deşji! de yeşil..» dedi. Önümüzdrki fotoğrafta kıraç bir toprak parçası görülüyordu. Üzerinde yer yer ölmüş ağaç kökleri Şurada burada «öl meye yatmış» hastahklı, ağaç olmaya özenen bir kaç sürgün artığı. Bir kıyım alanı, bir savaş alanı. Hoyrat bazı ellerin «ypşil»e, «yeşil elmas»a karşı actıjı bir kıvım. hir savaş alanı.. lanndan çekilmişti. Fotoğrafiadığı için bir süre önce kapatılrın hepsinde kıyılmış, yakılmış mıştır. ağaç artlkları ve boz topraklar Bölge şefliği alanında 1946 yıgörülüyordu. Bazılarında da lında 45 bin 88 hektar ormanlık genç fınd:k fidanları, mısır tar alan saptandığı halde bu alan Iaiarı... 1864 yıhnda 24 bır> 200, 1970 Genç orman mühendisinin an . yılınd'a da 18 bin 700 hektara inince, orman işleîmesi yetkililattıklarım bu fotoğraflar en lerı îhsaniye bölge şefliğini kagüze] şekilde kanıthyordu. Epatmak zorunda kalmışlardır. vet, gerçekten de «deniz bitiBu alan 1970 yılından sonra çok yordu.» daha fazla azalmış, ormanlık aİstersenız yazımıza çok yenı lanın yüzde 50'ye yakın bir böbir haberle devam edelim : • Sakaryaya bağlı Karasu or lümü açma ve çoğu kasıtlı olarak çıkarılan yangınlar sonu man işletmesinın thsar.iye bölcu ortadan kalkmca yetkililer ge şefligı. yorede koruyacak ve artık yapılacak birpev kalmatiıdeğerlendirecek orman kalmağı kanısına varmışlardır.» Sade thsaniye mi? Genç orman mühendisl, lhsaniye orman bölge şefliğinin ve bölge ormanlarının bu acı sonuna ılişkin sörüşlerim sorduğumuz da, daha da göigelenen yüzii ve daha da umutsuzlasan sesıyle şunları söyledi: «Eksık bu bilgı. Daha doğrusu th?aniye olan bölümu tamam da, Türkiye düzeyinde eksik Son 23 yıl ıçinde 150'ye yakın bölgenin kapatıldığını bi liyor musunuz? Bunlardan bir kısmı secmıs Hönemlerde po litik amaçlarla açılmış olan bölgelerdı, ama çogunda gerçekten korunması gerekli ormanlar vardı Hem de ne orman? Şımdl toprağı bile kalmadı Açıkgözler paylaştılar. Tarla vaptılar. fındık diktiler, mısır etkiler Gitti gider bizim orman denlzımiz » Evet kıyrmşlardı binlerce, yüzbinlerce ağaca. BaltalarLa, elektriklı testerelerle dalmışlarrfı ormanların içine. kesmişler tarla açmışlardı. Çoğunu da ih tiyacı olmayan kisıler vapmiştı. Tuttuklan adamlara kestirmişler ağaçlan, açılan alanı çev renin yoksul köylülerine Satmıslardı ates pahasına. Kimin malmı kesip. kimin ma lını satıyorsun dive çıkanlan yıldırmıs öldürmüşlerdi. Devleı âcız kalıyordu bu orman eşkiyalarıyla mücadelede. Orman milyonerleri tiiremişti o yorelerde. Kesiyor, biçiyor, satıyorduYeşil altına sahip çıkanların savısı gittikçe azalıyordu. Sanki vazgeçilmişti bu hepimizin olan hazineden. Birkaç sürgün artığı Genç orman miihendisi anlat maya devam ediyordu: «Bu «nrdüeünüz hnz toprak larda çok kısa zamana kadar ba şı güneşe yönelmiş. kuşlara, kervanlara yol vermeyen ormanlar vardı Dfvletindi bu or manlar ve yılda iilkeve milyon larca doiar gelir sağlardı tşte şimcfi görüyorsunuz. birkaç sür giin artığından baska bir şey kalmadı. Digerlerinin de sonucu bundan farkh olmayacağa benzer...» Genç orn.nn mühendmnin elindeki fotoi>râf!ar Sakarya'nın Kara?u. Hendek, Akyazı ve Bnlu'ya doğru uzanan ormanOrman milvoııerleri tiiremişti o vörelerde. Kesiyor, biçiyor. satıvorlardı. Vesil altına sahip Vikanların savısı gittikçe azalıyorda. hektara indi. İnince de Orman İşletmesi kapatıldı... Yeşil deniz bitiyor Günahı yetkiülenn boynuna. Bizden haber vermesi: Yeşil deniz bitiyor.. Gelecek yıl yenı orman isletmelen kapatılacak.. Ormancılar bu hazineyi korumak için yeni şehitler verecekler... Hahrlanscağı üzere, sayın Cumhurbaşkanı tarafından yeni Hükümetin kurulnıası görevi önce ECEVtT'e, sonra da DEMİREL'e veril diğinde, beş sorumlu parti liderinin, bağdaştırılması zor, hattâ bir bakıma da olanaksız tutumlan ile, Türk kamuoyu önüne föyle bir tablo sergilenmişti: CHP Erken seçimi kaçmılmaz görür. Aralık 1974de seçime gidilmek şarü ile Ecevit başkanlığında bir CHP AP, veya CHP DP koalisyonu, ya da bir başka koaiisyon çözümüne hazırdır. Ancak, bu sonuncu çözümde, kendince denenmiş. ve isbirliğine salih görülmemıs olan MSP bulunmıyacaktır. AP Ecevit başkanlığında, ya da CHP'nin dahil bulunacağı herhangi bir koalisyona hayır! der. Ekim 1975'ten önce bir erken seçimi kabul etmez. Kurulacak ortaklığın <Komünizme ve sola karşı olmasını ister. Demirel'i Başbakanlıktan hariç tutacak bir ortaklığın sözünü bile etmeye tahammül gösteremez. MSP tktidar koltuğuna Uişme olanağını verecek renkli, renksiz her ortaklığa girmeye hazır ve isteklidir. DP Kendi Genel Sekreterinin ağzından «Erken seçim»in isim babası olan DP. hiç değilse bu dönemde CHP'nin dahil bulunacağı bir ortaklıkta görev almamaya kararlıdır. Ülkenin çıkarlarını Milliyetçi Sağ Koalisyonda görür. Başta Demirel olmak üzere, eskimis, yıpranmış isimlerin başkanlığındaki karma hükümetlerin iş göremiyeceği gö rüsündedir. CHP'siz, Demirel'siz, fakat tarafsız bir Parlamenter baskanlığında, liderler dışı bir Hükümet ister. CGP Hükümet kurulmasında sandalye savısı itibariyle «sine qua non» bir parti niteliğinde olmadığının bilinci içinde, kişi ve parti ayırımı yapmadan bir Millî Beraberlik Hükümeti kurulmasını ister. Ne var ki, CHP'nin dışarıda bırakılacağı bir MUU Beraberlik Hü kümetini çok daha yeğ bulur. Özetlersek, tüm siyasal partilerimiz bir «Gölge psikozu> içindedirler ve kurulacak koalisyonda: AP, Cumhuriyet Halk Partisinin gölgesinde kalmak» istemez, DP. Demirel'in «gölgesini görmeye» tahammül edemez, CHP. kurulacak ortaklığı, bilinen tutum ve davranıjı ile MSP'nin •gölgelemesi.ne rıza gösteremez, MSP, kendisini koaiisyon dıjı bırakacak bir çözümün «gölgesinden> bile korkar, CGP, Cumhuriyet Halk Partisinin egemen olacağı bir iktidar formülünde, anarşinin ve tehlikeli sol eğilimlerin .gölgesinin eksik olmıya cağı» endişesindedir. Duygusalhktan, ön yargüardan sıyTilmadıkça uzlaştırılması olanaksız bu zıd ön koşullar karşısmda Ecevit'in, arkasından da Demirel'in bir hükümet kurmaya güçleri yetmemişür. Çeşitli ekonomik sorunlarla karşı karşıya bulunan ülke, partileri içindeki durumlan itibariyle ya dik başlı, ya pasif, ya da gerçek ya idarei maslahatçı, ya da dengeci lider kategorilerinden birine dahil bu sayın Parti Genel Başkanlarının oluşturduğu politika sahnesinde, bitip tükenmez «yetkili kurullar» tiradını dinleyip durmaktadn. Partilerin hepsi de, yapılacak seçimlerden korkmadıklarıru ve seçünden kazançlı çıkacaklarını iddia ederler; ama biri hariç, tümü de kim ne derse desin kesin bir zorunluk haline gelmiş bulunan «Erken seçim»den âdeta cüzzamdan kaçar gibi kaçar. Bir hükümetten daha uzun süre yoksun kalınması doğru olmaz Bir Iktıdarın Anatomısı Emekli General Celil GURKAN leşme olanağını yitirmiş olmasma ragmen nâlâ gürıaemdedır... Hükümet kurma ışinde zaman zaman «Turşu ıturn.a» ve >Gömlek dikme» gibi banal benzetim sözcüklerine de yer veren: «Kurarsın Kuramazsın». «Kurayım Kurdurmam« «Kurunuz Kuramıyoruz», «Beraber kuralım Seninle oimaz>, «Bir taralsız kursun Bensiz olmaz!» tartışmaları süreı ^ıdeı ve nınayet, yukanda da değindiğimiz gibi, iş gelir, ECEVİT'in digerlerine nazaran herhalde daha ciddi bulduğundan olacak sadece Actalet Partisi'ne yaptıgı ve «dokuz çıkıjlı valf» olarak tanımlavabilecegımiz «on girişimine dayanır. Aslında kanımızca bu vall on çıkışlıdır ama KL'fc.VİT ÖOKUZUnun admı koymuştur Onuncu çıkıs dokuz önerinin toptan reddidir ki, AP liderinin bu sonuncu çıkış yolunu ^ullünniası takdirinde ki kanımızca öyle olacaktır şimdiye kadarkı oeyanlarınde samimi olmauığını itirai etmis duruma düşmek ^ıbi bir riskle karşı karşıya kalabilecegi dUştinülmüş olsa gerek Maceracıların ortaya çıkmasına elverışlı meş'um koşulları yaratmamanın da yurtseverlik olduğu unutulmamalıdır bedhahların, maceracıların ortaya çıkmasına elverişll meş'um koşullar yaratmamanın da bir vatanseverlik olduğu unutulmamalıdır. Bunca acı deneylerden sonra ülkemizin bu tür heveslere artık tahammülü kaîmam'ştır. Şöyle çevremıze bakalım; dışımızda fakat bize karşı neler olup bitiyor? Atina, demokratik hayata dönüş yolunda en ufak bir çaba göstermesi kaydiyle Batılllarca kendlsine daha şimdiden avans olarak verılmjş açık itibar çeklerini her vesile ile kullanıp birikim sağlamaktadır. Kasım ayı içinde yapmayı kararlaştırdığı ve Komünistlerin de katılmasına izin verilen genel seçim ile, yeni baştan iadei itibar etmek ve boy hedefi olarak aldığı Türkiye'yi milletlerarası forumda yenik düşürme amacına dönük atılımlara hazırlanır. Ayrı siyasal partilerden olsalar da Türke karşı» mücadelede cömertçe isbirliği yapacak kadar «Grek» kafalı Karamanlis, Mavros, Averof, Papandreau gibi fanatık politikacılar, ömürlerinin son aşamasında Elenizme Türkiye'nin sırtından yeni bir raund kazarvdırmaya kararlıdırlar. Bir süredir «ne olduğu» ve «ne olmadığı» belırsiz meşum bir siyasi muamma gibi başkent başkent dolaşan Makarıos, Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda ayakta alkışlarla karşılanır, Kurul üyelerine «Kıbns Cumhurbaşkanı» olarak takdim edilir ve yaptığı konusmada Türkiye'yi yermek için en sinsice atıflarda, benzetimlerde bulunur; Yunanistan'ın, bir süre önce kovulduğu «Avrupa Evi»ne dönmek isteğinde bulunduğunu söylemek bahanesiyle Strasbourg'a gelip Avrupa Konseyinde konuşan Averof'a, hulus çakabilmek için Avrupah parlamenterler kürsü kuyruğuna girerler. Sovyetler Birliği. ilgili üç ülkenin bile çözüm için görüş birliğı sağlamakta zorluğa uğradıgı Kıbns uyuşmazlığının, 15 üyeli ve bınnetice 15 değişik siyasal eğilimli Güvenlik Konseji forumunda çözijmlenmesini önermck suretile sorunu büsbütün dejenere etmek ve böylece Ada'daki nüfuzunu pekleştirmek oyunu peşindedir. Türkiye*>e askerî yardımı kesip GÎZİKİS Yunanıstanına yardıma devam kararı alır: (Seçimle değil de atanma yolu ile işbaşına gelmiş olmasına rağmen Başkan FOBD'un. Türkiye'ye askeri yardımın kesilmesini öngören vasayı iki kez veto etmesinin bedeli olarak «State Departmen»in, Kıbns konusunda yarın TUrkiye'nin önüne nasıl yüklü bir fatura sürecegini de hatırdan çıkarmamak gerekir.) «Geleneksel TürkFransız Dostluğu»nun daima aktifine ortak çıkmış olan Fransa. beTirpânca çıkarları için Atina'yı, bütün taşınmazlıgına ragmen. omuzuna almıs gezdirir. Londrada, Dovning Street No. 10'daki resml konutunda tngiliz Baçbakanı VÎLSON'un, Kıbrısta vukubulan 15 temmuz olaylan ve bunlann doğurabileceği il.tilâtlara kendisinin dikkatinı çeken ECEVtT'in haklı uyarıları ve istekleri karşısmda tafcındığı (rijıd tavır ve CALLAGHAN'ın Cenevre Konferanslarındakl tutumu, Londra ile Atina arasında geıeneksel «Hâmi/Mahmı • Koruyan/Korunan» ilişkilerindp en ufak bir değişme olmadığını açıkça ortaya koyar. Enver Sedat Arap âleminin lideri geıjinen Enver Sedat, Ankara'nın ulusal davası olan Kıbns sorununda, Türkiye lehinde ve Turklen memnun edecek en ufak bir iestte ve beyanda bulunmaya bir türlü ikna edilemez; Ankara'dan çok Makanos'a sempatı duyduklan kuşkusuz Belgrad, Kahire ve Yenı Delhı'nin etkisındekı bloksıız ülkeler, Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda hanl harıl bir karar sureti hazırlama çabasını sürdürürler: ama Türkiye hükümetsızdir; Kıbns operasyonunun hareketli ve parlak gunlerınde millî birlik ve beraberlik halinde görünen siyasi partıler tam bir «Fetret Devrı» yasamaktadırlar; sanki Türkiye üzerine oır lelâket çökerse kendileri böyle bir felâketten esirgeneceklerdir: en ufak ıstisna ve mazeret tanımadan «karşı tarafı kötülemek ve kendi tarafını kusursuz göstermek» tek geçer akçedır politika pazarında; parti çıkarına en fanatik davranışlar içinde bulunmak en heyecanlı parti taraftan sayılmanın tek yoludur; milletlerarası forumlardaki temsilcilerimiz, kulaklannı Ankara'da olup bitenlere vermekten, Türkiye'ye yönelik suçlamalan yeterınce karşılamaya fırsat bulamazlar: ulusal çıkarrfan başka kanunu olmayan milletlerarası rfiplomaside. Rissingeril, Gromiko'lu, Callaghan'h, Glscar d'Estarng'li, Karamanlis'li. Mavros'lu, Makarios'lu ve Klerıdes'li bir oyuna, Türkiye'nin, dayandığı bir siyasi partisi olmayacagı için her davranışında ikili, üçlü. ya da dörtlü «ad referandum» bağı ile eli, ayağı bağlı kalmasi mukadder tarafsız bir başbakanın başkanlığındaki hükumetle katılmanın doğuracağı zararlar görülmek ıstenmez. Tek partiye dayalı hükümet kurmaya Parlamento aritmetiği izin vermez; ikili, üçlü. ya da dörtlü ortaklığa sayın Parti liderleri vize vermez.. Olmaz böyle şey... Koskoca bir devletin yüce çıkarlan, bu derece tesadüfun eline bırakı lamaz. İster sağda. ister solda. isterse sağlı, sollu koaiisyon hâtinde, fakat ış yapacak. Türk ulusu adına gür sesle konuşacak, karar alacak, Kıbrısta kan ve can bedeli kazanılanları konferans masasmda bırakmıyacak, halkın son derece ciddi sorunlartna içtenlikle eğilip rasyonel çözümler getirecek bir Hükümete kesin ihtiyacunız var. Bunun yolu, başta bugünkü Parti liderlerimiz olmak üzere. Parla mentomuzun üzerinden çok daha güçlü bir vatanseverlik, hoşgörü ve aklı selim rüzgârırun esmesiyle siyasal partilerimizin ve lidetler kadrosunun içinde bulunduklan kısır döneüden sıyrılıp kurtulmaları ve gerçeği görür hale gelmelerinden mi geçer, yoksa kısa zamanda bir erken seçimden mi? bilemeyiz. Ama, cefakâr, sabırlı, tahammüllü ve o derecede de hoşgörülü Türk halkının, bir gün bu sen ben» kavgasından bezip, hakkı olan huzura kavuşmak için son çare iki elini açarak Ulu Tanrısından, başındaki eski, yeni politikacılarm sayın ve masum eşlerini dul bırakması nı niyâz eder duınıma gelebileceğini unutmamak gerekir. Şifreli kasa Kısacası, Türkiye'nin hayati önemdekı hükümet bunalımının çözüm formüllerı aslında bellidir; fakat şifreli bir kasa içındedir. Şifre anahtarları da, Sözlüklere göre «ortak bir düşünce, görüş ve çıkar çevresinde birleşmiş kişilerden meydana gelme ve bir ülkenin yönetimini bu düşünce, görüş veya çıkarın gerektirdiği yönde yürütmek amacıyie kurulmuş siyasal topluluk» ve Anayasamızın dilinde de «Demokratik siyasal hayatın vazgeçılmez unsurları» olarak nitelenen partilerimizin sayın genel başkanlarının ellerindedir. Şimdilik kasayı açmıyorlar, açtırmıyorlar Üstelik kasayı bırakıp oy sandlğına da gitmiyorlar. Partili, partisiz Türk halkı da iş yapacak hükümet bekliyor Fizik ve Aerodinamik bilimlerine aı veya çok âsina olduklannı sandığımış sayın parti liderlerı. bu sekter davranışlarını sürdürerek tehlikeli bir «politik vaccum» yarattıklarını bilmelidirler Demokratik hayatta. zaman zaman politik vaccum'ler meydana gelmesi olağan ve bunlann gene demokratik yollardan doldurulması kuraldır ve hatta bu proses, rejimin sağlıklı olduğunun en kesin belirtisidir. Ne var ki, meydana gelen vaccum'leri, demokratik kurallar dı?ı yollardan doldurmaya heves edebilecek Hüzün verici çelişki Devlet yönetiminin, kendi içinde çatlamış, ortaklan arasında güveni yitirmiş ve istifa etmiş bir koaiisyon hükümetinin himmetine ve de politik liderlerin, ardı arkası kesilmez ve yavaş yavaş da ciddiliğini kaybeden «yetkili kurul». «siyasal istişare» edebiyatı ile, haddi zâtında kendi partileri lehinde koşullar oluşuncaya kadar uzlaşmayı sürüncemede bırakma kaprislerine terkedilemiyecek kadar ciddi bir konu olduğu açıktır. Nitekira sayın Cumhurbaşkanı, 8 ekim giinü Çankaya'da düzenlediği bir doruk toplantısı ile soruna dofrudan bir yaklaşım yapmak ve liderlerin içte sakh düşüncelerini açıŞa vurmalannı sâğlamak istemiştir. Bu toplantıdan sonra ECEVİT'e, hiç bir sınırlan1 dırma söz konusu olmaksızın bir hükümet kurma görevinin ikinci kez verilmesi ile ve onun da, ilk dönemdeki katı tutumunu bir kenara bırakarak dokuz alternatifi kapsayan geniş bir teklif spektrumu ile AP Genel Başkamna çağrıda bulunması sonucu, bunalıma çare bulma dönemi ayrı bir özgünlük kazanmış bulunmaktadır. Ama bilinen bir şey varsa o da, fçte ve dışta çok çetin ciddî sorunların kendisini beklediği ülkemizin, kişısel zıdlaşmalar. parti çıkarları ve oy ökseciügi uğruna, daha uzun süre, iş görecek bir hükümetten yoksun bırakılraasını, gerçek memleketseverlerin ve halkımızın ezici çoğunluğunun hoşgörmemeye başladıgıdır. Haşhaş ekimi yasağınm kaldınlmasında ve Ege denizinde petrol arama konusunda ECEVİT Hükümetinin takındığı kararli tutumun, 20 temmuz Kıbrıs'a müdahale kararı ile doruğa eriştiği sırada, bütün siyasal parti liderlerinin, değişik heyecan oranları altında da olsa, bu sonuncu kararı destekledikleri memnunlukla fçöriilmüştür. Ne var ki. politikacının, oy yanşında, isterse ulusun yüksek çıkarları söz konusu olsun, uzun süreli duraklamalara ayıracağı fazla zamanı yoktur. Nitekim Kıbns bunalımındaki bahar havası da en çok bir aj sürebilmiştir. Kıbns'taki askeri harekâtm durduğuna ve, İkinci Cenevre Konferansının sonuç vermemesi üzerine diplomatik faaliyetlerin de perdo arkasına geçtiğine bakarak, sorun sanki çözümlenmişçesine karşılıklı «başanyı oya tahvil/başandan pay isteme» iddialan, «Mâni zâil olunca memnu avdet eder/Yasak ortadan kalkmca yasaklanan geri gelir» Mecelle kuralma uymak istercesine «Milli sorunda bir ve beraber olma yükümlülüğünün ortadan kalktığı» yolunda bazı eğilimler boy göstermeye başlamıştır. Oysa ki. Batı âleminde «uygarlığın beşigi» sayılma efsânesini ırkına özgü bir ustahkla sömürmesini öilen Yunanistan'ın ve Elenızm hayranlarının sfyasal, ekonomik, kültürel ve hattâ dinsel alanlarda girıştikleri Türkiye aleyhtan kampanya "iderek artmış ve beklenen etkinlik paternini çizmeye başîamıştır ABD'de Birleşik Amerika, Kıbns'a dönük yönlerile renksiz, bir bakıma da kişiliksiz bir «Mavi boncuk» politikası izler ve bu arada, yönetimin karşı çıkışlanna ve önerilerine rağmen yasama organlannda B İ T T İ Franko'nun bir emri, siyasal bunalımı başlattı. Emir, Enformasyon Bakanının azledilmesiyle ilgiliydi. Nedeni ise bakanın liberal görüşlere biraz hoşgörülü olmasıydı. ABD, Portekiz'de komünistlerin hükümette yer almaları nedeniyle NATO toplantısını erteletti (DIŞ HABERLER SEKVtSt) BRÜKSEL NATO Nükleer Planlama Grubunun yönetıdler düzeyindeki toplantısı, Amerika'nın, Portekiz'de Komünıst Partisinin hükümette bulunması nedeniyle duyduğu kuşkuyu açığa vurması sonucu ertelenmiştir. Ertelenen toplantı, 78 kasım tarihlennde Roma'da yapılacaktı. Toplantınm gündeminde çözüm bekleyen bir çok ciddi so runun yanı sıra, stratejik ve taktik silâhların hedeflendirilmesi konusu da yer almaktaydı. Amerika, diğer NATO üyelerl ve Portekiz'dekı Caetano rejimi arasında yapılan bir anlaşma gereğince, NATO Nükleer Planlama Grubunun saptadığı sıra ile değişer» üslere Portekiz de olanak tanımıştı. Yeni rota sisteminin ise Roma'daki toplantıyla başlaması gerekiyordu. Ne var kl, Amerika, Portekiz'dekı 25 nisan darbesinin, bu sözleşmeve belirsizlikler getir diği görüşündedir Lizbon'di tüm partilerin katıldığı bir koaiisyon kurulduktan sonra, Dr. Kissineer resmen ve özel olarak NATO üyesi ülkeleri. ittifakın en gizli sırlarını. artık it tifakın inandıncı olmayan bir üyesiyle paylasllmaması konusunö*a uvarmışiı öte yandan. vapılan tüm bas kılara rağmen Ll?bon, Caetano dönemınde yapılan anlaşmayı sürdürmeye kararli görülmektedir. Portekiz Hükümeti, Amerika Birleşik Devletlerini bu an laşmayı ikinci sınıf bir sözleşnıe olarak kabul etmekle suçlamaktartır Bnıkspl'dekı vetki lüer ise, bu karışık durumdan tek çıkıs volunun, toplantıyı er telemek olduğu fikrinde birleşmişlerdir NATO sözcüsö bu konuyla ilgili olarak yaptığı bir açıklamada, İçinde bulunulan koşullann bakanlan, görüşmelen Brükşel'rieki NATO Bakanlar Toplantısına karl^r ertelemeye zorladığını belırtmıştlr NATO Dısişleri ve Savunma Bakanlarının yıllık toplantılannm, aralık ayı içinde Brüksel'de yapü ması eerekmektedir. Amerika, tngiltere, Batı Almanya ve ttalya ile birlikte onbir NATO üyesl ülkenin Savunma Bakanlannın Roma'da toplanmalanna, aylar önce karar verilmişti. tneiltere. Batı Almanya ve di ğer ba7i NATO üvesi iilkelerın Amerika'nın hu eörüşünü paylastıkları kesindir. NATO sırlanmn, Portekiz Ko miinist Partisi Genel Sekreteri Alvaro Cıınhal 'arafından Moskova'ya ulaştınlma'i ola«ılı3ı bu iilkoleri kuşkulandırmıştır Diplomatik başarı, ama nasıl? Nitekim, en azından birincisi kadar haklı olduğumuz İkinci Earış Harekâtından sonra, dünya basınında ve kamu oyunda lehimize olduğunu maalesef iddia edemiyeceğimiz bir hava estirilmeye muvaffak oiunduğu bir gerçektir. (Türk davaiinı anlatmak üz«re dış ülkelere gönderilen sayın parlamenterlerimızin ve tıariciyecilerimizin ij'imser demeçlenne rağmen.) Kıbns sorununun askerî yönü oizim açımızdan oelkı sona ermiş olabilir. ama asıl olan, diplomatik çözümle başarının tesçihdir. «İttifak», «dostluk», «ayni bloktan olma». «komşuiuk» «din birliği» gibı kavramlar milletlerarası ilişkilerde ancak ulusal çıkar'arın izin verdiği koşullarda ve izin verdiği ölçüde bir anlaıu taşıyan sözcüklerdir ve bir ânda ters etkiye dönüşmeleri işten biıe değildir. Binaenaleyh. millî sonm diye benimsediğimiz Kıorıs konusunda, davamızı, gene büyük ATATÜRK'ün deyimi ile «Ancak ulusun üzim ve kararı kurtaracaktır!» ve bu azim ve kararın toplumsal ifadesi de «Birlik ve beraberlik»tir. Şimdi ellerimizi vicdanımıza ve külâhlarımızı da önünıüze koyarak düşünelim: Öyle miyiz?... Hükümet ortaklığı çatlamış ve hükümet istifa eımiştır. ÎKtidarın başı, ortağını «Devleti ele geçirmek»le suo.ar; beriki de. 7.5 aylık tutum ve icraatı ile Türk ve dünya kamuoyunda en azından «başanlı bir Başbakan» kimliğini kazanmış bir kişıye «Kıbns sorununun emânet edilemiyeceği» savım ileri sürer; mısyonunu coktan doldurmuş yaşh bir eski DOİitikacının telkinı ile si^aset pazanna sürüldüğü görülen «Sağcı Milliyetçi Cephe». «senli koaiisyon, sensu koalisyon. didişmeleri Ue, hiç dsğilse bir <ürc için ge'çek îspanya'da patlak veren siyasal bunalım, ülkeyi daha da sağ'a kaydırıyor (OIŞ HABERLER SRRVtS!) M.4DRİD İki hükümet üyesinin görevlerinin son bulmasıyla patlak veren siyasal bunalım, Ulkedeki siyasal gözlemcilerde, İspanya'da daha da sağa kayışın bir belirtisi olarak değerlendirilmektedir. Siyasal bunalım, Enformasyon Bakanı Pio Cabanillas'm azledilmesi ve Maliye Bakam Barrera de Irimo'nun istifası sonunda ansızın ortaya çıkmıştır. Bu gelişmelerin özellikle hükümette ve çeşitli yönetim kademelerinde yenı değişikliklerle süreceği ifade edilmektedir. tedir. Franko, faşist çevrelerden gelen baskılara daycnamayarak böyle bir karar almak zorunda bırakılmıştır. Enformasyon Bakanı, haberleşme araçlannda ulkedeki siı.'asal sisteme yapılan elestirilere ve değişiklik özlemlerinin ifade edilmesine fazla hoşgörüyle davranmakla suçlanmıştır. mesini savunmuş olmalan da koyu faşist çevrelerde tepkilere yolaçmıştır. Nitekim Enformasyon Bakanının görevinden azledilmesi üzerine bu gruba mensup bazı vüksek memurlar da «dayamşma» göstererek istifalarını vermişlerdir. yardımcısı da görevlerinden istifa etmişlerdir. Öte yandan. Renault fabrikasında nedeni bilinmeyen bir yangın patlak vermiş ve dokuz işçi ölmüştür. Yangm sonunda üretim durmuştur. Ekonomik yaşamı bu ve buna benzer olayların etkilemekte olduğu belirtilmektedir. Ekim ayı başmda îspanya'daki Leyland fabrikasında da benzer bir yangın sonunda üretim bir süre için durmuştu. İspanya'da siyasal alanda meydana gelen son gelişmelerin etkisi basmda da derhal yansımıstır. Basm. bunalımla ilgili haberleri yalnızca vermekle yetinmekte. ancak nedenleri Uzerinde kesinlikle durmamaktadır. İş çevreleri Maliye Bakanının istifasını da Enformasyon Bakanının görevinden azledilmesine bağlayanlar vardır. 'ialiye Bakanı da dayanışma eöstererek görevinden istifa etmiştir. Ancak bir kısım gözlemci de, Maliye Bakanının istifasını, getirdiği ekonomik programın iş çevrelertnde yarattığı hoşnutsuzluğa bağlamaktadırlar. Maliye Bakanı ile birlikte iki Özgürlükler Enformasyon Bakanlığında gerçekleştirilmekte olan yeni değişikliklerle basın ve ifade özgürlüklerinin daha da kısıtlanaca ğı sanılmaktadır. Enformasyon Bakanlığında bir grubun, müstear adla bazı Katolik yayın organlannda yazdıklan yazılarda, Ülkenin siyasal sisteminde bir değişikliğe gidil Franko'nun emri Enformasyon Bakanının bizzat General Franko'nun emriyle görevinden alındığı bildirilmek
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle