19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET 6 Haziran 1973 e tfenli özgür olursa olsun, Radyo ve TV, her ülkede basın* kıyasl» daha kısıtlıdır. Bunun nedenlerinin basında Radyo ve TV kuruluşlarının genellikle birer devlet organı olarak çalışmaları yer alır. Ayrıca, radyo ve televizyonun öbür yayın organlarına kıyasla çok daha büyük kitlelere erişmesinden ötürü ortaya çıkacak tepkinin derinliğini düşünen siyasal çevreler, yasalann da dışında, çeşitU kısıtİ8yıcı ölçütlerin alınmasım Isterler. Bu ölçütlerin zaman zaman ne denli çağ dışı bir çizgiye ulaşabileceğini aşağıdaid örnekler gösterecekîerdir. Bu örnekler radyolanmı/dan ve televizyonumuzdan gelişigüzel bir şekilde seçümiş bulunuyor. Çoğu üzeriride aynca bir yorum yapılmadı. "Çünkü hepsi Türkiye'deki yayıncılık anlayışmı, hem de TRT'nin en olgun ve özerk olduğunun ileriye sürüldüğü zamanlarda, ortaya koymaktadır. Üstelik çoğu da hoşgörünün ye fikir yapımızın bazen ne denli dar geçitlere sıkıştınlabileceğini göstermesi batamından ilginçtir. Yazımızın kapsamına gireraeyen öbür örnekleH de birbiri arkasına dizebilseydik, yayıncıhğımızm bugününü etkileyen nedenlerin daha açık olarak belireceği muhakkaktı. N Olaylar ve görüşler Radyo ve TV'de Yasaklar Mahmut T. ÖNGÖREN Doğal koşullarm dışmdaki bir dönemde olunmasına karşıhk 1960'tan sonraki günlerde yine de sağduyuya önem verilmeye çalışılıyordu. 1961'de Hacettepe Çocuk Hastanesi yangınına ait en küçük bir haberin radyodan verilmesi yasaklanmca, bu kararı alanlar «hiç haber verilraezse, halk daha çok endişeye kapılır» dîye uyarılmış, sonunda da Ankara Radyosu'nun tüm telefonları söylentilere dayanan abartmah bilgilerle heyecanlanmış dinleyiciler tarafından çajmaya başlaymca yangın haberi verilmişti. televizyonda Türk kültüru ile ilgili olarak yapılacak programlarda daha önceki yıllarda yasaklanmış ünlü sanat adamlarımıza ait bölümlere rastlayabileceğinizi düşüneblliyor musunuz? lıgın ve çah?Tnanın henüa yapılmadığı bu program fikri «ölüyü sadece saygı İle anmak gerekir» gerekçesiyle TRT Genel MUdUrlüğu tarafından reddedilmlşti. 29 Eklm 1970'te İse «Cunihuriyet ve Sonrası» adlı programda bir konuşma yapan Prof. Dr. Hıfzı Veldet Velidedeoglu'nun sözlerinin son bölümü kendisine haber verilmeden kesilmiştl. Aynı tarihlerde de Ankara Radyosu'nda yayınlanan Prof. Dr. Muammer Aksoy'un bir konuşması vine kendisine haber ve> rilmeden TRT Gene! Müdürlüğü tarafından makaslanm^tı. 4 Kasım 1970 tarihli CTTMHTJRt. YET'te Prof. Dr. Velidedeoğlu bu TV konuşmasımn son bölümünde «özellikle milliyetçilik duygusu ve bunu bozmak isteyen ümmetçilik akımı üzerinde durc'.ugunu ve 1961 Anayasasının 27 Mayıs Devrlmi'nin en büyük eseri olduğunu söyledigini» belirtti. 1971'de ise Ankara'da oynanmakta olan «Salozun Mavalı» adlı bir oyundan bölUmler Ankara Radyosu'nda yaymlandıgı halde televizj'onun «Sahneler;miz» adlı programmdan çıkanldı. ProşTamda «Salozun Mavalı» üzerinde yorum yapan uzmanlardan ikisi öıner Atillâ Sav. ve Ayhan Çilingiroglu idi. Dolayısiyle onlann da konuşmaian yasaklanmış oluvnrdu. Bu yasaklamadan çok kısa bir süre sonra her ikisi de 1. Erim Kabinesi'ne bakan seçildiler. 1972 yannda da TRT televtzvonu, daha Bnce RÖV îvlerine son verilmiş olan TV programcılarının eski pro?ramlannı tekrarlamaya bajladı. Dunım basmda e!e alınınca, bu prograralann da yayını yasaklandı. Fakat ortada bir yasaklanma olmadıği halde «Nlve yasaklanmadı?» diye eleçtirilen bir TV programı var ki burada ondan söz etmeden Eeçemeyiz. Toprak is^aH konusunu fsîeyen «Turanlar Köyü» progrann 6 Nlsan 1971'de, yani 12 Mart'tan Oç hafta sonra Ankara Televizyonu'nda yaymlanmıştı. Daha sonra TP.T. kendi yayrnlannda bu programı 12 Mart'a gelis nedenleri arasında gösterdi. «Turanlar Kö\liî) procramı sankl 12 Mart'tan öno» yayınlanmış sibi bir hava yaratılmaya çalışıhyordu. Arkasından da programı yayınlayan bugünkii TRT yönetieileri aleyhine açılmıs olan dava beraatle sonuçlanmca ortada sakmcalı bir durumun olrnadığı anlaşıldı. Yalnız yayıncılık anlayışıraıza değll, aynı zamanda da sanata verdiğimiz önemi ve değeri ortaya koyan bir başka yasaklama örneği TRT Sanat Ödüllerlyle ilgilidir. Yeni sanatçılann ve yapıtların ortaya çıkmasınj sağlayacak olan TRT Sanat ödülleri Yanşması aynı zamanda da radyo ve TV yayinlannm zenginleştirilmesine yol açacaktı. Fakat çeşitl! nedenler ileriye sürülerek kaldınlan bu yanstna TRT'deki yasaklamalann ne ilki, ne de sonuncusu olmustur. Bir Tuhaf ülke! unanistan'dır bu tuhaf (ilket Nasü tuhaf olmasın? Bir ülke düşünün ki yaçamına blçim veren tüm kurvetlerln kökeni dışardadn. Kilise politikanm aynlmaz bir parçasıdır ama, Ortodoks Yunan dünyasmın merkezi Istanbul'da Fener Patrikhanesidir. Megalo tdea düşüncesi burada bulur kökeninl üluslararası Yunan zenginleri ekonommin anahtarlarmı ellerinde tutarlar, ama çofu ülke dışmdadır. Onasls'ten Nlyarkos'a ve Pappas'a dek. Amerika, Fransa, tngiltere arasında meldk dokur, çorap örerler... Ekonomiye katkıda bulunan yüzbtnlerce Yunan lşçlsl, Almanya'dan başlayarak dünvamn çeşitl! ülkelerinde alınteri dökerler. Öylesine bi göc sürer ki Yunanistan'da, is gücü yetersizligi başlamıstır ülkede... Y Büyük Nutuk 1962 yılında bu satırlann yazarı Devlet Tiyatrosu sanatçısı Kerim Afşar'la birlikte Ankara Radyosu'ndan Büyük Nutuk'u yaymlamajl düşünınüştü. Gerçi belirli çevrelerden bir yasaklama gelmedi. Fakat büyük bir muhalefetin söz konusu olduğunu saklayamayacafım. Baş sorumlu olarak birlikte çalıştığıtn arkadaşlanmın da desteğini aradım. En büjiik ilşriyi Ankara Radyosu'nun Söz ve Temsil Yavınlan Şefi gösterdi. Büyük Nutuk'u her gün 10 daki:<a olmak üzere Kerim Afşar'ın sesinden aylarca yayınladık. Ne var ki bizi destekleyen U arkadaşım yıllarca sonra TRT Genel Müdür Yardıracı=ı olunca bir TRT basıh yayını olarak çıkard:ğı ve TRT öncesi programlarla TRT sonrası programlan karşılaştırdığl «Radyo Notlan» adlı kitabmda Bü>Tik Nutuk'un yayınından bir kelimeyle bile söz etmedi. Bu da bir çeşit yasaklama degil miydi? Çünkü gelecekteki radyoculara ve televizyonculara Büyük Nutuk'un bir zamanlar, hem de özerk TRT'den önce bile, Ankara Televizyonu'ndan yayuılandığını hatırlatmak onlan bugün de aynı çizgideki yajrınlan yapmaya yöneltebüirdi. Cumhuriyetimizin 50. yıldönümünde Büyük Nutku radyodan ve televizyondan yayınlamak eşsiz bir hizmet olmaz mı? Radyo Yasakları Radyolarımızda uzun yıllar yönetidlik ve programcılık yapmış olan Adalet Ağacğlu'nun 1959'da Ankara Radyosu'nda hazırladığı tiyatro kültürüne ait ilk programda JeanPaul Sartre »dının kullanılması yasaklanmıştı. «Perde Ara«ı> adı ile yayınlanan bu programdan esinlenerek daha sonraki yıllarda îstanbul Radyosu'nda yayınlanan «Mikrofon Kuliste» ve Televlzyonda yayınlanan «Sahnelerimiz» elbette çok daha büyiik kısıtlamalarla karşılaşacaktı. Sartre adının yasaklanması bile o dönemin kültür anlayısı ile bugünkü arasındakl İHskiyi göstermesl bakımından ilginçtir. Acaba bugıin TRT'de Sartre'dan söz ediliyor mu? O günlerde siyasal çalkantılara yol açacağı lahmin edilen konular ve özeilikl* açık oturura biçimindekl prograralar da yasaktı. Bugün radyolanmızda ve televlzyonda aeık oturumlardan geçilmiyor. Fakat acaba yasaları da asmamak çartiyle bu açık otururr.larda her konuya yer verüebüiyor mu? 27 Mayıs Devrimi'nden hemen sonraki günlerde bir dinleyicinin Ankara Radyosu'na telefon edip «Bizi aryalardan ve Mozart'lardan kıırtardınız» demesi üzerine az daha Batı müziğinin yayın oranında tehlikeli düşmelere yol açılacaktı. Fakat Müzik Yayınları Çefi Fethi Kopuz'un yerinde müdahalesi durumun kısa zamanda d'izeltilmesine yol açtı ve bugüne dek tüm karşı çabalara rağmen Batı müziği yayınında bir azalma olmadı. Bunrfan kıvanç duymamıza rağmen, yalnız Batı müziği yasaklarım önlemekle pek fazla bir yol aldığımızı bugün ileriye sürebüır miyiz acaba? İlk Açık Oturumlar Türkiye Radyolan'mn ilk açık cturumlan da 1961'de Ankara Radyosu tarafından başlatıldı. 1961 Anayasasının tanıtılmasim konu alan ilk «Yuvarlak Masa» programı da elbette Anayasa uzrnanları sayesinde bu satırların yazarı ile yapıldı. Fakat aynı yıl Ankara Radyosu'nda Nurullah Ataç'a ait bir yuvarlak masa programı neden gösterilmeden yasaklandı. TRT döneminde ise Orhan Velj ve Sait Faik'le ilgili radyo programlan bugün de aynı kurulusta yüksek bir 3:er işgal eden bir yönetici tarafından engellenmiştîr. Her iki yazara 1970'ten sonra da televizyonumuzd'a yer verilmiyor. Demek ki, 1968 ve 1969'da «Yaşasın Edebiyat. adlı bir edebiyat programında (aynı adla bugün de bir başka edebiyat programı hazırlanmaktadır. Bu programın Nisan 1973'teki yayını Necip Fanl Kısakürek'e pyrıldıgı gerekçesiyle bugünkü TRT yönetimi tarafından yasaklanmıştır) Orhan Veli ve Sait Faik'e Ankara Televizyonu'nda yer verilmesi geleceği etkileyememişrir. Ne yazık ki şu gözlemi rahatlıkla yapabilecek rfururadayız: En dar görüşlü zamanında daima, ama en genis yürekli günlerinde bile arada sırada, fakat genellikle her zaman, TRT öncesi ve TRT sırası günlerinde radyolarımızın ve televizyonumuzun kapıları Türk kültürüne imzasml atmış sanatçılara kapalı tutulmuştur, tutulmaktadır. Curnhuriyetimizin 50. yıldönümü dolayısıyle radyoda ve DUnya deniz ticaretinde ün yapmıştır Yunanistan. Ve Ulkenin armatörleri yabancı bandıralan altında çalışmak yolunu tutarlar. Çünkü her soy kaçakçılık üstüne yürür bu ticaret... Kral ailesi bile dışardan aşılamadır Yunanistan'a. 1830 da Bavyeralı Pren?in biri kamanço edildi ülkeye. lR62"den bu yana Danimarka Kral ailesinden geldi tahtın sahipleri. Avrupa Krallannın kanşık şeceresine tünerler Yunan Krallan: Yunaı gerçegine degilAydınlan da dışardadır taühsiz Yunaniatan'ın. 1967 y> Iının 21 Nisan'ı. çil yavrusu gibi dagjtmıştır aydını «anatçıyı. Bunlar Avrupa'nın büyük kentlerinde ve öncelikle Paris'te yasar. yazar, söyler, yarmkl özgür Yunanistan için çalışırlar... Ülkenin e<lir kaynaklan dışardadır: Avrupah turist gelir Yunanistan'da para bırakır; Yunan iş adamlan dışarda kazanır ülkeye yollar. dışardakJ emekçi çalışır ödemeler dengesi için... Milll ve sağlıklı bir üretime değil, görünmiyen ırellrlere bağlıdır Yunanistan ekonomisi... Büyük milll davalan da dışardadır Yunanistan'ın. OV kenin TÖnetleileri bir türifl kabuklarına sıjamamış. Me»alo îdeanın peşinde koşup Papadokrasinin çukuruna dü?rnüslenür. Öz vatanında uygarca yaşamıyan ulusun gözlerinl dışanya çpvirmek için gerekll propaganda eksik olmaz. Mitologya tersine işliyor bir süredir: Olemp dağı Yunan tonraklannda degil artık. Bugünkü llâhlar, ya Manhattan ad*sının gökdelenlerinde yaş:yor. va Londra borsalannda oynuyor, ya Panama bandırasımn gölgesinde rüzgfirlanıyor. Cuntanın albaylan Peleponez'in kırılarmı Beyaz Saray'a Mralayarak şan ve söhretlerini sürdürmeye çabalıyor, ilâhlann uşaklıgını yaparken büvUk Yunanistan türküleri söylüyorlar sessiz yığınlara. Papadopulos, lnce bıyıklı, sert bakışlı güldürü diktatöril: Krallığı lağvettim, diyor. Güdük albaylar, işsizlik Kompleksinden kurtulmak İçin kendi uluslannın özgürlüklerini işgal edivorlar. Harbin ilk kurşununda korkudan ödü pstlayscak olanlar. kahramanlık özlemlerini banş döneminde ma?um ve silaiısız insanları çiğniyerek cideriyorlar. Ve soruldukta: Ne yaptmız sayın albay? Cumhuriyeti llân ettim. îşkence Cumhuriyeti bu, ve ceza sömürgesl Yunanistan. Kaç kere krallık llftn etti şimdiye dek, ve kaç kere Cumhuriyet? I924'te halkoyuyla kurulmuştu cumhuriyet, bir diktatörün zoraki karanyle değil. On bir yıl sonra krallık geri geldi. Bu arada Metaksas diktatörlüğünün de tadını tattı halk... Şimdi gene Cumhuriyet? Böyle cumnuriyetio vaftizi kilisede yapılır. masrafı da halka ödetilir. Zavallı Yunan halkı, öylestne uzun blr maratona girnıiş ki! nefes4 de tükenmiyor bir türlü.» Oysa tüm insanlar gibi Yunanlı'nın da hakkı değil ml özgüriük? Dışardan pompalanan dikta gücünün eteğinl kaldırdığınız zaman altından New York limamndaki Özgiirlük Anıtı'nın meşalesi çıkıyor. O meşaienin siyahlığıdır Yunanistan'daki rejimin karaıJığt "•'" Yasaklamalar Körpe televizyonumua da elbette çeşitU ytr saklamalardan kurtulamamıstır. Bunların en ilginç olanlanndan biri kuşkusuı 1970'te 10 Kasım için hazırlanması düşünülen «Ordulann Selâmı» adlı TV programıdır. Sadece fikir olarak ortada bulunan ve üzerinde hiç bir hazu> HÜSNÜ TÜRCAN İÇİN. OKTAY AKBAL Evet Hayır Tartışma Sanayileşmede Üniversiteyle İşbirliği Kavramamız Gerekenler EKONOMÎ VE SOSYAL BÎLGİLER ÜNİVERSİTENlN DUVARLARIN1 AŞMALL ı or bir görevdi. Bir o kadar da sorumlu. Hkir işçileri, beden ijçileri el ele verdik, zamanla yanstık. Bize hiç bitmeyecekmiî gibi gelen kırk sekiz yıl geçtl gitti.» Böyledir. Zaman hiç bitmeyecekrniş gibi gelir. Hele bir yaşamın tümünü belirli bir işte, bir alanda tüketen insana... Bu bir gençliktir, Renç kalmaktır yaş hangi çizgiye gelirse gelsin. Hele seversen mesleğini, sanatını, herşeyi o açıdan görürsen, yıllar tüy gibi hafif gelir sana. Bir oda, bir masa, bir işjeri, gözümün önünde boy atan çocuklar, gençler, derken yaşlanmaya başlayan orta yaşlılar. Sen de duyarsın zamanın akışımı. Saçlar aklanır, çizgileri artar yüzün. Bunlarla değil de çevremizdekflerin değişmeleriyle anlanz zaman. denen nesneyi. On yıl, yirmi yıl. otuz yü, kırk yıl. Anlayamar dannasıl jeçti|i5ıi"ı>bütün p günleröi ğeçelerra... t .. . . Gazetelerin en ilginç yerleri nîürettiphaiıeleridir, yani dlzgi yerleri. üzun geceler geçirdim oralarda. Geceyarılarından sabaha dek usta ellerin bağladıği «ayfalann başında, Eskiden şimdiki gibi değildi gazetecilik. Saat ikide, üçte biterdi işimiz. Milrettiphane, kentin uyuduğu saatlerde en canlı yaşamasını sürdürürdü. Sayfalar bağlanmaktadır. Blrinci sayfa, spor sayfası, devam sayfası. Derken manşet değiştirilir son dakikada. Sekiz on satırlık yeni bir haber dizdirilir. Tezgah başında yaşanır, dakikalann geçtiği duyulur hızlı hrelı. Yetiştirmek gerek bir an önce. Zamana karsı girişilen bir yanştır bu. Yıllar geçirdim bu heyecan içinde. Yakından taruyarak dizici dostları, sayfa bağlayanları, makinistleri, kısacası şu elinizdeki gazeteyl hazırlayıp yaratanlan... «Cumhuriyet» in kırk «ekiz yıllık Hüsnü Turcan'ı, «baba» Hüsnü'sü de emekli oldu. O diyor bu sözleri: «Bu yans süresince zaman daima geride kalacak «Cumhurijet» daima ilerde olacaktır. Karanlıklann karşısında, güneşe doğru ve sydıniık bir yönde.» Sonra da allahaısmarladık diyor sizlere, sevgilerini sunuyor, teşekkür ediyor. Kim kime teşekkür etsin? Cumhuriyet okurlan ona teşekkür etmeli, yazar olarak bizier teşekkür etmeliyia. Ona, onlara, emek ustalanna, elleriyle bu dünyayı kuranlara, kuracaklara... Hüsnü Turcan çocuk yaşta girmiş gazeteye. Yanm yüzyılım vermiş. Herkes bir yerde bayrağı sunar ardından gelene. Baba Hüsnü de Necmi ustaya bıraktı Cumhuriyet'in teknik sorumluluğunu. Yıllardır yanmda çausan genç arkadaşına. Demek Necmi usta da gençligi bırakmak Uzere! Bir zamanlar geceyarılan tramvaylanna bindiğimiz o gencecik arkadas koca bir gazetenin sermürettibi oldu demek! O günlerin çıraklan bugün yetişkin birer usta! Hangi birtni saymalı... Hepsi gözümün önünden geçiyor. Sayfalar bağlanacak, kalıplar hazırlanacak, rotatifler dönecek. Her sabah baflar her gece biter. Bittiği anda yeniden baslar. Bir zaman değirmeni öviitür övütür günleri un ufak eder... Yaşamamın en güzel günleri, geceleriydi onlar. O gece «ekreterliği yaptığım günlerin coşkusunu duyamadını bir daha. «Cumhuriyet» te de aynı işi yapmak isterdim. yokmus kısmette. Ortak yorgunluklar, uykusuzluklar. hej'ecanlar, yollar, yürüiüşler... Bir yazar, insan gıcaklığun gazete mürettiphanelerinin, makine bölümlerinin o sürekli çaba harcayan emekçileri arasında duyar ancak. Bir yazar yalnız masasınuı başmda oturmamalı, gazeteciliğin teknik alanlannı da tammalı bilmelidir. Yazdıgı yazılar onlarda neler «yandırır, ne düşünürler her gün yazısmı dizenler. sajfaya sokanlar, kalıpları alanlar, basanlar? En doğru eleştirileri onlardan dinledim ben. En gunırlandığım övgüler onlardan geldi bana. Şimdi mürettiphanelerin o her zaman sıcak havasından, o her zaman yaşam dolu havasından uzaksam bu yıllann verdigi agırlıktan. Gene de uzak değilim onlardan. Gönlümle, kafamla Hüsnü ustaların, Necmi ustaların yanındayım... Z İŞ DİSİPLİNİ SAĞLANMALI TOPLUMCU NİTELİK TAŞIMAYAN KALKINMA YARARLI OLMAZ PROF. AKDAĞ DEĞERLİ BİLİM ADAMIYDI göremeyişimizle, kendimiz çemberlemekteyiz.» Saym Soysaİ'ın ve Sayın Aydtmir'in ^azı'arthdan plı&n bu pjırçalarij.tilcudnktan !»nrai akla hrmen şjt sonfcflelmejifedhs. Peki ne yapmalıyjz? Cevabım çu: Kalkmma hamlelerimlztn g«rçekten başanh olması için; herşeyden önce, milll ekonomiye ka rışmış olan vatandaslanmıza; ekonomi kanunlarının mahiyetleri, görevleri ve müesseseleri hakkmda tam bilgiler vermeli ve iş disiplinini de tesis etmelidir. Şimdiye kadar askerlik ile uğraşmış olan bilhassa biz Türk lerin; ekonomiyi ve iş sosyopsikoloiisini de artık iyice kavramamız şarttır. Başka bir deyişle, ekonomi ve iş sosyopsikoloji bilimlerini; üniversitelerimizin duvarlan arkasında kalmaktan kurtanp, onlan bütün halkımıza maletmek lâzımdır. Hüseyin Remzi TEKGt'Ç Yük. Mühendis Meısin tirme çabalan hızlandınlmıs, fa kat ekonomik yönden zamanın iktisadl anlayışı ve dünya koşulları ne**iylw t ' kölalB bir aftlım saglaaarpam'.ştır. Bunun nedenle rintfan Wri d » o s » e d e eW»nominin ulus yaşamındaki ve politikadaki önemi bugünkü gibi anlaşılamamıştır. Oysa Kurtulus Sa va?ından sonra Türkiye'de gerek özel, gerekse kamu kesiminde ekonomik varlık sıfıra yakındı. Bu nedenle, hele devrimlerin 1çinde ortaçağ niteliğindeki bir topluma çok partili ve geniş özgürlükler saflayan bir rejimi uygulama olanağı yoktu. Türkiye hftlâ hızlı kalkınma so runlannı çözümlemekten, planlı kalkınmaya geçmekten uzaktır. Ekonominin agırlığı tanm kesimindedir. O tarihlerde Ulkemiz kapitalist yolla kalkmma düzeni içinde Amerikalı ekonomlst Rostow'a göre henüz «Take Off» kalkı? dönemindedir. Ve gine ona göre bu dönem altmış yıl sürecektir. Yani ekonomimiz kendi kendine yeterli olmaktan çok uzaktır. Ülkemiz polittk bakımdan çok partili demokrasiyi, ekonomik yöntem olarak da kar ma ekonomiyi Caslında bu ad altında kapitalist yolu) seçmiştir. Türkiye bugünkü koşullar ve iktidara egemen olan iktisadi güçler yönünden bu yöntemlerden kolayca vazgeçemez. Ünlü Sovyet fizikçisl Saharov'un belirttiği gibi belli bir yöntemle elde edilmiş elli yıllık deneyi ve gelişmeyi tersyüz etmek kolay olmadığı gibi istenilen sonucu hele kısa sürede vereceği kuşkuludur. Ne var ki, pünüraüzün ekonomik uygulamasında geçmişin hatalı ve tarihe kanşmış yolu olamaz. Günümüzde toplumcu nitelik taşımayan. geniş halk kit lelerine seslenmeyen yöntemler Istenfldigi kadar zorlamlsm yürütülemez. Yurdumuz gibi henüz seli«merini tamamlayamamış ül kelerde ekonomik uygulamanm serekli reformlarla ve cidd! ted birlerle halka dönük. toplumcu içerik taşıyan, kısaca ortanm solunda bir nitelik kazanması gerekir. Zira demokrasimizin saglıkla lşleyip devamı. güçlü, deneeli ve Bzellikle halfca dönük bir kalkmma zoranluluğuna dayanmaktadır. Aksi halde «ınıflar ara smdaki ayrıcalıklar, ekonomik dengesizlikler ve çalkalanmalar politik dengeyi de bozarak demokratik işleyişl aksatacaktır. Sami KATIRCIOĞLU Avukat Izmir S «Zamanla yansıraiB kıyasıya. Ve gazetemiz Cumhuriyet çıkmış... Çıkıjor. Çıkacak. Kâgıt kokusu, mürekkep kokusu, ve alm teri. Hep birbirinde erimiş, yıllar yılı.» Hepimiz geçip gidecegiz. Güzel anılar bırakmak ardımızda, önemli olan bu., Bir de genç kalabilmek, yaşlanmamak yıllarla. Mutluyum demek, ben de bir şeyler yaptun demek, ben de katkıda bulundum demek, diyebilmek. Hüsnü usta gibi... Hatalı Mamul Parca Bez, Telef ve Hurdalar Satılacaktır SÜMERBANK İZMİR BASMASANAYİİ MUESSESESI Aîafıda cins ve miktarı yazılı mallar 11 Haziran 1973 Pazartesi günü Müessesemizde açık pazarhkla ve şartnamemizde gösterilen sartlara uygıuı olarak satılacaktır. Geçici teminaüar aynı gün saat 8.00 1030 arasında aluıacak, açık pazarhk saat 11.00'de başlayacaktır. Müessesemız malları saup satmamakta veya dilediğine satmak ta serbesttir. MaJın cinsl MikUn Ölçü Hatah mamul . M9557 Mt Parça bezler 38000 Kğ. Telefler 224500 Kğ. îskarta iplik «00 Kğ. Avaryah pamuk 49474 Kg. Üstüpüler 20O00 Hurdalar 18 Kalem CBasın: ] 2167 . 16680) 4263 aym Şevket Süreyya Aydemir'in, 21 majas 1973 tarihli Cumhuriyet'te çıkan, «Sanayileşmede Sarhdşlnlt »u?> adU ya zısını, düşünerek ve duygulanarak, takdirle okudum. Saym Ertuğrul Soysaİ'ın, 1^ mayıs 1973 tarihli Milliyet'te çıkan, «Sanayileşmemizde Yaptığımız Hatalar» adlı yazısmı da, daha önceleri, yine düşünerek ve duygulanarak, takdirle okumuştum. Adı geçen iki yazıyı. ulusca çok ciddiye almalı ve gerekenleri yap malıyız. Sayın Soysaİ'ın, isabetll ve haklı görüşleri o kadar çok ki, yer nedeniyle buraya sadece birkaçmı alacaaım: 'Bir taraftan piyasa ve rekabet ekonomisinden bahsederken. 5te yandan maliyet, verimlilik, rekabet. ihracat ve düpedüz ayakta kalabilme koşu'lannı unutuyoruz.™. Yatırımcı için yurdun hiç bir yerinde elektrik enerjisi yoktur. Ama projeler yapılıyor, teşvikler alınıyor, temel atıhyor ya hatırla. ya baskıyla, bazen yalvar yakar, enerjiye kablo bağlanıyor Ay. rtca, teknoloji seçiminde. ekono. mistlerden çok mühendislerin pahalıya özentileri ağır basıyor Maceracı müteşebbislerle, sanavi ve sevkidareden anlaınıyan yalnız iyi niyetle girişimci gruplar, sanayiyi; otomobîl Işletmek zannediyorlar. Koy benzini, bas gaza gitsin.. tyi ve geçerli proje yapabilen, tuttugu her işde başan gösteren ciddi girişimciler ve bunların gruplan da, bir türlü halk sermayesine açıhnıyorlar.» Saym Aydemir'in de, isabetll ve haklı görüşleri o kadar çok ki. Buraya sadece bir ikisini alacağım: Sayın Soysaİ'ın bu yazısı gerçekten ilgi çekicidir Gerçi. Ertuğrul Soysaİ'ın, onun beyan ve yazılannı izleyenler arasında, elbette ki bazı görüş ayrılıklan ve değerlendirme farkları olacaktır. Ama bu görüş ayrılıkları ile değerlendirme farkları, Türkiye'nin sanayileşmesi gibi, önde gelen sosyoekonomik bir davanın; aklın, bilginin ve zaruretlerin icaplarına uygulamazsa, yarm millî yapıda uyandıracağı ters tepkilerin, tartışılarak aydınlatılması için çok faydahdır.... Mademki Türkiye, meselâ XIX. yüzyü Avrupa'sında olduğu gibi, sermaye birikimleri ile ana yatı. nm kaynakları; sömürgelerin son. suz sömürü imkanlarmdan değil, kendi içpazarını aşırı tarayarak sağlamak zorundadır.... Bu tarüıi kaderi, bir hadde kadar sineye çekmek zorunluğu var Ama, Türkiye'de bugünün mal açlığı karşısında kolay yürüyen ve bir yandan sanayi kuruluşlarının, maliyet aranmaksızm, aşırı pahalıhğuu. öte yandan, iç tüketicinin aşın sömürüsünü gerektiren bir sanayi yapısının; yarın, hem Ortakpazar, hem genellikle dünya piyasası karşjsında karşılaşacağı güçlükleri, şimdiden düşünmek de yerinde olacaktır...... Kısacası, biz kendi etrafımızı; kendi hatalarımız. daha doğrusu, gerçekleri Bir Bilim Adamı Daha ŞU 1973 YILI BİLİM VE SANAT ADAMLARIMIZI ALIP GöTÜRDÜ EUMİZDENI» , „ Şa 1973 yüına bakıyör da tnsan «Hayır» diyor! Sabahattin Eyuboğlu, Aşık Veysel, Kemal Tahir derken; bir bilim adamını daha aldı ölüm. Altmış yaşm, bir bilim adamı İçin en olgun, en verimli çağ oldugunu düşünmedi, 1973 yılı ardarda dört bilim ve sanat adamımızı aldı elimlzden. Artık ölüm de mi, yer yüzündekilerden esinleniyor; böyle, belirli nitelikteM insanları seçiyor kendine. Sabahattin Ejuboflu'ndan, Aşık Veysel'den, Kemal Tahir' den sonra yitirdiğimiz Hocamız Prof. MUSTAFA AKDAÖ'ın da bunlara benzer ilk özelliği, «Halk Adamı» nitelikli oluşuydu. Belki dü sevgimizden aynca köy çocuğu oluşumuz nedeniyle, O'nun ta çocukluğunda köyünden getirdlği sözcükleri öyle yerinde kullanışı vardı ki, mutlaka kendlmizden bir şeyler bulurduk onda. Kalbiyle, kafasıyle, ta en ait kesiminden çıkıp geldiği halkma yönelmişti. Hani bir söz vardır: «Geçmls, geleceğin pcygamberidir» derler. Bunu O'nun tarih derslerinde elle tutarcasına görürdük. Anlattıgı tarüı olaylan, öîdügü 23 Nisan Ulusal Egemenlik'in kunılduğu yıllara ilişkindi. Zorunlu ol madığımız halde, öğrenci ruhumu za daha çeklci gelen kantinl, ıurayı burayı bırakır, O'nun derslerini dinlerdik. Derslerinin çekiciligi, iyl bir hatlp oluşundan çok, kuvvetli bir mantık adamı oluşundandı. Böyle bir mantık içinde, Kurtulus Savaşıyle ilgili, yakın tarihimizle ilgili ortaya koydufu şaşırtıcı gerçekler çekerdi bizi derslerine. Araştırmalarındiki «Bilimsel Tavrı», derslerinde de yiürmezdi. Yukarda da belirttik; usta, heyecanlı bir hatip değildi. Ama heyecanlanır dık söyledikleriyle... Gerçekten O'nun sık sık dediği gibi, tarihin bir laboratuvar olduğunu anlar, şaşardık. Elli yıl öncesine ait snlattıklanyle, günümüz arasında ister istemez bir ilgi kurar, böylece yurdumuzun bugünkü gerçeklerini kökünden kavrardık. O'nun çalışmalannı değerlendir mek bizim gücümüztin, alanımızın dışmda. Sosyal tarihlmizi yazan Hk ve tek bilim adamı olduğu söyleniyor. Yertnde büytlk bir boşluk kaldı. Yozgat'uı bir köyünde çıkıp gelmiş, böyle bir bilim adamı olmuştu. Yeniden yukardaki dizelen» dönmek isterim. Yazamı bitirirken Külebi'ye tümüyle karşı çık mayacafım. Kim bilir. ölüm ger« çekten vakttei bekler. Ama O'na çağrıda bulunanlar olmasa! Tıpkı duşmanla yaptıklan gibi, onun la da İşbirliği yapmağa nazır Hmseler olmasa aramızda!.. Böyle bir bilim adamının çalışmalannı, eylemlerini, özlemlerini fllümden önce dondurmak İsteyen ler oldu. Bunun yollannı arayıp durdular. ölüm, hemen kesmeseydi yolunu; Azrailie feoldaş olanlara, tarih laboratuvanndan edindiği deneylerle. sağlam mantığı, ödün vermez tdşiliğiyle kim bilir ne cevaplar verecekti? Kemal ATEŞ 1 D.T.CJ . Türkçe » Kompozisyon Okutmanı Okuyucu Mektupları Belediyenin açıklamaları Gazetenizin 19.1.1973 tarihli nüshasında yayımianan «15 Mayıstan beri sular akmıyor» başlıklı yaza Ugıiilet tarafındnn u)celenmistir. «Yerinde yapılan tetldk va «Yesilköy'üu muhtelif sokakidaremlzce alınan tedbirler salarında 7080 yaşında tabii öyesinde adı geçen Erenköy Kap mürlerin) tamamlaraıs, yüzda tan Arif Çıkmaz Sokagı 4/1 7550 nisbetinde kurumus sgaçdeki binanın bulunduğu böll=>rd=n bazılan can ve mal emgeye gün aşın su vertlmekte niyetini korumak maksadiyl» olup bahis konusu apartmakesilmi? bulunmaktadır. nm bütün katlannın oormal Kesimden çıkan odunlar nor» olarak su alması sağlanmaktal a l ularak îhtiyaç duyulan tesdır.» kilâtırni7 Gnit'lerinde kullanılBilgilerinizl »e gazetenlzde maktadır Yeşilköy'ün yeni agaç ysyimlanmasına müsaadelerini lama planı üzerinde çalışılmakta olup. !974 dikim mevsiminde zi rtca ederim. tatbikata ba^lamlacaktır.» Saygılartmla. Bilgîlerinizi ve gazetenizde ya a yımlanmasına müsaadelerinizl Gazetenizin 24.U973 tarihli riea »dcrim. nüshasında yayımianan «BelediSaygılanmla. ye Başkanma açık mektup» V. başlıklı yazı Ugililer tarafından GazetenizüJ 1.3.1973 tarfhH üıcelenmiştir. Şehrimizdeki cadde ve sokak nüshasınds yavlmlanan «Bo> levhalariyle kapı plâkaların ğaz'ın temizligiı başlıklı vaa dan mevcut olması Iftzıra gelea ilpililer tarafından lncelenmiktarın 1/3 kadan Kırmızı • miştir: Beyaz renkli olarak kalmış o«Arnavutköv ara sokaklardalup diğerleri tamanla yıpranmıj ki çöpleruı alınmasında bir veya kaybolmustur. müddet çöp kamyonlanmızm Yeniden kapı plâkası cadd» eksik eelmesinden aksama olve sokak levbalan ihalesi ya muştur. Daha sonrs rapılan pılırken. beynelmllel standarttakviye ile bu hâı önlenmiş bular gözSnüne almmıs ve bu reniden hususta îstatistik Genel Müdür. lunmaktadır. Aynca bir aksamanın olmamasi için lüğünun hazırladığı NumarataJ YSnetmelitinin 27Hncl madesine eereken yerlere emtr verilmisgöre de Lâdvert zemin Gzerine tir.» beyaz renkle isim ve numara» Bilgilerinlzl re (razetenlzde ların yazılması kabul edilmi| vayımlanmasırıa müsaadeleriniolup. Ankara ve difer vilâyet zi rtcs ederim. lerimlzde de bu konuda LSeivert Sareılanmla. zemin üzerine beyaz renkll isim VI. ve numara levhalannm takıldıGazetenizin 13J.1973 tarihli Şı anlasılmıstır nüshasında yayımlanan «Kad> Yazıda iddia ettiği gibl mav) köy'de çevre sağlığı» başlıklı de&il koyu lâdvert renk kabul yazı tlgtliler tarafından ince> lenmiştir. Bildlerinlzi ve gazetenlzde «Kadıköy Dalyan, Feneryayımlanmasına tnusaadelerinizi bahçe ve Kalamıs koylannda riea ederim. dentze akan pls su konusu m. dogu omgesı kanal ve kollekGazetenlzln 21.2.1973 tarihli tör tn«aatı bttimtnden sonra nöshssında ysyıml. nan «Çamur halledilmiş bulunacaktiT. FosIçindeyiî» başlıkh yazı OgJlfler septik bfliffesirrten çekilen sutarafından meelenmistir. lann Perıprnahçe son duraktaMevslm ^ea^ı yagmiırla gelen ki ızsrarava dfiMllmemesi fçin çamur. yolda toplsnmıssa da, de bfjtün şoffirlpre gereken Jffünlük schir temizligi »uasında Irazda tıulıımılrruşrur. kaldınlmıstır. Soztl geçen verler devamlı Gece yık»m«l«nn da devam itnntro) altında tutıılmakta ve BiİBinîzi ve gazetsnlzde «ynen emre Itaat etmeyen vidaniör şofBrlerl hakkı nda eereken ceyayımlanmasmı riea ederim. zst lîlem VBpılmaktadTr.» rv. Bflgilertnizi ve ga?etenizde ya Gazetenlzln 28.2.1973 tarfhH nüshasında yayımianan «Yeşil yırr.lanmasına müsaadelerinizi köy'de sğaç katliamı devam di riea ederim. Beledije Bann ?ayu re yor» ba;lıkh yazı flgflüer tara. fınian. Jncelenmistin Tnrizm MfldOrfl Reform Zorunluğu AZ GELtŞMİŞ ÜLKELERDE, EKONOMİK VYCUtAMA HALK.A DÖNÜK OLMAZSA DEMOKRASt YERLESMEZ. Günümüzrie demokratik düzenle ekonomik gelismenln yakm ilişkisi artık bilinmektedir. Bu nedenle üniü politika bilimciüi Maurire Duverger ve ünlü Ingiliz tarihçisi Arnold Toynbee de bu konuyu ek alarak az gelişmlş ülkelerde Batıdaki klfisik demokrasinin yürümediği sonucuna varmıslardır Gcrçekten, Batı'da bugfln lm renerek izlediğimiz, halk kitlelerine sağlanan siyas! ve ekonomik bir çok haklar ancak bu ülkelerin iktisaden gelişmestnden (sanavi devriminden) sonra olanak bulmuştur. Ülkemizdeyse I. Dünya Savaşından sonra alrı yüz yıl hk Osmanlı împaratorluğu yıkıl mış yerine beş parasız, borçlu, üstelik bir çok topraklanm yitirmiş yeni bir devlet kurulmustu. Bu devlet her yönden kısa sü rede gelişme. kalkmma. büyüme zorundaydı. Atatürk dönemin de arka arkaya önemli devrimler yanılarak ortaçağ niteliğindeki Osmanlı Toplumunu değiş ACI BÎR KAYIP Eski Nafıa Vekili merhum Ziya Beyin kızı, eski Istaubul Milletvekili merhum Bedri Kedim Göknu Btyin esi, Ülya Vogt ve Nazan İpşiroğlu'nun anneleri, A. Vogt ve Mazhar Ips'.roğlu'nun kayınvelideleri, Nahide ve Burhan A.rd;unaniB ablalan, Sevgi ve Fuat Çilingiroğlu ile Melike ve Mehme* Ateş'tn teyzeleıi, Zehra, Osman Nedim ve Turgurun anneanDeler) I 39.0/ Tahsislene alâkadsnz. Tel: «7 a 46 ••••••••••••••••> (Reklâmcıiik: 1305) 4277 SENİHA BEDRf GÖKNİL Hanım 4 Haziran 1973 Pazartesi günti vefnt «mistır. Attz noası 6 Haziran 1973 Çarşamba (bugün) öfle nfcmazından sonra Tesvikiye camiinden aünarak Bü\ükada'dakı aıle mezaıl gına tevdı edilecektir. IPSİROGLÜ V« GOKNtl AÎI.E8İ •ı luumııunyeı:
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle