17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHTJRÎYET 2 Mayıs 1973 am istihdam ilkesinin gerçekleştirilemediği ül. kelerde çalışanlarm çalışma özgürlüğü ve çahsmakta olanların is güvenliği son dereee örıemli bir konudur. Boyle ülkelerde calıjma hayatı ile ilgili yasalar bu güvenliği sağlampk amacı ile bazı tedbirler getirmek zorundadır. Üikemizde de çalışanlarm çalışrna özeürlükleri ve avnı zamanda bu özgürlüğün bazı güvenceleri tş Yasalannda ele ahnmıs ve bazt temel ilkcler a c k ve secik olarak saptanmıştır. Bu ölçüler içinde ülkemizde çahşan işçilerin aynı iş yerinde sürekli olarak is bulmalarına ve çahşmalarını o iş yerinde sürdürmelerine yardımcı olmak amacı İle kıdera v« ihbar Uzminatı adı altında iki kavrara İş Yasasının kapsamı içine alınmıştır. İşverenler çeşitli nedenlerle çalışmasmda hicbir kusuru olmayan işçiyi işten çıkarmak istediği zaman bu isteklerinde isvereni düşünmeye, bir ölçüde bu işlemi uygulamada bazı zorluklarla karşı karsıva btrakmaya çalışılmıştır. Yasanın ortaya koydujhı ve İşverenleri işçi çıkarma konusunda daha dikkatli olmaya sevkeden husus yasanm isverenlere yüklediği parasal bir yüktiir. îşçisini çıkarmak isteyen bir işveren ancak isciye karst bu parasal yükümlülüğünü yerine getirdikten sonra onu Isten çıkarabilecektir. Z Olaylâr ve gomşler Işçiye Karşı Bir Gelişme Av. Engin ÜNSAL banşının, verimin ortaya koyduğu gelişroeler düşünülmeden fcaba bir düşünce olarak sendikacılıga karşı çıkmak ve sendikalasms egiHmi yüfcsek olan işçilerin hizmet akitlerini feshetmek işverenlerimiz için karşı konulması çok zor bir istek olarak filizlenmeye devam etmektedir. îşverenleri bu konudaki düşünce'.erini eyleme dönüştürmekten alıkoyan «nüeyyide» ise bu tür isçilere ödemek zorunda kalacakJan kıdem ve ihbar tazminatlandır. ten çıkarılması halinde tsvereniu ödeyeceği parayı hesaplamakta ve bu paranın ödenmesinl şirket olarak işverene garanti etmektedir. îşveren buna karşılık her ay sigorta şirketine belli bir Drim ödeyecek ve böylece çıkarmak isteyeceği isçilere kıdem ve ihbar tazminatı ödemek yükümünden kurtulacaktır. îîverenler arasında oluşturulmak Istenen bu düşünce eger oluşur ve sigorta şirketleri gerçekten iîçilerin kıdem ve İhbar tazmlnatlanm l?verenlere karşı garanti ederlerse bu ülkemizde sosyal siyaset alanında Işçi aleyhine çok ters, çok agır ve çok haksız bir geHşmenin başlanpıcı olacaktır. Sigorta şirketlerinden bu garantiyi a!an işverenlerimiz işçüerin çalışma özgürlüklerini tamamen ortadan kaldırabilecek, işçilerin çalışma güvenliklerini yok edecek ve ülkemizdeki sendikalaşma gelişlmlne çok önemlt bir darbe vuracak güc« kaTuşmuş olacaldardir. Dünyanın hiç bir yerinde sigortacıhk anlayışı bu kadar »çık olarak işçi aleyhine isleyecek biçimde olusmamıştır. Eger bu düşünce, ülkemizd"e gerçekleşmek olanağı bulur«a, işçiler hiç bir zaman yarınlarından emin olamayacaklar ve hele «endikalaşmayı kolay kolay düşünemiyeceklerdlr. Zaten bugünkü uygulamada gendika miiitam olarak adı çıkmıa işçiler iflerini bir kere kaybettikten sonra blr daha kolay kolay 1? bulamamaktadır Böyle bir ışçı her nasılsa yenı bir iş bjlmus ise işverenlerin oluşturduğu h;. berlesme olanakları «onucu bunlann kolayca tes biti yapılmakta ve baska bir ijyerinde ^enriikalasma çabası ortaya koymus olan işçi. girrligi yeni işinden hiç zaman kavbedilmeden çıkarılmaktadır tşverenler oluşturmak ıstedikleri bu plana karşı ileri sürülebilecek çavlara bir kalkan da bulmuşlardır Demekteriirler ki, işciye ödenecek kıdem ve ihbar tazmtnatı özel sektörde sık sık karşılaşılan likidite zorluju nedeniyle işverenlere çok ağır gelmektedir. tşverenler, işçinin zarar görmemeşi ve isten çıkarılma durumunia hemen parasmı alması ned"sniyle bu yola eidilmektedir. Bu geıekçe hiç bir sos\al siva<;etçivi fnandıracak güçte degildir. ArdındaH oyun apaeik ortadadır ve amaç işçinin calısma güvenliğinin ortadan kalriırılmasıdır. Büvük vatırımlar yaDmış. ciro«U beş • altı sıfırlı rakama ulaşmış i«veri Icin kusuru olmayan bir iscinin î;ind?n cıkanlma«ında 1015 bin lirayı bulamRması hiç bir zaman inandirıcı ve gerçelc olamaz. Eger bu ülkede işçi yaranna konulmu? bazı yasalar var ise ve bu yasalar kesin olarak işçHerin çalışma eüvenliğini korumavi amac e<flnmişlerse, işveren'erin bu yasaları dolanmalanna ve işçilerin i$ eüvenHklerini ortadan kaldırmalarıra izin veriimemelidir. Sigortacılık işçi işveren flişkllerinin ortamına i»çive karşı olarak kullanılmak üzere bir kere denenirse, bunun arkası gelraez. Sigorta çevreleri işverenleri grevlerden doğacak îararlara karşı sigortalardan yararlandırmak için de bazı kozlar hazırlamışlardır. Bu filkede açıkça sigorta »irketleri isverenleri sendikaeılığın tehlikelerine karşı korumayı kendîlerine amaç edinme yoiundadır. Tıpkı Cervantes'in Don Kişot'u gibi. Bu çirkin eSüime TCrk parlamento.su mutlaka dur demelidir ve ı m t l ilişkiler ortamırdan bu davetsiz misafiri saha dıjına çıkarmalıdır. PENCERE Olçüleı? ürkiye'de 1971'e dek ağır basan muhalefetin ekseni: Bu düzen değişmeli.. idi. Peki hangı düzen gelmeli? Anayasal düzen. CHP. muhalefeti bu yoriingeye girdiği gibi. 12 Mart Muhtıra'sı da bu anlayışla verilmiştir Ne var ki aradan çok geçmeden Anayasa'yı lüks ilan edip değiştirmeye koyulduk. Bu çarkın ardındaki felsefe de pek yımandı: Efendim Türkiye kalkınıvor ama solcu takımı bunu görmezlikten tteliyor Demirel döneminde çok büyük hamleler yapıldı Bir düzeni değistireceğimize, Anayasayı değistirelim. Ve başladı bir yoğun kampanya... Hem de piyângolu, ofomobilli. rpnkli ilâveli. dış ve ic gezili. apartıman katlı, tahsil burslu. kuponlu muponlu... Buna c'an mı dayanırl Çevrenize baktınız mı da bir kalkınma görmemek.için kör olmak gerek! Eskı ahşap konakların yerinde on onbeş katlı luks bloklar yükseüyor. Boğaz'm iki yakasını bir asma köprü baghyor. sokaklarda otomobilden geçilmiyor, gazetelerde dev şirketlerin kamDanyaları, evlerde televizyon. politika nutuklarında kalkınma edebiyatl.... 1981 yılında bizi tran'a çağırmışlardı. Gittik. Gezdirmeye başladılsr. Hem izahlı tarafından: fşte bu Şah'ın kârhanesi. işte bu da Sah'ın kârhanesi. işte bu da Sah'ın kârhanesî... Mefer Iran'da fabrikaya kârhane derlermiş. Yalnız kârhane mi gördük komşumuzda! Dünyanın V. büvük barajı. tetevizyon v= daha neler... Hani inausen. tran ülkesi Meşhedi t'afer'in egilimine yaklaşık biçimde füze hızıyl» göklere fırlavacak. Simdi Türlriye'de kaıkirma htkayelerini dinledikçe Iran gezisini anıyorum. Ne var ki çağ:mız kalkın. ma çağıdır ve bugün Konga'ya da gitseniz kalkınmadan gözleriniz dört açılacaktır. Türkiye'ye hâkim ekonomik odaklar da Türkiyenin kalkmmasını. tüketim gücünün yükselmesi açısından istiyorlar. Bizim ekonomiye tekstil, turizm, tüketim alanında dışardan verilen görevler bir bir yerine getirile cektir. Hakim dış sanayilere bağlı endüstri geliştirilecektir. Ama bütün bunlann arasında gözlenmi7i •Kenaimızden ayınp komşulanmıza cevirirsek neler eörürüz? Yunanistan'uı adam başına millî geliri 1220 dolar. rwzimto 35r dolar. (Oysa 1950 nlmda her üd ülke bu alanöa avm düzeyde idiler). Dünkü Cumhuriyet'te OECD'nin raporu yayımlandı. 360 dolarlık rakam bu raporda yazılı. Simdi buna birkaç sayı daha katalım: Türkive'nin dilnya dış ticarett içinde ithalâtı da ihracatı da küçülüyor. Dünya ticaretinde Türkiye'nin ihracat olarak payı 193«'de vüzde 0.49'muş. sonra sırasıyle 1954'de vüzde 0^9 19fi2'de vüzde 0.27. Î9fifi'da vüzde 057. 1968'de vüzde 0^4. 1969da vüzde 0,22 1970'de yüzde 0J21 ve 1971'de vüzde 0,22. Görüldüğü gibi dünya ihracatında yerimiz eittfkç» küçülüyor. Gelelim ithalfita: 1938'de dünya Hcareti içinde ithalâtımız yüzd« 0,47 lrniş. 1954'de 0.54 olmuş, sonra sırasıyle şu oranlan lzliyor: 195rde 033. 19G?<ie vüzde 0.42 igflFda vüzde 0.38. lB68'd« yüzde 0.34. 1969'da vüzde 0,29. 197O'de yüzde 0.30. 1971'da yüzde 0.33. Görüldüp giW ithalâtımı? da dünya ticareti içinde giderek ufalmış. Bu rakamlan bir de artan nüfusumuza vurursanız, yeryüzündeki aiışveriste boyumuz oftays çıkar. Dış ticareti bu nitelikte bulunan biraz gelişmiş ülkenin kalkınması, iç pazarın, emilmesiyle doğacak sermaye birikimine dayanır. Bize sermaye birikimi kesiminde dısarıdan uygulanan yöntem vardır. Hâkim ekonomilerin tüketim düzeninin bir devamıdır toplumomuz.» Ve sanayileşmeyi bu yolda gerçekleştirmeje çalışıyoruz. Bu gidişe karşı çıkanların »eslerini kısıtlamak için de Anayasa'yı değiştirdik. Değiştirdlk ama. bir ise yarayacak mı? Şimdilik ülkemizde eski dönemlerin durgunluğu yerine, daha kaynayan bir toplum görülüyor. Ikincı Dünya Savaşından bu yana cerbezell, .atılgan bir burjuva kesimi yaratıldı. Sermayeci örgütlendi, kadrolaştı. bilinclendi. Yönetim, yatırım ve önderlik alanlannda hırsll çevreler, işlerine gelen ekonomik düzenin tiyasi gerek.lerini öğrenip anladılar. Eh, bu da bir asama sayılır. T Işverenlerin işçilerin hizmet akitlerîni sona erdirme isteklerinin nedenleri sayısızdır araa bunlann içinde öncelik taşıyan bazı nedenler vardır. Bu öncelik taşıyan nedenleritl içinde en üst sırayı işçilerin sendikalajma eğilimi meydana getirmektedir. Ülkemizde işverenler henüz çağdaş işletmeciliğin anlayış düzeyine varamamışlardır. Sendikanın Uyerine getirebileceği düzenin önemini kavrayamamışlardır. Sendikayı ve sendikall işçiyi işverenlerimiz işyerlcri için çok tehlikeli bir unsur olarak kabul ehnektedirler. İş mahkemelerinin baktığı davalann önemli bir bölümü sendikacılık nedeniyle isten çıkarmalarla ilgili davalardır. Sendikah olmak isteği tasıdığı için işinden çıkanlmıs binlerce işçinin davasının ise mahkemelere intikal ettirilemediği bir gerçektir. Sendikacılığın önemi kavranamadığından. sendlkalı işçilerin çalıştığı işyerlerindeki çalışma, Ters ve Haksız Ülkemizde çabuk ve kolav para kazanma olanaklan sonsuzdur. Bu olanaMan değerlendirme yeteneğine sahip kimselerin sayısı da bir hayli yüksektir. îste işverenlerin gizli isteklerinden büyük paralar kazanmak isteyen b a a yetenekll klmseler şlmdiye kadar Idmsenin aklına gelmeyen bir öneri ile ortaya çıkmakta ve işverenlerin isçileri isten çıkarmalan halinde Işçiye ödeyecekleri kıdem ve ihbar tazminatlannı sigorta etmek, işverenin bu konuda karşılaştıklan parasal yükü ortadan kaldırmak istemektedirler. Yapılan ön çalışmalar» göre oluşturulmak totenen Oneri şöyledir, sigorta şirketi belirli bir işyerinde çahşan işçilerin belirli bir oranının iş PlCASSO ÇEŞİTLEMESİ OKTAY AKBAL Evet Hayır BÜYÜK MAĞAZALAR SORUNU Uyük magazalar konusunda lopanlan fırtınalan uzun süre lzledik, bekledik U Urhsmalan sogukkanlılıkla degerlendirecek bir ortam bulalım. Şimdi söylenenlerin hepsi söylenmis oldugundan konuya dcğınmemizde, kamuoyunu aydınlatroa yönünden yarar buluyorus. B icasso «Beğendiğin bir tablorrru seç!» demiş Matisse'e. Matisse, uzıın uzun incelemiş, sonra atölyedeki en güzel t a b l o yu göstermiş. Sıra Picasso'ya getmiş. Hiç uzatmamış işi, en yakınındaki bir resmi seçivermiş geli?igüzel. Niye böyle yaptıgını daha sonra sormuşlar: «Zavallı Matisse daha güzelini yapamaz ki» demiş yaıut olarak. Matisse de her tabak kınlışında, yerdeki parçalara bakarak «tşte bir Picasso daha» dermiş gülerek... Sanatçılar birbirlerini hem severler, hem anlarlar, h«m hiç sevmezler, hiç anlamazlar. Bunu doğal görmek gerek. Büyük bir sanatçı başka bir büyük sanatçıya hayranlık duymaz, duyarr.az. Kendi yaratısuıı yapmakta, kurmaktadır o. Matisse de, Picasso da yüzyıhmızın iki bü>ük resim ustası. Böyle düsünürlermiş birbirleri için... Picasso'nun mirası... Şu günlerde en çok bunun sözü ediliyor. Bir vasiyetname de yok ortada. ispanyoUann bir batıl inancı varmış, kim vasiyetini yazarsa ölümü çağırmış olur diye. Picasso bırakmamıs böyle bir belge, yalnız söylemiş kansına, yakınlarma. Sahibi bulundugu büyiiH bir resim koleksiyonu Louvre müzesine verilecek... Pekt ya kendi yapıtlan? 1967 de bir arkada;: Picasso'nun fırçasmdan çıkrnı? bütün yapıtlann katologunu yapmış, birden on bin beşyüze kadar numaralamıs. Ya son aitt yılda yaptıklan, onlar yok. Pek çogu dünya müzelerinde, özel koleksiyonlarda, ama Picasso ailesinin elindekiler de az değil. Milyarlar milyarlar deftertnde... Örnejin eeçenlerde Londra'daki National Gallery, 1910 da yapılmıs «Çıplak» tablosuna bir milyon dolar ödeml?, jrerisini siz dUsunün. Bir «Guemica», bir «Avignon'lu kızlar» tablolanna nasıl değer konulabilir. kimse bllemez. . . i' . , ' • '* Dört çocugu ¥*r, Wı de eşi. Eş» J«cquelin« elli blr yaşmda. Yirm; yıl önce Ptcasso yetmiş b!ıii«>eykgn <»?Ianiışlar birlikte yaşamaya. sonra da evlenmisler. Jaccrueline büyük ressamın kimbiür kaçjncı esi? Saymak güç. Ama çocuklan, bilinen çocukîan dört tane. Yaln:z birini benimsemis, ilk esi Olga'dan olan, bugün elll üç yasuıda bulunan Paulo'yu... Yasal varisler ikisi, JacquşIIne ve Paulo. Bir kın var, otuz beşinde, Mai». O yasa dışı... İki de Françoise Gilot'dan çocutu, biri kız Paloma, biri erkek Claude. Onlann Ruiz Picasso adını ta;ımalanna izin vermiş, ama babalıklannı kabul etmemis. Oysa herkes biliyor ki Maia da, Claude da, Paloma da Picasso'nun çocukiandır. Ama kendini sanatına veren insanlann babalık. eslik duygulan pek sTiiçIü olmuvor! Yasal oğlu Paulo"ya bile yabancı bir kişi gibi davranmıs. Büttin düşil bir gara] açmakmış Paulo'nun. Ama milyarder babasmdan metelik almak olanak dışı! Picasso oSluna bir lyiliic etmek istemiş sonunda «Gel benim soförüm ol» demiş! Hepsi hepsi bu kadar... Kendisine on yıl eslik eden, Prancoise Gilot'nun çocuklarına ise hiç bir yardımda bulunmamış. Kızı köşküniin kapısından çevirmiş «Bay Picasso evde yok» dedirterek... Oğlu Claude «Ben babamı göreceğim» diye bafırarak köşkün duvarını aşınca bekçilere yakalatıp kapı dışan ettirmi». Açtıklan dr.valan reddettirmis. Nedeni de, Françoise Gilofya kızması, kendisi hakkında yazdjğı kitapta kuçültücü sozler yer aldıgı için... Blr evren lcuran Mşiler çofcunlukla üçdört Kisilik aııele. rini bile çekip çeviremezler. Rodinde kırk yıl birlikte yaşadıgı kadmla evlenmemiş, önüne gelen geııç Kadınlarla düsüp kalkmış, oğlunu da kabul ?tmemişti. Picasso nive ondan aşajh kalsın?.. Başka blr evrenleri rar büyük varjtıcıiann, gündelik uğraşlar. endişeler, ilsiler etkilemivor onlan Korkunç bir bencillik deyin, insan dışı davn>nıslar deyın. ne derseniz deyin, ama büyük bir sanatçı her zaman büyük bir insan olamıyor, hatta gerç«k bir insan gibi düşünüp. davranamıyor. Büyük bir yalruzlık içinde duyrnak istiyor kendini, istediği kişiler olacak yanında, ama onun yalnızlığı gene de bozulmayacak. Bakın ne diyor: «Yalnızlık olmadan hiçbir sey yapılamaz. Ben kimsenin farkma varmadığı bir yalnızhk yarattım.» Picasso 91 yıl yaşadı, binlerce vapıt yarattı, çagımızın •masal kahramanı» oldu Simdi ardından yazııacak. koi'Uşulacak nice nice şeyler var Bilinen. bilinmeyen vönlen çıkscak ortaya. Bütün bu öyküler gerçek olsun. uydurm» olstıı adıyle birlikte amlacak. Böyledir ; büyük sanatç'lann vazşns Insanüstü olm&nuı kişiye yüklediği sorumluluklar sonsuzrtuı Picasso gibileri insanca davranmışlar. davıanmamısıar alriırmazlar böyle şeyiere. Yapıtlarını kurarlar o kndar. Gelerekteki kuşaklar ise hiç sormaz yaşadıkları günlerae nerkes gibi «insan. mıydılar, değil miydüer, bakmaz bile ou çesit şevlere... İsteseniz de istemeseniz de, doğru da bulsanız yanlıs da. böyle işte... P Ishenderun Demir Çelik Fabrikaları Müessesesi Müdü rlü eü n den 1500 Çift Kaynakçı 8500 Çift İşçi Eldiveni Satınalınacaktır. 1 Bu ise aît şartname a) tskenderunda Müessesemiz Ticaret Müdürlüğünden bedelsiz olarak alınabilir. bi Ankara'da Tunus Caddesi No: 63 Kavaklıdere adresindeki Tıcarei Seflifimizde görülebilir. 2 Teklif mektupları en geç 8^.1973 Cuma günü saat 14.30'a ka. dar Lskenderun'da Müessese Müdürliiğümuı Muhaberat Servisine tevdi edilmis olacaktır. Belirtilen saatten sonra verilen veya gönderilen teklifler fle postada vâki pecikmeler kabu) edilmiyecektir. 3 Müessesemiz 2490 Sayılı kanuna tâbi olmadığmdan Ihaleyl yapıp yapmamakta veya dilediğine yapmakta tamamen serbesttir. (Basın: 145093115) DENİZCİLİK BANKASI T.A.O.DAN Dizel Jeneratör KATNAK MAKİNESt alınacaktır. Son teklif verme tp.rihı 23.5.1973 olup teklifler Bahçekapı 27 Mayıs Han kat 3 de Satınalma Komisvonu Başkanlığına verilecektir Şartnames Maizeme Müdürlüğünden temin edilebilir. Dos. No: 973/3028 (Basın: 145173127) rette bu kural tam i;lemez. Ka«Büyük Magazalar» ın hele «tüpital büyüdükçe, Uretim artmaz. ketici kredileri» ile hayat pahaÜretimi arttıran talebin artmalılıgını değil azaltma, hatta dursından başka ticaret kesiml dıdurmaya yaramayacagı aksine suıdakl etkenlerdir. Satısın serbunu kamçılayacagım yazabfliriz. Bunun canlı ömeklerini hem maye bUyüklüğü ile ilgisi olmaçevremizde hem de dış dünyayınca genel giderlerdeki bUyUda görebiliriz. t l . Dünya Savame kan azaltır, maliyetl yüiselından sonra büyük mafazalar, tir. Hele kendi başına çalışan bir en yaygın oldukiarı Birleşik Abakkalm genel giderleri sıfıra JT*merika'da bir ucuzluk unsuru okmdır. Maaş bordrosu yok gibılamamışlardır. Sayın Talu'yu büdir. Stok kontrolu (ldm mBİ yüyük is çevrelerinin düşündüfü rütecek?) için sıkı sıkıya muhajribi düşunmfls olmaktan tenzih sebe tutmaz. Hattâ İşletme djfetmek isteriz. Ama bir Merkez teri tutturur ve birisine yazdınr. Bankası olarak «kredi kartlan» Genellikle kirası düsüktür. Amor ve «TükStfci KredİIeri» konusuntismanı hiç düşünmez. Ama Dİr da her halde bize hak verecekbüyük magazanm muhasebesi lerdif.~Şamı da kaydetmek isdev gibi bir iştir. Devler sadece Şin;di ÖU âe?erleme "içinde teriz ki, bu işe iyi niyetle sanlan rnasal kahramanı oldukîanna £öşünürsek büvük mağszalar h?r bazı iş adamlan vardır. Bunlar re, onlann yerini gerçek öünyaarasmda çevremizden tanıdıkla ytrd". olduğu pibi Türkiye'de o'e da külfetli muhasebe kontrol, gü Scurultcaktır. Eunu mallannı danmız da bulunmaktadır. Ame iyi venlilt ve yönetim örgütleri alnfcr, güvenilir kimselere satmak niyet, bir yerde ekonomi kacaktır. Satış mağazalan hem büisteyen imalâtçılar da destekleyenunlan ile sınırlıdır. cekiır. Dünyanın gidisı ve çagın yük ve hem de gösterişli dösenakişına bakarak bir kısım tüccnr melidir. özel dedektifleri, özel bu yolu sececektir. Bunu engellereklâm giderlerf olacaktır. Bu ?imenin yolu da, gereği de yoktur. derlerin hepsi yapılacaktır. Ama Bu konu d a CHP Genel BaşBöyle olunca da karst çıkılacak satışlar ayni dtlseyde ka!8*ak kam degiMk g8rü$ ileri sürdü. Sa nokta büyük mağazalar değil, tır. Tabiatiyle büyük mağazalar yın Ecevit özellikla büyük bu magazaların mallarını sürertefeci faizi ödemeyecekler, famagazalar kunümasıyle, esnafın ken haksız olarak korunmamalakat hiç olmazsa normaJ bir banve küçük ticaret erbabuım eziO halde flk"sofu ru olmalıd:rr • rıdır. Ekonomik bakımdan duka faizi ödeyeceklerdir. Bu dulip piyasadan tasfiye olunacağırum budur. Bir de işin politik Biivük mafazalar rsahahlıgı Bnrumda hangi iş adamı. hansi nı belirtti. Gerçekten de banka yönünden bakılırsa. Sayın EceİPr ml? Bunun Icin önce bttvük ekonomist satışlann ucuza yakredileri artınlarak Te bu krevit herhalde kısmen de partisinin mashiîalan savnnonlsnn kanılaıipılacağını iddia edebilir. Bu iki. dilerln bir kismına reeskont politik olarak bir tabana oturtnı inrelpveüm: Bu kamlara ?öhakkı tanınarak fon aktarması ma amacıyle bu çıkışı yapmış ola re. büvük ma^azalar nracı itSryapıldıjh takdirde küçük esna bilir. Ama unutulmamahdır ki, lannı azaltarak. ucı^luk s^*}«fın buna dayanması zordur. Anesnaf ve küçük ticaret erbabı Şimdi okuyuculanmız diyevaraktır. Aracılann bir kisım <îr cak böyle bir kredi düzenlemesi çok degişken bir kitledir. Ve eko ceklerdir ki, pekiyi büyük maIsnnm kısıİPbile«>»ine inanmalc yapılmasıyle büyük magazalar nomi dışı nedenlerle CHP'ye des ğazalan savunanlar bunlan bildempk. bu düzendp önce sorununu birbirinden ayırmakta tek olmalan akıldan geçmeyeeek mezler mi? nın kisılrnasi mOmVün VP zorun vardır. bir grubu canlandırmakıadır. Kal Bize göre kendileri işbilir, zeH «nıcılanTi TarlıSını Vnhiıl Ptdı ki, bu grut» gitgide sayı ve etSayın Ecevit Türk toplumunun ki bir çevredir. Ekonomi kanun mplr dpmpktir. PTI 1«P biivf'k rr,!». ki olarak gücünü kaybetmelrteson yıllarda retiştirdisi parlak larr > en az bizim kadar bilir?azalara karsı cıkünlsn snleulnlcdir. politikacılanndan biridir Tam ler: O halde... o haldenin karsı1a suclsrsnian kpndflftri ile c«0i«snlamıyle hür tesebbüse, hür düDenilecek ki, peki fakir halk lığı Utinci cepbesinde yani «TUkfw dflrtlrflr. Fvpt >rueiin TürVfîünceye inanır. Onun kafasının korunmayacak mı? Onlan koruketicı kredileri» vönünden yatyp'dp aratılar vard'r. Ama bu arka tsraflannda gizli düşünce yrcak tedbrrler nelerdir? Yirmin maktadır. Aslında istenen, saaracılar toplam Belird«n Wr piy ler taşıdığını îlerl sürenler yanıyüzyılda fakir halkm korunmavunulan yiyecek esyası sahsı dep.lıvorlarsa bunun nedenî bir 1S, lıyorlar, ya da onu ysnhş gös sı ac peli$miş ülkelerde. ekonomigildir. tstenen. yivecek eşvası bir fonksivon sahibf olmaiandır. teriyorlar. Ama sayın Ecevit ekonin bütünöne ve dinamigine ters dısmda kalan tüketim mallanYoksa karjitalist düzen kimsave nomi politikasında ça|ın gerçek düşen sloganlarla yanılırsa. bu nın satışıdır. Buz dolaplan, çais enrmeden kâr kaptırmaz. tî3lerine karsı çıkmama durumungelecekte çok karanlık bir tablo maşır ve mutfak malzemelerl ve ra kaTrtırmaz. Aracı. araya eirio dadır. Çağm eerçeklerine karçı çıkanr ortaya. Fukara halkı koeşvası, giyim eşyası v.b.'nin saoara kazanırorsa. bir ise ysradıçıktığı ekonomik çıkarlan re sos ruyacak ekonomi politikası haltışlan için tüketicive kredi kart Jh içindir. Para buluvor olmfllıka ve onun kulagına d3 hoş geyal tabakalan yanlıs yorumladık lan verilmesfdir Yani tüketicidır. zamanında tasıt buluvor, lecek sloganlarla savunulabilir. lan takdirde. ne kadar soylu düye kredi kartı verilecek. o gipazar buluyor. ambalaj malzp.mpşüncelerle de hareket etseler po Bunun en etkilisi şüphesiz israfdip «Büyük Mağaza» dan mal sf bııluyor olmalıdır. HerTialde lara son verecek, halka dönük bir litik zararlara uŞravacakiardır. alacak bir kısnunı parayla ödebu düzende aracıvı savunmak TıiÇaeımızm en büyük jrerçeji • planlamadır. Halka dönUk planyecek bir kısmı için «kredi karlamanın nnsurlan somut çffzümre düsmez. ama bu düzenin sflrşüphesiz •îsletmelerin devleşmetı» verecek. O kartların bedelini lerle acıklandıŞı takdirde hem ge mesinin bir rereiH. hattâ bu d'jsi»dir. Bu devleşme 195D'de sobüyük magaza sahipleri gidio zeni savunanlann en Bnemli pruğuk ssvnşın gevşemesiyle geç lişme dinamiğine uygun bir yol bankadan alacaklardır. bu bu araeılardır. Tefed varsa mişle kıyaslanamıyacak bir tem tutulmus ve hem de saglam bir Bu mekanizma sonucu da sütabana, zamanla güeünden asla banka fcredfleri iyi dajıtılamadıpoya ulastı. Bu nedenle ekonorekli kullanılan tüketün mallankaybetmeyecek bir tabana dayafı içindir. Üretici y«rine aradaki mideki firma ya da ulus çapmnın satışı artacaktır. Denecek nılmış olur. Sayın Ecevit ve hürdaki ekonomik olaylan değerlenadamlara kredi acan, buntı kâr ki bunun ne kStü tarafı var? triyetçi, sosyal adaletçi vönünü dirirken fözönünde tutulacak ilk lı eören bir banka sMeminin şin püf noktası buradadır. iyice belli etmiş, avdm destegine nokta bu devleşme olayıdır. Bu varlıgı nedeniyledir. Kabzıma! neöenle planlı bîr gidiçle, Işlet en yakın parti olan CHP'nin kıvarsa ve fahis kâr sağlıyorsa bu sa sürede bu somut çözümlere meleri birlestirmeye rorlamak ve düzenîn gerekleriyle sağlanmış urnmaktayız. bfivük kanasitelerle kurulacak te olmahdır. İş adamlan bilirler ki, «Yeni sislerle işleri vürütmek Türkiye' Kredi» demek yeni emisyon deBuraya kadar anlattıklanmiz nin bizce en önemli sorunudur. mektir, reni satınalma güefl deBu bakımdan sayın Ecevit'in örşunun içindir: Aracılar da top mektir. Gerçi banka kredilerinin nesin «Teşvik Tedbirleri» île büAYŞE NEŞ'E lumda bir fonksiyonu olan kişiçoğu «kısa vadeüdir» denilir avük işletmeyi gözde tutan adım(NCHN) ARISOY lerdir. Böyle olunca da «BÜTiilc ma, aslında bu krediyl alan talara karşı cıkması. naçiz kanımıMagazalar geliyormus, eh artilî sa süre sonunda borcumı 8deüe za före bir sanssızlık olmuştur. biz tezgâhı kapatalım» diyerek mez. Onu başka sekillerde ve MtJSTAFA KEMAL Esnaf ve knçük ticaret erbabı ba savuşup gitmezler. Ya direnirlcr değişlk ya da ayni teminatlarla ARISOT kımından da Ecevit'in rurumu ya da esnaftan aldıklan kâr paysürdürür. Yani A grubu bir kre'annı bilvük mağazalara yüklerdinin B grubu bir kredi ile yer evlendiler Esnaf ve küeük ticaret erbabı ler. Bu bir. degistirmesine bugün için Türiki sekilde düşiinülpbiür. Bunlakiye'de imkân voktur. Türk ekonn bîr kısmı imaMtpıchr. Kücülî nomisinin belH de en zayıf taünitelerdı» ealısır CoŞu atıl Icarafı burada yatmaktadır. O hal(Cumhuriyet: 3146) pasitelerle is görürler. Bu ülkede «Tüketici Kredisi». veni sanin çıkan. hatta bu gibi esnafın tmalma gücünfln pivasaya sürfllcıkan, kendilerine baska bir semesi demektir. Yani «ayın Taöte yandan gerek Sayın Ta!u kilde avalchafıdir. Dolmıış delu'nun demeçlerinde tehliVelerfve gerekse kendileri gibi büyük nîlen kîicük tasıma isletmesinni uzun uzun anlattıSı emisyon mağazalan savunanlar, yukandaflpn. VücrV (îöküm tesisler! hr ve enflasvon demektir. ki «aracılann kalkması» nedeni anlayış içinde zamanla ayakt» ile maliyet unsurlannm düşeceBu «ince» noktadan sonra. kalmasalar da yurdumuz gerek < Y t V n tLHAN % ST Sini belirtirlerkBn. aym ticaret birimlerinde başka maliyet unsur TUNCELln kızları larınm is» kanşacağını rörmezükten selmektedirler. EndUstriZAPBAK de kapital büyOdükos ucuzlama ErkeV Meslek öfretmen Okulu mezunu olup. Erkelt Teknlk olur. Çünkfl kapîtal büytldükçj 1 Mayıs 1973'de Yüksek Öğretmen Okulu mezunu olmak Istiyenlerin fark imtihanmakinelesme artar, makinel«şme lan yapılacaktır. Isteklilerin altı adet vesikalık fotoğrafla. 15. Maarttıkça da mallar ucuzlar. Ortadogmuştur. yıs 1973 akşamına kadar Bakanlığımıza basvurmaları gerektiği duda Uretim vardır, maliyette yer yurulur. alan genel gider unsurlan Urün (Basın: 145393117) basma daöılır ve maliyet Urrtim tlk kez bu konuyu abartmaü olaralc ele alan «Hükümet kan«dı» oldu. O zamanlar Ticaret B»kanı olan Sayın Talu. pabalılığın nedeninin aracılar olduğunu, bazı malllann maliyetinin çok üstünde satıldığını behrtti ve bunu önlemek için «Büyük Magazalar» kurulacagını söyledl. Aslında büyük magazalar ve bu mağazalann sat»lannı finanse etmes! için açılması düşünülen «TUketici kredileri» Sayın Talu"nun sonradan Hükümet Baskanı olarak anlattıgı gibi yeni bir konu deSildir. Bundan yıllarca önce Eko nomik ve Sosyal Etüdler Heyeti'nin düzenlediği bir seminerde genç bir ekonomici bu konulan savundu. Sonra bu fikirler yayımlandı ve bir kaç yıldır da v,1lık programlara peçti. Bu bakvmdftn Sayın Talu, bu konuyu ilk olarak kendisinin ele almudıfını söylerken haklıdir. Haksıa oldugu nokta, Yılhk Program'larda Uretici lehine ya da tüke» tici için, tefecilikle saras için, vergi ve toprak reforrmı için y»zılmış sayısız nokta varken, kendilerinin sadece bu noktayı p'.e almıs ölmalandır. Hem de pahnlılıga karsı büvük Wr sava$ aracı olarak bü^'ilt maSazaların One rrini «TÜKETİCİ KREDİSUNDEN YARARLANACAK OLAN «BÜYÜK MAĞAZA» LAR, HAYAT PAHALILIĞINI ARTTIRACAKTIR. ANCAK GÜNÜMÜZÜN BAŞKA BÎR GERÇEĞİ «DEVLEŞME» OLAYIDIR. ekonomik güç ve gerekse sosyal denge bakımından büyük kayba uğramaz. Aslında sayın Ecevit ve iktidar sahipleri istese de isteme. se de bu gelişim olacaktır. Çağdaş dünyaya yetişmek için böyle bir gelişme olumlu bir gelismedir. Ancak esnafın bir başka kısmı bakkal gibi, kasap ve manav gibi alım satım erbabıdır ya da berber gibi hizmetlerinı satarak geçinenlerdir. Bu gibi esnaf kapital yogunlasması zorunlan kar sısmda Amerika'da bile ayakta kalmışlardır. özel bir kredi (ve bundan daha zayıf olan özel bir vergi) düzeniyle büyük magazalar korunmazsa bu esnafın ailinmesi olanagı Türkiye'de yoktur. fCünkü genel jriderleri cüz'i olduSundan büyük magazalarla yanşabilirler.) Hatta bunlardan hizmet işletmeleri ile (Berber v.b.), yiyecek şeyler satanlar büyük magazalar özel düzenlerle korunsalar bile ayakta kalabilirler. Ancak bır kezde tükenmeyen dayanıklı mal satanlar (kumaşçılar, tuhafiyeci.er ve hele ev ve mutafkU kullanılan eşya satanlar) bu yarışmaya dayanamazlar. Çunkü küçük tıcret erbabmm I"u dallarda çahsan işletmeleri, s <Ttıklan rnâttarı ya ikınei ya da tlçftâctt elöen almaktaaırteyr Aslan Başer KAFAOĞLU Ecevit'in Yanlışları Okuyucu Mektupları Okuduğıınuz yabancı yayınları atmayın,. üniversitelere gönderin Yabancı dil bilip de öndan yararlanamayanlann 15 Nlsan 1S73 tarilıli Cumhuriyette Mehmet Barlas'ın «yabana dîl ve mutluluk» üstüne yazdıklannı oku>iınca içleri burkuldu sanırım. Hele onlar, giderek alım gücü daha da düsen, sınırlı aylık gelirleri olan üniversite öğrencileriyse. nı önlemez Tüketici Kredisi sını izlemesi doğal dışı bir dunımdur Ve yıllannı verdiği yabancı dil kullanılmadığından verimsizliğe, unurulmaya bırakılmaktadır istenmeyerek. öte yandan azınlıkta da olsa batı basınını izleyebilme mut luluğuna erişebilenler var göre vi ya da kültürü eeregi. Sanırım onlann çogu edindikleri c« zete ve dergileri okuduktan son. ra toplamayıp ya bakkala ya da motfağa btrakıyorlar. garetelerin yaşamı günlük olduğuna gö re Acaba Rününfl doldurmuş garete ve dergiler bakkal y» da kasaba bırskılacagına. da?uk bir defer karşılı&nda Cnlversite ö&rencüerine aktsnlamaı mı? Böylece susuıluktan ktırumay» yüz rutnıus yabancı dilimir ye seremez mi? Dflny» Jle aramızdalri duvarda kücflk blr deIik açılmıs olmar mı? Kodret B0YAC1 bütçesine vükken yabana ba O r t a o k l i ! Bugün blr gazete, blr dergi bile genellikle bir Sğrencinin öğrencilerî de af istiyor S o n günierde basınımızda Büy"^ Millet MecHsince genis kapsaml» bir af çıkanlacagı belirtümektedir. OrtaoKul son ve tise son suuf[arda 23 dersten bekJemeli olarajj fc^jm çocuilaj var. On bin[ e r i n üstündekl bu çocuklar muhteUf sebeplerden senelerce beklemeli derslerinin imtihanını vereroemekte ve memleketimiz« faydalı olamamaktadırlar. çocuklan ne özel işyerlerl B u „ , d e Devlete ait işyerleri işe almamajrta. ^^ % b l r tosml> b u l s a b,,e b U y ü ] t blJ. İşin İnce Yanı tO. Tıp Fak. Beyazrt Cumhurbaşkamna açıkmektup Mill! değer ve devrimlerimizto bir unsuru olan 27 Mayıs Hürriyet ve Anayasa Bayramına yurdumuzun birçok bölgesinde kasıtlı olarak muhalefet edildiginl gönnekteyiz.. HatM Dirçok ilçe ve kasabalarda partizanlık yapılarak bu bayramı kutlamak isteyenler sıkıştmlmıştır. sıkıştınlmaktadır. Atatürkeü. devrtm d bir yurtsever olarak bu durumdan fcaygu duymakta ve sıtantı çefcmekteyim. Her vicdan sahibi. her yurtsever de sıtantı çekmektedir. 27 Mayıs Bayramına ve onun kaynagı 27 Mayıs devrtmine gereken saygmın gösterilrflesine engel teskil eden onsurlara manl olunmasj İçin .tedbir alınma smda çaba gösterecefinizi urnu yoruz Sayınlanmj HSseytn OZEN Cumhuriyet tlkokuln g l Uıunla hfirO Bofazlıyan TUZGAT Okullann diğer sınıflanndakl çocuklar, sınıflannda kalsa bile ilişkileri kesilmediğinden yani okula devam ettiklerinden yukar da arzettigim hususlar meydana gelmemelrtedir. On binlertn üstündekl ve bu dururndakj çocuUar için sınıf geçti muamelesi vapılara*. bir defaya mahsus olmak şartı île cumhurtyetlmizin ellinö yü dönümünde çıkanlacak af kapsamı ^ ^ blr »tlfet 0 İ 8 r a k k a b u l edilmesini takdirlerinize arz eder, bürrnetlprtmi sunanm. flasan ARARCA Ortaklar So. Ni«âr 4p 3820 Mecidiyefc5T tstanbol Endüstridekinin Aksine.. BİR YARDIM CAĞRISI 6 nüfuslu bir aile reisiytm. 3 yıldır tüberkülozla pençeleşivorum. Yardıro te'îyorum, Arzu eden ösiıerf durumumu Oildiren Ssğlık Kunılu raporlannın oir sure+ini gönderebt lirim. Ahmel BtLEN ^ire Pazannrta Rakkal Mnstafa Çelik pliyle ELAZ1G MİLLÎ EĞİTİM BAKANÜĞINDAN artükça dUser, az&lır. Oysa, tlca (Kiral rattam aOanav 188) 3144
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle