Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET 18 Eylül 1973 Edebiy at sohbetleri Istonbul Telefon Başmüdürlüğünden ünitemiz ihtiyacı olarak aşağıda cinsi ve miktarı yazılı künk kalıpları kapalı teklif almak suretiyle satın alınacaktır. 1 Bu işe ait Teknik ve Idarl Şartnameler Gayrettepe, Yıldız Posta Caadesindeki binamız 3. katında Malzeme Amirlığimizden bedell mukabiiinde satm almabilir. 2 Geçici teminat şartnamesinde nisbetlere göre verilecektir. yazılı Bir arkadaşımın av gezisine katıldım. Yağmur sonu çok tatlı bir orman havası içinde üç dört saat dolaştık. O tüfeğiyle önden gidiyor; ben, ellerim boş sessizce izliyordum. Görüp de göstermek için dallarda kuş araya araya boynum ağndı. Arasıra köpekli, köpeksiz ama hepsi çeşit çeşit tüfekli başka avcılar da görüyordum uzaktan. Hemen hepsi attıklannı vurdular; ne var ki pek fazla kuş da, uygun zaman da yoktu. Bir ara irili ufaklı bir küçük çocuk kümesiyle karşılaştık; en büyüklerinin eünde bir ıki tarla kuşu vardı. Fatih'in Karanfili arasinda çiçeklerle ağaçlardan en başta dofallıkla gül vardır; ardından sümbül, lâle, nergis, benefşe (menevşe), semen (yasemin), servi, tubâ, bir iki halk şürinde de çok özgün bir iki özellik gelir (Yayla çiçeği kokuşlu... Karacaoğlan). Karanfüin adınm geçtigini, düşünüp düşünüp bulamıyorum. Eğer ilgi duyarlarsa okuyucuların dikkat birikimi müthiş bir toplama eri?ebilir, biliyorum. Ama kitaplıksız bir yadırgıyle y&z yalnızlığında ben, karanfille ilgili en ezber dizelerla yetinmek zorundayım şimdi: «Yârin dudağından getirilmiş / Bir katre alevdir bu karanfil / Ruhum acısından bunu bildi...» (Ahmet Haşim). Bir halk türküsünün, şen gönüllerin özlemiyle uyak olanağı diye kullandığı boş dizeyi hep biliriz: «Karanfil oylum oylum / Geliyor selvi boylum...» Oktay Rifat'tan hatırladığım bir iki dize: «... Kendin / Açar kendin kapardın geceyi. O küf / O karanfil kokusu havada sendin ..» Ve Melih Cevdet Anday'ın unutulmaz «Anı» şiirinin yen Fâtih resmi. «maddî ve manevi medeniyet sentezi..» olduğu için değil; ölümlülüğe yargılı, zamana yenümesi kesin bir büyük gücün insanca duyarlığını ilettigi için önemli. Oktay Rifat'ın şiiri, işte bu sonsuz acıyı yansıtıyor; birlikte okuyalım (lütfen birkaç kez): FÂTtH'tN RESMİ Ayasofya kubbesinde ak bir bulut, Baktım, gitü gider. Bal rengi tesbihim Kehribar günler, düştü yaprak ve umut, Güz yağmuru indi camdan düğüm düğüm. kaftarüar, benimdi. Atlann boynu, yerinde yeller eser! Surlann taşlanna sürdüm elimi, Benimdi Istanbul, burçlar bana benzer. Altın sahanlarda aş yedim, su içtim Altın kupadan, zorlu Tuna' dan geçtim, Ben Sultan Mehmet, Avni, tuğlarla yüce. Bir kaldım cüce, ben degilim, Sanğım, kürküm, kokusua karanfilim, Aranm, aranınm yerde delice. (Yeni Dergi 102, Mart 1973) resimde Benimdi savrulan zin mazmunlaşmış kavramlan 3 îstekli olanlann kapalı teklif. mektuplannı engeç 2T.9.1973 Perşembe günü saat 15"00'e kadar Malzeme Amirliğimize tevdı ettneleri ilân olurmr. Başmüdürlüğümüz ihaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğine yapmakta serbesttir. CİBil : M i k t a r ı : BİR HİKÂYENİN OLUŞUMU: Benim İçin çok güzel geçmlş bu kır gezintisinden neşeyle döndüm deniz kıyısına. Oda kom şuiarım akşam sofrasının ilk keyfi içinde beni özel bir coşkuyla karşıladılar. Avda ne var ne yoktu? Neden ellerim boştu? Birden kendimi Oscar Wilde'ın gezginine benzettim. Hani her gün başka yerleri dolaşan, dönüşünde inanümaz güzellikte değişik izlenimler uyduran esinli kişi: «Ormanda kaval çahp kır perilerini oynatan bir Pan gördüm... Kıyıya inince yeşil saçlannı altın taraklarla düzelten üç deniz kızı...» (Anlattıklarını gerçekten gördüğü bir günün akşamında «Bugün hiç bir şey görmedim» demesi ayn bir konu). Avın nasıl geçtiğini sordular; muhakkak bir şeyler bekliyorlardı. Gordüğüm tek tek öğeleri birleştirerek bir hikâye sürdüm ortaya: «Pek kuş yoktu, dedim. Arkadaşım «göreğen» bir avcı olduğu, attığını vurduğu halde yalnızca ü; kez ateş edebildi. Bir ara hiç kuş görmez, kanat sesi duymaz olduk. Boş boş bekleşirken üç dört avcı bir araya toplandılar. Tüfekleri çifte, tek, süperpoze; köpekleri cinstl. Ne var ki, kayışlanna takılı kuş meşinleri hemen hemen boş. Şundan bundan konuşuldu. Üveyikler, bıldırcınlar, sanasmalar nerdeydi? Derken toplulugumuza bir çocuk grubu yaklaştı; yalnayak, meraklı, iştahlı, çok büyük ve yoksul giyimliydiler. Tüfeklere, köpeklere, çizmelere, fişekliklere en büyük özlemle bakıyor, konuşulanlan lezzetle dinliyorlardı. Birden farkettik ki birkaçının bellerinden sarkan Ip dizilerinde sayısız üveyik, sanasma, bıldırcın dizilmişti sıra sıra; yalnız ikisinin elindeyse, kendi yaptıklan. lâstikten birer sapan (biz küçükken uzacık derdik)»... Bütün kahkahalar birden patladı. Ve ertesi gün avcı arkadaşım, bizi bol bol doyuran kuş etleri getirdiğl halde, bu hikâye kim bilir kaç kez aynı keyifle tekrarlatıldı. Kuşkusuz dogru değildi anlattıklanm; ama yalan Kerçeği yendi. Yeniden inandım Oscar Wilde'in çelişik özdeyişine: «HfSsamlar tablolarmda Taymi^ nehrini sisli gösterdiklerinden beri Taymis üzcrinde sis vardır.» Aym görüşün bizdeki anlatımı Faruk Nafiz Çamlıbel'in «Şair» adlı şiirindedir: Birkaç baglangıç dizesi: «Eşy»yı tanırken hepimiz sâde dışmdsn / Esrânn» yol hulduk onun anlatışındao, / Cemşid eli dökmüşse nasıl câma sabühn / Mânâyı odnr lâfza koyan, maddeye ruhu ..» İnsan gerçeğini bilim de arar; sanat da. Birinin bulduğu genel ilkeler, ötekinin yorumladığı özel durumlardır. Zaman geçer... Ve nesnel bir konudan önce insan olduğu için, hep sanatın değerlerine sığınır, onunla yaşar insan. rilerinin ön planındaki heybetll Attilâ'yı; bıyıkları kulağına ulaşan mağrur Barbaros"u; at üstündeki Muhteşem SUleyman'ı... sonra hep biibirine benzeyen aym sakallarıa dümdüz yüzlü Osmanlı padişahlarını. Burada derin bir esefin sancısı duyulur içimizde: «... Resme aksettirebilseydin eğer, ömrünce / Ebedî cedleri karşında görürdün canlı...» (Y. K. Beyatlı Hayâl Beste). Karanfilin bir süre unutulmuş, sonra yeniden bulunmuş güzelliğini anlatmak değil istediğim. Sonuç şu: Hoca Mehmet Kaplan'ın genellemelerine doğalhkla katılmıyorum. Ama yazısına başlangıç yaptığı minyatürü anlatırken belirttigi izlenimi ben başka bir eserden edindim; onu söylemek istiyorum. Düzenlediğim • ama dizgi ve baskısını izliyemediğim için çok üzüldüm antolojide Oktay Rifat'ın çok güzel bir şiiri vardır. Üç önemli yanlışla yayımlanan o şürin aslını bursya alırken, bütün geçmişi hemen yalnız ca sanat eserlerinin tamkîığiyle algıladığımızı bir kez daha tekrarlamak istiyorum. Beni etkile RAUF MUTLUAY ilk bendi: «Bir çift güvercin havalansa / Yanık yanık koksa karanfil / Değil, bu anılacak şey değil... Apansızm geliyor aklıma...» Arif Damar'ın «Kırk karanfildi, kırkı da bej'az» dizesini taşıyan güzel şıirini şimdi tam hatırlıyamıyorum, elimde de yok. Edip Cansever'in «Yerçekimli Karanfil» ıni çok sevdiğim için bir iki kez andığımı biliyorum: «... Örneğin rakı içiyonız, içimize bir karanfil düşüvor gibi...», «Sen o karanfile eğilimlisin, alıp sana veriyorum işte / Sen de bir başkasma veriyorsan daha güzel / O başkası yok mu? Bir yanındakine veriyor / Derken karanfil elden ele ..» îkili künk kalıbı 24 Adet Üçlü künk kalıbı 25 Dörtlü künk kalıbı 23 Ikiii küçük tip çimento boru kalıbı 3 10luk bnket kalıbı 4 15.1ik briket kalıbı 4 Beton dirsek kalıbı 3 SANATÇILARLA GELEN: Tarih kitaplanndan belleğimizde kalan o etkili resimleri kimler yaptı, pek bilmeyiz. Sonsuz bozkırda at koşturan Hun süva Bugün.. Bu geceBEYOĞLU • • • ATLAS (44 08 35): Kadın Kasabı Paul Naschy, Patrici» Loran. DÜNYA (49 93 61): Bin Günlük Mutluluk / Anne Of The Thousand Days: Richard BurBurt Reynolds • Dyan Cannon ton Genevieve Bujold. • John Rayan. FÎTAŞ (49 93 61): Kadın Kasabı: Paul Naschy Patricia Loran. O TINAZTEPE (71 65 18): Çllgın EMEK (44 84 39): trlandalı Geceler: Zsa Zsa Gabor. Kız / Ryan's Daughter: Sa• İNÖRLt (71 07 25): Bin Günrah Milles Robert Mitchum lük Mutluluk: Anne of the LÜKS (44 03 80): l Cano Thousand Days: Richard BurYılmaz Köksal 3 Çirkin ton Geneieve Bujold. Kral: Yılmaz Güney. RÜYA (44 54 57): 1 Kara Haydar: Ayhan Işık 2 ölüm « RENK (21 15 25): Para BaBana Vız Gelir: Tanju Korel. bası: Peter Sellers YENİ MELEK (44 42 89): Şa • SUR (23 76 12V 1 Zafer hane Vurgun / Shamus: Burt Köprüsü. 2 Suzan'ın Aşk Reynold Dyan Cannon Maceraları John Rayan. SARAY (44 15 56): Rabia: HU1ya Koçyiğit Hüseyin Peyda. • AS (38 00 50): ölüm Yumruğu: Helen Ma • EFES (36 37 63): Tehlikeli Meslek: Robert Goulep KENT (47 77 62): Çıltpn Gece• FEZA (36 37 63): Rabia: Hül ler: Zsa Zsa Gabor. ya Koçyiğit Hüseyin Peyd» KERVAN (48 04 23): Rabia: • KAFKÂS (37 43 68>: Rabia: Faüna Girik Tugay Toksöz. Fatma Girik Tugay Toksöz KONAK (48 26 06): Bin Gün• KENT <36 96 42): YigifAyaklük Mutluluk / Anne Of The ta ölür / Death of a GunThousand Days: Richard Burfighter: Richard Widmark ton Genevieve Bujold. Lena Horne StTE (47 6» 47): Hayaletler • S t R E I Î A (36 06 82): Yiğit Satosu. Ayakta ölür / Death of a tNCİ (40 45 »5 Pangaltı): Gunfighter: Richard WidRabia: Patma Girik Tugay mark • Lena Horne Toksöz, • ATLANTİK (55 43 70 SuaŞAN (40 67 93 Elmadağ): diye): Rabia: Fatma Girik Tugay Toksöz Rabia: Patma Girik Tugay • SUADÎTE (55 28 66 SuadiToksöz. ye): Rabia: Fatma Girik • AS (47 63 15 Harblye): ŞaTugay Toksöz hane Vurgun / Shamus: Burt • StNEMA 63 (55 10 84 K. Reynolds Dyan Cannon Yalı): Genç Kızlar: Maggie John Rayan. Smith gay Toksöz. tPEK (22 25 13 ÇemberlitaşV. Bin Günlük Mutluluk: Anne of the Thousand Days: Richard Burton Genevieve Bujold. • ŞAFAK (22 25 13 Çemberlitaş): Şahane Vurgun: Shamus (Basın: 22895) 7357 •OCHKKHKHKKKKKH: Bekçı Odacı Taşıyıcı Alınacaktır BasmUdürlüğümüz servislerinde çalıştınlmak üzere aşağıda gösterilen şartlara haiz olanlardan BekçiOdacı ve Taşıyıcı alınacaktır. Şartlara haiz olanlann 2 fotoğraf, nüfus cüzdam ve diplomaları lle birlıkte Başmüdürlügümüzün Gayrettepe Yıldız Posta Caddesindeki Personed Servisine (şahsen) mülacaatlan üân olunur. ÎSTANBÜL TELEFON BAŞMÜDÜRLÜĞÜ ŞARTLAR : 1 Enas îlkokul mezunu olmak, 218 yaşından küçlik 40 yaşından büyük olmamak, 3 Askerliğini yapmış olmak, 4 Bekçi olarak tayin olunacaklardan askerliğinl komando, jandarma, onbaşı ve çavus olarak yapanlar tercih edilir. 5 Şahsen müracaat etmeyenlerln dilekçelerine eevap verilmiyecektir. 6 Ücret Personel Kanunu hükümlerine göre verllir. tlkokul mezunu için 490. TL. brüt. «H • • • • • BAK1RKÖY FATİH Oıdemir Birsel tarafındaa bir yildan beri çekimi sürdürülen «Yunu» Emre»de Tülin Orsek ve Yunaa rolünü orn»yan Hakaa Balamir. • KADIKÖY "Yunus Emre,, filmi dava konusu o/uyor 3İŞLİ ir yıldan beri «Yunus Emre» fılminı çevıren Özdemir Birsel, yayın yoluyla kendisıni zarara ugTattığını, ticart yönüne darbe indirdiğini iddia ettiği Abdülbaki Gölpınarlı aleyhine 5(10 bin liralık tazminat davası açacagını söylemiştir. (Basın: 23044/7355) B Turhan GÜRKAN Geçen yıl «Yunus Emre» filml nm çekimi nedeniyle gazetemizde yayımlanan bir yazı üzerine, tilmin yapımcı ve yönetmeni Boğaziçi Universıtesi Rektörlüğünden Üniversitemlz Temel Bilimler Bölümünde açılmış bulunan Flzik, Kimya ve Uygulamah Matematik Li••nıüstü (Master) programlanna öğrenci alınacaktır. Adaylsrın fizik, kimya, matematik veya benzeri dallar ile mühendislik dallanndan dört üzerinden en az ikibuçuk veya eşdeğeri genel not ortalaması ile lisans diploması almı? olmalan ve tngilizce bümelerl şarttır. Ingilizce bilgisi yeterli olmayan adaylar diğer sartları haiz bulundukları takdirde Üniversitemizin bir yıllık îngilizce Hazırlık Programına alınabilirler. îsteklUerln 11 Zkim 1973 Cuma günü saat 17.00'ye kadar diplomaları ve aldıklan dersler ile notlarını gösterir belgelerle Kayıt Işleri Müdürlüğü'ne başvurmaları duyurulur. özdemir Birsel'le tartışan ve polemiğe giren araştınnacı yazar Abdülbaki Golpınarh, geçen haf ta bir sinema dergisinde bu konuya yeniden değinmiş, «Yunus Emre fılminin ve benzerlerinın çekımine karşı olduğunu» ileri sürmüştür. «Mevlâna» filminin çekimi nedeniyle konuşan Gölpınarlı, bu konuda şöyle demiştir: Olmaz olmaz «Yunus Emre'nin filmi olmaz demiş, buna karşı olduğumu söylemiştim. Ben görmedim ama, arkadaşlanm görmüş. Film olmamış. Olmaz tabiî, bu derece önemli bir konu..» Kulf.'da «Yunus Emre» filminin dış sahnelerini çekerken bu yaziyı okuyan Birsel, ticarî iti barımn sarsıldığını ileri sürerek Kula Asliye Hukuk Yargıçlığma baş\urmuş ve bir bilirkişi isteyerek, henüz çekim halindeki bir filmin Gölpınarh'mn arkadaşları tarafından görülmesine imkân olmadıgını ileri sürüp tesbit yaptırmıştır. Bilirkişi tarafından Birsel lehine bir rapor hazırlanmış, bunun üzerine film yapımcısı, Gtilpınarlı hakkında 500 bin liralık bir dava açması için Istanbul'daki avukatına yetki vermiştir. özdemir Birsel, aynca filmin negatiflerinin bile henüz yıkanmadığına ilişkin stüdyodan bir de belge getirtmiştir. Bu konuda özdemir Birsel şunlan söy lemiştir: SANATIN GERÇEGİ: Yaratıcı bir sanatçı olmadığım halde benim için de çok zaman gerçek; yaşamdan değil kitaplardan, edebiyat eserlerinden geliyor. Ve hiç unutmuyorum Bal zac'ın sözünü. Bir dost toplantı sında politikadan, paradan, toplum olaylanndan konuşulurken birden «Gerçeğe dönelim baylar! Eugenie Grande'yle kim evlenecek?» diyerek roman kahramanını en gerekll konu saydığıru. Buraya nerden geldim. Ayın dergilerini okurken hocam Prof. Mehmet Kaplan'ın ilginç bir yazısiyle karşüaştım. Aâından baş layan bir merakla, severek okudum: «Küıç ve Karanfil» (Türk Edebiyatı 21, Eylül 1973): «Fâtih'in karanfil koklayan bir minyatürü vardır. Ona bayüınm ve onda Osmanlı medeniyetinin ince bir timsalini görürüm. Bu kar tal burunlu sanatkâr görünüşlü adam, dünya tarihinl değiştirmiş bir kahramandır. İnsan ona bakarken hiç de Bizans surlannı döven top seslerini hatırlamaz. Nazik olmak, kuvvetll olmağa asla engel değıldir. En keskin kıhçlann üzerinde zariî süsler vardır. İstanbul'u fetheden bu k ramanm Galata güzellerine gazel söyleyen bir şair olduğuna kim inanır?..» Hoca aslında «... Toplarla orduların yol açıcılığı ardından gelen dünyanın en büyük dini, adaleti ve devlet nizamj...» ile Osmanlılığın başlangıcını övmek; «... Türk'ün maddî kuvvetini bir hayat felsefesi, devlet cihazı, ada> let sistemi. zevk ve sanat görilşü ile donatan tslâm medeniyetinin..» değerini belirtmek istiyor: «... Dünya tarihinde ender görtilen bir maddî ve manevî medeniyet sentezi ..» Ve onun bugüne uzayan bzlemi. Osmanlılığm yıkıhşını «... Diinyada yaşadığını fark etmeyecek kadar mânevî bir âleme dalmış olmakla...» açıklayan, Istanbul'un fethini vakti gelmi bir toplum olayı olarak değil bir kahramanın eylemi olarak değer lendiren Prof. Mehmet Kaplan ın ekonomi ilkelerinden yoksun BEŞİKTAŞ MISTIK (46 15 14): 1 ölüm Kıüa, Çin filmi, 2 Altuı Sesli öksüz • YTJMURCAK (40 22 27): Rabia, Hülya Koçyiğit Hüseyin Peyda. • ÜSKÜDAR ARZÜ (33 13 88): Vikingler Kraliçesi: Done Muray • SUNAR (33 06 18): 002 Hızh Boksörler: Franco Franchi • ÜSKÜDAR (33 24 75): Sevdiğim Adam: Jean Paul BeV mando • AKSARAY .©. BULVAR (21 35 78): Rabia: Fatma Girik • Tugay Toksöz • YILDIZ (21 U 37): Çügın Geceler: Zsa Zsa Gabor. O KRİSTAL (21 57 66): Zafer Kılıcı: Walter Stevenson. • MARMARA (22 38 60) Beyazıt): Cesur Aşık: Mr. Forbush And The Penguins: Hayley Lills John Hurt. • MCRAT (24 05 56 Şehremini): Rabia: Fatma Girik Tu Kongre İlâm PEN Yazarlar Derneği'nin olağanüstü Genel Kurulu ı Ekim 1973 Pazartesi günü saat 17.00'de, çoğunluk olmazsa 8 Ekim günü aynı yer ve saatte Gazeteciler Cemiyetinde toplanacaktır. GÜNDEM: Demek tüzüğünün 11, 12, 21, 23. maddelerinde istenen düzeltmelerin karara bağlanması. Cumhuriyet: 7366 İKİN'Ct KEZ ÇEVRİLEN «SUSUZ YAZ» FİLMİNDE İRFAN ATASOY VE HAMİYET YANKI.. "SUSUZ YAZ,,ın ikinci çevırımı uzerıne.. ürk Sinemasmda eski filmleri yeniden çevirmek moda oldu. 1964 yılında Berlin Ulusiararası Füm Şenliği'nde cAltın Ayı> Ödüİünü kazanan cSusuz Yaz» da, çevrilişinden on yıl sonra Irfan Füm tarafından Yılmaz Duru yönetiminde filme alınctı. Yeni «Susuz Yaz» ın çekim hakkını, yazarı Necati Cumalı'dan satın alan yapımcı Irfan Atasoy. senaryosunu Sabah Duru'nun yazdığı yapıtı Bademler Köyü ve Buca'da çevirdi. Görüntü yönetmenliğıni Muzaffer Turan yaptı. İlk .Susuz Yaz» da Ulvi Doğan'ın oynadığı Osman rolünü yenisinde Irfan Atasoy; Hülya Koçyiğit'in oynadığı Bahar rolünü Atasoy'un eşi akrobat Hamiyet Yankı; Erol Taş'ın oynadığı film'Ln kötü adamı Hasan rolünü yönetmen Yılmaz Duru oynadı. Bu rol için önce Bilâl Inci düşünülmü?, fakat başka iş yüzünden çalışamayan aktörün yerine yönetmen, kollan sıvayıp kamera karşısına geçmışti. İlk filmde Hakkı Haktan'ın oynadığı Sarı Veli'yi Tuncer Necmioğlu; Yavuz Yahnkılıç'ın oynadığı Musa'yı Danyal Topatan; Bademler köyünden Gülsüm adlı bir kadının oynadığı Bahar"ın anasını Nesrin Nur oynadı. İkinci filme ilkinde bulunmayan bir rol eklendi, Cumalı'nın hikâyeye koymadığı köyün delisi Asiye rolünü Deniz Erkanat oynadı. Filmde Osman'ın sek« ihtiyacı için ıJeli kullanüdı. Kötü adam, kardeşinin karısı Bahar'ı düşünerek havuzun kenarında delinin ırzına geçmektedir. Yılmaz Duru, Metin Erkssn'm «Susuz Yaz» ında Türk köylüsünün sadist şekilde gösterildiğini, hikâyede yer yer vahşet sahnelerir.e rastlandığmı belirlmekte, yapımcı Irfan Atasoy ise kuraklığm nedenlerini, ekicinin sıkıntısını, köylünün ekmeksiz, yemeksiz kalışını, geçirdiği bunalımı yeni «Susuz Yaz» la yansıttıklarını söylemektedir. (Basm: 23154) 7353 »•••»••»•»•»»••»' »»•••• •»»»••••••••••••• T.C: f BAYUSDIRLÎK BAKAISLIĞÎ Yapı tşleri Genel Müdürlüğü 1. Bölge Müdürlüğünden 1 Edime Imam Hatip Okulu ikmali müteahhit namı hesabma 2490 sayılı kanunun 51. maddesi hükümlerine göre açık eksiltme usulü ile yeniden aynı larüarla ihaleye konulmus.tur. 2 îşin keşif bedeli (275.575,80) liradır. 3 Eksiltme Mete Caddesi No: 12 Seyran Apartmam Taksim'de Yapı İşleri 1. Bölge Müdürlüğü thale Komisyonunda 5.10.1973 (Cuma) günü saat 15.00'te yapılacaktır. 4 Eksiltme şartnamesi ve diğer evrak mezkur Müdürlükte görülebilir. 5 Eksiltmeye girebümek için: A (14.774.) liralık geçici teminatı, B 1973 yılına ait Ticaret Odası Belgesini, C Müracaat dilekçeleri ile birlikte verecekleri (Eksiltme şartnamesinde belirtilen ve usulüne g*»» hazırlanmış olan) Plan ve teçhizat beyannamesi, Teknik personel beyannamesi, Taahhüt beyannamesi, Sermaye ve kredi imkânlarmı gösteren Mali Durum Bildirisi ve Banka Referans Mektubu Baymdırlılc Bakanlığından almış oldukları (B) gnıbundan kejif bedeli kadar işin eksiltroesine girebüeceklerini gösterir müteahhitlik karnesinin aslı veya Noterden tasdikli suretini ibraz suretiyle Yapı tşleri 1. Bölge Müdürlüğünden alacaklan Yeterlik Belgesini eksiltme esnasında thale Komisyonu Bsşkanlığrna vereceklerdir. 6 Yeterlik Belgesi almak için son müracaat tarihi 1.10.1973 günü mesai saati sonuna kadardır. TelfcTafla müracaat ve postada vâki gecikmeler kaoul • • J • T 4 • T ^ • J 4 • J 4 • ^ • ^ • T Anıt içinmiş «Yunus Emre'yi monopolüne alan, kendıni her bakımdan Yunus Emre'nin mirasçısı ve üzerinde tek söz sahibi sanan, Yunus Emre gıbi bir düşünür ve halk ozanının filmini çekmek için giriştiğimiz 1yı niyetli çabalara, daha başlangıçta karşı çıkan Abdülbaki Gölpınarlı, filmin çekimi bitmeden, bunu gördüğünü iddia ettigi hayalî arkadaşlarmm düşüncesine dayanarak kötü bir yapıt olduğunu iddia etmek gatletine düşmüştür. Sayın üstad, milyonlarca liralık yatınm yaptığım filmimin, bu sözlerle ticarî itibarmı sarsıp, maddî ve manevî zarara uğramama yol açmıştır. Bu yüzden hakkında 500 bin liralık tazminat davası açıyorum. Alacağım bu paranın tek kuruşuna bile el sürmeyecek, Yunus Emre'nin Eskişehir'de büyük bir heykelini yaptıracağım.» İLÂN Kars Belediye Başkanlığından (461.142^2) lira kesif bedelli, (25.845,00) lira geçici teminatlı Sinema Binası 2 nci ilâve kısmı inşaatı 2490 sayılı Kanunun 31'inci maddesi gereğince ve şartnamesi mucibl yaptırılacaktır. Ihalesi 9/10/1973 Salı günü saat 15.00'te Belediye Encümeni huzurunda yapılacaktır. Şartnamesı mesaı saatlerı dahilinde Vazı Işleri Kaleminde görülebilir. Taliplilerin 32'nci maddeye göre hazırlayacakları teklif mektuplarını saat 14.00'e kadar vermeleri ve postadaki gecikmelerin kabul eriilmeyeceğı ilân olunur. (Basın: 23118) 7351 • | | | | ~ S53 ^5 = = ~ = = = SS = ADANA HAVA MEYDANINDA KARGO BİNASI YAPT1K1LACAKT1R 1 Yaptınlacak kargo binası keşil oedelı 876 890.39 TL. olup muvakkat teminatı 43.844.52 TL'dır. 2 Bu işe ait kesif ve projeler şartnameier GUmüşsuyu Dersan Han No: 9O'da Malzeme MUdUrlüğü tn$«at Başmühendisliginde Börülebilir. 3 tstekiiler tekliflerini 4 Ekim 1973 günü saat 15.00'e kadar Ortaklık Malzeme MUdürlügü înşaat Basmühendisliftine vereceklerdir. 4 Postada vaki secikmeler kabu! eflilmez. 5 Ortaklığımız 2490 savılı artırma ve eksiltme kanuna tibi değildir. thaleyı düediğine vermekte serbesttir. TÜRK HAVA YOLLAR1 A.O. (Basın: 231627363> | | j | = = ^= == = = = = = = = : = yonımu elbette tartışılmaîı, bu gibi öznel yargılann temelsizligi elbette eleştirilmelidir. Ben bugün yalnızca karanfil üzerinde durabiliyorum. Yarmki çekilişi unutmaymız. Karanfil Evet Fatih, bir batılı ressamın eserinde de, ondan kopya edildi ğinı sandığım minyatürde de karanfil ko'Jâmaktadır; ama bizim edebiyatımızda bu çiçegin adı, en yakın zamanlara kadar hiç geçmez. Şimdi Levent sırtlannın amansız poyrazına plâstik örtülerle karsı koyan sayısız karanfil serinin gecekondu emeği pazar lar dolusudur. Ne var ki şiirtmi Milli Ptgpango YARIN TOPLAM OLARAK TAM 48 BİN LİRA DAÛ1T1YOR; 9 MÎLYON (Basın: 22387) 7358 edilmez. Keyfiyet ilân olunur. J • >••••••»»»••»»>»•••••:•>•••••••••••••••••••• (Basın: 22946) 7356