24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 29 Ekim 1974 Anlamdaşlar yoksunluğu Aslınd» ayırtılar yoksulluğu den e m gerekirdi belki. Fransızcadan düimize girmiş nüans karşılı $ı oUrak Türkçe Sozlük, cep küa vuzundan ayırtı sözcüğünü öneriyor: «Aym cinsten olan »eyler arasrndaki ince fark.» Anlamdaş, •f anlamlı (müteradif) sözler ara unda da böyle bir ayırtı yok nau dur? Söz gelimi karımız esimiısdir, ayıu kişi miyiz? Gönüldeş, dil deç, yoldaj, meslekdas, çağdaj, yurttaş, evdeş, kardeş (karındaşV. olan bireyler arasında da nitelik ler Szelliği bulunmaz mı? O halde ea anlaralı sözcükler de, ne ka dar yakın olurlarsa okunlar, birbi rinin tıpkısı değüdlrler. Onun 1çin anlamdaîlar yoksunluğu deme yi yejledim. Altmı* yıl önce Ziya Gökalp, «Aruz sizin olsun, hece bizimdir / Hallan söylediği Türkçe bizimdir / Leyl sizin, seb sizin, gece bizimdir / Değildir bir mânâ üç •da muhtaç. demi?ti. Bu yüzden «Açık sözle kalmak / Fikre ışık «almak» için .Müteradif sözlerden / Türkçe'sini almak» gerekir di. Yüzyıllarea aydınlar beğenlsinin yanlıj alışkanlıklan yüzünden dilimize girmis yabancı sözcükleri ayıklamak için böyle bir bilinç davranifi, bir kesin yeğleme vaktiyle gelmijti. Doğruydu, ympüdı. Şimdi Türkçe'nin özlepne si yolunda el ve gönül blrliği etn i f bütün enıeklerin vardığı baaan noktasında baa ayırtılan dü fünmek gerekecektir. «KUŞKU SÖZÜNÜ ŞÜPHE YERÎNE KULLANMIYOBDM. ŞÜPHE, FAZAN KUŞKU ANLAMINA GELMEKLE BİRLİKTE, HELE KKNDÎNDEN ŞÜPHE OLARAK, HÎÇ DE KUŞKULANMA DSĞILDİR. ŞÜPHE. DAHA ÇOK DOĞRU Y A N U Ş ÜZERtNDEKt BİR DURAKSAMAniR; KUŞKU İSE HEMEN HER ZAMANHÂRKESTEN BÎR KÖTÜI.ÜK BEKLEME ANLAMl TAŞIR. BU ÎŞ tYİ Mt OLACAK, KÖTÜ MÜ, KUŞKULUYUM DEMEYÎZ, yÜPHELİYtM DERİZ. ŞÜPHE ÎÇİN DAHA TÜRKÇE. YANÎ DAHA ÇOK ANADOLU'NUN' BİLDİĞÎ BİR ŞÖZ BİR DEY1M OLSA GEREK. BAZI BÖLGELERDE ŞÜPHEYE KÜŞÜM DİYORLAR.» Skbahftttin Her ilrisinln de l?leri gerefl kuşku içinde yaşamalarını anl a n m ; ama ne polis ne de e«klya olan klşl ne dlye bu camnj dünyayı kendine zehir etsin? Dostunu dü?man, koyunu kurt görsün? Herkesin herkesten kuşkulandığl bir dünyanın karanhğını düşünün..» diye sür dürür dü?üncelerinl. Bütün söy leyeceklerini bitiremez de ayn bir yazıya geçer üç yıl sonra (1). Aynı soruyu tekrarlayabilirlz şimdi: Dilde öîleçme amacıyla, Arapça köklü olduğu halde Türkçeleşmi? olan, şüpheden nlçln kuşkulanıvoruz? bancı dlller boyunduruğundan kurtarmalıdır»... Onun için, «Dilimlzin özlesmeslni ve bütün büim, teknik ve sanat kavramlannı karşılayacak yolda ge lişmesinl devrimci bir anlayısla ve bllim yöntemlerine uygun olarak sağlamaya çahşmık...» amacında birleşeceğimiz doğaldır. Bu tutum birliği, blzl 6ğretllebllir bir Türkçeye götürraeli; bütün özellikleriyle Türkçe kurallara uymuş, Türkçeleşmiş lözcükleri atıp ayıklamaya değll. Kuşkuyu kullanmak inadıyla şüpheyi yadsımaya degil. ründUler. 25 elclm gecesindekı Ziya Gökalp prograraında Sunullah Arısoy, 36 ekim gecesindeki «Aydan Aya» sunuaunda ügur Dündar şUphesiz, süphe yok, ne şüphe, yertne «hiç kuskusuz» dedller. Bir gün önce de Sayın tlhan Selçuk'un o güzel fıkrasında aynı biçime rastlaraış, iki yerini çlzmiştim: «O zamanın Egesiyle bugünkU Ege hiç kuşkntms aynı degil. Deği şim var, hiç kuskusuz; ama bu degişirmn anlamı n«?» (Cumhuriyet, 24 eklm 1974). Yokluk bildiren s.a, siz, eki slmıa bir sözun başına hiç gibi bir t&rî daha ekîemeli mi (bakın hiç kelimesi de Farsçayrnış, »imdi dikkat ediyorum)? Çok parasız kaldim, pek derman. sınm, tamamen umutsuzum... diyebiliriz. Hiç parasız, hiç dermansız, hiç umutsuı diyebilir mısinız? Gerçj ngalatı meşhur, lugati (asShden yeğdir» ükesi dogrudur (Kural doğrusunu degil, yaygınlBşmı? yanlıaı yeglemeli). Ama blr yanlışı yayılmadan önlemenin olanagı varsa, bu daha iyi blr adım degil midır? Edebiyat Sohbetlerı Barolar Birliğine göre, Türkiye dünya hukuk hareketlerini izleyemiyor ANTAKTA (Saluriuttin EZER) Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu, dün Antakya Barosunda yapüâı toplantıda çağdaş hukuk hareketleri üzerinde de dur ınus «Hukuk yenilesmesini tüm ay nntüanyla izlemekte ba« görevli olan Adalet Bakanlığının bir dünya hukuk hareketleri arcivinin dahl bulunmadığı acı da olsa fer çektir» kanısma varıldığını açıkla mifttr. Çağdas Hukuk hareketlerinin fittikçe yoğunluk kazandıgı, yeni düşüncelerle yepyeni lruruluşlar yaratıldığı belirtilen toplantıda bu çağdas geli*meler karıısında il gililerin uyarılması karanna varümış ve söyle denilmiştir: «Dünya hukuk hareketlerini iz lemeyi sajlayabilecek çalışmalara başlamada daha fazla geç kalınma mahdır. Unutulmamalıdır ki Tür kiye Cumhuriyetinin kurulusunda var olan batüılaşma bilinci Türk Hukuku içir büyük bir güç olmuş I tur. Cumhuriyetin 51. yıldönümü i bayramını kutluyabüme mutlulu ğuna erdiğimiz bir dönemde Türk Hukuku, temelinde var olan bu güçten elbette ki uzaklaştırıla Bir Türk doktorunun kan kanserirtb ilişkin teblıği, Uıusiararası Kanser Kongresinde büyük ılgı gördü ANKARA Kan hastahfcl&n konusunda ve yayınlan ile dünya büim çevrelerinde tanınan Ankara Üniversitesi Tıp Fakülte si Çocuk Hastalıklan Klinik ö ğ retim Üyesi Prof. Dr. Ayhan Çav dar'ın, 19 27 ekim tarihleri arasında. ttalya'niD Ploransa sehrin de yapılan XI. Uluslararası Kanser Kongresinde. çocukluk kanserleri arasında, özellik hoçkins (Hodgkins) hastalığının kanşık hücreli öplnin, diğer ülkolerde bulunanlara oranla Türkiye'de daha yüksek seviyede bulunduğunu isbatlayan bilimsel tebliği büyük ügiyla karşılanmıştır. Kongre'nin 24 ekim günlü oturumunda, dünyanın belH baslı araştırma ve bilim merkezlerinden gelen seçkin bilim adamlannın katıldığı «Çocukluk kanser lerinin dünyadaki dağılımı ve teshisi» konulu symposium sırasında, Prof. Çavdar'ın. belirüleri göz tümörü biçiminde ortaya çıkan, fakat aslında akut miyelomonositik losemi (kan kanseri) üzerindeld bir diğer araştır maaına atıfta bulunulmus, bunun üzerine o sırada kongreyi ybnetmekte bulunan Amerikaiı Prof. J.N.P. Davies. Prol. Ayhan Çavdar'ı konuşmaya davet etmis tir. Prof. Çavdar. davet üzerine yapüğı konuşmada. bu konudaki araştırmalan hakkında genis açıklamalarda bulunmuştur. (aa) öğretilebilen dü! Türk Dil Kurumu, Atatürk'ün 1930larda ortıya koydugu Ukeden yola çıknıı?tır: «Ülkesinl, yüksek istiklâlinl korumasını bilen TUrk miUeti, dlllni de ya Kullanım pürÜ2İeri Kuskuyu şüphenln yerlne koyma egilimi, benim yadırgadıgım bir anUtım pUrUzUnU de birlikte getiriyor. Hafta içinde televizyon ekranmda iki iyi konuşmacı aynı yanlışU birlepnis gö(1) M«vi ve KtM, Ikinci bMta 1973, «Kuakn Ürtüne», 1B57; 185190. «Knfkn Ürtüne», 1900; 191195. Ranf MUTLUAY Tiirkçeleşmiş, Türkçedir Bu yıl Türk Dil Kunımunun jiir ödülünü kazanan Atilla tlhan. ilginç bir noktaya dokunuyor: «Dilde özleîmenin somut bir gerçek olarak yaşanması, tersini ta , vunanların yamldıgına en belir I gin kanıt olsa gerek. Türkçe özlesmittir, özle^raektedir. Bu «üreç artık geriye döndürülemez. \ Yalnız uygulamanın konuşma ve I yazı dilinde hayli büyük bir kar! gaşalığa neden olduğunu da unutsmayız. Aydınların çogu yanlış okuyup yazıyorlar; yeni sözcüklerin çağnşen yükünün yeterli olmaması da anlatım güçlükleri i ne yol açıyor. Osmanhca melâl, hüriin. keder. eletn, hicran sözcükleri gibi geniş bir gamla anla i tılabilen üzüntülü durumlar için i bugtin yazarın elinde kaygidan baıka sözcük yoktur. Dernek özleşme yürümektedir. ama yürüme»i dilci Ukımı için olduğu kadar sanatçı takımı için de bir sü rü sorun getirmektedir... (Sanat Dergisi 99. 27 eylül 1974.) Ziya Göka'.p'ın birkaç dizesinin giinumüzde büe çeşitli yorumlarla tartışma konusu haline getirildiğini bilirsiniz! «Uydurma söz yapmayız/Yapma yola sapmayız'Türkçeleşmiş, TUrk çedir'Eski köke tapmayız». 1916 lardaki tasfiyecilere karşı ılımlı bir yalınlajma sınırı koymaya çalışan Gökalp'ın iki dilin dengesizliğini yaşadığı bellidir: Osmanlıea düşünmekte, Türkçe yazmaya çalışmaktadır. Şimdi fcize göre Türkçe köklerden Türkçe eklerle yeni sözler türetmek, «yapma yol» değil en doğal tutumdur. Halk dilinden derlemeler yapıp yazılı belgel«rt tarayarak unutturulmuş söz cükleri ortaya çıkarmak da, «eski köke tapmak» değildir. Ama Türkçeleçmlş oîanın TUrkçe sayılması Uzerlnde blraz durmak gerekebilir. Farsça nerdbân, nerdüban, Türkçe merdiven olmuştur artık. Tıpfcı çarşenbih'in (dördüncü gün) çarşamba, pencşenblh' ln (beçinci gün) perşembe oluşu gibi. Arapça şübhe'nin Türkçe şüphe biçiminde söylenip yazılışı da dilimize aykırı hiç bir zorlsmayı gerektirmez. Yazımı (imîA), söylenişl (telâffuz), türetümesi (iştikaki. aldığı ekler, ses uyumu bakımından dilimize bürünüyle uymuş, özümsenmiş bif sörcüfUn atılması hangi gereksemenin zorlarnasıdır. Ne şübeh'i (şüpheleri kullanıyoruz artık ne şübhedar'ı (işkillil. gübühât (çüpheler) demiyoruz, reyb'i, çekk'i unuttuk gitti. örnefin Tevfik Fikret «Mâziye şim di sen bakıyorsun pürintibah' ÂU de senden eyleyecefc böyle iştibah (şüphelenme, şüphe etn e ) dly« jraayordu; blz iştibah'ı da bıraktık. Ama Fikret, «Şüphe bir nura doğru koşmaktır/ Hakkı tenvir ukul için haktır» darken, «hoş olmaj'an bir şeye uğTamak sanısı, vesvese» karşılığı işkil'i mi anlatıyordu derslnlr. H*yır. Kuşku, «işkilden dojan uyanıkhk)Klır ve sanınm »Upheden epeyce ayn bir şeydir. Onun için Türkçe Sözlük, hem şüpheye hem kuşkuya ayrı ayn yer vermiş. anlam değişikliğini belirtmiştir. MeydanLarousse da, ıckuş gibi korkup irkılme» olasılıgına bağladıgı kuşku sözünü şöyle tanımhyor: «Giivensizlilîten, işkilden, tereddütten dogan uyanıklık». Yanında usta yazarlanmızdan seçilmiş uygun kullanım örnekleri. Şüphe, zihnin bir şey için var veya yok diyemeyip duraksaması durumu. Bazı kullanımltrda kuşku sözCüğünün aniamını da kapsayarak. ŞUpheci, septlk karşıhğı; şüphecilik: «ep tisizm «oiumlu veya olum?uz hiçbir kesin yargıya ulaşmayan, hep şüphe içinde kalmayı gerekli bulan feisefe öğretisi». Deyimleşmiş olan «şüphe kurdu», insam çok tedirgin ecîen kuşku anlamında. Şüphe yok: başka türlü olamaz; şüphesiz: hakkmda şüphe bçşlenmeyen, kesin olarak bilinen. Doğallıkla bir de şüphelerımek fiili var, yaşayan. O halde şüpheyi kaldırıp kuşkuyu kullanmak, özleşme amacına çalışıyorum samsıyla »nlamdaşlar zenginMğine kıymak niye? J Yeni bir şey bulmuş deği • lim. önpeden söylenenleri tek | rarhyorum. Konuya yıi'.ar bnce | dokunmuş olan Sabahattîn E ; yuboğlu'nun çok güzel iki ya | rısını hatırlıyorum: Bir Anadoj lu k»sabasında fotoğraf çeker i ken kendisinden kuşkulanılarak j icarakoİB ((ötürüldüğünü anlstarak bjşlsr.. «Bir Paris polis müdürü "hava hançerle dolu | dur" d'ermiş. Bizim Kbrojlu da , uçtn kujlardan hilt tezermij.' Ağrı Atatürk Ortaokulunda 1020 ders saatmden 638'i öğretmen yokluğundan boş geçiyor Londra asialtı çevresinden bir kesim.. Londra ««faltının blr kesimi var ki çok ılginç. Bu kesim ilginç olduğu kadar, korkunç da. Birkaç otel. birkaç pavyon ve sonrası pislik çöplük. Gece geçilmez, gündüz durulmaz. Polmn Ahlâk Zabıtası bu yer leri aralıksız basar, kurul karan ile kapatır. Fakat bu yerlerin kapıları her kez ardına kadar yine açılır. Bütün bunlar bir yana Fuar temeümn atılmasından hemen sonra yeni bir bina daha dikilip bir de «Fuar Pavyon» ekleniverdi buraya. Işte bütün bu yerlerden çlkan her çeşit pislik yolun kar şı tarafına dökülmektedlr. Şehre bu yöreden mikrop yayılır. kimse de aldınş etmez. Sanki bu kesim başına buyruktur, her istedigini yapabilmektedir âdeta... tşte bu kesimin biraz ötesinde ise turistlerin yerleşme mokamplan bulunmaktadır. Dünyanın her yerinden gelen turistler kameralannı, objektiflerini bu pisliklere çevirmektedirler. Bugün... Bu gece, SİNEMALAR BEYOĞLU ATLAS (44 08 3S1 Şahane Serserl Jean • Paul Belmondo R.İ DÜNYA f49 01 6Si Şehlrde îki Adarn Alain Delon Jean Gabin FÎTAŞ (49 01 66) Büyük DUello Lee Van Cleef R.İ EMEK (44 84 39) Son Şahit • Marlene Jobert Lino Ventura • R.F ELHAMRA (44 22 36) Rusyadaki Adam Oliver Reed • Claudia Cardinaie LALE (44 35 951 Şer.lik Var Türkân Şoray R. SARAY (44 16 56) OlUm Emri Cüneyt Arkm R. SES (45 24 16) Teke Tek Karete Mıa Keri Sou Wong R.T. SÎNEPOP (44 22 54)Siyah Şeytan Jim Brown • R.î YENİMELEK (44 42 39) Erkek Degil Miyiz? • Lando Buzzanco "Işçi haklarından inşaat işçileri yararlanamıyor, ADANA Türkiye'de «tş guvenligl olmayan tek iş kolunun inşaat sektörü olduğu» ileri sürulmüştür. Türkiye Yapıtş Ser.dikası yöneticileri, Türkiye'de 100 binden fazla işçinin inşaat sektöründe çalıştığını ve bunlardan >üzde sekseninin işçilerle ilgili yasaların sağladığı haklardan yararlandınlmadıklarını söylemişlerciir. Sendika yöneticileri, inşaatların çoğunda gerekli emniyet ted birlerinin almmadığmı belirtmişler, daha sonra şu açıklamalarda bulunmuşlardır: «Yapı iş kolundabinlerce işçi, yasaların sağladığı haklardan mahmm ve can güvenliğini hiç sayarak çalışıyor. Daha doğrusu çahştırılıyor. îşverenler, işçilerden yüzde seksenini sigorta ettirmiyor. Sosyal Sigorta müfettişleri de inşatları kontrol ederek, bu işverenler hakkında mer'i yasaları uygulamıyor. İşçiler sendikanıızs. kayıt olmaktan da korkuyorlar. Çünkü işveren sendıkah işçi çalıştırmıyor. Yapı işçileri en az günde 9 saat çalışıyor ve düşük ücret alıyor. Üsteük bazı müteahhıtler, işçilerin ahn terleriyle hak ettikleri ücretleri zamanında ödemiyor. Günlerce süründürüyor. İş kazası geçiren işçi hiçbir yerden para alamıyor. Bir de hastahane ve ilâç parasını cebinden ödüyor. Bugün Türkiye'de en çok iş kazası olan inşaat sektö'rüdUr.» (a.a.) AĞRI Afn Atttürk Ortaokulunda 1020 ders saatinin 638'i öfretmen yokluğundan boş geçmektedir. Bin 780 öğrencisi olan Ağrı Atatürk Ortaokulunun açık ders ' lere nçılan ögretmen ihtiyacı olduğunu söyleyen okul yetkilileri, «Üç sosyal bilgiler. bir fen • bilglsi. iki türkçe, iki matema i tik, İki îngilizce, bir resim. bir müzik. iki din bilgisi öğretmenine ihtiyacmız var. Okulumuzda gorülen bin 20 ders saatinden 382 dersi ancak doldura biliyonız. Geriye kalan fi3S der? ise boş geçiyor» dem.slerdir. j Derslerin boş geçmesine sebep olarak öğretmenlerden çogunun il dışı tayinleri ile »itmesinı gös teren ilgililer, maddl durumu iyi olan öjrencilerin velileri tarafından okuldan ahnarak civar i illere gönderiîdiğini belirtmişler dir. (THA) o Büyükada Sanatoryumundfc, bir hastanın tabancayla, diğer bir hastaya ateş etmesi paniğe yol açtı Blhilkada Sanatoryurmında Sn ceki gece hastalardan birinin ka dm meselest yüzünden diğer has taya tabaneayla ateş açması panige yolaçmıştır. Önceki gece yansından sonra meydana gelen olayda. hastalardan Ali Kalkanoğiu, aynı hastanede tedavi edilmekte olan MUmin Sığıtmaç ile kadın meselesl yüzünden tartışmaya başlamıstır. Kalkanoğiu. tartışma sırasın da hastaneye her.gi yoldan soktug\ı saptanamayan Ubancasiy»le Mümin Sığıtmaç'a ates etmiş, ancak kurşunlar büyük bir tesadüf eseri isabet almamıştır. Bu sırada hastanedeki diğer has talar paniğe kapılmış. yakalanan sanık sorgnsu sor.unda rutuklanarak cezaevine gonderilmiştir. Ege Ünİversitesine bağlı 2 yüksek okul, 1 Kasım'da öğretime başlıyor İZMİR Ege Üniversıtesine bafh Gazetecilik ve Haikla tlişkiler Yüksek Okulu ile Tıcari Bilimler Yüksek Okulu 1 kasım 1974 cuma günü açılacaktır. Yüksek Okulların Ziraat Faküi tesinin Bornova'daki binaların! da öğrenıme başlayacagı Ege Ü ; niversitesı Halkl* İlışkiler Mü dürlüğünden açıklanmıştır. ŞİŞLİ KE>fT (47 77 82) Şahane Serseri Jean • Paul Belmondo • R t KERVAN (46 65 01) 1 Dört Hergele Fikret Hakan 2 Kolsuz Kahramanın Kolu • N. Koçyigit KONAK (48 26 06) Siyah Şeytan • Jim Brown • R.t SİTE (47 69 47) Bay Majestik • Charles Bronson ŞAN (40 67 92) Vur Be Ramazan Serdar Gökhan R. TAN (48 07 40) 1 Büyük Düello Lee Van Cleef 2 öldüren Darbe AS (47 63 15) Şehirde îki Adam Alain Delon Jean Gabin R.F. İnebolu Beiediye Başkanlığı seçimini AP adayı kazandı ANKARA İnebolu ilçesinde cnceki gün yapılan Beiediye Baş kanlıgı seç'mini AP'H aday Ziya Tmoğlu kazanmıştır. Yenilenen Beiediye Başkanlığı seçiminde, kullanılan 2 bin 109 geçeriı oyun 1027'sini AP'li aday Tlnoğlu. 846'sını CHP'lı aday Sü. leyman Balta ve 236'sım da bagımsız aday Aziz Kırksekizoğlu almışlardır. 9 Aralık 1973 mahalli seçimle rinde ise Beiediye Başkanlığını 835 oyla CHP kauanmıştı. (THA) A LT I N Cumhuriyet Resat Hamit Aziz Napolyon 24 ayar 22 »yar 510. • 515. 765. • 175. 5 i s . . saO. 600. • 5f'5. 610. ti25. 76.00 • 76.25 69.60 70.00 (aa.) BEŞİKTAŞ MTSTIK (46 15 141 1 Erkek Dediğin Ne Çalar 2 ölüm Kapıyı tki Kere Çalar Anita Ekberg YILDIZ (47 63 42) 1 Vur Be Ramazan Serdar Gökhan • Kartal Tibet YTTMURCAK (40 2227) 1 Bittrimler Sosyetede Kadir Inamr 2 Kara Mura' ölüm Emri • Cüneyt Arkm Günün kitapları Bir kitabın adı bir milletin sloeanı oldu Xazan: SAFA M. YLRUANUR AKSARAY BULVAR (21 35 78) Şetılik Var Türkân Şoray R. GÜNEŞ (21 61 40) Şehirde İki Adam • Alain Delon Jean Gabin R.İ KRISTAL (21 57 66) Şahane Serseri Jean • Paul Belmondo • R.T. YILDIZ (21 11 37) Ölüm Emri • Cüneyt Arkın R. MARMARA (22 38 30) Siyah Şeytan Jim Brown R.T. MURAT (24 05 56) Şenlik Var Türkân Şoray R. İPEK (22 25 13) Şehirde İki Adam Alain Delon Jean Gabin • R.T. ŞAFAK (22 25 13) Büyük Düello Lee Van Cleef R.T. Dün Atatürk Bugün Ecevit Türkiye nin sorunlanntfa yepyeni bir düşünce gücü Atatürkçülerin ve devrımcılerin kitabı Dün Atatürk Bugün Ecevit Düğruyu yansıtan ve gerçeklerı veren tek cldai kitap 57X82 cm büyük boy. cok renkli Ecevit poruesi ile fiyatı 2 1 lira 1 GÖL VAYINLAKI: Nnroosmanıve Caddesı 17/3 • Istanbul FATİH RENK (21 15 25) Bay Ma.iestik Charles Bronson SUR (23 67 12) Şahane Serseri Jean Paul Belmondo HAKAN (23 42 33) ölüm Emri • Cüneyt Arkın R. KADIKÖY AS (36 05 07) Dört Yenilmez Kahramah • R.î. EFES (36 03 62) Ölüm Emri Cüneyt Arkın R. KADIKÖY (37 15 95) Sessiz Hafiye Robert Hossein KAFKAS (37 43 68) Şenlik Var • Türkân Şoray R. KENT (36 96 12) Toplu Sevişme • Victoria Vetri Aimee Eccles OCAK (36 37 71) Vur Be Ramazan Serdar Gökhan OPERA (36 08 21) Seks Sokağı • R.T. SÜREYYA (36 06 82) Korkun Soygun • Sean Connery Dyan Cannon R.î. I Sanat Kültür konuşmaları Kasım ayında yeniden başlıyor Türk Film Arşivinin, Harbiyedeki Yapı Endüstri Merkezi Salonunda, 1 kasımdan itibaren her hafta cuma günleri saat 16' da bir yazar, kültür ve sanat konularında bir konuşma yapacak tır. Konuşmacılar aynı günler, gene Yapı Endüstri Merkezi Kitabevinde saat 16 • 18 arasında da kitaplarını imzalayacaklardır. Düzenlenen programı göre 1 kasımda Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, 8 kasımda Çetin Altan, 15 kasımda Atillâ İlhan, 22 kasımda Halit Refiğ, ve 29 kasım cuma günü de Doğan Avcıoğlu konuçacaklar ve kitaplarını imzalayacak.!ardır. NİÇİN GEÇ KALDİM Füsun Erbulak bu kitabmda toplumunun bir kesitini tüm canlılıgıyla gözler onüne seriyor. Kendisinin de mensubu olduğu tiyatrocular çevresidir bu. Oniara, toplumdaki çalkantılara karşı sorumluluklannı hatırlatmaya ve bir yanılgılar çemDerinin içinden çıkış yolu bulmaya çalışıyor. Bir bakıma, aldanışlar içinde geçen bir ömrün eleştirisidlr Füsun'un kitabı. ARARAI İAYINEVİ 2ÜHTÜ BAYAR/GÜNEL ALTINTAS yazdık nazım nazım diye sürgün alayı nazım hikmet için yerii ve yabancı edebiyaîçıların yazdığı şiir ve yazılar / 10 lir MEHMED KEMAL ikinci dünya savaşı türkiye'sindeki baskıiarı anlatan gerçekçi bir roman / 25 lira SIEGFRIED LENZ Türk Eğitim Vakfı ( Mcctisimcbusan Cad. 81, Kat 2 Fındıklı) ÇELENK BAGIŞLARINIZ İÇİN EMRİNİZDEDİR ^976 29 49 80 10 49 80 11 suçsuzlar çağı suçlular çağı T A K V İM 29 EKİM SALl Guneş Ögle İkindı Akjam Yatsı Imsak 7.25 12.58 15 49 1R.09 19.41 S.43 1.15 6.47 9.39 12.(0 U2 11.33 insanları araç haliııe getiren baskı dönemiyle hesap sornıayı oerektiren kurtuluş dönemini anlatan oyun. /10 Hn soyui yayınevip.k. 713istanbul I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle