17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURt^T 5 Mayıs 1973 TEHEKE ıVıMil Ştj^hNE.. t\/£T AMA, Bc &Ul£l VE $£HHAfc ZARüHİ HAMFÎNPÎNÎ VAIS VE $Of*ASiNtfc VEMİLDj, .{ÎLD». Bi î BU U2UM ETEIOEfeilfH T>AN$ ETMEK Bfc ME^Eltpıfc. ETEĞE $EM BÎ^MERAK.îAKAT BAMD&ÜM.NE HÖSYO irÖZLüKlü *AMj, FOK5Tg0T «.AMâae ÎSA'NIN GÜNCESİ MELİH CEVDET ANDAY 18 Gel, dedl. Yürudu, odadan çıktı. Ben de arkasından gittun. Buyuk, parlak, gorkemıı falonu geçtık. Tam karsırîa bır kondora açılan aralık luipıyı ittl. Salonun ışıgı, kondorua karanuğını gerıye doğru sıkıştırdı bır anda Uzıu1 b.r kondordu bu, aklımda kaldığına göre eilı adım kadar suruyorau. Sağda ve solda dısısçi kızların çalıştıkJan on oda vardı. Bonların yandan fazlası yatılı işçıler ıçındı. O odalardan mınltıIar, güluşmeler, konuşrr.alar jçelıyordu. Sevgılim, erken uyumalan gereken öu ışçılerın jtapılanna «Gurultuyu Kesın» cjılamına vuruyordu geçerken. Yatısız ışçılerin şımdl boş olan odaları ise daha dıpteydı. Bu kondorda aşngı doğru iniyonım duygusuna kapıUrdrm beıı. Sonradan oğrendığıme gore yapının mıınan ve mühendısi, onuncu kata basıandıf,1 sırada, dokuzuncu katm unutulduğurıu an'.aıruslar, önce suçu bırbırlenne atmışlar, fatat sonra arndaki boşluğu kapsmak ıç.n, tru onuncu tcatı ıki yandan aşağı doğru eğefek kurmaMt ışın ıçinden çıkmışlar. Elbet bu yıizden, ortaca Ustü kubbemsı bır boşluk kalrmş ama olsunmuş, orası bir sıvıl havacılık okuluna kjralanmakla sorun çozülmuş; kımse şikâyetçı değılmış. Sevgilim, dıptekı yatıs.z işçi kızlann gundüz çalıştıklan bujruk odaya grdi Darmadağındı her şey. Yerlerde kumiş parçalan, çaprazlama genlmış bır Ipte bıçılmış kumaşlar, askılara geçmlmiş giysüer, eŞrı bırakılmış masalann üstunde dıluş makıneierı... ve feoskoca camın arkasında karanljk gecenin jTigmuru uzun bır gıysı dıkıyordu. Iptekı kumaşlan, askılara geçirilmlş glysılen eliyle bır yana doğru çekti Bana döndü. Karşı karşıya idık. Yarı karanlıkta biie paılayan giyslsıni omuzlarından ındırdı ypn bellne kadar çıplaktı şımdı. Hatırladın mı' dıye sordu Eoyle m'ydı bunlar o çun de' lyi bak! O eskı anıdan berı kımbılır «aç n ı çıplak gbrdugum bu goğuslere karanlMta anlatıimaz bır merakla, tıtreye tıtreye bakjyotdum. Bu dağuuk dıkış odasının penceresıne gıtsem. senkı karşıda, basketbol alanının otesınde, yurttakı odamın penceresinı gorebüecektim Bır süre oyle durduktan eo'.ra, Yetsr mı7 dedı. Istedığin bu degii mlydı? Bunu soylemekle, benı boylece doyurduktan sonra, belkı artık dışan çıkrnamızı, şimdikı zamana donmemızı, gılnümüzde sevişmemizı ıstıjordu. Ama ben o zayıf, meraklı, sarışm dıkişçı kjzı elden kaçırmak niye*ınde değıldun. Yanına gıttım, onu kollanmın arasına aJdım. Burada, dedım. Birden yağmur korkunç blr ruzla \uruverdi camlara. Parlayan giyslsl ayaKİannın ucuna duşmüştü. Peki öyleyse, dedl kızgm fc.ygin Unutulmuş makaslar, ı^neler, ütü bezleri, birtakım küçük yasüklarla kaplı minderın üstüne uzandık. Oysa anılanma hıç bağlı değıiımdır. Doğrusu aranırsa, bağlanacak pek bır arum da vok hani. Gerçi benl, bu notlar. tutmağa ıten o olay dolayısıyle geçmişınu şurasından burasından tutup anlatmak gereğini au>dugum içın kendime şasmıyor değılım, ascak Içinde dolanıp durduğura şu dar çevreden ayrı olarak Denlm başıma hıçbır şey gelmiş olamaz diye dü. şünuyorum. Bunun gıbı, sevgılımın daha mlçük bır dıkişçı kızken gördüğüm, uzaktan gördüğüm göJüsJerine bağhhğım sadece ve tek başına bir anı olarak ele alınamez. Bunda saf, hatta gıüünecek bır gançlik öykusünü aşan bir nitelik olmalı. Onun ttlmden unutulmasım istedıği bu anıya ınatla sankşım üzennde durup düşündükçe. kendımde gızU b<r aaUmlik eftılıtrunden kuşkulandığım olur, ama hemen atarım bu düşünceyı kafamdan, çünkü sevgilim bu rulümaen ötüru bana darılmaz. O gün de öyle oldu, ben mutiaktaki küçük odaya döndukten bir sure sonra, o da geldi gıiler yüzle, yarı belınden jTikansı çıplaktı, bana jçki sundu, bir elini şakağına davayıp uzun uzun ve tatlı tatlı yuzume baktı. Sol gogsUnun üstünde ufak kırmızı bir iplik vardı ben uzanıp bu ıplığı alırken, çenesini gogsüne kâdar dayayarak (bu sırada alt dudagı biraz dışan çıktı) baktı goğsunden neyi alıyorum dıye. Minderden gelmiştir, dedi. Yatısız kızlar aksamlan odalarını temlzlemeden ayrılıp gidıyorlarmış, «nı yüzden ertesi sabah işe bıraz geç başlanıyonnus. Doğrusu seksen şu kadar kızın yönetiml kolay âeğilmı.ş Ama yatılı kızlar daha distplinli lmis, odalanndan hıç çıkmazlarmıs, bu yüzden de, yatılı kızları yolladı mı, evde kendinı yalnız başına sayannış Her zamankı gıbl, Işyemnde neler olup bittiğını sordu bana. Yefcl bir ise gsçtitimi kısaca anlattım. Ben bunu anlatırken çoktan bacanağımm evlne yollanmıstı. tsimi değiştirdiğimi onlara soylemek zorundaydım. Çünku bacanağımm bilgısi olmadan hıç bır şey yapamazdım. Gerçi bır sevgilim olduğunu bilmiyordu, ama bu, onun benım uzerımde egemenliğini kurmasından çok önce başlamış bır işti. Bu yüzden saklamak diye bir sey soz konusu olmamıçtı bentm için. (Devamı v«r) TOPRACIMIZ İNSANIMIZ.. Röportaj: Mahmut ALPTEKİN Bir karış değil de bir avuç toprak... haymalarda yatırdığı halde, biz Istanbul'da, Lâlelı'de caddo Mehmet ağaya o kadar guvenilzerincte, Guneydoğulu gençlemıştık kı, onu evımızde vatırınn toplandığı bir kahvedeyiz. yorduk çoluğuyla, çocuğuyla. Ramaıan Dağdelen ve Ökke? Hani, «yumurtadan ak» dedikleKarakurt'la sohbet ediyoruz. rı insanlardandı, Mehmet ağa. Toprak konusuna atlıyor konuşÇok az konuşur, verılen her ışı Kinnanından, BOZKIR'ın actsnn efiren bir ana daha mamız. Toprak yuzunden çıkan hiç karşıhk vermeden yenne gecınayetlen anlatıyorlar. tirirdi. Bazen bir iki saat uzakbir gun, birlikte donüyorduk. azdı ki, değil bizden alacağıyla lyice inanmıştı toprafı olacagıAnlattıklan olaylar ilglmi çektaki bir fıstıkhktan lkimiz yalArtık lşlerimizin »onuna gelmişna. Sıcaktan blen oğluna ağlakışı geçirmek, bir ayhk yiyecetiginden not almaya baîhyorum. nız donerdik de koye kadar ağtık. Bir iki gün sonra Harran dığından daha fazla bir gözyağini bıle karşıhyamazdı. Buna Tedirgin oluyorlar bu durumzından bir kelime çıkmadan atın Ovası'ndaki koyune gidecekti. şıyle, atımın geminden tu*tn. rağmen niye çaiışmak üzere geldan. «Yazmasan iyi olur, kararkasmdan gelirdı. Gene böyle Bızdeki çalışma suresi o kadar Sanki ona toprak verecek bendiğini sorduğumda; «Adana'dan da?» diyorlar. Yazmayı sürdumişim gibi şu sözler çıktı ağzın«pamuk»tan dondüklerini» anrürsem, olayda adı geçenlerın dan: lattı. Bizden önce iki ay orada adlannı değiştirlrler düşunceçalısmıştı. Niye köyünden ay«N'olurdu benim de bir dö* siyle, vazgeçiyorum. Kalemi, kârıldigını sordum? Yüzü, ona nutnluk toprağım olaydı. «Beğıdı sokuyorum cebime. AklımMehmet ağa dediğimiz anlardanim» diye girebileceğim; ölunda tutabılmek için dıkkatle dinki havaya burundü. Gözleri yace, çocuklarımın «bizim» diye liyorum. «armıstı. «Dedım ya, begim», degırebilecekleri bir' cTönüm top*** di. «ölsem, mezar olacak kadar rağım olaydı!.. Oişimle, tırnaIştc, Ramazan Dağdelen'in anğımla tımar ederdım onu * ioprağım yok $u darı dünyada. lattıft, toptsle yitBünd*» l#«n«n Yıl boyu ağaya çalışınz. Boğaz cinayet: tokluğunadır hepsi. Harman vak Şbyle bîtirdl sözlerini ökkej tı bir iki timin (16) buğdayla, « Ben, Derik ilçesinin TelKarakurt: arpayla geçer. Kı$ın da nğa/a bisim köyiındenim. Anlatacagım « Aradan şunca yıl geçti... çalışırsak ekmek yeriz. Yoksa olay gözumün önünde olmuşNe zaman toprak dağıtımından, aç kahnz. Zaten çalışmasak tur. 1958 yüının mayıs ayı... Toprak Reformu'ndan söz edılSavcı geldi, hâkim geldi, canköyde de oturtmaz bizi. Trakse, aklıma hep Harranh Mehdarma geldi. Butün ilçe geldi. törü bilmem nesi de var adanef'in sözleri ve 'acıh yüzu geŞehrali, Kore'den yeni gelmişti. mm. Bize ihtlyacı da kalmadı. Iır.» Benim kapı komşum, Şehrali.. • tnşallah dzin de toprağınız Parası vartfı. On bin başlığı verolur» dedim. «Bak, kabul ettigidi, hemen kardaşı everdi onu. (16) Timin: 20 Kg. niz Anayasa, topraksız köylüye Kardaşı Ferhat önce iyiydı toprak verilecek» diyor. ikı kardaş. Ayrıldılar sonra. Ba Î A R I N : balarından kalma onbeş dönüm Bir yandan nasırh parmaklatopraklan vardu Babasınm hisriyle gözyaşlannı kurularken, Mazılar köyünden sesıni bir türlu boluşemediler. Çukurova'nın sarı sıcağında ölvi Bırkaç sefer «dilazarlık» ettiler. bıraktıgı küçuk Ali'sini anlattÖmer Akkaya'nın Ağız dalajı yani. Bu, hepimizin yor; bir yandan da tüm umuyaptığı şeydi. Hiçbir ?ey dCşunö*uyla «toprak dağıtılacak» sööyküsü medik hepimiz. «Etmeyin, eylezune sanlıyordu. Dilimln döndümeyin, kardaşsınız, ayıptır ele BOZKIR HAYVANLARI: Toprak insanlannuı yararlamfağı merkep. ğunee torularım cevapladım. karşı» dedik. Kim bilirdl böyîe olacağını? Hansimız bilirdık? Bir gece evde gene dala$mışDİ$İ BOND lar. Yatmış, uyumuşlar. Ferhat, gece kalkıyor, silâhını alıyor. Yeni everdiği kardaşım, taze gelın koynundayken, kurşunluyor. Ferhat da kaçtı. BulamaVBBILBCBSİ dılar. Suriye'ye gitmiş. Onbeş d'onümluk toprak, iki kardaşa mezar oldu. Ferhat'ın dort çocuğu kaldı babasız, yeni geün de kaldı kocasız.» MALKOCO yazan veçizenrAyhan BAŞOGLU BEYAZ İLÂHE Gaziantep'in Arıl köyünden Ökkeş Karakurt'un anlattıklan: « Topraksızhk insanları cinayete suruklerken, kımilerini de ağlatacak kadar bir derttir Guneydoğu'da. Karısınm, hattâ ana babasının, çocuğunun ölumune; «bizden çok seviyor ki Allah aldı» deyip ağlamıyanlar, kurşun yarası acısına gözünden bir damla yaş dusmıyen insanlar .. Boyle blrısıyle Altmışbir Anayasası'nm kabul edıldiğl yıl; guz mevsımınde, karsılastım. Ev lul sonlanvdı. Adana'dan, çoluk çocuğuvla «pamuk>tan donuyorlardı. Ancak kazandıklannm, onları bır kıs ıdare etmıyeceğıni dusunerek bızım kovde fıstık amelelığı yapmak ıçın ınmışlero?ı kam1. endan Mehmet, Harran' dandı. Taş çatlasa otuzbesmd2, kırkındaydı ancak. Ama, kırıcın >anıklığı onu en azmdan ellı yasında gosterıvordu. Bız, or.u, Mehmet ağa dıye çağırıyorduk. Her çağıri5imızda «ağa» sozünun ona battığını bıle bıle .. Sovle derdi o zamanlar: «Ağalık kım, bız kım, beğım' Şu darı dunyao"a olsem gomulecek kadar toprağım yok » Köyde, kımse işçisini evinde yatırmaz. Sergı yerindeki «haymalarda» yataTİar. Sergi yeri ve hayma sozlerlni anlıyamadım? * Sergt yeri, bütun köylünün fıstıklarmı kurutmak ıçın serdikleri yerdir. Hayma ise, kimi yerde ısmı çardak olarak geçen, aeaç dallanndan yapılmış çadır gıbi bir yer. Yer fıstığı mı, Şam fıstığı mı» « Yer fıstığı değil. Şam fıst'ğı hıç değil. Çünkü dünyada Şam fıs+ığı rfîve bır fı«tık yoktur O, Şam fi'tıgı dedıklerl asbnda Antep fntıgıdır. Evet, ne dı\ordum? . Herkes iscilerini • •* TİFFANY JONES GARTH
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle