17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET 22 Mayıs 1973 40 YIL ÖNCE CUMHURÎYET 22.5.1934 Edebîyat sohbetleri YERALTI HAVA MEYDANI ondra. 21. ( M . ) Deyli Ekspres gazetesinin Almanyaya gönderdiği özel muhabiri M. Pemrok Stefans casusluk suçudan tutuklanmıştır. M. Stefans Hanovr civarında Selle'de yer altında askeri bir hava meydanı keşfettiğinl söylemiştlr. Yeraltmdaki hava meydanı ormanlar arasındadır. Ne kara yolundan ne de tren yolundan görünmektedir. Hücum kı NECATIGİL'İN ŞIİRİ • • I talannın bile buraya glrmeleri yasaklanmıştır. Alman tayyareleri o civar fabrikalannda parçalar halinde bulunmaktadır. Icap ettiği takdirde derhal bu parçalar birleştirüip tayyareler yapılmaktadır. Burada çalışan işçiler yaptıklan işleri ifşa etmemek için önceden yemin etmiş bulunmaktadır ve her hangi bir yabancı ile temas eden bu işçilere verilecek ceza ölümdür. Son günlerde buğday ve un fiyatlannın yükselmesi şshirdeki ekmek fiyatını da artmasma sebep olmuştur. Ekmek dünden beri şehrimizde on para fazlası ile yani yedi kuruş otuz paraya satılmaya başlamıştır. ANKARA'DAV aldığımız malumata göre dün MecUs'te Milll Müdafaa bütçesinin 20 milyon daha artınlması gorüsülmüşttlr. AKHİSAKA yumurta büyüklüğünde dolu yağmış ve çok tahribat yaprruştır. Şimdilik bildirildiğine göre 40 merkep, 55 koyun, bir beygir, dört öküz ve 10 keçi ölmüştür. BULMACA /IÎ2 34 56 78 vet ve kudretine güvenerek za yıflara eziyetten zevk alan kim se TERSİ kınuada magnezyumun simeesi. YUKARD4N AŞAGlYA: 1 Birine karşı herhangl bir fikirde, bir istekte veya bir durumda saplanıp kplmak, ayak diremek. 2 Makamla okunan dinl nazım Kendini rğıra satmak. 3 TERSt bir kürk hayvanı Ansızın ve kuv vetli olarak gelip etkı altında bırakmak. basma;:, kaplamak (Eski dil). 4 ttir ilimiz Zihnin, insamn düşünme, anlama, tedbir aln.a melekesi. £ Hilâl Geometride daire hesaplarında geçen birim. 6 Eti, yagı kalmtmış zayıf. 7 TERSt eski jazının en bü yük boyda olan şekli Demir törpüsü. 8 Topraga saldıgı kökleriyle tutunan bir canlı sınıfı Bir çalgı. 9 Gü'ümseme, güler gibi olmak, bafifçe gülmek. DüNKÜ BÜLMACAN1N ÇÖZtMÜ SOLDAN SAGA: 1 Hamlamak, 2 Olay, anuT. 3 Resor. zrA. 4 Atina, Asa. 5 Kik. 6 Aseton. 7 Ni. Aramak. 8 UP, Hafi. 9 Kopuk, Çul. YUKARDAN ASJAGrf A : 1 Horasan. 2 Alet, Silo. 3 Makine, lp. • Eyon, Ta » pu. 5 Rakor. 6 Ma, inaH. T Anzak, Maç. 8 Kurs, kafU. 9 Taam, Kil. SOLDAN SAGA: 1 Kanun ve nlzamlann toplulukta hâKim olması rnteliği, sıkıdüzen, düzen. 2 Bir hastalığı iyi etmek için türlü yollardan kullanılan madde Bir işte veya sanatta kullanılan el aracı. 3 Kimyada rad yumun simgesi Yeryüzü ara zi inis, çıkışları girintileri. 4 Bir işin en iyi bilenı, erbabı TERSt dumanin ıçinden geçtiği madenî veya heton koridor, geçit. 5 TEBSİ yaş, dogumoan beri geçen süre (Eskı dil) bir besin. # Sanat TERSt b Bir hayvan vavrusu. 7 Kedi köpek yavrusu TERSt ragı çıkarılan cins fasulye. 8 Herhângi bir şeye belirli bir biçim veımek ıçin kuUanılan ve o biçimi taşıyan âtev, araç TERSt azoüu gıdal&r yandıktan sonra vücuttan idrarla dıçarıya atılan artıgı. 9 Kuv Zengin tspanyol soylusuyla tngiliz bahçıvanının konuşmasını hatırlar mısınız? Londra parklannda gördüğü nefis çimleri Madrit'teki malikânesinde yetiştirmek için neler gerektığini sormuştur: «İyi tohum, iyi toprak, iyi gübre, iyi bakım... Miimkün, hepsi yapılabilir Bir de on beş yirmi yıllık Londra sisiyle îngiltere yağmuru. Bu bir iklimdir ve Yahya Ke mal Beyatlı iklimi de manevileştirerek anlatır; «Kendi Gök Kubbemiz» için: «...Vatan şehirleri karşımda her saat, bir bir / Petihler ufku Tekirdağ ve sevdiğim İzmir / Şerefli kubbeler iklimi Marmarayla Boğaz / Üzer lerinde bulutsttz ve bitmeyen bir yaz...» Yapı Endüstri Merkezinin Harbiye'deki salonunda Behçet Necatigil'in o ince, derin, içten ve etkili konuşmasını dinlerken önce bnnu düşündüm: Necatigil'in ayrı bir dünyası ve kendine özgü iklimi olduğunu; tavana bitişmiş kitap raflanyla çevrili küçülmüş odasının kozası içinde mayalanan çalışma ömrünü; değsrli her şeyi saklamaya özen gösteren saygılı dik katini. Aradığım bütün eski der gileri, hep ciltlenmiş olarak, yal nız onda göre göre şaşırrnış; otuz yıllık öğretmenlik yaşamı içinde buna nasıl olanak bulduğunu sormuştum: Ne olacağına, ne yapacağına karar vermek çok önemli; sen vaktinde bulmuşsun değerlerini, nasıl oldu bu? İçtenliğimin teklifsizliğiyle kendisine sen dememi bagışlamış olmalıdır Şiir yüzünden, demişti. Kendimi bildim bileli şiiri izledim hep. Bü tün bu dergi ciltlerl, içindeki şiirlerle var ohnuştu benim için, Ama sonradan baska işlere de yaradı... Ak, kara çizgilerle postu yol yol, Avrupa için, Amerika için seyirlik bir Afrika hayvanıdır Zebra. Hangi türde olursa olsun sanatçıda biraz zebralık vardır. Bir makyavel değildir sanatçı. Her kampta başka türlü değerlendirilir. Ama, değişik, anIayışsız yargıların çarmıhına gerildikçe dirilir... Rauf MUTLUAY ir kendisini açıklamak istiyordu. dogal bir hüzünle. Yazılı metni yoktu konuşmanın, doğ3İ ve doğaçtandı. Konusurken not ettiğim cümlelerini size sunmak ıstiyorum ş.mdi: «Şiire çalışmak; bir disipline, bir geometriye, bir yoğunluğa kendini sığdırmaktır.. Sanatın zorluğu, sanatçmm kendinden hoşnut olmayışından doğuyor... Birlikte başladığınız bazı arkadaşlannıztn kesildiğini görüyorsunuz, siz direniyorsunuz, bakalım işe yarıyor mu?. Tarih boyunca yaratümış her şeiin toplamı bir kandır; derindeki bu damann bir parçaşı da sizin dizelerinizde akar. Benım de kendime göre Dır türküm \'ar, mesajım var; biraz mistiktir, biraz sessizdir, çağdışı diye de nitelenebilir. Ama ben de bu toplumun bireyiyim, eskilerden geliyorum; şiirde kişilik, tutarlüık deymce ben bunlan anlarım. Geleneksel değerlerden yararlanmak. onlan bugünkü koşuilarda yaşatmak. llk kitabımda «e söylemişsem 11. iitabımdH da onu soy iüyorunı: Yaşamak azaptır çok zaman..» Çevremizdeki acı larla sarsılmamız gerek Biraz kendi refahımızdan kont.>rumuzdan rahatsız MunHİıvız Kimisi haykırarak, hesap sorarak şiir vazar; kimis) utauarak. sessizce kendini de suçlu sayarak. Mesele bu cedirgınliği yaşamaktır. şiır bu nuzursu2lu ğun sonucudur. Benim şiirım. rnutsuz bir kımliğin ürünüdür; bir iki mutluluk ve aeşe şıırini s.anırım hatır için vazmıçımöır. insan hatırı için. Aslmda bana deri gibi yapışmıs tecürpinliği sürdürdüm Kendimizi tekrar mı ettik? Hayır. Ama şıirde kısmi reformlar neden olmasın? Bazı biçım degısıklik leri yaptım. Dümriüz. açık man zum hikâyelerde cümle öRelerf çok belliydi; 1012 ialdır baska • ürlü vazıyorum. Bunlar taro iradî şeyler değildir ama ben. içimden gelmeyen şürt hiç blr vakit yazmamakıa övünmek isterim. Şürimiz taklitten vâreste (kurtulmuş. ranat) ve vâbes te (,..e baglı) oımuçtur.. Az sonra nepimiz bir yana dağılın ca.. burada söylediklerime bin pışman olabılirim. £n iyisJ şiirimizle kendimizi duyurmak, açıklamak.. Şiir, yazıimadan. önce başlar, baş venr. yeşermeye girişir. Kımıltısından an larsınız ki iyi oimayacakür o şiir. Ama çıkmak ıstiyor yeryüzüne. Ölecektir yaşamaz, er ken dogmuş Aslında içimizde olmayan şiiri başka hiçbir yerde bulamayız.. \aü ıradeU sair, kendi dar dunvasından kopmayan şairdir. Siz Senö! sesınizin Üstüne tünemeUsinz: kışlara karşı asıl kendi oyuğunuzu, ken di ininizi a«;mali£inız Revaçta olmayabüir şüriniz.. Olsun.. O kadar çok vönlil Ki nayat. han gisine vetişebüin.ıniz? O slzin yıkümanız, batağınız bile olsa.. kendi toprağınızüs «ünıalt gelekir...» AÇIKLAMA ay Faruk Güvenç'in, «Son İki Konser» başlıklı yazısında, çalman yapıtımdan ötürti beni bilgisizlikle kınamaya yer veren satırlar olmasaydı, herhângi bir dinleyicinin ilk kez dinlediği yeni bir yapıtı beğenip beğenmemesince, üzerinde duruîmayabilirdi. Ama, Bay Güvenç yıllardır eleştirici olarak geçinir. Ona göre, yapıtım herkesin rasgele yazabilecegi, hiç bilgiye gereksinme göstermeyen nitelikler taşıyormuş. Okuyucoılardan, siz neden yazrmyorsunuz diye soruyor. Bu kendi kompleksierini örtmek için başvurulmuş basit bir söz oyunu olmalı. En iyiyi kendisinin bildiği savında olan Bay Güvenç, neden yıllardır bir şey yazamamış, aslında sorulması gereken bu olmalı. Arp için, fafa diyez, lalabemol birlikte yazılmaz diye bir kural yoktur. Bilgisi olan her çalıcı fa ile birlikte gösterilmiş fadiyezin çalını? bakımından solbemol, labemolun da soldiyez anlamma geldiğini, bu düzenlemeyle çalınabileceginl bilir. Yoksa, aralığı belirtmek için iki ayn dizide böylece yazılmış bu notaların çalmamayacagı söylenemez. Anton Wabern'in böylesine örneklerle dolu orkestra yapıtlannı incelemek zahmetine katlansaydı Bay Güvenç benl bilgisizlikle suçlamaktan hiç değilse çekinirdi. Eleştiri. yapıtımın iyi ya da kötü olması savı içinde kalmak gerekirdi. Yazıda, ardniyetle yargıçlığundan söz edilmesi, hiç ilgisi olmayan bir durumu da taşlama kapsamına almak gibi eleştirmenliğin, sağduyunun çok dışma taşan bir davranışdır. Bir eleştirmenin herşeyden önce dokunamayacağı bir takım >aklar bulunduğunu bilmesinin dürüstlük geregi olduğunu Bay Güvenç anlamasa bile, oknyucunun çok lyl anlayacağına inanıyorum. Saygılanmla. Ertufnü Oğuz Fınt B SİNEMA: Susuz Yaz tekrar çevriliyor BERLİN FİLM FESTÎVALİ' NDE «ALTIN AYI» KAZANAN FİLMİN YAPIMCISI, SE NARYOCUSU, YÖNETMENİ, KAMERACISI VE OYUNCULARI DEĞİŞTİ. Turhan GÜRKAN Ellidokuz yıllık «Türk Sineması> nın 3100'ü aşkın filmi icir.de dış yanşmalarda birincilik kazanmış tek filmi «Susuz Yaz» çevrilişind'en on yıl sonra yeniden filmi alınacaktır. 1963 yılında Necati Cumalı'mn aynı adh hikâyesinden Metin Erksan yönetiminde Troya Film tarafından filme ahnan «Susuz Yorgunluğa borç.. Sanata, sanatçıya, sanatla birazcık ilgilenen okurlara karşı Behçet Necatigil'in gösterdigi sessiz, saygıya başka kimsede rastlamadım. Çogunluğun umursamaz bencUliklerle omuz silkip geçiverdiği yüzlerce imzanın seçkin dizelerini gönlünde ve diünde taşır. Çünkü kendi mizacıyla kendi hayatı kadar ki tap dünyasmın zenginliğiyle beslenir onun şiiri. Bir soruşturma cevabında nasıl çalıştığını anlatmıştı: «... Geceleyin tistsük masa başında değil de, benden çok önce «Şair Dostlanm»da Oktay Akbal'ın açıkladı ğı gibi sokak fenerlerinin aydınüğında vazanm. Yorgunluklara çok şey borçluyumdur. Hele sokaklar tenha, karanhk da koyu oldu mu, yorgunluklannızın hafiflediğini, esrarlı rahatlıklara çevrildiğini duyarsınız. Nisan yagmuru, hâtıralarda a n narak sedefin içine bu saatlerde düşer..» (Edebiyatçılanmız Ko nuşuyor, 1953, 150). îşte kitap dünyasının izleri. Bilirsiniz, Divan şairlerimize gö re içinde büyük, inciler (dürri şahvâr, dürdâne, dürri yegâne, dürri yetîm: mecaz«n Hazreti Muhammed) bulunan istiridyele rin içine nisan bulutundan (ebri nisan) damlalar düsmüstün «Âmine Hâtun Muhammed ânesi / ol sadeften doğdu ol dürdânesi» (Mevlid). leşme imzalayan Atasoy, resim, teknik olarak ilk Susuz Yaz'ın da üstüne çıkacak bir çalışma yapacaklannı, gerekirse sinemaskop sistemi uygulayacaklarını belirterek şöyle demektedlr: • Yeni Susuz Yaz'da seks susuzluğu ile toprak susuzluğunu aynı paralelde vereceğiz. tlk Susuz Yaz filminde kitaba göre birtakım eksiklikler vardı. örneğin, kızm kocasımn kardeşinden gayrimeşru bir çocuğu oluyordu. Bu olay kitapta var, filmde yoktu. Bu bölümü filme aîacagız. Yoksa raman geçimini başka türlu halledemeyiz. Sonra Susuz Yaz'ın susuzlukla bir ilgisi kalmamış. Fundahklı, ağaçhklı bir yerde, gürül güriil akan suların içinde çekilmiş. Bademli köyü cennet gibi bir yer. Biz filmi çorak Tuz Gölü dolaylannd'a çekeceğiz. Eski yer bizi tatmın etmedl. Eski filmde adam hapse girdikten sonra sadistçe bir seks anlayışı yürütülmüş. Filmde ağabey, kadına karşı vahşi, insana kar RADYO İSTANBUL 05.55 06.00. 07.00 07.05 07.30 07.40 07.45 08.03 0810 08.39 0900 09.15 09.30 ve program Haberler Köye haberler Sabah muzlğl Haberler GUnün programlart Aşık Daimi'den türküler Çevremizde bugün Ünlü yorumculardan Beraber solo sarkılar Haflf melodüer Hayatın Içinden N. Altınılağ TüfekçL'den türküler Çalışırken müzik Haberler Arkası yarm A. Büyükataman'dan sarkılar . Türkçe sözlü melodiler Türküler. O. havalarl Ritm ve melodl Çarkılar Haberler E. Uyanıkoğlu'ndan sarkılar Darvaş ve arkadasları Yurttan sesler Haberler Saz eserleri N. Koyutürk orkestrası M. Akkuş'dan türküler R. Rit'den şarkılar Ç. İnöntepe orkestrası Haberler N. Balkır Tan'dan türküler Ülkelerden müzik G. GUvenll'/ien «arkılar Bağlama ve Cura M. Kovancı'dan şarkılar R. senfoni orkestrası Haberler Günden güne A. Gürses'den sarkılar Yüzyılımızın llk yarısından Reklâm programları Haberler Haflf Batı müzlğı Bülend Oral'dan sarkılar Sevilen melodller Cumhuriyet 50 yaşında Sarkılar geçidl Bir varmış Haberler Reklâmlar İkl sesten türküler Şarkılar Haberler Tiürkülerlnlzle başbaşa 23.30 Pop raüzlğinden bir albüm 24.00 Gece için müzik 0055 Haberler 01.00 Program v e kapanıs 16.55 1700 17.05 17.30 1100 18.15 18.30 19.00 19.30 20.15 2100 21.30 22.00 22.10 23.30 24 00 00.55 0100 05 45 1000 10.03 10.25 10.40 11.20 1140 12 00 1219 12.25 12.40 13.00 1315 14.00 14.15 14.30 14.45 1500 15.05 1530 15.45 16.00 16.15 1830 17.00 17.02 17.20 17.35 17.50 19.00 19.30 19.45 204)0 20.15 2030 2055 21.00 21.10 2115 21.35 22.45 23.00 İTÜ RADYOSU Açılıs ve program Haberler Diskoteğimzden Küçük konser Gençlere müzik Yabancı dil dersl (Fransızca) Senftmlk müzik The Guess Who Eskilerden yetülerden Akşam konseri ÇeşitU müzik Barok müzik Haberler Konser salonlarındaı Hafil melodller Gece İçin müzik Haberler Program ve kapanı? İSTANBUL İL İkinci «Susuz Yaz» filmiıü yapımcı oUrak çevirecek ve ba«rolünde oynayacak olan Irfan Atasoy, Necatl Cumalı ve Mnaryocu Sabahat Dnm... Yaz», 1964 yılında katıldığı Uluslararası Berlin Film Şenliği'nde birincilik ödülü olan «Altın Ayı» heykelini kazanarak Türk Sineması'mn admı dış ülkelere de duyurmuştu. Konu olarak yurt gerçeklerini acı bir dille eleştiren «Susuz Yaz»ın o tfönemde Sansür tarafından yurt dışma çıkma.ı yasaklanmıştı. Berlin'e kaçak olarak gönderilen film, ödül kazandıktan sonra. hakkında kovuşturma açılacağı yerde o dönemin Turizm ve Tanıtma B«kanı tarafından yönetmen ve oyunculanna törenle ödül verilmişti. Daha sonra Meksika'da Acopulco Film Şenliği'ne de yollanan «Susuz Yaz» sonradan yapım ortağı ve başoyuncusu Ulvi Doğan'ın dış ülkelerde verdiği yakışıksız demeçler nedeniyle adından sık sık söz ettirmişti. EKSİK FtLM Serüven filmlerinde «Uçan Adam» adıyla ün yapan yapınıcı, işletmeci ve oyuncu Irfan Atasoy, iklnci «Susuz Yaz»ın çekimi için hem gerekli kapitali koyacak, hem de vaktiyle Ulvi Doğan'ın oynadığı başrolü oynayacaktır. Çekim hakkırı 7500 liraya (ilk Susuz Yaz on yıl önce 2500 liraya alınmıştı) satın aldığı «Susuz Yaz»ın yazarı Necati Cumalı ile bir sözşı cahil gösterilmeğe çalışılmış. Bizim Müslümanlık anlayışımıza göre, su hiç kimseden esir genmez. Düşmandan bile... Film de gürül gürül akan suyu esirgi yor ve su için adam öldürüyor. Suyu mesele olarak ele almış. Seksin ağır bastığı bir film yapmış. Buna rağmen çok iyi bir film olmuştu. Bizim film yepyeni bir ruhla çekilecek. Yerli ve yabancı film şenliklerine yollanacak.» DURU, TÖNETMEN Ikinci «Susuz Yaz»ın yönetmen liğini Yılmaz Duru yapacaktır. 1968 yılında Antalya Film Şenliği'nde birincilik kazanan «İnce Cumali» filminin senaryo yazarlığı yüzünden aralarında büyük bir anlasmazlık çıkan ve o gün. den bu yana dargın bulunan Yılmaz Duru İrfan Atasoy, yeni proje nedeniyle barışrnışlar ve yeniden birlikte çalışmağa başlamışlardır. Yılmaz Duru'nun yönettiği «İnce Cumali» filminde Yılmaz Güney, Tijen Par, İrfan Atasoy oynami|lar, senaryosunu Yılmaz Duru'nun kızkardeşi Tür kân Duru yazmıştı. Ancak sonuçlar belli olduktan sonra Antalya'ya gelen yapımcı İrfan Ata soy, filmin senaryosunu Yılmaz Güney'in bir hikâyesinden esin lenerek kendisinin yazdtğmı, ödü lün kendi hakkı olduğunu ileri FREKANS MODÜLASYONLU (UKW) Kanal 42 (99.6 MHZ) 20.00 Açılıs ve Batı müziği 20.01 Absil: 1 Küçük sült. 2 Esek Derisl Üç Bale Havası. Edgard Doneux Yön. Belçlka Radyomı Oda Ork. Fischer Dieskau (Barltonl 20.23 Brahms: Lledler. Dietrich ve Karl Engel (Piyano) 20.47 Menottl: Keman Konçertosu. Tossy Splvakovsky (Keman) ve Charles Münch Yön. Boston Senfoni Ork. 21.15 Taure: Pavane Op. 50 Atarah Ben Tovim (Flüt) ve Charles Groves Yön. Royal Llverpool Filârmonl Ork. 21.22 Faure: Kuartet. No. 1, do minör. Op. 15. Emll Gllels (Piyano); Leonld Kogan (Keman); M. Hostropovlch (Vlyolonsel) ve R. Barshal (Vlyola) • 21.53 Beethoven: Senfoni No. 3. Op. 55, Eroica. Pierre Mon. teux, Yön. Viyana Fllânnonl Ork. 22.40 Hava raporu, ertesl günün programı, kapanıj. Zebra Şairliğinin kırkıncı yılında on birinci kitabı çıkmışü Necatigil' in: Zebra. Imzaya gelenlerin önünde, hepsi De Yayınevinin dizisi içinde çıkmış kitapları duruyordu: Evler (1953), Eski Toprak (1956), Yaz Dönemi (1963), Divançe (1965), lki Başına Yürümek (1968), En/Cam (1970), Zebra (1973). ötekile r tükenmiş ti. Okuruna duyduğu saygıyle herkese birer dizeyle, bulunabilecek en güzel sunus satırlanyle karşılık vermek isteyen Necatigil'in imza masasının karşısındaki kasaya genç bir hanım geldi: Bende hepsi var ama, eskimiş, yıpranmış okunmaktan; imzalatabileceğim kitaplanndan birer tane lütfen, temizinden, dedi. Toplam olarak yal nızca yirmi üç lira ödedi; yedi şiir kitabı için yalnizca yirmi üç lira... ve bozdurduğu yüz liranın üstüne şaştı. ANKARA 0055 06.00 O7.00 07.05 07.30 07.40 08 00 08.05 0810 OS.4O 09.00 09.15 09.30 0940 10.00 10.10 10.55 1110 11.30 10.00 12.10 12.30 13.00 14.00 14.15 14.30 15.00 15.05 15.20 15.45 1605 16.20 16.35 17.00 17.05 17.3S 17.50 1800 19 30 19.55 20.10 20.23 Haberler Köye haberler Sabah türkülerl Haberler Sabah müziği Ankara'da bugün Reklâmlar Her telden Çeşitll müzik Hayatın içinden K. Payaslı'dan sarkılar Hafif müzik Arkası yarın Haberler O. Türen'den türküler Sarkılar Türküler Balete çagrı Haberler Y. Alpdogan'dan türkület Şarkılar Haberler Ögle konseri K. Tanrıkut'dan sarkılar Gençler İçin Haberler Türküler Haflf müzik M. • Erses den sarkılar Küçük konser N. Yılmaz'dan türküler Albümlerden seçmeler Haberler Fasıl Günden güne Reklâm programlan Haberler Türküler TRT haber merkezi M. Toper'den sarkılar 1923'den 1973'8 ekonomide devlet Açılış ve program 20.40 20.55 21.00 21.15 2135 22.00 22.30 22.45 23.00 24.00 0055 01.00 N. Cojkun'dan türküler Bir varmıs Haberler Küçük konser Sarkılar TBMM saatl Ceşltll müzlk Haberler Her hafta bir yorurocu Gece ve müzik Haberler Program ve kapanı; Sanatın zorluğu Çok isterdim Necatigil'in konuşmasını dinlemenizi. Bir şa sürmüştü. Atasoy Duru arasında başgösteren anlasmazlık giderek büyümüş ve yapımcı sonunda senaristlik ödülünden vazgeçmiş, «Altın PortakaUı da Türkân Duru almıştı. \ENİ KADRO Yeni Susuz Yaz'ın senaryosunu Yılmaz Duru'nun eşi Sabahat (Sa bah) Duru yazmaktadır. Sabahat Duru, geçen yıl da Adana Altın Koza Film Senliği'nde birincilik verilen Yılmaz Duru'nun «Kara Doğan» filminin senaryosuna imzasını atmıştı. îlk filmin görüntü yönetmeni Ali Uğur'du. Ocin. cisinin görüntü yönetmenliğini Ali Yaver yapacaktır. İlk filmde Hülya Koçyiğit'in oynadığı ro lü yenisinde Atasoy'un eşi Hamiyet Yankı, Ulvi Doğan'ınkini İrfan Atasoy, Erol Taş'ınkini de Bi lâl İnci oynayacaktır. «Susuz Yaz>ın yeniden çevrileceğinin duyulması, sinema çevrelerinde hayret uyandırmıştır. Sinemayla ilgili bazı kimseler, uluslar. arası alanda ödül almış ve klâsikler arasına geçmiş bir sinema yapıtının yeniden çevrilişinin, ticarî amaçtan gayri bir yarar sağlayamıyacağını ileri sürerek •Böyle bir davranış, Berlin Fes tivali'nin anlamına da gölge dügürür» demişlerdir. TALİHStZ BİR FİLMDt • Susuz Yaz» Türk Sineması'nın yüzünü ağartan bir yapıt olduğu halde, çeşitli dönemlerde talihsizliklere uğramıştı. Ulvi Doğan'ın festival sırasında kulis yapmak için jüri üyesi Faten Hamama ile geçirdiği bir aşk gecesinden sonra filmin kazan dırıldığını ileri süren çirkin id dialarından sonra, 1971 yılmda seks sahneleri eklenerek ve adı değiştirüerek Londra sinemalannda bir seks filmi olarak oy natılması, adının da «Kardeşimin Karısıyla Yattım» şeklinde değiş tirilmesi, filmin acımasız şekilde somürüldüğünü gösteriyordu. METİN ERSAN NE DİYOR İlk «Susuz Yaz» filmiyle uluslararası sinema ödülü kazanan yönetmen Metin Erksan, konuyla ilgili olarak şunlan söylemektedir: «Bildiğim kadarıyle Necati Cumalı'mn Susuz Yaz hikâyesi filme alınıyormuş. Başarıh olan bir yapıtı, adından yararlanarak yeniden filme almak, bence iyi bir teşebbüs. Sonucu merakla bekliyorum. Sinemada bir takım ilerlemeler oldu, renkli film geleneği tutuldu. Bunların kulianılacağı yeni bir Susuz Yaz ilginç olabilir. Ortada iki Susuz Yaz vardır: Biri Necati Cumalı'mn hikâyesi Susuz Yaz, öbürii de Metin Erksan'ın senaryosunu yazıp filme çektiği Susuz Yaz. Bu ikisi ayn şeylerdir. Bunlar yalnız birinciyi, yani hikâyeyi filme alabilirler. Fil mi yeniden çekemezler. Bu tşebbüsü yapanlar eger eskı senaryoyu çekerlerse, o zaman biz de adlî yola başvurup, hakkımızı savunuruz. Birtakım prodüktörler benden ısrarla çeşitli dönemlerde yeni bir teknik ve oyuncu kadrosuyla renkli bir Susuz Yaz istediler. Bu istekler yıllarca sürdü, fakat kabul etmedim. Aynı hikâyeyi bir daha neden yazayım, neden çekeyim? Susuz Yaz özgün bir şeydi. Onda insanlara bir şey anlatmak istemiştim ve anlatmıştım. Neden ikinci defa anlatayım? Bir suda iki defa yıkanılır mı?» SAHNE 'Küçük Tilkiler,in ardından Engin KARAPENİZ Bakm n'olmuş: Yirminci yüzyıl başlannda, Amerika'da, «emek siz toprağa konanlar ile endüstriyi gelişmeye koşut, kapitalin, tüm dünyaya kapitalizmin yayılışı, sözümona, «Küçük Tilkiler»de kınanmış. Lillian Heliman da oturmus, üşenmeden (!), üç perdelik bir oyun yazmış. Bakın n'oluyor. Büyük toprağı olanlar, ya da fi tarihinde «hazırlop» toprağa konanlar, bugün de kınanıyor. Neden? Para. Para.. Para! Hep olduğunca egemen öge. Zenciler bedelsiz çalışsın, sözümooa patronlar, ceplerini doldursun, gerekirse acımadan, «pleb»in canına kıysın, çıkarına karşı çıkan kendi gibi «patrici»yi de yok etsın, öldürsün. Tuzak kursun, kurarken pohpohlasın, çekıniyorsa korksun, çirkinleşükçe iğrençleşsin. Küçük Tiyatro'da sahneye uyarlanan • Küçük Tilkiler»de, ezilen zencilerin yerini bugün de azgelişmişlerde kırsal adam alraıyor mu? Sevgi Sanlı'nnı dilimize aktardığı, Ali Cengiz Çelenk'in sahneye uyarladığı «Küçük Tilkiler» bitti. Bitmesine bitti de, bedelsiz calısan Zenciler, parsayı toplayanlar arasında nasıl da eriyip gitti? «Yeni Dünya>nın o garip değirmeninde, kapitalist düzenin par sa toplayıcılarınm çelişkilerini yansıtmaksa sorun, Hellman'ın «Küçük Tilkiler.inde yitmişü bu tem.. Özü, çıkar üz're bir tür «gangs terlik» miydi? Ne «çıkarcı» vardı ne de gereğince «yolucu».. Sanki, yalnizca iyi köfü ilişkisinden öte yorum beklendi durdu boşuna.. «Savaş zenginleri» gibi kolay zengin olma çabası, «genij Bile» çerçevesi içinde kardeş, kankoca, çocuk, yozlaşan herkes Zen ciler köle, sömürülürcesine, hem kırsalda hem de yeni tohumlan atılan endüstri kuruluşlarında yolunurcasma, adım adım> «Geniş aile»de kapital, «Bir sana, on bana», pay edilircesine. Kocasır.a «düzen» hazırlayan kadır., kızını çıkar uğruna «peşkeş» çeken anababa.. Yoz aiîe içinde iyıler • kötüler, ama toplumdan soyutlanırcasına tepişiyorlar, nasıl oluyorsa?!. Erkan Kırtunç'un dekor giysileri sağlıkh, Hikmet Peker* in ışıklandırması becerili, «Addie»de Değer Gündemir'den tutunuz da «Birdie»de Gülcan As'ın, «Oscar»da Baykal Saran'ın, «Regina»da Elçin Şanalın, hele «Horace»da Sönmez Atasoy'un tutarlı dengeli oyun çizgileri ile «Küçük Tilkiler» uyarlansa da olurdu, uyarlanmasa da! «The Little Fox»u, Lillian Hellman'ı Devlet Tiyatrosu'nun ner'de ve nasıl «bulduğunu» ö*üşündüm durdum. Sezon sonu başkent sahneleri boş kalmasın diye mi? Gelişme süreci içinde olayların topluma ilişkin diyalektikten yoksun diyalogları bir yana, bu bayat temin bizlere yararı ne? Vann da söjjeyin hele! Leningrad DevJet Kukla Masal Tiyatrosu temsilleri Leningrad'ın iinlü De\'let Kukla Masal Tiyatrosu kısa bır süre temsiller vermek üzere Istanbul'da bulunuyor. tlpinç bir kuruluş tarihine sahip olan Kukla ve Masal Tiyatrosu, II. DUnya Savaşının en kaiı 1: günleri içinde dogmuş, savaş yaralarının barıldığı günlerde gelişmeye başlamış. Çocukların geleceğini düşünen bir avuç sanatçı, savaştar. kurtulur kurtulmaz bir kukla tiyatrosunu kurrnak için ellerinden gelen çabayı göstermişler. Çocuğa güzelliği. adaleti, iyiliği ve akh göstermenin, en geçerll yöntemde masallardan, masalları kukla aracılığı ile sahneye aktarmaktan geçtiğini bilen büyükler kurduklan bu tiyatroya, Kukla Masal Tiyatrosu adını vermişler. Zamanla küçükler bu tiyatroya alışmış, sevmiş ve onun değismez izleyıcüeri haline gelmişler. Sanat çılar oyunlardan sonra çocukIar arasında geçen konulu tartışmaları izieyerek bunlardan tiyatrolan için yararlanmışlar Duyarlı bir aniatım dilıne sa | hip olan Leningrad Devlet Kukla ve Masai Tiyatrosu kumluşundan bu yana 10.000'i aş kın temsıl vermiş Istanbul Kenterler Tiyatrosunda temsillerine başlayan Le ningrad Devlet Kukla ve Masal Tiyatrosu, Türkiye'ye ilk kez geliyor. Topluluğun vazar, ressam, müzikçi, rejisör ve oyun cular olmak üzere 17 sanatçısı TÜFEMİN GÖSTERİSİ: BAĞBOZUMU II bulunuyor. Sanatçılardan çoğu Şubat ayı içinde yapılan yurt ölçüsündeki yarışmada ilk sırayı alarak, ülkelerinde Devlet ödüllerl ka yurdumuzu dışta tanıtma hakkını kazanan Türk Folklor Eğiüm Mer7anmış, tiyatro, n,üzık ve sine kezi (TÜFEM). 2526 Mayıs gürüerinde yapılacak Bağbozumu U gösma konusunda başarıh birer i terisine hazırlanmaktadır. Fotoğrafta, bir ekip, çalışma sırasında görüuzman nitelığinde. lüyor. 19.01 19.02 19.07 19.12 20.10 20.25 20.30 20.50 20.53 21.00 21.40 21.45 23.15 23.17 23.30 Açılıç ve program Haberler Reklâmlar Çocukların evreni Fransızca dil dersi Reklâmlar Haberler Hava durumu Reklâmlar Hafif Batı müziği Sunan: Erol Pekcan Katılan sanatçılar ve topluluklar: Fatoş Balkır, Nesrin Çetiner, thsan Kayral, Gökhan, Fahri Bulut, Gün Yiiksel ve Pekcan Orkestrası Reklâmlar Televizyonda Sinema «Sevda». Oynayanlar: Sema özcan, Ediz Hun Reklâmlar Haberler Program ve kapanış.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle