19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 CUMmjRÎYET 7 Haziran 1973 oplumların değişmesi artık bir noktada kalmamakta ve yaygınlaşmaktadır. Kitle haberleşmesinin hızlı, etkili ve yaygın yolları olan basın, yaym, radyo ve televizyon gerek ülkenin içinde, gerekse ülkeler arasında değişen her şeyl insanlara duyurmaktadır. tnsanlar yaşadıkları durumların bir kader olmadığını öğrenmektedirler. Gitgide büyüyen bir hızla bütün insanlar kendi değerlerini, önemlerini, etkilerini duymakta ve bütün bunlan etkili duruma getirmenin yollanm aramaktadırlar. «Sağlık, bütün İnsanlığı ve insanları etkilet yen en önemli ögedir» dersek saşılmamalıdır. Çünkü, sağlığın karşıtı olan hastalık ve ö'.üm insanları her zaman tedirgin etrniş ve korkutmuştur. Sağlığın bozulması kadar insanları ilgilendiren ve derhal çare aramaya yönelten ikinci bir konu bulmak çok güçtür. Onun içindir ki, hekimlerin davranışlan, durumlan, çalışmalan toplumların her zaman ilgisini çekmiştir. Hekimler de, topîum içinde çalışmanın huzur verici yanlanyle sevinmişler, güçlükleriyle üzülmüşlerdîr. Insanlara yardım etmenin hazzı yanında, gereği gibi hizmet edememenin sıkıntısı, hekimleri her gün daha artan oranda toplumların sorunlanyle uğrasmaya yöneltmişür. Bunu hekimler için zorunlu kılan bir gelişme de «Sosyal Tıb» bın son yüzyılda kazandığı önemdir. Bir hekimin, kendisine gelen hastalan tedavi etmekle görevini yapacağını öğreten «klasik birey. ci tıp» a karsılık cağlığı koruyucu, sağlık açısından bireylerle cevreleri arasındaki Uişkiyi inceleyici, sağhkla ekonomi, sağhkla kalkınma, sağlıkla gelir düzeyi arasındaki etki tepki zincirini araştmcı «sosyal tıp» hekimlere de toplumlanna karşı bazı yeni görevler, yeni sorumluluklar yüklemiştir. Onun içindir ki, değişen toplumla birlikte, hekim düşüncesi, hekim görüşü. hekim davranışı da değismektedir. önceleri, hastalarını iyileştirmekle görevini yapmanın huzurumı duyabilen hekim, artık bunu yeterli bulmamakta, sa.filık açısından toplumun sorunlarına çözüm yollan getirmenin de heklmlik görevi olduğunu duyarak, bilerek çahşmaktadır. Yakın zamanlara kadar hekimler, çoğunlukla bireyci bir tutumun içinde görünmüşlerdir. Toplum yapısının ve çalışma koşullarının gereği olarak hekimler hayatlannı kazanmak için çalışırken kendilerini kaderlerine terkedilmiş hissetmişlerdir. Hiç bir güvenliği olmayan ve tek T Olaylar vc görüşler Toplumu Ile Büyüyen Hekim Dr.Erdal ATABEK güvenlifi kazancı olan kişilerin duyguları. koşullan içinde çalışırken halkla aralarındaki yakınlığın kaybolduğunu, madde ilişkilerinin halkla beraber kendilerini de zedeleyen bir duruma geltfığirıi yine hiç kimse değjl, hekimler ortaya koymuşlardır. Bir yandan serbest hekimlik çalışmalannın «Genel Sağlık Sigortası» yoluyle ekonomik güvenliğe, Türk Tabipleri Birliği yoluyle mesleksel denetime kavuşturulmasını isterken, kamu sektörü hekimliğinin tamşüre ilkesiyle çalışmasınm sağlanması, polikliniklerda hekimlerin bakabilecekleri hasta sayısının sınırlanması. yurt çapında bnlgesel hizmet dağılımının sağlanması için âdil bir tayin nakil mekanizmasının kurulması, gerçekçi bir ücret polMkasının izlenmesi gibi tedbirleri ilk ortaya atanIar hekimler olmuştur. halkın gücüyle bağdaştırmak isteyen tam • süre çalışma, sağlık sigortası kurulması, gibi önerileri yıllardır yapan Türk hekimlerine dünyada örnek göstermek, bildlgim kadanyla mümkün değildir. Üniversite Tıp Fakültelerinde halk sağlığı çalışmaları artmakta, «Toplum Hekimliği» Kürsü ve Enstitüleri kurulmaktadır. Kamuya yansımadığı için büinmeyen tezlerle, araştırmalarla Türk bilim adamları toplumlanna yaptıklan katkılann gururunu duymaktadırlar. Zaman zaman bu çalışmaları açıklamaktan biz de zevk duyacağız. Halk sağlığınm sahibi, bu hizmeti ySnetenler değil, bu hizmeti yaratanlardır, yani hekimlerdir. Hizmetin sahibi olarak hekimlerin halk sağlığına yönelmeleri büyük bir anlara taşımaktadır. Asıl «Toplum tıbbı» hekimler bu yönelişi tamamladığı zaman gerçekleşmis olacaktır. Yalnız hekimler değil. hemsireler, ebeler, «ağllk memurlan, laborantlar gibi sağlık hizmetinin bir zincir teşkil eden elemanlannm bütünü «halk sağlığı» anlayışım benimsedikleri zaman, bu anlayışın yaratıcıları olarak ağırhklannı koyduklan zaman Türkiye'de «toplum tıbbı» zafere ulaşacaktır. Çünkü, halkın beslenmesl 5nce bir »ağlık 10runudur. Et yerine ekmek yiyenlerin çoğalması, kötü konutlarda sağlıklan tehlikede yaşayanların durumu, kanalizasyonsuz, sosuz, banyosuz insan topluluklarının dramı her seyden önc» halk sağlığınm tehlikede oiduğunu gösterir. Onun içindir ki, mikroskopta mikrop arayan hekim, hastalık neö*enler!ni toplumda aradığt zaman mikroskobunun altmda, daha fazla kâr etmek icin besin maddeleri fivatlanm yükselteo bezlrglnlan, konut tlcaretlnden zengin olma amacım taşıyan spekülatörleri bulacak ve bu hastalıklann tedavisine de yönelecektir. Kamu yöneticileri de bu amaçları gerçeklestirmek istediklerine göre sorunun çözümü kolaylaşacak ve aynı çizgide yürünebilecektir. Halk sağlığınm ve sağlık hizmetlerinin bu amaçları gerçekleştirebilmesi için yapılması gerekenin adı «Büyük Sağlık Reformu»dur. Bugiine kadar sağlık hizmetlerinin bu kapsamda görülmemiş olmasının ulkemize büyük şeyler kaybettirdîği kanısındayım. Pabuççu Muştası arihimizde iki Tanzimat var. Birinci Tanzimat, okul sıralannda yanm yamalak öğretilir. Çoğumuz Tanzimatı, Batılılaşma. Yenileşme, Avrupalılaşma ile eşdeğerli sayarız. Oysa Tanzimaün ileri gelenlerinden nüktedan Fuat Paşa'nm su sözleri, o dönen*.de Osmanlı açmazmı özetler: • Bir devlette iki knvvet olur. Biri yakandan, Wrl aşafıdan gelir. Bizim memlekette yokandan gelen knvvet cümlemizi eziyor. Aşağıdan ise bir kuvvet hâsıl etmeye Ihtimal yoktur. Bonnn için pabaeçn muştası gibt yandan bir knvvet kullanmaya muhtacız. O kuvvet de sefaretlerdir.» Osmanlı politikacısının dramı bu sözlerde yatmaktadır. Aynı zamanda Tanzimat eyleminin halktan gelmediği böylece açıklanır. Avrupa, Osmanb ülkesini bir açjk pazar yapmak istiyordu Bu pazarda uluslararası kapitalizmin yiırt düzeyindeki mekanizmafinı kompradorlar işleteceklerdi. Işletmeyi düzenlemek için kanunlara ihtiyaç duyuluyordu. 1830 Ticaret Anlaşmasıyla amaç sağlandı. Tanzimatın bukuk düzenlemeleri hep bu yönde oluşmuştur. Şimdi bugünden düne iki biçimde bakılabüir: Kbnisi «Tanzimat kaçınılmaz bir olaydı, hiç olmazsa az buçuk hukuk güvenliği getirdi. üstelik kapitalizmi geliştirerek toplum dinamiğini hızlandırdı» der. Kimisi de Tanzimatı sömürülme sürecinde hızlı bir aşama sayabilir. Sonuç değişmez: Ha Hoca AJi. ha Ali Hoca.. Ha yarısı boş bardak, ha yarısı dolu bardak. Tanzimat politikacısı, Fuat Paşanm dile getirdiği gibi önemli zorluklar karşısındaydı. Çünkü Tanzimat taklitçil.ktir. Ne gerçek uygarlaşma benimsenir, ne de geleneksel Osmanlı düzeninden vazgeçüir. Politikacmm işi gücü pabuççu muştalarına şirin görünmek, uygarlaşma yolunda ciddiyetle yürümekte olduğumuzu söylemektir. Avrupa ülkelerinde geçerli kanunlara benzer yasalar çıkanhrken, Şeriat düzeninin Batı hukııkuyla çatıstfı noktalarda Osmanlı politikacısı ne haltedeceğini bilemez. Bir adım ileri atsa içerdeki tutucu güçler: Gâvurluk geliyor, diye kazan kaldıracak. Adımını atmasa, Avrupalı: Olmadı, diyecek. Tanzimat, «gâvurluktur» diye kazan kaldıranlaria «olmadı» diyenlerin arasında tahtıravalli kuranlann romanıdn. Bu tereddutlerin romanı Atatürk'e dek sürmüştür. Atatürkçülügu uygarlasma yolunda Tanzimat'tan «yırmak gerekir.» Ikınci Dünya Savası ertesinde, çok partlîi rejime yöneldikten sonra sürüyle Tanzimat politikacısı ortaya çıkmıştır. Bu politikacı idarei maslahat siyaseü'nln sampiyonudur Bir yandan nnknk devletl. demokrasl, İnsan haklan, fıkır Özjrürlüğü gibi kavramları dilinden düşürmez, Dir yandan da bu kavramlann gerçeklerlnl değil taklitlennl iç niyasaya sürmeye bakar. Avrupalı karsısında: Bızde fikir özgürlügü vardır, diye konuşur. Içerije dönük yüzünde bir başka ağızla: Solculuğu kökünden kazımah. diye nutuk atar. Ne Türkiye'nin uzun süreli gerçeMeıine ayaklannı dayarruştır bu poliökacı. ne de gerçelc uygarhğa bağhdır. Bizim toplumda sermaye biriklmi. Batı'daM sermaye birlkımini geriden izliyor. Ozgürlükleri tanıyacak kadar palazlanmadı, burjuva demokrasisini benimseyecek kadar ourjuvalaşmadı. Ne var ki. içerdeki politikacı, uluslararası meydanda boy göstermek zorundadır. Bunun İçin lçerde knpto edebiyatmı sürdürür. dışarda: Talvannm bize yardım edin. diye diz çöker. Bu tip politikacıya birist Peki arkadas Avrupa Konseyinde hangi ülkelerle yanyanasın? diye sorrnus. A v u t u r v a TT ,,~ J ? . Belçika, Danimarka, Federal Almanya, Hollanda, tngiltere, îrlanda, tsveç. tzlanda, Lüksembura, Norveç, vesaire... Bu ülkelerde kripto (gizOi komünlst) yar nn? Yok. Neden yok? Çünkü oralarda komünlzm serbesttir. Kimse kimliğinl eizlemeye gerek görmez. İsteyen komünistim der, isteyen aosyalisüm der. isteyen sosyal demokratım der. Iste bizim politikacının zorluğu ve sıkmtısı buradadır. Batılıya gidip Bablı oiduğunu söylemek. sonra da kripto edebiyatı yapmak Batı kafasmın ve Baa demokrasisinin hazmedeceği şey degüdJr Ama polltlkacımız. lçerde komünizm ticareti yapmasa; «eâvurhılı geliyor» nidalanna bemer «kmnünfstler ıfeliyor» naralan duyaraittır ıs .iricu yüzyılda treni «gâvurluk geliyor» dive kaçırdık; 20 nci yüzyılda «komünistlik geliyor» dive kaçınyoruz. Bızlm politikacı da pabuççu muştası siyasetiyle idarei maslahata çabalıyor. îşin özeti bu. Tüm Olarak Kamuoyuna hep tek tek konular olarak yansıyan. zaman zaman «bulaşıcı bir hastalık salgını», «bir yerdeki hekim yokluğu», «ilâç konusu» gibi olay göriilen konuîarın tüm olarak ele alınması zorunludur. Aksi halde. yanlış anlamalar, önemliyi önemsiz. önem?izi önemli görmeler, bir konu üzerinde vogunlasırken bütünü gözden kaçırmalar rievam edeeek ve «ağaca bakarken orman BÖrülemiyecektir» Onun içindir ki, Türk hekiminin çağına ulasmıs görüsleri ve önerilpri sağlık hizmetlerinde çok rtikkate değer bir duruma gelmiştir. Kalkınma çabasında olan toplumlar birtakım değismeleri d"e yasarlar. Uyanan toplum da hizmetleri daha 1yi degerlendirebîlmekte, konulann eercek nedenlerini daha iyl görebilmektedir. Hekimler, ülkelerinin kalkmmasında saglık hizmetlerinin büyük önemlnl yıllarca önce fark etmiî ve toplumla büyümenin eerçek mutluluk olduğunu anlamıslardır. önümüzdeki günlerde Türk Tabipleri Birliği. kuruluşunun 20. yılındaki Büyük Kon?resini yapacaktır. Demokrasinin teroel taslarından olan anayaşal meslek kurulusları ülkemizd'e Snemli pörevler vaomaktadırlar. Meslek kuruluşlanndaki büyük selisme dahi iilkemizin hangi asamalan vantıSinı ortaya koyacak niteliktedir. Hekimler Türkiye'nin her yanindan gelerek kongreîerinde sözlerini «övleyecekierdir. Sağlık hizmetleriyle İİRİH bötün yönetici kadroların. ülke yönetiminde «öz sahihi olrnak isteyenlerin. söylenenlere dikkatle eğilmelerinl temenni ederim. O sÖ7İerde, toplumuvla beraber büyüven, toplumuyla beraber mutlu olmak fcteyen Türk hekiminin gerçekçi ve «çaSdas uygarlık düzeyi» ni özleyen «esini bulacaklardır. T Halk Yararına Kendi çalışma koşullarının halk yaranna düzenlenmesi için gerekli önerileri yaparken, halk sağlığınm bütün konulannda «halk sağ!:ğının önceliği» ilkesine uygun çalışmalan sürdürmekte ve gerekli çözüm yollarını açıklamaktadırlar. Bu, Türkiye İçin mutlu b!r gelişmedir. Çünkü. dünyanm birçok ülkesinde karnu yöneticileri sağlık hizmetlerinl toplumsal bir çizgiye getirmek isterken, hekimin bireyei çalışmalannı sürdürmek isteyen tepkilerle karşılaşmış ve çalısmaların bazılarında başansızlığa uğramıslardır. Amerika'daki Medicare programına karşı Amerikan Tıp Birllği'nin ve Belçika'daki hekim grevinin tutum olarak özelliği budur. Kendi yararına karşı çıkarak, kazanma zorunluluğunu GİZLİLİRTE ERDEM YOKTÜR OKTAY AKBAL Evet Havır "Atatürk Orman Çiftliği Olayı,, umhuriyet gazetesinde fikret Otyam, kauatnakta olan bir yaraya, 31 Mayıs lM73'ten fceri yeniden neşter vurroakta. Olay Atatürk Orman ÇiftliSi Tafmast başlığı ile fcamuoyur.% sunuluyor. Koopeıatiflerden. ortaklanndan. Atatürk'ün vasiyetınden, kanun maadelerinden, olup bitenlerden. «Cnmhnriyetin ellinci yılına vetiştirilmes' ımacıyle. çenel kurulda öncelik ve ıvedilikle görüşülmek kavttjyla» Başkanlığa sevkedilen kanun ta sanlanndan... söz ediliyor. Biz konuyu daha çok gsnel rıtanda ele almak istiyoruz. Önce bu çiftliği kendi vöueticilerinin ne denlu savunduğunu karutlayan bir belgeden söz edelım. On be$ •p.\ kadar önce. sanayi böigesi için bu çiftlikten tanrak avnlması istenmişti. 56 yü süren çekişmelerden so.ıra bu girişim önlendi. Bu amavia nazırlanan: «Sanayi böl<esinin »e«;pitı hususundaki tasavvurlaıa karsıhk Atatürk Orman Çiftliği Müdürrağünün noktai nazan» başlıklı, 11 daktilo sayfası tutan belgeden iki parçayı buraya aktanyoruz: «Atatürlt Orman ÇUtUginin bugünkü çaüsmalan ve memleket ziraati konusunda ele almış oldugu projelerin tatbikatı için bir karış arazinin dahi satış, kira, veya 'stimlâk mevzuunun düşünülemiyeceği...» «Tarihi varlığı, hukuki durumu ve memleker zıraaüne kazandırdığı ve geiecek yıUarda kazandıracagı de^erleri etraflıca izah ettiğimiz bu satırlar ile Atatürk Orman Çiftiıgi arazilerı tespit edilmekte olan kati hu rfutları içinde bölünmeı bir bütün olarak munafaza ediknesinın milli bir vazife olduğu, ayrıca büyük kurtancı Atatürk' ün ilke ve eserlerine batii'iğımı sun bir nişanesi ola.ak eseTİeriıîi elbirliği 'e Dütür. sektörler tarafından Korunmasmda vazifeli olduğumuzu unutmayarak, bu vazifenin milli b.r vazıle olduğuna da inanmalıyız.» O zaman konu bakanlıklararası toplantılarda ele alındı, Istanbul Teknik Ü. Mimarlık F. ile Siyasal Bilgiler F. Şehircilik Kürsüsünün kimt öğretim üyeierinden oluşan komisyona lnceletüdi. Imar ve îskan Bakanlığına sunulan 19/11/1962 günlü raporda: «Komisyonumuz Atatürk Orman Çiftİiğinin bu maksatla kullanılmasına kesin olarak karşıdır.» sözü yer almıştır. Aradan geçen on yılda, kamu yararı anlayışında, çiftlik yöneticilerinin görü$ünde bir değişik lik mi oldu? Sorusu üzerine e£il mek gerekiyor. Gnrüşler, ilkeler hep bir düzeyde kalmaz. Olavlann akışına göre bunlann değişmesi doğaldır. Ancak Atatürk Orman CiMiSi önemini yitirir. hiç degllse benzeri eörevleri yüklenen ba?ka kuruluşlar ortaya çıkarsa. arazisini par.«elleyip satmak. orada kooperatifIpr. toDtancı haller... kurmak ikla gelebilir Atatürk 1937 yılı Haztranmda "iftliklerini hazineve bagıslarnıs hr Bu amaçla Bafbakanhâa sön "lerdigl. kendi imzasinı tasıysn nfiektupta sunları da buluyoruz: «Çiftliklerin. verine eöre arartvi ıslah ve tarızim etmek. muhitlerini siİ7elle'=tirmek. ha'ka »ezecek. eglenecpk ve dinlene C imse bir şey söylemiyordu Snce. Bir iki kişiydi karşı çıkan. Ötekiler susuyorlardı, ya da bu konuda bir soru sordunus mu size hak verdiklerini bildiriyorlardı. Sanılıyordu ki çoğunluk o işten, o görüşten yanadır. Koca bir masanm çevresinde toplanmış otuza yakın kişi. En yüksek öğrenimlerden geçmis, kitaplar yazraıs, kitaplar okumu;. yaşamm belirli düzeylerine ulaşmış. Ne başkalarından ne de birbirlerinden korkuları olmayan, olmaması gereken! Kalkıp «ben böyle düsünmüyorum, ben öyle davranılmasını doğru bulmuyonım» diyebilmeliydiler. Demediler ama... İki gün orasından burasından kurcaladılar, işi yokusa sürdürdüler. şöyla olsa daha iyi, böyle yapılsa daha doğru diye öneriler yaparak.. Bir ikisi açıkça söylüvordu görüslerini. «olmaz, bu doğru değil, ben karşıyım» diye. Yanlıştır, doğrudur bir şey. bir konu, orası •tartışıhr, ama kişilerin. o işle, o sorunla ilgili kişilerin ne istedikle>ini. ne düıündüklerini açıkça belirtmeleri gerekir her seyden önce... Derken biri önerdi: kapalı oy verilsin bu konuda! Evet mi Hayır mı? Yazalun kâğıtlara. birbirimizden gizli, kim evet dedi kim hayır. kimse bilmesin. gizlilik içinde olsun her şey, evet diyenler havır diyenleri tanımasın, evet diyenler hayır'cılan mimlentesin! Alırsın kâğıdı yazanın .hayır. diye. Karşılıklı korrnrurken yapnmadıgmi. belirtemediğini gizlilik içinde yaparsm kahra. manca: Oylar verildi. toplandı. sayıldı. Hayır» kazanmıştı. O is olmayacaktı. iki gündür sürdürülen tartışma gereksizmiş mefter! Niye başta yapmadılar o kapalı oylamayı öyleyse? Bunun için. işi sürdürerek yozlaştırmak, sonunda da reddettirmek için!.» Oysa açık oylansaydı »evet • kazanacaktı. Çünkü yüz yüzden utanır. Hayır diyemez kimse hayır denilmeyecek seye. Derlers» ayıp olur, duyarlar bunun ayıbını! Orada «evet» denilmesini İsteyen arkadaşları da var üstelik. Onlann Közünde küçük düserler. Belki gelecekteki kimi çıkarlar tehlikeye girer. Gizli oy verilirse sorun yok. Kim ne yaDar. kim ne eder bilinmez. Kims« kimseden utanmaz. öyle de oldu «hayır» büyük çoğunlugu alınca kim«enin vüzü kızarmadı. Birden konusru açık açık «hayır» demiş o'an kişi. o işin yaoılmasmı doğru görmeyen kişi! «Bakın herkes benim ?ibi düsünüyordu. biliyordum bunu. Açık oylansayHı <»vet* kazanacaktı. ivi ki gizli oy istemişim.» Haklıydı, doğ. ruydu. yerindeydi bu sözler... Kapahlık. Rizlilik bir sığınaktır kimî insanlara. Karanlığa bürünmek. kurtarır aydınhkta bazı davranışlara girişmekten korkanlan. Açık insanlar için. karanlık düşmandır. Her işi çıkmaza, yanılgıya, batağa götürür. Göremezsin gerçeği, yolu, yanlış sanılat ağır basar. garip ürküler.. Gizli istekler, özlemler besleyenler ise çağınrlar karanlığı. gizliliği yardıma. Yaşamm her alanmda böyledir. en ufak işten en büyüğüne dek. özellikle politika alanında, toplumu yönetmek savmda olanlar arasında. Açık söylememek bir şeyi. açıkça yan tutmamak, tııtmaz görünmek basarı kazanmanm en kolay yolu sayılır. Ama gizli oy vermek söz konusu olunra o zaman içyüzleri anlaşılır böylelerinin. Anlaşılmaz sarılır. daha doğrusu kendileri öyle sanırlar, yanıhrlar oysa. Anlayan anla. mıştır anlayacağını! Kimse aldanmaz oynanan bu gizlilik oyununa. Ben de bulundum böyle oylamalarda. Açıklıkta başka, kapalılıkta başka görünenleri tanıdım. Çekmek gerekti hepsini aydmlığın orta yerine. Düşüncelerini apaçık ortaya döktürmek gerekliydi. Kimi zaman karanlıktan yana olanlar ağır bastı, yen. diler açıklıktan j*ana olanlan. Kapalı oylamalarda gerçek düçüncelerini belirttiler «hayır» ya da «olumsuz evet»lerle. Şaştım, belirli bir bilgi, insanlık düzeyindeki, aydm kişiliği taşıyan bü. tün bu insanların gerçek düşünceleriyle ortaya çıkmaktan kaçmalarına! Karanlığa saklanmalarına'... DüşüncesLnin sorumluluğunu yüklenmekten kaçınan; hem de küçük çıkarlar, gereksiz hesaplar uğruna inandığını yerinde, zamanmda bildirmeyen kişiler nasıl aydın sayılırlar? diyeceksiniz. Doğru, toplumumuz böyle aydınlsr yüzünden sağlam. olumlu bir kişiliğe ulasamıyor. Bocalamamız hep bu düşünce karanlığından, korkaklığmdan, iMyüzlü davTanışlardan... K BİR BELGEDE: «ZİRAAT PROJESİNÎN TATBİKİ İÇİN A T A T Ü R K ORMAN ÇİFTLİĞİNDEN B Î R K A R I Ş ARAZİ KİRAYA BİLE VERİLEMEZ» DENİLİYOR Prof. Fehmi YAVUZ cek sıhht yerler, hilesiz ve nefii gıda maddeleri temin eylemek, bazı yerlerde Ihtikârla fiül ve muvaffakiyetli mücadelede bulunmak gibi hizmetleri de zikre çayandır?» (x) •Hilesiz re nefls gıda maddeleri», «Ihtlkârla savaş» gibi konuları bir yana bıraksak bile, yalnız «Halka gezecek, eğlenecek ve dinlenecek sıhhî yerler... temin eylemek» Atatürk Orman Çiftliğlni her türlü saldırıdan korumanın en sağlam gerekçesi olraağa yeter. Çünkü son yıllarda ve her kıs mevsiml, altı ay süre İle, başa çjkılamayacak, dayanılamayacak Slçülere varan Ankara'da hava kirlenmesi olayı karşısında Çiftlik can kurtaran görevi yapmaktadır. Aynntısına girmeden, Çiftliği parçalama, parselleme olayının, ya da olaylannın netfeninin arsa spekülâsyonu oiduğunu söylemek isteriz. Arsa vurgunculan türlü kimlik ve niteliklerle ortaya çıkar ve gerçek amaçlannı gizlemenin yollarını arar ve bulduklarım sanarak avunurlar, Ankaranın imarı, bütün şehircilik uyeulamalanmız bu tür davranısm Srneklerl fle doludur. Batı ülkelerlnde de 19. Yüzyılda benzeri uygulamalar Körül müştür. Viyana Ormanlan örneğinden söz ettikten sonra, bizim gibi geri kalmıs Cikelerla ileri ülkeler arasındaki fark a değinerek bu kısa yazıyı tamamlamak İstiyoruz. 19. YUzyılın ortalannda Arusturya'da devlet mallyesini güçlendirmek amacı ile, kamu mallannı satmak için bir ofis kurulmuştur (Staatsgüter Verschleissbüreau). En gözü pek sahtecilerin, dolandıncüann kontro luna geçen bu örgüt, 31.000 hektar tutanndaki Viyana Ormanlarını da parselleyip satmağa ka> rar verir. Ormanda oturan köylülerin, Viyanalılann tepki pöstereceğini bilen yetklliler, işi a» dım adım yürütmek tçin gerekli olan plânı tamamlamışlardır. Maliye Bakanlığt, Orman tdaresi, kereste tüccarlan... Bu amaç için hazırlanmıştır. önce afaç kesiminin arttınlrrjası ve hızlandınlması yoluna gicbleceJtlır. Bu ise Viyana Ormanlannın tam anlamı ile yokedilmesi demektir. Basın susmaktadır, çünku satıl mıştır. Parlamentodan da Dsvlet malının bu örgütlü yagmasına karşı çıkacak hiçbir ses gclmez. Çünkü onlann da büyük bir çoğurüuğu bu yağmadan pay alacaklardır. Yetki kanunlan ile de yağma İşi kitabma uydurulmuştur. Viyana Belediyesi ise bu eşsiz orman kuşağının, temiz hava deposunun, şehirlinin dinlenme yerinin yokedilmesine kaygısızdır Ortamın lıazır oldugu ka nısına varan ilgililer önoe Viyana Ormanlannın onda bir kadar kesiminin Nisan 1870 de satışını kararlaştınrlar. Joseph Schöffel admda blrl. tek basina ortaya çıkmasa idi belki Viyana Ormanlannın bugün adı bile kalmıyacaktı. Bu zat kampanyasuu «Vîyana Ormanlannm Satış» başlıklı makalesi İU başlatmıştır. J. Schöffel hakkmda. halkı kamu yönetiminl küçük düşürmeğe ve ona karşı kin beslemeğe kışkırtmak suçundan ve hepsi de beraatla sonuçlanan be; ayn kovuşturma açılmıştır. Sonunda 1870 de çıkan yetki kanunu kaldırılRus, bu kanun geregince yapılan satış anlasmalan bozulmuş, kimi orman yönetiml 8örevlilerl emekliye çıkanlmıştır. Yukandakl satırlan derlediğimiz Almanca yazıda söyle bir karşılaştırma da vardır: «Berlinde bir Schöffel ortaya çıkmad> ğı için uygulamalar çok yıtaa olmuş. Grünwald kurtanlamamıştır.» (xx) TÜRKİYE EMLAK KREDİ BANKASINDAN DUYURULMUŞTUR Bankamızm Istanbul Vstan Caddeslnde lnsa ettırmı» oldugu dairelerin utıtı dolayısıyla pesınat kabulüne başlanmıstır. Satışlanmız. tamamı pesin veya Vo251 pejin, kalsnı 20 yılda Sdenmek fizere Krerfill olarak yapılacaictır Peşin kabulünde Istanbul Vatan Caddesi Şubemıı efirevlendirümistir. Bilgı İçin bütün Şubeierimiz emrınizdedır. Bizim gibi geri kalmıs Ulkelerle ileri ülkeler arasındaki »IIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIUIMIIHIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIHIIIII'İ farka gelince: îlerl ülkelerde Ocaret ve sanayi alanında yetertnce fırsat vardır. Bu nedenle servet yapmak, eUndekl parayl bir işte kullanmak isteyenlerm 11 k ve son aklına gelen arsa, taçınmaz mal değildir. Bizde İse durum çok başka ve çoğunluk arsa spekülasyonuna, tasıntnaz mallara yönelmiş bulunuyor. Büyük sanayicilerin, iş adarnlarının bile her fırsattan yararlanarak. fırsatlan zorlayarak tasınmaz mal edindöderi görülCr. Bunun bir nedeni enflâsyona karsı korunmak ise. öteki nedeni spekülasyona önleyecek yasaların yokluğu, yetersizliğidir. I |Herkesm Düşüncesi şu:| ARTIK İ I Nevarsa İVIÎLLÎ î ÜNÎVERSİTE tel: 27 35 0526 54 07 Hazine maJları aoısından durum daha da acıklıdır. Atatürk Orman Çiftliği hakkmdaİC1 son yayınlardan da anlaşıldığı üzere, hazine mallarmı bazı formüllere uydurarak elda etmek fkapatmak> olanaklan vardır. Gazete sürunlarında bu yöntemln uygulandıgını dile getiren haberlerle. skandallarla sık sık karşılaşmı • vor muyuz? Ger.el adı yafma olan, vurgun ölçülerine ulaşan nüfuz ticaretinin bu türü. büyük çıkarlar «a»ladıgından kimi vöneticilere, yet kilüere sorumluluklarim urruttunryor. Sehireiliğimiz. h«tta sanarileşmemiz bakımmdan en büvük tehlikenin burada yattığını söylemek abartma olmaı. 1 I |PlYANGO'da| var. Evet, MİLLİ PİYANGO 9 HAZİRAN'DA İKRAMtYE PLÂNl: BÜYÜK tKRAMİYE: 1 | l 1 | 1 1 1 1 YİNE SERVET YAGDIRIYOR \ 1 9 Milyon 28 Bin Lira 1 1 HAZİRAN DÖNEMİ KAYTTLARI BAŞLAMt$TlR çemberlitaş • Istanbul (Motil ReMâm: 501) ~ 4290 uraldersanesi© İLÂN ETİBANK ISTANBUL ALIM SATIM ŞUBESİ MÜDÜRLÜĞÜNDEN (Basın: 16115 4309 ! f*) AUtirrk Çiftllkleri. Devlet Ziraat tşletmeleri Kurumu Yayıra, Ankara 1939: S. 9192 de. 11/O71937 tarihli mektubun klisesi vardır. (••) 60 Jahre Wald nnd Wiesençürtel der Stadt Wien, lludolf Wurzer: Berichte vtr Ranmordnnng und Raumplanung, nııııııııınıııııııııııııııııııııııııııııiHiııuııııııııııııııııiMiııııııııııııııir N'o. 4 Viyana 1965. (Basın: 1631») 4310 | I MİLYON LİRA j BlR BİLETLE 1 | | | ZENGİN OLANLAR LİSTESİM | GİRMENİZİ DİLERİZ Kütahya Belediye Başkanlığmdan Aşağıda gösterilen inşaat lşlen 2490 sayılı kanun hükümlerin» göre ayn ayn Kapalı «art eksiltmeye Ronulmuçtur thaleier 21 Haziran UTJ Perçembe çünU Belediyede toplanacak Hincümen huzurunda hlzalarmda sösterilen saatierde vapılacaktır Daha fazla migi almak ;atname ve Kesiflerini görmek Isteyenler mesal gün ve aaatlerlnde Beledivemize mtlracaat edebilirler Ihaieien tştirak edeceKierın şartnamelerlnde »azılı istenilen oelgelerl lbraz ederek thaleden S gün evvellne kartar Beledivemlzden ı«tıraR bl?es1 almalan: tettlif mektuplanm thaleden 1 saat evveüne Radar makbuz karşılığında Beieaı vemize »ermiş olmalan lanmdır. Teküfin Dosta tle zöndenlmesl hallnde vak) olacak gecikmeier Rabul edlltnes. KONHSÜ l Atatürk Heykeli Çevre tsnzJmi tnsaatı CTraverten döşpıne taplaması Mermer tmalât cilâlanırası.) 2 »rstilrk Hmkelt Çevre tanzlml ln«aatı. tHALENtN Kesif BedeU 132.588.06 TL. 30.099J6 TL. Geçici remlnatı Saat) 18.00 1630 TESEKKÜR Geçirmls olduğum ameliyat sırasında göstermls oldukları ilgi. dikkat. hazakat ve ihtimam dolayısiyle S.S. K. Istanbul Hastanesi K.B. B. Klinigl doktorîanndan değerll însan. büvük ağabey; Sayın Dr. İle, Dr. Hatice Ates, Dr. Teoman Erdağ ve yardımcılanna ve hemsireler Perihan, Nuran. Gülsen ve Hatice hammlara ve hastabacılsr Perihan hanım ile AM, Omer. Sülevman Saban. HUseyln. Sakrp ve Alfve ve hastanenin diger bütün personeline derin mtnnet ve te«ekkürlerimi sımanm. ITLtîSOT Cumhuriyet 4313 PRATİSYEN VE MÜTEHASSIS HEKİM ALİNACAKTIR. EREĞLİ KÖMÜRLERİ İSLETMESİ MÜESSESESİNDEN Ssglık Teskilitımir Amıutçuk ve Merkez Hastanesinde çslıştmlmak üzere Asabiye, Dahiliye. HaHdye, K.B B . Baktertyolojl ve Hayatt Kimya Mutehassısları ile Istihsal BSlgelerimi? dlspanserlerlnde çahstmlmak üzere Pratisyen hekim alınacak tır. Kendileıine 657 ve 1327 Sayılı Kanunların mall hükumleri ne e8re maaş ve 7/6044 Sayılı kararname gerejince mü'ehassu heklmlere 1400. lira ve pratisyen hekimlere 1100. Ura yan Bdeme, avnca yakımlık ttSmür verilecek ve bos bulunmau h> linde lojtıan tahsis edlleeektir. (Basın: 16598 4235) Sartnameye göre: 1 S adet HS 140 tlpi Henchel kamyonlanna üçüncü dlngil ilâvesi. 2 10 adet 68: N2 Flat kamyonu çekici hale getirilecektir. 3 10 adet çekici tarafından cekilecek sekilde 7 adet sarmçh sömttreyler im»l «ttirilecektir. Son teklif verme tarihl 13 6.1973 gunü saat IS.OO'ctır. Teklifler Istanbul Alım Sabm Subesi Müdürlügü muhaberat serviüine en eeç yukardaki taatt» teslira edilecektir. Sartnameler: a Ankara Etibank Genel Müdürlügü Sattnalma $ubeslnden, b tzmlr'de Etibank trtibat Bürosu MüdürlügUnden, e tstanbul Alım Sabm Subesı Teknik Ek=ptrlijinden terain edllebiür. (Basın: Vedii TOSUNCUK 2.357^0 TL. (Basın: 16560 4298)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle